Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Dünya düzeninin günümüz başat gücü halen ABD olmakla beraber, ciddi bir güç değişimi yaşanmaktadır. ABD diğer bölgelerde olduğu gibi Türkiye’nin yakın coğrafyasında da güç kaybetmeye devam etmektedir. Bu bağlamda Türkiye gibi bölgesel... more
Dünya düzeninin günümüz başat gücü halen ABD olmakla beraber, ciddi bir güç değişimi yaşanmaktadır. ABD diğer bölgelerde olduğu gibi Türkiye’nin yakın coğrafyasında da güç kaybetmeye devam etmektedir. Bu bağlamda Türkiye gibi bölgesel güçlerin önemi artmakta, güç boşlukları bu aktörler tarafından doldurulmaya çalışılmaktadır. Buna ilaveten Rusya’nın da Ukrayna savaşı nedeniyle bölgesel etkisinin ve baskı kapasitenin azalması yeni aktörlere alan açmaktadır. Türkiye’nin artan materyal kapasitesi dışında güçlü liderlik, diplomasi ve siyasi girişimleri Türkiye’yi daha görünür ve etkili kılmıştır. Türkiye’nin Ortadoğu ve Kafkasya’da izlediği politikalar da Türkiye’nin bölgede oyun kurucu ve statüko etkileyici rolüne katkı yapmaktadır. Kazakistan’ın eski devlet Başkanı Nur Sultan Nazarbayev’in desteği ile başlatılan bugünkü haliyle Türk devletleri teşkilatı da bölgede yeni bir düzen kuruluşunun bir nüvesi olarak kabul edilebilir. Örgüte yönelik en önemli tehdidin Rusya olduğu, bunun dışın...
Bu çalışmada uluslararası politikada yumuşak gücün artan öneminin vurgulanması ve bunun turizm sektörü üzerindeki etkisi Türkiye örneğinden hareketle anlatılmaya çalışılmıştır. Yumuşak gücün günümüzdeki rolünün sektörel yansımalarının... more
Bu çalışmada uluslararası politikada yumuşak gücün artan öneminin vurgulanması ve bunun turizm sektörü üzerindeki etkisi Türkiye örneğinden hareketle anlatılmaya çalışılmıştır. Yumuşak gücün günümüzdeki rolünün sektörel yansımalarının olduğu ve bu bakımdan turizmin, Türkiye'nin yumuşak gücünden etkilendiği saptaması yapılmıştır. Türkiye'nin diğer yumuşak güç unsurlarının turizme yansıması değerlendirilerek, aralarında doğru yönlü ilişki olduğu ortaya konmuştur. Ayrıca turizm faaliyetlerinin bir ülkenin imajını oluşturan, çıkarlarını gerçekleştirmeye yarayan, yumuşak güç unsurlarından biri olduğu değerlendirilmiştir. Çalışmada yumuşak gücün önemine değinilerek, bir yumuşak güç unsuru olan turizmin devletlerin çıkarlarının gerçekleştirilmesindeki etkisi üzerine vurgu yapılmıştır. Turizmin diğer yumuşak güç unsurlarının da desteğiyle, Türkiye'nin bölgesel güç olma niteliğine katkı yapabileceği değerlendirmesi yapılmıştır. Turizm faaliyetleri sonucu elde edilen kazançların b...
Demokratik sistem için kurumsallasma önemlidir. Ancak kurumsallasmanın belli düzeyde gerçeklesmis olması bütün sorunların çözümü için her zaman yeterli olmayabilir. Türkiye’de belli düzeydeki demokratik kurumsallasmaya karsın sistem bazen... more
Demokratik sistem için kurumsallasma önemlidir. Ancak kurumsallasmanın belli düzeyde gerçeklesmis olması bütün sorunların çözümü için her zaman yeterli olmayabilir. Türkiye’de belli düzeydeki demokratik kurumsallasmaya karsın sistem bazen sorun çözümünde islevsiz kalabilmektedir. lk bakısta sorunlar kurumsal nitelikli gözükmektedir. Her yeni anayasa yapılısında eski dönemde aksayan durumlar kurumsal açıdan yeniden düzenlenmektedir. Ama, siyasal sistemin islevselligi istenilen düzeyde saglanamamaktadır. Çalısmamızda bu durumun nedenleri arastırılmıstır. Siyasal sistemin kurumsal açıdan belli bir yeterlilige kavustugu ülkemizde sistemin islevsel olamayısının iki nedeni bulunmaktadır: kültürel nedenler, demokrasiye pozitivist bakıs ve siyasalın farklı algılanısı.It is important for the democratic system institutionalization. However, certain levels of corporate activity has been carried out to solve all the problems may not always be sufficient. Certain level of democratic system in Tu...
