Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Âşıklık geleneğinin tanıtılması yaşatılması, yayılması ve yeni nesillere aktarılmasında çeşitli illerde bulunan âşıklar kahvelerinin önemi oldukça büyüktür. Âşık kahveleri hemen her yöreden âşıkların gelip sanatlarını icra ettikleri, yöre âşıklarını ve çevre yörelerin âşıklarının birbirlerini tanıdığı, üslup geliştirdiği, atışmaların, söylencelerin olduğu mekânlardır. Kayseri Âşıklar Kahvesi, 1970'li yıllardan beri Kayseri ve civar yörelerdeki âşıkların buluşma yeri olmuş, yeni nesillerin âşıklık ve halk müziği yolunda yetişmelerini sağlamış, her yaştan ve her kesimden insana birçok alanda öğretici bir mekân haline gelerek; yıllar içinde yapılmış olan çok sayıda etkinlikle Kayseri'nin kültürel dokusunda çok önemli işlevler üstlenmiş bir kahvedir. Bu araştırmada, Kayseri Âşıklar Kahvesi'nin kuruluşundan günümüze değin varoluş süreci, çalışma ve etkinlikleri, Kayseri halk kültürü üzerindeki işlevleri ve âşık okulu özelliklerine değinilmiştir. Konunun ortaya konulabilmesi için; açılışından itibaren Âşıklar Kahvesi'nin faaliyetlerine devam ettiği yerler incelenmiş, kurucusu Âşık Meydani'den, halen bu kahveyi devam ettirmekte olan oğullarından ve burada yetişmiş olan kişilerden görüşme yöntemi ile bilgiler alınmıştır. Meydani'ye ait kitaplardan, konu ile ilgili gazete, dergi, söyleşi ve yazılı kaynaklardan veriler toplanmıştır. Çalışma, sadece Orta Anadolu âşıklarının değil; Doğu ile Batı arasında seyahat eden tüm âşıkların buluşma noktası olan bir yerin ortaya konulması ve Kayseri âşıklar kahvesi özelinde bu tür mekânların öneminin vurgulanması açılarından önem taşımaktadır. A Mınstrel School In Kayserı: Mınstrels Cafe The introduction of the tradition of mistrel, the survival, the spread and the transfer to the new generation of mistrels in various illusions is a big gift for their cafe. Mistrels are places where mistrels of almost every locale come and perform their arts, where mistrels of local mistrels and mistrels of the neighborhood recognize each other, develop styles and styles, and shoots and rumors. Kayseri Âşıklar Kahvesi has been the meeting place of the mistrels in Kayseri and the surrounding regions since 1970's and has made the new generation grow up in the way of folkness and folk music, is a god who has undertaken very important functions in the cultural affairs of Kayseri with numerous activities that have been held over the years. In this research, the existence process, activities and activities of Kayseri Âşıklar Kahvesi from its establishment to the present day, its functions on Kayseri folk culture and its school characteristics are mentioned. In order to put forward the subject; the places where the activities of Aşıklar Kahvesi have been continued since the opening of the building were examined and information was obtained from the founder of Asik Meydani by means of interviews from the sons who are still continuing this cafe and those who have grown here.
Coffeehouses have been one of the most important public gathering places in Turkey since they had begun to appear in 16th century. These places that had many frequent visitors from all the socio-cultural levels were sometimes called with the names of occupational groups, one of which is “Aşıklar Coffe house”. Aşık coffee houses were initially founded in İstanbul but soon after spread to the other cities.Many important “aşık”s had been cultivated in these places especially big cities. The “Aşıklar Coffe house” in Bursa is one of the most interesting example of them since it has been active for almost 60 years. It is not only a place where the musicians perform but also functions as an oral and visual musical training centre. I also had attended to performancesin there when I was a student at Conservatory between 1999 and 2004. The “Aşıklar Coffeehouse” was founded in 1955 by an aşık named Mehmet Güneş who came to Bursa from Erzurum. People who come to “Aşıklar Coffeehouse” for performing music are not only ashiks but also amateur and professional musicians. The instrument most played at the aşıklar coffeehouse is “bağlama” and basic source of repertoire is the corpus of TRT (The Turkish Radio and Television Corporation), that contains thousands of Turkish folk music notes. These pieces are played in a way that is appropriate to “TRT’s mentality” of solo and choir performing style. The Aşıklar Coffeehouse in Bursa has also been a model for other new places opened in Bursa. There are many attendances in fasıls that are performed in The Aşıklar Coffeehouse in Bursa”. This situation can be associated with the historical perspective of Bursa as it was the first capital of Ottoman Empire. It can also be associated with Bursa’s cosmopolitan populace. The Aşıklar Coffeehouse in Bursa where musicans and audiences can gather and spend time is a rare place that can mirror the cultural accumulation and musical taste of hundreds of years. The purpose of this article is determination and analyzes the socio-cultural performance venues and performers besides their position agains to had occured changes in courses.
