XV. YÜZYIL SONLARINDA SARUHAN
SANCAĞI’NDA PİYÂDE TEŞKİLATI, YAYA
ÇİFTLİKLERİ VE DEMOGRAFİK YAPI
Alpay BİZBİRLİK∗
Yusuf ÇİÇEK∗∗
ÖZET
Osman Gazi ve Orhan Bey dönemlerinde daha ziyade Türkmen aşiretleri
ve gönüllülerden oluşan çoğunluğu süvari olan Osmanlı ordusu, Bursa
gibi önemli şehirlerin fethinde yetersiz kalınca yeni bir teşkilata ihtiyaç
duyulmuştur. Bu ihtiyaçtan ötürü kaynağını daha ziyade Türkmen
köylülerden ve Yörük taifesinden alan Yaya ve Müsellem teşkilatı
devletin ilk maaşlı sürekli ordusu olarak Orhan Bey zamanında
kurulmuştur. Sefer süresince ulufe alan bu teşkilatın mensupları sefer
dışında kendilerine verilen çiftliklerde otururlardı. Bu çiftliklerin olduğu
bölgelerde aynı klasik Osmanlı sancakları gibi Yaya ve Müsellem
sancakları oluşturulmuştu. Hassa askeri olmalarına rağmen, devlet
merkezinde oturmamaları, savaş dışında kendi çiftlikleri ile uğraşmaları,
aile kurmaları gibi haller isteksizliklere sebep olmuş, bunlar da yeni
sorunlar doğurmuş, sefere gitmemek daha cazip hale gelmiştir. Böylece
devletin merkezinde oturacak, çiftçilik ya da başka bir işle uğraşmayacak
yeni bir hassa ordusu kurulması gereği ortaya çıkmıştır. Türkmen kökenli
olan Yaya ve Müsellem Teşkilatı yerine devşirme kökenlilerden oluşan
Yeniçeri teşkilatı oluşturulup, Yaya ve Müsellemler geri hizmete
çekilmiştir. Bu evrede teşkilat yeniden geri hizmete uygun olarak
yapılandırılmıştır. Bu dönemde divani vergilerin yanı sıra, şer’i
vergilerden de muaf edilmişler, böylece sefer sırasında çiftlik gelirleri ile
geçinmelerine yetecek maddi güce ulaşmaları sağlanmıştır. 1390’da
Osmanlı Devleti hâkimiyetine giren Saruhan ve çevresinde bir müddet
sonra Yaya ve Müsellem teşkilatı kurulmuştur. Bu çalışmada, 1487 tarihli
BOA TD 48 numarada kayıtlı olan defterdeki bilgilere göre, Saruhan
Sancağı genelinde piyade teşkilatının idari ve demografik yapışı
incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Saruhan Sancağı, Yaya ve Müsellem, Hassa Ordusu.
∗
Yrd. Doç. Dr., Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü,
alpay.bizbirlik@mynet.com
∗∗
Tarih Uzmanı
2
INFANTRY ORGANIZATION, YAYA CIFTLIKS AND
DEMOGRAPHIC STRUCTURE IN THE SANJAK OF
SARUHAN AT THE END OF THE 15TH CENTURY
ABSTRACT
During the reign of Osman Gazi and Orhan Beg when army consisting of
cavalry particularly Turkmen tribes and volunteers were insufficient for
conquering Bursa, there was a need to create new corps. Because of this
need the Yaya and Müsellem organization consisting particularly
Turkmen and Juruk (Turkish nomads) was established as the first
permanent army with salary during Orhan Beg. During the war, the
members of this organization who are paid lived on the farms assigned for
them when not involved in war. Yaya and Müsellem sanjaks were created
like classical Ottoman sanjaks where these farms were erected. Although
they were Hassa soldiers (private soldiers of sultan) since they didn’t live
in the capital, they were engaged in their farm when not in the war, their
starting own families have caused problems and these reason led them to
feel reluctant for going to war. Therefore there was a need to organize a
Hassa army to stay in the capital and not to engage in other things like
farming. Instead of the Yaya and Müsellem army from Turkmen origin, a
new Janisary army consisting of devshirmes was created and Yaya and
Müsellem were taken to rear service area. At this stage they were
reorganized as state soldiers in accordance to their new service role.
During this period, besides Divani taxes, they were exempt from spiritual
(şer’i) taxes as well. Thus, they were able to reach financial capability to
live by farming income. In 1390, around Saruhan Yaya and Müsellem
organization was created after the region was captured by Ottoman. In
this study according to the information recorded BOA. TD. 48 dated
1487; the administrative and demographic structure of infantry (piyade) in
Saruhan Sanjack will be studied.
Key Words: Saruhan Sanjaq, Yaya ve musellem, Sensitive military.
Türkiyat Mecmuası, C.23/Bahar, 2013
3
Giriş
XIV. yüzyılın başlarında İlhanlı baskısı ve Anadolu Selçuklularının
otoritesinin azalması ile Saruhan, Karesi, Menteşe, Aydın, Germiyan ve
Osmanoğulları, bu otorite boşluğundan faydalanarak Batı Anadolu’da
beyliklerini kurmuşlardır.1 Diğer beyler gibi Saruhan Bey de kısa zamanda
Manisa, Alaşehir ve Salihli civarını alarak 1313’de beyliğini kurmuştur.
Saruhan Bey’in ilk hâkimiyet kurduğu yerler başta Demirci ve çevresi olmak
üzere bugünkü Manisa ili topraklarının kuzey ve kuzeydoğu kısımları olduğu
tahmin edilmektedir.2 Beylik bir müddet sonra Manisa, Menemen, Gördes
Demirci, Nif, Turgutlu, Ilıca, Gördük, Akhisar, Adala, Kayacık, Urganlı gibi
küçük sayılamayacak bir coğrafyaya hâkim olmuştur.3
Kosova Muharebesi’nden sonra Yıldırım Bayezid’in 1390’de Anadolu’ya
geçerek Germiyan, Aydın ve Saruhan Beylikleri üzerine yürümesi ile beylik
arazisi Osmanlı topraklarına katılmış ve Karesi sancağı ile birleştirilerek
Bayezid’in oğlu Ertuğrul’a ve onun vefatıyla Şehzade Süleyman’a sancak
olarak verilmiştir.4 Osmanlı Devleti’nin Ankara Savaşını (1402) kaybetmesinin
ardından oluşan siyasi ortamdan (Fetret Devri) yararlanan Saruhanoğulları
beyliği yeniden toparlanmışsa da, kısa süre sonra I. Mehmet tahta geçerek diğer
beylikler gibi Saruhan topraklarını da yeniden Osmanlı idaresine almıştır. II.
Murad’ın tahta geçmesiyle 1425 yılında yapılan mücadeleler sonucunda
Saruhan bölgesi dâhil Batı Anadolu’da yeniden Osmanlı hâkimiyeti
gerçekleşmiştir.5 Artık bu bölgede sorun yaşamak istemeyen II. Murad, asayişi
1
Çağatay Uluçay-İbrahim Gökçen, Manisa Tarihi, İstanbul 1939, s. 22; İbrahim Gökçen, 16. Ve
17. Asır Sicillerine Göre Saruhan’da Yörük ve Türkmenler, İstanbul 1946, s. 11; Feridun M.
Emecen, XVI. Asırda Manisa Kazâsı, Ankara 1986, s. 17; Feridun M. Emecen, İlk Osmanlılar ve
Batı Anadolu Beylikler Dünyası, İstanbul 2001, s. 102-103.
2
Cenap Refik Orkon, Manisa Coğrafyası, İstanbul 1937; Ç. Uluçay-İ. Gökçen, a.g.e, s. 22-23; F.
Emecen, Manisa Kazâsı., s. 18; Mustafa Eravcı-Mustafa Korkmaz, Saruhanoğulları ve Osmanlı
Klasik Döneminde Manisa’da Yaşayan Kültürel İzler, Manisa 1999, s. 14, 19-20; Necdet BilgiÜnal Şenel, Manisa 2000, Valilik Yay., s. 35.
3
Çağatay Uluçay, “Saruhanoğulları”, İA, C. X, İstanbul 1977, s. 240; Yuzo Nagata, “16. Yüzyılda
Manisa Köyleri; 1531 Tarihli Saruhan Sancağına Ait Bir Tahrir Defteri İnceleme Denemesi”,
Tarih Dergisi, Sayı 32, İstanbul, 1979, s.733; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve
Akkoyunlu Karakoyunlu Devletleri, Ankara 1984, s. 84.
4
Çağatay Uluçay, “Manisa”, İA, C. VII, İstanbul 1957, s. 291; İsmail H. Uzunçarşılı, “Sancağa
Çıkarılan Osmanlı Şehzadeleri”, Belleten, XXXIX/156, Ankara 1975, s. 661; Ç. Uluçay, a.g.m., s.
241; İsmail H. Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.I, TTK, Ankara 1982, s. 74; Uzunçarşılı, Anadolu
Beylikleri, s. 88; F. Emecen, Manisa Kazâsı, s. 20.
5
Ç. Uluçay, “Saruhanoğulları”, s. 243; İsmail H. Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.I, s. 74; F.
Emecen, a.g.e., s. 25.
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Bahar, 2013
4
sağlamak üzere Tımar Sistemini uygulamaya koymuş, bunun için Hacı İvaz
Paşa’yı Saruhan Sancağı’nın tahrir kayıtlarını tutmak üzere bölgeye
göndermiştir.6 II. Murad bölgeye önce oğlu Alâeddin’i (1437), daha sonra diğer
oğlu Mehmed’i (1443-1451) sancakbeyi olarak göndermiştir. Bu tarihten
itibaren Manisa; Amasya ve Kütahya gibi şehzade sancağı merkezi haline
gelmiştir.7
I. Yaya ve Müsellem Teşkilatı’nın Kuruluşu
Osmanlı Devleti kurulduğu coğrafyada kalıcı olabilmek için askeri
teşkilâta her zaman önem vermek durumunda kalmıştır. Bu nedenle zamana ve
şartlara göre farklı askerî sistemleri uygulayarak orduyu en iyi konuma
getirmeye çalışmıştır.