Çalışmanın amacı, tarafların geçmişten günümüze, Fırat ve Dicle’ye dair yaklaşımlarını ortaya koymak ve süreç içerisinde, sorunun aktör sayısının artırılmaya ve platformunun değiştirilmeye çalışıldığını saptamaktır. Bu nedenle Suriye ve... more
Çalışmanın amacı, tarafların geçmişten günümüze, Fırat ve Dicle’ye dair yaklaşımlarını ortaya koymak ve süreç içerisinde, sorunun aktör sayısının artırılmaya ve platformunun değiştirilmeye çalışıldığını saptamaktır. Bu nedenle Suriye ve Irak’ın sınıraşan su politikalarının kendi içinde çelişki taşıdığının vurgulanmasına ve Türkiye’nin diğer kıyıdaşları gözeten bir yaklaşım içinde olduğunun ortaya konmasına çalışılmıştır. Çalışma amacına ulaşmak için nitel araştırma yöntemi kullanılmış olup, Suriye ve Irak, soruna ilişkin gerçekçi olmayan, uzlaşmaz ve Türkiye’yi suçlayıcı politikalar izlediği bulgularına ulaşılmıştır. Türkiye’nin, diğer kıyıdaşların haklarını korumaya özen gösteren politikasının temel niteliğinin, ciddi zarar vermeme ve suyun akılcı kullanımı ilkelerinin oluşturduğu belirtilmiştir. Ayrıca Türkiye’nin kasıtlı olarak su zengini sayılamaya çalışıldığı saptaması yapılarak, gelecekte sorunun büyüme olasılığının güçlendiği sonucuna ulaşılmıştır.The purpose of this study is...
Fırat, Dicle ve Asi nehirleri, sınıraşan sular olarak, Türkiye'nin güvenliğini ve çıkarlarını etkilemektedir. Sorunun tarafları olan kıyıdaş ülkeler, zaman zaman savaşın eşiğine gelmiştir. Suriye ve Irak'ın soruna yaklaşımları;... more
Fırat, Dicle ve Asi nehirleri, sınıraşan sular olarak, Türkiye'nin güvenliğini ve çıkarlarını etkilemektedir. Sorunun tarafları olan kıyıdaş ülkeler, zaman zaman savaşın eşiğine gelmiştir. Suriye ve Irak'ın soruna yaklaşımları; çözümden uzak, çatışma ihtimalini artırmaktadır. Sorunun değişen niteliği, Türkiye için ekonomik, politik ve askeri risk olasılığı taşımaktadır. Çalışmanın amacı, Türkiye'nin Fırat ve Dicle nehirleri nedeniyle, bir güvenlik sorunu ve çatışma riski ile karşı karşıya olduğunu ortaya koymaktır. Bu amacın gerçekleştirilmesi için, sorunun önemi, niteliği, nedenleri ve ortaya çıkış süreci üzerine odaklanılmıştır. Geçmişten günümüze sorunun gelişimi ve niteliği ile aktörlerin temel yaklaşımları neorealist bir yaklaşımla ele alınmıştır. Çalışmada su kaynaklarının stratejik değerinin arttığı saptanmıştır. Ayrıca yaşamsal bir kaynak olan suyun devletlerin dış politik tutumlarını, geçmişe nazaran, daha çok etkileyen bir unsur haline dönüştüğü sonucuna ulaşıl...
Zamanın etkin kullanımı 21. yüzyıl insanı için yaşamsal öneme sahiptir. Zamanın taşıdığı özellikler onun etkin kullanımının ölçülmesini daha da önemli hale getirmiştir. Bu önemi nedeniyle çalışmada zamanın etkin kullanımına yönelik... more
Zamanın etkin kullanımı 21. yüzyıl insanı için yaşamsal öneme sahiptir. Zamanın taşıdığı özellikler onun etkin kullanımının ölçülmesini daha da önemli hale getirmiştir. Bu önemi nedeniyle çalışmada zamanın etkin kullanımına yönelik faktörlerin belirlenmesinde Cronbach, T testi, anova testi gibi testlerden yararlanılmıştır. Çalışma yüz yüze anket yöntemiyle, Düzce Üniversitesi’nde görev yapan 436 akademik ve 325 idari personelden oluşan evrene uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, zamanın etkin kullanımına ilişkin yargılar ile yaş, cinsiyet, zamanın etkin kullanımı konusunda eğitim alma durumu, görev türü, hizmet süresi, gelir düzeyi bağlamında, katılım düzeylerinde bir takım farklılıklar saptanıştır. Ayrıca, personelin, zaman tuzaklarına önem vermesiyle zamanlarını etkili bir şekilde kullanabileceği sonucuna ulaşılmıştır.When time management is applied successfully, it can provide enough time to the person for both his/her work, social life and hobbies (Psikoloji-psikiyatri.com, 11.02...
