YAYIN
T A N IT IM
T A H L İL
S ay ı: 35
/
K ış
E L E Ş T İR İ
/
D E R G İS İ
2002 Üç A y da B ir Çık a r
V .T ü r k K ü lt ü r ü K o n g r e s i
(Cu m h u r iy e t ten Gün üm üz e T ür k Kült ür ün ün Dün ü. Bug ün ü ve Ge le c e ği)
(17- 21 Ar a lık 2002 - Baş ke nt Öğr e tm e ne vi)
Aç ılış ve s aygı d ur uş unda n bir g ör ün üm .
YAYI N T A N I T I M T A H L İ L EL EŞT İ Rİ
D ERGİ Sİ
Y a y ın T a n ıtım T a h lil
E le ş tir i
Ü ç A y d a B ir Ç ı k a r
Kur uc us u:
P r o f . D r . S a d ık T U R A L
Başbakanlık
(Atatürk Yüks e k Kur umu Başkanı)
C i l t : 9 , 2 0 0 2 / K ış 3 5
BAŞBAKANLIK
AT AT ÜRK K Ü L T Ü R M E RK E Zİ
Kapak Tasarımı : B u r a k
Başkanlığı Adına Sahibi
T ARLAK AZAN
P r o f. D r. T a c ise r O N U K
•
Y ö n e t im Y e r i
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Gazi Mus tafa Ke mal Bulvarı, 133
06570 Ma lte pe /ANKARA
İm r a n B A B A
•
YA YIN K U RU L U
P r o f. D r .
T e le fo n la r
Santral : (0.312) 232 22 57- 231 23 48
Yazı İşleri : (0.312) 232 43 21
Abone İşleri : (0.312) 232 39 13
Belgegeçer (F a k s ): (0.312) 232 43 21
S a d ık T U R A L
P r o f. D r .
B e r in U . Y U R D A D O Ğ
Dr.
M ü jg â n C U N B U R
N a il T A N
İm r a n B A B A
U zm an
Şebnem E R C E B E C İ
•
Yu r t d ış ı T e m s ilc iliğ i
Fiyatı
2.000.000. TL.
D ış Ü lk e le r iç in Y ıllığ ı
: 20 $
(Gönde rme Gide ri Hariç)
Pos ta
Çe k
A.B.D.
Azerbaycan
Danimarka
Kazakistan
Kırgızistan
Macaristan
Özbekistan
Tataristan
Türkmenistan
D o ç . Dr . M u s t a fa Ö Z C A N
P r o f. Dr . K â m il V E L İY E V
Ze y n e l K O Z A N O Ğ L U
P r o f. Dr . Ş âk ir IB R A Y E V
P r o f. Dr . A b d ıld a c a n A K M A T A L ÎY E V
P r o f. Dr . G . H A Z A t
P r o f. Dr . B e g a li K A S IM O V
P r o f. Dr . H a t ip M t N lG U L t
P r o f. Dr . A n n a g u r b a n A Ş IR O V
Numa r a s ı : 2 1 2 9 3 8
D iz g i - T a s a r ım - O fs e t B a s k ı
Ga zi Ünive r s ite s i İle t iş im Fa külte s i Ba s ıme vi
IS S N 1 3 0 0 - 2 8 3 X
Biş ke k Ca d (8 .Ca d) 81. Soka k No :2 E m e k / AN KARA
T e l: 212 64 9 5 / 108 - 109
“ A l i Ş ir N e v â y j,
M u h â k e m e t ü ’ 1 - Lu ğ a t e y n ’ i”
A b d u lla h K Ö K
Ankar a Ünive r s ite s i, Dil ve T arih- Coğrafya Fakülte s i T ür k
Dili ve Ede biyatı Bölüm ü
F.Se ma Barutçu- Özönde r , ‘A li Ş ir Ne vây j,
M u h â k e m e t ü ’I- Luğate yn (İk i Dilin Muh a ke m e s i),
Atatür k Kültür , Dil ve T ar ih Yüks e k Kur umu, T ür k Dil
Kur um u Yayınlar ı: 656, ‘A L I Ş lR N E V Â Yl KÜLLİYAT I:
15, Ankar a, 1996, X+ 244s+ 16, Yapr ak, T ıpkıbas ım.
Varlıklı bir Türk büyüğü, etkin bir devlet adamı,
şuurlu bir Türk milliyetçis i, devrinin ve çevresinin
örnek adamı, şair, alim, fikir adamı, s amimi Türkçeci
gibi özenle s eçilmiş kelimeler Nevâyj/yi anlatmak
için aciz kalıyor.