Osman Gazi ve Orhan Bey döneminde daha ziyade Türkmen aşiretleri ve
gönüllülerden oluşan çoğunluğu süvari olan ordu, Bursa gibi önemli şehirlerin
zaptında yetersiz kalınca yeni bir teşkilata ihtiyaç duyulmuştur. Bu ihtiyaçtan
ötürü kaynağını daha ziyade Türkmen köylülerinden ve Yörük taifesinden alan
Yaya ve Müsellemler devletin ilk maaşlı ve sürekli ordusu olarak Orhan Bey
zamanında Vezir Çandarlı Halil Paşa tarafından kurulmuştur.8 Sefer süresince
ulufe alan Yaya ve Müsellemlere görevlerinin sürekli hale gelmesi için birer
çiftlik yeri verilmiştir. Böylece, Orhan Bey zamanında kaç sancak varsa o kadar
Yaya ve Müsellem sancakları oluşturulmuştur.9
Hassa askeri olmalarına rağmen, Yaya ve Müsellemlerin devletin
merkezinde oturmamaları zaman içinde yeni sorunların doğmasına neden
olmuştur. Seferde maaş alan askerler barış zamanlarında kendi çiftiyle
uğraştığından sefer vuku bulduğunda çiftliğiyle ve ailesiyle bağını
koparamamak, savaşın tehlikeleri de göz önüne alındığında sahip olunan
toprağa ve ailelerine karşı sorumluluklarının daha baskın gelmesi gibi
durumlarda sefere gitmemek (eşmemek) daha cazip gelmiş ve devletin asker
ihtiyacı giderilememiştir. Böylece devletin merkezinde oturacak ve çiftçilik ya
6
Muzaffer Arıkan, XV. Asırda Yaya ve Müsellem Ocakları (Toprak Tasarrufu, Vergi Muafiyetleri
ve Hizmet), Basılmamış Doçentlik Tezi, Ankara 1966, s. 35-36; F. Emecen, a.g.e., s. 4.
7
Ç.Uluçay - İ.Gökçen, Manisa Tarihi s. 45; F. Emecen, a.g.e., s. 26-27.
8
Muzaffer Arıkan, a.g.e., s. 1-2; Tayyib Gökbilgin, Osmanlı Müesseseleri Teşkilâtı ve Medeniyeti
Tarihine Genel Bakış, İstanbul 1977, s. 21-22; Muzaffer Arıkan, Yaya ve Müsellemlerde Toprak
Tasarrufu, Atatürk Yıllık Konferansı, VIII, 1975-1976’dan ayrı basım, Ankara 1983; İsmail H.
Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilâtında Kapıkulu Ocakları, C. I, Ankara 1988, s. 1-2; Halime
Doğru, Osmanlı İmparatorluğu’nda Yaya-Müsellem-Taycı Teşkilâtı (XV. ve XVI. Yüzyılda
Sultanönü Sancağı), İstanbul 1990, s. 4.
9
H. Doğru, a.g.e., s. 5-6.
Türkiyat Mecmuası, C.23/Bahar, 2013
5
da herhangi bir işle uğraşmayacak yeni bir hassa ordusu kurulması gereği ortaya
çıkmıştır. Türkmen kökenli olan Yaya ve Müsellemler yerine devşirme
kökenlilerden oluşan Yeniçeri teşkilatı oluşturulup, Yaya ve Müsellemler geri
hizmet sınıfına geçirilmiştir.10 Bu ikinci devrede Eyalet askeri olarak geri
hizmet sınıfında teşkilat yeniden yapılandırılmıştır. Yeniçeri teşkilâtından önce
divânî vergiden muaf olan Yaya ve Müsellemler, geri hizmet döneminde divânî
vergilerin yanı sıra şer’î vergiden de muaf tutularak askerî statüye
geçirilmişlerdir. Ayrıca çiftlikleri de vergiden muaf sayılarak kendilerine
bağışlanmıştır.11 Böylece çiftliklerinden elde ettikleri gelir ile seferde kendi
ihtiyaçlarını karşılamaları sağlanmıştır.
II. Yaya ve Müsellem Teşkilâtının Görevleri
Yaya ve Müsellemler Yeniçeri Ocağı’nın kuruluşuna kadar muharip
sınıfta yer almakta, sefer vaki olduğunda sefere gitmekteydiler. Sefere gitme
(eşme) kuralı yamak sayısına göre yılda bir12, iki13 ya da üç14 kere
olabilmekteydi. Birkaç çiftlik birleştirilerek yamak sayısının arttırıldığı
durumlarda ise yılda üç kez de sefere gidilebilmekteydi. Bu görevlerine karşılık
sefer esnasında günde bir akçe ulufe almakta, barış zamanında ise reaya gibi
kendi işiyle ilgilenip herkesin verdiği vergileri de vermekteydiler.15
Yaya sancakları Sipahi sancaklarından ayrı bir statüye sahipti. Sipahi
sancağında olduğu gibi Yaya sancağında da en büyük askerî ve idari makam
Yaya Sancak Beyi’ydi. Yaya ve Müsellemlerin her türlü sorunlarına Yaya
Sancakbeyleri bakardı. Bunun yanı sıra hırsızlık, cinayet, görevi kötüye
kullanma veya görevden kaçma gibi suçlarda Kadı tarafından verilen cezaları
uygulamakla görevliydi.16 İncelenen dönemde Saruhan Yaya Sancak Beyi
10
H. Doğru, a.g.e., s. 7; Mücteba İlgürel, “Yeniçeriler”, İA, C. XIII, İstanbul 1986, s. 386395.Mustafa Akdağ, Türkiye’nin İktisadi ve İctimai Tarihi, C. I, İstanbul 1995, s. 328-329.
11
M. Arıkan, a.g.e., s. 87-89; H. Doğru, a.g.e., s. 20.
12
“yamakları az olduğu sebebden Enceklü’de Savcı çiftliğine zamm olundu yılda bir eşeler”,
BOA. TTD. 48, s. 236; “…Bu çiftlik kem olub yamakları az olduğu sebebden Enceklü’de Halil
çiftliğine zamm olundu yılda bir eşeler”, BOA. TTD. 48, s. 237.
13
“… Aydemür’de İsmail çiftliğine zamm olundu yılda iki eşeler”, BOA. TTD.. 48, s. 51;
“Dündarlu’da Yiğid çiftliğine zamm olundu ki yılda iki eşeler”, BOA. TTD. 48, s. 71.
14
“Bu çiftlik Kıranköy’de Musa çiftliğine ve Kıranköy’de Aslıhan çiftliğine zamm olundu. Mezkûr
çiftliğin yayaları bu üç çiftliği müşterek tasarruf idüp üç eşeler”, BOA. TTD.. 48, s. 136; “Mezkûr
çiftlik Kıranköy’de Musa çiftliğine ve Çamköy’de Mezid oğlu İsa çiftliğine zamm olundu.
Yamakları az olduğu olduğu sebebden zikr olan üç çiftliği müşterek tasarruf idüp üç eşeler”,
BOA. TTD. 48, s. 140
15
H. Doğru, a.g.e., s. 4, 11.
16
H. Doğru, a.g.e., s. 34.
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Bahar, 2013
6
Murad Bey’dir.17 Toplam 12 köye tasarruf eden Murad Bey, hassında 153
çiftlik yere tasarruf etmektedir. Ancak tasarruf ettiği toplam dönüm miktarı ya
da diğer gelirleriyle ilgili bir bilgi mevcut değildir.Yaya ve Müsellemler aynı
statüye sahip olup bunlardan müsellemler sefere atlı giderlerdi. Müsellemlerin
yaya menşeli olduğu bilinmekte olup bazı belgelerde iki ismin birbirlerinin
yerine kullanıldığı da görülmektedir.18 Nitekim Saruhan Sancağı’nda bulunan
Ellici Yörükler “Müsellem” olarak kaydedilmekteydi. 19
Teşkilatta hiyerarşik olarak en alt kademede Yaya ve Müsellemler vardır
ve bunlar ocaklar halinde teşkilatlanmışlardır. Her ocakta bir baş-yaya
bulunmaktadır. Yaya-başı veya Çeri-başı ise Yaya veya Müsellem
Sancakbeylerine bağlıdır. Yaya-başı ve ser-askerlerin de Yaya Sancakbeyi gibi
kendi tımarları vardı. Bu tımarlar da Yaya Sancakbeyi’nin tımarı gibi serbest
tımar sayılıp bu arazilere kimse müdahale edemezdi. Teşkilat en üst kademede
Beylerbeyi’ne bağlı bulunmaktadır.20 Bu şekilde kurulan Yaya ve Müsellemler
Beylerbeyi vasıtasıyla merkeze bağlıdır.21Geri hizmet teşkilatı içerisinde en alt
kademeyi oluşturan yamaklar sefere gitmemekle birlikte mali yükümlülük
altındaydılar. Yamaklar sefere katılan eşkincilerin harçlıklarını nakdi olarak
kanunnamelerde belirtilen miktar üzerinden vermekle yükümlüydüler. Sefer
olmadığı zamanlarda ise herhangi bir ödeme yapmazlardı.22Yaya ve
Müsellemlerin görevi itibariyle ikinci devreleri yeniçeriliğin kurulup
gelişmesiyle başlar. Bu dönemde teşkilat mensupları geri hizmetteki bazı
görevleri üstlenmiş, seferde aldıkları ulufeleri kesilmiş olmakla birlikte,
kendileri ve tasarruflarındaki toprakları her türlü vergiden muaf tutularak
“askerî” statüye geçirilmişlerdir.23 Geri hizmet dönemindeki görevleri sefer
sırasında ordunun ihtiyaç duyduğu şeyler olup, yolların onarımı ve bakımını
yapmak, köprüleri onarmak bu mühim görevlerindendir. Teşkilat sadece seferle
ilgili hizmetleri değil, aynı zamanda diğer mirî hizmetleri de zaman zaman ifa
etmekte idi. Bunlar ihtiyaç hâsıl olduğunda tersanelerde çalışmak, kale ve kule
onarımı yapmak, güherçile ve diğer madenlerin yanı sıra tophanede top döküm
17
“Taallûkât-ı piyadegân-ı Sofuderesi hassa-i Murad Beğ liva-ı mȋr-i Saruhan”, BOA. TTD. 48,
s. 1.
