Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content

    Huseyin Koksal

    Küreselleşme olgusunun eğitim alanındaki yansımalarından biri, sınır ötesi eğitim hareketlilikleridir. Bu değişimin bir sonucu olarak sınır ötesi eğitim hareketlilikleri sürekli artmaktadır. Ülkelerdeki yabancı uyruklu öğrencilerin... more
    Küreselleşme olgusunun eğitim alanındaki yansımalarından biri, sınır ötesi eğitim hareketlilikleridir. Bu değişimin bir sonucu olarak sınır ötesi eğitim hareketlilikleri sürekli artmaktadır. Ülkelerdeki yabancı uyruklu öğrencilerin varlığı, bir “eğitim ekonomisi” oluşturmuş söz konusu ülkeleri önemli bir küresel pazar haline getirmiştir. Bu süreç yalnızca, ülkelerarası kültürel işbirliklerinin gereği olarak sürdürülmemekte fakat aynı zamanda göç ve iltica faaliyetleri de bazen olağan dışı ikamet zorunluluğunu doğurmaktadır. Başka ülkelerde eğitim gören yabancı uyruklu öğrenciler, eğitim sürecinde bilgi ve becerilerini geliştirirken, aynı zamanda bulundukları ülkenin kültür ve anlayışı ile karşılaşmaktadır. Bu karşılaşma, bir kültürel entegrasyonu beraberinde getirebilir. Kültürel entegrasyon bağlamında da değerlendirilebilecek birlikte yaşama kültürü, farklı kültürdeki bireylerin bir arada yaşamaları için gerekli görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de öğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin Türkiye’ye yönelik algılarını ortaya koymaktır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 öğretim yılında Türkiye’deki bir üniversitenin Türkçe Öğretim Merkezi (TÖMER)’de öğrenim gören farklı ülkelerden 120 yabancı uyruklu öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Çalışma, yabancı uyruklu öğrencilerin Türkiye’ye ilişkin olumlu ve olumsuz görüşlerini ortaya koymuştur. Verilerin analizinde nitel veri analiz tekniklerinden betimsel analiz yaklaşımı kullanılmıştır.
    Küreselleşme olgusunun eğitim alanındaki yansımalarından biri, sınır ötesi eğitim hareketlilikleridir. Bu değişimin bir sonucu olarak sınır ötesi eğitim hareketlilikleri sürekli artmaktadır. Ülkelerdeki yabancı uyruklu öğrencilerin... more
    Küreselleşme olgusunun eğitim alanındaki yansımalarından biri, sınır ötesi eğitim hareketlilikleridir. Bu değişimin bir sonucu olarak sınır ötesi eğitim hareketlilikleri sürekli artmaktadır. Ülkelerdeki yabancı uyruklu öğrencilerin varlığı, bir “eğitim ekonomisi” oluşturmuş söz konusu ülkeleri önemli bir küresel pazar haline getirmiştir. Bu süreç yalnızca, ülkelerarası kültürel işbirliklerinin gereği olarak sürdürülmemekte fakat aynı zamanda göç ve iltica faaliyetleri de bazen olağan dışı ikamet zorunluluğunu doğurmaktadır. Başka ülkelerde eğitim gören yabancı uyruklu öğrenciler, eğitim sürecinde bilgi ve becerilerini geliştirirken, aynı zamanda bulundukları ülkenin kültür ve anlayışı ile karşılaşmaktadır. Bu karşılaşma, bir kültürel entegrasyonu beraberinde getirebilir. Kültürel entegrasyon bağlamında da değerlendirilebilecek birlikte yaşama kültürü, farklı kültürdeki bireylerin bir arada yaşamaları için gerekli görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de öğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin Türkiye’ye yönelik algılarını ortaya koymaktır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 öğretim yılında Türkiye’deki bir üniversitenin Türkçe Öğretim Merkezi (TÖMER)’de öğrenim gören farklı ülkelerden 120 yabancı uyruklu öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Çalışma, yabancı uyruklu öğrencilerin Türkiye’ye ilişkin olumlu ve olumsuz görüşlerini ortaya koymuştur. Verilerin analizinde nitel veri analiz tekniklerinden betimsel analiz yaklaşımı kullanılmıştır.
