Bu çalışmada, fizik öğretmen adaylarının özel görelilik ile ilgili zaman, eşzamanlılık, zamanın göreliliği ve ışık hızı kavramlarını nasıl anladıklarını ve bu kavramlar arasında kurdukları bağlantıları araştırmak amaçlanmıştır. 46 fizik... more
Bu çalışmada, fizik öğretmen adaylarının özel görelilik ile ilgili zaman, eşzamanlılık, zamanın göreliliği ve ışık hızı kavramlarını nasıl anladıklarını ve bu kavramlar arasında kurdukları bağlantıları araştırmak amaçlanmıştır. 46 fizik öğretmen adayıyla bir uygulama yapılmıştır. Bu çalışmada öğretmen adaylarının özel görelilik ile ilgili kavramların incelenmesi amaçlandığından, yönlendirilmesi düşük olan kavram haritası tekniği kullanılmıştır. Ayrıca katılımcıların eşzamanlılık, zamanın göreliliği ve ışık hızı kavramlarına yönelik görüşlerini almak için zorluk belirleme ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre zaman ile ilgili olarak 15 kavram, ışık hızı ile ilgili 24 kavram, zamanın göreliliği ile ilgili 8 kavram ve eşzamanlılık ile ilgili 9 kavram arasında ilişki kurdukları görülmüştür. Zaman, eşzamanlılık ve zaman genişlemesi ile ilgili olarak ortalama bir, ışık hızı ile ilgili olarak ortalama üç önerme yazıldığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak ışık hızının sabitliğinin sonuçlarının kavranamadığı ve her gün tanık olduğumuz yakın çevremizde cereyan eden olaylarda etkilerin görülemediği bu kavramlar arasında ilişkilerin kurulamadığı belirlenmiştir.
ÖZ Bu araştırmada, yaratıcı dramanın bir yöntem olarak kullanılmasının, öğretmen adaylarının mekanik konularına yönelik tutumunda bir değişiklik meydana getirip getirmeyeceğini ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu... more
ÖZ Bu araştırmada, yaratıcı dramanın bir yöntem olarak kullanılmasının, öğretmen adaylarının mekanik konularına yönelik tutumunda bir değişiklik meydana getirip getirmeyeceğini ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu fizik öğretmenliği programında öğrenim gören 21 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Mekanik kavramları öğretmen adayları ile 11 hafta süresince, toplam 22 saatte, yaratıcı drama yöntemi kullanılarak işlenmiştir. Araştırmanın nicel verileri Mekaniğe Karşı Tutum Ölçeği (MKTÖ) kullanılarak elde edilmiştir. MKTÖ, ön test, son test ve geciktirilmiş test olarak uygulanmıştır. Araştırmanın nitel verilerini toplamak için yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşmelerden elde edilen veriler gruplanarak, kodlanmış; her kodun frekansları ve yüzdeleri tablolar halinde sunularak, bulgular yorumlanmıştır. Elde edilen bulgulara göre, MKTÖ'nin tüm alt boyutlarında birbirine yakın miktarda artış olduğu ve öğretmen adaylarının mekaniğe karşı tutumlarıyla ilgili artışın kalıcı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca öğretmen adayları mekanik kavramlarını yaratıcı drama yöntemi ile daha iyi anladıklarını ve bu kavramların günlük hayatlarındaki önemini fark ettiklerini, mekanik konularını sevmeye başladıklarını belirtmişlerdir. ABSTRACT In this study, it was aimed to express whether using creative drama as a method would change the attitude of pre-service teachers towards mechanic subjects or not. The study group is composed of 21 pre-service teachers who study at the program of physics education. Mechanic terms were studied for 11 weeks and in 22 hours in total with pre-service teachers by using creative drama method. Quantitative data of the study were obtained by using Mechanics Attitude Scale (MAS). MAS was used as pre-test, post-test and delayed test. Semi-structured interview form was used in order to collect qualitative data of the study. Data obtained from interviews were grouped and encoded; frequency and percentage of each code were stated in tables and findings were interpreted. According to data obtained; it was concluded that there is a close increase at all sub-dimensions of MAS and the increase of pre-service teachers' attitude about mechanic is permanent. Moreover, pre-service teachers stated that they better understand mechanic * Bu çalışma, Tuğba Çopur (2014)'un doktora tezinden üretilmiştir.
