e-ISSN 2458-9519
Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi
Journal of Ottoman Civilization Studies
Cilt 5, Sayı 9, Ekim 2019 & Vol 5, No 9, October 2019
©2019 Telif Hakkı OSMED’e aittir
DOI: 10.21021/osmed.581803
Makale Türü: Araştırma Makalesi
Article Types: Research Article
Geliş Tarihi & Received: 24.06.2019
Kabul Tarihi & Accepted: 30.09.2019
OSMED, 2019, 5(9): 150-164
Osmanlı Devleti’nde İstanbul ve Çevresindeki Sahillere Yapılmaya Başlanan Deniz Hamamları
Sea Baths Started Construct in Coasts of Istanbul and the Surrounding Area in the Ottoman Satate
Derya Geçili
Öz
Türklerin dünyanın en temiz insanları olduğu bilinmektedir. Günlük yaşamlarında temizliklerine son derece düşkün
olduklarından sık sık yıkanma ihtiyacı hissetmişlerdir. Osmanlı Devleti’nde, Türk dünyasındaki bu temizlik bilincinin
etkisi ile halkın faydalanabilmesi için sahil kenarlarına kapalı plajlar yapılmıştır. Deniz hamamı olarak adlandırılan
kapalı plajlar hakkında nizamname hazırlanarak idareleri ile kullanılmaları kontrol altına alınmıştır. Bu nizamname
ile deniz hamamlarının dışında denize girilmesi yasaklanarak sahil ve denizin kirliliğine engel olunmaya çalışılmıştır.
Deniz hamamlarının inşaları ve idareleri ihale edilerek yaz başlarında kurulmuş ve sonbaharda ise kapatılmışlardır.
Ayrıca, hamamların işletilmeleri amacıyla şirketler açılarak düzenli bir şekilde halkın faydalanmasına dikkat
edilmiştir. Aşağıda, İstanbul ve çevresindeki deniz hamamlarının açılmaları ve işletilmeleri süreci anlatılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Deniz, Sahil, Hamam, Plaj, Şirket, İdare.
Abstract
It is known that Turks are the cleanest people in the world. As they were extremely fond of cleaning in their daily
lives, they often felt the need to wash. In the Ottoman Empire, with the effect of the cleaning consciousness in the
Turkish World, closed beaches were built for the public to benefit along the coastline. The regulations regarding the
closed beaches called as the sea baths were prepared and their use and their administrations was taken under control.
With this regulation, it was tried to prevent the pollution of the coasts and the seas by prohibiting entering the sea
apart outside of the sea baths. The constructions and administrations of the sea baths were tendered in summer and
closed in the autumn. In addition, the companies were opened to operate the baths to ensure the public was benefiting
from the baths regularly. Below, the opening and administration of the sea baths in and around Istanbul is explained.
Keywords: Sea, Beach, Bath, Coast, Company, Administration.
(Öğr. Gör. Dr. Derya Geçili); Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, degecili@hotmail.com; ORCID: orcid.org/00000002-1579-9578
Kaynak Gösterme: Geçili, D. " Osmanlı Devleti’nde İstanbul ve Çevresindeki Sahillere Yapılmaya Başlanan Deniz
Hamamları". Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi, 5 (2019): 150-164.
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
Giriş
İnsan vücudunun temizlik amacıyla su, buhar veya gaz içine girmesine genel anlamda banyo
denilmiştir. Su banyoları, soğuk su, sıcak su, deniz suyu ve maden suyu gibi içine bir takım faydalı
maddeler bulunan sularla yapılmaktadır.1 Eski uygarlıkların yaşamlarına bakıldığında ruhsal
rahatlama ve vücut temizliği amacıyla banyo ve hamama ilgili oldukları görülmektedir. Hintliler
Ganj, Asurlular Fırat, Mısırlılar Nil nehrinin mukaddes olduğunu düşünerek senenin bazı
günlerinde bu nehirlerde yıkanır ve kendilerini günahlarından arınmış farz ederlerdi.2 Museviler
yine aynı gaye ile hamamlar yapmışlardı. Romalıların da deniz, nehir veya matbah yanında
Lavatrina’da yıkandıkları bilinmektedir.3 Türk kültüründe ise yıkanma, zamanla yeni anlamlar
kazanarak toplumsal bir alışkanlık olmuştur.4 Türklerin temizliğe oldukça önem verdiklerine dair
bazı kanıtlar vardır. Pabuçlarını evlerine girmeden önce çıkarır, köpek, tavuk ve başka
hayvanların, yemek yenilen yerlere girmelerine engel olurlardı. Anne ve babalarının özenle baktığı
Türk bebeklerinin beşiklerinin altında delikler bulundurularak pis suyun akması sağlanırdı.
Türklerin temizliğe düşkün olduklarının asıl önemli kanıtı ise hamamlardır. Hamamlar, suların
hararet derecesine göre sıcak ve soğuk olmak üzere sınıflara ayrılmıştır. Sıcak hamamların suları
santigrat hesabıyla 35-40 derecede olup sağlık ve temizliğe hizmet etmektedir.5 Sıcak su
hamamlarından başka bir de günümüzde plaj, sahil olarak adlandırılan soğuk su hamamları
yapılmıştır. “Derya hamamı” da denilen soğuk su hamamlarının hangi tarihte ortaya çıktığı
bilinmemektedir. Soğuk su hamamlarının en çok tercih edilenleri sıfır derece ile yirmi derece
arasında bulunan deniz hamamlarıdır.6
Osmanlı Devleti’nde çok eski tarihlerden beri denize girilmiş olsa da deniz hamamlarının ilk
örneklerinin on dokuzuncu yüzyılın ikinci çeyreğinde Çardak İskelesi ile Salıpazarı ve Kumkapı
sahillerinde açıldığı tahmin edilmektedir.7 İstanbul, Karadeniz ile Marmara denizi arasındaki
akıntılar ve akşamüstleri esen rüzgârların etkisiyle deniz hamamları için dünyanın en güzel
yerlerinden biri olmuştur. Ayrıca, Marmara denizi birçok toprak ve iklimle temas eden rüzgârlar
vasıtasıyla oluştuğu için deniz suyu, az çok maden sularına benzerlik göstermiştir. Bu yönü ile
İstanbul’da deniz banyosu adeta bir çeşit maden suyu banyosu anlamına gelmiştir.8 İstanbul’da
beldelerin nüfus yoğunluğuna göre hamamların sayısı da zamanla artmaya başlamıştır. Bazı
mahallerde erkekler ve kadınlara mahsus ayrı ayrı deniz hamamları açılsa da bazı mahallerde bir
gün içinde sabah erkeklere, öğleden sonra ise kadınlara tahsis edilen hamamlar olmuştur.