18
Muzaffer Arıkan, a.g.e., s. 66; H. Doğru, a.g.e., s. 40.
19
F. Emecen, a.g.e., s. 142-143.
20
M. Arıkan, a.g.e., s. 209; H. Doğru, a.g.e., s. 38-39.
21
M. Arıkan, a.g.e., s. 215.
22
Tayyib Gökbilgin, a.g.e., s. 21.
23
M. Arıkan, a.g.e., s. 87-89, 129-131; H. Doğru, a.g.e., s. 20.
Türkiyat Mecmuası, C.23/Bahar, 2013
7
işinde çalışmak gibi ustalık gerektiren işler olup,24 bunun yanı sıra deprem gibi
doğal afetlerde şehrin imarı için de göreve çağrıldıkları oluyordu.25
III. Saruhan Sancağı Piyade Defterleri
İhtiyaç duyulduğunda belli aralıklarla yazılan Yaya ve Müsellem
defterleri diğer tahrirler gibi, Başbakanlık Osmanlı Arşivinde Tapu Tahrir,
Maliyeden Müdevver ve Kamil Kepeci tasniflerinde, Ankara Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğü Kuyûd-ı Kadime Arşivi kataloglarında yer almaktadır.26
Bu defterlerden ilki olup çalışmanın ana malzemesini teşkil eden BOA.
TTD 48 numaralı defter, H. 892-M.1487 yılında yazılmış olup,27 280 sayfadan
ibarettir. Defter Saruhan Yaya Sancak Beyi Murat Bey Hassı’na ait yerlerden
başlayıp sancak genelinde 17 idari üniteden bahsetmektedir. Her idari ünite
kendi başlığı altında köy ve çiftlik olarak içerisinde yaşayan, ölen veya gaib
olan yaya ve yamakları ile birlikte kaydedilmiştir.28 II. Bayezid döneminde
yazılan bu defter, piyadelerin henüz daha savaşçı karakterinden bir şey
kaybetmediği döneminin görülmesi açısından önemlidir. Defter-i cedit olarak
gösterilen BOA TTD. 48’de, bir önceki defterin tahririni yapanın “Hacı İvaz”
olduğu belgelerdeki kayıtlardan anlaşılmaktadır.29 Yapılan bazı düzenlemelerde
referans olarak gösterilen bu defter “ ‘an defter-i Hacı İvaz” şeklinde
zikredilmektedir. Bunun yanı sıra Hacı İvaz kaydettiği defterden önce de bir
24
Cengiz Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğunda Derbend Teşkilatı, İstanbul 1967, s. 57; F.
Emecen, a.g.e, s. 149-151; H. Doğru, a.g.e., s. 13; Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu’nun
Ekonomik ve Sosyal Tarihi (1300-1600), (Çev: Halil Berktay), C. I, Eren Yayıncılık, İstanbul
2000, s. 98; İbrahim Etem Çakır, 10 Numaralı Mühimme Defteri, (Atatürk Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Erzurum, 2006, s. 84; Müsellemlerin
görevleri için bkz: H. Doğru, a.g.e., s. 123-128.
25
H. Doğru, a.g.e., s. 68.
26
H. Doğru, a.g.e., s. XV.
27
“…tahrȋren fȋ evâsıt-ı şehr-i muharremü’l-haram li sene isnȃ ve tıs’ȋn ve semane mi’e” BOA.
TTD. 48, s. 39; Tahriren fȋ evȃil-i şehr-i rebi’ü’l-ahir sene selase ve tıs’ȋn ve semȃne mi’e…”,
BOA. TTD. 48, s. 59.
28
F. Emecen, a.g.e., s. 142-154; Nif kazâsı BOA. TTD. 48’den yararlanılarak Turan Gökçe
tarafından çalışılmıştır. Turan Gökçe, “XV-XVI. Yüzyıllarda Nif Kazâsı Piyâde Teşkilâtı ve Yaya
Çiftlikleri”, Tarih İncelemeleri Dergisi, C. XV, İzmir 2000, s.137-153; Aynı yazar, “Tahrir
Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Nif (Kemalpaşa) Kazâsı Nüfusu”, Kemalpaşa Kültür ve Çevre
Sempozyumu, (3-5 Haziran 1999), Kemalpaşa 1999, s. 268.
29
“…Şimdiki halde defter-i cedȋde sebt olundu. An defter-i Hacı İvaz.”, BOA. TTD. 48, s. 2;
“…Reis köyünde Pınar ve Hızır İlyas’ın yerine mutasarrıf imiş ol ecilden emr-i âli mucebince
deftere sebt olundu. ‘An defter-i Hacı İvaz.”, BOA. TTD. 48, s. 73; “kadȋmü’l-eyyȃmdan
yayabaşı mutasarrıf olmağın defter-i cedȋde sebt olundu.’ An defter-i Hacı İvaz.” BOA. TTD. 48,
s. 139.
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Bahar, 2013
8
tahririn yapıldığı “Amma bundan evvel Yacuca Hasan’ın kardaşı Karamanı
Paşayiğit yaya yazmış imiş…”30, bu cümleden anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere
Hacı İvaz’dan önce Paşayiğit tarafından da bir tahrir yapıldığını, Hacı İvaz’dan
naklen öğrenmekteyiz.31 Elde edilen verilerle bilinen defterleri sıralamak
gerekirse; muhtemelen ilk defter Paşayiğit Defteri, ikincisi Hacı İvaz’ın tuttuğu
defter ve üçüncüsü muharriri belli olmayan ve çalışmaya konu olan BOA TTD.
48 numaralı defterdir. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan ikinci defter ise
H. 952 - M. 1545/46 tarihli olup TTD. 239 no’ya kayıtlıdır. 224 sayfadan
oluşan defterin yazıları ise ilk deftere göre daha ince ve siliktir. Başbakanlık
Osmanlı Arşivindeki üçüncü defter; TTD. 568 numarada kayıtlıdır. H. 983-M.
1575/76 tarihli defter 229 sayfadır. Girişte fihristi olup idari ünitelerin isimleri
yazmakta, ardından bir tuğra ile devam ederek köy, çiftlik ve şahıs isimleri,
dönüm ve hâsıllar yer almaktadır. Bu defterin muharrirleri defterdeki
kayıtlardan anlaşıldığı üzere Ali Çelebi ve Ahmed isimli kişilerdir.32
Daha önce yapılan çalışmalarda zikredilmeyen; fakat Arşiv kayıtlarında
TTD. 600 numara ile kayıtlı dördüncü bir defter de mevcuttur. H. 990 - M. 1582
tarihli bu defterin ilk sayfasında yer alan “Saruhan livasında çiftliğe mutasarrıf
piyadelerin mufassal tahrir defteridir” şeklindeki izahtan defterin Saruhan
Sancağı piyade defteri olduğu anlaşılmaktadır. Defter 229 sayfa olup, 10 sayfası
boştur. Defterin yazı tarzı, BOA. TTD. 568’e benzemektedir ve 4. sayfasında
III. Murad zamanında yazıldığını belirten bir ferman sureti mevcuttur.33Eldeki
son defter teşkilâtın lağvedilmesinin ardından kaydedilen ve Ankara Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğü Kuyûd-ı Kadime Arşivi TTD. 103 no’ya kayıtlı
mensûh piyade defteridir. III. Mehmed döneminin (1595-1603) ilk yıllarında
yazılan defter 210 varaktan ibaret olup tarihsizdir. Buradaki çiftlikler teşkilat
kaldırıldığı için nahiye esasına göre sınıflandırılarak kaydedilmiştir.34
Piyade defterlerinin bilinen eski defterleri H. 859 (M. 1454/1455) tarihli
Karahisar-ı Sahib Sancağı’dır.35 Aynı tarihli Teke Sancağı defteri ise
müsellemler için düzenlenmiş en eski defterdir.36
30
BOA. TTD. 48, s. 22.
BOA. TTD. 48, s. 75.
32
BOA. TTD. 568, s. 10-11.
33
“… Sultan Murad Han ibn-i Sultan Selim Han râdıyallahü teâlâ…”, BOA. TTD. 600, s. 4.
34
F. Emecen, a.g.e., s. 10.
35
BOA. MAD. 4.
36
BOA. MAD. 14.