ÖZET Bu çalışmanın amacı, Fizik öğretmen adaylarının Fizik dersinde yaratıcı dramanın bir öğretim yöntemi olarak kullanımına ilişkin görüşlerini belirlemektir. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması olarak planlanmıştır.... more
ÖZET Bu çalışmanın amacı, Fizik öğretmen adaylarının Fizik dersinde yaratıcı dramanın bir öğretim yöntemi olarak kullanımına ilişkin görüşlerini belirlemektir. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması olarak planlanmıştır. Çalışmanın katılımcılarını Gazi Eğitim Fakültesi Fizik Eğitimi Anabilim Dalında öğrenim gören 21 öğretmen adayları oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri, yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi ile toplanmış ve içerik analizi tekniği kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular ışığında, çalışmadan sonra öğretmen adaylarının yaratıcı dramaya yönelik bakış açılarının olumlu yönde değişiklik gösterdiği görülmüştür. Bunun yanı sıra, öğretmen adaylarının büyük çoğunluğunun fizik derslerinde yaratıcı drama yönteminin kullanılabileceğini düşündükleri ve kendi meslek hayatlarında kullanmak istedikleri görülmüştür. Yaratıcı drama yönteminin en önemli faydasının, fizik konuları ile günlük yaşam arasında bağlantı kurmayı kolaylaştırması olduğunu belirtmişlerdir. Yaratıcı drama yöntemini kullanırken en fazla dersi planlama ve sınıf hâkimiyeti konularında zorlanacaklarını ifade etmişlerdir.
Researches which aim at more effective teaching continues in the field of physics education. The common feature of these researches is to remove students' prejudices against physics, make the physics interesting for them and establish... more
Researches which aim at more effective teaching continues in the field of physics education. The common feature of these researches is to remove students' prejudices against physics, make the physics interesting for them and establish relationships with daily life. Research shows that the creative drama method is effective for these purposes. There are, however, a limited number of studies using creative drama in adult groups, especially in the field of physics. The purpose of this study is to present an example lesson plan that physic teachers who plan to use creative drama in their classes can apply in their high school and university level classes. The lesson plan was implemented with 21 prostective physics teacher who are studying at the faculty of education. "Friction force" was chosen as subject of the lesson. Observational notes, structured opinion forms filled by the prospective teachers and semi-structured interviews were analyzed by the researchers to determine the strengths and weaknesses of the lesson plan. Descriptive analysis was used in the analysis of the obtained data. Findings have shown us that prospective teacher understand better the concept of friction force by the creative drama method and connect better with the situations they meet in daily life. Summary Researches which aim at more effective teaching continues in the field of physics
Bu araştırmanın amacı, fizik, kimya ve biyoloji öğretmenlerinin tercih ettikleri eğitim felsefelerini, bilimsel epistemolojik inançlarını ve bunlar arasındaki ilişkiyi çeşitli değişkenler açısından incelemektir. Araştırmanın çalışma... more
Bu araştırmanın amacı, fizik, kimya ve biyoloji öğretmenlerinin tercih ettikleri eğitim felsefelerini, bilimsel epistemolojik inançlarını ve bunlar arasındaki ilişkiyi çeşitli değişkenler açısından incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu, devlet okullarında görev yapmakta olan 50 fizik öğretmeni, 51 kimya öğretmeni, 50 biyoloji öğretmeni olmak üzere, 151 fen bilimleri öğretmeni oluşturmaktadır. İlişkisel tarama modeline göre gerçekleştirilen çalışmada verilerin toplanmasında “Felsefi Tercih Değerlendirme Formu” ve “Bilimsel “Epistemolojik İnanç Ölçeği” kullanılmıştır. Elde edilen veriler cinsiyet ve branş değişkenleri açısından incelenmiştir. Verilerin analizi için betimsel istatistikler, çok değişkenli varyans analizi (MANOVA) ve korelasyon analizinden yararlanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda elde edilen bulgulara göre öğretmenler arasında en fazla tercih edilen eğitim felsefesinin “deneyselcilik” olduğu görülmüştür. Fizik, kimya ve biyoloji öğretmenlerinin eğitim felsefesi tercihleri üzerinde cinsiyet değişkeninin etkisi incelendiğinde, deneyselcilik boyutunda erkek öğretmenler lehine anlamlı farklılık bulunmuştur. Branş değişkeni açısından yapılan analizlerde, öğretmenlerin branşlarının eğitim felsefesi tercihleri üzerinde etkisi olmadığı görülmüştür. Bilimsel Epistemolojik İnanç Ölçeğinden elde edilen bulgular dikkate alındığında ise, öğretmenlerin tüm boyutlarda “gelişmiş” bilimsel epistemolojik inançlara sahip oldukları belirlenmiştir. Öğretmenlerin bilimsel epistemolojik inançları üzerinde cinsiyet değişkeninin etkisinin olmadığı görülmüştür. Branş değişkeni bakımından, öğretmenlerin bilimsel epistemolojik inançlarının tüm boyutları için anlamlı farklılık bulunduğu tespit edilmiştir. Fizik, kimya ve biyoloji öğretmenlerinin eğitim felsefesi tercihleri ile bilimsel epistemolojik inançları arasında ilişki Pearson katsayısı ile araştırılmış ve bu unsurlar arasında ilişki bulunduğu görülmüştür.