Doktor Hanri Duvil, Yanbolulu Mustafa Şevki, Deniz Hamamları, Hıfz-ı Sıhha Kütüphanesinden, İzmir 1324 (1908),
s.11.
2
Fikret Yegül, Roma Dünyasında Yıkanma, Koç Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2011, s. 9.
3
Kemal Ahmet Aru, Türk Hamamları Etüdü, İstanbul 1949, s.10.
4
Elif Şehitoğlu, Bursa Hamamları, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, s.1.
5
Metin And, Türk Hamamının Kültürümüzde ve Sanatımızda Yeri ve Önemi, Ulusal Kültür Dergisi, Sayı 5, 1979, s. 8.
6
Korvet Tabibi Beşiktaşlı Selahaddin Ali, Deniz Hamamları ve Denizde Banyo, Banyoların Tesirât-ı Şifâiye ve Kavâidi
Sıhhiyesi İstihmâmın Sûreti İcrâsındaki Şerâit-i Sıhhiye, Ay Yıldız Matbaası, İstanbul 1334 (1916), s. 6. Soğuk su banyoları
sıfır derece ile 25 santigrat derece, ılık su banyoları 25 ile 30 santigrat derece, sıcak su banyoları 30 derece ile 40
santigrat derece arasında olmaktadır.
7
Mustafa Armağan, Gündelik Hayatın Renkleri, Büyükşehir Belediyesi Yayınları, İstanbul 1997, s. 14.
8
Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, Ale’l-Cildiye ve Efrenciye Muallimi Hüseyin Huluki, Deniz Hamamları (Kimler Girebilir?),
Mahmud Beğ Matbaası, İstanbul 1310 (1893), s. 12.
1
www.osmanli-medeniyeti.com
151
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
İstanbul’da deniz hamamları hakkında nizamname ve layihalar hazırlanarak halkın
faydalanabilmesine dikkat edilmeye çalışılmıştır. 9
1.
Deniz Hamamlarının Özellikleri
Yüzyıllardır insan sağlığının dışarıdan gelen zararlı tesirlere karşı korunabilmesi için deniz
suyu ve havasından faydalanılmaktadır.10 Deniz havası, kara havasından daha saf ve temiz olmakla
beraber vücut kuvvetini ve iştahını artırmaktadır. Denize girilir girilmez soğuk su, damarlar,
sinirler ve cilt üzerine tesir ederek bütün bedende bir titreme ile ürperme meydana gelir. Bu durum
kanın, soğuğun tesiri altında bedenden merkeze hücumundan kaynaklanmakta ve genel bir
soğukluk hissi ortaya çıkmaktadır. Bir süre sonra kan yavaş yavaş merkezden çevresine hücum
etmeye başladığı için nabız ve teneffüs kötüleşerek rengi uçmuş olan ciltte ise kızarma meydana
gelir.11 Bedenin her noktasında el ve ayak parmaklarına kadar giden kanın soğuk suyun tesiriyle
merkeze gitmesi, cildin soluk bir renk alması durumuna amel aksiyon tesir denilmektedir.12 Soğuk
su ile vücutta rahatlık hissi ortaya çıkar. Ancak, deniz hamamlarının halk sağlığına aykırı ve
tehlikeli yönleri de vardır. Burada yıkanıp dışarıya çıkıldığı zaman özellikle kış mevsimi ise soğuk
algınlıkları, zatürre gibi hastalıklar görülebilir. Çünkü hem soğuk su ve hem de soğuk hava, bedeni
olumsuz yönde etkileyebilir. İnsanların zarar görmemeleri için denizin sabit bir sıcaklıkta
bulunduğu zamanlarda uygun kıyafetleri tercih etmeleri gerekir.13 Diğer önemli konu ise taharet
ve nezafet için girilen deniz hamamlarında ölüm olaylarının yaşanabilmesidir. 1900’lü yıllarda
denize girme mevsimi geldiği zaman gazetelerin ilk sayfalarında vefat kelimesine çok fazla
rastlanırdı. Bunun en önemli nedeni maddi durumu iyi olmayanların ve çocukların açıkta ve
güvenli olmayan sahillerde denize girmeleridir. Böylece, boğulmalar ile hava cereyanından dolayı
soğuk algınlıkları oluyor, ayrıca açıkta denize girenlerin elbise ve paraları çalınıp zor durumda
kalabiliyorlardı.14
2.
İstanbul’da Deniz Hamamlarının İnşa Edilmeleri
Deniz hamamlarının halkın rahatlıkla ulaşabileceği merkezi yerlerde bulunması gerektiğinden
bu gibi mahaller oldukça sınırlı olmuştur. Deniz hamamları için sahil ve kumsalın berrak, düz ve
geniş, rüzgâr ile güneşin etkisinin az olduğu, derinlik, sazlık, kayalık ve deniz akıntısının olmadığı
yerler tercih edilmiştir. Ayrıca, deniz suyunun ve sahilin oldukça temiz olmasına da önem
verilmiştir. Bunun en büyük nedeni lağımların denize dökülmesi sonucunda çöp ve pisliğin denizi
ve sahili kaplamasından kaynaklanıyordu.15 Denizin insan vücudunda meydana getireceği etkilerle
birlikte sahil ve limanlardaki deniz sularına karadan dökülen nehir, sel, bulaşık ve lağım sularından
dolayı zararlı bakteriler ortaya çıkabiliyordu.16 Denize karışan bu zararlı maddeler ve bakteriler
sonucunda dizanteri, kolera, tifo gibi bir takım bulaşıcı hastalıklar da etrafa yayılabiliyordu. Bu
Hüseyin Huluki, a.g.e., s. 42.
Doktor Esad Arif, Hamam ve Usûlü İstihmâm, Mehran Matbaası, İstanbul 1306 (1889), s. 4.
11
Hüseyin Huluki, a.g.e., s. 43
12
Selahattin Ali, a.g.e., s. 14.
13
Hüseyin Huluki, a.g.e., s. 49.
14
Selahattin Ali, a.g.e., s. 18.