Bu çalışma İran’ın nükleer enerji politikasını ve yansımalarını ortaya koymaktadır. İran, barışçıl amaçlarla nükleer enerji ürettiğini iddia etse de Batılı güçler bu iddiayı inandırıcı bulmamaktadır. Çalışmada İran’ın nükleer enerji... more
Bu çalışma İran’ın nükleer enerji politikasını ve yansımalarını ortaya koymaktadır. İran, barışçıl amaçlarla nükleer enerji ürettiğini iddia etse de Batılı güçler bu iddiayı inandırıcı bulmamaktadır. Çalışmada İran’ın nükleer enerji üretmesine yönelik tutumunun, sadece enerji kaynaklı olmadığı, Batılı güçlerle geçmişte yaşadığı sorunların ve çıkar çatışmalarının da sorunun diğer boyutlarını oluşturduğu savunulmuştur. Sorunun kısa vadede çözülmesinin ya da sıcak çatışmaya dönüşmesinin beklenmediği ancak bölgesel tansiyonu her zaman yükseltme potansiyeline sahip olduğu ve güncel gelişmelerin de sorunu tetikleyebileceği sonucuna ulaşılmıştır.This study examines Iran’s nuclear energy policy and its implications. Although Iran claims to produce nuclear energy for peaceful purposes, this claim does not convince the Western powers. This article argues that Iran’s nuclear energy policy is not solely designed for energy production it also has a different dimension stemming from I...
Bu calismanin amaci, Ortadogu‟da meydana gelen degisimin nedenlerini, surecin isleyisini ve muhtemel sonuclarini ortaya koymaktir. Bu amaca ulasmak icin, Ortadogu‟daki ekonomik, politik ve sosyal duruma odaklanilmistir. Calismada... more
Bu calismanin amaci, Ortadogu‟da meydana gelen degisimin nedenlerini, surecin isleyisini ve muhtemel sonuclarini ortaya koymaktir. Bu amaca ulasmak icin, Ortadogu‟daki ekonomik, politik ve sosyal duruma odaklanilmistir. Calismada Ortadogu‟daki degisimin nedenleri, surecin nasil isledigi ve degisimle birlikte meydana gelen sonuclar arasinda iliski kurulmustur. Ayrica sosyal medyanin olaylarin seyrini etkiledigi varsayimindan hareket edilerek, surecin ileride ortaya cikmasi muhtemele sonuclarinin; aktorlerin tutumuna ve konjonkturel unsurlara bagli oldugu degerlendirmesi yapilmistir. Calismanin diger bir amaci surece yonelik Turk dis politikasini degerlendirmektedir. Turkiye icin dile getirilen “model ulke” tartismasina yer verilerek, Arap Bahari‟na yonelik Turk dis politikasinin, basta ABD olmak uzere, Bati ile uyumlu oldugu ama ayni zamanda kendine has ozellikler de tasidigi vurgulanmistir. Literatur taramasi yapilarak gerceklestirilen calismada nitel arastirma yontemi kullanilmistir.
Research Interests:
Anahtar Kelimeler : Türkiye, Irak, Körfez Savaşı, Terörizm, Politika, Birleşmiş Milletler, Amerika Birleşik Devletleri, Kürtler, Petrol Irak, 1990’da Kuveyt’i kendi toprakları olduğu, Kuveyt’in Irak petrolünü kuyular açmak suretiyle... more
Anahtar Kelimeler : Türkiye, Irak, Körfez Savaşı, Terörizm, Politika, Birleşmiş Milletler, Amerika Birleşik Devletleri, Kürtler, Petrol Irak, 1990’da Kuveyt’i kendi toprakları olduğu, Kuveyt’in Irak petrolünü kuyular açmak suretiyle çaldığı ve uluslararası piyasalarda petrolün fiyatını düşürdüğü gerekçeleri ile işgal etmiştir. Birinci Körfez Savaşı ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararlara dayanarak Irak’a müdahale edilmiş ve Irak, Kuveyt’ten çıkarılmıştır. İkinci Körfez Savaşı, Güvenlik Konseyi’nin askeri müdahaleyi açıkça içeren kararı olmamasına rağmen yapılmıştır. Savaş, Irak’ın Kitle İmha Silahlarına sahip olduğu, teröre destek verdiği, totaliter Irak rejiminin değiştirilmesi gerektiği gerekçeleri ile yapılmıştır. Birinci Körfez Savaşı sonrasında Kuzey Irak’ta de facto bir Kürt devleti kurulmuştur. İkinci Körfez Savaşı sonrası Irak, federal yapıya dönüşmüştür. Kuzey Irak’ta kurulan Kuzey Irak Yönetimi, başta özerklik olmak üzere önemli anayasal haklar elde e...
