Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, Kürt Tarihi dergisi
Sovyetler Birliği’nde 1920’li yıllarda “korenizatsiya (коренизация)” yani yerlileştirme politikası tatbik edilmişti. Amaç farklı etnik kimlikler ve Sovyet sistemi arasında bir aidiyet yaratmaktı. Bu politikanın tezahür ettiği etnisitelerden biri şüphesiz Kürtlerdi. Bu çerçevede Dağlık Karabağ’ın batısında Kızıl Kürdistan (1923-1929) adı altında otonom bir yönetim birimi tesis edilmişti. Kızıl Kürdistan 6 yıllık ömrü boyunca birçok Sovyet araştırmacının ilgisini çekmişti. Bu araştırmacılardan biri etnograf Grigoriy Filippoviç Çursin’di. Bu çalışmada öncelikle Çursin’in kısa bir biyografisini ve ardından 1924 yılında Kızıl Kürdistan’a yaptığı seyahati farklı yönleriyle okuyucuya takdim etmeye çalışacağız.
Bu bildiride, Türkiye’de içgöç-kırsal kalkınma-kırsal turizm ilişkileriyle, kalkınma ve turizm stratejilerindeki son eğilimler, yürürlükteki bazı kalkınma projeleri kapsamında, eleştirel bir bakışla değerlendirilecektir. Türkiye’de bölgelerarası dengesizlikler, geçmişten bugüne içgöçü beraberinde getirmiştir. Büyük ölçüde ekonomik gerekçelerle ortaya çıkan içgöçlerin, kırsal alanlardan kentlere, “az gelişmiş yörelerden gelişmiş yörelere” yöneldiği bilinmektedir ve bu durum kırsal kalkınmanın önemine işaret etmektedir. Kırsal kalkınma, kırsal nüfusu yerinde kalkındırmayı, göç ve istihdam sorunlarını yerinde çözmeyi amaçlayan politik bir tercihtir ve bölgelerarası dengesizliklerin giderilmesinde stratejik öneme sahiptir. Avrupa’nın kırsal alanlarındaki sorunların çözümünde kırsal turizm, uzun yıllardır bir “kalkınma aracı” olarak kullanılmaktadır. Nitekim AB’nin Ortak Tarım Politikasıyla bağlantılı olan kırsal kalkınmanın ana hedeflerinden biri “turizm altyapısının geliştirilmesidir”. Kırsal turizm, kırsal kalkınma stratejilerinin toplumsal, ekonomik ve çevresel boyutlarıyla ilişkilidir ve mesleki eğitimi, kırsal mirasın korunmasını, tarımın iyileştirilmesini, yerel halkın örgütlenmesini, üretimde kalitenin artırılmasını ve çevrenin korunması bilincini teşvik etmektedir. Bu açıdan kırsal turizm, Türkiye’nin de kırsal kalkınmasına ve turizm sektörüne büyük destek verecektir. Kırsal kalkınma projelerinde başarıyı yakalayabilmek ve tarım dışı istihdam olanakları yaratabilmek için, projelerin kırsal turizm ile bütünleştirilmesi gözetilmelidir.
Türk Edebiyatı Dergisi, 2017
Prof. Dr. Mehmet Kutalmış: "Üniversite’de okuduğum yıllarda ve hatta daha lisede iken İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı’nda okuyacağım ve orada dil profesörü olacağım dedim. Bütün hayallerime ve hatta fazlasına kavuştum. Doğrusu profesör oluncaya kadar bölüm başkanlığı bile düşün- medim, istemedim. Fakat Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesinde profesör ve bölüm baş- kanı oldum, aynı yerde aynı zamanda Bolu Halk Kültürünü Araştırma ve Uygulama Mer- kezi Müdürlüğü ve Yabancı Diller Yüksek Okulu Müdürlüğü yaptım. Rektörlük düşün- düğüm bir konu değildi. Bu güne dek dünyada en doğudan (Çin, Güney Kore vd.) en batıya (İsveç, Almanya vd.) 60 civarında ülkenin üniversitelerinde bulundum. Üniversitelerin; bulundukları bölgenin ve ülkelerin kalkınmasında ne derece yüksek rol üstlendiklerini gördüm. Üniversitelerimizin daha iyi yönetilmesi ve hatta çılgın hamleler ve yenilikler içinde olmaları gerektiğini düşündüm. Ben bu ıstırap ve bu ideal ile rektör olmak istedim."
