Bilinen en ilkel insan topluluklarında bile etiğin, diğer yazılı ve yazısız kurallarla birlikte toplum sisteminin yaşamını idame ettirebilmesi ereğiyle işe koşulduğunu söylemek mümkündür. Etik; davranışın türü, niteliği ya da sonuçlarıyla...
moreBilinen en ilkel insan topluluklarında bile etiğin, diğer yazılı ve yazısız kurallarla birlikte toplum sisteminin yaşamını idame ettirebilmesi ereğiyle işe koşulduğunu söylemek mümkündür. Etik; davranışın türü, niteliği ya da sonuçlarıyla ilgilenmekten ziyade sergilenme nedenlerini, bireyi bu davranışa iten faktörleri felsefi bir perspektiften inceleyerek evrensel prensipler ortaya koymaya çalışan bir disiplin olarak tanımlanabilir. Diğer tüm kurallarla birlikte etiğin temel amacı, insana kendi sınırlarının farkında olduğu bir özgürlük alanı yaratmak, diğerlerinin hak ve özgürlüklerini bu yolla korumak ve toplumun uyum içerisinde yaşamasını sağlamaktır.
İnsanoğlu varoluşundan bu yana kimi zaman ihtiyaç kimi zaman merak itkileriyle birçok soru sormuş, gözlem yapmış, bilinmeyeni anlamaya çalışmıştır. Bu çabalar zamanla daha sistematik, özellikli, eleştirel, nesnel vb. nitelikteki bilimsel araştırmaların dolayısıyla da bilimin ortaya çıkmasına ön ayak olmuştur. Bilim, bilimsel araştırmalardan beslenmektedir. Dolayısıyla bilimin; bu araştırmalarda kullanılan yöntem ve araçlardan, elde edilen sonuçların niteliği ve güvenirliğinden, insanlığa getirdiği yarar ya da zararlardan vb. doğrudan etkileneceğini söylemek mümkündür. Bilim insanlık yararına hizmet etmeyi amaçlar. Bu amaca uygun şekilde bilim yapılması için de bazı etik ilkelere uyulması gerekmektedir.
Bilim, yalnızca bilim yapanların inisiyatifine bırakılamayacak kadar önemlidir. Nitekim bunun öneminin kavranamadığı süreçlerde -özellikle İkinci Dünya bilimsel araştırmaya maruz kalmıştır. Bu nedenle bilim, etik disiplininden ayrı
düşünülmemeli, hatta onun ortaya koyduğu bilgi birikimini göz önünde tutarak
işleyişini sürdürmelidir. Etiğin bilime izdüşümünü ifade eden bilim etiği, her türlü
bilimsel faaliyetin ahlak felsefesi perspektifinden incelenerek belirlenmiş ilkeler
yoluyla düzenlenmesidir. Bilimin araştırma ve yayınların bütünü olduğu gerçeğinden
hareketle, bilim etiğinin, bilimsel araştırma süreci ve yayın süreci olmak üzere
iki ana boyuta ilişkin etik ilkelerden oluştuğu söylenebilir.
Bilimsel araştırma ve yayınların önemli bir kısmının yükseköğretim kurumlarında
gerçekleştiğini söylemek mümkündür. Akademik etik, bu kurumlarda gerçekleşen
bilimsel faaliyetlerin ve insan davranışlarının etik perspektifinden tartışılmasını
ifade eder. Dolayısıyla akademik etik hem bilim etiği ilkelerini hem de
iç paydaş davranışlarına yön verecek etik ilkeleri kapsamaktadır. Başka bir deyişle
akademide, bilim etiğine ve daha fazlasına ihtiyaç vardır bu nedenle de akademik
etik bilim etiğinden daha kapsamlıdır.
Bu araştırma; etik, bilim etiği ve akademik etik olmak üzere üç ana bölümden
oluşmaktadır. İlk bölümde etik kavramı tanımlanmış, etiğin işlev ve kapsamı üzerinde
durulmuştur. İkinci bölümde bilim ve bilim etiği kavramlarının tanımına,
bilim etiğinin tarihi temellerine, bilim etiği kapsamında yer alan araştırma etiği
ve yayın etiği ilkelerine yer verilmiştir. Araştırmanın akademik etik ile ilgili olan
son bölümünde ise akademi ve akademik etik kavramları tanımlanmış, akademik
etiğin kapsamı ayrıntılı şekilde irdelenmiştir.
Yapılan literatür taramasında bilim etiği ve akademik etik kavramlarının genellikle
birlikte ele alındığı görülmüştür.
Oysaki akademik etik akademinin çok
yönlü yapısı gereği bilim etiğinden görece kapsamlıdır. Bu nedenle bu araştırmada
bu iki kavram ayrı ayrı ele alınmış ve akademik etiğin boyutlarına ilişkin
bir sınıflandırma oluşturulmuştur. Bunlara
ilaveten etik, bilim etiği ve akademik
etik kavramlarının ayrıntılı şekilde ele alındığı bir araştırmaya rastlanmaması bu
araştırmayı güçlü kılmaktadır. Tüm bu nedenlerle araştırmanın literatürdeki bu
boşlukları dolduracağı umulmaktadır.