Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Klasik Türk Edebiyatı’nın temel kaynaklarından olan tezkireler, şairlerin hayatları hakkında önemli bilgiler ihtiva etmekle beraber onların eserlerinden örnekleri de bünyesinde barındırmaktadır. Şairlerin hayatı, sanat anlayışları,... more
Klasik Türk Edebiyatı’nın temel kaynaklarından olan tezkireler, şairlerin hayatları hakkında önemli bilgiler ihtiva etmekle beraber onların eserlerinden örnekleri de bünyesinde barındırmaktadır. Şairlerin hayatı, sanat anlayışları, eserleri gibi bilgileri bünyesinde barındıran tezkireler, bir nevi kendi dönemlerine ayna tutan tarihi birer vesika olma görevini de üstlenmiştir. Yazıldıkları dönemdeki siyasi, kültürel, sosyal ve ekonomik hayat hakkındaki yine pek çok bilgiyi tezkirelerden edinmekteyiz. Kaynaklarda hakkında ayrıntılı bilgiler bulunmayan Nûrî Osman Hanyavî, 18. yüzyılda Girit Adası’nda yaşamış bir şairdir. Hanyavî’nin Divan’ı dışında kaleme aldığı beş eseri vardır. Bunlardan birisi de Tezkîre-i Şu’arâ-yı Cezîre-i Girid’dir. Nûrî Osman Hanyavî, tezkiresinde geneli kendisi gibi Giritli olan 19 şairin biyografisine ve bu isimlerin eserlerinden örneklere yer vermiştir. Eserin biri Çorum Hasan Paşa İl Halk Kütüphanesi’nde diğeri ise “Düstûr” başlığıyla Almanya Millî Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar Ms.or.quart’da bulunan iki nüshası günümüze ulaşmıştır. Bu çalışmada tezkirede bahsi geçen 19 şairden asıl meslek ve/veya görevlerine dair bilgiler verilen 14 şairin meslek ve/veya görevleri tespit edilmiştir. Amaç, eserin incelenmesinin yanı sıra eserin söz varlığının ve anlam dünyasının ortaya çıkarılması ve eserin tanıtılmasıdır. Eser üzerine yapılan incelemede ile tezkirede bahsi geçen şairlerin asıl meslek ve/veya görevlerine dair verilen bilgiler değerlendirilmiştir.
Klâsik Türk edebiyatının beslendiği temel kaynaklardan birisi olan mitoloji dar anlamda mitlerin incelenmesine, geniş anlamda ise ilkel insanların ve insan üstü varlıkların başından geçen efsanevi olayların incelenip anlatılmasına verilen... more
Klâsik Türk edebiyatının beslendiği temel kaynaklardan birisi olan mitoloji dar anlamda mitlerin incelenmesine, geniş anlamda ise ilkel insanların ve insan üstü varlıkların başından geçen efsanevi olayların incelenip anlatılmasına verilen isimdir. Bu efsanevi öykülerin içerisinde bulunan mitolojik öğeler gerek biçimsel özellikleri gerekse yüklendikleri misyon ile ait olduğu toplumun kültürü, coğrafyası, dini inancı, yaşam biçimi gibi pek çok özelliğini yansıtan sembollerdir. Tarihi aydınlatmada oldukça önemli görevler üstlenen bu semboller mitoslarda insan, hayvan, bitki, yaratık vb. gibi çeşitli şekillerde karşımıza çıkabilmektedir.
Arap bir aileden gelen Kazvînî’nin 13. yüzyılda kaleme aldığı Acâʾibü’l-maḫlûḳāt ve ġarâʾibü’l-mevcûdât adlı eserde coğrafya, kozmografya ve astroloji gibi çeşitli konular devrin anlayışı içerisinde açıklanmaktadır. Bunun yanı sıra dört mukaddime, iki makale ve bir hâtime üzerine tertip edilen eser içerisinde pek çok mitolojik unsuru da barındırmaktadır.
