Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Tayland dışında Güneydoğu Asya'daki (yani Asya'daki) tüm ülkeler yüzyıllar boyunca Japonya'nın, İngiltere'nin, Fransa'nın ve ABD'nin sömürgesiydi. Yüzyıllardır süregelen Batı sömürgeciliği, Afrika'da olduğu gibi, feodal yapıyı koruyup güçlendirerek, bölerek, etnik, dinsel çeşitliliği kullanarak sürekli istikrarsızlık yaratarak bölgenin ekonomik kalkınmasına engel olmuştur. .... Myanmar, istilalarla dolu bir geçmişe sahip Orta Çağ'ı andıran bir ülke. 19. yüzyılda Britanya İmparatorluğu tarafından birçok kez işgal edilmiştir. İngiltere bölgeyi Britanya Hindistanı'nın bir eyaleti olarak yönetiyordu. Japonya, 1941'de Myanmar'ı işgal etti. 1945'te Müttefik kuvvetler tarafından işgal edildi. Myanmar, Ocak 1948'de Birleşik Krallık'tan "bağımsızlığını" kazandı. İki yıl sonra, mağlup Çin Milliyetçi Partisi'nin (Kuomintang veya KMT) askeri kalıntıları tarafından işgal edildi. . ABD'nin müdahalesi de bu dönemde başladı.
2024 •
Sömürgecilik, geçmişte birçok toplumu etkileyerek postkolonyal ülkelerin devlet inşası süreçlerini şekillendiren önemli bir tarihsel olgu olarak öne çıkmaktadır. Bu bağlamda, postkolonyal ülkeler, sömürgecilik geçmişlerini geride bırakmalarına rağmen günümüzde hala sorunlarla boğuşmaktadırlar. Bu tezde, İngiliz sömürgeciliğinin Sri Lanka ve Myanmar'ın devlet inşası süreçlerinde ne derecede etkili olduğu ve her iki vakadaki devlet inşası süreçlerini nasıl şekillendirdiği araştırma sorusuna yanıt aranmıştır. Bu kapsamda, sömürgecilik ve devlet inşası kavramlarının teorik çerçeveleri aktarılmış, bu iki kavram arasındaki ilişkiler ortaya konulmuştur. Sömürgecilik kavramı; Batı sömürgeciliği, dekolonizasyon, sömürgecilik türleri ve İngiliz sömürge yönetim sistemleri açısından ele alınırken; devlet inşası kavramı ise kavramın teorik temelleri, başarı ölçütleri ve sömürgecilik faaliyetleriyle olan etkileşimi bağlamında irdelenmiştir. Çalışmanın Sri Lanka özelinde incelenen bölümünde; Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları'nın devlet inşası girişimleri, Sri Lanka İç Savaşı sonrası devlet inşası, güç paylaşımı ve yönetim biçimi tartışmaları ile "Sri Lankalılık" kimliği bağlamında ulus inşası değişkenleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Myanmar vakası odaklı bölümde ise etnik silahlı örgütlerin ve hibrit yönetişimin devlet inşasına etkileri, Tatmadaw askeri doktrini, Burma Birliği bağlamında devlet inşası, radikal Budizm'in yükselişi ve her iki ülkede ortak payda olan Budizm konuları incelenmiştir. Ayrıca bu çalışmada, alanının uzmanlarıyla yapılan mülakatlarla toplanan birincil kaynaklar, tematik analiz yöntemi ile sunulmuştur. Sonuç olarak bu çalışma, İngiliz sömürgeciliğinin Sri Lanka ve Myanmar'da bıraktığı mirasları anlamak ve iki ülkenin devlet inşası süreçlerini etkileyen bu mirasların günümüzdeki siyasi, kültürel ve toplumsal dinamiklere nasıl yansıdıklarının anlaşılmasına dair katkı sunmuştur.