31
Türkiyat Mecmuası, C.23/Bahar, 2013
9
IV. BOA. TTD. 48’e Göre Saruhan Sancağı Piyadeleri
Saruhan Sancağı piyadeleri idari olarak Saruhan Yaya Sancağı Bey’i
Murad Bey’e bağlı olup 17 ser-piyadelikle yönetilmekte idiler. Murad Bey
hassına bağlı olan yerler 12 köye dağılmış durumdadır. Bunlar doğrudan Yaya
Sancak Beyi Murad Bey’e bağlı yerler olup, başlarında ayrıca ser-piyade
bulunmamaktadır. Murad Bey Hassına tabi yerlerin tamamı köy yeri beğlik
olarak kaydedilmiştir. Bu kabil yerler dirlik sistemi içinde yer alan yerlerdir.37
Tüm sancak 17 idari ünite, 27 ser-piyade tarafından Yaya Sancak Beyine bağlı
olarak yönetilmektedir. Yalnızca Kızılköy ser-piyadesinin adı “ser mezkûrȗn”
olarak düşülerek isim belirtilmemiştir.38
Tablo 1: Saruhan Sancağı Piyadelerinin İdari Tablosu ve Ser-Piyadeler
Saruhan Yaya Sancağı
Beği Murad Bey Hassına
Tabi Yerler
Ser-Piyadelere Bağlı Yerler
Sofuderesi
Mağnisa
Bıçar
Küçükbahşilu
Papaslık
Korucakuyu
Erkenet
Palamud
Karaköy tabi-i Doğanhisarı
Gökağaç ve İlanlu Bozköy
Menemen tabii Bozköy
Kızılköy
Nif- Kasar ve 39
Nif- Parsa
Yarıcı
Kızılcaavlu
Kızılüzüm
Eymür
Soldirek
Akçaavlu
Kuyucak
Pirnar
Genubi (FGGGGGGGGHIJK)
Gelenos
Çorak tabii Gelenos
Gürcü ve Belen
Ilıca
Adala
Borlu ve Demürcü
Menemen
37
Ser-Piyadeleri
Yusuf veled-i İlyas ve
Mehmed veled-i Atcık
Mustafa ve Süleyman
Musa ve Veli
Salih ve Seydi
Hamza ve Hızır
Bâli veled-i İlyas
Hüseyin veled-i Hamza ve
Yeniçeri
Ali bin Mahmud ve Ahmed
birader-i Mahmud
Veled ve Hamza
İshak ve Mahmud
Yakup
Evliya oğul-ı Ahmed
Ahmed ve Yeniçeri Şirmürd
Yusuf ve Kasım
Durgud bin Bazarlu
İskender veled-i Ali
F. Emecen, a.g.e., s. 118-119.
“Taallûkât-ı piyadegân-ı Kızılköy ser mezkûrun”, BOA. TTD. 48, s. 103; diğer ünitelerde ser
mezkûrun ibaresinden sonra isim verilmiştir: “Taallûkât-piyadegân-ı Soldirek ser mezkûrun Ali
bin Mahmud ve Ahmed birader-i o”, BOA. TTD. 48, s. 155.
39
Turan Gökçe, “Nif Kazâsı Piyâde Teşkilâtı ve Yaya Çiftlikleri”, s.139-141.
38
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Bahar, 2013
10
XVI. yüzyıl Saruhan Sancağı idari taksimatında kazâ olarak Manisa,
Adala, Akhisar, Demirci, Gördük, Gördös, Güzelhisar, Ilıca, Kayacık, Marmara,
Menemen ve Nif bulunmaktadır. Yine aynı dönemde nahiye olarak Canşa,
Palamut, Doğanhisarı, Yengi ve Emlak nahiyeleri mevcuttur.40
Yaya
Sancağının idari taksimatı, Sipahi Sancağı’ndakine benzer olmakla birlikte ayrı
sancak teşkilatına sahiptiler.41 Bunun yanında aynı kazâ veya köy içinde dahi,
sipahi, yaya, vakıf ve mülk yeri bir arada bulunabilmekteydi.42
Saruhan Sancağı idari taksimatında kazâ statüsünde yer alan Akhisar,
Gördös, Gördük, Kayacık ve Marmara’da Yaya ve Müsellemlik yer
bulunmazken; Kızılköy, Soldirek (Sildirik), Gelenos (Gülnos) ve Genubi gibi
yerler bu dönemde idari taksimatta kazâ ya da nahiye olmamasına rağmen Yaya
ve Müsellemlik yer kurulmuştur. Bu da teşkilatın daha ziyade köylere
yayıldığını göstermektedir. Burada bulunan Yaya ve Müsellemlerin idari
amirlerine ise yayabaşı veya ser-asker denirdi. Yayabaşı ve ser-askerler, kazâ,
nahiye veya köylerdeki Yaya ve Müsellemlerle birlikte Yaya Sancakbeyi’ne
bağlıydılar.43
40
Feridun Emecen, a.g.e., s. 111; Yuzo Nagata, “16. Yüzyılda Manisa Köyleri”, s. 735.
Muzaffer Arıkan, “Yaya ve Müsellemlerde Toprak Tasarrufu”, s. 178; H. Doğru, a.g.e. s. 32.
42
H. Doğru, a.g.e., s. 32.
43
F. Emecen, a.g.e., s. 146; H. Doğru, a.g.e., s. 38
41
Türkiyat Mecmuası, C.23/Bahar, 2013
11
Tablo 2: BOA. TTD. 48’e Göre Saruhan Sancağı Piyadelerinin Sayısal Verileri
İskân Yeri
Murad Bey Hassı
Mağnisa
Palamud
Karaköy tabii Doğan
Hisarı
Gökağaç ve İlanlu
Bozköy
Menemen tabii Bozköy
Kızılköy
Nif- Kasar
Köy
12
7
16
Çiftlik44
153+16
37+10
47
Yaya
153
37
47
Yamak
549
120
179
Gaib
232
77
38
Mürde
711
141
211
10
32+11
32
108
58
222
16
46+7
47
150
70
214
14
44+2
44
142
48
193
4+1
43
39
160
39
222
Nif- Parsa
Kızılüzüm
Soldirek
Genubi
Çorak tabii Gelenos
Gelenos
Gürcü ve Belen
Ilıca
Adala
Borlu ve Demürcü
Menemen
Cem’an
7
19
17
7
5
2
7
2
40
47
24+7
260
47
51
49
43+6
37+11
37+10
40+2
46+4
50
50
42
894
47
47
49
43
37
37
40
46
46
50
42
883
187
234
174
133
124
129
145
142
182
212
130
3200
30
12
63
83
118
90
36
35
46
34
68
1177
189
216
208
170
168
183
160
242
220
240
159
4069
Tablo incelendiğinde, yaya ve yamak sayısından çok mürde ve gaibin
varlığı görülmektedir. Toplam 5246 yaya ve yamak45 seferlerde yaşamını
yitirmiş veyahut kayıt esnasında bulunamamıştır. Gaib ve mürdelerin hepsinin
kayıp veya ölü olmadığı vesikalarda görülmektedir.46 BOA. TTD. 48’den
önceki tahriri yapan Hacı İvaz’ın tahririnde mürde olarak kaydedilen bir
yayanın ölmediğinin anlaşılması üzerine yeni tahrire yamak olarak
kaydedilmiştir.47 Karaköy’de ise yapılan tahrire gelmeyip gizlenen kişiler48
tahrir esnasında yerinde bulunmadığından dolayı gaib olarak kaydedilmiştir.
Hacı İvaz’ın tahririnde gaibler arasında gösterilen iki kardeşin aslında gaib
44
Yayalara ait çiftliklerle ilaveten mevkûf çiftlikler de artı (+) olarak hesap edilecektir. Ayrıca
gaib ve mürde sayılarına mevkuf çiftliklerdeki gaib ve mürdeler dâhil edilmiştir.
45
Mevkûf çiftliktekiler de dâhil olmak üzere mürde ve gaiblerin toplamıdır.
46
Muzaffer Arıkan, a.g.e., s. 22; Feridun Emecen, a.g.e., s. 144.
47
“ …yaya neslinden İbrahim veled-i Hamza amma Hacı İvaz’da mürde kayd olmuş”; BOA.
TTD. 48, s. 75.
48
“Aşağıkilise’de Aziz çiftliğinden gizlendikleri sebebden…”, BOA. TTD. 48, s. 83.
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Bahar, 2013
12
olmadıkları ve padişah beratıyla yayalıktan azad edildikleri yazılmıştır.49 Bunun
dışında mürde veya gaib olarak kaydedilenlerin bazıları bulunarak yeni yapılan
tahrire yamak olarak kaydedilmiştir.50 Gaibler arasında gösterilen bir yaya
gittiği seferden dönemediği için51, bir diğer yaya ise esir düştüğü için gaibler
arasında kaydedilmiştir.52 Ancak devlet gaiblerin ve gizlenen kişilerin
bulunması için Yaya Sancakbeyi’ne ve Yayabaşı’na araştırma emri vererek bu
gibi yayaları takip altına almıştır.53
Yapılan tahrire göre toplam 408354 yaya ve yamak kaydedilmiştir. Mürde
ve gaiblerle beraber Sancakta toplam piyade sayısı ise 9329 olmaktadır. Mürde
ve gaib sayısındaki fazlalığın teşkilâtın seferlerde mühim işlerde görev
aldıklarını göstermesi açısından da önemlidir55. Yaya ve yamaklar 17 idari ünite
içinde 260 köye 894 çiftliğe dağılmış durumdadır. Sancak genelinde çiftliklerde
yamak sayısı en az 1 olmakla birlikte bu sayı kimi yerlerde 14’e kadar
çıkabilmektedir. Ancak ortalama olarak çiftliklerdeki yamak sayısı 2-8 arasıdır.
Devlet yamak sayısını çiftliğin durumuna göre azaltmakta ya da
arttırabilmekteydi. Yine çiftlik yeri amaklara az geldiğinde de devlet çiftliklere
ziyade yaparak, elinden geldiğince yaya ve yamakların geçimini sağlamaya
çalışmıştır.56
49
“Hüseyin ve Hasan veledân-ı Mürüvvet mezkûran Şeyhülislam ve’l-müslimin Vefazade
müritleri imiş ammâ mezkûr Hüseyin Hacı İvaz’da gaib kayd olunmuş yayalıkdan azâd olmuş
elinde sultan Mehmed Han beratı varmış ve Padişahımız Sultan Bayezid nişan-ı hümayûn virüp
azad itmiş ve mezkûr Hasan defterde mukayyed değilmiş padişahımız eline hükm-ü hümayûn
vermiş azâd itmiş min b’ad kimesne incitmeye”, BOA. TTD. 48, s. 6.
50
BOA. TTD. 48, s. 12, 19-20; Feridun Emecen, a.g.e., s. 144.
51
“Mustafa veled-i Yakup Rumeli’nde Pazarköy’de mütemekkin”, BOA. TTD. 48, s. 33.
52
“Gaib: İlyas veled-i Şeyh İbrahim kâfirde mahbusdur”, BOA. TTD. 48, s. 226.
53
Muzaffer Arıkan, a.g.e., s. 27.
54
BOA. TTD. 48’e göre yaya ve yamak kayıtlıların toplamıdır, (3200+883).
55
Feridun Emecen, a.g.e., s.143; Turan Gökçe, “Nif Kazâsı Piyâde Teşkilâtı”, s.137.