BİR EDİP OLARAK TÂHÂ HUSEYN’İN (İ‘CÂZÜ’L) KUR’AN’A BAKIŞI, 2019
UNDERSTANDING OF TÂHÂ HUSAYN OF I'JAZ AL QUR'AN (THE STYLİSTİC İNİMİTABİLİTY OF THE QUR’AN) ABSTRACT This article focuses on the understanding of Tâhâ Husayn (1889-1973), a versatile litterateur and academician, of i'jaz of the Qur'an and provides background information on his educational life, works, and changes in his world of thought. His disputed views about the Qur'an, understanding of the Qur'an, and perspectives on the qıraat and i'jaz are discussed in detail. In this discussion, special attention is given to the author's emphasis on how Qur'an has a great impact on human beings with its i'jaz, content, verse, and style throughout centuries. The most striking finding of the author is that the Qur'an has a style and content that effects its reciting manner.
Öz: Kültür, anlamsız insan yığınlarını bir millet haline getiren değerlerin başında gelmektedir. Dolayı-sıyla millet olabilmiş her topluluğun da ortak bir kültürü olmuştur. Kültür, dini, dili, ırkı, kullandığı alfabesi ve kendisiyle alakalı olan, halkın ortak olarak benimseyip kullandığı materyalleri içermektedir. Bu özelliklerinden her hangi birinin kaybolması demek, kültürün bir uzvunun yitirilmesi demektir. Kül-türün bir milletin tarihi içerisinde ne kadar öneme haiz olduğunu, Kırgız türklerinin kültürlerini n bir parçası olan boz üy yani çadır geleneklerine bağlılıklarından anlayabiliriz. Tarihi çok eskilere dayanan, Kırgızlarda önemini yitirmeden yaşayan ve Kırgız kültürünü içerisinde en belirgin şekilde barındıran boz üylerin Türk kültürü ve bilhassa Kırgız Türklerinin kültürleri içerisindeki yerine değinmeye çalıştık. Boz üyler göçebe Kırgız kültüründeki sanatın doruk noktasıdır. Yani rahatlığının yanı sıra sanatsal açı-danda büyük bir değer ifade etmekte olan bu taşınabilir konutlar, Kırgızlarla beraber dağlarda göç etmiş, ipek yolunda gezmiş ve zamanın zor şartlarına dayanmıştır. Abstract: Culture is one of the most significant entities that heaps valueless people as a nation. Therefore all communities that could become a nation have their common culture. Culture includes religion, language , race, alphabet used and all related values which are commonly used by people. The loss of any aforementioned aspect means loss of some part of the culture. Here we will mention about importance of Boz Uy in Kyrgyz culture. Kyrgyz turks are known as one of the most ancient nations. In this essay we tried to discuss about significance and role of Boz Uy in turkic and especially in the culture of kyrgyz turks which has never lost its importance in life of kyrgyz turks and also which serves like a vivid sign of kyrgyz culture. Boz Uy's are peak point of the art in culture of nomad kyrgyz. Beside the comfort it offers Boz Uy also carries cultural importance. These mobile habitations have been moving to mountains with kyrgyzes, have been travelling over silk road and sustained unreplacable at any condition. Аннотация: Культура является одним из тех ценностей, которая из бессмысленной кучы людей делает народ. Таким образом в каждом сообществе которое образовало нацию, народ имеется общая культура. Культура включает в себе религию, язык, рассу, алфавит и все материалы которые принимается общим достоянием того или иного народа. Потеря одного из этих ценностей означает потерю одной конечности культуры. О том до какой степени имеет значение культуры в народе можно понять в приверженности Кыргызов к боз уй (войлочная палатка). В данном исследовании выводятся важность боз уй которая является одним из самой древней и особой частью культуры Кыргызов и в общем Тюрков. Боз уй является кульминацией искусства кочевой кыргызской культуры. Эти переносные жилища которые являлись комфортабельным и вместе с этим художественным исскуством эмигрировали в горах вместе с кыргызами, путешествовали по шелковому пути, перетерпели трудные условия того времени.
