Dünya üzerinde yaşanan nüfus artışı, tüketim değerlerinin de bu doğrultuda yükseliş göstermesine neden olmaktadır. Bu durum, çevremizin sürekli zarar görmesine ya da yok olma sürecine girmesine yol açmaktadır. Uzun zamanlardan beri devam...
moreDünya üzerinde yaşanan nüfus artışı, tüketim değerlerinin de bu doğrultuda yükseliş göstermesine neden olmaktadır. Bu durum, çevremizin sürekli zarar görmesine ya da yok olma sürecine girmesine yol açmaktadır. Uzun zamanlardan beri devam eden bu yok etme kültürü, yakın zamandan itibaren teknolojik gelişmelerin artması ve sanayileşmenin de dev bir sektör haline gelmesi ile ciddi boyutlara ulaşmıştır.
Bu yıkım sadece doğal çevreye zarar vermekle yetinmeyip, tarihi çevreleri de etkilemiş, ekonomik ve sosyo-kültürel değerler gibi pek çok mirası da kapsamıştır. Meydana gelen bu yıkımı tetikleyen güçlerden biri de turizm olmuştur. Turizm, günümüzde büyük bir sektör haline gelerek önemli bir ekonomik güç durumundadır. Ancak izlenen yanlış turizm politikaları ve bu durumun meydana getirdiği kullanım hataları, hem doğal hem de tarihi çevrelerin yıpranma sürecinde etkili olmuştur.
Oluşan yıkım doğrultusunda sahip olunan değerlerin korunmasının gerekliliği zamanla daha iyi anlaşılmış ve bu yöndeki bilinçlenme gün geçtikçe artmıştır. Koruma hakkındaki bilinçlenmenin artması bir süre sonra; sahip olunan değerlerin zarar görmeden kuşaklar boyunca sürekliliğinin sağlanabilmesi esasına dayalı “sürdürülebilirlik” kavramının doğmasını da beraberinde getirmiştir.
Günümüzde bu kavram birçok sektörde uygulanabilme fırsatı yakalayarak kullanım alanını sürekli arttırmaktadır. Ancak bu yöndeki bilinçlenmenin hız kesmeden daha da artması gerekmektedir. Bu bilinçlenmenin oluşmasının önem taşıdığı sektörlerden biri de turizmdir. Turizm planlama çalışmalarının uygulama alanlarından biri sürdürülebilirlik olmalıdır. Turizmin sebep olduğu yıkımın, ancak sürdürülebilir bir anlayış içerisinde düzenlenen planlanma çalışmalarıyla engellenebileceği pek çok çevrede kabul görmeye başlayan bir anlayış olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özellikle, tarihi çevrelerdeki yanlış turizm politikalarıyla turizmin zararlı etkisi yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Bu bölgeler için yapılacak sürdürülebilir turizm planlaması ile hem bu çevrelerin zarar görmeden kuşaktan kuşağa aktarılabilmesi için korunması sağlanacak hem de tarihi çevrelerin turizm aracılığıyla daha iyi değerlendirilmesiyle ekonomik anlamda önemli bir girdiye sahip olması sağlanabilecektir.
Çalışmanın ilk bölümünde, çalışmanın amacı ile kapsamı ve yönteminin neler olduğu açıklanmıştır. Genel olarak sürdürülebilirlik kavramının yön verdiği çalışmanın bir sonraki bölümünde; sürdürülebilirlik, turizm ve sürdürülebilir turizm konuları araştırılmış, daha sonra da tarihi çevrelerde sürdürülebilir turizm planlaması bölümü incelenmiştir. Çalışmanın alan çalışmasının da yer aldığı bir sonraki bölümünde de Diyarbakır Sur içi bölgesi incelenerek, bu bölge için sürdürülebilir turizm planlaması çalışmasına esas olabilecek öneriler belirlenmeye çalışılmıştır.
Köklü bir tarihi geçmişe sahip olan Sur içi bölgesi, günümüzde hak ettiği turistik ilgiden yoksun bir durumdadır. Ayrıca bölge uzun zamanlar, yoğun olarak aldığı göçün de büyük etkisiyle önemli derecede kaçak ve çarpık yapılaşmaya maruz kalmıştır. İzlenen yanlış turizm ve koruma politikaları, bölgede yaşanan ekonomik ve siyasi sorunlar gibi birçok sebep, tarihi Sur içi bölgesinin kent ve bölge için büyük bir ekonomik ve kültürel güç olmasını engellemiş, buranın turizm pazarından yeteri kadar faydalanamamasına yol açmıştır.
Bu durum çalışma alanı olarak bu bölgenin seçilmesinde etkili olmuştur. Bu kapsamda ilk olarak Diyarbakır kenti ve tarihi Sur içi bölgesi incelenmiştir. Bölgenin öncelikle hakkındaki genel bilgileri, sonrasında da turizm bilgileri araştırılmıştır. Bölgenin tanımlanmasının ardından da, uygulanabilecek eylemler oluşturulmaya çalışılmıştır.
Bu çalışma ile Diyarbakır Sur içi bölgesi için sürdürülebilir turizm planlamalarının yapılmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Aynı zamanda da tarihi çevrelerde doğru turizm politikaları üretilmesine yönelik çalışmalara yardımcı olması amacıyla çeşitli önerilerin sunulması hedeflenmiştir.