56
“Mezkûr çiftliğe Karaca Mahmud köyünden otuz dönüm yer alınup zamm olunmuş”, BOA.
TTD. 48, s.2; “Mezkûr çiftlik Kıranköy’de Musa çiftliğine ve Çamköy’de Mezid oğlu İsa çiftliğine
zamm olundu. Yamakları az olduğu sebebden zikr olan üç çiftliği müşterek tasarruf idüp üç
eşeler”, BOA. TTD. 48, s. 140; “Mezkûrlar bu iki çiftliğe mutasarrıf olub yılda iki eşelermiş.
Şimdi âdemleri az olduğu sebebden Beğlerce köyünde Demürcü oğlu Hızır çiftliğine zamm
olundu”, BOA. TTD., 48, s.149; “Mezkûr çiftliğin yeri az olduğu sebebden Güvenç oğlunun
ziyadesinden Otuz dönüm yer alınup mezkûr çiftliğe zamm olundu”, BOA. TTD. 48, s. 255.
Türkiyat Mecmuası, C.23/Bahar, 2013
13
Grafik 1: BOA. TTD. 48’e Göre Yaya ve Yamakların Ser-Piyadeliklere Dağılımı
Grafiğe “sagir” ve “mücerredler” dâhildir.
Grafikte de görüldüğü üzere yaya-yamakların önemli bir miktarı Murad
Bey Hassı’na bağlı yerlerde meskûndur. Murad Bey Hassı’na bağlı yerler
defterde, “hassa-i Murad Beğ liva-ı mir-i Saruhan”57 olarak geçmektedir ve
toplam 12 köy ile 153 çiftlikten oluşmaktadır. Çiftlik yayası ocak gelirinin
dağılmaması için yamaklarını yakın çevresinden (akraba, oğul) seçmekteydi.
Bunlardan 14 yaşından büyük ve bekar olanlar “mücerred” olarak
kaydediliyordu.58 Burada da görüldüğü üzere yaşı küçük de olsa oğul veya
akrabaları yamak olarak kaydedilmiştir.59 Bu şekilde sancak genelinde 368 sagir
ve 40 da mücerred kaydedilmiştir.
V. Saruhan Sancağı Piyade Çiftlikleri
Yaya çiftliği, yayaların üzerine kayıtlıydı; ancak bu çiftliği, yamaklarıyla
müşterek tasarruf ederlerdi. Piyadeler asker kimliklerinin yanında aynı zamanda
birer çiftçi idi. Maaşlarına karşılık geçimleri için bir çiftlik tasarruf eden, avarızı divanîyeye karşılık ise bir hizmetle yükümlü tutulan, görevleri ve vergi
muafiyetleri nedeniyle askerî sayılan bir yaya ve yamaklardan oluşan idari
üniteye; “ocak” denmektedir.60 Çiftlik ise Osmanlı İmparatorluğunda bir çift
57
BOA. TTD. 48, s. 1.
H. Doğru, a.g.e., s. 65.
59
“Her ocakdan altı yedi nefer kimesne birbine yamak kayd olunub be-nevbet asker-i mansûra
hidmet iderler. Bir yamak yazılan yayanın birden ikiden hidmete yarar oğulları ve karındaşları
kendüler ile olurlar…”, Ahmet Akgündüz,Osmanlı Kanunnâmeleri ve Hukukî Tahlilleri (II.
Bayezid Devri Kanunnâmeleri), C. II, Fey Vakfı Yay., İstanbul 1990, s. 63.
60
M. Arıkan, a.g.e., s. 12-13; H. Doğru, a.g.e., s. 58.
58
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Bahar, 2013
14
öküzle işlenen ve yüzölçümü toprağın verimliliğine göre âlâ yerden 70-80, evsât
yerden 110-120 ve edna yerden 120-150 dönüm arasında değişen tarımsal
işletme anlamına geliyordu.61 Saruhan Sancağı’ndaki piyade çiftliklerinin ise
âlâsı 70 dönüm; evsâtı 100 dönüm ve ednâsı 150 dönüm yerden oluşmaktaydı.62
Saruhan Sancağı’nda oluşturulan ocaklarda 260 köye dağılmış toplam 894 adet
çiftlik bulunmaktadır.
Grafik-2 :BOA.TTD.48’ de Ser-piyadeliklere Göre Çiftliklerin Dağılımı
İdari üniteler içlerinde çiftliklerin yoğunlaştığı yerler farklılık
göstermektedir. Murad Bey Hassı’ndaki çiftlikler Papaslık63 ve Yarıcı’da64;
Mağnisa’daki çiftlikler, Şemari’de65; Palamud’daki çiftlikler Hızır İlyas66, Reis
köyde67; Karaköy’deki çiftlikler, Nefs-i Karaköy68 ve Bozköy’de69;
Kızılüzüm’deki çiftlikler, Nefs-i Kızılüzüm70 ve Beğlerce’de71; Soldirek’deki
61
M. Arıkan, a.g.e., s. 51; Ömer Lütfü Barkan, “Çiftlik”, İA., C. III, İstanbul 1977, s. 392; Halil
İnalcık; “Çiftlik”, TDVİA, C. VIII, İstanbul 1993, s. 314; H. Doğru, a.g.e., s. 58-59; Yuzo Nagata,
“16. Yüzyılda Manisa Köyleri”, s. 746.
62
F. Emecen, a.g.e., s. 148.
63
34 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 10.
64
27 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 24.
65
13 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 48.
66
8 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 61.
67
8 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 62.
68
9 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 74.
69
6 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 76.
70
8 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 141.
71
10 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 146.
Türkiyat Mecmuası, C.23/Bahar, 2013
15
çiftlikler Nefs-i Soldirek72 ve Yarpınar’da73; Genubi’deki çiftlikler, Nefs-i
Genubi74 ve Dipçükköy’de75; Çorak’taki çiftlikler, Nefs-i Çorak76 ve
Akçaköy’de77; Gelenos’daki çiftlikler, Eğrigölcük78 ve Gümecelü’de79;
Ilıca’daki çiftlikler, Enceklü80 ve Dereköy’de81 yoğunlaşmıştır. Bunun dışında
kalan yerlerde çiftlikler idari ünitenin bulunduğu yerde yoğunlaşmıştır. Bunlar
Gökağaç ve İlanlu Bozköy82, Kızılköy83, Gürcü ve Belen84, Menemen85’dir.
Buradan da görüleceği üzere teşkilat kazâ veya nahiye merkezleri dışında kalan
köylerde yoğunlaşmıştır.
Çiftlikler içindeki önemli bir husus “ziyade” kavramıdır. Bir çiftlikte ister
yamak ziyadesi, ister çiftlik ziyadesi olsun normal ölçütlerden fazla ise deftere
“zevaid” olarak kaydedilmektedir. Bu ziyadeler gerek duyulduğunda
kullanılmak üzere çiftlikler için hazır tutulmaktaydı. Ancak zevaid kalan
topraklar için sipahi ile piyade beyleri arasında ihtilaf olduğu bu durumlarda bu
tür fazla topraklar mîrî adına mukataaya verilmekte ve geliri doğrudan hazineye
aktarılmaktaydı.86 Neferler de ziyade olabilmekteydi, ziyade neferle ihtiyacı
olan başka bir çiftliğe yazılırdı. Çiftlik arazisi eksik olan yerlere de ziyade
arazilerden toprak eklenir ya da mevkuf çiftlikle birleştirilirdi.87Buna örnek
olarak, Murad Bey Hassı’nda birbirine zam yapılan 61 çiftlik sayılabilir. Bu
sayı neredeyse çiftlik sayısının yarısına yakındır. Çiftliklerin dönemin
koşullarında epey harap olması ya da asker sayılarının yeterli gelmemesi
sebebiyle birbirlerine zam edildiği görülmektedir.88 Bu sayede bazı çiftliklerin
72
26 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 155.
6 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 160.
74
29 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 169.
75
9 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 176.
76
27 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 183.
77
7 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 191.
78
16 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 197.
79
21 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 201.
80
19 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 225.
81
27 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 229.
82
24 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 89.
83
30 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 103.
84
29 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 213.
85
17 çiftlik: BOA. TTD. 48, s. 267.
86
M. Arıkan, a.g.e., s. 19; F. Emecen, a.g.e., s. 148-149.
87
M. Arıkan, a.g.e., s. 19-20; F. Emecen a.g.e., s. 148.
88
“Çiftlik harap olduğu sebebden Papaslık’da Eyne Hoca çiftliği bu çiftliğe zamm olundu”, BOA.
TTD. 48, s. 16; “Tonuz Ömer Çiftliği harab olduğu sebebden Eymür’de mahlûl olan Mihail
çiftliği zamm olundu”, BOA. TTD. 48, s. 35.
73
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Bahar, 2013
16
fazla arazi tasarruf edip bazılarının da toprak sıkıntısı çekmelerinin önüne
geçilmek istenmiştir.
Son olarak mevkuf çiftliklere değinmek gerekir ise, bu tür çiftlikler toplu
olarak yaya başılığın sonunda “mevkuf” ya da “mahlûl” olarak verilmektedir.
Bir yerin mevkuf olarak kaydedilmesi için: Çiftliği işletenlerin gaib ya da
mürde olması nedeniyle çiftlikte kimsenin bulunmaması89; arazinin verimsizliği
ya da terk edilip uzun süre işletilmemesi gibi nedenler sayılabilir90. Mevkuf
çiftlikler başka çiftlik ziyadeleri eklenerek şenlendirilmeye çalışılmakta veya
yamak yoksa yamak takviyesi yapılmaktaydı.