Bu çalışmada Acâʾibü’l-maḫlûḳāt ve ġarâʾibü’l-mevcûdât adlı eserin Sürûrî tarafından Türkçeye çevrilen Manisa İl Halk Kütüphanesi’ndeki 3019 No’lu minyatürlü istinsah nüshası ihtiva ettiği mitolojik yaratıklar açısından incelenecektir.  Bu bağlamda çalışma iki bölümden oluşacaktır. İlk bölümde eserdeki mitolojik öykülerde yer alan yaratıklar tespit edilip açıklanacak, ikinci bölümde ise bu mitolojik kökenli yaratıkların değerlendirmesi ve kendi içerisinde bir sınıflandırılması yapılacaktır.
Türkçeye “modernizm sonrası” şeklinde çevirebileceğimiz postmodernizm, 20. yüzyılda ortaya çıkmış ve başta mimari olmak üzere resim, tarih, felsefe, dilbilim, pedagoji gibi pek çok disiplinin yanında edebiyatı da etkilemiştir. Berna... more
Türkçeye “modernizm sonrası” şeklinde çevirebileceğimiz postmodernizm, 20. yüzyılda ortaya çıkmış ve başta mimari olmak üzere resim, tarih, felsefe, dilbilim, pedagoji gibi pek çok disiplinin yanında edebiyatı da etkilemiştir. Berna Moran’a göre “19. yüzyıl gerçekçi romanına da modernist romana da karşı çıkan bir anlayış” olan postmodernizm, Batı edebiyatında 1950 ve 1960’larda, Türk edebiyatında ise özellikle 1980’li yıllardan sonra ortaya çıkar.
Bu çalışmada çağdaş dönem yazarlarından Mine Söğüt’ün 2010 yılında yayımlanan dördüncü romanı Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey’de kullanılan anlatım teknikleri ve romanın içerik ögeleri postmodernist edebiyat kuramı çerçevesinde çözümlenecektir. Çalışmadaki temel amaç asıl mesleği gazetecilik olan yazarın 90’lı yıllarda sahne adı Madam Arthur Bey olan bir travestinin göz altına alınıp polis tarafından darp edilmesi olayının haberini yaptıktan sonra bu karakterden esinlenerek yazmaya karar verdiği romanı Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey ’de yer alan postmodern unsurların romanda kullanımı hakkında genel bir kanaat oluşturmaya çalışmaktır. Metin merkezli olarak yürütülen bu çalışmada romanın bütün içerik ögeleri ve anlatım teknikleri incelenmeyecek olup sadece metinlerarasılık, üstkurmaca, zaman ve oyun unsurları üzerinde durulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Postmodernizm, Postmodern kuram, Mine Söğüt
Türk edebiyatında ilk örnekleri 19. yüzyılda görülmeye başlayan roman, yazıldığı dönemin anlamlandırılmasını sağlayacak çeşitli siyasî, kültürel ve ekonomik gelişmelere paralel bir şekilde biçimlenmesinin yanı sıra hem insanla hem de... more
Türk edebiyatında ilk örnekleri 19. yüzyılda görülmeye başlayan roman, yazıldığı dönemin anlamlandırılmasını sağlayacak çeşitli siyasî, kültürel ve ekonomik gelişmelere paralel bir şekilde biçimlenmesinin yanı sıra hem insanla hem de toplumla çok yakın bir ilişki içerisinde bulunması açısından edebiyat sosyolojisi için önemli bir kaynak niteliğindedir.
Cumhuriyet dönemi romanının genellikle toplumsal gerçekçi bir niteliğe sahip olması dolayısıyla yazarlar, özellikle 1950 sonrasında romanda gerçekçiliğin bir uzantısı olarak değerlendirilen köye ve köy insanına yönelmiş, romanlarında Anadolu coğrafyasına ve köy gerçeğine ağırlık vermiştir. Köyden kente göç ve yoksulluk temaları, Latife Tekin’in de Sevgili Arsız Ölüm (1983), Berci Kristin Çöp Masalları (1984), Gece Dersleri (1986), Buzdan Kılıçlar (1989) ve Aşk İşaretleri (1995) adlı eserlerinin bel kemiğini oluşturmaktadır.
