Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Dedikodu Kitab› Haz›rlayan Emine GÜRSOY NASKAL‹ K‹TABEV‹ ‹çindekiler Girifl • 1 EDEB‹YATTAN ÖRNEKLER Ahmet Hamdi Tanp›nar’da Dedikodu Yunus Al›c› • 5 Halide Edib Ad›var'›n Sonsuz Panay›r Roman›nda Toplumsal ‹liflkiler Aç›s›ndan Dedikodunun Rolü Dilan Yamaç • 53 Hüseyin Rahmi Gürp›nar’›n Toraman Roman›nda Dedikodu Banu Antakyal› • 69 Türk Edebiyat›nda Bülbülname ve Kufllar›n Bülbül Hakk›ndaki Dedikodusunun Hikâyesi Özkan Dafldemir • 85 M›s›rl› Kad›nlar ve Züleyha Özkan Dafldemir • 97 Sebe Melikesi Belk›s’›n Kusuru Özkan Dafldemir • 103 D‹L VE DED‹KODU Anadolu A¤›zlar›nda “Dedikodu” Söz Varl›¤› Hanife Yaman • 115 Dedem Korkut’un Dedikodu Fiilleri Fatma Sibel Bayraktar • 131 “Kov” Kelimesi Üzerine Rabia Aksu • 143 Mevlânâ’n›n Mesnevi’sinde Dedikodu Hakk›nda Geçen Beyitlerin Göstergebilimsel Çözümlemesi Ceren Selvi - Mustafa Yasin Baflçetin • 151 DED‹KODUNUN ‹fiLEV‹ Kad›n Folkloru Ba¤lam›nda Dedikodu ve ‹fllevleri: Mentefle/Mu¤la Örne¤i Damla Torun • 175 Kad›nlar Aras› ‹letiflim: Dedikodunun Gücü Sanem Kulak Gökçe • 187 Dedem Korkut’un Dedikodu Fiilleri * Fatma Sibel Bayraktar Dede Korkut kitab›n›n hemen bafl›nda “ozan eydür kar›lar dört dürlüdür...” diye bafllayan bölümde “geldük ol kim tolduran topdur: depdügince yerinden örü turdu. Elin yüzün yumad›n obanuh ol uc›ndan bu uc›na ol uc›na çarp›fldurd›, kov kovlad›, dih dihledi öyledence gezdi...” (6a/7-9) diye anlatt›¤› kad›n türü sabah kalkar kalkmaz dedikoduya bafllayan kad›nd›r. Dedikodu yapma fiili burada çarp›flt›rmak, kov kovlamak ve dih dihlemek fleklinde vurgulu bir flekilde verilmektedir. Biz de bu çarp›c› üçlemeyi konu alaca¤›z. Çarp-: ‘çarpmak, vurmak’ anlam›ndaki fiil Tuncer Gülensoy’a göre (2007: 221-222); “<*çap- (DLT ‘yans›ma’ [-r- türeme ünsüzdür.] Buradan hareketle Anadolu a¤›zlar›nda çarp›fltur- <çarp-›fl-t›r‘tokatlamak’ (DS III, 1084), ‘dövmek’ gibi olumsuz anlamlar içermektedir” diyerek aç›klad›¤› içinde inorganik bir ‘r’ türemesi oldu¤u fikri ortak kabul gören bu fiilin Erol’un Eski Türkçeden Eski Anadolu Türkçesine anlam de¤iflmelerini inceledi¤i eserinde: “çap‘›n Uygur Türkçesi döneminde ‘çamurla s›vamak’ fleklinde zamanla kullan›mdan düflen bir anlam› vard›r. Sözcü¤ün bu anlam› Tarama Sözlü¤ü’nde çarp- fiilinde görülür.” Erol’a göre (2008: 753) “Me* Dr., Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü Ö¤retim Üyesi, Edirne. fsibel@trakya.edu.tr 132 • Dedikodu Kitab› tinler tarand›¤›nda sadece Dede Korkut’ta karfl›m›za ç›kan bu sözcü¤ün buradaki anlam› da ‘ya¤ma etmek, vurmak, bask›n yapmak’ t›r. Yani çap-‘›n sonradan yayg›nlaflan anlamlar›. Oysa ki Tarama Sözlü¤ü’nde çarp- fiilinin karfl›s›nda bu anlamlara hiç