Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Ramazan Topraklı

    Ramazan Topraklı

    Makalenin amacı, Adapazarı kentinin Serdivan ilçesinde bulunan 12 gözlü Roma köprüsünü, Beşköprü ve Jüstinyen [Justinianus] Köprüsü şeklinde adlandırmanın yanlış olduğunu ortaya koymaktır. Adı geçen köprünün MS 560 yılında yaptırıldığı... more
    Makalenin amacı, Adapazarı kentinin Serdivan ilçesinde bulunan 12 gözlü Roma köprüsünü, Beşköprü ve Jüstinyen [Justinianus] Köprüsü şeklinde adlandırmanın yanlış olduğunu ortaya koymaktır. Adı geçen köprünün MS 560 yılında yaptırıldığı doğru değildir. Köprüyü Jüstinyen’in yaptırdığı da belli değildir. Köprü, muhtemelen Batı Roma ve Trajan zamanında yapılmıştır. Jüstinyen’in 560’da yaptırdığı köprünün adı Pontogefira [Pontogephyra] olup, anlamı “Boğaz Köprüsü” demektir. Ritter’in dediği gibi Pontogefira ile Zompos aynı köprüdür; Bryennios’un dediği gibi de köprü Sangarios’un mansabında değil, kaynakları yanındadır. Sangarios, malûm Sakarya Nehri değil, birçok eski kent ve ırmakta olduğu gibi ikinci bir Sangarios olup, Isparta ili, eski Hoyran ve Eğirdir gölleri arasındaki ağzı kaynağına yakın veya seyri kısa ve derin ırmaktır [Bathys Rhyax].
    Bu yazının amacı değerli iki tarihçi Aydın Usta ile Haşim Şahin’in, 18 Haz. 2024 akşamı Tarih TV’de yaptıkları “Galipler ve Mağluplar” adlı program hakkındadır. Her yönüyle malûm bir zafer için “Kayıp Zafer: 1176 Miryokefalon” demekle... more
    Bu yazının amacı değerli iki tarihçi Aydın Usta ile Haşim Şahin’in, 18 Haz. 2024 akşamı Tarih TV’de yaptıkları “Galipler ve Mağluplar” adlı program hakkındadır. Her yönüyle malûm bir zafer için “Kayıp Zafer: 1176 Miryokefalon” demekle kendilerini ele verdiler. Bilmedikleri bir olayla ilgili tam 50 dakika konuştular. Bu zafer, Gelendost-Yenice Sivrisi [Tzybritzi] denilen yerde kazanılmış, hatta bunun için bir hatıra madalyon bile darp ettirilmiştir.
    Makalenin amacı, Herodotos’un kaydettiği Kıral Yolu’nun Anadolu’daki güzergâhını belirlemektir. İpek ve Bağdat Yolu da denilen Kıral Yolu, Selçuk-Efes ile İran’ın Susa kentlerini bağlıyordu, fakat ülkemizdeki güzergâhı bilinmiyor; yol,... more
    Makalenin amacı, Herodotos’un kaydettiği Kıral Yolu’nun Anadolu’daki güzergâhını belirlemektir. İpek ve Bağdat Yolu da denilen Kıral Yolu, Selçuk-Efes ile İran’ın Susa kentlerini bağlıyordu, fakat ülkemizdeki güzergâhı bilinmiyor; yol, yanlış olarak kâh Başkent Ankara’dan, kâh Emirdağ’dan geçirildi. Hâlbuki güzergâh Selçuk, Salihli [Sardes], Denizli, Dinar, Uluborlu, Kemer Boğazı, Kötürnek, Şarkîkaraağaç, Fele Pınarı, Eflâtun Pınarı, Beyşehir, Akise, Balıklağı Köprüsü, Tahtalı, Dinek, Karaman, Ereğli, Ulukışla, Çifte hanlar, Pozantı ve Tarsus şeklindeydi.
    Eğirdir ve Hoyran Gölleri, tarihte iki ayrı göldü ve iki göl arasında suları Hoyran’dan Eğirdir’e doğru akan, ağzı kaynağına yakın veya seyri kısa bir ırmak, bu ırmak üzerinde farklı birçok adı kaydedilen Yenice Köyü Köprüsü adlı bir taş... more
    Eğirdir ve Hoyran Gölleri, tarihte iki ayrı göldü ve iki göl arasında suları Hoyran’dan Eğirdir’e doğru akan, ağzı kaynağına yakın veya seyri kısa bir ırmak, bu ırmak üzerinde farklı birçok adı kaydedilen Yenice Köyü Köprüsü adlı bir taş kemer köprü vardı. Sardes ve İran-Susa şehirlerini bağlayan Anayol [Kıral Yolu], bu köprüden geçmekteydi. 500 yıl önce coğrafî bir değişim vukû buldu. İki göl birleşti. Irmak ve köprü yok oldu.