Ülkemizde fizik eğitiminde kavram yanılgıları üzerine yapılan çalışmalar 1996’da başlamış, günümüzde hala devam etmektedir. Bu çalışma, kavram yanılgıları üzerine yapılmış yüksek lisans ve doktora çalışmalarının incelendiği içerik analizi... more
Ülkemizde fizik eğitiminde kavram yanılgıları üzerine yapılan çalışmalar 1996’da başlamış, günümüzde hala devam etmektedir. Bu çalışma, kavram yanılgıları üzerine yapılmış yüksek lisans ve doktora çalışmalarının incelendiği içerik analizi çalışmasıdır. Çalışmada, ulusal tez merkezinde kaydı bulunan, fizik eğitimi alanında yapılmış, 10’u doktora ve 26’sı yüksek tezi olmak üzere toplam 36 tez incelenmiştir. Veriler analiz edilirken tezlerin; yayın yılı, amacı, konusu, örneklemi, yöntemi, deseni, veri toplama araçları ve veri analiz yöntemleri olmak üzere sekiz değişken dikkate alınmıştır. Elde edilen bulgulara göre fizik eğitiminde kavram yanılgıları üzerine en fazla tezin 2007 yılında yayımlandığı görülmektedir. Tezler eşit oranda kavram yanılgılarını belirleme ve belirleme-giderme üzerine tasarlanmış, ağırlıklı olarak mekanik konusuna yönelik kavram yanılgıları araştırılmıştır. Örneklem olarak, çoğunlukla yüksek lisansta lise öğrencileri, doktora düzeyinde ise öğretmen adayları tercih edilmiştir. Örneklem seçiminde en fazla basit seçkisiz yöntemin ve 50-100 kişilik küçük örneklemlerin tercih edildiği belirlenmiştir. Tezlerin neredeyse tamamında nicel yöntemden yararlanılmıştır. Deneysel desen en fazla tercih edilen desen olmuştur. Verilerin toplanmasında ise genel olarak çoktan seçmeli ve açık uçlu sorulardan oluşan anketler, analizinde ise frekans ve yüzde değerleri kullanılmıştır. Yapılacak yeni çalışmalarda burada sunulan eğilimler ve alanyazındaki boşluklar dikkate alınarak alana katkı sağlanabilir.
YÖK tarafından eğitim fakültelerinin niteliğini artırmak amacıyla yeni bir düzenleme yapılmış, öğrencilere eğitim fakültesi tercihi yapabilmek için 240 000’e girmiş olma şartı konulmuştur. Bu çalışmada bu başarı sınırlamasının öğrenci... more
YÖK tarafından eğitim fakültelerinin niteliğini artırmak amacıyla yeni bir düzenleme yapılmış, öğrencilere eğitim fakültesi tercihi yapabilmek için 240 000’e girmiş olma şartı konulmuştur. Bu çalışmada bu başarı sınırlamasının öğrenci niteliğinin artırılmasında ne derece etkili olduğu araştırmak amaçlanmıştır. Bu amaca yönelik olarak Gazi Eğitim Fakültesi Fizik öğretmenliği programına 2016 ve 2017 yıllarında kayıt yaptıran 35 öğrencinin, bu programın ilk alan dersi olan Mekanik I dersine yönelik başarıları ele alınmıştır. Başarı sınırlamasından önce ve başarı sınırlamasından sonra kayıt yaptıran öğrencilerin Mekanik I dersi başarıları arasında fark olup olmadığı araştırılmıştır. Her iki gruptaki öğrencilere öğrenimlerinin ilk yılında başarı testi uygulanmış, bu testten elde edilen puanlara bağımsız örneklemler t-testi uygulanmıştır. Analizler sonucunda başarı sınırlamasından önce ve başarı sınırlamasından sonra fizik öğretmenliği programına kayıt yaptıran öğrencilerin Mekanik I ders...
Epistemological beliefs adopted by individuals determine their knowledge, learning and teaching orientations. For this reason, the purpose of this research is to study physics teachers’ belief levels, as well as the questions about what... more
Epistemological beliefs adopted by individuals determine their knowledge, learning and teaching orientations. For this reason, the purpose of this research is to study physics teachers’ belief levels, as well as the questions about what effect gender, professional experience, and educational background variables have on these levels. Causal-comparative model was used to study these variables. Participants were 205 physics teachers consisting of 106 women and 99 men who work in the Central Anatolia Region of Turkey. All of the data was collected with the Scientific Epistemological Beliefs Scale developed by Conley, Pintrich, Vekiri & Harrison (2004). This scale was adapted into Turkish by Ozkan (2008). The data was analyzed using parametric tests. Ultimately, findings indicated that physics teachers had sophisticated epistemological beliefs. In addition, there was no statistically significant difference between female and male teachers in terms of beliefs. Educational background vari...