    Bu calismanin amaci politik okuryazarlik olceginin gelistirilmesidir. Arastirmanin calisma grubunu Istanbul’da bir universitede ogrenim goren toplam 440 lisans ogrencisi olusturmustur. Calismada acimlayici faktor analizi (AFA) ve... more
    Bu calismanin amaci politik okuryazarlik olceginin gelistirilmesidir. Arastirmanin calisma grubunu Istanbul’da bir universitede ogrenim goren toplam 440 lisans ogrencisi olusturmustur. Calismada acimlayici faktor analizi (AFA) ve dogrulayici faktor analizi (DFA) kullanilmistir. AFA sonucu olcegin 24 madde ve 5 faktorden olustugunu ve toplam varyansin 63,852’sini aciklandigini gostermektedir. Faktorler “Politik Uzmanlik, Politik Bilgi, Politik Farkindalik, Politik Ilgi ve Politik Katilim” olarak isimlendirilmistir. DFA sonucunda ise olcegin madde oldugu ve elde edilen yapinin uyum indekslerinin yeterli duzeyde oldugu belirlenmistir (χ2/sd= 1,53, RMSEA= .70, SRMR= .07). Olcegin toplam madde korelasyonlari .48 ile .70 arasinda degismektedir. Olcegin Cronbach Alfa ic tutarlilik katsayisinin .89 oldugu saptanmistir. Bu bulgulardan hareketle, olcegin bireylerin politik okuryazarlik becerilerinin olculmesinde gecerli ve guvenilir bir sekilde kullanilabilecegi soylenebilir.
    2023 Egitim Vizyon Belgesi, “tekillik” kavramina vurgu yaparak baslamaktadir. Tekillik’in bir bilimkurgu ogesi degil, guncel bir gerceklik oldugunu ifade etmektedir. Tekillik, insanin biyolojik ve mental yapisinin ileri teknoloji... more
    2023 Egitim Vizyon Belgesi, “tekillik” kavramina vurgu yaparak baslamaktadir. Tekillik’in bir bilimkurgu ogesi degil, guncel bir gerceklik oldugunu ifade etmektedir. Tekillik, insanin biyolojik ve mental yapisinin ileri teknoloji destekleriyle gelistirilmesi olarak tanimlanmaktadir. Teknolojinin exposansiyel bicimde gelismesi, tekillik olgusunun bir kesinlik vurgusuyla savunulmasina yol acmistir. Pekcok gelecekbilimci, yakin gelecekte, makinelerle insanlarin birlesecegini ve bunun, insanlik adina olumlu sonuclar doguracagini dusunmektedir. Transhumanizm ise, tekilligin sonuclarinin insanligi mevcut durumundan bir ust insanlik seviyesine tasiyacagina iliskin inanctir. Transhumanistler, pekcok kuresel sorunun tekillik sonrasinda cozulecegine inanirlar. 2023 Egitim Vizyon Belgesi’nde, tekillik ve transhumanizm olgularina karsi elestirel yaklasilmaktadir. Bu iki olgunun gercekligi kabul edilir fakat vizyon belgesi, kendine ozgu bir tekillik anlayisi ortaya koyar. Vizyon belgesinde, “biz...