de¤inilmemifltir. Yani, bu sözcükte çap- fiilinin tam tersine bir anlam genifllemesi vard›r.” fieklinde izah edilmektedir. Erol taraf›ndan Dede Korkut’tan çarp-: ya¤ma etmek, vurmak, bask›n yapmak fiili için verilen örnek: “Andan flirügüven uç›ndan Gökçe Deniz’e de¤in il çarpd›” (2008:255.2) Olarak verilmifltir. Burada geçen anlam› tart›flmaya aç›k de¤ildir. Ancak bizim sözünü etti¤imiz çarp›fldurd›, kov kovlad›, dih dihledi üçlemesinde anlam soyutlanarak de¤iflmektedir. Atmaca da eski O¤uz Türkçesinden günümüze anlam de¤iflmelerini inceledi¤i eserindeki ‘çarpmak’ maddesinde (2016:459); Uygur Türkçesi döneminde var olan ‘çamurla s›vamak’ anlam›n›n Erol’un dedi¤i gibi kaybolmad›¤›n›, TAS’da bu anlam›n devam etti¤ini belirtmektedir. -r- sesinin bir türeme oldu¤u konusunda ise her iki yazar da hem fikirdir. Ayn› eserde TAS’ta ‘s›vamak, sürmek, bulaflt›rmak’; Dede Korkut’ta ‘ya¤ma etmek, vurmak, bask›n yapmak (255-2)’; PN’de çarp- ‘vurmak, çarpmak’ (14a/02) somut ve soyut anlamlar›nda kullan›lm›flt›r. 20. yüzy›l›n bafllar›nda Kâmûs-› Türkî’de ve günümüzde TS’de 1. h›zla de¤mek, vurmak, 2. etkisiyle birdenbire hasta etmek, 3. varl›¤›na inan›lan bir gücün öfkesine u¤ramak, 4. el çabuklu¤u ile çalmak, 5. kurnazl›kla zorla ele geçirmek, 6. kalp, h›zl› h›zl› vurmak, 7. biri çarp›lan öbürü çarpan denilen iki say› verildi¤inde çarpan› çarp›landaki birim kadar ço¤altmak, 8. Mecazlaflm›fl çekicili¤i ile etkilemek, flafl›rtmak mecazi anlam›n› yeni kazanm›flt›r. DS’de kelime ‘koflturmak’(III-1084) olarak geçer. Görüldü¤ü üzere Bat› Türkçesinde sözcük son yüzy›lda çarp›c› bir anlam genifllemesi sürecine girmifltir. Çetin, çal- ve çap- fiillerini inceledi¤i makalesinde “çap- fiilinde Clauson’a gönderme yaparak anlam›nda ‘ses ç›karmak’›n ön planda oldu¤unu söyler. Kutadgu Bilig’de bir kez ‘yüzmek’ anlam›n- Dil ve Dedikodu • 133 da kullan›lm›flt›r. (KB 73) bu anlam da ses taklidi olarak oluflturulmufltur. Tietze çarp- fiilinin sadece O¤uz grubu dillerinde görüldü¤ünü söylemektedir (2002, s. 478).” Kanar’›n (2011:169-170) Eski Anadolu Türkçesi Sözlü¤ü’nde çap-: 1. at sürmek, at koflturmak, 2. koflmak, 3. vurmak, çarpmak, 4. kesmek, 5. sald›rmak, 6. yarmak; çarp: 1. sürmek, 2. s›vamak, 3. bulaflt›rmak, 4. bask›n etmek, 5. ya¤malamak fleklinde birbirine yak›n anlamlar içeren iki farkl› fiil olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Kaçalin (2017: 33) O¤uzlar›n Diliyle Dedem Korkudun Kitab› adl› kitab›nda çap›flturd›: kofluflturdu Yzm. çarp›flturd›’ çarp›flt›rd›’ olarak aç›klar. Elbette koflmak fiili de buradaki anlama uygun olarak “elini yüzünü yumadan oban›n o ucundan bu ucuna kofluflturdu, dedikodu etti” olarak aç›klam›flt›r. Çap- fiilinin koflmak anlam› da