Turizm Ve Otel Işletmeciliği

Lodging sector are mostly deal with  in tourism dicipline, such as accommodation, hospitality, hotel management, service quality, brand value etc. issues . However, accommodation facilities issue, has been often neglected within the scope of tourism geography and economic geography. This article deal with structural change and changing geography of lodging sector in Turkey from 1990 to 2013. In this study, facility, room and bed capacity data of accommodation sector used for years of 1990, 2000, 2010 and 2013. We use this data for demonstrate the spatial changes in the supply of accommodation sector.  The study carry out at provincial level. The data is analyzed using with ArcGIS 10 software.  Lodging sector in Turkey began to develop since the early 1980s. In the early 1990s, geography of facility, room and bed capacity of lodging sector in Turkey has reflected mass tourism destination. Because the developments with respect to mass tourism has shaped the accommodation sector in Turkey.  However, certain provinces are also in existence that growing in the accommodation sector with alternative tourism during this period. Accommodation sector create direct employment  in tourism. The deveopment of accommodation sector together with tourism is an important device that can contribute to economic development for many provinces which has tourism potential in Turkey.

Abstract
The tourism sector in our country Turkey is gaining momentum everyday as in the whole world. Our country welcomes a large number of tourists every year with its unique nature and climate. Over the past few years, our holiday destinations, which have been attracted by visitors from more European countries, are attracting more visitors from Russia, Ukraine and Belarus today, depending on the relationships we have developed in almost every area. This situation makes the use of Russian compulsory as a second foreign language, as well as other foreign languages such as English, German and French, which are generally required in the tourism sector.
Intermediate staff who knows foreign languages in the tourism sector and who communicates face to face with people are mostly graduated from tourism departments in vocational colleges. Nowadays, in terms of employment, it has become a necessity for these people to have a qualified Russian knowledge as well as a qualified education in English as a second foreign language. Even in some of our touristic regions, such as Antalya, it is observed that Russian language leads other foreign languages.
All these indicators make it mandatory to teach Russian as a second foreign language in vocational schools for intermediate staff working in the tourism sector. In this study, after referring to foreign language teaching methods, teaching Russian and textbooks taught in Russian courses in tourism departments of vocational colleges in general; in conclusion and suggestions parts we will give some suggestions to make an effective foreign language (Russian) lesson in the tourism departments of vocational colleges.
Özet:
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de turizm sektörü her geçen gün büyük bir ivme kazanmaktadır. Ülkemiz eşsiz doğası ve iklimiyle her yıl çok sayıda turisti ağırlamaktadır. Geçtiğimiz yıllarda daha çok Avrupa ülkelerinden ziyaretçi akınına uğrayan tatil beldelerimiz, bugün Rusya ve BDT ülkeleriyle hemen hemen her alanda gelişen ilişkilerimize bağlı olarak, bu ülkelerden daha fazla sayıda ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Bu durum, turizm sektöründe genel olarak İngilizce, Almanca, Fransızca gibi gerekli olan yabancı dillerin yanı sıra, ikinci yabancı dil olarak Rusçanın kullanılmasını zorunlu hale getirmiştir. Turizm sektöründe yabancı dil bilen, insanlarla yüz yüze iletişim kurarak çalışan ara elemanlar ise çoğunlukla meslek yüksekokullarındaki turizm bölümlerinden mezun olmaktadırlar. Günümüzde istihdam noktasında, bu elemanların iyi bir İngilizce eğitimine sahip olmalarının yanı sıra, ikinci yabancı dil olarak Rusçaya da hâkim olmaları artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Hatta Antalya gibi bazı turistik yörelerimizde Rusçanın diğer yabancı dillerin de önüne geçtiği gözlenmektedir. Tüm bu göstergeler turizm sektöründe çalışan ara elemanlar için, meslek yüksekokullarında ikinci yabancı dil olarak Rusçanın öğretilmesini zorunlu hale getirmektedir. Bu çalışmamızda, genel olarak yabancı dil öğretim yöntemlerine, meslek yüksekokulu turizm bölümlerinde Rusça öğretimi ve bu bölümlerdeki Rusça derslerinde okutulan ders kitaplarına değindikten sonra, sonuç ve öneriler kısmında meslek yüksekokulu turizm bölümlerinde etkili bir yabancı dil (Rusça) dersi gerçekleştirmek için birtakım önerilerde bulunacağız.

Felsefi bir disiplin olan etik, insan eylemlerini konu alır. Meslek etiğ
i ise insanların mesleklerini icra ederken
onların davranışlarına yön veren, rehberlik eden kurallar, standartlar ilkeler bütünü olarak tanımlanmaktadır.
Dolayısıyla hizmet unsurunun ön plana çıktığ
ı turizm faaliyetlerinde etik kavramı temel bir konudur. Ayrıca turizm
işletmelerinin etkin ve verimli olabilmesi için yönetici ve işgörenlerin görev ve davranışlarını etik ilkeler doğ
rultusunda
düzenlemeleri esastır. Bu kapsamda aratırmanın amacı, turizm iletmelerinde yönetici ve igören etik davranılarının,
stajyer ö
renci gözüyle de
erlendirilmesi olarak belirlenmitir. Bu amacın gerçekleşebilmesi için 01.10.2014 15.12.2014
tarihleri arası Gaziantep’te Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu ile Gaziantep Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümüne kayıtlı 308 ö
renciye anket uygulanmıtır. Sonuç olarak ise stajyer
öğ
rencilerin gözüyle, yönetici ve işgören etik davranışlarının, istatiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterdiğ
i tespit
edilmiştir.