15
Hüseyin Huluki, a.g.e., s. 48
16
Hüseyin Huluki, a.g.e., s. 46
9
10
www.osmanli-medeniyeti.com
152
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
gibi yerlerde değil deniz hamamı inşa etmek ikamet edilmesi dahi uygun değildi. Bunun için
tabipler ve genel sağlık müfettişleri, hamam yapılacak yerlerde incelemeler yapıyorlardı.17
Gerek deniz havası ve gerekse deniz banyosunun sağlık için faydalı olmasından dolayı
İstanbul sahillerinde deniz hamamlarının açılmasına karar verilmişti. 18 Bunun için Tıbbiye-i
Mülkiye Nezareti tarafından deniz hamamları hakkında bir layiha hazırlanmıştı.19 Deniz
hamamları açılırken dikkat edilmesi gereken sağlık konuları ve alınması gereken önlemler bu
layihada açıklanmıştı. Böylece, İstanbul sahilleri kontrol altına alınarak deniz hamamları dışında
denize girilmesi yasaklanıyordu.20 Ayrıca, halkın sağlıklı bir şekilde denize girebilmesi için deniz
hamamlarının nerelere açılmasının uygun olduğu hakkında incelemeler yapılmıştı. İstanbul’da
küçük Ayasofya civarında, Kumkapı ile İki Kapı arasında ve Samatya’da halk denize
girebiliyordu. Fakat bu mevkilerdeki lağımlar, tamamen denize döküldüğü için denizi çok kirli bir
hale getiriyordu. Ayrıca, şiddetli lodos görülmesi de halkın sağlığını tehdit eden diğer bir konuydu.
Yedikule ve Makriköy çevresindeki lağımlar uzaklara aktığı için bölge oldukça temiz, deniz kenarı
da kumsaldı.21 Haliç sahili ise deniz hamamı için uygun bir yer değildi, sular oldukça kirli
olduğundan çeşitli hastalıklar görülüyordu. Boğaziçi’nin Anadolu kıyısında Üsküdar’ın Balaban,
Çubuklu, Kanlıca, Göksu tarafları yerleşime elverişli olmadığından deniz hamamlarına izin
verilmemişti. Kadıköy dışında Maltepe’ye kadar olan diğer sahiller sağlık şartlarına uygundu.
Rumeli sahilindeki Beşiktaş, Ortaköy, Bebek ve İstinye koyları ise hamamlar için uygun yerler
değildi. Boğaziçi sahilinde deniz hamamına ihtiyaç duyulursa Arnavutköy tarafına yapılabilirdi.
Adalar, hem hava değişikliği hem de temiz olmasından dolayı deniz hamamı için oldukça müsait
bir mahaldi.22
Bu incelemeler sonunda Ortaköy, Kabataş, Üsküdar, Çengelköy, Tarabya, Yeniköy, Salı
Pazarı, Davud Paşa, Çatladıkapı, Yenikapı, Ahırkapı, Üsküdar, Ayazma İskelesi, Heybeliada,
Kuleli, Beykoz, Yeni Mahalle, İstinye, Kuruçeşme, Kumkapı, Samatya, Mukri Köy ve
Ayastefanos’ta biri erkeklere ve biri de kadınlara mahsus olmak üzere ikişer ve Moda Burnu,
Beylerbeyi, Eski köprü, Paşabahçe ve Hamam iskelesinde yalnız erkekler için birer tane Liman
İdaresi tarafından hamam yapılmasına karar verilmişti. Bir süre sonra deniz hamamlarından Türk
halkının oldukça memnun kalması üzerine sayıları çoğalmaya başlamıştı. İstanbul, Kadıköy ve
boğaz içinde sahillerin uygun yerlerinde erkek ve kadınlara ayrı olmak üzere yirmi bir adet hamam
inşa edilmişti.23 Böylece hamamların dışında kıyılarda denize girilmesi kesinlikle yasaklanıyordu.
Deniz hamamlarının nizama uygun bir şekilde inşaları yapıldıktan sonra bir veya iki sene için
idareleri şehremâneti tarafından ihale edildi. Böylece, nizamname ve talimatnamelere uygun bir
şekilde ve verilen ruhsata göre işletilmeye başlamışlardı.
Celal İsmail, Deniz Havası ve Hamamları, Maarif Nezareti Celilesinin Ruhsatıyla Tab’ Olunmuştur, İstanbul Sultan
Hamamı, 1317 (1902) s. 6.
18
Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Şûra-yı Devlet (ŞD), No: 675/43-1, Tarih: 13 Ramazan 1288 (26 Kasım 1871).
19
Deniz Müzesi Arşivi (DMA), Limanlar, No: 9/34.
20
BOA, ŞD, 675/43-2.
21
Selahattin Ali, a.g.e., s.44.
22
Hüseyin Huluki, a.g.e., s. 45.
23
BOA, ŞD, 675/43-15, 13 Ramazan 1288 (26 Kasım 1871).
17
www.osmanli-medeniyeti.com
153
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
Resim 1: Deniz Hamamı24
İstanbul ve çevresine deniz hamamı yapılacak mahaller her sene inşasından iki ay önce
belediye idareleri tarafından gazetelerle ilan edilirdi.25 Belediye idareleri, deniz hamamlarının
inşası için hazırlanan haritalara riayet etmek zorundalardı. Örneğin; deniz akıntısının çok fazla
olduğu sahillerde deniz hamamlarına izin verilmiyordu. Taşlık, uçurum bulunan ve dört
kademden26 fazla derinliği olan yerlerde deniz hamamlarının havuzları ızgaralı ve güvenli
olmalıydı.27 Deniz hamamlarının deniz akıntısı olan sahillere yapılması da yasaktı. Deniz
hamamları, suya dayanıklı çürümez keresteden ve yaz mevsimi sonunda bozulup toplanacak
şekilde yapılıyordu. Mevsimine göre hamamların bozulup kırılan keresteleri değiştirilirdi.
Deniz hamamları büyüklüğüne göre üç çeşit oluyordu. Umum ya da genel halk hamamlarının
boyları kırk ve genişlikleri yirmi dört metre idi. Bu hamamların otuz adet loca, havuzun etrafında
ve locaların önünde gezinti yerleri ve kahvehaneleri bulunuyordu. Diğer deniz hamamlarının boyu
otuz iki ve genişlikleri yirmi iki metre olup özel olarak yirmi adet loca, bir kahvehane ile erkek ve
kadınlar için ayrı tuvaletleri bulunuyordu.28 Bu hamamlardan Kadıköy, Büyükada ile
Büyükdere’de ikişer tane inşa edilmişti. Üçüncü deniz hamamlarının havuzlarının boyu on sekiz
ve genişlikleri ise on arşındı.29 Deniz hamamlarının bir tarafı İstanbul’a, diğer tarafları ise boğaz
içine doğru bakıyordu.30 Hamamların akıntılı bir mahale yapılabilmesi için bir tarafının derinliği
24
www.aura-İstanbul.com.tr.
BOA, ŞD, 675/43-5.
26
1 Kadem: 30,38 cm.
27
BOA, ŞD, 675/43-4.
28
BOA, ŞD, 675/43-16.
29
BOA, ŞD, 675/43-18.
30
BOA, ŞD, 675/43-25.
25
www.osmanli-medeniyeti.com
154
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
iki arşın, diğer tarafının ise altı arşın olup kenarlarındaki parmaklıkların da iki arşın derinliği
bulunması gerekiyordu.31
2.1.