oldu¤undan bu aç›klama oldukça uygun görülmektedir. Biz de çarp›fldur- sözcü¤ünü soyut bir anlam kazanm›fl olarak ‘sözcükleri çarp›flt›rmak’ yani ‘dedikodu etmek’ olarak yorumlamak istiyoruz. Bu anlam› ile hiçbir sözlükte yer almamas›na karfl›n; Gülensoy’da (2007: 221-222) çarp›fl- ‘birbirine çarpmak, tokuflturmak’ ve çarp›t- ‘e¤mek’ anlamlar› ile TDK sözlü¤ündeki mecazi anlam› ‘yanl›fla ve kötü duruma götürmek’ olarak verilmifl olmas› bizi [çarp›flt›rmak: sözcükleri ‘birbirine çarpmak, e¤ip bükmek, de¤iflik anlamlar ç›kar›lmas›na neden olmak’] yorumu Dede Korkut’taki kullan›m flekli ile uyumlu görülmektedir. Çarp›fldurd›, kov kovlad›, dih dihledi yap›s› Dede Korkut’ta pek çok kez karfl›m›za ç›kan çoklu yap›lara da örnek teflkil edecek türden bir üçlemeye iflaret etmektedir.1 Kerime Üstünova (1997:25). “Dede Korkut Destanlar›nda Üçlemeler, Dörtlemeler, Befllemeler” adl› makalesinde eserde 45 üçleme belirlemifltir. ‹kilemelerin etkisiyle anlam› pekifltirmek, güçlendirmek ve kavram› zenginlefltirmek amac›yla kullan›lm›fl olan üçlemeler mesajlar›n daha iyi vurgulanmas›n›, kal›c› olmas›n› sa¤lar. 1 Bkz. F. Sibel Bayraktar (2014) “Kutadgu Bilig’de Üçlemeler, Dörtlemeler ve Befllemeler”, Teke Dergisi. 134 • Dedikodu Kitab› Burada tolduran topdur diye s›n›fland›r›lan han›mefendilerin ‘sabah kalkar kalkmaz dedikoduya bafllamalar›’ vurgulu bir flekilde verilmifltir. Dede Korkut’ta geçen ikinci sözcük, ayn› kökten isim ve fiil flekli kullan›larak oluflturulmufl olan bir akustik ikilemedir: kov kovlamak. Bu deyim ilginç bir tabir olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Kaçalin (2017: 595) O¤uzlar›n Diliyle Dedem Korkudun Kitab› adl› eserinde kov isim flekli için: “krfl. Ar. kavl~kaul (<k-v-l) olmal› bez (<Ar. Bayz) cep (<Ar. cayb) h›r (<Ar. Hayr), mil (Ar. Mayl), sel (Ar. Sayl), fl›h (<Ar. fiayh) örneklerindeki gibi kal biçimi beklenirken kal ‘deli, bunak’ (Clauson EDPT 1972: 614b.s.) ile kar›flmamas› için dil mant›¤› kau> kou >kov seyrini izlemifl olmal›d›r.” aç›klamas›n› yaparak sözcü¤ün Arapça ‘kavl’ sözcü¤ünün bozulmufl flekli oldu¤u iddias›nda bulunmaktad›r. kov- fiili için Özlem Ayazl›’n›n (2016:161) Eski Uygurca Din D›fl› Metinlerin Karfl›laflt›rmal› Söz Varl›¤› adl› eserinde “kov” isim flekli için bir madde bafl› bulunmazken “kov-” fiili için: ‘sürmek, itmek, kovmak’. kov ‘arkas›ndan konuflma’ ad› ile efl sesli olan kelime ‘takip etmek, izlemek, kovalamak’ ve anlam genifllemesi ile ‘bask› yapmak, s›k›flt›rmak’ anlamlar›ndad›r (EDPT 580b). Yani Eski Uygur Türkçesinde kov ismi madde bafl› olmamas›na ra¤men kov- fiili ile iliflkilendirilmifl ve takip etmek’ten sonraki aflamada bask› yapmak anlam›nda kullan›lan bir fiil olarak vas›fland›r›lm›flt›r. Erol’da