Küreselleşme, toplumların ekonomik örgütlenme birimlerinden olan işletmeleri de etkilemektedir. Artık, yalnızca kurulduğu ülke sınırları içerisinde faaliyet gösteren, ürün ve hizmetlerini kendi pazarlarına sunan işletmelerden söz edilmemektedir. Kurulduğu ülke dışında da işletmecilik faaliyetlerini yerine getiren, bu faaliyetlerin yerine getirilmesinde karar sahibi olan, kararlarında küresel değerleri göz önünde bulunduran, dünyayı tek bir ekonomi olarak ele alan işletmeler de ekonomik sistemlerin birer parçasıdır. İşte bu işletmelere "küresel işletme" denilmektedir. KÜRESEL İŞLETMELER VE KÜRESEL İŞLETME YÖNETİMİ Küreselleşmenin son elli yılda, özellikle 1980'lerden sonra, ivme kazandığı görülmektedir. Küreselleşme genel anlamda, küresel ya da dünya çapındaki ticari faaliyetlerin, rekabetin ve pazarların gelişmesi ve ulusal ekonomilerin artan küresel bağımlılığı anlamına gelir. Ekonomik anlamda küreselleşme, ulusal ekonomiler ve pazarlar arasındaki artan karşılıklı bağımlılığı ifade eder. Sosyolojik bakış açısıyla küreselleşme, dünya ülkeleri arasında artan bir kültürel etkileşim ve yakınlaşma derecesi olarak tanımlanır. İşletmecilik açısından ise küreselleşme, pazarların gittikçe artan küresel doğasını, uluslar üstü işletmelerin iş faaliyetlerini dünya çapında yapılandırmaya yönelik eğilimlerini, stratejilerini ve operasyonlarını ulusal sınırlar boyunca koordine etmeyi ve entegre etmeyi ifade eder. Küreselleşme aynı zamanda daha bütünleşmiş ve birbirine bağlı bir dünya ekonomisine doğru kaymayı ifade eder. Pazarların küreselleşmesi, tarihsel gelişim bakımından birbirinden farklı ve ayrı ayrı ulusal pazarların tek bir küresel pazarda birleşmesi anlamına gelir. Üretimin küreselleşmesi ise, üretim faktörlerinin (emek, enerji, toprak ve sermaye gibi) maliyet ve kalitesindeki ulusal farklılıklardan yararlanmak için dünyanın dört bir yanındaki mal ve hizmetlerin tedarik edilmesini ifade eder. Kurulduğu ülke dışında da işletmecilik faaliyetlerini yerine getiren, bu faaliyetlerin yerine getirilmesinde karar sahibi olan, kararlarında küresel değerleri göz önünde bulunduran, dünyayı tek bir ekonomi olarak ele alan işletme, küresel işletmedir. Bu bağlamda küresel işletme yönetimi, küresel değerleri temel alarak, stratejik bir bakış açısı ile ülke dışındaki pazarlardaki faaliyetlerin, işletmenin amacı doğrultusunda, ilişkilendirilerek yürütülmesi anlamına gelir. İŞLETMELERİN KÜRESELLEŞME SÜRECİ küresel işletmeler, genellikle yerel pazarda faaliyete başlayan işletmelerin dışa açılması ile meydana gelir ve gelişir. Ürünlerini yurt dışındaki pazarlarda satabilmek için, söz konusu pazarların gereksinimine yönelik çalışmalarda bulunması ise uluslararasılaşmasını sağlar. Birden fazla ülkede mal ve/veya hizmetini üretmesi ve pazarlaması ise çokuluslaşmasına işaret eder. Nihayetinde, faaliyette bulunduğu ve bulunmayı hedeflediği ülke pazarlarını bir bütün olarak ele alarak işletmecilik faaliyetlerini yürütmesi ise işletmenin küreselleştiğinin göstergesidir. Uluslararasılaşma Aşaması İşletmecilik faaliyetlerini ülke içerisinde gerçekleştiren işletmenin, ürünlerini ihraç etmeye başlaması ile bu aşamaya geçilmiş olur. uluslararasılaşma sürecinde, ürünlerinin yurt dışındaki müşterilere ulaştırılması bakımından dağıtımcılar önemli rol oynar. Çok uluslulaşma Aşaması Bu aşamadaki işletmeler, artık mal ve/veya hizmetlerini ülke içerisinde üretip yurt dışındaki pazarlara ihraç etmenin ötesine geçmiştir. Üretim işlemlerinin bir kısmını ya da tamamını yurt dışında gerçekleştirmekte, farklı ülkelerde pazarlama faaliyetleri yürütmektedir. Bu bağlamda çok uluslulaşma aşamasındaki işletmelere, "çok uluslu işletmeler" denilmektedir. Genellikle kullanılan çok uluslu işletme tanımı şunlardır: En az iki ülkede bulunan üretim tesislerini yöneten ve denetleyen bir girişimdir. Kurulduğu ülke dışında üretim veya hizmet tesisine sahip olan veya bu tesisi denetleyen girişimdir. Doğrudan yabancı yatırımda bulunan ve yatırıma sahip olan veya birden fazla ülkede katma değer yaratan faaliyetleri denetleyen girişimdir. Birden fazla ülkedeki faaliyetleri-bu faaliyetlerin sahibi olmasa da-eşgüdümleme

Bu bölümde turizmin geleceği dört ana başlıkta ele alınmaktadır. İlk başlıkta 2030 yılına gelindiğinde turizm faaliyetlerine katılan kişi sayısı, ulaşım şekilleri ve seyahat amaçlarına yönelik turizmin küresel rakamlarının hangi seviyeye ulaşacağı Dünya Turizm Örgütü’nün tahminlerine dayanılarak sunulmuş-tur. İkinci başlıkta turizm talebini ve arzını kısa ve orta vadede etkiyecek olan faktörler üzerinde durulmuştur. Bu faktörler arasında turizm talebini şimdiden şekillendirmekte olan gümüş rengi saçlı turistler, Y & Z kuşakları, büyüyen orta sınıf, yeni destinasyonlar, politik meseleler, terör, teknolojik devrim ve iklim değişikliği bulunmaktadır. Turizm talebini etkileyen faktörler aynı zamanda turizm işletmelerinin geleceğinde de etkin rol oynayacaktır. Bu nedenle şimdiden değişen koşullara kendini uyarlayan farklı alanlardaki turizm işletmelerinin uygulamalarına örneklerle yer verilmiştir. Üçüncü başlıkta farklı yaşam biçimleri ve değişen tüketim kalıpları özelinde gelecekteki muhtemel turist tipleri ve bunların turizm işletmelerine olası etkileri ele alınmıştır. Son olarak uzay turizmi başlığı altında turistik amaçlı uzay yolculuğu için uzay aracı geliştirme çabalarına ve uzay oteli prototip denemelerine yönelik güncel bilgiler verilmiştir.

Müşteri ile doğrudan iletişim kuran otel işletmeleri, şikâyetlerin en yoğun yaşandığı ve dile getirildiği sektörlerden biridir. Otel işletmeleri şikâyet sürecini doğru yönetebildiği takdirde, öz değerlendirme ve hizmet kalitesini geliştirme imkânı bulmaktadır. Bu kapsamda araştırmanın amacı, Gaziantep ilinde faaliyet gösteren dört yıldızlı bir otel işletmesinde müşteri şikâyetlerini belirlemek ve müşterilerin şikâyet algılamasında müşterilerin sahip olduğu “eğitim düzeyinin” herhangi bir etkiye sahip olup olmadığının ortaya konulmasıdır. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için oluşturulan anket formu, 2014 yılının Nisan ve Mayıs aylarında Gaziantep ilinde turizm faaliyetlerine katılmış 406 adet yerli turiste uygulanmıştır. Şikâyet unsurları; “Oda konforu ve temizliği”, “Yiyecek-içecek hizmetleri”, “Personel hizmetleri”, “Otel genel hizmetleri” olmak üzere 4 başlık ve 34 unsur altında incelenmiş ve otel müşterilerinin satın aldığı ürün ve hizmetten genel olarak memnun olduğu sonucu tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda en düşük düzeyde ölçülen memnuniyet unsurları;mini barın fiyat ve çeşitliliği, menü fiyatlarının uygunluğu, odanın ses yalıtımı, olarak belirlenmiştir.Araştırmada diğer bir ilgi çekici husus ise katılımcıların eğitim durumlarına bağlı olarak, müşteri şikâyetlerini oluşturan unsurların farklılık göstermediği sonucu olmuştur. Yapılan bu araştırma, müşterilerin konaklama sürecinde yaşadığı sorunları ve çözüm yollarını ortaya koyarak,
otel yöneticilerine ve otel çalışanlarına çeşitli öneriler sunmaktadır.