İdareleri
Şehremâneti tarafından deniz hamamlarının idaresi ve diğer konularla ilgili Tıbbiye Mülkiye
Nezareti tarafından düzenlenen nizamnamenin yeterli olmadığına dair Şura-yı Devlet’e yazı
gönderilmişti.32 Bu yazıda deniz hamamlarının tesisi, idaresi, giriş ücreti ile hamamların dışında
denize girilmesine engel olabilmek için alınacak tedbirler hakkında etraflı bir nizamname
hazırlanması talep ediliyordu.33 Tıbbiye-yi Mülkiye Nezareti tarafından bu konuda incelemeler
yapılarak deniz hamamları hakkında düzenlemeler yapılmasına karar verildi. 34 Deniz
hamamlarının tesisi, idaresi ve diğer konularla birlikte belediye idareleri tarafından karşılanması
gereken ihtiyaçlar hakkında on iki maddelik yeni bir nizamname hazırlanmıştı.35 Bu nizamnamede
sonradan bazı değişiklikler yapılarak uygulamaya konulmuştu.36
Deniz hamamları, kurallara uygun şekilde inşaları tamamlandıktan sonra idareleri bir veya iki
sene kadar şehremâneti tarafından açık artırma ile taliplere ihale edilirdi. Umumi deniz hamamları
bazı yerlerde birer ve bazılarında ise ahalinin sayısına göre biri kadınlar diğeri erkekler için olmak
üzere iki tane inşa ediliyordu. Bazı hamamlara sabahları saat üçe kadar erkekler, üçten dokuza
kadar kadınlar ve dokuzdan sonra da yine erkekler kabul ediliyorlardı. Ancak, hamam vakitleri
belirli olsa da adaba aykırı bir takım hal ve hareketlerin meydana gelmesi de mümkündü. Bu
nedenle kadınların denize girebileceği uygun yerlerde hamamların mutlaka iki tane açılması uygun
bulunmuştu. Sadece kadın ve erkekler için ayrı bir şekilde hamamların birbirlerinin seslerini
işitmemeleri için birbirlerinden oldukça uzakta olmaları gerekiyordu.37 Deniz hamamlarında özel
localarda denize girenlerden deniz takımlarını ister hamamdan alsın isterse almasın üç akçe, genel
deniz hamamlarında ve hamama ait banyo takımını kullananlardan iki ve kendi hamam takımını
kullananlardan birer kuruş alınırdı. Sadece, subaylar, mülazım yüzbaşılar ile küçük çocuklar bu
ücretlerin yarısını, çavuş ve askerler ise onar para ödüyorlardı.38
Deniz hamamlarına görevlendirilen mübaşirler, kadın ve erkeklerin bulundukları yerleri
kontrol altında tutuyorlardı. Bu görevlilerin maaşları doğrudan deniz hamamları hasılatından
karşılanırdı. Bu mübaşirler, deniz hamamlarında güvenliğin sağlanması sırasında meydana gelen
tehlikeleri gerekli yerlere bildiriyorlardı.39 Her bir hamam için maaşları hamamların gelirlerinden
ödenmek üzere şehremânetinden bir de çavuş görevlendiriliyordu. Bunlar, hamamda kurallara,
genel adaba aykırı hal ve hareketler meydana gelmemesine çalışırlardı.40 Hamamlarda
kullanılması için numuneye uygun olarak kısa don, peştamal, çamaşır, havlu, örtü bulundurulmuş,
lüzumu kadar giyinme ve soyunma (loca) yerleri yapılmıştı. Hem peştamalları giyinmeyi ve
çıkarmayı öğretmek hem de yüzme bilmeyenlere yardımcı olmak üzere bir de yüzme muallimi
BOA, ŞD, 675/43-19; Deniz hamamlarının boyu ve genişliği ile değişiklikler yapılabilirdi.
BOA, ŞD, 675/43-13.
33
BOA, ŞD, 675/43-6, 11 Zilhicce 1289 (9 Şubat 1873).
34
BOA, ŞD, 675/43-10.
35
BOA, ŞD, 675/43-9.
36
BOA, ŞD, 675/43-8, 6 Safer 1287 (8 Mayıs 1870).
37
BOA, ŞD, 675/43-21.
38
BOA, ŞD, 675/43-17.
39
BOA, ŞD, 675/43-23.
40
DMA, Envanteri (Env), 1901-50, ŞUB-53/96-B, 24 Şevval1318 (14 Şubat 1901).
31
32
www.osmanli-medeniyeti.com
155
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
görevlendiriliyordu. Deniz hamamlarında yaşanabilecek boğulma tehlikelerine karşı bütün
görevliler, kontrollü hareket ediyorlardı.41 Deniz hamamlarında çeşitli yiyecekler ve meyve suyu,
limonata gibi meşrubatlar satılabilirdi. Ancak, deniz hamamları nizamnamesinin on ikinci
maddesine göre alkollü içecekler ve zararlı yiyeceklerin satılması kesinlikle yasaktı. Sarhoş ve
edepsiz şahıslar, hamamlara kabul edilmiyor ve denize girmelerine asla izin verilmiyordu. Bu
kurallara aykırı hareket edilmesi durumunda konu hakkında hemen cezai işlemler başlatılırdı. 42
Denize girmek için kullanılan elbiselerin insanları serin tutması gerekirdi. Osmanlı erkekleri,
denize girmek için kullandıkları peştamalların sıkı olması nedeniyle deniz suyu ile doğrudan
temasta bulunulurdu. Kadınların, denize bir örtü ve kostüm ile girmeleri uygun bulunduğu için
bunlar ceket ile don giyerlerdi. Böylece, kadın cildinin inceliği nedeniyle kadınların bir yosun veya
herhangi bir şeyden etkilenmemesine çalışılırdı. Her nerede olursa olsun halk mevsiminde denize
girmeğe mahsus olan mayolarını hazırlayarak hamamlara gitmeye başlardı. Deniz banyosu
yapacak kimse mevsimine göre hareket etmeliydi. Kış mevsimine nispeten doğal olarak sıcak
mevsimler, denize girmeğe daha müsaitti. Kışın deniz suyu çok soğuk olduğu için hastalığa
yakalanma olasılığı daha fazlaydı. Haziran ayının on beşinden başlayarak Eylül ayının sonuna
kadar devam eden süre denize girmeğe en müsait zamanlardı. Bu zamanlarda ortalık ısındığından
denizden istifade edilebilirdi. Temmuz ayında hava ve deniz suyu iyice ısınmağa başlayarak
Ağustos’ta ise hararet son dereceyi buluyordu. Eylül ayında hararet yavaş yavaş azalarak sular
soğumağa başlardı. Senenin en sıcak mevsimi ortalama olarak 60, 70 günden ibaret olduğundan
deniz banyosu da bu zamanlarda yapılırdı.43
2.2.
