Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Ahmet Hamdi Basar
  • Dublin Ireland

Ahmet Hamdi Basar

Sosyo-ekonomik ilişkilerin tarihsel ve maddesel ilerleyişi sonucu ortaya çıkan sistem gezegensel sınırlara baskı uygulayan ve doğada geri döndürülemez tahribatlara neden olan bir yapıya dönüşmüş durumdadır. İnsan-doğa bütünlüğünü yırtan... more
Sosyo-ekonomik ilişkilerin tarihsel ve maddesel ilerleyişi sonucu ortaya çıkan sistem gezegensel sınırlara baskı uygulayan ve doğada geri döndürülemez tahribatlara neden olan bir yapıya dönüşmüş durumdadır. İnsan-doğa bütünlüğünü yırtan kapitalist üretim ilişkileri büyüme ve kâr ençoklaştırmayı önceleyen sermaye sahiplerinin insanı ve doğayı
metalaştırarak sömürüsünü meşrulaştırmış ve bugün ekolojik kriz adı verilen küresel yıkıma neden olmuştur. Ancak doğadan yabancılaşarak onu bir kaynağa indirgeyen ve toplumu doğal kaynakları aşırı tüketmekle yaftalayan ana akım yaklaşım, sorunun çözümünü de tabii olarak,
mevcut kapitalist sistemin revizyonunda bulmuştur. Sürdürülebilir kalkınma adı altında pazarlanan bu model şirketlerin ekonomik olarak büyürken aynı zamanda çevresel ve sosyal alanlarda da artı değer yaratacağını öne sürmektedir. Bu makale ise sürdürülebilir kalkınma
politikalarının kapitalist sosyo-ekonomik ilişkileri yeniden ürettiğini iddia etmektedir. Bu iddiasını, insanın topraktan koparılmasında dolayısı ile kapitalizmin ortaya çıkışında ve yayılmasında önemli rol oynayan inşaat sermayesinin yapıtaşı çimento şirketlerinin gelişiminin ve sürdürülebilir kalkınma stratejilerinin analizleri üzerinden açıklamaktadır. Bu
bağlamda sürdürülebilir kalkınma politikalarına ve doğal olarak son dönemdeki kapitalist üretim ilişkilerine tarihsel materyalist perspektiften getirilen eleştirilere çimento sektörünün işleyişini sorunsallaştırarak katkı sunmayı amaçlamaktadır. Çalışma, şirketlerin temel politikalarının büyüme ve kârlılık üzerine bina edilmeye devam edildiğini, mevcut kapitalist
ekonomik ilişkilerin sürdürülebilir kalkınma pratikleri üzerinden yeniden üretildiğini ve sosyal çevresel yıkımın artarak sürdüğünü ortaya koymaktadır.
Rusya'ya karşı yaptırımlar işe yarar mı? (t24.com.tr) T24 Makale link Rusya'ya karşı yaptırımlar işe yarar mı? Yaptırımların başarıya ulaşıp ulaşmadığını değerlendirirken asıl ölçüt yaptırımların amaç ve hedefleri olabilir. Peki... more
Rusya'ya karşı yaptırımlar işe yarar mı? (t24.com.tr) T24 Makale link Rusya'ya karşı yaptırımlar işe yarar mı? Yaptırımların başarıya ulaşıp ulaşmadığını değerlendirirken asıl ölçüt yaptırımların amaç ve hedefleri olabilir. Peki yaptırımların amacı neydi? 25 Şubat 2022 15:45 Ahmet Hamdi Başar & Can Cemgil Geldiğimiz noktada bir kez daha en geniş anlamıyla Batı bloku ülkeleri Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde Rusya Federasyonu'na karşı yaptırımlarını açıklamak üzere sıraya girmiş görünüyor. ABD ilk aşamada Rusya'nın finans hizmetleri sektörünü hedefleyerek iki devlet bankasına karşı yaptırımlar açıklarken, İngiltere onu takip etti. Almanya istemeyerek
The ongoing sanctions against the Russian Federation by Western states led by the United States with a view to hamper the Putin administration’s capability to rule through suppressing oil and commodity prices and limiting Russia’s trade... more
The ongoing sanctions against the Russian Federation by Western states led by the
United States with a view to hamper the Putin administration’s capability to rule
through suppressing oil and commodity prices and limiting Russia’s trade activities
have been a subject of debate in the geopolitics and sanctions literature. A key
dimension of these debates has to do with the effectiveness of sanctions. The main
purpose of this study is to evaluate the effectiveness of sanctions against Russia through
a three-layered analysis that thinks together the macroeconomic, the geopolitical and
the social by utilizing Robert Cox’s critical theory or the Neo-Gramscian approach.
The argument is that the sanctions did not produce the intended effect and failed to
weaken Russia’s geopolitical posture, macroeconomic stability and domestic
sociopolitical order. This study develops this argument by showing how Russia’s
abrupt transition to capitalism and the exploitation of Russian civil society through
financialization and privatization reinforced the ability of Putin’s historical bloc to
remain in power with the help of patriotic anti-Western rhetoric and statist approach
after the sanctions. Coercive policies to prevent business elites from getting involved
in political decision-making and state control particularly in energy industry further
contributed to Russia’s recovery. This would have been possible with the decline of
the US-led World Order that enabled the Russian Government to diversify policies and
establish a pivot to Asia, particularly to China, which ultimately enhanced military and
economic relations.
Kripto Paralar gerek günlük yaşamda gerekse finansal piyasalarda sıklıkla tartışma konusu olmaya başladılar. Kullandıkları dijital altyapı ile yarattıklarını iddia ettikleri güvenli ve hızlı para transferi ortaya konulan ürünün başat... more
Kripto Paralar gerek günlük yaşamda gerekse finansal piyasalarda sıklıkla tartışma konusu olmaya başladılar. Kullandıkları dijital altyapı ile yarattıklarını iddia ettikleri güvenli ve hızlı para transferi ortaya konulan ürünün başat işlevi olarak karşımıza çıkıyor. Bununla beraber, birçok farklı alanda da benzer yazılımlar sayesinde işlem sürelerinin kısaltılacağına vurgu yapılıyor. Kripto Paraların gerek üretim ve transferinde gerekse denetiminde oluşturulan merkezsizleştirilmiş yapı ise konuyu yalnızca finansal eksenden daha geniş politik bir tartışma alanına taşıyor. Bu yazı da, Kripto Paraların yaratacağı finansal dönüşümün oluşturacağı politik baskının, teknoloji şirketleri merkezli elit sınıfı üzerinden, II. Dünya Savaşı sonrasında Amerika Birleşik Devletleri liderliğinde kurulan ve Teritoryal Devlet Sistemi ile idaresi sağlanan Kapitalist Dünya Düzeni' ne oluşturduğu iddia edilen tehdidi sorunsallaştırmaktadır.