Stratejin derin ve uzağı gören cinsten ise daha savaşmadan sen kazanırsın. Stratejik düşüncen sığ ve kısa ise erimli ise, daha savaşmadan sen kaybedersin. Zengin strateji yoksul stratejiye üstün gelir. Stratejisi olmayanlar yıkılmaya mahkumdurlar. Bu yüzden muzaffer savaşçıların önce kazanıp sonra savaştığı, mağlup savaşçıların ise önce savaşıp sonra kazanmaya çalıştıkları söylenir. (Zhang Yu )

Türkiye, sahip olduğu doğal güzellikler, uygun iklim koşulları ve uygulanan fiyat politikaları
sebebiyle günümüzde kitle turizmine yönelik bir destinasyon olarak öne çıkmaktadır.
Bunun sonucu olarak, her yıl milyonlarca turist ülkemizi ziyaret etmekte ve konaklama
işletmelerinin sağladığı hizmetlerden yararlanmaktadırlar. Turistlerin konaklama
işletmesi içerisinde iyi vakit geçirebilmeleri, sunulan ürün ve hizmetlerin turistlerin
beklentileri ile örtüşmesi yoluyla sağlanabilmektedir. Müşteri memnuniyetini sağlamak
için ise animasyon faaliyetleri pek çok konaklama tesisi tarafından müşterilerin
hizmetine sunulmaktadır. Turistlerin daha iyi tatil geçirebilmeleri için, otellerin turist
beklenti ve ihtiyaçlarına göre animasyon faaliyetleri düzenlemeleri müşteri memnuniyetini
ve dolayısıyla işletme imajını arttıracaktır. Bu çalışma Kuşadası destinasyonunda
faaliyet gösteren 5 yıldızlı otellerin uyguladıkları animasyon aktivitelerinin müşteriler
üzerinde yarattığı etkileri ortaya koymayı hedeflerken bunun yanı sıra animasyon hizmetlerinin
gerekli olup-olmadığı, animasyon aktivitelerinden müşterilerin beklentileri
ve müşterilerin işletmeye bağlılığındaki etkileri belirlenmeye çalışılmıştır.

ÖZELLİKLE MESLEKTEKİ YENİ KARDEŞLERİM;

***** Camiamızdaki hiç bir Dernek yada Federasyondan Destek Almadan Sadece Şahsi imkanlarım Dahilinde Tüm Çabalarım; Mutfağımızı Gerçek Değerleri ile Dünyaya Daha iyi Tanıtabilmek ve Yine Dünyadaki Mutfaklar Arasında Hakettiği yere Taşıyabilmek içindir. Sayfamda bulunan tüm linkleri Lütfen inceleyiniz.

***** Ekli dosyalar, Videolar, Albümler, Sunumlar Yazılar, Tarihi Yemek Tarifleri, Raporlama ve Sirküler Dipnotlar ve Bilgilerden Faydalanabilirsiniz… Lütfen Sitemde bulunan sizler için hazırladığım bu çalışmaları ilgili linkleri inceleyerek sosyal ağlarınızda paylaşarak sizlerde mutfağımıza ve etrafınıza daha fazla faydalı olabilirsiniz.

***** Unutmayınızki;ilgili Dernek ve Federasyonlardan katkı bedeli olarak Ödeme yapmanız karşılığında Herhangi birbaşarıya dayalı olmaksızın aldığınız yada sizlere verilen madalyalar ve başarı belgeleri sizi bilgili yapmaz."Önemli olan Popüler olmak degil bilgili olmaktır."

***** Bilgi paylaştıkça güzeldir... “sende bir yumurta var, bende bir yumurta var. Ben yumurtamı sana vereyim, sen yumurtanı bana ver. Şimdi sendede bir yumurta var bende de bir yumurta var…

***** Ama bende bir bilgi var sende bir bilgi var. Ben bilgimi sana vereyim sen bilgini bana ver… Şimdi Ne oldu? ikimizde kazandık_? SENDE İKİ BİLGİ VAR BEN DE İKİ BİLGİ VAR!!! Bu bir hizmet yarışıdır ve mutfağımıza hizmet eden ve katkıda bulunan herkesten Allah razı olsun.

***** Bu paylaşımlarımdan dolayı Benden Tarafı sizlere Karşılıksız "HELAL" olsun. Ama Bu Bilgilerin üzerine "Sizlerde" bir şeyler koyarak Mutfağımıza Kazandırmalı, Zamanla Bizlerden Daha'da Bilgili hale Gelerek Sizler'de Bilgilerinizi Mesleki Kardeşleriniz ile Paylaşmalısınız. Şimdiden ilginize teşekkür eder çalışmalarınızda sonsuz

Günümüzde rekabet varlığını ulusal ve uluslararası düzeyde hemen hemen tüm sektör ve endüstrilerde hissettirmektedir. Aynı şekilde turizm sektörü içinde yer alan işletmeler de, var olan bu rekabetten üstün çıkabilmek için çeşitli stratejiler geliştirmek durumunda kalmaktadır. Hunt ve Morgan (1995), işletmelere rekabet üstünlüğü sağlayabilecek kaynakları finansal, fiziksel, beşeri, hukuksal, örgütsel, bilgisel ve ilişkisel kaynaklar şeklinde sıralamıştır. Bu kaynaklar arasından işletmelerin özellikle sahip olduğu beşeri, örgütsel ve ilişkisel kaynaklar günümüz rekabet koşullarında hayati önem taşımaya başlamıştır. Bu kaynaklardan üst düzeyde yararlanabilen turizm işletmeleri rakiplerine oranla üstünlük elde etme şansı yakalayabilmektedir. Örgütsel davranış, insan tutum ve davranışlarını örgütsel bir ortamda ele alan ve yönetmeye çalışan bir çalışma alanıdır ve işletmeler bu alanda yapılan araştırmalardan kaynaklarını daha doğru bir şekilde yönetebilmek için yararlanmaktadır. İnsan kaynağının rekabet avantajı yaratmada en önemli unsurlardan biri olduğu turizm sektöründe örgütsel davranış konusu ve bu konuda yapılan araştırmalar daha önemli hale gelmektedir. Bu bölümde öncelikle turizm işletmelerinde örgütsel davranışın rolüne değinilecek, sonrasında örgütsel davranış alanının temel kavramları ve işletmeler açısından önemi vurgulanacaktır. Sonrasında, örgütsel davranış alanının kavram ve çalışma konuları arasından turizm alanında öne çıkan ve kritik önem taşıyan konular daha detaylı olarak açıklanacaktır.