İstanbul Hususi (Özel) Deniz Hamamları (Havuzlar)
Boğaz içi ve diğer mahallerdeki yalıların yanına veya önüne yapılacak özel deniz hamamları
için kereste ve diğer malzemelerle ilgili bir sınırlama getirilmemişti. Özel deniz hamamlarını
herkes istediği ve talep ettiği şekilde yapabilirdi. Sadece, deniz hamamlarının tabanlarına mutlaka
tahta döşenerek dört tarafında parmaklığı bulunduğu halde bir buçuk arşından fazla derinlikleri
olmayacaktı. Yalılara mahsus hamamların derinliği, iki buçuk kademden fazla olup kumluk yerde
olmamaları halinde ise genel hamamlar gibi altlarında ızgara bulunması şarttı. Bu hamamların,
şehremânetine bildirilerek kurallara uygun olarak inşa edildiklerine dair ruhsat tezkeresi almaları
zorunlu tutulmuştu.44 Bu kurallara uygun olarak inşa edildikleri takdirde ruhsatları hemen
veriliyordu. Ancak, kararlara aykırı davranarak uygunsuz bir şekilde hamam inşa edenlerden para
cezası alınarak, aynı zamanda nizama aykırı hareket ettikleri için haklarında dava açılırdı.45
Kurallara uygun olarak yapılan hamamların mahalleri, sayıları ve çeşitleri;
İstanbul Deniz Hamamları
Kadıköy
Kadın
Erkek
1
1
Büyükada
1
1
Büyükdere
1
1
Beşiktaş
1
1
BOA, ŞD, 675/43-7.
BOA, ŞD, 675/43-24.
43
Hüseyin Huluki, a.g.e., s. 49.
44
BOA, ŞD, 675/43-20.
45
BOA, ŞD, 675/43-12.
41
42
www.osmanli-medeniyeti.com
156
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
Salaçka
1
1
Beylikte
1
1
Kabataş
1
1
Moda Burun
1
-
Üsküdar
1
1
Beylerbeyi
1
-
Çengelköy
1
1
Tarabya
1
1
Yeni Köprü
1
1
Eski Köprü
1
-
Çatladı Kapı
1
1
Yeni Kapı
1
1
Ahır Kapı
1
1
Üsküdar Ayazma İskelesi
1
1
Heybeliada
1
1
Kuleli
1
1
Beykoz
1
1
Yeni Mahalle
1
1
İstinye
1
1
Kuru Çeşme
1
1
Kumkapı
1
1
Samatya
1
1
Hamam İskelesi
1
-
Makri Karyesi
1
1
Ayastefanos
1
1
Ortaköy
1
1
Salı Pazarı
1
1
Paşabahçe
1
-
Davud Paşa
1
1
Toplam
53
Tablo 1: İstanbul’da Açılan Erkek ve Kadın Hamamları
2.3.Deniz Hamamları Envaim Şirketi
Rüsum-ı Belediye Kanunu’nun dördüncü maddesine göre yıkanma yerlerinin inşa
edilebilmesi için belediyeden ruhsat alınması gerekiyordu.46 Ayrıca Deniz Hamamları
Nizamnamesinin birinci maddesine göre bunların inşa, idare ve açık artırma ile satılabilmesi hakkı
46
BOA, DH.UMVM, 89/12-3-1.
www.osmanli-medeniyeti.com
157
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
da şehremânetine aitti.47 İstanbul’da sıcak ve soğuk su hamamları ile deniz banyoları için48 gerekli
yerleri kiraladıktan sonra inşa etmek ve işletmek üzere İttifak-ı Alyans Hamamları Osmanlı
Anonim Şirketi kurulmuştur.49 Antuvan Abdullah Efendi ile David Vilademir Mirmiroğlu Efendi
tarafından işletilecek deniz hamamı için izin alınması gerekiyordu.50 Osmanlı Envaım Şirketinin
Nizamnamesi, şehremâneti tarafından incelenerek deniz hamamı için ruhsat verilmesi uygun
bulunmuştu.51 Şirket, sıcak ve soğuk su genel deniz hamamları nizamnamesine uygun olarak
hazırladıkları layihalarını şehremânete sunmuştu.52 İttifak-ı Alyans Hamamları Osmanlı Anonim
Şirketi Nizamnamesi, belediye encümeni tarafından incelenerek 26 Haziran 1922 tarihinde kabul
edilmiştir.53
2.4.I. Dünya Savaşından Sonra Florya’da Açılan Deniz Hamamı
I. Dünya Savaşı’ndan sonra İtilaf Devletleri tarafından İstanbul işgal edilmişti. İtilaf
Devletleri, işgal sırasında askerlerini ülkelerinden çok uzak topraklarda tutabilmenin yollarını
aramışlardı. Kısacası, İtilaf Devletlerinin askerlerin gönüllerini avutacak bazı yollar bulmaları
gerekiyordu. Aynı zamanda Milli Mücadeleye başlayan Türk ordusunu manevi olarak da imha
etmek istemişlerdi. Böylece, kadın ve erkeklerin beraber denize girebilmeleri için Florya’da deniz
hamamı açıldı. Milli Mücadele sırasında deniz hamamında işgal kuvvetlerinin askerleri ile
kadınlar karışık olarak denize girmişlerdi. Florya deniz hamamı, işgal boyunca açık kalmış ama
İtilaf Devletleri, Türk topraklarını terk ederetmez bu deniz hamamı hemen kapatılmıştı. İtilaf
Devletlerinin Türk topraklarını tamamen terk etmesinden sonra deniz hamamının tekrar açılması
için bazı çalışmalar yapılmıştır. Buna engel olmak için eski kaymakam vilayete müracaat etmiştir.