Firat, Dicle ve Asi nehirleri, sinirasan sular olarak, Turkiye’nin guvenligini ve cikarlarini etkilemektedir. Sorunun taraflari olan kiyidas ulkeler, zaman zaman savasin esigine gelmistir. Suriye ve Irak’in soruna yaklasimlari; cozumden... more
Firat, Dicle ve Asi nehirleri, sinirasan sular olarak, Turkiye’nin guvenligini ve cikarlarini etkilemektedir. Sorunun taraflari olan kiyidas ulkeler, zaman zaman savasin esigine gelmistir. Suriye ve Irak’in soruna yaklasimlari; cozumden uzak, catisma ihtimalini artirmaktadir. Sorunun degisen niteligi, Turkiye icin ekonomik, politik ve askeri risk olasiligi tasimaktadir. Calismanin amaci, Turkiye’nin Firat ve Dicle nehirleri nedeniyle, bir guvenlik sorunu ve catisma riski ile karsi karsiya oldugunu ortaya koymaktir. Bu amacin gerceklestirilmesi icin, sorunun onemi, niteligi, nedenleri ve ortaya cikis sureci uzerine odaklanilmistir. Gecmisten gunumuze sorunun gelisimi ve niteligi ile aktorlerin temel yaklasimlari neorealist bir yaklasimla ele alinmistir. Calismada su kaynaklarinin stratejik degerinin arttigi saptanmistir. Ayrica yasamsal bir kaynak olan suyun devletlerin dis politik tutumlarini, gecmise nazaran, daha cok etkileyen bir unsur haline donustugu sonucuna ulasilmistir
Kapitalizm, Ortadogu’da tam yerlesememis ama etkileri gun gectikce artan bir olgudur. Kapitalizmin Bati’nin sundugu haliyle insanliga refah ve mutluluk getirdigini iddia etmek cok mumkun degildir. Ikiz kardesler olan kuresellesme ve... more
Kapitalizm, Ortadogu’da tam yerlesememis ama etkileri gun gectikce artan bir olgudur. Kapitalizmin Bati’nin sundugu haliyle insanliga refah ve mutluluk getirdigini iddia etmek cok mumkun degildir. Ikiz kardesler olan kuresellesme ve kapitalizm, insani yonu son derece sorunlu olan bir surec olarak bolgede mevzi kazanmaya devam etmektedir. Kuresellesme, kapitalist degerleri tasiyici ve yayici bir enstruman olarak bolgeyi donusturmektedir. Kuresellesmenin, kapitalizm araciligiyla neden oldugu gelir dagilimindaki adaletsizlikler, sosyal, ekonomik ve politik esitsizlikler, Arap dunyasinda buyuk sosyal ve siyasal sorunlara neden olmaktadir. Bolgede kuresellesmenin besledigi seffaflik, demokrasi, insan haklari gibi olgular ise birer firsat olarak degerlendirilmelidir. Ancak bu bakimdan da kat edilmesi gereken cok mesafe oldugu anlasilmaktadir. Bu calismada bolgenin politik olarak liberal demokratik degerlerin yayginlastirilmasina ihtiyacinin oldugu, bolgeye distan mudahalelerin bolgeyi eko...
Turkiye, son yillarda dis politikasinda yumusak guc unsurlarina daha cok yer vermeye baslamistir. Turkiye’nin, etnik ve dini yapisina bakilmaksizin ihtiyac duyulan ulkelere yaptigi insani yardimlar, politik soylem ve eylemlerinde hukukun... more
Turkiye, son yillarda dis politikasinda yumusak guc unsurlarina daha cok yer vermeye baslamistir. Turkiye’nin, etnik ve dini yapisina bakilmaksizin ihtiyac duyulan ulkelere yaptigi insani yardimlar, politik soylem ve eylemlerinde hukukun ustunlugu, insan haklari, evrensel insani degerler ile demokrasiye yaptigi vurgu, Turkiye’ye yonelik olumlu imaji ve algiyi artirmistir. Bu baglamda Turkiye’nin yumusak guc ozellikleri, Ortadogu ulkelerinden Turkiye’ye yonelik turistik hareketleri de beslemektedir. Bu calismada yumusak gucun gunumuzdeki onemine deginilerek; turizm ve ozellikle medikal turizmle iliskisi ele alinmistir. Calismada turizmin Turkiye icin bir yumusak guc unsuru oldugu savunulmakta ve bunun medikal turizmi icerdigi de iddia edilmektedir. Bu baglamda yumusak guc ve medikal turizm iliskisinin etki duzeyini anlamak uzere; Ortadogu’dan Turkiye’ye yillar itibariyle gelen turist sayilari ve ulkeler arasindaki iliskiler incelenerek, medikal turizm kapsaminda gelen turist sayisind...