Tüm ticari işletmeler gibi otel işletmeleri de kar etmek için kurulur ve faaliyetlerini sürdürür. Otellerin en büyük gelir kalemleri oda satışı ve yiyecek içecek gelirleridir. Bazı işletmelerde lokasyona ve tesis yapısına bağlı olarak yiyecek içecek gelirleri oda gelirlerini geride bırakacak kadar önemli olabilir. Tüm bu gelir kalemlerinin işletmenin karlılık hedeflerine ulaşabileceği şekilde sürdürülebilmesi için maliyet yönetimi uygulamaları kritik bir görev üstlenir. Bu çalışmada, Ankara'da faaliyet gösteren dört ve beş yıldızlı otel işletmelerinde maliyet kontrol süreci ve yöntemlerinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmanın ana kütlesini 16 adet beş yıldızlı otel ve otuz beş adet dört yıldızlı otel işletmesi oluşturmaktadır. Çalışma, araştırmanın amacına uygun olarak hazırlanan bir anket ile yürütülmüş, elde edilen veriler SPSS 17.0 paket programı aracılığıyla değerlendirilmiştir. Anket verilerinin analizi sonucunda Ankara'da bulunan beş yıldızlı otellerin büyük çoğunluğunda standart maliyet kontrol yöntemi uygulanırken, dört yıldızlı otellerde daha çok basit maliyet kontrol yöntemi uygulandığı görülmüştür. Ayrıca menülerin içeriği ve satış rakamları planlanırken maliyete yönelik fiyatlama yapıldığı saptanmıştır.
Every hotel, like all commercial entities, is founded in order to make profit and operate. The main revenue items of a hotel are room selling and food and beverage earnings. However, according to the location and type of the hotel, the revenue of food and beverage can be more important to the degree of leaving the revenue of rooms behind. In order to maintain the sustainability of those revenue items in the context of achieving the profitability goal of the hotel, cost method applications gain a great deal of importance. In this study, it is aimed to examine the cost-control process and methods at four and five star hotels that operate in Ankara. This research is mainly based on 16 five-star hotels and 35 four-star hotels. This research has been carried out by the results of a questionnaire that was prepared in the context of this study and the outcome of the questionnaire was assessed through SPSS 17.0. It has been found out that most of the five-star hotels use a standard cost-control system whereas most four-star hotels use a more basic form of cost control. In addition to this, it has been determined that during the process of creating a menu and sales figures, the pricing is done according to the cost.

19. yüzyıla kadar uzanan bir geçmişi olan “Örnek olay” diğer ifadelerle “durum veya vaka” çalışmaları özellikle sosyoloji, antropoloji ve psikoloji alanlarında sıkça uygulanmıştır. 1930’lardan itibaren sosyal bilimlerde egemenlik kurmaya başlayan pozitivizm akımı, araştırmaların nicel araştırma yöntemlerine yönelmesine yol açmış ve örnek olay analiz çalışmalarının ikinci planda kalmasına neden olmuştur (Yin, 1994). Örnek olay analizi çalışmalarında, seçilen örneklem ünitesinin kompleks davranış şekillerine ve çevre faktörlerinin etkisine bakılarak olay içerisindeki etkisi bulunan tüm faktörlerin etki değerleri ortaya konulmaya çalışılır. Bu açıdan bakıldığında örnek olay analizi çalışmalarında tüm süreç, süreçte yer alan örneklemin geçmişi, sosyolojik etkiler, enformasyon etkileri, ortamın makro ve mikro değişkenlerinin etki kuvvetleri göz önüne alınarak araştırma sonuca ulaştırılır. Örnek olay analizi çalışmalarında süreçsel amaç, günlük yaşam içerisinde karşılaşılan sorunun içinde olmak ve sorunu örneklemin katılımı ile çözmektir. Örnek olay analizi çalışmalarındaki olay gerçek olaylardan seçilir, anlaşılabilir bir dille ortaya konulur ve konu ile ilgili sonuca ulaştırabilecek tartışmalar açılır (Ün, 2003).
Örnek olay analizi çalışmalarının metodolojisi, sorunun yaşandığı olayın içerisindeki değişkenleri anlama odaklı bir metodolojidir. Örnek olay analizi çalışmalarının metodolojik tanımlamaları birçok yazar tarafından çok farklı şekillerde yapılmıştır. Christie M., Rowe P., Perry C., Chamard J. (2000)’ın tablo-1’de sunduğu tanımlar çizelgesine geçmeden önemli bazı tanımlamaların üzerinde durmak gerekmektedir. Yin (1994) örnek olay analiz çalışmasını “güncel bir olgunun gerçek yaşam bağlamında, özellikle bağlam ve olguların sınırlarının kesin olarak belli olmadığı durumlarda görgül olarak araştırılması” şeklinde ifade etmektedir. Merriam (1998), örnek olay analiz çalışmalarını “bir örneğin, olgunun veya sosyal birimin, yoğun, bütüncül bir biçimde tanımlanması ve analizi” olarak ifade etmiştir. Creswell (2007) kimi araştırmacıların örnek olay analiz çalışmalarını bir yöntem olarak değil de neyin çalışılacağının seçimi olarak ifade ettiklerini belirtmiştir. Karasar’a göre (2005) örnek olay analizi, araştırma evrenindeki örneklemin kendisini ve çevresi ile olan ilişkilerini belirleyerek, o örneklem hakkında bir yargıya varmayı amaçlayan hem derin hem de geniş bir tarama düzenlemesidir. Bu tanımlamalara göre örnek olay analiz çalışmaları, işletmelerin, departmanların, çalışanların, konuların, sorunların ya da programların yakından incelenmesini içerebilir. Örneğin; bir oteldeki çalışanların deneyimleri, deneyimlerin departmanlar arasındaki farkları, farklı departmanlardaki deneyimlerin yarattığı stres ve sonuçları, kurum içi eğitim programları gibi tüm olgular örnek olay analizi tarafından ele alınabilir. Yıldırım (2006) da bu bilgilere dayanarak, nitel araştırma desenlerinden biri olan örnek olay analizini, bir veya birkaç duruma ilişkin etkenlerin tümünün bütüncül bir yaklaşımla araştırılması ve ilgili durumu nasıl etkiledikleri ve ilgili durumdan nasıl etkilendikleri üzerine derinlemesine yapılması olarak tanımlamaktadır.