Tablo 3: BOA. TTD. 48’e Göre Mevkuf Çiftliklerin Ser-piyadeliklere Göre
Dağılımı
İskân Yeri
Murad Bey Hassı
Mağnisa
Palamud
Karaköy tabii Doğan Hisarı
Gökağaç ve İlanlu Bozköy -Menemen tabii Bozköy
Kızılköy
Nif- Kasar - Nif- Parsa
Kızılüzüm
Soldirek
Genubi
Çorak tabii Gelenos
Gelenos
Gürcü ve Belen
Ilıca
Adala
Borlu ve Demürcü
Menemen
Cem’an
Çiftlik
16
10
11
7
2
191
6
11
10
2
4
7
87
Gaib
1
37
21
12
2
33
54
27
4
2
22
265
Mürde
55
27
52
23
9
6
35
38
10
26
15
296
Yaya ve Müsellemler sefer devam ettiği sürece günde 1-2 akçe olmak
üzere ulufe almakta; barış zamanında ise çiftiyle uğraşıp herkesin verdiği
vergileri vermekteydiler.92 Yeniçeri ocağının ihdasından sonra, geri hizmet
89
“Akça Avlu’da Ahad Çiftliği mahlûl”, mürde ve gaib bulunmakta, BOA. TTD. 48, s. 44;
“Eymür’de Mihail Çiftliği mahlûl”, dokuz kişi gaib-iki kişi de mürde kaydedilmiştir, BOA. TTD.
48, s. 43.
90
M. Arıkan, a.g.e., s. 79-80.
91
“Pancarviranı’ında Kuşlu oğlu Ali çiftliği ve Kesiköy (Gesiköy) ( ىIGGGGGGK FGGGGGGWK) çiftliği kem
harabdır”, BOA. TTD. 48, s. 128.
92
M. Arıkan, a.g.e, s. 87-88; H. Doğru, a.g.e., s. 11; Mustafa Akdağ, İctimâi Tarih, C.I, s. 327
Türkiyat Mecmuası, C.23/Bahar, 2013
17
döneminde yayalar, askerî statüye geçirilerek şer’î ve örfî vergilerden muaf
tutulmuş; ancak bu dönemde ulufeleri ellerinden alınarak arazi ve mezralar
verilmiştir.93Asıl gelir kaynakları çiftliklerinden elde ettikleri gelir ile bağın
öşrü, değirmen resmi ve küçükbaş hayvan vergileri olup, bu vergileri nöbeti
gelip sefere giden yaya toplar ve sefere giderdi. Sefere bizzat gidemeyecek
durumda olan yaşlı veya özürlüler ise zenginse bedel ödeyebilmekte; değilse
sefere kendi yerine bir başkasını gönderebilmekteydi.94 Yaşlı veya sakat olan
yayalar nöbetleri geldiğinde sefere eşmeyip başka biri ile anlaşırlar ve yerlerine
bedel gönderirlerdi. Bu bedeller ruznamçe defterlerinde “bedel-i yörükân,
müsellemân veya eşkinci” gelirleri olarak kaydedilirdi.95 Ancak ilerleyen
yıllarda maddî durumu iyi olan yayalar topraklarından ayrılmayıp yerlerine
“bedel akçesi” yollamaya başlamış ve bu durumu suistimal etmişlerdir. Devletin
alacağı eşkinci sayısı da belli olduğundan yasal olarak bedel ödeme hakkı olan
yaşlı ve sakatlar zorla nöbete sevk edilmişlerdir. Bu konuda pek çok şikâyet
devlet merkezine bildirilmiştir.96
Ocaktaki diğer gelir kaynakları yaya çiftliğine dışarıdan gelip
oturanlardan alınan resm-i duhan ve öşr-i kovan vergisidir.97 Ayrıca yaya
çiftliğinde hariçten ziraat edenler yayalarına öşür ve resim vermekteydiler.
Yayalık yerde bağ ve bahçe yapanlar mahsulün dörtte birini çiftlik sahibine
verirlerdi ki bunlar da ocak hâsılına dâhil gelirlerdi.98 Yine Yaya ocağının yarısı
buğday diğer yarısı da arpa olmak üzere bir Bursa müddü hububatı, Yaya
Sancak Beyi’ne vermesi bu ödemenin de aynȋ yapılması gerektiği
kanunnamelerde yazılmıştı.99
Yaya ve Müsellemlerin ödemekle mükellef oldukları vergiler de
bulunmaktadır ki, bunlar resm-i cinayet, resm-i arus ve bad-ı hevȃdır. Bunlar
dışında, yayaların yayalık yeri dışında yer tasarruf etmeleri durumunda, dönüm
öşrü ve mahsulün öşrünü sipahisine veya vakıf arazisiyse vakfa vermekle
93
Halil İnalcık, “Osmanlılarda Raiyyet Rüsumu”, Belleten, XXIII/92, Ankara 1959, s. 595; M.
Arıkan, a.g.e, s. 50; H. Doğru, a.g.e., s. 21, 105.
94
M. Arıkan, a.g.e., s. 137; H. Doğru, a.g.e., s. 21-23, 34-38; Mehdi İlhan, “1540’da Müsellem ve
Yaya Ocaklarına Yazılma”, Şerafettin Turan Armağanı, Antakya 1996, s. 98; Turan Gökçe, a.g.e.,
s. 333; II. Bayezid devri piyade kanunnamesinde de görüldüğü üzere pîr olup sefere eşemeyen
yayalar yerlerine bedel verebilmekteydiler. Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnâmeleri, s. 63-65.
95
Sadullah Yıldırım, 1000/1592-93 ve 1001/1593-94 Tarihli Ruznamçe Gelir Defterine Göre
Osmanlı Devleti’nin Merkezi Hazine Gelirleri, (Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2008, s. s.62-63.
96
H. Doğru, a.g.e., s. 23-24.
97
Halil İnalcık, a.g.m., s. 593; M. Arıkan, a.g.e., s. 139; Mehdi İlhan, a.g.m., s. 99.
98
M. Arıkan, a.g.e., s. 140.
99
Mehdi İlhan, a.g.m., s. 100.
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Bahar, 2013
18
mükellef oldukları görülmektedir.100Yayaların gelirlerini arttırmak için başka
işlere yöneldikleri de görülmektedir. Bunun nedeni toprak gelirinin
yetmemesidir. Bu durumdan kurtulmak isteyen yayalar, yasal olarak sipahi
yerinde toprak tasarruf edebilirken yasadışı olarak bazı işlere de yönelmişlerdir.
Bu ikinci durumda yaptıkları işler ise genellikle ortakçı, küreci ve diğer raiyyet
hizmetleridir.101
İncelenen defterde Saruhan Yaya ve Müsellem ocaklarının gelirleri,
çiftliklerin dönüm miktarı ya da giderleri ile ilgili her hangi bir bilgiye
rastlanılmamıştır. Bu nedenle bu bölümde Saruhan Sancağı bazında bir
değerlendirme yapılmayıp teşkilatla ilgili genel değerlendirme yapılmıştır.
VI. Saruhan Sancağı Piyadelerinin Demografik Durumu
Sancak geneline yayıldığı görülen piyade çiftliklerinde kayıtlı farklı
sosyal grupların var olduğu görülmektedir. Bunlar içinde sefere çıkamayacak
yaşta olan “sagir”ler önemli bir sayı oluşturmaktadır. İncelenen defterde
sagirlerin yaşı belirtilmemiştir. Ancak diğer defterlerde geçen “yarayınca eşer”
tabiri ile 14 yaşın altında olanlar kastedilmektedir. Çiftlik yayası ocak gelirinin
dağılmaması için yamaklarını yakın çevresinden (akraba, oğul) seçmekteydi102.
Bunlardan 14 yaşından büyük olanlar “mücerred” olarak kaydediliyordu.103
Bunun dışında aşağıdaki tablo ve grafiklerde daha iyi görüleceği üzere az da
olsa pîr104, âmâ105, malûl106 ve divaneler107 de teşkilat içinde yer almıştır.Sefer
zamanında sefere çıkan yayaların barış zamanında ise çiftliklerinde ikamet
ettikleri daha önce zikredilmişti. Ancak yaya ve yamaklar içinde yazıldıkları
çiftliklerin uzağında başka bir köyde, kazâda hatta başka bir sancakta108 dahi
ikamet ettikleri görülmektedir. Bu gibi başka kazâ ya da köylerde ikamet eden
100
H. Doğru, a.g.e., s. 22-23.
H. Doğru, a.g.e., s. 106.
102
“Her ocakdan altı yedi nefer kimesne birbine yamak kayd olunub benevbet asker-i mansûra
hidmet iderler. Bir yamak yazılan yayanın birden ikiden hidmete yarar oğulları ve karındaşları
kendüler ile olurlar…”; Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnâmeleri ve Hukukî Tahlilleri (II.
Bayezid Devri Kanunnâmeleri), s. 63.
103
H. Doğru, a.g.e., s. 65.
104
BOA. TTD. 48, s. 6, 17, 25, 42.
105
BOA. TTD. 48, s. 7, 41, 64, 80.
106
BOA. TTD. 48, s.7, 204.
107
BOA. TTD. 48, s. 20, 61, 250, 253.
108
“Aydın ilinde mütemekkin”, BOA. TTD. 48, s. 10.
101
Türkiyat Mecmuası, C.23/Bahar, 2013
19
amak hatta yayalara belgelerde sıkça rastlanılmaktadır.109 Başka yerde ikamet
edenlerden arasında gaibler olarak kaydedilenler de bulunmaktadır.110
Tablo 4: BOA. TTD. 48’e göre Sancağın Demografik Durumu
İskân Yeri
Pîr
Sagîr
Kerem
Mücerred
Âma
Divâne
Malûl
Murad Bey Hassı
6
103
3
5
2
1
2
Mağnisa
1
6
1
2
1
-
-
Palamud
7
17
1
3
1
2
-
Karaköy tabii Doğan
Hisarı
Gökağaç ve
İlanlu Bozköy
Menemen tabii
Bozköy
5
3
-
-
-
1
-
2
7
-
-
-
2
-
-
7
-
-
-
1
-
Kızılköy
3
11
1
1
1
2
-
Nif Kasar ve Parsa
17
45
2
4
4
3
-
Kızılüzüm
12
68
2
9
-
-
-
Soldirek
6
11
3
3
-
-
-
Genubi
1
12
1
1
1
-
-
Çorak tabii Gelenos
2
3
-
1
-
-
2
Gelenos
2
10
-
-
-
-
1
Gürcü ve Belen
9
17
1
2
2
-
2
Ilıca
2
5
3
3
-
1
-
Adala
9
20
2
1
-
-
-
Borlu ve Demürcü
1
12
2
4
-
-
-
Menemen
3
11
2
1
-
-
-
18 idari ünite
88
368
24
40
12
13
7
109
Kuyucak’ta kayıtlı bir yamak, Adala -Kızılca köyde ikamet etmektedir, BOA. TTD. 48, s. 37;
Nif-Parsa’da kayıtlı bir başka yamak ise Bozköy’de ikamet etmektedir, BOA. TTD. 48, s. 129.