Bu calismanin amaci, Ortadogu‟da meydana gelen degisimin nedenlerini, surecin isleyisini ve muhtemel sonuclarini ortaya koymaktir. Bu amaca ulasmak icin, Ortadogu‟daki ekonomik, politik ve sosyal duruma odaklanilmistir. Calismada... more
Bu calismanin amaci, Ortadogu‟da meydana gelen degisimin nedenlerini, surecin isleyisini ve muhtemel sonuclarini ortaya koymaktir. Bu amaca ulasmak icin, Ortadogu‟daki ekonomik, politik ve sosyal duruma odaklanilmistir. Calismada Ortadogu‟daki degisimin nedenleri, surecin nasil isledigi ve degisimle birlikte meydana gelen sonuclar arasinda iliski kurulmustur. Ayrica sosyal medyanin olaylarin seyrini etkiledigi varsayimindan hareket edilerek, surecin ileride ortaya cikmasi muhtemele sonuclarinin; aktorlerin tutumuna ve konjonkturel unsurlara bagli oldugu degerlendirmesi yapilmistir. Calismanin diger bir amaci surece yonelik Turk dis politikasini degerlendirmektedir. Turkiye icin dile getirilen “model ulke” tartismasina yer verilerek, Arap Bahari‟na yonelik Turk dis politikasinin, basta ABD olmak uzere, Bati ile uyumlu oldugu ama ayni zamanda kendine has ozellikler de tasidigi vurgulanmistir. Literatur taramasi yapilarak gerceklestirilen calismada nitel arastirma yontemi kullanilmistir.
1948 yilinda Israil kurulmus ve ilk taniyan ulkelerden biri Turkiye olmustur. Soguk Savas doneminde Sovyet tehlikesine karsi Bati Blokunda yer alan Turkiye genel olarak Bati eksenli bir dis politika izlemistir. Turkiye ve ABD iliskileri... more
1948 yilinda Israil kurulmus ve ilk taniyan ulkelerden biri Turkiye olmustur. Soguk Savas doneminde Sovyet tehlikesine karsi Bati Blokunda yer alan Turkiye genel olarak Bati eksenli bir dis politika izlemistir. Turkiye ve ABD iliskileri gelisme gosterdiginde Turkiye-Israil iliskileri de ivme kazanmis, ancak ABD ile iliskiler gerildiginde buna paralel olarak Turkiye-Israil iliskilerinde de bozulmalar yasanmistir. Inisli cikisli bir hal alan Turkiye-Israil iliskileri Amerikan dis politikasindan bagimsiz dusunulemez. Zira Israil’in cikarlari ve guvenligi ABD’nin Ortadogu politikalarinin merkezine oturtulmustur. Turkiye’nin Ortadogu’da yuruttugu politikalara baktigimizda ise; Araplar arasinda cikan catismalarda tarafsizlik, Arap-Israil arasindaki catismalarda denge politikasi izlendigi gorulmektedir. Bu politikalar donemsel olarak degisiklik gostermekle beraber Turk dis politikasindaki asil degisim AK Parti’nin 2002’de iktidara gelmesi ile gerceklesmistir. Bu minvalde Turkiye-Israil ili...
Turkiye ve Avrupa Birligi iliskilerinin guc ve cikar noktasinda sorgulandigi su gunlerde; iki aktor arasindaki politikalarda gorus ayriliklari da derinlesmektedir. Enerji, Teror, Siginmaci sorunu gibi agir sorunlari bulunan AB ve... more
Turkiye ve Avrupa Birligi iliskilerinin guc ve cikar noktasinda sorgulandigi su gunlerde; iki aktor arasindaki politikalarda gorus ayriliklari da derinlesmektedir. Enerji, Teror, Siginmaci sorunu gibi agir sorunlari bulunan AB ve Turkiye’nin iliskileri, Uluslararasi sistem icin onemli gelismeler dogurmaya adaydir. Avrupa’nin, guvenlik sorunlarini cozmede, Siginmaci Sorununu cozmede ve istikrarini saglama noktasinda en onemli partnerlerinden biri, 56 senedir Avrupa Birligi’ne almadigi Turkiye’dir. Turkiye’nin icinde bulundugu cetin cografya, isbirligi alanlarini genisletmesini zaruri kilmaktadir. Bu noktada ekonomisi ve siyaseti ile Uluslararasi sistemde onemli bir oyun kurucu olan Avrupa Birligi Turkiye icin cok onemlidir. Uluslararasi sistemde guclu olmak ve surekli guclu kalabilmek aktorlerin yegâne hedefidir. Bu noktada guclu ve istikrarli bir Avrupa Birligi icin Turkiye onemli bir stratejik ortak ve muttefik konumundadir. Calismada Avrupa’nin guvenligi ve sosyal istikrarina Turk...
Turkiye son donemde ozellikle Ortadogu’da yakaladigi ritmik diplomasi ile dikkatleri uzerine cekmektedir. Turkiye, kulturel baglarini ve tarihi noktalarini dogru ve etkili kullanarak, bolgede etkili ve soz sahibi bir konuma gelmistir.... more
Turkiye son donemde ozellikle Ortadogu’da yakaladigi ritmik diplomasi ile dikkatleri uzerine cekmektedir. Turkiye, kulturel baglarini ve tarihi noktalarini dogru ve etkili kullanarak, bolgede etkili ve soz sahibi bir konuma gelmistir. Libya, Arap Bahari sonucunda rejim degistirmis ulkelerden biridir. Libya, ekonomik ve stratejik acidan son derece onemli bir ulkedir. Libya, Batili guclerin de yakindan ilgilendigi bir konumdadir. Libya ile olan tarihi, kulturel ve ekonomik baglari, Libya Arap Bahari’nda Turkiye’nin aktif rol oynamasini gerektirmistir. Gittikce guclenen Turkiye’nin bolge uzerindeki etkisi Batili guclerin de ilgisini cekmistir. Bu calismanin amaci, Turkiye’nin, Libya’daki Arap Bahari’na yonelik tutumunu konruktivist bir bakis acisiyla incelemektir. Calismanin sorunsalini Turkiye’nin, Libya Arap Bahari’na yonelik tutumunun altindaki anlayisi konsruktivist bir yaklasimla ele almak olusturmaktadir. Bu baglamda olmak uzere Turk dis politikasinin; insan haklari, demokrasi, t...