ÖZET Kahvehaneler Anadolu'da görülmeye başlandığı 16. yüzyıldan buyana Türk toplum hayatının önemli toplanma ve istişare mekânlarından biri olmuştur.Her fikir ve kesimden insanların katılım sağladığı bu mekânlar zaman içinde çeşitli meslek gruplarının adı ile de anılmıştır. Âşık kahvehaneleri de bu meslek ve sanat gruplarından biri olan âşıkların, diğer icra ortamları ile birlikte, sanat icra ettikleri mekânlardan biridir. Âşık kahvehaneleri ilk olarak İstanbul' da ortaya çıkmış daha sonra diğer illere yayılmıştır. Bursa âşıklar kahvesi de Erzurum'dan Bursa'ya göç eden Âşık Mehmet Güneş tarafından 1955 yılında Bursa merkezde kurulmuş ve günümüze kadar benzer amaç ve katılımcı yapısı ile varlığını sürdürmüştür. Günümüzde âşıklık geleneğine mensup olanlardan daha çok âşık olmayan müzik icracılarının katıldığı fasıllarda büyük çoğunlukla TRT Türk halk müziği repertuarında bulunan türküler yine TRT koro ve solo icra mantalitesi örnek alınarak seslendirilmeye çalışılmaktadır. Aşıklar kahvesinde en çok icra edilen enstrüman bağlamadır ve bağlama icrasında da yine kalıplaşmış yöresel icra tavır ve üslubu tercih edilmektedir. Bu fasıllara icracı ve dinleyici bakımından ciddi manada katılım olması Bursa'nın Osmanlı Devleti'nin ilk başkenti olması ve bu nedenle tarihsel ve kültürel derinliğe sahip olması ile ilişkilendirmek mümkündür. Ayrıca önemli oranda göç alan şehir hem tarihsel hem de coğrafi anlamda çeşitlilik arz eden bir sosyokültürel yapıya sahiptir. Bursa âşıklar kahvesi yakın zamanda Bursa'da açılan pek çok yeni müzikli/çalgılı kahvehaneye de model olmuştur. Her kesimden insanın icracı ya da dinleyici olarak bir araya gelip vakit geçirdiği ve böylece farklı arka planlara sahip yapılardan oluşan kent kültürünü bünyesinde barındırabilen Bursa âşıklar kahvesi pek çok özelliğiyle, yüzlerce yıllık müzikal beğeni ve birikimin, günümüzde halk nezdinde temsil edildiği ender mekânlardan biri olma özelliği taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı Bursa âşıklar kahvesi örneği ile Türkiye'deki sosyokültürel müzik icra ortamlarını, icracıları ve bu iki unsurun zaman içerisinde meydana gelen değişikliklere karşı pozisyonunu tespit ve tahlil etmektir.