kov isim flekli ile bulunmamaktad›r; kov- fiili için öncelikle Clauson’a gönderme yaparak (1972: 580) “ko:v’la efl sesli fiil: ‘takip etmek, kovalamak, izlemek’ vb. baz› genifllemifl anlamlarla, mesela ‘zulmetmek’. Ku-, ve ko¤- dahil genifl bir flekil alan›yla pek çok modern flivede yafl›yor; GB Osm., Tkm, kov-: ünlü Tkm.de k›sa olmas›na ra¤men Kaflgarl›’n›n alternatif flekli ko:v- muhtemelen orijinal bir flekil idi” aç›klamas›na yer vermifltir. Erol’un inceledi¤i eserlerde de benzer sonuçlar elde etmifltir: ‘kovmak, sürmek, takip etmek, peflinden gitmek’ vb. (2008: 373) Dil ve Dedikodu • 135 Divanü Lügati’t Türk’te ‘kov/kov-‘ sözcü¤ü bulunmamas›na karfl›n kova: O¤uz lehçesinde kova, kov›: içi bofl→kow›, kovuk içi bofl olan fley→kow›k sözcükleri yan›nda soyut anlam›yla kow› er: talihsiz adam 545/445 tamlamas› dikkat çekmektedir. Görüldü¤ü gibi Kaflgarl› Mahmut taraf›ndan sözcü¤ün O¤uzlara ait oldu¤u bildirilmektedir. Kutadgu Bilig’de de “kov” ad flekli ile ilgili madde bafl› yokken, “kov-: kovmak, sürmek” maddesi görülmektedir. (KB III: . 273) Aysu Ata’n›n Karahanl› Türkçesi-Türkçe ‹lk Kur’an Tercümesi adl› eserinde sözcü¤ün isim ve fiil haline rastlanmaz. Ayn› flekilde Emek Üflenmez’in Türkçe ‹lk Kur’an Tercümelerinden Özbekistan Nüshas›’nda da sözcük yoktur. Suat Ünlü’nün Do¤u ve Bat› Türkçesi Kur’an Tercümeleri Sözlü¤ü adl› eserinde ise kov: dedikodu, g›ybet T‹EM 40 270 a/2; kov-: yan›ndan uzaklaflt›rmak, kovmak T‹EM 4061b/10, kovuc›: kovan, yan›ndan uzaklaflt›ran T‹EM 40176b/7 olarak verilmifltir. Ayn› eserde kovlafl-: çekifltirmek, dedikodusunu yapmak T‹EM 40 92a/1 maddesi de yer almaktad›r. Atmaca ‘kovmak’ maddesinde Clauson’dan Erol ile ayn› al›nt›lar› yaparak “Sevortyan (1997: 7-8) sözlü¤ünde kelimenin kökeni için baz› araflt›rmac›lar›n görüfllerine yer vermifltir: Menges qov/qog ve *qob, *qob- kelimesini kontaminasyonlu (~bulaflma) ihtimal üzerinde durmufltur... *qob, *qob- isim ve fiil flekli, Mo¤olca xobla‘dedikodu yap-‘da vard›r. fiçerbak kelimenin asli fleklini kog-‘kov-, takip et-‘ olarak vermifltir. Poppe Mo¤olcadan hareketle *guw<*gub- ve gub- kelimelerine yer vermifltir. Atmaca’n›n inceledi¤i eserlerde kov- fiilinin ‘takip etmek, izlemek, kovalamak, sürmek, peflinden gitmek, uzaklaflt›rmak, sürüp ç›karmak’ anlamlar›n›n tekrarland›¤› görülmektedir. FFANG’da kov- ‘kovmak, kovuflturmak’ anlam› verilmifltir. 