    Giriş Yine bahar geldi. Isparta'da güller açmaya başladı. Yine başladı Bulgaristan hikâyeleri: Müftüzâde Gülcü İsmail Efendinin, 1888 yılında gül tohumunu baston içinde Bulgaristan'dan Isparta'ya getirdiğine dair hikâyeler… "136 yıl önce... more
    Giriş Yine bahar geldi. Isparta'da güller açmaya başladı. Yine başladı Bulgaristan hikâyeleri: Müftüzâde Gülcü İsmail Efendinin, 1888 yılında gül tohumunu baston içinde Bulgaristan'dan Isparta'ya getirdiğine dair hikâyeler… "136 yıl önce tohumu bir bastonun içinde gelmişti! Şimdi bölge halkının geçim kaynağı olmuştur. Müftüzâde Gülcü İsmail Efendi'nin 1888 yılında Bulgaristan'ın Kızanlık kentinden bastonunun içinde getirdiği tohum, bölge halkı için önemli bir geçim kaynağı oldu. Gül, Gülyağı ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği [Gülbirlik] Genel Md. İbrahim Işıdan, AA muhabirine, havaların sıcak gitmesi nedeniyle geçen yıllara göre hasadın bu yıl erken başladığını söyledi". 21 Mayıs 2024.
    Makalenin amacı, Anayol ve Siberis Nehri üzerinde bulunan Aziz Theodori’nin doğum yeri Sykeon ve çevresi ile ilgili yer adlarını yorumlayarak bölge hakkındaki iddiamızı pekiştirmektir. Aziz Theodori’nin köyü hem bir ırmak kıyısı, hem de... more
    Makalenin amacı, Anayol ve Siberis Nehri üzerinde bulunan Aziz Theodori’nin doğum yeri Sykeon ve çevresi ile ilgili yer adlarını yorumlayarak bölge hakkındaki iddiamızı pekiştirmektir. Aziz Theodori’nin köyü hem bir ırmak kıyısı, hem de ırmağı geçen Anayol üzerinde bulunduğuna göre orada köprü var demektir. Zira Ramsay, “Justinian, nehrin üzerine bir köprü kurmuştu” diyerek sırrımızı ifşa etmiştir. İddiamızın delili Peutinger, Antonin ve Kudüs yol cetvelleri ile İbn Hordazbih ve el-İdrîsî gibi İslâm coğrafyacılarının verdikleri yollardır. Eğirdir Gölü’ndeki coğrafi değişimi bilmeyen ve söz konusu yolları araziye yerleştiremeyen tarihçi ve coğrafyacıları taklit etmek, tarihi alt üst etmektir. Sykeon köyü, Ābrū Mesmâne veya Kutsal Irmak Geçidi, yâni Gelendost Kemer Boğazı’ndadır.
    Makalenin amacı, birçok yer adının birden çok olması sebebiyle tarihte zikredilen birçok yer adının yerlerinin yanlış olduğu hakkında yaklaşık 15 yıldır uyarı yapmamıza rağmen hâlâ yanlış yerlerin esas alındığı hakkındadır. “Her yeni... more
    Makalenin amacı, birçok yer adının birden çok olması sebebiyle tarihte zikredilen birçok yer adının yerlerinin yanlış olduğu hakkında yaklaşık 15 yıldır uyarı yapmamıza rağmen hâlâ yanlış yerlerin esas alındığı hakkındadır. “Her yeni belge ve bulgu tarih bilgimizi değiştirebilir”. Eğirdir Gölü geçmişte Hoyran ve Eğirdir olmak üzere iki ayrı göldü; iki göl arasında suları Hoyran’dan Eğirdir’e [kuzeyden güneye] doğru akan ve tarihte birçok adı kaydedilen Menderes adında ağzı kaynağına yakın [seyri kısa] büyük, derin bir ırmak ve birçok kent vardı. Anayol [Kıral Yolu], iki göl arasındaki bu ırmağı Kemer Boğazı Mevkiinde Yenice Köyü Köprüsü adlı bir köprüden geçerdi. Bu ırmağa Marsyas ve Orgas adlarında iki ırmak karışırdı. 500 yıl kadar önce iki göl birleşmiş ve tarihin birçok izi silinmiştir. Bu olay bilinmediği için, zikredilen ırmaklarla buradaki birçok kent yanlış bilinmiştir ve yaklaşık 150 yıldır ortalıkta yanlış bir tarih anlayışı dolaşmaktadır.