Grafiker Yayıncılık, 2017
Uluslararası Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, 2020
Özet Kahvehaneler günümüzde insanların dinlenme, sosyalleşme, çeşitli oyunlar oynama alanı olarak iş görmekteyse de onların geçmişinde bu işlevlerin yanında çok farklı unsurların da var olduğu bilinmektedir. Bu mekânların oluşumunu sağlayan şey elbette kahvenin ülkeye gelişi ve onun tüketilmesi ile birlikte ortaya çıkan bir ihtiyacın sonucudur. Kahve ve kahvehane yaklaşık beş yüz yıllık geçmişiyle pek çok alana etki eden iki unsur olarak Türk kültüründe kendine yer edinmiştir. İşte halk edebiyatı da bu iki üründen etkilenmiş ve ürünlerinin içinde kahve ile ilgili şiirler, inanışlar, uygulamalar, gelenekler oluştuğu gibi kahvenin içildiği mekân olan kahvehaneler de halk edebiyatı ürünlerinin yaratılma ve icra mekânı olarak şekillenmiştir. Bu çalışmada kahvehanelerin halk edebiyatı ürünlerinin hangilerine etki ettiği ve onların gelişiminde ne gibi rol oynadığı tartışılacaktır. Zamanla neden bu mekânların dönüşüme uğradığı ve artık bir yaratma-icra mekânından çok bir sosyal alan olarak işlev gördüğü de tartışmalar arasına alınacaktır. Bunun için de literatür taraması etrafında kahvehanelerin gelişim süreci ve halk edebiyatı ürünlerinin buradaki durumu incelenecektir. Genel olarak kahvehaneyi mekân olarak seçmiş olan âşıklık geleneği, geleneksel Türk tiyatrosunun türleri ve tekke tasavvuf edebiyatı ürünleri ve icracıları irdelenecektir. Abstract Coffeehouses today work as a playground for people to play a variety of games, it is known that in addition to these functions, although there are many different elements in their past. It is of course the result of the need for coffee to arrive in the country and its consumption. Coffee and coffeehouse has taken its place in Turkish culture as two factors that influence many areas with its five hundred years of history. The public literature has been influenced by these two products, and the coffee houses, where coffee is the place where coffee is used, are shaped as the place of creation and execution of the public literature. In this work, the influence of coffee houses on the products of folk literature and their development will be discussed. In time, why these spaces have become transformed and are no longer functioning as a social space rather than a creation-execution space, will also be discussed. For this purpose, the development process of coffeehouses and the status of folk literature products will be examined around the literature survey. In general, the tradition of minstrelsy, the types of traditional Turkish theatre and the products and performers of the Sufi literature will be examined.
Bu araştırma, Türkiye’de “Ayak” kavramının Geleneksel Türk Halk Müziği kaynağında ne ölçüde kullanıldığını değerlendirmek amacıyla yapılmış ve araştırma çerçevesinde Geleneksel Türk Halk Müziği dizilerini adlandırmada kullanılan “Ayak” kavramının, biçim ve şekil olarak Âşıklık Geleneği’nde nasıl kullanıldığı belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada; durum tespitine yönelik çeşitli kaynaklardan ve iletişim araçlarından bilgi toplanarak belgesel tarama yöntemi, “Ayak” kavramının Âşıklık Geleneği’nde nasıl kullanıldığını tespit edebilmek için de görüşme (interviewing, mülakat) yönteminden yararlanılmıştır. Araştırmada, örneklem olarak Erzurum, Kars, Kırıkkale, Kırşehir, Sivas ve Tokat’ ta yaşayan halk âşıkları seçilmiştir. Araştırmada, Geleneksel Türk Halk Müziği Nazariyatında dizi adlandırılması bakımından kullanılan “Ayak” kavramının, Âşıklık Geleneği’nde söz unsuru olarak edebi açıdan ele alındığı ve “kafiye (uyak)” olarak kullanıldığı ayrıca dizi olarak “Ayak” kavramına karşı “Makam” ya da “Hava” kavramlarının kullanıldığının durum tespiti yapılmıştır.