Ancak, hamamın tekrar açılacağı gazetelerde yayınlanarak ilan edilmiştir. Sadece, erkeklerle
birlikte denize girmek istemeyen kadınlar olduğu için ayrı bir deniz hamamı açılması talep edilmiş
fakat yeni açılan hamam yine hem kadın hem de erkekler için olmuştur.54
2.5.Bahriye Mektebi için Yapılan Deniz Hamamı
Bahriye Mektebi talebelerinin yaz mevsiminde yıkanabilmeleri amacıyla deniz hamamı inşa
edilmesine karar verilmişti. Bu hamam, mektep içinde öğrencilerin soyunup giyinebilmeleri için
otuz kadar loca ile büyük bir havuzdan oluşacaktı. Hamamın inşası ve teferruatı görüşüldükten
sonra hemen inşaata başlanması hakkında Bahriye Nezareti tarafından inşaat müdüriyetine emir
verilmişti. Bu emir üzerine Bahriye Mektebi Müdürü deniz hamamının inşa edilmesi için
hazırlıklara başladı. Ancak deniz hamamı yapılabilmesi için mektebin deposunda uygun keresteler
bulunmuyordu. Bu kerestelerin hemen tedarik edilebilmesi için çok fazla paraya ihtiyaç vardı. Bir
süre sonra hamam için gerekli hazırlıklar yapılarak inşaata başlanmıştır.55
Bahriye Mektebi’nin deniz hamamında muallimler, talebeleri suya alıştırarak yüzme
öğretirlerdi. Denizci talebelerin çeşitli yüzme şekillerini bilmeleri zorunlu tutulmuştu. 24 Ağustos
BOA, DH.UMVM, 89/12-7-1, 26 Zilhicce 1340 (20 Ağustos 1922).
BOA, DH.UMVM, 89/12-1-1, 24 Ağustos 1337 (24 Ağustos 1921).
49
BOA, DH.UMVM, 89/12-3-2.
50
BOA, MV, 224/142-1-1, 14 Ağustos 1328 (27 Ağustos 1912).
51
BOA, DH.UMVM, 89/12-5-1.
52
BOA, DH.UMVM, 89/12-2-1.
53
BOA, DH.UMVM, 89/12-6-1, 24 Ağustos 1337 (24 Ağustos 1921).
54
Sebilür Reşad, “Deniz Hamamı”, C. 24, 24 Temmuz 1340 (24 Temmuz 1924), s. 168-169.
55
DMA, Bahriye Nezareti (BN), 85/1717-176, 9 Safer 1333 (27 Aralık 1913).
47
48
www.osmanli-medeniyeti.com
158
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
1913 tarihinde Bahriye Mektebi deniz hamamının tamiri düşünülmüştü. Tamir ve bakım masrafı
olarak 19.494 kuruşa ihtiyaç duyulmuştu. Ancak, mektep hazinesinin maddi darlık ve sıkıntılar
nedeniyle tamir parası karşılanamamıştır. Bu nedenle hamamın tamiri konusunda Maliye
Nezaretinden yardım talep edilmiştir. Talebelerin yıkanması ve sağlıklarının korunabilmesi için
bu talep kabul edilerek deniz hamamı masrafı tamamen karşılanmıştır. 56
3. Deniz Hamamları İçin Yapılan Diğer Çalışmalar
Haliç’in çeşitli mahallerinde denize girildiği için bulaşıcı hastalıklar ortaya çıkabiliyordu.
Bu nedenle denize girilmesine dair bazı yasaklar getirilmiş ancak engel olunamamıştı. Üsküdar ve
Kumkapı taraflarıyla diğer zorunlu mahallerde Tersane-i Âmire tarafından deniz hamamı inşa
edilmesine karar verilmişti. Bu hamamların Tersane-i Âmire tarafından inşaları mümkün olmazsa
Zaptiye Nezareti tarafından yaptırılabilecekleri düşünülmüştü. Hamamlar, Zaptiye Nezareti
tarafından yapılacak olursa bütün gelir de oraya bağlanırdı. Hamamlar hakkındaki bu durumun
incelenerek hemen karar verilmesi ve Başvekâlete durumun bildirilmesi talep edilmişti. Deniz
hamamlarının, Tersane-i Amire tarafından yapılması hazinenin menfaatlerine oldukça uygundu,
sadece yaz mevsimi bitmek üzere olduğu için hamamların bir sonraki sene yapılmasına karar
verilmişti.57
3 Mart 1894 tarihinde Tersane-i Âmire tarafından hamam için gerekli malzemeler, Taşçı
esnafından Ahmet Ağa’ya ihale edilmişti. Ahmet Ağa, hamamlara döşenecek malzemeler için
imalat komisyonundan 15.270 kuruş talep etmişti. Tersane-i Amire hamamlarının bazı mahalleri
kontrata bağlı olmadan inşa ediliyordu. Hamamlar için kullanılacak bazı malzemeler hesaba dahil
edilmemişti. Ahmet Ağa, hamamların inşası için kullanılan malzemeleri hesapladıktan sonra
Bahriye Muhasebesine havale etmişti.58 Tersane-i Âmire tarafından yeniden inşasına başlanan
hamamlarda istihdam olunan ustalarla malzemeler için 1136 kuruş ödenmesine karar verilmişti.59
Mabeyn-i Hümayun Başkitabeti’nin 18 Şubat 1896 tarihli yazısına göre; köprüye bağlı deniz
hamamları bundan sonra ihale yapılmadan şehremânetin görevlendireceği memurlar tarafından
idare edilecekti. Ayrıca, hamamların hasılatı tamamen iane için oluşturulan komisyona teslim
olunacaktı.60 Konunun şehremânete yazılı olarak bildirilerek ve Şura-yı Bahriye Dairesi, Bahriye
Muhasebesi ve Tersane-i Âmire memurlarına havale edilerek uygun bir memurun tayin edilmesine
karar verilmiştir.61
20 Haziran 1914 tarihinde deniz hamamlarının inşa edilmeleri için sahillerin düzenlenmesi
hakkında Dahiliye Nezaretine yazı gönderilmişti.62 Bunun üzerine Şarköy kaymakamlığı
tarafından da Şarköy limanında bir deniz hamamı inşa edilmesine karar verilmişti. Ancak, Şarköy
liman reisi deniz hamamı inşası için belirlenen iskeleye kayıkların yanaştığını bildirmişti.
Balıkçılar ve diğer denizciler zor durumda kalabilirlerdi.63 Liman Talimatnamesinin yirmi ikinci
DMA, BN, 329/11085-115, 29 Temmuz 1329 (11 Ağustos 1914).
DMA, Env, ŞUB-36/200-A, 8 Muharrem 1278 (16 Temmuz 1861).
58
DMA, Şura-yı Bahriye (ŞB), 417(203)-170a, 13 Safer 1312 (16 Ağustos 1894).
59
DMA, ŞB, 444 (2330)-4a, 13 Safer 1312 (16 Ağustos 1894).
60
DMA, ŞB, 486/8a, 6 Şubat 1311 (18 Şubat 1896).
61
DMA, ŞB, 486 (2374)-8a: 1896) 3 Ramazan 1313 (17 Şubat 1896).
62
DMA, MB, 809/177, 4 Haziran 1330 (17 Haziran 1914).
63
DMA, ŞUB-53/B-97-A, 7 Haziran 1330 (20 Haziran 1914).
56
57
www.osmanli-medeniyeti.com
159
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
maddesine göre böyle bir konu hakkında liman reislerinin de imzasının olması zorunlu tutulmuştu.