Rekabet kavramı iktisat kuramcıları, girişimciler, bilim adamları tarafından farklı bakış
açılarına yönelik olarak tanımlanmıştır. En basit tanımıyla rekabet, aynı amaç peşinde
koşanlar arasındaki yarış olarak nitelendirilebilir. Yazın incelendiğinde, rekabet konusuna en
fazla katkıyı Amerikalı bilim adamı Michael PORTER’ın yaptığı görülmektedir. Porter,
rekabet kavramını ülke, sektör ve firma düzeyinde ele almıştır ve bir ülkenin rekabet
edebilirliğinin ancak firmalar arası rekabet ile gelişeceğini belirtmiştir. Bir işletmenin
rekabet edebilirliği için ise, tüketicilere sunulacak ürün ve/veya hizmetlerin rakiplere kıyasla
daha az maliyetle, daha düşük fiyatla, ürün ve/veya hizmete, kaliteli üretiminin de ötesinde
ilave özellikler ekleyerek gerçekleşecektir. Bilindiği gibi küreselleşen dünyada işletmelerin
rakipleri yerel firmaların da ötesinde uluslararası işletmelerdir. Dolayısıyla birçok rakip
işletmenin bulunduğu serbest piyasa ekonomilerinde varlık göstermeye çalışan işletmeler,
ancak uzun vadeli rekabet stratejileri belirleyerek, istikrarlı bir pazar payı elde edebilirler.
Rekabetçi stratejilerin başarılı olabilmesi için pazarın iyi analiz edilmesi gerekir. Bunun için
de pazarda bulunan diğer rakiplerin geliştirdikleri pazarlama stratejileri hakkında işletmeye
sürekli bir bilgi akışı sağlanmalıdır. Ayrıca rakiplerin geliştirdikleri stratejilere karşı alınacak
önlemler belirlenmelidir
1950’lı yıllardan itibaren hızlı gelişim gösteren sektörlerden birisi de hizmet sektörüdür.
Hizmet sektörünün bir alt kolu olan turizm sektöründe faaliyet gösteren konaklama
işletmelerinin birbirlerini hangi konularda rakip olarak gördükleri ve rakiplerine karşı ne tür
eylemler geliştirmeyi tercih ettikleri bu çalışmanın özünü oluşturmaktadır. Çalışma için,
ülkemizde turizm işletme kümelenmesinin en yoğun olduğu Antalya ilinde faaliyet gösteren
beş yıldızlı otel işletmeleri örneklem olarak seçilmiş, otel yöneticilerinin anket sorularına
verdikleri cevaplar tablolar yardımıyla değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Turizm, Rekabet Edebilirlik, Otel Endüstrisi, Pazarlama Stratejileri, Elmas
Modeli.

Turistik mal ve hizmet üreten, pazarlayan ticari ve ekonomik kurumlar olan turizm işletmeleri iktisadi hayatta önemli bir yere sahiptirler. Konaklama işletmeleri, seyahat işletmeleri, turizmle ilgili ürünler üreten işletmeler olarak ayırabileceğimiz bu işletmeler bir çok farklı ürünü bir araya getirerek turizm ürünü üretmektedirler. Turizm ürünü; turizm sektörü içinde yer alan işletmelerin turistlerin taleplerini karşılamak için ürettikleri birleşik bir üründür.  Turistlerin seyahate çıktıkları andan itibaren yararlandığı ulaştırma, konaklama, beslenme, eğlenme, dinlenme vb bir çok hizmetin bir araya getirildiği bir bütündür olan turistik ürün sadece mal ve hizmetlerle sınırlı değildir. Bir doğal güzelliğinde turistik ürün niteliğinde olduğu söylenebilir. 
Pazarda her geçen gün artan turizm işletmesi sayısı tüketicinin tercihini zorlaştırmakta, aynı zamanda da üreticinin rakipleri arasında fark edilmesini güçleştirmektedir. Piyasada yaşanan bu değişimler sonucunda işletmeler diğer sektörlerde olduğu gibi, turizm sektöründe de geleneksel pazarlama anlayışlarından uzaklaşarak, tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarına odaklanan bir pazarlama anlayışına yönelmişlerdir. Dijital medyada yaşanan gelişmeler buranın bir pazarlama mecrası olarak görülmesine olanak sağlamıştır. Tüketicilerin gücünün farkına varmış, yenilikçi, yaratıcı ve çağdaş işletmeler, özellikle yeni medyada ağızdan ağıza pazarlama (e-WOM) uygulamalarıyla birlikte, yarattıkları pazarlama mesajlarının yayılmasında tüketicilerin de desteğini alarak bu sürece dahil olmalarına imkan vermiş, böylelikle kendilerini işletmenin bir parçası olarak hissetmelerini sağlayarak, aralarında sağlam bir güven duygusu ve bağ geliştirmiştir.
Bu çalışmada pazarlama iletişimi bakış açısıyla yeni medyada kullanılan e-WOM yöntemlerinin tüketicilerin turizm ürünü tercihine etkisini ölçmeye yönelik bir alan araştırması yapılmıştır. İstanbul ilinde 153 kişi üzerine yapılan alan araştırması SPSS 17.0  programında değerlendirilmiş, Chi-square istatistiğinden yararlanılarak değişkenler arası ilişkiler değerlendirilmiştir.

bizim kendi kültürümüze ait eski İstanbul’da Kasaplarımızdan bir miras olan asırların Arnavut ciğerine  “iğrenç”  dersiniz!  ama Fransız lokantalarında 10 kati paraya şampanya ile “kaz ciğeri” yer hava atarsınız. Esasında para sende kıro sensin!!! Ama farkında değilsin?
Yedi kat kültüre, dine, dile, ırka binlerce yıl şahitlik yapmış Urfa’ yı Mardin’i, sümene yi, Amasya kral kaya mezarlarını, Ürgüp ve Kapadokya’ daki tarihi bilmezsiniz; “pisa” kulesini görmek için binlerce Euro vererek İtalya’ya gider doğulu olduğunuz için karşılaşacaklarınızı bilmeden “çünkü bütün Avrupa hasetliğinden ve geçmişe dayali eski hesaplardan Türkiye’yi 3. Sınıf ülke olarak görür. Allah muhafaza hastaneye de giderseniz eğer eski kölelik devrinden kalma –ki biliyorsunuz Avrupa bu konuda ünlüdür, bir soru sizi bekler ve kesinlikle kompleksli bir hemşire tarafından sorulur –1-hangi ırktansınız? 2-Batılı yada doğulu musunuz?” hem para öder hem aşağılanırsınız, ve bundan da son derece mutlu olursunuz!
Bir Meksika yemeği olan ve barbunya benzeri kıymalı kuru fasulyeden yapılan “ chilli con carne” ’ yi finne dinning VIP restoran menüsüne baş köşeye koyarsınız, etli kuru fasulye yiyenide satanı’da  aşağılarsınız, hatta yanına soğan kirana da kıro dersiniz!
“Alanya kızıl kuleye, galata kulesine, kız kulesine” gitmezsiniz, dünyanın parasını ödeyerek demirden yapılmış rahmetli dedemden daha genç olan “Paris eyfel”  kulesine gider oradaki görevliler tarafından aşağılanarak milattan önce 600 ‘lü yıllardaki köle zihniyeti ile 500 kişinin arkasına sıraya girer gık’ ınızı çıkarmadan 4 saat bekleyerek ziyaretinizi gerçekleştirir ama dilinizden de düşürmezsiniz, oysa memlekette bir market veya devlet dairesinde 10 dakika beklesiniz sadrazam torunu kesilir binayı birbirine katarsınız…Yine ülkemizde burnumuzun dibinde Side’yi, Aspendos’u, apollo yu ve çevresinde bulunan 1000 yılı askın tarihi değerleri bilmezsiniz Yunanistan in aciz, taşra ve tarihimizin yok edildiği adalarında çektiğiniz rezillikleri unutarak dostlarınıza sadece “Yunanistan’a gittik” diyebilmek için anlata anlata bitiremezsiniz. Egonuz yerine geldi mi simdi?
İngiltere’de eski bir isçi ve köle yemeği olan yanında patates kızartması ve sirke ile (o zamanlar o memlekette ketçap mayonez olmadığı için) gazete kâğıdından  külahların içinde servis edilen fish and cips’i yine fine dinning restoran menülerine koyarak gururlanırsınız ama bizim çirozumuzu beğenmezsiniz hatta belki bilmezsiniz! Unutmayın bizler o gazete kâğıdından külahlarda 20 sene önce bakkallardan günebakan çekirdeği alıyorduk bardakla, hatırlatırım size!!!