TEMEL ALEMDAR, Emine, “Doğu Türkçesinde Kavram Alanı Olarak ‘Askerlik’ : Zafer-Nâme-i Emir Temür Örneği”, Türk Harp Dili ve Edebiyatı Sempozyumu Bildiri Kitabı, Ed. Emrah Bozok, Ahmet Metehan Şahin, Utku Işık, Hüseyin Körpe, ANKARA, TÜRKİYE, 21-22 Haziran 2022, s. 325-346.
Doğu Türkçesinde Kavram Alanı Olarak ‘Askerlik’ : Zafer-Nâme-i Emir Temür ÖrneğiTürk dili tarihinde 14. yüzyılın ikinci yarısında varlığını hissettirmeye başlayan ve 19. yüzyılın ikinci yarısı itibariyle yerini farklı boyların hâkimiyeti altındaki edebî dillere bırakan Doğu Türkçesi, 16. yüzyıl itibariyle Timürlü sülalesinin siyasî birliği zamanında Alî Şîr Nevâyi ile birlikte ortak yazı dili çerçevesinde kullanılmaya başlamış ve bu yazı dilinde pek çok eser ortaya konulmuştur. Bu makalede de Zafer-nâme-i Emir Temür adlı eserin Muhammed Ali İbn Derviş Ali Buhârî tarafından 1530-1531 yılları arasında Doğu Türkçesine yapılan tercümesi üzerinden, askerlik teriminin kavram haritası ortaya konulmaya çalışılacaktır. Nuruosmaniye Kütüphanesi’nde 2796 numarada kayıtlı bulunan Zafer-nâme-i Emir Temür toplam 319 varak ve ortalama 19 satırdan meydana gelmektedir. Eser, Emir Timür’ün doğumu ile başlamakta, hayatı boyunca yapmış olduğu seferlerin kronolojik anlatımıyla devam etmektedir. Zafer-nâme-i Emir Temür, Türk devlet ve askerî tarihi açısından önemli bir malzeme niteliği taşıyan söz varlığına sahiptir. Bu yazıda da Emir Timur’un askerî teşkilatı, disiplini ve ordu düzeni; kullanılan savaş aletleri, rütbe ve unvanlar, askerî birlikler vb. terimler üzerinden ele alınmaya çalışılacaktır. Öncelikle üst başlık olarak asker, askerlik, ordu ve savaşla ilgili tüm terimler tespit edilecek akabinde bu terimler kavram alanlarına göre tasnif edilerek öne çıkan terimlerin Türk dili tarihi sürecindeki seyri köken bilim açısından ele alınıp değerlendirilmeye çalışılacaktır.
2013 •
Cografi konum olarak Basra Korfezi kiyilarinda yer alan Kuveyt, ilk caglardan itibaren bircok devletin hâkimiyet sahasi icerisinde yer almis ve mucadelelere sahne olmustur. 16. yuzyilda Osmanli Devleti’nin hâkimiyetine giren Kuveyt, bu donem icerisinde en huzurlu donemini yasamistir. Ancak Osmanli Devleti’nin guc kaybetmeye basladigi 19. yuzyila gelindiginde bu bolge somurgeci guclerin catisma sahasi haline gelmistir. Devrin buyuk somurgeci guclerinden biri olan Ingiltere, Basra Korfezi’ne ve dolayisiyla da Kuveyt’e hâkim olabilmek amaciyla Osmanli Devleti ile mucadele icerisine girmistir. Ingiltere, ayni zamanda onemli bir liman merkezi olan Kuveyt’e pes pese ticari sirketlerini kaydirmis, ote yandan Kuveyt’e tamamen hâkim olabilmek amaciyla Arap kabileleri arasindaki catismalardan istifade etmenin yollarini aramistir. Diger Arap Şeyhliklerine karsi surekli olarak Kuveyt Şeyhlerini destekleyen Ingilizler, sozde bagimsizlik vaatleriyle Kuveyt’i Osmanli Devleti’nden ayirmayi basarmis...