Turkey has recently drawn attentions with a rhythmic diplomacy that it has caught especially in the Middle East. Turkey has reached to a position which is effective and has a voice in the region by using the cultural relations and... more
Turkey has recently drawn attentions with a rhythmic diplomacy that it has caught especially in the Middle East. Turkey has reached to a position which is effective and has a voice in the region by using the cultural relations and historic points properly and effectively in the region. Libya is one of the countries that has changed regime as a result of the Arab Spring. Libya is a highly important country in strategic and economic terms. Libya has a position that Western powers are also interested closely. The historical, cultural and economic connections that Turkey has with Libya has required Turkey to take an active role in Libyan Arab Spring. The effect of Turkey becoming increasingly stronger in the region has also drawn attentions of Western powers. The aim of this study is to examine the attitude of Turkey towards theArab Spring in Libya with a constructivist perspective. To deal with the understanding under Turkey’s attitude towards Libyan Arab Spring with a constructivist a...
Uluslararasi niteligi agir basan, ekonomik, ticari, kulturel ve politik boyutlari da olan turizm, gunumuz  uluslararasi aktorleri icin ozellikle ekonomik ve politik degeri artan bir yumusak ve akilli guc unsuruna  donusmustur. Terorizm... more
Uluslararasi niteligi agir basan, ekonomik, ticari, kulturel ve politik boyutlari da olan turizm, gunumuz  uluslararasi aktorleri icin ozellikle ekonomik ve politik degeri artan bir yumusak ve akilli guc unsuruna  donusmustur. Terorizm ise uluslararasi toplumun ortak endise kaynagi olarak, turizmi ve aktorlerin cikarlarini  zamanla daha cok etkilemektedir. Turizm, insanlarin seyahatlerini iceren ekonomik, politik, kulturel ve sosyal  bir olgu olup; niteligi itibariyle cok yonlu; ancak esnek bir yapiya sahiptir. Boylece, sosyo-ekonomik ve  yapolitik gelismeler de hizli ve dogrudan turizm faaliyetlerini etkilemektedir. Calismanin amaci, terorist saldirilarla turizm iliskisinin 11 Eylul saldirilari orneginden hareketle incelenmesidir.  Bu calismada, kirilgan nitelige sahip olan turizm olgusunun terorizmden buyuk oranda etkilendigi  savunulmaktadir. Anilan amaca ulasmak icin tarihin en buyuk terorist saldirilarindan biri olarak kabul edilen 11  Eylul 2001 saldirilarinin, uluslararasi bo...
Demokratik sistem icin kurumsallasma onemlidir. Ancak kurumsallasmanin belli duzeyde gerceklesmis olmasi butun sorunlarin cozumu icin her zaman yeterli olmayabilir. Turkiye'de belli duzeydeki demokratik kurumsallasmaya karsin sistem... more
Demokratik sistem icin kurumsallasma onemlidir. Ancak kurumsallasmanin belli duzeyde gerceklesmis olmasi butun sorunlarin cozumu icin her zaman yeterli olmayabilir. Turkiye'de belli duzeydeki demokratik kurumsallasmaya karsin sistem bazen sorun cozumunde islevsiz kalabilmektedir. Ilk bakista sorunlar kurumsal nitelikli gozukmektedir. Her yeni anayasa yapilisinda eski donemde aksayan durumlar kurumsal acidan yeniden duzenlenmektedir. Ama, siyasal sistemin islevselligi istenilen duzeyde saglanamamaktadir. Calismamizda bu durumun nedenleri arastirilmistir. Siyasal sistemin kurumsal acidan belli bir yeterlilige kavustugu ulkemizde sistemin islevsel olamayisinin iki nedeni bulunmaktadir: kulturel nedenler, demokrasiye pozitivist bakis ve siyasalin farkli algilanisi. Anahtar Sozcukler: Demokrasi, Siyasal Kultur, Siyasal Sistem, Kurumsallasma, Pozitivizm Abstract It is important for the democratic system institutionalization. However, certain levels of corporate activity has been carri...