Bu çalışmada Latife Tekin’in 1983 yılında Adam yayınevinden yayımlanan ilk romanı Sevgili Arsız Ölüm’de öne çıkan köyden kente göç ve yoksulluk olguları disiplinler arası bir çalışma alanı olan edebiyat sosyolojisi bağlamında incelenecektir. Yazarın biyografisinden de izler taşıyan eserde Aktaş ailesinin Alacüvek köyünden İstanbul olduğu tahmin edilen fakat romanda adı geçmeyen bir şehre göç etmesi; ailenin büyük şehirde yaşadığı uyum sorunu, karakterlerin yaşadığı kimlik bunalımı ve arabesk tavırlar, şehirli-köylü etkileşimi, yoksullaşma ve aile içi ilişkiler odağında değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Edebiyat sosyolojisi, Latife Tekin, Göç, Yoksulluk
Klasik Türk Edebiyatı'nın temel kaynaklarından olan tezkireler, şairlerin hayatları hakkında önemli bilgiler ihtiva etmekle beraber onların eserlerinden örnekleri de bünyesinde barındırmaktadır. Şairlerin hayatı, sanat anlayışları,... more
Klasik Türk Edebiyatı'nın temel kaynaklarından olan tezkireler, şairlerin hayatları hakkında önemli bilgiler ihtiva etmekle beraber onların eserlerinden örnekleri de bünyesinde barındırmaktadır. Şairlerin hayatı, sanat anlayışları, eserleri gibi bilgileri bünyesinde barındıran tezkireler, bir nevi kendi dönemlerine ayna tutan tarihi birer vesika olma görevini de üstlenmiştir. Yazıldıkları dönemdeki siyasi, kültürel, sosyal ve ekonomik hayat hakkındaki yine pek çok bilgiyi tezkirelerden edinmekteyiz. Kaynaklarda hakkında ayrıntılı bilgiler bulunmayan Nûrî Osman Hanyavî, 18. yüzyılda Girit Adası'nda yaşamış bir şairdir. Hanyavî'nin Divan'ı dışında kaleme aldığı beş eseri vardır. Bunlardan birisi de Tezkîre-i Şu'arâ-yı Cezîre-i Girid'dir. Nûrî Osman Hanyavî, tezkiresinde geneli kendisi gibi Giritli olan 19 şairin biyografisine ve bu isimlerin eserlerinden örneklere yer vermiştir. Eserin biri Çorum Hasan Paşa İl Halk Kütüphanesi'nde diğeri ise "Düstûr" başlığıyla Almanya Millî Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar Ms.or.quart'da bulunan iki nüshası günümüze ulaşmıştır. Bu çalışmada tezkirede bahsi geçen 19 şairden asıl meslek ve/veya görevlerine dair bilgiler verilen 14 şairin meslek ve/veya görevleri tespit edilmiştir. Konunun seçilmesindeki ana neden, Nûrî Osman Hanyavî'nin tezkiresi üzerine daha önce yapılmış herhangi bir inceleme çalışmasının bulunmamasıdır. Amaç, eserin incelenmesinin yanı sıra eserin söz varlığının ve anlam dünyasının ortaya çıkarılması ve eserin tanıtılmasıdır. Eser üzerine yapılan incelemede ile tezkirede bahsi geçen şairlerin asıl meslek ve/veya görevlerine dair verilen bilgiler değerlendirilmiştir. Bu çalışmanın Türk dilinin tarihsel gelişimine dair yapılacak araştırmalar için 18. yüzyıl eserleri arasında bir kaynak olarak katkı sağlaması ve yapılan incelemenin özellikle üslûp ve mukâyese çalışmaları için bir zemin teşkil etmesi temennisindeyiz.