Böylece, Şarköy limanına deniz hamamı inşa edilmesine izin verilmemiştir64
3.1.İstanbul Sahiline Açılan Kum Hamamları
Sıcak deniz kumu, deniz sahilinde bulunan ve güneşin şiddetli hararetiyle ısınan ince
kumdur. Kendisine mahsus kokusu olup içeriğinde ise iyot gibi maddeler bulunmaktadır. Bazı
şartlara uygun bir şekilde hareket edildiği takdirde romatizma ve benzer hastalıklarda fevkalade
şifalı bir etkisi vardır. Sıcak hava ve kuru kum, vücut ağrılarına karşı oldukça etkili olmaktadır.
Özellikle, karın bölgesi ve bağırsak sorunları ile romatizma, felç ve bacaklardaki ağrılar için sıcak
kum kullanılabilir. Bunun için banyo yapılacak kum çukurunun ara sıra deniz suyuyla
ıslanabileceği bir yerde olması gerekirdi. Böyle olmadığı takdirde iyi bir sonuç alınamıyordu.
Banyo yapılacak çukurlar, birkaç saat önce hazırlanarak güneşin tesiriyle mümkün olduğu kadar
ısınması sağlanırdı.65 Bu banyo bittikten sonra hasta kısmen soyunarak yalnız başını güneşten
muhafaza etmek için şemsiye veya bir örtü ile kapattıktan sonra güneşin tesirini alabilmesi için
bütün vücudu kum ile örtülerek en az on dakika bekletilirdi. Hastanın kum banyosuna alınması
için bir tabip veya mütehassısın da onayının alınması zorunlu tutulmuştu. Sıcak kumun etkisiyle
kısa zamanda bütün beden terlemeye başlar, bu durum hastayı oldukça yorgun bir halde getirirdi.
Bu tedavi özellikle romatizma ile felçlerde etkili olmuştur.66
Sıcak deniz kumu banyolarından oldukça istifade edilmiştir. Örneğin; İngiltere’de Britanya
sahillerinde köylüler tarafından birçok hasta, güneşte ısınan deniz kumu banyosu ile tedavi
edilmiştir. Araplar, sahranın kumunda bir çukur kazar, kızgın güneşin altında kuru ve sıcak kuma
çenelerine kadar gömülürlerdi. Bir süre sonra vücutları ter içinde kalır ve ağrılarından
kurtulurlardı. Fransa’da ise Kuruvazik’de hastalar için bir teknenin içi kuru kum ile doldurulur ve
teknenin sıcaklığı da artırılırdı. Kuma giren hastaların ağrıları yavaş yavaş azalmaya başlar ve
sağlıklarına kavuşurlardı. Avrupalı Devletlerin yaptığı bu tedavi usulü Osmanlı Devleti tarafından
da yapılmıştır. Karadeniz sahillerinde bulunan Şile, Erikli ve Bartın gibi birçok mahallerde deniz
kumu banyoları yapılırdı. İstanbul Sarıyer’de Kilos sahilinde yaz aylarında deniz kumuna
girilmiştir. Deniz kıyısında kuma derince bir çeşit mezar kazılarak hasta bu kumun içine yatırılırdı.
Hasta güneşte ısınıncaya kadar burada bırakılırdı. Bu tedavi usulü, özellikle çocuklara yapılmıştı.
Kumda bulunan deniz suyu ve tuz hastanın derisine işleyerek tedavisine yardımcı olurdu.67
Sonuç
Yıkanma, temizlik ve vücut bakımı yeni bir düşünce değildir. Türk toplum yapısına göre
temiz bir vücuda sahip olan temiz bir ruha da sahiptir. Böylece, Türkler tarafından dini ve sağlık
gibi nedenlerden dolayı temizliğe büyük önem verilerek bazı tesisler ve yerler açılmıştır. Bu
yerlerden biri de deniz hamamlarıdır. Deniz hamamlarının açılabilmesi için seçilecek mevkiinin
çok merkezi bir yer olması gerekiyordu. Sayılarının yeterli olmamasından dolayı deniz
hamamlarının dışında da denize girilebilmişti. Böylece, yeni deniz hamamları açılarak tehlikeli
durumlara engel olunmaya çalışılmıştır. Ayrıca, deniz hamamlarından başka yerlerde denize
girenler görülür ise uyarılara aykırı hareket etmiş oldukları için haklarında ceza uygulanırdı. Deniz
DMA, Mülga Bahriye (MB), 809/177, 7 Haziran 1330 (20 Haziran 1914).
Bahriye Zabitanından Said, Yüzme Muallimi, Matbaa-i Bahriye, 1328 (1913), s.107.
66
Bahriye Zabitanından Said, a.g.e, s.109.
67
İbrahim Cemal, Deniz Hamamı Risalesi, Deniz Hamamı Havası ve Kumunun Havas ve Tesiratı ve Sur-ı İstimali
Hakkında Malumatı Havidir, Maarif Nezareti Celilesinin Rızasıyla Tab’ Olunmuştur, 1307 (1892) s.10.
64
65
www.osmanli-medeniyeti.com
160
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
hamamlarında yüzme bilmeyenlere istenildiği takdirde yüzme muallimleri tarafından eğitim
verilmiştir. Hamamlarda alkol kullanılmamasına ve nizama aykırı yanlış hal ve hareketler
meydana gelmemesine dikkat edilmiştir. Sarhoş veya adaba aykırı hareket edenlerin hamama
girmelerine de asla izin verilmemiştir.
İnsan vücuduna bol miktarda suyun temas etmesi ile gerçek bir temizlik elde edilmektedir.
Ruhu bedeni temiz olan bir insan en büyük mutluluğa sahip olmaktadır. İnsan için en büyük felaket
ruh ve bedenin sağlıklı olmamasıdır. İnsanoğlu, temizliğine dikkat ederek hem beden hem de ahlak
temizliğine ulaşmaktadır. Denizin insan hayatına, sağlık ve temizlik yönünden çok önemli etkileri
vardır. Deniz hamamları sadece bedeni değil ruhu da temizlemek için yapılmıştır.
Kaynakça
A. Arşiv Belgeleri
1. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA)
Şura-yı Devlet (ŞD), 675/43-1, 675/43-2, 675/43-3, 675/43-4, 675/43-5, 675/43-6, 675/43-7,
675/43-8, 675/43-9, 675/43-10, 675/43-11, 675/43-12, 675/43-13, 675/43-14, 675/43-15,
675/43-16, 675/43-17, 675/43-18, 675/43-19, 675/43-20, 675/43-21, 675/43-22, 675/43-23,
675/43-24, 13 Ramazan 1288 (26 Kasım 1871)
Dahiliye Nezareti Umur-ı Mahalliye ve Vilayat Müdürlüğü (DH.UMVM), 89/12-1-1, 89/12-2-1,
89/12-2-2, 89/12-3-1, 89/12-3-2, 89/12-4-1, 89/12-4-2, 89/12-5-1, 89/12-5-2, 89/12-6-1,
89/12-6-2, 89/12-7-1, 89/12-7-1, 24 Ağustos 1337 (24 Ağustos 1921)
2.