Bu gibi çiftliği dışında ikamet edenler tahrir esnasında kaydedilmiştir: BOA. TTD. 48, s. 5, 10,
68, 78 vb.
110
“Gaib: Saruca oğlu Hızır, Sakallu oğlu Tımarında mütemekkin”, BOA. TTD. 48, s. 94.
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Bahar, 2013
20
Grafik 3: BOA. TTD. 48’e Göre Sagir ve Mücerredlerin Dağılımı
Sancaktaki ünitelerin hepsinde küçük yaşta yamak yazılanların (sagir)
olduğu görülmektedir. Mücerred sayısı ise sagirlere oranlara fazla olmayıp
toplam 40 neferdir. Sagir ve mücerredlerin yanı sıra, piyadeler içinde askerliğe
elverişli olmadığı bilindiği halde divâne, âmâ, malûl ve pîrler yaya ve yamak
kaydedilmiştir. Devlet eşkin sayısının azalacağını göz önünde tutarak, bu
şekilde nöbete gidemeyecekler için yerlerine bedel verme imkânı tanımıştır.111
Sefere gidemeyecek yaşta olan sagirlerin ve pîr, divâne, âmâ, malûllerin
yamak yazılmayacakları kanunla belirlenmesine rağmen112, sancakta bu duruma
uyulmadığı görülmektedir. Şöyle ki, yayaların eksik yamaklarını tamamlamak
için kendi oğullarını seçmesinde aranan ön şart kanunnamede “hıdmete yarar
olmak”, ve “hadd-i bülûğa ermek” olmasına rağmen buna uyulmayıp yaşı
küçükler, divâne, âmâ, malûl gibi özrü olanlar da yamak yazılabilmiştir.
111
H. Doğru, a.g.e., s. 24.
“…eşkünci çıkmağa vefa eder mevcud yamak yok ise müsellemin ve yayanın hadd-i bülûğa
erişmiş oğullarından yamak yazup tekmil eyleyeler…” Ahmet Akgündüz, Osmanlı
Kanunnâmeleri ve Hukuki Tahlilleri, C. V, Fey Vakfı Yay., İstanbul 1990, s. 30.
112
Türkiyat Mecmuası, C.23/Bahar, 2013
21
Grafik 4: BOA. TTD. 48’e Göre Gaib ve Mürdelerin Dağılımı
Gaib oranında % 20 ile Murad Bey Hassı’na bağlı yerler ilk sırada
gelirken; % 1 ile Kızılüzüm en az gaib oranına sahip ünitedir. Mürde sayılarında
ise Murad Bey Hassı’na bağlı yerlerin yanı sıra Nif en çok mürde veren yer
olmuştur. Merkez kazâ olan Mağnisa mürde sayısı en az olan yerdir. Mürde
oranlarında % 18 ile başı çeken Murad Bey Hassı’na ait yerleri % 10 ile Nif
izlerken Manisa sadece % 1’lik dilimi kapsamaktadır. Mürde sayılarına
bakıldığında yaya sayısı ile kayıpların doğru orantılı olduğu görülecektir. Sefere
en fazla eşer yaya veren Murad Bey Hassı’nda en çok mürde ve gaib
kaydedilmesi bu durumun göstergesi olarak kabul edilebilir.
Elde edilen bilgiler sancak geneline yayılan piyade teşkilatının tahmini
nüfusunu hesaplamaya olanak vermektedir. Devlet sadece yaya ve yamakları
kaydedip aile üyelerini kaydetmediğinden, tahmini nüfus için “Hâne x 5 +
Mücerred + Sagir formülü kullanılarak piyade ve buna bağlı olarak tahmini
nüfus hesaplanabilir.113 Sancak genelinde 883 yaya ve 3200 yamak mevcut olup
toplam 4083 nefer kaydedilmiştir. Bu yaya ve yamakların 40’ı mücerred, 368’i
de sagir olarak kaydedildiğinden, sagir ve mücerredler çıkarıldığında 3675 nefer
113
Nüfus hesaplamalarında bugün bazı metotlar uygulanmakta ve hâne sayısı muayyen bir katsayı
ile çarpılarak yine tahminî rakamlar elde edilebilmektedir. Bu konuda Ö. Lütfi Barkan’ın “hâne”
karşılığı olarak kullandığı 5 katsayısı pek çok araştırıcı tarafından kabul edilmekle birlikte, 7
katsayısını tercih edenler de vardır. Hâne sayısı için ayrıca bkz.: Ö. Lütfi Barkan, “Tarihî
Demografi Araştırmaları ve Osmanlı Tarihi”, Türkiyat Mecmuası, C. X, 1951-53, İstanbul 1953,
s. 12; Nejat Göyünç, “Hâne Deyimi Hakkında”, İstanbul Üniv. Edebiyat Fak. Tarih Dergisi, S.
XXXII, İstanbul 1979, s. 332; Mehmet Öz, XV-XVI. Yüzyıllarda Canik Sancağı, TTK, Ankara
1999, s. 42.
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Bahar, 2013
22
hâne hesaplaması için kullanılmıştır. Bu hesaba göre Saruhan Sancağı piyade
tahmini nüfusu 18.375 olup bu rakama mücerred ve sagirler de eklenince
toplam tahmini nüfusu 18.783 olmaktadır.114 Tahrirde kaydedilen kayıp ve
ölümler de düşünüldüğünde teşkilatın bu yıllarda nüfus miktarının yirmi binleri
aştığı görülmektedir.
Sancak genelinde yapılan tahmini nüfus değerlerini idari ünitelere göre
yayıldığında ise ortaya aşağıdaki gibi bir grafik çıkmaktadır.
Grafik- 5: Saruhan Sancağı Piyadelerinin İdari Ünitelere Göre Tahmini Nüfusu
Çiftlik sayısı ve piyade sayısı yüksek olan Murad Bey Hassına bağlı
yerler ile Nif ve Borlu-Demürcü’de nüfusun yoğunlaştığı görülmektedir. Buna
karşın sancak merkezi olmasına rağmen Mağnisa’da piyade varlığının çok
olmadığı açıktır. Yukarıdaki sonuç teşkilatın daha ziyade kırsala yayıldığını
göstermesi açısından da önemlidir.
Çoğunluğunu Yörük ve Türkmen taifesinden köylülerin oluşturduğu
Yaya ve Müsellemlerin bu durumu, defterde geçen çiftlik, aşiret-oymak ve
cemaat isimleri ile şahıs isimlerinde sarih olarak görülmektedir115. Nitekim
Yaya ve Müsellem olmak için belirtilen unsurlardan olmak gerekiyordu. Bunun
114
Nüfus tahmini yapılırken mücerred ve sagirler dışında kalan yaya ve yamaklar birer hâne
olarak varsayılmıştır.
115
Deftede geçen bazı aşiret-oymak-cemaat simleri: “Çakal (Çakallı), Çenger, Bostancı,
Beğtemür Azizlü (Mağnisa), Alibeğü (Manğnisa), Ahmedlü, Osmanlu (Gördös) Oğulbeği
(Temürcü), Mihmadlu (Temürcü), Kocabeğ Karsak Karı Ahmed Reislü (Mağnisa)”, Bkz. Cevdet
Türkay, Başbakanlık Osmanlı Arşivine Göre Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak, Aşiret ve
Cemaâtler, İstanbul 1981.
Türkiyat Mecmuası, C.23/Bahar, 2013
23
yanı sıra defterde azad edilmiş kişilerin de yamak olarak kaydedildiğine
rastlanılmıştır.116 Yine teşkilatta Hıristiyan asıllı Yaya ve Müsellemlerin olduğu
da bilinmektedir.117
Sonuç
Fetihler ve genişlemeyle birlikte devletin artan asker ihtiyacını
karşılamak üzere ilk önce hassa ordusu olarak karşımıza çıkan Yaya ve
Müsellemler, hem asker hem de birer çiftçiydi. Yeniçeri teşkilatının
kurulmasıyla birlikte tedrici olarak geri hizmet kesimine kaydırılmışlarsa da
burada da mühim görevler üstlenerek seferlerde önemli pay sahibi oluyorlardı
ki, Saruhan Sancağında olduğu gibi hâlâ seferlerde önemli sayıda kayıp
veriyorlardı. Saruhan Sancağı piyadelerini içeren ve sancağa ait mevcut ilk
defter olması nedeniyle ayrıca öneme sahip olan BOA. TTD. 48 no’lu defter,
teşkilatın henüz geri hizmete çekilmediği II. Bayezid döneminde (1487)
kaydedilmiştir. Defter idari üniteler, çiftlik, yaya-yamak, gaib-mürde isimleri
gibi bilgiler içeriyorsa da çiftlik gelirini ilgilendiren dönüm veya hâsıl gibi
verileri içermemektedir. Teşkilât, Saruhan Sancağında Sancak Yaya Beyi
Murad Bey’e bağlı yerler hariç 17 idari ünite ve bunlara bağlı 260 köy ve 894
çiftliğe dağılmış durumdadır. 883 yaya sefere eşerken 3200 yamak çiftlikteki
işlerle ilgilenmektedir.
Yapılan tahrirde 4069 nefer mürde; 1177 nefer de çeşitli nedenlerle gaib
olarak kaydedilmiştir. Defterden elde edilen bu verilere göre, tahririn yapıldığı
1487’den önceki görevlerinde bir hayli kayba uğradıkları görülmektedir.