Bu calismanin amaci, Fizik ogretmen adaylarinin Fizik dersinde yaratici dramanin bir ogretim yontemi olarak kullanimina iliskin goruslerini belirlemektir. Arastirma nitel arastirma yontemlerinden durum calismasi olarak planlanmistir.... more
Bu calismanin amaci, Fizik ogretmen adaylarinin Fizik dersinde yaratici dramanin bir ogretim yontemi olarak kullanimina iliskin goruslerini belirlemektir. Arastirma nitel arastirma yontemlerinden durum calismasi olarak planlanmistir. Calismanin katilimcilarini Gazi Egitim Fakultesi Fizik Egitimi Anabilim Dalinda ogrenim goren 21 ogretmen adaylari olusturmaktadir. Arastirmanin verileri, yari yapilandirilmis gorusme yontemi ile toplanmis ve icerik analizi teknigi kullanilarak analiz edilmistir. Elde edilen bulgular isiginda, calismadan sonra ogretmen adaylarinin yaratici dramaya yonelik bakis acilarinin olumlu yonde degisiklik gosterdigi gorulmustur. Bunun yani sira, ogretmen adaylarinin buyuk cogunlugunun fizik derslerinde yaratici drama yonteminin kullanilabilecegini dusundukleri ve kendi meslek hayatlarinda kullanmak istedikleri gorulmustur. Yaratici drama yonteminin en onemli faydasinin, fizik konulari ile gunluk yasam arasinda baglanti kurmayi kolaylastirmasi oldugunu belirtmisle...
Media literacy is the ability to access, analyze, evaluate and communicate messages in a variety of forms. Media literacy has received widespread attention within the past thirty years in the world. Recently, important studies has also... more
Media literacy is the ability to access, analyze, evaluate and communicate messages in a variety of forms. Media literacy has received widespread attention within the past thirty years in the world. Recently, important studies has also been realized about media literacy education with the cooperation of RTUK (Radio and Television Supreme Council) with MEB (Ministry of National Education) in Turkey. Elective media literacy course started to be taught in elementary education at 6th, 7th and 8th grades. Media literacy course should be given as new course in the secondary education so that it can be developed more effectively in Turkey. It should be integrated to curriculums as a “sub-discipline” or a “skill” in the elementary education.
The aim of this study is to examine and to evaluate the Curriculum of Elective Media Literacy Course. Media literacy as elective course, review of the literature, needs analysis of individual and society, and internal consistency of the... more
The aim of this study is to examine and to evaluate the Curriculum of Elective Media Literacy Course. Media literacy as elective course, review of the literature, needs analysis of individual and society, and internal consistency of the curriculum was determined as basic criteria in the evaluation based on stages of curriculum development. As a result of the examination and the evaluation it could be said that the scope and effectiveness of media literacy education decreased since it was elective course. Literature of media literacy hasn’t been investigated enough/thoroughly on the curriculum development process. Furthermore, it’s hardly to say that needs analysis of individual and society on media literacy education is sufficent. The curriculum has internal consistency in itself, but not in media literacy. All evaluations have been revealed that works of media literacy education must be dealt with again in Turkey.
UNESCO has provided important contributions in the attracting attention to and the development of media literacy education through its conference, symposium, seminar, research and publications which it organized and supported. The efforts... more
UNESCO has provided important contributions in the attracting attention to and the development of media literacy education through its conference, symposium, seminar, research and publications which it organized and supported. The efforts moved into the international arena with Grunwald Declaration on Media Education in 1982 came to a head with “Paris Agenda or 12 Recommendations for Media Education” in 2007. UNESCO continues to organize and support activities related to media literacy. In this study, the investigation of activities was aimed. Document analysis method has been applied and, the individual studies supported by UNESCO and the institutional studies organized by UNESCO have been examined. In fact, the latter has been more carefully considered to reveal its view on media literacy education. As a result of this investigation, it has been exposed that UNESCO had a systematic approach to media literacy education. The approach has been analyzed under the specific headings: “concept of media literacy”, “media literacy education” and “the guidelines on media literacy education (curriculum, teacher training, research and international cooperation)”. Especially the guidelines has provided important clues for states about how to process on media literacy education. In conclusion, either policy makers or researchers should know that UNESCO, as an actor, must be followed carefully for development of media literacy education.