    Tarihsel bilginin niteligi, tarih ogretiminin de niteligini etkilemektedir. Tarihsel bilgi, gecmisteki insan etkinliklerinin bilgisidir. Ogrencilerin tarihsel bilgiyi algilayabilmeleri icin onu yeniden kurgulamalari gerekmektedir
    20. Yuzyilin ikinci yarisindan sonra dunyada, ekonomik, kulturel ve sosyal donusumler, yuzyilin ilk yillarina oranla daha hizli ve karmasik bir sekil almistir. Yeni arastirma alanlari ortaya cikmis, bilimler kendi iclerinde bolunmeler... more
    20. Yuzyilin ikinci yarisindan sonra dunyada, ekonomik, kulturel ve sosyal donusumler, yuzyilin ilk yillarina oranla daha hizli ve karmasik bir sekil almistir. Yeni arastirma alanlari ortaya cikmis, bilimler kendi iclerinde bolunmeler yasamistir. Asagi yukari yirmiser yillik omre sahip donemler halinde toplumsal hayata baskin bicimde etki eden farkli ve beklenmedik faktorler ortaya cikmaktadir.Bunlar, sosyal iliskileri, siyasal yonelisleri, gundelik hayat aliskanliklarini, otekine yahut kendine, gecmise yahut bugune ve gelecege bakisi, arz-talep dengelerini vb altust etmekte, yeniden bicimlendirmekte ve asagi yukari yirmi yil sonra bir baska faktorun ortaya cikisiyla bu surec, bir baska duzlemde  fakat ayni zorlayicilikla yeniden baslamaktadir. Yeni donemin eskisiyle arasindaki farkliliklar, eski donemin karakteristiklerinin netlikle ortaya konulmasini kolaylastirmakta, dolayisiyla “eskiyen yirmi yillik donemi tanimlamak” retrospektif bir bakisin sonunda adeta kendiliginden mumkun o...
    Küreselleşme olgusunun eğitim alanındaki yansımalarından biri, sınır ötesi eğitim hareketlilikleridir. Bu değişimin bir sonucu olarak sınır ötesi eğitim hareketlilikleri sürekli artmaktadır. Ülkelerdeki yabancı uyruklu öğrencilerin... more
    Küreselleşme olgusunun eğitim alanındaki yansımalarından biri, sınır ötesi eğitim hareketlilikleridir. Bu değişimin bir sonucu olarak sınır ötesi eğitim hareketlilikleri sürekli artmaktadır. Ülkelerdeki yabancı uyruklu öğrencilerin varlığı, bir “eğitim ekonomisi” oluşturmuş söz konusu ülkeleri önemli bir küresel pazar haline getirmiştir. Bu süreç yalnızca, ülkelerarası kültürel işbirliklerinin gereği olarak sürdürülmemekte fakat aynı zamanda göç ve iltica faaliyetleri de bazen olağan dışı ikamet zorunluluğunu doğurmaktadır. Başka ülkelerde eğitim gören yabancı uyruklu öğrenciler, eğitim sürecinde bilgi ve becerilerini geliştirirken, aynı zamanda bulundukları ülkenin kültür ve anlayışı ile karşılaşmaktadır. Bu karşılaşma, bir kültürel entegrasyonu beraberinde getirebilir. Kültürel entegrasyon bağlamında da değerlendirilebilecek birlikte yaşama kültürü, farklı kültürdeki bireylerin bir arada yaşamaları için gerekli görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de öğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin Türkiye’ye yönelik algılarını ortaya koymaktır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 öğretim yılında Türkiye’deki bir üniversitenin Türkçe Öğretim Merkezi (TÖMER)’de öğrenim gören farklı ülkelerden 120 yabancı uyruklu öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Çalışma, yabancı uyruklu öğrencilerin Türkiye’ye ilişkin olumlu ve olumsuz görüşlerini ortaya koymuştur. Verilerin analizinde nitel veri analiz tekniklerinden betimsel analiz yaklaşımı kullanılmıştır.