Deniz Müzesi Arşivi (DMA)
Bahriye Nezareti (BN), 329/11085-103,10 Ağustos 1327 (23 Ağustos 1911), 329/11085-114, 30
Nisan 1333 (30 Nisan 1917), 329/11085-115, 329/11085-116, 14 Temmuz 1329 (27 Temmuz
1913), 329/11085-117, 329/11085-118, 329/11085-117, 329/11085-118, 29 Temmuz 1329
(11 Ağustos 1913), 85/1717-176, 9 Safer 1333 (27 Aralık 1914)
Envanteri (ENV), 1901-50, ŞUB-53/B-96-B.
ŞUB-53/B-97-A, ŞUB-53/B-97-A, ŞUB-36.200-A, 7 Haziran 1330 (20 Haziran 1914)
ŞUB-36/200-A, 8 Muharrem 1278 (16 Temmuz 1861)
Limanlar, 9/34.
Maliye Vekaleti (MV), 224/142-1-1, 14 Ağustos 1328 (27 Ağustos 1912)
Mülga Bahriye (MB), 809/177, 4 Haziran 1330 (20 Haziran 1914)
Şura-i Bahriye, 417 (203)-170a, 3 Mart 1894, 444 (2330)-46a, 13 Safer 1312 (16 Ağustos 1894),
486(2374)-8a, 3 Ramazan 1313 (17 Şubat 1896)
B. Tetkik-Telif Eserler
And, Metin, “Hamamının Kültürümüzde ve Sanatımızda Yeri ve Önemi”, Ulusal Kültür Dergisi,
1979, Sayı: 5.
Armağan, Mustafa, Gündelik Hayatın Renkleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları, 1997.
www.osmanli-medeniyeti.com
161
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
Aru, Kemal Ahmet, Türk Hamamları Etüdü, İstanbul 1949.
Bahriye Zabitanından Said, Yüzme Muallimi, Matbaa-i Bahriye, 1328.
Celal İsmail, Deniz Havası ve Hamamları, İstanbul Sultan Hamamı, 1317.
Doktor Esad Arif, Hamam ve Usulü İstihmam, Mehran Matbaası, İstanbul 1306.
Doktor Hanri Duvil, Yanbolulu Mustafa Şevki, Deniz Hamamları, İzmir 1324.
Hüseyin Huluki, Deniz Hamamları (Kimler Girebilir?) İstanbul Mahmud Beğ Matbaası, 1310.
İbrahim Cemal, Deniz Hamamı Risalesi, Deniz Hamamı Havası ve Kumunun Havas ve Tesiratı ve
Sur-ı İstimâli Hakkında Malûmatı Havidir. Maarif Nezareti Celilesinin Rızasıyla Tab’
Olunmuştur, 1307.
Korvet Tabibi Beşiktaşlı Salahaddin Ali, Deniz Hamamları ve Denizde Banyo, Banyoların Tesiratı Şifaiye ve Kavaidi Sıhhiyesi İstihmamın Sureti İcrasındaki Şerait-i Sıhhiye, Ay Yıldız
Matbaası, 1334.
Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, Ale’l-Cildiye ve Efrenciye Muallimi Doktor Hüseyin Huluki, Deniz
Hamamları ve Kimler Girmelidir? Mahmud Bey Matbaası, İstanbul 1319.
Sebil’ür Reşâd, “Deniz Hamamı”, 21 Zilhicce 1342, 24 Temmuz 1340, C. 24, 1330, s. 168-169.
Şehitoğlu, Elif, Bursa Hamamları, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul.
Yegül, Fikret, Roma Dünyasında Yıkanma, Koç Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2011.
www.osmanli-medeniyeti.com
162
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
EKLER
EK 1: DMA, MB, 809/177, 7 Haziran 1330 (20 Haziran 1914)
Dersaadet Liman-ı Riyâseti Behiyyesine:
Şarköy Limanı reisinden alıb evvelce göndermiş olduğunuz iki kıta telgrafname üzerine deniz hamamları
kayıklarında ya haş..mahsus olan iskele inşası katiyen muvaffak olamayacağından bunun orada bulunan
hali sevahile inşası için mahale emr itâsı hakkında Dâhiliye Nezâreti celilesine tezkere nezâretpenâhi tastir
kılınmış esasen Şarköy Kâimmakamlığı tarafından gönderilen merbût mazbata liman talimâtnâmesinin
yirmi ikinci maddesi mûcibince liman reisinin de imzası bulunması icâb ederken bu hususda reyinin
inzimam ettiğide görülmüş olmağla iskeleye deniz hamamı inşası muvafık görülmediğinin cevâben mezkûr
kâimmakamlığa tebliği zımnında iâdeten tevdi kılındı. 7 Haziran 1330
www.osmanli-medeniyeti.com
163
Journal of Ottoman Civilization Studies
VOL. 5, NO. 9 (2019), 150-164
D. Geçili
EK 2: DMA, Şura-i Bahriye, 486 (2374)-8a, 6 Şubat 1311 (18 Şubat 1896)
Mabeyn-i Hümâyûn baş kitabet celilesinin tezkere-i matbusunda köprüye merbût deniz hamamlarının
badema taliblerine ihale olunmayub nezâret-i celileleriyle şehremâneti celilesince tayin edilecek memûrini mahsûsa marifetiyle idare ettirilmesi ve hasılatının kâmilen Anadolu ve Halep âfetzedegânına tahsisiyle
bunlara iâne için müteşekkil olan komisyona irsâl ve teslim edilmesi şerefsudur buyrulan irâde-i seniyye-i
cenâb-ı hilafetpenahi mantûk-ı münifinden olarak emânet-i müşârünileyhâya dahi tebliğ-i madde olunduğu
tahrir ve izbâr olunması ve sûret-i irâde-i seniyyenin şura-yı bahriye-yi harbiyesiyle bahriye muhasebesine
ve Tersâne-i Âmire memûrini behiyyesine bilkayıd ber mûcib-i irâde-i seniyye bir memurin intihab ve tayini
hususunun memûrini müşârünileyhâya havalesi ve mezkûr iradeli tezkerenin evrâk-ı umumiye odasında
hıfzı lazım gelmiş olmağla olbabda 3 Ramazan 1313
www.osmanli-medeniyeti.com
164