Çok zengin bir hayal gücü, kuvvetli hafızası,
keskin zekası ve duygulu bir ruhu vardı. Ne vâyi 60
yıllık kısa ömrü içerisinde divan, mesnevi, tezkire,
tarih gibi türlerde musiki, aruz, dil gibi konularda
otuza yakın eser vermiştir. Farsçanın resmi dil olduğu
ve Camii ile zirveye ulaştığı ve münevverlerin Farsça
öğrenip bu dille yazmayı meziyet saydıkları bir
devirde, Ne vâyi’nin, Türkçenin Farsçadan aşağı
kalacak bir dil olmadığını müdafaa etmesi, Türkçe ile
de yüksek bir edebiyat vücuda getirileceğini eserleri
ile ispatı gözler önündedir.
Türklük aşığı Nevâyi *Ç>n N. İlmins kiy Nevâyi
milli dil uğrundaki bilinen mücahitlerin en kudretlisi
belki de yeganesi der ve hakkını verir. O, kısa
ömrüne, 55 bin mısralık dört Türkçe bir Farsça olmak
üzere beş divan, 64 bin beyitlik hamse ve yirminin
üzerinde eser sığdırmıştır.
Nevâyi, XV. asrın Arap bilgis ine ve Fars şiirine
tapan ananeleri arasında Türk dilinin yüceliği,
üs tünlüğü, güze lliği davalarını ileri sürmüş Türk ve
Ace m dille rini tarafsız bir görüşle mukayese ve
muhakeme ederek Muhâke me tü’l- Luğateyn (İki Dilin
Muhake me si) adlı kitabında ifade etmiştir.
Bu çalışma, Şevket Barutcu’ya ithaf e dilmiş olup,
Öns özle başlayıp, yedi bölüm, Bibliyografya ve
kısaltmalar, İşaretler, Dizin,T ıpkıbas ım (Topkapı
Nüs hası), I- XVI yaprak bölümle rinde n oluşmaktadır.
2002 / K ış 35
Barutcu- Özönder, Muhâke me tü’l- Luğateyn adlı
eserin çok yönlü incelemesini yapmıştır. Eserin
bilinen dört nüshasına dayalı kritikli metni ile
beraber Türkiye Türkçesine tercümesinin de verildiği
çalışmanın ana gayesini eseri öne mli kılan dil
malzemesinin gözler önüne daha açık bir şekilde
serilmesidir.
I.
Bölüm
(1- 23) sayfalarından meydana
gelmektedir. Bu bölüm ‘Ali Şİr Nevâyi ve
Muhâke me tü’l- Luğateyn, adlı esrin tanımı ve eser
üzerinde yapılmış çalışmalar, eserin yazma nüshaları,
eserin muhtevası ve öne mi, eserin kültür tarihi
araştırmalarındaki önemi alt başlıklarını taşımaktadır.
Bölüm 2 (27- 30) sayfaları arasında yer alır. Bu
bölümde ses bilgis ine dayalı deliller açıklamasıyla
birlikte verilir. Bölüm 3 (32- 50) sayfaları arasında
şekil bilgis ine dayalı deliller verilmiştir.
Bölüm 4 (51- 161) sayfalan arasında Sözlük
Bilgis ine Dayalı De lille r kısmında Barutcu- Özönder,
Nevâyinin gösterdiği hassasiyeti beş asır sonra
yaşıyormuşçasına kılı kırk yaran bir titizlikle
irdelemiş Çağatay sözlükleri öncelik teşkil etmek
kaydıyla zengin bir s özlük taramasıyla kelimelerin
durumunu tespit ve tayin edip malzemeyi hiç
atlamadan tek tek değerlendirmeye tabi tutmuştur.
Bölüm 5 (165- 192) sayfalan arasında yer
almaktadır. Bu bölümde metin latin harflerine
tercüme edilmiştir. Bölüm 6 (193- 198) sayfaları
arasında yer almaktadır. Me tnin kuruluşu Topkapı
nüshasına dayandırılmıştır. Ancak, Fatih, Paris ve bu
çalışmaya kadar hiç kullanılmamış bu çalışmada ilk
kez
kullanılan
Budapeşte
nüshası
da
değerlendirilerek
kritikli
bir
metin
ortaya
konulmuştur. Bölüm 7 (199- 227) sayfaları arasında
yer almaktadır. Tercüme yazarın ifade ettiği gibi
metne sadık kalınarak yapılmaya çalışılmış, Nevâyi,
Nevâyi nesrinin sanatlı tasarruflarının tercümeye
feda edilmemesine bilhassa gayret sarf edilmiştir.