    Küreselleşme olgusunun eğitim alanındaki yansımalarından biri, sınır ötesi eğitim hareketlilikleridir. Bu değişimin bir sonucu olarak sınır ötesi eğitim hareketlilikleri sürekli artmaktadır. Ülkelerdeki yabancı uyruklu öğrencilerin... more
    Küreselleşme olgusunun eğitim alanındaki yansımalarından biri, sınır ötesi eğitim hareketlilikleridir. Bu değişimin bir sonucu olarak sınır ötesi eğitim hareketlilikleri sürekli artmaktadır. Ülkelerdeki yabancı uyruklu öğrencilerin varlığı, bir “eğitim ekonomisi” oluşturmuş söz konusu ülkeleri önemli bir küresel pazar haline getirmiştir. Bu süreç yalnızca, ülkelerarası kültürel işbirliklerinin gereği olarak sürdürülmemekte fakat aynı zamanda göç ve iltica faaliyetleri de bazen olağan dışı ikamet zorunluluğunu doğurmaktadır. Başka ülkelerde eğitim gören yabancı uyruklu öğrenciler, eğitim sürecinde bilgi ve becerilerini geliştirirken, aynı zamanda bulundukları ülkenin kültür ve anlayışı ile karşılaşmaktadır. Bu karşılaşma, bir kültürel entegrasyonu beraberinde getirebilir. Kültürel entegrasyon bağlamında da değerlendirilebilecek birlikte yaşama kültürü, farklı kültürdeki bireylerin bir arada yaşamaları için gerekli görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de öğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin Türkiye’ye yönelik algılarını ortaya koymaktır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 öğretim yılında Türkiye’deki bir üniversitenin Türkçe Öğretim Merkezi (TÖMER)’de öğrenim gören farklı ülkelerden 120 yabancı uyruklu öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Çalışma, yabancı uyruklu öğrencilerin Türkiye’ye ilişkin olumlu ve olumsuz görüşlerini ortaya koymuştur. Verilerin analizinde nitel veri analiz tekniklerinden betimsel analiz yaklaşımı kullanılmıştır.
    This research aims to determine the metaphorical perceptions of primary school 4th-grade students about friendship. The study group of the study, which was carried out within the scope of the phenomenology design, one of the qualitative... more
    This research aims to determine the metaphorical perceptions of primary school 4th-grade students about friendship. The study group of the study, which was carried out within the scope of the phenomenology design, one of the qualitative research designs, consisted of 144 4th grade primary school students studying in a public primary school in Istanbul Esenler in the 2021-2022 academic year. The data of the research were obtained through the semi-structured interview form (Friendship is like ……… Because ………..), which was prepared by the researchers and was finalized in line with the necessary expert opinions. The data obtained within the scope of the research were analyzed by content analysis. According to the findings obtained in the study, it was determined that primary school students perceived friendship in terms of values, skills, and emotional states. In addition, while defining friendship, the students mostly used values such as honesty and sincerity.
    Bu çalışma Türkiye’de tarih öğretmenlerinin tarih derslerinde etik ikilemler içeren konular hakkında yaptıkları değerlendirmelerin hangi ahlak yaklaşımları çerçevesinde olduğu hakkındadır. Tarihteki insan eylemleri bir yönüyle ahlakidir.... more
    Bu çalışma Türkiye’de tarih öğretmenlerinin tarih derslerinde etik ikilemler içeren konular hakkında yaptıkları değerlendirmelerin hangi ahlak yaklaşımları çerçevesinde olduğu hakkındadır. Tarihteki insan eylemleri bir yönüyle ahlakidir. Bazıları ahlaki açıdan tartışmalıdır. Sadece eylemler değil, tarihteki kişiler, uygulamalar ve kurumlar da böyledir. Tarih dersi programlarında bu ahlaki yönün üzerinde durulması ve eylemin öğrenciler tarafından yargılanması önerilmektedir. Bununla birlikte, eylem hakkında öncelikli yargılamayı öğretmenler yapmaktadır. Bu yargılamalar aslında eylemin etik açıdan değerlendirilmesi anlamına gelmektedir. Eylemin etik değerlendirmesi, belli başlı ahlak yaklaşımları çerçevesinde yapılmaktadır. Sözkonusu ahlak yaklaşımları, teleolojik ve deontolojik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Teleolojik yaklaşım daha çok eylemin sonuçlarını, deontolojik yaklaşım ise eylemin dayandığı ilkeleri göz önünde bulundurmaktadır. Bu çalışma ile, tarih öğretmenlerinin etik değerlendirmelerini adı geçen ahlak yaklaşımlarından hangisi çerçevesinde yaptıkları araştırılmıştır.
