Sanayi Devrimi ile birlikte ivme gösteren kentsel gelişme, özelikle 21. yüzyılın ilk yarısı ile birlikte gerek fiziksel form olarak gerek nüfus yoğunluğu açısından katlanarak büyümeye devam etmektedir. Özellikle ulaşım sistemlerindeki... more
Sanayi Devrimi ile birlikte ivme gösteren kentsel gelişme, özelikle 21. yüzyılın ilk yarısı ile birlikte gerek fiziksel form olarak gerek nüfus yoğunluğu açısından katlanarak büyümeye devam etmektedir. Özellikle ulaşım sistemlerindeki iyileştirmeler ve yanı sıra özel araç sahipliliğinin artması sonucu erişilebilirliğin artması kentlerin yayılmasını engellenemez hale getirmiştir. Yayılarak büyüyen kentler kır ile birleşmeye başlamış, kırsal doku içerisinde kentsel alanlar ve ticari merkezler oluşmuştur. Yoğunlaşan ve kalabalıklaşan kent merkezinde yeteri kadar açık alan, kentsel donatı ve alışveriş merkezleri gibi imkanları bulamayan kentliler, kentsel rantın görece düşük ama kentsel hizmetlerin görece yüksek olduğu (ya da yükselmesini tahmin ettikleri) çeperdeki yeni yerleşme alanlarını tercih etmeye başlamıştır. 21. yüzyıldaki kentsel formun oluşmasında karşımıza çıkan en belirleyici biçimlerden birisi kentlerin bu yayılmacı karakterdir.
Mersin kenti de özellikle 20. yüzyılın sonlarına doğru yayılmacı bir karakter sergileme başlamıştır. Önceleri kısıtlı bir kentsel alan içerisinde yoğunlaşan ve yayılan kent, daha sonraları sıçramalı bir şekilde D-400 karayolu boyunca belirli merkezlere ilerlemiş ve bu merkezler arası zamanla dolarak lineer bir kent formunu kazanmıştır. Mezitli ilçesi Mersin kentinin lineer gelişiminde kente eklemlenen ve kuzey kısımlarda gelişim sürecini halen devam ettiren bir parçadır.
Mersin kent merkezinin geliştiği ve yerleşmenin ilk alt merkez olarak ortaya çıkan Pozcu’ya sıçradığı dönem olan 1960’larda kırsal bir yapı sergileyen ve Mersin’in mesire yeri olarak bilinen yerleşme, 1970’lerin sonundan itibaren ikinci konut gelişimi ile yeni bir kentsel form oluşturmaya başlamıştır. 1970 öncesi kırsal yerleşme olması, mücavir alan dışında kalması gibi nedenlerden ötürü imar planı bulunmayan ilçede ilk kentsel nitelikli yapılaşma ifraz uygulamaları ile başlamıştır. 1980’lerde ivme kazanan ve Batı İçel Kıyı Kesimi Turizm Planı ile desteklenen ikinci konut ve tercihli turizm yerleşmeleri kırsal bir yapı sergileyen çalışma alanında ciddi morfolojik değişimleri de beraberinde getirmiştir. Geniş kadastral parsellere yerleşmiş meyve bahçeleri içerisindeki 1-2 katlı evlerden, ifraz ile bölünmüş küçük parsellere yerleştirilmiş apartman yapıları ve düzenlenmiş geniş imar adaları içerisinde çok katlı çoklu bloktan oluşan site tipi yapılaşma düzenine geçilmeye başlanmıştır. 1980’lerde ikinci konut inşaatları birbirinden bağımsız bir şekilde ifraz uygulamaları ile sürerken çalışma alanı kapsamında dolu-boş oranları ve yapılaşma yoğunlukları belirgin bir biçimde değişmeye başlamıştır. Öncelikli olarak kıyı kesimlerinde görülen bu değişim D-400’e doğru yayılarak genişleme eğilimi göstermiştir. 1980’lerde hızlanan ikinci konut gelişimi 1990’larda imar planın yapılması ile birlikte farklı bir boyut kazanmış; ikinci konutlar daimi konuta dönüşürken bir yandan da yeni konutların inşa süreci hızlanmıştır. 2000’lere gelindiğinde artık kentin önemli bir kolu olarak batıya uzanan Mezitli ilçesi, özellikle son on yıl içerisinde kentin önemli alt merkezlerinden birisi haline gelmiştir. Bu süreçte kentsel formun biçimlenişinde önemli değişimler olmuştur.