Research Interests:
Özet Bu çalışmada, öncelikle değişen güç dengesi açıklanmaya çalışılmış olup, artan güvenlik gereksinimi vurgulanmıştır. Enerji kaynakları Avrasya özelinde ele alınmıştır. Avrasya enerji kaynaklarının stratejik önemi anlatıldıktan sonra,... more
Özet
Bu çalışmada, öncelikle değişen güç dengesi açıklanmaya çalışılmış olup, artan güvenlik gereksinimi vurgulanmıştır. Enerji kaynakları Avrasya özelinde ele alınmıştır. Avrasya enerji kaynaklarının stratejik önemi anlatıldıktan sonra, Türkiye’nin jeostratejik konumu nedeniyle içinde bulunduğu durum açıklanmaya çalışılmıştır. Değişen uluslararası koşullarda, Türkiye için söz konusu olan tehditler ve fırsatlar ele alınarak, Türkiye’nin izlemesi gereken politikalar konusunda öneriler getirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca çalışma, günümüzde enerjinin taşıdığı özellikler, önemi nedeniyle, uluslararası aktörlerin dış politikalarını ve güvenliklerini etkilediği savıyla yapılmıştır. Çalışmanın sorunsalını, enerji kaynaklarının uluslararası güvenlik ve uluslararası aktörlerin dış politikalarını nasıl etkilediği ve bu bağlamda Türkiye’nin izlemesi gereken politikaların da neler olduğunun saptanması oluşmaktadır. Çalışmada, öncelikle değişen güç dengesi açıklanmaya çalışılmış ve artan güvenlik gereksinimi vurgulanmıştır. Avrasya enerji kaynaklarının stratejik önemi anlatıldıktan sonra, devletlerin izlediği politikalar enerji ve güvenlik eksenli olarak saptanmaya çalışılmış ve Türkiye’nin jeostratejik konumu nedeniyle içinde bulunduğu durum ifade edilerek, bu şartlar altında, Türkiye için söz konusu olan tehditler ve fırsatlar, Türkiye’nin izlemesi gereken politikalar analitik bir yöntemle ortaya konmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimler: Avrasya Enerji Kaynakları, Enerji Güvenliği, Uluslararası İlişkiler, Dış Politika, Uluslararası Güvenlik
Research Interests:
Öz Irak, 1990’da Kuveyt’i işgal etmiştir. Bu işgal üzerine Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Irak’a müdahale edilmiş ve Irak, Kuveyt topraklarından çıkarılmıştır. Bunu izleyen süreçte Irak, BM tarafından denetlenmeye başlanmıştır. Irak,... more
Öz
Irak, 1990’da Kuveyt’i işgal etmiştir. Bu işgal üzerine Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Irak’a müdahale edilmiş ve Irak, Kuveyt topraklarından çıkarılmıştır. Bunu izleyen süreçte Irak, BM tarafından denetlenmeye başlanmıştır. Irak, ABD tarafından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uymadığı, teröre destek verdiği, Kitle İmha Silahları ürettiği gerekçeleri ile 2003’te işgal edilmiştir.
İkinci Körfez Savaşı (2003) olarak adlandırdığımız bu savaş, ABD’nin büyük prestij kaybettiği, Birleşmiş Milletler’i devre dışı bıraktığı ve meşruiyeti tartışmalı olan bir savaştır. ABD müdahalesi sonrasında, Irak’ın alt yapısı, ekonomisi, sosyal yapısı ve devlet yapısı çökmüştür. Irak’ta bu şartlar altında başlatılan devlet inşa 2012’de devam etmektedir. Devlet inşa süreçleri, ülkeler için bir dizi sosyal, siyasal ve ekonomik yapılanma aşamalarını içermektedir Bu süreçte bölgede güvenlik açığı doğmuş ve bölge adeta terör örgütlerinin eylem alanı gelmiştir. Irak ve Türkiye benzer tarihsel, toplumsal, coğrafi ve stratejik bağlara sahiptir. Türkiye, Irak’ta yaşanan gelişmelerden ekonomik, sosyal ve siyasal boyutta etkilenmektedir. Özellikle Kuzey Irak kırsalında yerleşik PKK terör örgütünün eylemleri Türkiye için büyük bir güvenlik sorunu haline gelmiştir.
Anahtar Kelimeler: Türkiye, Irak, Devlet İnşa, Terörizm, PKK
Research Interests:
Özet Bu çalışmada uluslararası politikada yumuşak gücün artan öneminin vurgulanması ve bunun turizm sektörü üzerindeki etkisi Türkiye örneğinden hareketle anlatılmaya çalışılmıştır. Yumuşak gücün günümüzdeki rolünün sektörel... more
Özet
Bu çalışmada uluslararası politikada yumuşak gücün artan öneminin vurgulanması ve bunun turizm sektörü üzerindeki etkisi Türkiye örneğinden hareketle anlatılmaya çalışılmıştır. Yumuşak gücün günümüzdeki rolünün sektörel yansımalarının olduğu ve bu bakımdan turizmin, Türkiye’nin yumuşak gücünden etkilendiği saptaması yapılmıştır. Türkiye’nin diğer yumuşak güç unsurlarının turizme yansıması değerlendirilerek, aralarında doğru yönlü ilişki olduğu ortaya konmuştur. Ayrıca turizm faaliyetlerinin bir ülkenin imajını oluşturan, çıkarlarını gerçekleştirmeye yarayan, yumuşak güç unsurlarından biri olduğu değerlendirilmiştir.