Bu bildiride günümüz Ankara’sında “Cumhuriyet’in Mimari Mirası” nın planlama aracılığı ile korunmasına yönelik olarak yapılan planlama çalışmaları özetlenecek, Cumhuriyet’in “Mimari Mirası” nın korunmasına yönelik olarak “Planlama Aracılığı İle” yapılması gerekli çalışmalar önerilecektir.
Uluslararası toplum çok dinamik bir yapıya sahiptir. Devamlı şiddet ve savaşa eğilim vardır. Birleşmiş Milletler örgütü, bu olumsuz durumu bir nebze engelleyebilmek için, uluslararası hukuka “kuvvet kullanma yasağı” adı altında çok önemli bir ilke kazandırmıştır. Ancak uygulamaya bakıldığında, söz konusu yasağın tam olarak hayata geçirilemediği görülmektedir. Bunun en önemli sebeplerinden birisi, “misilleme”, “zararla karşılık” ve “karışma” olarak ortaya çıkan savaşa varmayan kuvvet kullanma yollarının, uluslararası hukuka uygun olup olmadığı hususunda tam bir görüş birliğinin sağlanamamış olmasıdır. Misilleme yöntemi, kuvvet içermediğinden dolayı söz konusu kuvvet kullanma yasağına aykırılık teşkil etmez. Zararla karşılık yöntemlerinin birçoğu kuvvet kullanma eylemleri bulundurur. Bu bakımdan kuvvet kullanma içeren zararla karşılık eylemleri uluslararası hukuka aykırıdır. Karışma yöntemi ise, egemen ve bağımsız devletlerin içişlerine karışmama ilkesine aykırı olmasına rağmen, insani gerekçelerle yapılan müdahalelerin uluslararası hukuka göre uygun olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.
Gagauz Türkleri hiç şüphe yoktur ki büyük Türk milletinin en müstesna topluluklarından biridir. Dilleriyle, inançlarıyla, kültürleriyle Gagauzlar yıllara meydan okumuş ve kimliklerini muhafaza edebilmişlerdir. Hayli uzun yıllar varlıklarından dahi haberdar olunamayan Gagauzlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin raporlarına 1930’lu yıllardan itibaren girmeye başlamışlardır. İlgili yıllarda farklı büyükelçilik raporlarıyla devlet erkânına Gagauzlar hakkında bilgi verilmiştir. 1932’den itibaren ise Cumhuriyet ve Ulus gazetelerinde ilk defa Gagauzlar Türk toplumuna takdim edilmiştir. Zaman içerisinde Gagauzlara dair bilgiler arttıkça Türk Devleti’nin ve milletinin de onlara teveccühü ziyadeleşmiştir. Özellikle Hamdullah Suphi Tanrıöver’in gayretleri çok önemlidir. O, Gagauzları Türkiye’ye getirmek için çok çaba sarf etmiştir. Ancak hiç beklemediği bazı sorunlarla karşılaşmış ve çetin bir mücadeleye girişmiştir. Çalışmada titiz bir taramayla Hamdullah Suphi Tanrıöver’in bilinmeyen gayretlerine yer verilecektir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Music Reference Services Quarterly
What Goes On: The Beatles, Their Music, and Their Time2020 •
Akıldışı ama Öngörülebilir
Akıldışı ama Öngörülebilir Kitabı İnceleme Raporu2008 •
2013 •
Saude E Sociedade
Placer, transformación y tratamiento: uso de las medicinas alternativas para problemas emocionales en la Ciudad de México2013 •
Article
Occupational Injuries among Health Care Workers in Selected Hospitals in Ogbomosho, Oyo State2024 •
Journal of Retailing and Consumer Services
“Curated subscription commerce: A theoretical conceptualization”2019 •
MATEC Web of Conferences
Superficial hardened layer of cut surface by turningJOURNAL OF AGRISEARCH
Evaluation of different Rabi Onion Varieties under Bihar Conditions