Bu çalışma kapsamında Mezitli ilçesinin morfolojik dönüşümü ve kentsel formunun oluşumu çalışma alanı olarak seçilen Viranşehir ve Menderes mahalleleri özelinde incelenecektir. Çalışma alanı olarak bu bölgenin seçilmesinin nedeni Mezitli ilçesindeki kentsel gelişme nüvelerinin ve kırsal dokudan kentsel dokuya geçişin ilk bu alanda görülmesi ve kent formunun oluşumunda geçirilen tüm morfolojik evrelerin halen gözlemlenebilir olmasıdır. Çalışma kapsamında yürütülecek olan inceleme, Belediye tarafından verilen inşaat ruhsatları, eski tarihli haritalar ve hava fotoğrafları üzerinden yapılacaktır. Çalışma alanındaki kentsel gelişme dönelmemesi yapılacak ve bu dönemlerde oluşan formlar ile bu formları oluşturan araçlar ve nedenler incelenecektir.
Anahtar Kelimeler Mezitli, İkinci Konut, Kent Formunun Dönüşümü
ÖNSÖZ Türkiye Cumhuriyetinin başkenti olarak ilan edilmesi ile birlikte hızlı bir kentleşme süreci içine giren Ankara’da çeşitli imar ve şehircilik uygulamaları hayata geçirilmeye başlanmıştır. Yeni Cumhuriyetin başkenti olan Ankara... more
ÖNSÖZ
Türkiye Cumhuriyetinin başkenti olarak ilan edilmesi ile birlikte hızlı bir kentleşme süreci içine giren Ankara’da çeşitli imar ve şehircilik uygulamaları hayata geçirilmeye başlanmıştır. Yeni Cumhuriyetin başkenti olan Ankara çağdaş bir toplumu temsil edecek bir kimlikle Türkiye’nin kentleşme serüveninde lider bir şehir olarak ülkemizin diğer kentleri için bir model teşkil etmiştir. Bu doğrultuda, başkent Ankara Konya Teknik Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, 2017-2018 Eğitim-Öğretim Yılı, Planlama Stüdyosu 7 ve Planlama Stüdyosu 8 dersleri kapsamında çalışma alanı olarak seçilmiştir. Öğrencilerimizden geçmişten günümüze var olan ve hızlı kentleşme süreci ile evrilen Ankara’daki kentsel sorunları tespit etmeleri ve bu sorunlara yönelik stratejik plan, proje ve politikalar üretmeleri beklenmiştir.
Bu süreçte öğrencilerimiz Ankara’nın tarihi, kültürel, ekonomik, fiziksel ve sosyal yapısına ilişkin sorunları ortaya koyarak derinlemesine inceleme fırsatı bulmuşlardır. Bu bağlamda çalışmalarının devamında seçtikleri sorun özelinde gerçekleştirdikleri kapsamlı saha ve literatür araştırmalarını akademik kurallara uygun olarak hazırlanmış bir kitap bölümüne dönüştürme becerisi kazanmışlardır.
Kitapta Ankara’nın ulaşım politikaları, konut alanları, kamusal alanları, çöküntü bölgeleri, kırsal alanları, yeşil alanları ve alışveriş merkezleri gibi şehir ve bölge planlama disiplinin ilgi alanına giren konulara ilişkin sorunların ele alındığı, stratejik çözüm önerilerinin geliştirildiği, öğrencilerimiz ve proje yürütücüleri tarafından hazırlanan özgün ve ilgi çekici bölümler yer almaktadır.
Ankara ile ilgili çalışan araştırmacı, karar verici ve uygulayıcılara faydalı olmasını ümit ettiğimiz bu kitap, herkesi Ankara’daki kentleşme dinamikleri ve sorunları üzerine yeniden düşünmeye davet etmektedir.
Kitap içeriğinin oluşması sürecinde öğrencilerimize desteklerini esirgemeyen tüm kişi ve kurumlara en içten teşekkürlerimizi sunarız.