Uluslararası Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, 2020
Abstract Âşıklık tradition is one of the basic elements of Turkish oral culture. Aşıks, who produced and performed poetry, music, stories and similar oral cultural elements, also had the characteristics of being a source of knowledge and opinion leader throughout history. The tradition of âşıklık, which still exists today, has been examined under the headings of Sunnism and Alevism, the two main Islamic schools adopted by the Turks in this study. It is seen that the terminological differences that became evident especially in the second half of the 20th century came from the differentiation of the acknowledgements in the essence of the subject. In this context, in the general structure of Turkish folk music, aşıks and âşık musics; Alevis, Alevi aşıks and their music are discussed with their existing sub-genres. The musical acts and the contributions of the aşıks who were effective in this process were evaluated. It was examined the Alevi music revival and the effects of aşıks, performers and theirs songs on it. Âşıklık geleneği, Türk sözlü kültürünün temel ögelerinden biridir. Şiir, müzik, hikâye ve benzeri sözlü kültür öğelerini üretip icra eden âşıklar, tarih boyunca bilgi kaynağı ve kanaat önderi olma gibi vasıflara da sahip olmuştur. Günümüzde halen var olan âşıklık geleneği, bu çalışmada Türklerin benimsediği iki ana İslami ekol olan Sünnilik ve Alevilik başlıkları altında incelenmiştir. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında belirginleşen terminolojik farklılıkların, konunun esası içerisindeki kabullerin farklılaşmasından ileri geldiği görülmektedir. Bu bağlamda Türk halk müziği genel yapısı içerisinde âşıklar ve âşık müziği; Aleviler, Alevi âşıklar ve müzikleri, mevcut alt türleri ile ele alınmıştır. Bu süreçte etkin olan âşıkların, müzikal edimleri ve sürece katkıları değerlendirilmiştir. Kaynaklarda Alevi müzik uyanışı şeklinde yer alan hareketliliğin temel unsurlarını temsil eden âşık, ozan, yorumcu ve bunlara ait eserlerin etkileri irdelenmiştir. Sünni ve Alevi kültür evreninde, âşıklığın tanım ve konumlanmalarının farklı olduğu ve bu farkların, gerçekleştirilen uygulamalar ve âşıklığa yüklenen manevi anlam özelinde meydana geldiği sonucuna varılmıştır. Üretilen şiirlerde üslup ve içerik farklılıkları tespit edilmiş; müzikal yapılarda ise ilgili yörelerin sınırları içerisinde kalındığı ve iki ekol arasında büyük bir farklılığın olmadığı gözlenmiştir. Bu süreçte tekrar gündeme gelen bağlama düzeni ve üretilen kısa saplı bağlama türünün, işlevselliğe dayalı tercih edilme nedenleri, örneklerle izah edilmiştir. Çoğunlukla alan araştırması, gözlem ve görüşme yöntemleri ile hazırlanan bu çalışmada, yazılı, görsel ve işitsel kaynaklardan da faydalanılmıştır.
Özet Âşıkların anlattığı halk hikâyelere Azerbaycan'da destan denilmektedir. Bunların hikâyelerden farkı nazın nesir bir arada olmaları ve manzum kısımlarının saz eşliğinde söylenmesidir. Yeni bazı hikâyelerin müellifleri bilinirken yüz yıldan daha eski olanların müellifleri belli değildir. Halk hikâyelerini, kahramanlık hikâyeleri aşk hikâyeleri ve belli âşıkların hayatlarını maceralarını anlatan hikâyeler oluşturur. Köroğlu, Tufarganlı Abbas, Hasta Kasım, Emrah ile Hurilika, Âşık Garib ile Şah Senem ve Şikâri, Azerbaycan'da çok söylenen âşık destanlarındandır. Bu destanların önemli bir özelliği uzun olmalarıdır. Destanların anlatılması bir gecede bitmez, bazen bir destan anlatımı aylar sürer. Tebriz Âşıklık Muhitinde anlatılan " Şikâri Destanı " 55 kasete aktarılmıştır. Bu destan aynı zamanda âşıklık geleneğinin en uzun manzum ve mensur destanı özelliğini de taşımaktadır. Azerbaycan âşıklık geleneğinde, destan anlatma büyük öneme sahiptir. Âşıklar toylarda, kutlamalarda, kahvehanelerde hikâyelerini anlatırlar. Tebriz, Urumiye, Zengan, Erdebil gibi büyük kentlerin yanı sıra köylerde, kasabalarda âşıklar kahvehaneleri bu geleneği sürdürmektedirler. Geleneğin sürdürülmesinde kahvehanelerin yeri git gide zayıflamaktadır. Bu bildirimizde Tebriz kahvehanelerinden görüntülerler eşliğinde bilgi vererek, bu geleneğin varlığını ve bölgenin Türk kültürü açısından öneminin üzerinde duracağız. Açar Sözcükler: Tebriz, âşıklık geleneği, destan söyleme. Giriş Azerbaycan âşıkları arasında destan anlatımının belirli zamanlara mahsus olmadığı ancak bazı aylarda daha yoğun görüldüğünü tespit edilmiştir. Özkul Çobanoğlu, Anadolu sahasında destan anlatma zamanları konusunda önemli bilgiler vermektedir. 2 Bu bilgilerde Ramazan ayının âşıklar arasında hikâye anlatmakta önemi vurgulanmaktadır. Azerbaycan sahasında âşıkların hikâye anlatmaları yalnız Ramazan ayına özel değildir. Yılın tüm zamanlarında değişik toplantı ve kutlamaların yanı sıra bazı kahvehanelerde âşıkların hikâye anlattığı görülmektedir. Bu gelenek hayat tarzının değişik göstermesiyle birlikte zayıflasa da son dönemlere kadar devam etmektedir. Bu konuda Prof. Dr. İlhan Başgöz tarafından önemli bir çalışma yapıldığını da burada belirtmemiz gerekmektedir. Prof. Dr. İlhan Başgöz 1970 yıllarda bölgeye yaptığı bilimsel araştırmada konuyla ilgili çok önemli tespitlerde bulunmuştur. Bu bilgilerin bir bölümü İndiana Üniversitesi'nde " İran Azerbaycan'ında 1. Niğde Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü. 2. Müslüman Türkler arasında Ramazan ayı, destan anlatımı için kelimenin tam anlamıyla bir sözlü edebiyat ve sanatlar festivali mahiyetindedir. Doğal olarak bu durum destan anlatma geleneğini ve destanların repertuarını bile etkilemiş daha doğru bir ifadeyle belirlemiştir. Günümüzde gelenek çevresi neredeyse yok olmak üzere denilebilecek kadar daralmış olan uygulamaya göre, iftar sonrasından sahura kadar âşık kahvehanelerinde âşıkların Köroğlu kolları başta olmak üzere destanlar ve halk hikâyeleri icra edilir. Kahvehane sahipleri âşıkları Ramazan ayından önce bir aylığına anlaşırlar ve âşık bu bir ay boyunca (Kadir gecesi ve arife geceleri hariç) kahvehanelerde sanatını icra ederek müşterileri eğlendirir. Ücretini de ya kahvehanedeki satıştan yüzde üzerinden ya kahvehane sahibi ile anlaşılan miktar olarak ya da kahvehanede toplanan parsa yahut bunların değişik bir kombinezonuna usta bir âşığın bir Ramazan boyunca anlatabileceği miktarda bir destan stokuna sahip olmasına gerektiriyor ve çoğunlukla da Ramazan'ın her gecesine bir hikâye anlatabilecek şekilde otuz hikâye veya destan bilme ölçüyünü getirmiş ve geleneği bu yönde şekillendirmiştir (Çobanoğlu, 2011: 87).
Porte Akademik, 2017
III. Uluslararası Genç Halkbilimciler Sempozyumu Bildirileri, 2017
Milli Folklor, cilt.12, sa.96, ss.39-50, 2012
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ, 2015
Kayseri Valiliği, 2018
9. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, 2018
II. ULUSLARARASI DEVELİ -ÂŞIK SEYRÂNÎ VE TÜRK KÜLTÜRÜ KONGRESİ 2. KİTAP "ÂŞIK SEYRÂNÎ BİLDİRİLERİ" II. INTERNATIONAL DEVELİ -ÂŞIK SEYRÂNÎ AND TURKISH CULTURE CONGRESS 2. BOOK "ÂŞIK SEYRÂNÎ ANNOUNCEMENTS", 2019
ATLAS INTERNATIONAL REFERRED JOURNAL ON SOCIAL SCIENCE, 2016
Tarihi Değiştiren Toplumu Dönüştüren Kadınlar, 2016