Divan edebiyatında eleştiri var mıdır, yok mudur? Varsa bu eleştiriyi nerelere bakarak bulabiliriz? Divan edebiyatı eleştirel yönüyle incelemeye çalışan bir makale.
Türk edebiyatı birçok yazın türünde olduğu gibi gençlere yönelik eserler ve nasihatnameler konusunda da oldukça zengindir. Temelde iyiyi, güzeli öğütlemeyi amaçlayan nasihatler, Orhun yazıtlarından günümüz eserlerine varıncaya kadar bütün... more
Türk edebiyatı birçok yazın türünde olduğu gibi gençlere yönelik eserler ve nasihatnameler konusunda da oldukça zengindir. Temelde iyiyi, güzeli öğütlemeyi amaçlayan nasihatler, Orhun yazıtlarından günümüz eserlerine varıncaya kadar bütün dönemlerde önemli bir yer tutar. Nasihatnameler çoğunlukla toplumlara veya belirli bir kişiye (yazarının kendi evlatları gibi) yazılırken kimileri devlet idaresine yöneliktir.
Klasik Türk edebiyatında İranlı şair Feridüddin Attar’ın Pendname’sinin tesiriyle nasihatname veya pendname adı ile birçok eser yayınlanmıştır. Bu dönemde oldukça önemli yer tutan nasihatnameler 19. yüzyılda tesirini kaybetmiş, kısa manzumeler ve küçük çalışmalar halini almıştır.
Bu çalışma kapsamında aradan geçen yüzyılların ne gibi farklılıklar meydana çıkardığını görmek adına adı zikredilen iki eser karşılıklı olarak incelenecektir. Çalışmada amaç, farklı dönemlerde gençlere yönelik tavır, tutum ve istekler nelerdir, dönemin bu istekler üzerindeki tesiri nedir ve günümüz gençlerine bu eserlerden ne tür bir örnek çıkarılabilir sorularını cevaplamak olacaktır. Bu amaçla XVII. yüzyıl şairlerinden Nâbî’nin oğlu Ebu’l-hayr Mehmed Çelebi için kaleme aldığı Hayriyye’si ile 20. yüzyıl yazarlarından Ali Fuad Başgil’in Gençlerle Başbaşa adlı eserleri karşılaştırılacaktır.
Divan şiirinde konunun genellikle redifi belirlediği düşünüldüğünde "…ki dirler o bizüz" redifinin şiire kattığı anlam dikkat çekmektedir. Şairlerin dile getirdikleri "biz" ile divan şairinin kendisini kastetmesi... more
Divan şiirinde konunun genellikle redifi belirlediği düşünüldüğünde "…ki dirler o bizüz" redifinin şiire kattığı anlam dikkat çekmektedir. Şairlerin dile getirdikleri "biz" ile divan şairinin kendisini kastetmesi fikrinden hareketle bu redifteki şiirler incelenmeye değer bulunmuştur. Şiirlerin tespitinde aynı redifli gazellerin "nazîre" olabileceğinden yola çıkılmıştır. Böylece hikemî tarzın büyük temsilcisi Nâbî'nin bu redifle yazılan şiiri model kabul edilerek; XVII. yüzyıl ve sonrasındaki "… ki dirler o bizüz" redifli gazellerden tespit edilebilenler ele alınmıştır. Klasik Türk edebiyatı geleneğinin bir parçası olan nazîreciliğe değinilirken; ortak bir zevki paylaşan şairlerin şiirleri incelenmeye ve redifin muhtevaya kattığı değer göz önüne alınarak, "biz" olarak adlandırılan şairin kimliği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Divan şairi, nazîre, redif, Nâbî.