20. yüzy›l›n bafllar›nda Kâmûs-› Türkî’de kelimenin EOT metinlerinde geçen 1. bulundu¤u yerden ay›r›p ç›karmak, uzaklaflt›rmak, sürmek 2. kabul etmemek, geri çevirmek, reddetmek 3. arkas›na düflmek, takip et- 136 • Dedikodu Kitab› mek’ anlamlar› yan›nda ‘birinin gizli tutmak istedi¤i bir durumu haber vermek, kovuculuk etmek’ anlam›n› da ekleyerek anlam dairesini geniflletmeye bafllam›flt›r. Günümüzde TS’ de kelimenin ‘1. sert ve küçük düflürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek, 2. bir yerden sürüp ç›karmak, kovalamak’ anlamlar›n›n yan›nda ‘1. ifline son vermek, ortadan kald›rmak, 2. Mecazlaflm›fl ‘gözetmek’ anlamlar›n› da ekleyerek anlam dairesini somut ve soyut yollarla geniflletmifltir. (2016: 586)” aç›klamas› bulunmaktad›r. 15. yüzy›l bafllar›nda Anadolu sahas›nda yaz›lm›fl olan Hüsrev ü fiirin’de kov: haber, flayia, dedikodu, g›ybet anlam›nda geçer: Koyalum ilde olan kov u çav› /veli korhum bu çerb idüp zeban› 2738 b Mertol Tulum’un 17. Yüzy›l Türkçesi Söz Varl›¤› adl› eserinde ise kov: ‘kovcilik, kovlayifl, flikayet, flekva, gamz - accusatio; kovcil›k, gamz, gammazl›k, nakl, flikayet, mürafe‘at, der-duht - delatio.’ flekliyle yer ald›¤› gibi sözcü¤ün geliflmifl flekli olan kovalak maddesi de yer almaktad›r. Kovalak: ‘ögünici, atüp tut›ci, ifllemedügin söyleyen, lafçi, laf ur›ci, laf-zen, farfara, çirtavi, fortaci, fuzuli, günl. Fuzul, günl. Fodol, pür tesallüf, hod-fürüfl, füflufl, hod-kam, hod-kame, hod- sita - jactator; //yanflayici, yanflak, çok söyleyici, herze söz söyleyici, farfara, fortaci, çirtavi, geveze, ceveze, fahi, bes-guy, pür-guy, puc - garrulus’ (2011:1141). Anlamlar› verilmifltir. Ayr›ca ayn› eserde kovci, kovcilik, kovlamak, kovlanm›fl, kovlay›ci/kovlayici bkz. kovci, kovlayifl bkz. kov maddeleri de ayn› anlam üzerinedir. 15. yüzy›lda oldu¤u gibi 17 yüzy›lda da Bat› Türkçesinde sözcü¤ün ifllek bir flekilde isim ve fiil flekillerine, de¤iflik formlar›na ve ileri ö¤esine (kovalak) rastlanmaktad›r. Tuncer Gülensoy Köken Bilgisi Sözlü¤ü’nde durumu net olarak anlatm›fl bulunmaktad›r: kov: ‘(hlk) yerip çekifltirme, g›ybet<ET kov› ‘kof, bofl’ (EUTS,183; DLT); TT: kov+cu/culuk/la-; Anadolu a¤›zlarnda kovculuk, kavculuk.’ Kovla-: ‘dedikodu yapmak, çekifltirmek <kov+› ‘içi bofl ve çürümüfl olan’ +la- ‘bofl fley söylemek’. (2007: 547) K›sacas› tamamen O¤uz Türkçesinin mal› olan ve bu- Dil ve Dedikodu • 137 gün de Anadolu a¤›zlar›nda varl›¤›na tan›k oldu¤umuz kov kovlamak tamlamas› ‘bofl söz söylemek’ anlam›na gelmektedir.2 Üçlemenin ayn› kökten isim ve fiil flekli kullan›larak oluflturulmufl olan di¤er tamlamas›: dih dihlemek’tir. Eski Türkçede t›n isim hali ‘atem//soluk, nefes’ olarak geçer. Temel anlam› ‘nefes’ olan sözcük t›n- ‘nefes almak, dinlenmek’ fiili ile efl sesli olup daha sonra anlam genifllemesi ile ‘ruh, can, yaflam’ anlamlar› ile de görülmüfltür (Ayazl› 2016: 237).” Orhun Yaz›tlar›nda, kat›gd› t›hla (KT G2); Irk Bitig’de kah›m sab›n t›hlay›n (900) vb. fleklinde fiil halinde karfl›m›za ç›kar. Kafl. t›n ‘nefes’ ve t›:n ‘dinmifl’ fleklinde iki sözcük kaydetmifltir. Ancak Clauson ünlü uzunlu¤unun anlam fark› bak›m›ndan fazlaca önemi olmamas› gerekti¤ini çünkü ‘nefes’ anlam›nda da t›:n fleklinde kullan›labildi¤ini belirtir. Eski Türkçeden beri soyut anlama sahip olan sözcük Do¤u Türklerinde hala ‘nefes’ ve ‘can’ anlam›nda, Bat› Türklerinde ‘dinlenmek’ anlam›ndad›r. Dede Korkut’ta dih ‘yavafl sesle konuflulan, gizli konuflulan fley, g›ybet’ anlam›ndayken Tarama Sözlü¤ü’nde ‘ses seda’ anlam›nda görülür. (2008: 508) Bu durumda, sözcü¤ün anlam›n›n ‘nefes’ten ‘ses seda’ya oradan da ‘gizli konuflulan fley’e evrilece¤ini varsayarsak Dede Korkut’ta sözcü¤ün sonradan kazan›lm›fl olmas› gereken yani mecazlaflm›fl anlam› kullan›lm›flt›r diyebiliriz. Kaçalin O¤uzlar›n Diliyle Dedem Korkudun Kitab› adl› eserinde dig-leyü maddesini aç›klarken bir özellik üzerinde dikkatle durmufltur: “dihle- (<t›hla-) ile dih-le- (<tigi-le- ~tiki-le-) gibi iki ayr› taban olmal›d›r. Bir önceki ‘kov kovla-’a denk olarak dig(i) dig(i)le- ‘fiskos, fiskoslamak, fiskos etmek’ kullan›lmak istenmifl. Sözcü¤ün nesnel karfl›l›¤› ile ‘gürültü gürültülemek’ diye bir anlam oturmuyor, bura2 Kayseri a¤z›: gov ‘g›ybet, çekifltirme’; govculuyitmek ‘g›ybet etmek’ (Bayraktar: 391); Kastamonu a¤z›: govlamak ‘birisine flikayette bulunmak’ (DS2110 DadayPeflman); govsak ‘hafif aral›k’ (Taflköprü); govflak ‘hafif, içi bofl’ (DS. 2110 AraçKarabüzey; govflamak ‘gevflemek, bollaflmak, yerinden oynamak’ (KF 1.312) (Acar: 207) vb. as›l flekli ve birçok ileri ö¤esi ile Anadolu a¤›zlar›nda yaflayan bir sözcüktür. 138 • Dedikodu Kitab› da ya ‘gürültü ç›karmak’ olur ya da ‘gürültüye kulak vermek’ olur. Sonra da dig dih-le- ‘fiskos dinlemek’ ortaya ç›km›flt›r. (2017: 595)” demektedir. Sözcü¤ün fiil hali de t›n- ‘nefes almak’ ve ‘dinlenmek’ fleklinde iki anlaml›d›r. t›h- fiilinin ‘ses ç›karmak konuflmak’ anlam› Eski Anadolu Türkçesinden sonra karfl›m›za ç›kmaktad›r. Kanar’›n sözlü¤ünde sözcü¤ün isim ve fiil hali; din: ‘dedikodu, çekifltirme’ ve din dinlemek: ‘f›s›lt› dinlemek, kulak misafiri olmak’ (2011: 215) olarak verilmifltir.3 Sevortyan <t›h+ + +la- fleklinde isim halinden yap›m ekiyle oluflturulan flekli 1. dinle, dikkatle dinle, 2. duymak, 3. söz dinlemek, 4. önemsemek, düflünerek dinlemek, 5. aramak, takip etmek olarak vermektedir. Menges sözcü¤ün Çince “t’ing: dinlemek, dinlemeye dalmak”dan geldi¤ini söylemektedir. (Menges 341-345) dih dihlemek t›pk› kov kovla-’ da oldu¤u gibi ayn› kökten isim ve fiil flekli kullan›larak oluflturulmufl akustik bir ikilemedir. Kaçalin’e göre bu tabirde kov kovla-’dan etkilenip anlam›n tam oturmamas› göz ard› edilerek iç ahengin oluflturulmas› öncelikli say›lm›flt›r. Dede Korkut gibi