Yine ülkemizde burnumuzun dibinde Side’yi, Aspendos’u, apollo yu ve çevresinde bulunan 1000 yılı askın tarihi değerleri bilmezsiniz Yunanistan in aciz, taşra ve tarihimizin yok edildiği adalarında çektiğiniz rezillikleri unutarak dostlarınıza sadece “Yunanistan’a gittik” diyebilmek için anlata anlata bitiremezsiniz. Egonuz yerine geldi mi simdi?
İngiltere’de eski bir isçi ve köle yemeği olan yanında patates kızartması ve sirke ile (o zamanlar o memlekette ketçap mayonez olmadığı için) gazete kâğıdından külahların içinde servis edilen fish and cips’i yine fine dinning restoran menülerine koyarak gururlanırsınız ama bizim çirozumuzu beğenmezsiniz hatta belki bilmezsiniz!
Bizim mutfağımızı konuştuğunuzkonuştuğunuz için söylüyorum sadece acaba diyorum bizim mutfağımızı konuşurken acizane ülkemize ait yöresel pidelerimizden, Arnavut, Edirne ciğerimizden, eriştemizden, tandırımızdan, cızlamamız’ dan, şalgam suyu ve ayranımızdan, sarmamızdan, dolmamızdan, kuru yufkamız, keşkeğimizden yada keklik dolmamızdan bahsetseydiniz daha iyi olmaz miydi.? Esasında bırakın tereyağlı bazlamayı, tortilya ekmeği bile çok size!!!
Kendinize ve konsept çizginize saygınız olsun biraz. Kime hizmet ediyorsunuz? Amacınız nedir? Bu ülkenin mutfağından yemek yiyip ailelerinizi geçindiriyorsunuz, yarışma’ larda mason legalleri ve madalyalar takarak ile göğsünüzü Türk mutfağı menusu yapıyorsunuz danışman %60’ ı yabancı, %30 ’u uydurma %10 Yapmayın kardeşim! Yapmayın! menü yapıyorsunuz ama menünün bölümündeki” yemeklerin isminin %70’ i kelimeler, ingilizce bölümü zaten bakin menülerinize! Bırakın bilenler yapsın buişi...Biz, olmamız lazım, Biz önce bizi ve tarihimizi bilmemiz
kabartıyorsunuz, Osmanlı ve olarak, yaptığınız menünün inandırıcı_!!!!
ingilizce türkce “ T ü r k c e i n g i l i z c e ingilizce! açıp bize faydalı başkalarına değil. mutfağımızı, lazım. 4 çeşit makarna bildiği için piyasaya
“SEF” olarak çıkan ve gerçek şefleri almış oldukları maaş ile mağdur ve issiz bırakan genç arkadaşlar... Altın piştikçe değer kazanır. Ustalarınızın yanında biraz daha pişin ve kendinizi daha büyük uluslararası başarılara hazırlayın. Zaman zaman duyuyorum 5000 lira maaşla çalışan kendi şefinin, ustasının yerini 2500 lira maaşla ustasına hainlikle devralan kardeşlerimiz! Mesleğimizde her şeyden önce ahlak ve saygı gelir. Her türlü bilgi eksikliği giderilir ama karakter eksikliği giderilemez...

Bir Meksika yemeği olan ve barbunya benzeri kıymalı kuru fasulyeden yapılan “ chilli con carne” ’ yi finne dinning VIP restoran menüsüne baş köşeye koyarsınız, etli kuru fasulye yiyenide satanı ’da aşağılarsınız, hatta yanına soğan kirana da kıro dersiniz!
“Alanya kızıl kuleye, galata kulesine, kız kulesine” gitmezsiniz, dünyanın parasını ödeyerek demirden yapılmış rahmetli dedemden daha genç olan “Paris eyfel” kulesine gider oradaki görevliler tarafından aşağılanarak milattan önce 600 ‘lü yıllardaki köle zihniyeti ile 500 kişinin arkasına sıraya girer gık’ ınızı çıkarmadan 4 saat bekleyerek ziyaretinizi gerçekleştirir ama dilinizden de düşürmezsiniz, oysa memlekette bir market veya devlet dairesinde 10 dakika beklesiniz sadrazam torunu kesilir binayı birbirine katarsınız...
Yine ülkemizde burnumuzun dibinde Side’yi, Aspendos’u, apollo yu ve çevresinde bulunan 1000 yılı askın tarihi değerleri bilmezsiniz Yunanistan in aciz, taşra ve tarihimizin yok edildiği adalarında çektiğiniz rezillikleri unutarak dostlarınıza sadece “Yunanistan’a gittik” diyebilmek için anlata anlata bitiremezsiniz. Egonuz yerine geldi mi simdi?
İngiltere’de eski bir isçi ve köle yemeği olan yanında patates kızartması ve sirke ile (o zamanlar o memlekette ketçap mayonez olmadığı için) gazete kâğıdından külahların içinde servis edilen fish and cips’i yine fine dinning restoran menülerine koyarak gururlanırsınız ama bizim çirozumuzu beğenmezsiniz hatta belki bilmezsiniz! Unutmayın bizler o gazete kâğıdından külahlarda 20 sene önce bakkallardan günebakan çekirdeği alıyorduk bardakla, hatırlatırım size !!!
     
Bizim kayıtlarımızda demeyeceğim belki inanmazsınız!!! Fransız “Broken” in kayıtlarına göre dünyada ilk defa 15. Yy. da Osmanlı döneminde kesiş dağından getirilen buz ve karlar ile Bursa da ve İstanbul’da yapılan dondurmayı bilmezsiniz ama ilk defa bizden 200 yıl sonra 17. Yüzyılda Avrupa’da görülen Fransız İtalyan dondurmalarını sanki size üste para vermişler gibi anlatır yüzlerce çeşidini sosları ile birlikte menülerinize koyar başka ülkelerin ürünü imiş gibi karsınızdaki insanlara anlatmaktan mutluluk duyarsınız.
Allah rızası için Hiç tarihinize dayalı vicdanınızdan utanmıyor musunuz ? vatana ihanet ile mutfağımıza ihanet arasında ne fark var? Eğer hatırlarsanız bizimde asırların bıçakla, satırla, balta ile kesilen Maraş dondurmamız var!!! Bu ne vicdan, bu ne rahatlık, Siz hangi taraftasınız arkadaşlar ?

