ozdes ozbay

www.suhakki.org sitesinde 8 Ocak 2018'de yayınlanmıştır.

İran'ın su politikalarının halk isyanına etkisi 28 Aralık'ta Meşhed kentinden başlayarak hızla diğer kentlere yayılan protestoların arkasındaki en önemli nedenin ekonomik sıkıntılar olduğu çokça yazıldı. Sokağa çıkanların önemlice bir kısmının yoksullar ve işçi/işsiz gençler olduğu da yazıldı. Ancak İran'da ekonomik sıkıntıların ve kent yoksullarını oluşturan köyden kente göçün bir nedeni de İran'ın su politikaları.

"YEREL DEMOKRASİ SORUNSALI: Büyükşehir Belediye Meclisleri Yapısı ve İşleyişi" başlıklı çalışmada yer alan makalede Türkiye'deki büyükşehir belediye meclisi üyeleri ile 16 Avrupa ülkesindeki belediye meclisi üyelerinin profilleri kıyaslanıyor.

Türkiye'de ve Dünyada Su Krizi ve Su Hakkı Mücadeleleri kitabında yer alan makalede 1990’lardan günümüze Hindistan’dan, Bolivya’ya, İtalya’dan ABD’ye dünyanın farklı ülkelerinde çok önemli sonuçları olan su hakkı mücadeleleri anlatılıyor. Kırsal ve kentsel mücadeleler olarak iki kategoride ele alınan su hakkı mücadeleleri içerisinde dünyanın ilk küresel baraj karşıtı kampanyasına dönüşen Narmada direnişi; tüm dünyada ilgi uyandıran ve sendikalarla aşağıdan halk örgütlenmelerinin birlikte mücadele ettiği Cochabamba su savaşları; Brezilya’da Amazon havzasında yapılan dev Belo Monte barajına karşı yaşam alanlarını savunan yerli halkların mücadelesi; toplumsal mücadeleler tarihine müşterekler ve yeniden belediyeleştirme gibi kavramları kazandıran İtalya su hareketi; İrlanda’da her on kişiden birini sokağa çıkarmayı başaran ve ülkede yeni bir radikal sol hareketinin kurulmasına önayak olan İrlanda Su Hakkı Hareketi ve ABD’nin Kuzey Dakota eyaletinde yerli halkların kutsal kabul ettikleri su varlıklarını savunmak için verdikleri petrol boru hattı karşıtı hareket anlatılıyor.

Teoriden Mücadeleye Müşterekler Kitabı için hazırladığım makalede su hakkı mücadeleleri ile su müştereği siyaseti arasındaki ilişkiyi ve antikapitalist bir mücadele açısından su sorunu üzerinden müşterekler siyasetinin potansiyelleri ile sınırlılıklarını tartıştım.

Enternasyonal Sosyalizm dergisinin 2. sayısında yayınlanmıştır.

Bu makale, Ortadoğu Devrimleri, Öfkeliler Hareketi ve Occupy Hareketi gibi kent hareketlerinin sınıf karakterinin ne olduğu tartışmasına dahil olarak Marxist perspektiften katkı sunuyor.

This dissertation analyzes the relationship between the changing working class and the changing repertoire of white-collar mobilizations in Istanbul in the neoliberal era. It seeks to answer the following questions: Is there a relationship between the changing structure of the working class and the new repertoire of collective actions and organizational practices? Can this relationship be traced by studying the socio-economic changes and the emerging new repertoire of collective actions and organizational practices in Istanbul over the past 35 years? This dissertation argues that the expansion of the white-collar employees needs to be regarded as a consequence of changes in the structure of the working class. The inability of existing class organizations to adapt themselves to the changing working class and its needs led to the creation of a new repertoire of white-collar mobilizations between 2008 and 2015 in Istanbul. The required data for demonstrating the changing working class structure was collected mostly from previous research and in-depth interviews were carried out with leading activists of white-collar mobilizations in an attempt to gain insight into their repertoire of collective actions and organizations.

In this collected work, you will find articles that seek to analyze the politics of the commons. The unifying element of the articles is that they address the potentials of the commons not only as an academic field of study, but also by their inherent potentials and prevailing limitations as regards the anti-capitalist struggle. In addition, these articles chiefly seek to follow the traces of the politics of the commons throughout the social movements in Turkey. This book aims to fill a gap for activists, who not only want to understand the world but also to change it, by providing experiences of social movements and conceptual debates.