ÖZET Halk şairleri asırlar boyunca toplumlarının gözü, kulağı ve dili olmuşlar, ortaya koydukları ürünlerle kendi duygu ve düşüncelerinin yanı sıra içinde bulundukları toplumun zevklerini, beğenilerini, arzu ve isteklerini, tepkilerini, acılarını, sevinçlerini, hüzünlerini, hayata bakışlarını, dünya görüşlerini yansıtmışlardır. Aynı zamanda onlar, en önemli ürünleri olan türkü ve destanlarda, toplum üzerinde büyük tesirler yapmış önemli olayları işleyerek toplumun hissiyatını, bu olaylar karşısındaki tavrını, tepkisini dile getirmişlerdir. Bu yönleriyle de toplum içerisinde bir " sözel tarihçi " vazifesi üstlenmişlerdir. İslamiyet'ten önce ozan adı verilen ve toplum içerisinde önemli bir mevkiye sahip olan bu halk şair ve musikişinasları, toplumun önemli günlerinde, sığır, şölen ve yuğ adı verilen törenlerde, savaşlardan önce askeri cesaretlendirmek, savaşlardan sonra da kazanılan zaferi/zaferleri ya da kaybedilen mücadeleleri anlatan, savaşın çeşitli safhalarını tasvir eden, bu savaşlarda öne çıkan veya ölen kahramanları metheden şiirler söylemişlerdir. Ozanların bu vazifeleri İslamiyet'ten sonra da devam etmiş, bu saz şairleri kahvehane, meyhane, bozahane, kervansaray, tekke gibi umumî ortamların yanı sıra yeniçeri ve sipahi ocaklarında, leventler arasında ve sınır kalelerinde de bulunmuşlardır. Ordu içerisinde bulunan bu saz şairleri bizzat orduyla çeşitli seferlere, savaşlara da katılarak bu savaşların, kazanılan zafer ve mağlubiyetlerin canlı şahitleri, bunlarla alakalı olarak ortaya koydukları türkü ve destanlar da bu olayların birer canlı vesikası olmuştur. Asıl adı Durmuş Ali olan Âşık Gufranî, 1280/1863-1864 yılında Karaman'ın Başkışla köyünde doğmuştur. Karaman'da Koçakdedeler diye bilinen bir aileye mensuptur. Pirlerin elinden bade içerek on beş yaşından itibaren saz çalmaya ve şiir söylemeye başlayan şairin hem hece hem de aruz vezniyle şiirleri mevcuttur. Şairin elde olan az sayıdaki şiirleri arasında destanların yoğunluğu dikkat çekmektedir. Bu da onun daha çok bir destan şairi olduğunu göstermektedir. Kaynakların verdiği bilgilerden hareketle şairin destan söyleyerek ve bastırdığı destanları satarak geçimini sağladığı ve hayatının son * 31 Ekim-02 Kasım 2014 tarihleri arasında Çankırı Karatekin Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı'nın iş birliği ile düzenlenen " 100. Yılında I. Dünya Savaşı'nın Türk Edebiyatındaki Yansımaları " konulu II. Uluslararası Türkiyat Sempozyumu'nda sunulan yayımlanmamış bildiri metninin genişletilmiş şeklidir. Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2022
I. Uluslararası Kapadokya Felsefe ve Sosyal Blimler Kongresi (CAPASS 2019), 2019
Göç, kavramı insanlık tarihi kadar gerilere giden bir süreçtir. Nüfusun bir yerden başka bir yere taşınmasını ifade etmektedir. Sosyolojik anlamda ve sosyal literatürde göç olgusu fertlerin yada toplumsal grupların yeni yerleşim alanlarına ya da yeni siyasal sınırlara hareketliliğini esas almaktadır. Göç olgusu ise kitlelerin mevcut oldukları yerlerden siyasal, kültürel, ekonomik ve sosyal sebeplerden dolayı başka bir yere hareket etmelerine verilen isimdir. Tarihi ölçüde göç kavramı; kıtlık, iç savaş, dini ve diğer şiddet olayları, soykırım ve siyasî sürgün gibi sebeplere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. İnsanlık tarihi açısından ise oldukça acıklı süreçleri kapsamaktadır. Devletlerin siyasi yaşantılarında göç olgusunun önemli bir yeri vardır. İnsanlar tarih boyunca sürekli hareket halinde olmuşlar ve yer değiştirmişlerdir. Bu göçlerin bir kısmı kendiliğinden ve doğal akışı içerisinde olurken, bir kısmı ise baskı, zorlama ve zulümler neticesinde olmuştur. Bu çalışmamızda Osmanlı siyasi ve sosyal tarihinde önemli bir yer tutan Çerkeslerin Osmanlı Devleti topraklarına göç ve sürgününü çalışmayı esas aldık. Tarihin gördüğü en dramatik göçlerden bir tanesi olan Çerkes Sürgünü'nün sebepleri ve göç sonrası yaşadığı sıkıntılar ortaya konulacaktır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Coğrafya Dergisi, 2024
Palgrave Handbook on New Directions in Kashmir Studies, 2023
Kertha Wicara, 2014
Technology, Knowledge and Learning, 2024
Ecclesiastical Law Journal, 2011
Pakistan Journal of Information Management and Libraries
Annals of the Rheumatic Diseases, 2015
Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology, 2014
Materials Science and Engineering: C, 2021
English language exercises Part of Language and Grammar; Document elaborated by Mr. Karam OUHAROU / 2 nd Baccalaureate, all streams, 2023
Archives of toxicology, 2024
Journal of Computer and Information Systems Ampera, 2021
Poster Presentations, 2019
Aotearoa New Zealand Social Work
arXiv (Cornell University), 2017