Purpose – The aim of this study was threefold: first, to develop an instrument to evaluate food and beverage service quality in spa hotels; second, to identify aspects of food and beverage service quality of which customers had the highest expectations, i.e. the key dimensions of food and beverage service quality in spa hotels; third, to measure customer perceptions of the spa hotels in this study and to identify those dimensions with the largest gap between customer expectations and perceptions. Design/methodology/approach – A self-administrated questionnaire was distributed to 331 customers at four different spa hotels in Balikesir, Turkey. Exploratory and confirmatory factor analysis was used to identify service quality dimensions. Cronbach Alpha indicated the reliability of the factors identified. Customer expectations, perceptions and gaps between expectations and perceptions for each dimension were measured. Findings – Factor analysis revealed six quality dimensions: " assurance and employee knowledge " ; " healthy and attractive food " ; " empathy " ; " tangibles " ; " responsiveness of service delivery " ; " reliability ". Customer expectations were highest for " tangibles " and " assurance and employee knowledge ". The largest gaps between perceptions and expectations were for " healthy and attractive food " and " tangibles ". Practical implications – Key dimensions for food and beverage service quality in spa hotels were identified and a reliable instrument for measuring provision was developed. This should be applied by managers on an ongoing basis to evaluate their performance and give them a better understanding of food and beverage service quality in spa hotels. The study provides specific information on the performance of Turkish spa hotels in relation to food and beverage service quality. Originality/value – This research addresses the paucity of research on customer perspectives of food and beverage provision in spa hotels and contributes to enhanced understanding of spa tourists and their expectations and perceptions of the service quality of food and beverage service quality.

Mezopotamya coğrafyası geçmişten bugüne uzanan periyot içerisinde sayısız kültüre, dile, inanca ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Tüm bu birikimsel zenginliğini de gelecek nesillere çeşitli enstrümanlar vasıtasıyla taşımaktadır. Bu enstrümanlardan birisi olan ve küreselleşmenin etkisiyle gücünü iyice hissettiren, bir o kadar da önem kazanan turizm, bu bölge içerisinde gerek binlerce yıllık tarihi geçmişi gerekse sosyolojik, etnolojik vb. yönlerden zengin birikime sahip olan Mardin şehrinde özellikle son yıllarda önemli bir ivme kazanmıştır.
Bu çalışmanın amacı, alternatif turizm bağlamında örnek destinasyon olarak seçilen Sultan Şeyhmus Türbesi ekseninde buradaki kültür ve inanç turizmine ilişkin durum tespiti yapmak, doğal ve kültürel kaynak değerlerin korunması adına türbenin gerek şehir gerekse turizm için önemini ortaya koyarak din temelli alternatif turizm konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulunmaktır. Bu eksende öncelikle literatür taraması yapılmış, mevcut verilere ek olarak ikincil kaynaklardan yararlanılarak o destinasyonla ilgili olarak tecrübe sahibi sözlü kaynakların ifadelerine de başvurulmuştur.
Çalışma itibariyle bölgenin çeşitli inanışlara, ritüellere ev sahipliği yaptığı,
türbeyle ilişkili uygulama, keramet ve pratiklerin alternatif turizm konusunda ilgi çektiği gözlemlenmiştir. Türbelerin etrafında gelişen inanışların bireysel bir tecrübeyle birlikte kültürel öğelerle de birleşerek toplumsallaştığı da saptanmıştır. Ayrıca iletişim konusunda tanıtım ve reklam ihtiyacı ile birlikte mevcut alanın rekreasyonel taleplerinin, alt ve üst yapı elemanlarının daha da geliştirilmesinin, çevresel ve ulaşımsal ihtiyaçların yeniden ele alınmasının da kültür ve inanç turizmini geliştirme konusunda faydalı olacağı kanaatine varılmıştır.

Anahtar Kelimeler: İnanç Turizmi, Turizm Potansiyeli, Sultan Şeyhmus,
Türbe, Mardin

Ülkemiz, planlı yatırımlar neticesinde turizm alanında son kırk yılda büyük atılımlar sergilemiştir. İçmeler
beldesi de sözü edilen süreçte gelişme gösteren ve günümüzde özellikle yabancı turistler tarafından sıklıkla
tercih edilen bir destinasyon haline gelmiştir. Bu çalışmada öncelikle bir turistik destinasyon olarak İçmeler
beldesinin toplam konaklama arzı tespit edilmiştir. Daha sonra ise, söz konusu destinasyonu ziyaret eden
turistlerin konakladıkları süre zarfında tercih ettikleri pansiyon türlerinin neler olduğu içerik analizi
vasıtasıyla açıklanmıştır. Elde edilen veriler neticesinde, işletme sayısı bakımından İçmeler beldesinde “apart
otel” olarak adlandırılan küçük işletmelerin turizmin merkezinde yer aldığı görülmüştür. Konukların tercih
ettikleri pansiyon türü olarak ise “Only Bed” konaklama çeşidinin Büyük Britanya ve İrlanda kökenli turistik
yoğunluk sebebiyle apart otellerde öne çıktığı bulgulanmıştır. Diğer yandan apart otellere kıyasla sayı olarak
çok daha az olmasına rağmen tatil köyü ve yıldızlı otellerin ise “All-Inclusive” konaklama alternatifiyle geniş
kitlelere hitap ettiği sonucuna ulaşılmıştır.

Hayatın devamını sağlayan beslenme alışkanlığı günümüzde farklı şekillerde boyut kazanmıştır. Doyumun yeni hazzı farklı, değişik lezzetleri tatmak
deneyimlemek veya yapılışını görmek, izletmek şeklinde gerçekleşmiştir. Bu
anlamda gastronomi bilim olarak eskilere dayansa da turizm çatısı altında değerlendirilmesi yeni bir buluştur. Ülkemizde her bölgenin kendine has yöresel
tatları bulunmaktadır. Ülkenin farklı yerlerine yerleşen Bulgaristan göçmenleri
ise bu zengin lezzet mozaiğinin yalnızca bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu bağlamda ele alınan araştırmanın temel amacı, Antalya ilinde yaşayan Bulgaristan
göçmenlerinin zengin yemek kültürünü kayıt altına alarak gelecek nesillere aktarmak ve gastronomi turizmi kapsamında değerlendirerek Bulgaristan göçmen
mutfağının önemini ortaya çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda nitel araştırma
yöntemi benimsenerek, kartopu örnekleme yoluyla Antalya ilinde yaşayan Bulgaristan göçmenleriyle yüz yüze görüşmeler yapılmış ve göçmenlere ait yemek
kültürüne ilişkin çalışmalar taranmış, betimsel ve içerik analizi yapılmıştır.  Yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, yöre bazında birçok yemek çeşidi ve yapılışı benzer olarak Bulgaristan göçmenleri tarafından bilinmekte ve yapılmaktadır.
Kimi yörelerde aynı malzemeyle yapılan yemekler farklı adlandırılmıştır. Araştırma süresince genç neslin yöresel yemekler konusunda yeterince bilgi sahibi
olmadığı, daha çok üçüncü yaş grubuna ait bireylerin göçmen mutfağına hakim
olduğu ve bu yöresel yemekleri torunlarına yaptığı araştırmanın bir diğer sonucudur. Bu mutfağın gastronomik açıdan bilinmesi ve menülerde yer alması
gastronomi turizmi bakımından ülkemizin yararına olacaktır.

Bu araştırmanın amacı; etik iklim ve örgütsel sessizlik değişkenlerinin birbirleriyle olan ilişkilerini analiz etmek, incelemek, birbirlerini nasıl etkilediğini ortaya koymak ve etiksel iklim algılamalarının örgütsel sessizlik üzerindeki etkisini ortaya koymaktır.
Veriler anket yardımı ile toplanmıştır. Araştırma, Afyonkarahisar’da faaliyet gösteren beş yıldızlı otel personellerini kapsamaktadır.
Bu araştırmanın sonuçlarına göre; etik iklimin örgütsel sessizlik üzerinde (olumlu/olumsuz) etkilere sahip olduğu görülmüştür. Bununla birlikte etik ikliminin örgütsel sessizlik üzerindeki (olumlu etkisinin olumsuz etkisine) oranla daha güçlü olduğu kanısına varılmıştır.

Öz
Düzenlendiği dönemi, içeriği, düzenlenme döngüsü, katılacak kişi sayısı, süresi önceden belirlenerek belirli bir program dahilinde düzenlenen, bilim, kültür, spor, eğlence, rekreasyon, din ve ekonomik faaliyetler gibi sebeplerle insanların bir araya geldiği etkinliklere festival denmektedir. Bütün sanat olaylarında olduğu gibi festivallerin de oluşumu dinsel nedenlere dayanır. Geçen zamanla birlikte festivallerin içeriği de etkileri de dönüşüm geçirmiştir. Sosyal, ekonomik ve kültürel hayatın önemli bir parçası haline gelmiş, düzenlendiği yörenin kültürel dokusunu yansıtan en önemli tanıtım araçlarından birine doğru evirilmiştir. Sosyal ve kültürel etkileşimin yanı sıra düzenlendiği bölgelerin ekonomik kalkınmalarına etkileri de bulunan bu aktiviteler, kültürel miras oluşumunun da önemli bileşenlerindendir. Bilindiği gibi kültürel miras daha önceki kuşaklar tarafından oluşturulmuş ve evrensel değerlere sahip olduğuna inanılan eserlere verilen genel bir isimdir. Festivaller de evrensel değerlerin oluşumunda ve nesilden nesle aktarılmasında yararlanılacak önemli etkinliklerdir. Çalışmanın konusu festivallerin önemine ve kültürel miras oluşumundaki etkilerine vurgu yapmaktır. Çalışmanın amacı ise mülakat ve doküman analizi yöntemiyle Fethiye Müzik Köyü'nde her yıl düzenlenen festivalin, kültürel miras oluşturma potansiyeline dikkat çekmek, farkındalık yaratmak, düzenlenen bu festivalin sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda çekicilik unsuru olarak değerlendirilmesi için önerilerde bulunmaktır.
Abstract
A series of exhibitions and activities which are organized in a single program or periodically organized in a specific program, such as art, culture, science, economic activity, product, period or a particular theme, whose qualities, such as the period, place of construction, theme, number of participants, Festival is called. As in all artistic events, festivals are also based on religious causes. With the passage of time, the contents of the festivals as well as the influences have transformed. It has become an important part of social, economic and cultural life and has evolved from one of the most important promotional tools reflecting the cultural heritage of the region in which it is organized. These activities, which have social and cultural interaction as well as effects on the economic development of the regions where they are organized, are also important components of cultural heritage formation. As it is known, cultural heritage is a generic name given to works that were created by previous generations and believed to have universal values. Festivals are also important activities to be used in the formation of universal values and in transmission of generations. The theme of the work is to emphasize the importance of festivals and the effects of cultural heritage formation. The aim of the study is to make the festival organized every year in Fethiye Music Village with the method of interview and document analysis, to draw attention to create the cultural heritage, to raise awareness and to make suggestions for evaluating this festival as social, cultural and economical appeal.

Öz
Destinasyonların sahip olduğu kırsal turizm potansiyelinin belirlenerek çeşitli yönlerden incelenmesi, turizm potansiyelinin kullanılabilmesi ve turizmin çeşitlendirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, Muğla ili sınırları içerisindeki Ortaca ilçesinin kırsal turizm potansiyeli değerlendirilerek, güçlü-zayıf yönleri ile tehdit ve fırsatları ortaya koymak amaçlanmıştır. Nar ve narenciye gibi önemli tarımsal ürünlerin üretildiği ulaşımı kolay tarımsal alanların olması bölgenin kırsal turizm açısından güçlü yönü olarak dikkat çekmektedir. Dalaman havalimanına yakın konumu ve ikliminin elverişli yapısı bölgeye avantaj sağlamaktadır. Bölge halkının kırsal turizm konusunda yeterince deneyime sahip olmaması ve yerel yatırımcıların kırsal turizm konusundaki girişimlere yeterince sıcak bakmaması bölgenin zayıf yönleri arasındadır. Kırsal turizm ve yerel yaşantı konusunda artan ilgi ve yeni destinasyon arayışları, Ortaca için gelecekte fırsat oluşturabilecek bir unsurdur.
Anahtar Kelimeler: Turizm, Kırsal Turizm, Ortaca, SWOT Analizi.

Abstract
Rural tourism is seen as an important option in recent years for the tourists whose seek alternative instead of classical holiday concept including sea-sand-sun. From this viewpoint, it is matter to determine and analyse rural tourism potential of destinations from various aspects for using this potential and diversification of tourism. In this study, it is aimed that evaluating rural tourism potential and revealing strong-weak aspects along with opportunities and threats about rural tourism of Ortaca district which located in Mugla city. In this context, primarily conceptual informations are given about rural tourism by review the literature. Then, at the next section, informations about Ortaca district are given and evaluated rural tourism potential of this district. Having important easy access agricultural areas which is produced agricultural products such as pomegranate and citrus takes attention as a vital strong aspect of Ortaca district about rural tourism. Also, near location to Dalaman airport and favorable climate can be thought as one of the strong aspects of Ortaca with regard to rural tourism. However, having not enough experience of local community about rural tourism and being unwilling to enterprises of domestic investor for rural tourism can be thought weak aspects of Ortaca. Increased interest about rural tourism and local life and new destination seekings can be a opportunity factor for Ortaca in the future. Beside this, destinations such as near located Fethiye where has rural tourism attractions come into prominence in the future can be thought as a negative factor for Ortaca with regard to demand. Therefore, it will be better approach to focus on agro-tourism for the Ortaca district's rural tourism activities.

Saygıdeğer otel müdürleri, personel müdürleri kusura bakabilirsiniz !!! sayenizde 3 kuruş eksik vereceğiz diye piyasada kalfa çırak kalmadı, bırakmadınız! Hepsini “Aşçıbaşı” “Executive Cook şef “ yaptınız maşallah !!! Nasıl bir muz sararıp yetişmeden yenmez ise, ehliyet almamış, şoförlük yapmamış, araba kullanmamış birine de “araba verilmemeli” diye düşünüyorum, yine de siz bilirsiniz. Unutmayınız günün birinde Ambulansı, itfaiyeyi arayan siz olursunuz benden söylemesi …