    Values education and authentic learning are treated as two distinct research fields. Yet, there are values education approaches that are reminiscent of authentic learning. The authentic learning approach entails that students are... more
    Values education and authentic learning are treated as two distinct research fields. Yet, there are values education approaches that are reminiscent of authentic learning. The authentic learning approach entails that students are indirectly exposed to the living values in an authentic environment. This study aims to merge the two approaches and determine the results of using the authentic learning approach in values education. The study was conducted using a phenomenological pattern which is one of the qualitative research methods. The study group consisted of the 1st grade students of the Division of Classroom Instruction of Gazi Education Faculty at Gazi University. The research was conducted with the participation of 51 students. The study was conducted in three stages. First, the students who voluntarily participated in the study were told that they should ask their mother to knit a sweater (scarf, beanie, gloves) for them. The students were asked to watch their mother while knitting the sweater and record what they felt. In the second stage of the study, the observations forms filled by the students were collected and content analysis was conducted on them. The analysis revealed that certain values emerged in the feelings and thoughts the students had recorded. These values were grouped under five categories: love, belonging, responsibility, labor and happiness. In the third stage of the study, ten voluntary people were selected from among the students to conduct focus group discussions with them. It was found that during the discussion, the students highlighted the previous four categories of values predominantly. At the same time, they expanded the context of the values they acquired to a national and international context. This expansion occurred in the form of explaining the values using more comprehensive concepts.
    Taraf olma, iki zıt, çelişik yada birbiri ile ikame edilebilir durumdan birini tercih etme eğilimi olarak tanımlanabilir. İnsanlar farkında olarak yada olmayarak gündelik hayatlarında karşılaştıkları çelişkili/çatışmalı durumlarda... more
    Taraf olma, iki zıt, çelişik yada birbiri ile ikame edilebilir durumdan birini tercih etme eğilimi olarak tanımlanabilir. İnsanlar farkında olarak yada olmayarak gündelik hayatlarında karşılaştıkları çelişkili/çatışmalı durumlarda genellikle tarafsız kalmamayı tercih ederler. Bu durum tarih konuları için de geçerlidir. Tarih konularında genellikle taraflar vardır ve öğrenciler bunlardan birini “tutarlar”. Araştırmanın amacı, ilkokul öğrencilerinin taraf olma eğilimlerini hangi faktörlerin etkilediğini belirlemektir. Nitel bir araştırmadır. Bir durum çalışmasıdır. İki aşamalıdır. İlk aşamada, yarı yapılandırılmış görüşme formları aracılığıyla öğrencilerin iki zıt tarafın bulunduğu bir tarihsel durumla karşılaştıklarında sergiledikleri taraf olma eğilimleri ile taraf olma durumlarını açıklamak için ihtiyaç duydukları zihinsel dayanaklar belirlenmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme formunda, belli başlı savaşlar ve tarafları hakkında bilgi verilmiş ve ardından öğrencilere “kimin kazanmasını istedikleri” sorusu yöneltilmiştir. Görüşme formlarında yer alan çatışmalı durumların, öğrenciler tarafından daha önce bilinmiyor olmasına özellikle dikkat edilmiştir. Araştırma için 1,2 ve 3. Sınıf öğrencilerinin seçilme nedeni budur. Görüşme formlarının incelenmesinin ardından, ortaya çıkmış olan kategorilere ilişkin olarak taraf olma eğilimleri farklılık arzeden on öğrenci seçilmiş ve kendileriyle etkileşimli küçük grup tartışması ve yapılmıştır. Yapılan görüşme sonucunda ilk aşamada belirlenmiş olan kategorilerden bazıları elenmiştir. Eleme sonucunda öğrencilerin, taraf olma eğilimlerini “Sahiplik/Güç ve Aidiyet” kategorileri ile açıkladıkları bulunmuştur.