Verilen zengin bibliyografya ile yazarın konu
üzerindeki hakimiyeti, ilmi titizliği ve ciddiyeti
görülmektedir.
Bu tür çalışmalarda her zaman öne mli bir yer
tutan Tıpkı Bas ım’ın verilmesi de okur ve saha
meraklıları için çok yararlı olmuştur. Edebiyat her
şeyden önce dil meselesidir. Milli ve yüksek bir
edebiyat ancak milli şuur ve zevkin geliştiği bir dille
yaratılır. Bunun için evvela dilin kudretine inanmak,
onu sevmek ve titizlikle işlemek gerekir.
Bilge
79
Türk dili, kültürü ve edebiyat tarihi açısından
mühim bir değer arz eden eser güzel bir tercümeyle
okurun hizmetine sunulmuştur.
18. yüzyıldan itibaren ilmi ölçütle r içinde
araştırılmağa
başlanan
dil- kültür
bağlantısı
meselesinin 300 yıl önce büyük mütefekkir ‘Al[ Şjr
Ne vay [ tarafından ele alınması çok daha dikkate
şayandır. Bir topluluğa mille t vasfını kazandıran
öğelerin başında dil gelir. Bir mille tin duygu ve
düşünce biçimi, tarihi ve toplum hayatıyla birlikte
hareket eden, o mille tin sosyal yapıs ının ve ruhunun
gerçek bir aynası olan dil, aynı zamanda temsilcisi
olduğu mille tin kültür seviyesiyle de yakından
ilgilidir. Bir dilin kelime varlığını inceleyerek o
mille tin yaşayış biçimi, inançları, gelenekleri, dünya
görüşü, sahip olduğu hasletler, geçirdiği tarihi ve
sosyal değişmeler kısacası kültürü hakkında geniş
bilgilere sahip olabiliriz. Akrabalık adları, mutfak
kültürü, yaşayış şekli, çalışma ve ilgi alanlarını
aksettiren kelimelerin nite liği ve benzeri kavram
gruplarının azlık veya çokluk bakımından ne olduğu
meselesi kültürü ilgilendirir.
Sonuç olarak yazar eserle bütünleşerek asırlar
önce Ne vâyi’nin diler ve dil gruplarını birbirleriyle
karşılaştırırken, bugün bir ölçü olarak kullanılan dilin
kelime varlığına inmiş akrabalık adlarını, ev, mutfak,
giyecek, ve savaş kültürü ile ilgili kelimeleri, Altay
dille rinin öne mli bir öze lliğini teşkil eden erkek ve
dişi oluşuna göre adlanan hayvan ve kuş adlarını,
organ adlarını, cinsine ve yaşma göre çeşit çeşit adı
olan atların ve onların vazgeçilmez eşyası eğer ve
diğer binit takımının parçalarına kadar adını sayarken
mille tinin zengin bir kültür birikimine sahip
olduğunu anlatmak istemiş, bu kelimelerin hemen hiç
birinin Farsça da olmadığını, s öylenmek istendiğinde
Türkçedeki bu kelimelere baş vurulduğunu belirterek
dil- kültür bağlantısına temas etmiştir. Bu öze lliği ile
Nevây[ ’yi çağının yüzyıllarca ilerisinde düşünen bir
dil ve kültür bilimcis i olarak kabul etmek gerekir.
Barutcu- Özönder araştırmacı tavrı, ilmi dis iplini,
metne hakimiyeti, tercümedeki başarısı ile kalmayıp
adeta Ne vâyi’nin asırlar öncesinde ifade ettiği;
Ümmid ol kim bu fakimi hayr duası birle yâd
kılğaylar ve ruhumnı anır] birle şâd kılğaylar ulv[
gayesinin tahakkuna da matüf olmuştur.
T ü r k D ü n y a s ı O r ta k E d e b iy a tı P ro je s i K a p s a m ın d a H a z ır la n a n
TÜ RK D Ü N YASI ED EBİYATI M ETİN LERİ
A N TO LO JİSİ
2 . 3. ve 4 . Ciltle r
A .K .M . B a ş k a n lığ ı Y a y ı n ı : 2 1 4
K a y n a k E s e r le r D i z i s i : 1
Ç I K T I
Bilge 80
2002/ K ış 35