Teşkilatın verdiği bu kayıplar askerlerin sefer esnasında mürde veya gaib
olmalarının yanında; bu gaib ve mürdelerin hepsinin kayıp veya ölü olmadığı da
görülmektedir. Kimisi tahrir esnasında gizlenip yamak yazılmaktan kurtulmaya
çalışırken kimisi de önceki defterlerde tahrir sırasında hazır bulunmadıklarından
dolayı mürde veya gaib olarak kaydedilmişlerdir. İşlerinin ağırlığından dolayı
ve zamanla ocak nüfusunun artmasına paralel olarak ocak ve çiftlik gelirlerinin
azaldığı düşünülürse Yaya ve Müsellemler daha kârlı gördükleri ticaret ve iş
hayatına atılma eğilimi göstermişlerdir.
Yayalar eşkinci ihtiyacını karşılamak için kendi çocuklarını sefere
çıkamayacak yaşta da olsa yamak olarak kaydettirebilmişlerdir. Böylece aileden
birinin yamak yazılmasıyla çiftlik gelirinin yine aile içinde kalması
sağlanmıştır. Bu şekilde yaşı tutmadığı halde yamak yazılan 368 sagir tespit
116
117
“Eynebeği çiftliğinde Karaca Mu’tak”, BOA. TTD. 48, s. 208.
M. Arıkan, a.g.e., s. 3, 5; H. Doğru, a.g.e., s. 13-14.
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Bahar, 2013
24
edilmiştir. Yaşı küçükler dışında, kanunlara aykırı olmasına rağmen yayalık
hizmeti yapamayacak haldeki pîr, âmâ, malûl ve divaneler de yine aynı
sebepten olsa gerek yamak olarak kaydedilmişlerdir. Ancak bu şekilde yaşlı
veya özürlü olan yamaklar yerlerine bedel göndermek zorundaydı.Yaya ve
yamakların sancak genelinde % 17’si Murad Bey Hassı’nda görevli iken, bunu
% 11 ile Nif piyadeleri takip etmektedir. Manisa’ya bağlı Karaköy % 3 ile en az
yaya ve yamağa sahip ünitedir. Çiftlik sayıları da yaya-yamak sayılarına
paralellik göstermektedir. Her çiftlikte en az 1 yamak mevcutken bu sayı
müşterek olarak işletilen çiftliklerde 14’e kadar çıkmıştır. Ortalama olarak
sancak genelindeki çiftliklerde yamak sayısı 6,5’tur. Sancakta toplam nefer
sayısı 4083 olarak hesaplanmıştır. Hesaplanan yaya ve yamaklardan 40’ı
mücerred, 368’i de sagir olduğundan, sagir ve mücerredler çıkarıldığında 3675
nefer mevcuttur. Buna göre, Saruhan Sancağı piyadelerinin incelenen defterdeki
tahmini nüfusu 18.375 olarak hesaplanmıştır. Bu rakama mücerred ve sagirler
de eklenince toplam tahmini nüfus 18.783 olmaktadır. Sancakta 4069 neferin
mürde; 1177 neferin de gaib olduğu düşünüldüğünde teşkilatın nefer sayısının
daha da fazla olduğu görülmektedir.
Geri hizmet kesiminde uzun yıllar hizmet veren Yaya ve Müsellemlerin,
zamanla ocakların küçülmesi, askerîlikten faydalanmak isteyenlerin sayısının
giderek artması ve savaş dönemlerinde sefere gitmek yerine köylerinde
çiftlikleriyle uğraşmayı tercih etmeleri artık asli işlevini yerine getirmemelerine
neden olmuş ve teşkilat 1582’de lağvedilmiştir.
KAYNAKLAR
1Arşiv Belgeleri
a)
Başbakanlık Osmanlı Arşivi Tahrir Defterleri
No: 48; 239; 568; 600
b)
Başbakanlık Osmanlı Arşivi Maliyeden Müdevver Defterleri
No: 4; 14.
c)
Ankara Tapu Kadastro Arşivi Tahrir Defteri
No: 103
2Araştırma ve İncelemeler
AKDAĞ, Mustafa, Türkiye’nin İktisadi ve İctimai Tarihi, C. I, İstanbul 1995.
AKGÜNDÜZ, Ahmet, Osmanlı Kanunnâmeleri ve Hukukî Tahlilleri (II.
Bayezid Devri Kanunnâmeleri), C. II, Fey Vakfı Yay., İstanbul 1990.
Türkiyat Mecmuası, C.23/Bahar, 2013
25
_______, Osmanlı Kanunnâmeleri ve Hukukî Tahlilleri, C. V, Fey Vakfı Yay.,
İstanbul 1992.
ARIKAN, Muzaffer, XV. Asırda Yaya ve Müsellem Ocakları (Toprak
Tasarrufu, Vergi Muafiyetleri ve Hizmet), Basılmamış Doçentlik Tezi,
Ankara1966.
_______, Yaya ve Müsellemlerde Toprak Tasarrufu, Atatürk Yıllık Konferansı,
VIII, 1975-1976’dan ayrı basım, Ankara 1983, s. 175-200
BARKAN, Ömer Lütfi, “Tarihî Demografi Araştırmaları ve Osmanlı Tarihi”,
Türkiyat Mecmuası, C. X, 1951-53, İstanbul 1953.
________, “Çiftlik”, İA., C. III, İstanbul 1977, s. 392-397.
BİLGİ, Necdet -Ünal Şenel, Manisa 2000, Manisa Valilik Yay, İzmir 2000.
ÇAKIR, İbrahim Etem, 10 Numaralı Mühimme Defteri, (Atatürk Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Erzurum
2006.
DOĞRU, Halime, Osmanlı İmparatorluğu’nda Yaya-Müsellem-Taycı Teşkilâtı
(XV. ve XVI. Yüzyılda Sultanönü Sancağı), Eren Yayınları, İstanbul 1990.
EMECEN, Feridun M., XVI. Asırda Manisa Kazâsı, TTK, Ankara 1986.
________, İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, Kitabevi
Yayınları, İstanbul 2001.
ERAVCI, Mustafa - Mustafa Korkmaz, Saruhanoğulları ve Osmanlı Klasik
Döneminde Manisa’da Yaşayan Kültürel İzler, Manisa Valiliği Yayınları,
Manisa 1999.
GÖKBİLGİN, Tayyib, Osmanlı Müesseseleri Teşkilâtı ve Medeniyeti Tarihine
Genel Bakış, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul
1977.
GÖKÇE, Turan, “Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Nif (Kemalpaşa)
Kazâsı Nüfusu”, Kemalpaşa Kültür ve Çevre Sempozyumu, (3-5 Haziran
1999), Kemalpaşa 1999, s. 261-276.
________, “XV-XVI. Yüzyıllarda Nif Kazâsı Piyâde Teşkilâtı ve Yaya
Çiftlikleri”, Tarih İncelemeleri Dergisi, C. XV, İzmir 2000, s.137-153.
GÖKÇEN, İbrahim, 16. Ve 17. Asır Sicillerine Göre Saruhan’da Yörük ve
Türkmenler, İstanbul 1946.
Türkiyat Mecmuası, C. 23/Bahar, 2013
26
GÖYÜNÇ, Nejat, “Hâne Deyimi Hakkında”, İstanbul Üniv. Edebiyat Fak.
Tarih Dergisi, S. XXXII, İstanbul 1979, 331-348.
GÜLENSOY, Tuncer, “Manisa ve Yöresinde Oğuz Boyları”, Manisa Şehri
Bilgi Şöleni, 29-30 Eylül 2005.
İLGÜREL, Mücteba, “Yeniçeriler”, İA, C. XIII, İstanbul 1986, s. 386-395.
İLHAN, Mehdi, “1540’da Müsellem ve Yaya Ocaklarına Yazılma”, Şerafettin
Turan Armağanı, Antakya 1996, 95-103.
İNALCIK, Halil, “Osmanlılarda Raiyyet Rüsumu”, Belleten, XXIII/92, Ankara
1959, s. 575-611.
________, “Çiftlik”, TDVİA, C. VIII, İstanbul 1993, s. 313-314.
________, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi (13001600), (Çev: Halil Berktay), C. I, Eren Yayıncılık, İstanbul 2000.
NAGATA, Yuzo, “16. Yüzyılda Manisa Köyleri; 1531 Tarihli Saruhan
Sancağına Ait Bir Tahrir Defteri İnceleme Denemesi”, Tarih Dergisi,
Sayı 32, İstanbul, 1979, s. 731-758.
ORHONLU, Cengiz, Osmanlı İmparatorluğunda Derbend Teşkilatı, İstanbul
1967.
ORKON, Cenap Refik, Manisa Coğrafyası, Manisa Halkevi Yayınları, İstanbul,
1937.
ÖZ, Mehmet, XV-XVI. Yüzyıllarda Canik Sancağı, TTK, Ankara 1999.
TÜRKAY, Cevdet, Başbakanlık Osmanlı Arşivine Göre Osmanlı
İmparatorluğu’nda Oymak, Aşiret ve Cemaâtler, İstanbul 1981.
ULUÇAY, Çağatay, “Manisa”, İA, C. VII, İstanbul 1957, s. 288-294.
________, “Saruhanoğulları”, İA, C. X, İstanbul 1977, s. 239-244.
ULUÇAY, Çağatay -İbrahim Gökçen, Manisa Tarihi, İstanbul 1939.
UZUNÇARŞILI, İsmail Hakkı “Sancağa Çıkarılan Osmanlı Şehzadeleri”,
Belleten, XXXIX/156, Ankara 1975, s. 659-669.
_________, Osmanlı Tarihi, C.I, TTK, Ankara 1982.
_________, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, TTK,
Ankara 1984.
_________, Osmanlı Devleti Teşkilâtında Kapıkulu Ocakları, C. I, TTK,
Ankara1988.
Türkiyat Mecmuası, C.23/Bahar, 2013