Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content

    Mustafa Yunus Gümüş

    Öz İnsanları yanlış ve eksiklikler hususunda uyarmak, doğruya davet etmek için Kur'an-ı Kerim ve sünnetten hareketle kaleme alınan nasihatnameler, öğretici türdeki eserlerin başında gelmektedir. Hz. Peygamber'in varisi olan âlimler,... more
    Öz İnsanları yanlış ve eksiklikler hususunda uyarmak, doğruya davet etmek için Kur'an-ı Kerim ve sünnetten hareketle kaleme alınan nasihatnameler, öğretici türdeki eserlerin başında gelmektedir. Hz. Peygamber'in varisi olan âlimler, toplumda gördükleri eksiklikleri bu türden yazdıkları eserlerle gidermeye çalışmışlar ve halkı Hakk'a ve hakikate davet etmişlerdir. Türk edebiyatı sahasında bu tarzda ilk eserlerin verildiği XI. yüzyıldan günümüze dinî kurallara uymanın gerekliliği ve güzel ahlak sahibi olmayı öven özgün eserlerin ortaya konduğunu görmek mümkündür. Makalemizde Osmanlı'nın son dönem âlim ve ediplerinden İstanbullu Şeyh Mehmed Hayrî Efendi'nin hayatı, eserleri, transkripsiyonlu metnini verdiğimiz eserin şekil ve muhteva özelliklerine yer verilmiştir. Abstract In order to warn people about wrongs and deficiencies and to invite them to the truth, advice written from the Qurʾān and Sunna are among the most important works of educational type. Scholars, the heirs of the Prophet, tried to overcome the deficiencies they saw in society with such works and invited the people to the Ḥaqq and truth. XI where the first works of this style are given in the field of the Turkish literature. It is possible to see that the original works praising the necessity of obeying religious rules and possessing good morals have been created since the 19 th century. In our article, the life, works, and the shape and content features of the work of which we give the text of the transcriptional text of the Ottoman scholar Sheikh Mehmed Hayrī Efendi, who is one of the last scholars and figures of the Ottoman Empire, are given.
    Türk-İslam edebiyatında Hz. Peygamber’e duyulan sevginin neticesinde geçmişten günümüze esmâ-ı nebî, yüz hadis ve şefaatname tarzında mensur veya manzum tarzda yüzlerce eser ortaya konmuştur. Hz. Peygamber’den rivayet edilen “Ümmetim için... more
    Türk-İslam edebiyatında Hz. Peygamber’e duyulan sevginin neticesinde geçmişten günümüze esmâ-ı nebî, yüz hadis ve şefaatname tarzında mensur veya manzum tarzda yüzlerce eser ortaya konmuştur. Hz. Peygamber’den rivayet edilen “Ümmetim için din işlerine dair kırk hadis rivayet eden kimseyi Allah fakihler ve âlimler topluluğuna dâhil eder.” hadisinden hareketle XIV. yüzyıldan bugüne hadis kaynaklarından seçilen hadislerden kırk tanesi bir araya getirilerek kırk hadis eserleri vücuda getirilmiştir. İslam edebiyatı sahasında yazılan bu kabil eserlerin iki büyük temsilcisinden biri Arap edebiyatı sahasında eserler veren ve mensur kırk hadis yazımının öncüsü kabul edilen İmam Nevevî (öl.1277) diğeri ise İran edebiyatı sahasında eserler veren ve manzum kırk hadis yazımının öncüsü olarak kabul edilen Câmî (öl.1492)’dir. Türk-İslam edebiyatı sahasında ortaya konan kırk hadis eserlerinin büyük bir kısmı hadis seçimi ve metin kurulumunda bu iki eserin etkisinde kalarak oluşturulmuştur. Telif, tercüme ve şerh kabilinde ortaya konan bu eserlerde şüphesiz ki istenen temel şey, İslam dinini öğrenmek isteyen çoğunluğun İslam dinine ait önemli kaynaklardan biri olan Hz. Peygamber’e ait olan hadislere rahat ulaşmalarını ve dinlerini yine aynı rahatlıkla öğrenmelerini sağlamaktır. Türk –İslam edebiyatı sahasında âlimler ve edipler çeşitli meselelerle alakalı bir araya topladıkları hadisleri dilin imkânları dâhilinde manzum şekilde telif veya tercüme olarak kaleme almışlardır. Bu yolla yüzyıllardır devam edegelen bir geleneğe katkıda bulunmuşlardır. Bu çalışmamızda XVI. asır şairlerinden olan Vahdetî’ye ait olan Manzum Hadis-i Erba’în adlı eserin Türk-İslam edebiyatında manzum kırk hadis geleneğindeki yerini belirlemeye çalıştık. Eserde evvela hadislerin Arapçası ve günümüz Türkçesiyle tercümesine, akabinde eserin kıt’a nazım şekliyle yapılan manzum çevirisine yer verilmiştir.
    İslam tarihinin hemen her döneminde etkin bir şekilde varlığını sürdürmüş olan hisbe teşkilatı, toplumsal düzenin, ticaretin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesini sağlamıştır. Çarşı ve pazar diye adlandırılan mahalli ticaret merkezlerinin... more
    İslam tarihinin hemen her döneminde etkin bir şekilde varlığını sürdürmüş olan hisbe teşkilatı, toplumsal düzenin, ticaretin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesini sağlamıştır. Çarşı ve pazar diye adlandırılan mahalli ticaret merkezlerinin kontrolünü sağlamanın dışında toplumsal sorunların çözümünde de aktif rol alan hisbe teşkilatı, bu yönüyle şiirdeki yerini almıştır. Bu teşkilatın en etkili üyesi olan muhtesip, elindeki güç ve yetkiler sayesinde toplumun hem itibarını kazanmış hem de onların üzerinde büyük bir korku oluşturmuştur. Asayiş ve iç güvenliği sağlamakla görevli muhtesibin, azarlama, dövme, teşhir etme gibi insanı rencide edecek cezalar vermesi, toplum üzerinde caydırıcı bir etkiye sahiptir. Şairler özellikle meyhaneyi mekân edinmiş sarhoşlar üzerinden muhtesip korkusunu şiirlerinde ele almışlardır. Muhtesibe duyulan korkunun yanında, öfke ve sitem de bu şiirlerdeki yerini
    almıştır.