O¤uzlar›n bafl yap›t› olan eserde benzer akustik tekrarlar›n varl›¤› (av alma-, kufl kuflla-) vb. daima okuyanda sihirli bir etki b›rak›r. Dedem Korkut O¤uz Türklerinin paha biçilmez eseridir. Burada önümüze ç›kan çarp- fiili Tietze’e göre sadece O¤uz grubu dillerinde görülmektedir. Buradaki çarp›fltur- ‘sözleri e¤ip bükerek yanl›fl anlamalara sebep olmak’ anlam›na gelebilecek sözcükten baflka ‘bofl 3 Bugün Anadolu a¤›zlar›nda din- sözcü¤ünün ileri ö¤eleri kullan›lmaya devam etmektedir: dindirmemek [→dindirmeme¤] ald›r›fl etmemek (Kr.; Kerkük), dindiynemeh: konuflulanlar› gizlice dinlemek (Ulufliran *fiiran-Gm.); dinelek/dihelek: 1. ukala, kendini be¤enmifl (kimse). (Peflman *Daday, -Ks.); dingeci [dingeç]: maskara, soytar› (S›r›kl›-Sv.); dingik: edepsiz, terbiyesiz (*Ünye-Or.), dingil (I): k›r›c› düflüncesizce konuflan (kimse) (Kavak, Baflara-Kn, Ceylanköy, *Lüleburgaz-Krk.); dingildemek II: konuflmak (E. Hüyük *fiark›flla -Sv.); dingildemek III: 2. kuflkulanmak (Kozluca-Brd.; Akyaz› ve çevresi -Kc.; *Safranbolu -Zn.; Lüleburgaz-Krk.), DS IV. Ayr›ca; dingildek gürültü ç›karan (TDYS. 30: Taflköprü). Dil ve Dedikodu • 139 söz söylemek’ anlam›ndaki kov kovlamak tamlamas› da O¤uzlara aittir. t›h- fiilinin ‘ses ç›karmak konuflmak’ anlam› da Eski Anadolu Türkçesinden sonra karfl›m›za ç›kmaktad›r. Yani O¤uzlar›n dilincedir. Dedikodu yapan han›mlar›n fliddetle yerildi¤i eserde bunu daha da vurgulu anlatabilmek için üçlü bir söyleyifl tercih edilmifl, bunun için dilin engin denizlerinden inciler derlenmifltir. K›saltmalar DLT Divanü Lügati’t Türk DS Derleme Sözlü¤ü EDPT An etymological dictionary of pre-thirteenth century Turkish (bk. Clauson, G. 1972). EOT Eski O¤uz Türkçesi ET Eski Türkçe EUTS Eski Uygur Türkçesi Sözlü¤ü FFANG Floransal› Flippo Agenti’nin Notlar›na Göre GB Güney bat› fliveleri KB Kutadgu Bilig KT G2 Kül Tigin Yaz›t› PN ‹bn-i Nasuh Pafla Pârs-Nâme TAS Tarama Sözlü¤ü TDK Türk Dil Kurumu T‹EM Türk ve ‹slam Eserleri Müzesi TS Türkçe Sözlük TT Türkiye Türkçesi Osm. Osmanl› Türkçesi Tkm Türkmen Türkçesi (Güney bat› grubu) 140 • Dedikodu Kitab› Kaynaklar Acar, Ergün (2011), Kastamonu Yöresi Söz Varl›¤›; Gazi Yay., Ankara. Adamovic, Milan (2009), Floransal› Flippo Agenti’nin Notlar›na Göre (1533), Çev: Aziz Merhan, TDK yay., Ankara. Arat, Reflit Rahmeti (1979), Kutadgu Bilig III ‹ndeks, Türk Kültürünü Araflt›rma Enstitüsü, ‹stanbul. Arat, Reflit Rahmeti (1988), Kutadgu Bilig Çeviri, Türk Tarih Kurumu Bas›mevi, Ankara. Ata, Aysu (2004), Türkçe ‹lk Kur’an Tercümesi (Ryland Nüshas›) Karahanl› Türkçesi (Girifl- Metin-Notlar- Dizin), TDK yay., Ankara. Atmaca, Emine (2016), Eski O¤uz Türkçesinden Günümüz Türkiye Türkçesine Söz Varl›¤› ve Anlam Olaylar›, Palet