Çalışmada yumuşak gücün önemine değinilerek, bir yumuşak güç unsuru olan turizmin devletlerin çıkarlarının gerçekleştirilmesindeki etkisi üzerine vurgu yapılmıştır. Turizmin diğer yumuşak güç unsurlarının da desteğiyle, Türkiye’nin bölgesel güç olma niteliğine katkı yapabileceği değerlendirmesi yapılmıştır. Turizm faaliyetleri sonucu elde edilen kazançların bu varsayımı desteklediği sonucuna nitel araştırma yöntemi kullanılarak ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Türk Dış Politikası, Güç, Uluslararası Politika, Yumuşak Güç, Yumuşak Güç Unsurları, Turizm
Research Interests:
Özet İkinci Dünya Savaş’ından sonra, Ortadoğu’da en etkili aktör, ABD olmuştur. Ancak ABD’nin etki kapasitesinde değişme yaşanmaktadır. ABD’nin Ortadoğu stratejisinin Sürdürülebilirliği, konjonktürel gelişmelere, ekonomik, politik ve... more
Özet
İkinci Dünya Savaş’ından sonra, Ortadoğu’da en etkili aktör, ABD olmuştur. Ancak ABD’nin etki kapasitesinde değişme yaşanmaktadır. ABD’nin Ortadoğu stratejisinin Sürdürülebilirliği, konjonktürel gelişmelere, ekonomik, politik ve askeri unsurlara bağlıdır. Çalışmada ABD’nin hegemonik gücünün hızla erimeye başladığı, savaşa varan müdahale şekilleri ile ekonomik durgunluk ve krizlerin de bu gerilemeyi hızlandırdığı; BRIC ülkeleri ve Türkiye gibi bölgesel aktörlerin uluslararası düzende ve bölgede daha etkin olacağı ve mevzi kazanacağı değerlendirmesi yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler:ABD, Ortadoğu, Güç Mücadelesi, Bölgesel Aktörler, Ekonomi
Research Interests:
Research Interests:
Özet Çalışmada küreselleşmenin gelir dağılımı üzerindeki etkisinin, gelir adaletsizliğini artırıcı yönde olduğu anlayışından hareket edilerek, Neorealist söylemlerin baskın olduğunun kabul edildiği uluslararası sistemin işleyişinin gelir... more
Özet
Çalışmada küreselleşmenin gelir dağılımı üzerindeki etkisinin, gelir adaletsizliğini artırıcı yönde olduğu anlayışından hareket edilerek, Neorealist söylemlerin baskın olduğunun kabul edildiği uluslararası sistemin işleyişinin gelir adaletsizliğin artırdığı varsayılarak bunun da insani güvenlik için bir tehdit doğurduğu sonucuna ulaşılmak amaçlanmıştır. Bu bağlamda olmak üzere, Küreselleşmenin gelir dağılımı üzerindeki etkisinin negatif yönlü olduğu anlayışından hareket edilmiştir. Ayrıca küreselleşmenin bazı sosyal kesimlerin yoksulluğunu artırdığı değerlendirmesi de yapılmıştır.
Çalışmada küreselleşmenin gelir dağılımına ve düşük gelirli kesimlerin yoksulluğunun artışına olumsuz etki yaptığı, bunun da bireyler, toplum, ulusal yapılar ve uluslar arası yapılar için bir tehdit unsuru olduğu, bir güvenlik risk taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmada güvenlik kavramının anlamından artık ekonomik içerikli olduğu, bunun da sosyal parametrelerle desteklendiği savunulmuş ve kavramın dönüşümü incelenmiştir.
Sosyal parametrelerle desteklenen ve ekonomik içerik kazanan güvenlik kavramının, insani güvenlikle ilişkisi kurulmuş, gelir adaletsizliği ve yoksulluğun insani güvenlik bakımından bir tehdit olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonucun ortaya konulması için de ekonomik verilerden yararlanarak, gelir dağılımında adaletsizliğin gün geçtikçe arttığı vurgulanmış ve bunun örnekleri olduğu savunulan kapitalizm karşıtı hareketlere dair sürece yer verilmiştir. Ayrıca Arap Baharı eylemlerinin de kapitalizm karşıtı eylemlerle ekonomik ve demokratik temelli benzer dinamiklerle ortaya çıktığı ifade edilerek, bu tür sosyal hareketlerin küreselleşmenin getirdiği yoksulluk ve gelir adaletsizliği sonucu insani güvenliği olumsuz etkilediği değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Yoksulluk, Gelir Adaletsizliği, İnsani Güvenlik, Wall Street’i İşgal Et, Arap Baharı
Research Interests: