ÖN SÖZ Şurası kesin ki vicdanlı bir öğretmen, sürekli yeni şeyler öğrenir, onları kendi bilgi dağarcığının bir parçası hâline getirir, bilgilerini yenileriyle güncel ve taze tutar, metotlarını sürekli yeniler ve sınıfına bu yeni bilgiler... more
ÖN SÖZ Şurası kesin ki vicdanlı bir öğretmen, sürekli yeni şeyler öğrenir, onları kendi bilgi dağarcığının bir parçası hâline getirir, bilgilerini yenileriyle güncel ve taze tutar, metotlarını sürekli yeniler ve sınıfına bu yeni bilgiler ve yeni öğretme metotları ile gider. Hiçbir zaman mevcut bilgileriyle yetinmez, eski bilgilerle sınırlamaz kendini, daima yeni şeylerin susuzluğunu çeker. Sosyal bilimlerin başat şubelerinden biri olan edebiyat bilimi, bilimsel yetkinliğini oldukça geç zamanlarda ispat etmiştir. Bu güçlüğe bir de edebi metni anlamak için hemen her sosyal bilimden ve kuramdan taşınan metotlar ve bunlarla ilgili terimleşme sorunları da eklenince edebiyat araştırmacılarının işi iyice zorlaşır. Türkiye üniversitelerinde daha çok Türkoloji odaklı ilerleyen edebiyat bilimi, maalesef kuramsal ve metodolojik olarak dünyada bugün çağdaşlarının geldiği noktadan en az birkaç on yıl geridedir. Pek çok üniversitede lisans ve lisansüstü düzey-de ders olarak okutulmasına rağmen, edebi metin çözümleme yöntemleri konusunu kapsayıcı bir bakışla ele alan çok az kaynak vardır. Bunların büyük bir kısmı da Berna Moran’ın kitabını tekrarlarlar. Üstelik bunlar; eleştiri yönteminin ilişkili olduğu felsefi arka plana ve dayandığı teorik zemine de temas etmez. Yöntem ve kuram ayrımını da net bir şekilde ortaya koyamadıkları için edebiyat çalışmaları pratiğinde işlevsel olarak kullanılamazlar. Elinizdeki kitabın farklı bölümlerinde edebiyat biliminin farklı çalışma alanları gruplandırılarak tanıtılmıştır. Bu tanıtımda daha çok alanın metodolojik cephesine hâkim olan yaklaşımlara odaklanılmıştır. Okura çok yönlü bir perspektif kazandırmak amacıyla bu bölümler, kendi konusunu farklı tartışmalar ve bakış açıla-rı ışığında ele almaya çalışmıştır. Öte yandan bu çalışmanın her bir bölümünde yeri geldikçe bir metot tanıtılmıştır. Burada amaç, sayıları belki de yüzlerle ifade edilebilecek edebiyat bilimi metotlarının tam bir listesini vermek değil; onların teorik çerçevesini ortaya koymaktadır. Zira metotların kuramsal arka planına işaret etmek, soyut önermeler olan kuramların edebiyat araştırma metodolojisine nasıl yansıdığını ortaya koyacaktır. Zira yöntemler, edebiyat araştırmaların-da ve metin incelemelerinde sundukları perspektifle metinlerin yeni bir gözle okunmasını ve değerlendirilmesini sağlayacak araçlardır. Kitabın kullanıcı için işlevsel olan bir başka tarafı da her bölümde geçen Terimlerin; ele alınan konuyla ilgili ilave Notların hemen orada geniş bir şekilde açık-lanmış olmasıdır. Okur için bir başka işlevsel taraf ise edebiyat bilimi kavramlarının ve edebi olguların yine ilgili bölüm içinde Türk edebiyat bilimi geleneğindeki seyrine yer verilmiş olmasıdır.
The meaning of negativity within the context of interpretative practices is likely to unravel, thus manifesting different or even divergent heuristic strategies. However, these have been equivocally referred to as negative hermeneutics,... more
The meaning of negativity within the context of interpretative practices is likely to unravel, thus manifesting different or even divergent heuristic strategies. However, these have been equivocally referred to as negative hermeneutics, an expression that occurs in the discourse of authors such as Ricœur and Jameson. This “negative,” either challenging or complementing “positive” hermeneutics, has consequences for the thought of “literary science,” if there is such a thing and such a possibility.
Identity Aspects and Speech Analysis in Franz Xaver Kroetz's Drama " Mensch Meier " The paper is a study of Franz Xaver Kroetz's Mensch Meier dramatic scenes based on literary theory and sociolinguistics, combining the sociological... more
Identity Aspects and Speech Analysis in Franz Xaver Kroetz's Drama " Mensch Meier " The paper is a study of Franz Xaver Kroetz's Mensch Meier dramatic scenes based on literary theory and sociolinguistics, combining the sociological approach and the methods of conversational analysis. It aims to show the ways in which the author represents social reality. To achieve this, it was established what features of language used in creating the fictional world were employed to characterize a member of the working class in his attempt to advance in society.
Zhang maintains that world literature is on the rise in a globalized world. Now, all literary traditions, particularly non-Western and even “minor” European traditions, should introduce their works to a global readership. But not... more
Zhang maintains that world literature is on the rise in a globalized world. Now, all literary traditions, particularly non-Western and even “minor” European traditions, should introduce their works to a global readership. But not everything that circulates in the world is world literature; only the best or canonical works of the world’s different literatures matter here. Given the imbalance of power in economic, political, and even military terms, what is now well known as world literature is still limited to major Western literary traditions. But by translating canonical works of non-Western literatures into a lingua franca like English, and following up with criticism and scholarship, we will be able to establish a set of canonical works that is truly world literature.
Die in diesem Beitrag vorgestellte Analyse schließt sich dem literaturwissenschaftlichen Eastern Turn und der transdisziplinären Adoleszenzforschung an. Die Romane Die undankbare Fremde (2012) von Irena Brežná, Novemberfäden (2002) von... more
Die in diesem Beitrag vorgestellte Analyse schließt sich dem literaturwissenschaftlichen Eastern Turn und der transdisziplinären Adoleszenzforschung an. Die Romane Die undankbare Fremde (2012) von Irena Brežná, Novemberfäden (2002) von Katja Fusek und Mehr Meer. Erinnerungspassagen (2009) von Ilma Rakusa erzählen von jungen weiblichen Hauptfiguren aus der Tschechoslowakei, die sich mit der Migration in die Schweiz auseinandersetzen. Mithilfe der Theorien der Fremderfahrung und der Verschränkung (Bernhard Waldenfels), der Übersetzung (Joachim Renn, Andreas Langenohl/Manred Weinberg/Ralph J. Poole), des Postmonolingualismus (Yasemin Yildiz) u.a. werden die Romane in Bezug auf die Übersetzung der Fremderfahrung innerhalb der Migration und Adoleszenz zu neuen Erfahrungen untersucht. Diese Übersetzung wird dabei auf die Anwendung des Äquivalenz- und Adäquanzprinzips überprüft.