yay›nlar›, Konya. Ayazl›, Özlem (2016), Eski Uygurca Din D›fl› Metinlerin Karfl›laflt›rmal› Söz Varl›¤›, TDK Yay., Ankara. Bayraktar, Fatma Sibel (2000), Kayseri Merkez ‹lçe A¤z› (Metin-Gramer-Sözlük), Trakya Ünv. Sosyal Bilimler Enstitüsü Bas›lmam›fl Dr. Tezi, Edirne. Bayraktar, Fatma Sibel (2014), Kutadgu Bilig’de Üçlemeler, Dörtlemeler ve Befllemeler, Teke Uluslararas› Türkçe Edebiyat Kültür, E¤itim Dergisi 3/2, s. 29-53, Türkiye. Clauson, G. (1972), An etymological dictionary of pre-thirteenth century Turkish, Oxford University. Çetin, Engin (2019), Türkçe çal- ve çap- Fiilleri Üzerine Bir ‹nceleme, ÇÜTAD Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araflt›rmalar› Dergisi, C. 4, S. 2, s. 375-390. Derleme Sözlü¤ü (1993), III. Cilt / IV. Cilt, TDK Yay., Ankara. Ercilasun, Ahmet B. - Ziyat Akkoyunlu (2014), Kâflgarl› Mahmud Dîvânu Lugâti’t-Türk Girifl-Metin-Çeviri-Notlar-Dizin, TDK yay., Ankara. Ergin, Muharrem (2009), Dede Korkut Kitab› II, TDK yay., Ankara. Ergüzel, M. Mehdi (2009), ‹bn-i Nasuh Pafla Pârs-Nâme, TDK yay., Ankara. Dil ve Dedikodu • 141 Erol, Hülya Aslan (2008), Eski Türkçeden Eski Anadolu Türkçesine Anlam De¤iflmeleri, TDK yay., Ankara. Gülensoy, Tuncer (2007), Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözlerin Köken Bilgisi Sözlü¤ü, TDK yay., Ankara. Kaçalin, Mustafa (2017), O¤uzlar›n Diliyle Dedem Korkudun Kitab›, TDK yay., Ankara. Kanar, Mehmet (2011), Eski Anadolu Türkçesi Sözlü¤ü, Say yay., ‹stanbul. Menges, K. H. (1995) The Turkic Languages and Peoples: An Introduction to Turkic Studies, Wiesbaden. Özçelik, Saadettin (2005), Dede Korkut Araflt›rmalar, Notlar/Dizin/ Metin Gazi Kitabevi, Ankara. fiemseddin Sami (2011), Kâmûs-› Türkî (Latin Harfleriyle) Haz. Raflit Gündo¤du, Niyazi Ad›güzel, Ebul Faruk Önal, ‹deal Kültür &Yay›nc›l›k, ‹stanbul. TDK Sözlü¤ü (1988), TDK yay., Ankara. Tietze, A. (2002), Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugat› 1. Cilt a-e (Sprachgeschichtliches und etimologisches wörterbuch des Türkei-Türkischen) Zweiter Band A-E. Wien: Verlag der Östreichichen Akademie der Wissenschaften. Timurtafl, Faruk Kadri (1968), fieyhi’nin Husrev ü fiirin’i ‹nceleme- Metin, ‹stanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Bas›mevi, ‹stanbul. Tulum, Mertol (2011), 17. Yüzy›l Türkçesi ve Söz Varl›¤›, TDK Yay., Ankara. Ünlü, Suat (2012), Do¤u ve Bat› Türkçesi Kur’an Tercümeleri Sözlü¤ü, E¤itim Yay›nevi, Konya. Üstünova, Kerime (1997), “Dede Korkut Destanlar›nda Üçlemeler, Dörtlemeler, Befllemeler”, Bilge Dergisi, S. 13, s. 20-25. Üflenmez, Emek (2013), Türkçe ‹lk Kur’ân Tercümelerinden Özbekistan Nüshas›, Akademik Kitaplar, ‹stanbul. Yeni Tarama Sözlü¤ü (1983), TDK Yay., Ankara.