Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
melek kidemli

melek kidemli

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde devletin en temel gelir kaynağı vergilerdir. Vergiler, dolaylı vergi ve dolaysız vergi olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu vergiler toplam kamu gelirleri içerisinde en büyük paya sahiptir. Bu yüzden... more
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde devletin en temel gelir kaynağı vergilerdir. Vergiler, dolaylı vergi ve dolaysız vergi olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu vergiler toplam kamu gelirleri içerisinde en büyük paya sahiptir. Bu yüzden dolaylı ve dolaysız vergi gelirleri kamu harcamalarını finanse etmek için önemli bir politika aracı olarak kullanılmaktadırlar. Dolayısıyla vergiler, ekonomik büyüme üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de 2006:1-2020:1 periyodunda dolaylı vergi ve dolaysız vergi gelirlerinin ekonomik büyüme üzerine etkisini Dinamik Sıradan En Küçük Kareler Yöntemi (DOLS), Modifiye Edilmiş Sıradan En Küçük Kareler Yöntemi (FMOLS) ve Kanonik Eşbütünleşik Regresyon (CCR) yöntemlerini kullanarak incelemektir. Bu doğrultuda çalışmanın bağımlı değişkeni ekonomik büyüme iken, bağımsız değişkenleri dolaylı vergi gelirleri ve dolaysız vergi gelirleridir. Çalışmanın ampirik bölümünde ADF ve KPSS birim kök testi ve Johansen eşbütünleşme testi yapılm...
ÖZ Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde devletin en temel gelir kaynağı vergilerdir. Vergiler, dolaylı vergi ve dolaysız vergi olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu vergiler toplam kamu gelirleri içerisinde en büyük paya sahiptir. Bu yüzden... more
ÖZ Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde devletin en temel gelir kaynağı vergilerdir. Vergiler, dolaylı vergi ve dolaysız vergi olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu vergiler toplam kamu gelirleri içerisinde en büyük paya sahiptir. Bu yüzden dolaylı ve dolaysız vergi gelirleri kamu harcamalarını finanse etmek için önemli bir politika aracı olarak kullanılmaktadırlar. Dolayısıyla vergiler, ekonomik büyüme üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de 2006:1-2020:1 periyodunda dolaylı vergi ve dolaysız vergi gelirlerinin ekonomik büyüme üzerine etkisini Dinamik En Küçük Kareler Yöntemi (DOLS), Modifiye Edilmiş En Küçük Kareler Yöntemi (FMOLS) ve Kanonik Eşbütünleşik Regresyon (CCR) yöntemlerini kullanarak incelemektir. Bu doğrultuda çalışmanın bağımlı değişkeni ekonomik büyüme iken, bağımsız değişkenleri dolaylı vergi gelirleri ve dolaysız vergi gelirleridir. Çalışmanın ampirik bölümünde ADF ve KPSS birim kök testi ve Johansen eşbütünleşme testi yapılmıştır. Sonrasında DOLS, FMOLS ve CCR yöntemleri kullanılarak elde edilen bulgulara göre, dolaylı ve dolaysız vergi gelirleri ile ekonomik büyüme arasında istatistiki olarak pozitif yönlü ve anlamlı ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Özet Ülkelerin sosyo-ekonomik hedeflerini gerçekleştirmek için gerekli olan finansal ihtiyaçları, dünya ekonomisinde finansal piyasaların giderek serbestleşmesi ve finansal araç çeşitliliğinde meydana gelen gelişmeler uluslararası... more
Özet
Ülkelerin sosyo-ekonomik hedeflerini
gerçekleştirmek için gerekli olan finansal ihtiyaçları,
dünya ekonomisinde finansal piyasaların giderek
serbestleşmesi ve finansal araç çeşitliliğinde
meydana gelen gelişmeler uluslararası finansman
hacminin artmasına neden olmuştur. Dolayısıyla bu
gelişmeler, gerek gelişmiş ülkeler gerek gelişmekte
olan ülkeler için bir finansman kaynağı olarak dış
borçlanmanın önemini artırmıştır. Türkiye’de de
özellikle finansal serbestleşme faaliyetlerinin
artmasıyla dış borçlanmaya daha fazla başvurulmaya
başlanmıştır. Literatürde dış borçlanmaya yönelik
çok sayıda çalışma yer almaktadır. Bu çalışmada
literatürden farklı bir bakış açısıyla reel sektörün dış
borçlanmasına odaklanılmıştır. Bu doğrultuda,
2002-2020 dönemi kapsamında Türkiye’de reel
sektör (finansal olmayan kuruluşlar) dış
borçlanmasının gelişimi değerlendirilerek; reel
sektörün toplam dış borç stoku ile ekonomik büyüme
ve sabit sermaye yatırımları arasındaki ilişki teorik
olarak incelenmiştir.
Abstract
The financial needs of countries, which are
necessary to achieve their socio-economic goals, the
gradual liberalization of financial markets in the
world economy and the developments in the
diversity of financial instruments have led to an
increase in the size of international financing.
Therefore, these developments have increased the
importance of external borrowing as a source of
finance for both developed and developing
countries. In Turkey, especially with the increase in
financial liberalization activities, external borrowing
has started to be applied more. There are many
studies on external borrowing in the literature. This
study focuses on external borrowing of the real
sector from a different point of view than the
literature. Accordingly, by evaluating the
development of external borrowing of the real sector
(non-financial institutions) in Turkey within the
2002-2020 period; the relationship between the total
external debt stock of the real sector and economic
growth and fixed capital investments has been
examined theoretically.
External debt stock of the private sector is increased from 2002 to 2018 in Turkey. In this period, Turkish Lira depreciated against foreign currencies. This study is investigated the relationship between real exchange rate and private... more
External debt stock of the private sector is increased from 2002 to 2018 in Turkey. In this period, Turkish Lira depreciated against foreign currencies. This study is investigated the relationship between real exchange rate and private sector external debt during the period 2002-2018 in Turkey. Auxiliary variables included in the model are LIBOR, domestic interest rates and real GDP. Application methods of the study are Delayed Distributed Autoregressive Model (ARDL) and Error Correction Model (ECM). Results of the study shows that, respectively domestic interest rate, LIBOR and exchange rate effective variables on the private sector external borrowing in the long term. Beside, exchange rate's effects on the private sector external debt is higher in the short term than long term. Other hand, there is no relationship between private sector external borrowing and domestic production in the short and long term.