Özet Kırdan kente göçün giderek artması ve insanların olumlu veya olumsuz yönde oluşturdukları değişim nedeniyle kentler var olan büyüklükleri ile yetersizleşmişlerdir. Kentlerin yetersizleşmeleri ve farklı dinamiklerin zorlamasıyla;... more
Özet Kırdan kente göçün giderek artması ve insanların olumlu veya olumsuz yönde oluşturdukları değişim nedeniyle kentler var olan büyüklükleri ile yetersizleşmişlerdir. Kentlerin yetersizleşmeleri ve farklı dinamiklerin zorlamasıyla; kentlerin mevcut çeperlerinin dışına doğru fiziksel büyümesini ifade eden kentsel yayılma kavramı 1937’den sonra kentleşme terminolojisinde sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. Fiziksel olarak kentin büyümesi her ne kadar gelişme belirtisi gibi algılansa da her zaman bu doğru değildir. Kıt ve ikamesi olanaksız olan çevresel değerler üzerinde kentsel yayılma tüm Dünya’da bir takım sorunları da beraberinde getirmektedir. Nüfus yoğunluğuna bağlı olarak şiddeti değişse de; çevre üzerinde oluşan baskı insanın geleceği ve sürdürülebilirlik konusunda endişe yaratmaktadır. Bu endişeler geleneksel çözümlemelerin eksikliği ve kentlerin dinamik nitelikleri nedeniyle yeni modelleme arayışlarını zorunlu kılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Kentsel yayılma, sürdürülebilir kent, taşıma kapasitesi, çevresel değerler Abstract Cities have been inadequate with their existing size because of the increase in immigration from rural to urban and the change which people formed in positive and negative ways. The concept, urban expansion which expresses outer physical expansion of cities because of cities’ becoming inadequate and the force of different dynamics, has been frequently used in urbanization terminology after 1937. Though the physical expansion of a city is perceived as a development sign, it is not always true. Urban expansion on environment values which is inadequate and impossible, brings with problems as the same all over the world. Although the intensity changes according to population density, the force on environment makes concern on human future and sustainability. These concerns necessiate seeking of new modelling because of defficiency in traditional analysis and cities’ dynamic facts Keywords: Urban Expansion, Sustainable City, Bearing Capacity, Environmental Values
Kentler; doğal, kültürel, tarihi, mimari, sosyal ve yapay öğeleri içinde barındıran ve bu öğelerin karşılıklı etkileşim içerisinde olduğu dinamik bir olgudur. Türkiye gibi çarpık ve hızlı kentleşme sürecini yaşayan ülkelerde kentlerin... more
Kentler; doğal, kültürel, tarihi, mimari, sosyal ve yapay öğeleri içinde barındıran ve bu öğelerin karşılıklı etkileşim içerisinde olduğu dinamik bir olgudur. Türkiye gibi çarpık ve hızlı kentleşme sürecini yaşayan ülkelerde kentlerin estetik kaygılardan uzak bir şekilde dizayn ya da talan edilmektedir. Buna karşılık kentleşme sürecini kontrollü ve planlı gerçekleştiren İskoçya ve İngiltere gibi Avrupa ülkelerinde tarihi, kültürel ve fiziki çevrenin uyum içerisinde harmanlandığı görülmektedir. Kent nüfusunun hızla artmasına bağlı olarak kentlerin estetik açıdan tatmin edici bir şekilde dizayn edilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu çalışmanın temel amaçlarından bir tanesi, kentlerin estetik yapıları tartışmaktır. Çarpık ve hızlı kentleşmenin yaşandığı İstanbul ile düzenli ketleşmenin en iyi örneklerinden biri kabul edilen İskoçya'nın Edinburgh kenti estetik değerleri açısından karşılaştırılacaktır.
ÖZET:Sanayileşme; gerek barındırılan nüfus, gerek kent çeperlerinden taşan fiziki büyüme açısından hızlı kentsel büyümeye neden olmaktadır. Kent nüfusunun artması kentsel yayılmayı, kentsel yayılma da kent nüfusunun artması döngüsünü... more
ÖZET:Sanayileşme; gerek barındırılan nüfus, gerek kent çeperlerinden taşan fiziki büyüme açısından hızlı kentsel büyümeye neden olmaktadır. Kent nüfusunun artması kentsel yayılmayı, kentsel yayılma da kent nüfusunun artması döngüsünü oluşturmaktadır. Birbirini tetikleyen, döngüsel nüfus-kent büyüme ilişkisi yapı yoğunluklarını ve çeşitliliklerini artırmaktadır. Bu döngüsellik rant odaklarının ilgisini kentlere çekmektedir. Çokuluslu mekanizmalar, merkezi ve yerel yönetimlerin katkılarıyla oluşan rant mekanizması, özünde eşitsiz bir ilişki oluşturan mülkiyet olgusunu güçlendirmektedir. Bu nedenle; toplumlar ortak yaşam alanları olan toprağa yükledikleri ulusallık anlamını, değişim değeri olan pazar aracı yönünde değiştirmektedir. Böylece; bölüşüme dayalı kentsel rant yönetiminin ulusal ve küresel boyutta siyasal, finansal bağlantıları gündeme gelmektedir. ABSTRACT:Industrialization; causes urban growth in terms of both hosted population and physical growth of the urban area. The increase in the urban population forms urban sprawl, urban sprawl forms the cycle of urban population increase. The cycle of population-urban enlargement relation, triggering each other, increases the density and variety of architecture. This cycle draws attention of unearned income focus onto cities. Unearned income mechanism formed by the help of multinational mechanisms, centralized and local governments strenghten the property phenomenon which forms unequal relation substantially. That's why; societies exchange the term nationalism which they imposed to their common living space for market instrument which has exchange value. Thus; political, financial connections of urban unearned income management based upon sharing in the national and global dimensions come up.