    Türkiye’de tarih eğitiminin bir geleneği vardır. Bu gelenek Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine kadar uzanmaktadır. Ancak bu geleneğin ürünleri yeni yeni ortaya çıkmaktadır. Bu makale, sözü edilen ürünlerin en önemlilerinden birinin... more
    Türkiye’de tarih eğitiminin bir geleneği vardır. Bu gelenek Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine kadar uzanmaktadır. Ancak bu geleneğin ürünleri yeni yeni ortaya çıkmaktadır. Bu makale, sözü edilen ürünlerin en önemlilerinden birinin çevirisinden ve tanıtımından oluşmaktadır. İhsan Sungu, okullarda kullanılmak üzere ders örnekleri tasarlamıştır. Bu örnekler, genellikle önemli tarihsel olayların resimlerinden ve bu resimlerin tarih derslerinde nasıl kullanılacağının açıklandığı kitapçıklardan oluşmaktadır. Makalede örneği incelenen tablo, ressam Nazmi Ziya Bey’e yaptırılmıştır. İhsan Sungu, resmin yapılması sırasında ressama önemli noktaları açıklamıştır. Bu çalışma, 1917 yılında okullara gönderilmiştir. Ardından İhsan Sungu tarafından, sözkonusu resimlerin tarih sınıflarında kullanılması sırasında yararlanılmak üzere bir kılavuz kitap hazırlanmıştır. Bu kılavuz kitap, “Mekatibe Tevzi Edilen Resmi Tetevvüc Levhası hakkında İzahatı Tarihiyye ve Terbiyeviye” adıyla basılmış ve okullara gönderilmiştir. Ancak, bu kitapçık tek değildir. Zaman içinde yine İhsan Sungu tarafından hazırlanan farklı çalışmalar da yine okullara gönderilmiştir. “Yavuz’un Kahire’ye Girişi”, “Osmanlıların Rumeli’ye Geçişleri”, “Nizam-ı Cedit Askerlerinin III. Selim Önünde Geçit Resmi” gibi tablolar bunlardan bazılarıdır. Bu tablolar, 1926 yılında yayınlanan müfredat programlarında da yer almaktadır. Bununla birlikte, İhsan Sungu’nun çalışmaları bu ders örnekleriyle sınırlı değildir. Tatbikat Mektebi’nde öğretmenliği sırasında benzer ders örnekleri yazmıştır. Bu ders örnekleri dönemin eğitim dergilerinde yayınlanmıştır. Bu makalenin konusu olan kitapçık altı bölümden oluşmaktadır.
    ... okumayla karşılaştığı zamanlara ve yerlere yöneltildi. Antikçağ, ortaçağ, Rönesans,Reform, Aydınlanma ve 19. Yüzyılın görkemli ilerlemelerinin tümü incelenmeyi hak ediyordu. Karanlık çağlar ve despotluk dönemleri, insanlığın ...
    ... yakınlaşmasından doğarken ve kendilerine dair genel ilkeler bulunabilirken, tarihsel olan, böyle bir yönteme izin vermez. Bir kere, kaynağı doğada arı olarak bulunmamaktadır. Tarihçinin seçmesine bağlıdır. İkinci olarak, tek tek... more
    ... yakınlaşmasından doğarken ve kendilerine dair genel ilkeler bulunabilirken, tarihsel olan, böyle bir yönteme izin vermez. Bir kere, kaynağı doğada arı olarak bulunmamaktadır. Tarihçinin seçmesine bağlıdır. İkinci olarak, tek tek olayların kendi ...
    ... istiyorum. Projenin ağır yükünü taşıdıklarını bizzat müşahede ettiğim Sevim Hanım ve Gamze Hanım başta olmak üzere bütün arkadaşlara bir teşekkür sunmak gerekiyor, izin verirseniz bunu sizin adınıza da yapmak isterim. ...
    DOAJ Directory of Open Access Journals, SPARC Europe Award 2009 English. Free, full text, quality controlled scientific and scholarly journals, covering all subjects and many languages. ...