    Makalenin amacı herkesçe bilinen Konya ve Ankara’nın dışında ikinci bir Konya ile ikinci bir Ankara’nın daha bulundukları ve Kıral Yolu’nun, bu ikinci Konya ve bu ikinci Ankara’dan geçtiği hakkındadır. Bu ikinci Ankara Bukular temasında... more
    Makalenin amacı herkesçe bilinen Konya ve Ankara’nın dışında ikinci bir Konya ile ikinci bir Ankara’nın daha bulundukları ve Kıral Yolu’nun, bu ikinci Konya ve bu ikinci Ankara’dan geçtiği hakkındadır. Bu ikinci Ankara Bukular temasında bulunmaktadır. Bu konuda delillerimiz İslâm tarihçi ve coğrafyacıları ile Remsi’nin [Ramsay] Anadolu’nun Tarihî Coğrafyası adlı eseridir. İkinci Konya, Rabaz-ı Konya ve Konya Kapı denilen Yalvaç-Manarga köyü, ikinci Ankara ise Engüri de denilen Suğla Gölü kıyısındaki Seydişehir- Karaviran veya Kuran [Kuru-eñ] olmalıdır.
    Makalenin amacı Kibyra ile bundan mülhem olan Kibyrrhaiotai temasının yerlerini tesbit etmeğe çalışmaktır. Kibyra, Eğirdir’in güneyindeki Kovada Gölü civarında, Kibyrrhaiotai ise Anatolikon [Asia] eyaletinin batı ucundaki Thrakesia... more
    Makalenin amacı Kibyra ile bundan mülhem olan Kibyrrhaiotai temasının yerlerini tesbit etmeğe çalışmaktır. Kibyra, Eğirdir’in güneyindeki Kovada Gölü civarında, Kibyrrhaiotai ise Anatolikon [Asia] eyaletinin batı ucundaki Thrakesia temasının güney sınırı olan eski Eğirdir Gölü kuzey kıyısı ile Kovada Gölü güney kıyısı arasında kalan temadır. Buna göre eski Eğirdir Gölü ile Kovada Gölü, Kibyrrhaiotai teması içinde kalmaktadırlar.
    Makalenin amacı, haddimizi bilerek, cirmimizi bilerek bir tarihî coğrafya çalışmasının nasıl yapılacağı hakkında birkaç kelâm etmektir. Malûm tarihî coğrafya, yâni bir tarihî hadisenin vukû bulduğu yer bilinmeden tarih hakkında konuşmak... more
    Makalenin amacı, haddimizi bilerek, cirmimizi bilerek bir tarihî coğrafya çalışmasının nasıl yapılacağı hakkında birkaç kelâm etmektir. Malûm tarihî coğrafya, yâni bir tarihî hadisenin vukû bulduğu yer bilinmeden tarih hakkında konuşmak abesle iştigaldir. Onun için bu makalede vüs’atim dâhilinde bir tarihî coğrafya çalışması nasıl yapılmalı ve bu çalışmada nelere dikkat edilmeli hususunu tartışacağım.

    Yaklaşık 17 yıldır Göller Bölgesi ve bilhassa Eğirdir Gölü çevresinin tarihiyle ilgili çalışırım, ama bazen olay beni, bölgenin dışına çıkmaya mecbur etti. Bazen bir olay, bazen bir yol beni, Eskişehir, İznik, İzmit ve İstanbul’a, bazen Karaman, Kayseri, Sivas, Erzurum, Malazgirt ve Van Gölü’ne, bazen de Adana, Halep, Musul ve Basra Körfezi’ne kadar götürdü. Başlangıçta bize anlatılan, duyduğumuz ve bildiğimiz tarihin doğru olduğuna inanarak işe başladım, ama yeni bulgular ve bilgiler bazı bildiklerimin yanlış olduğunu gösterdi. Meselâ ben önce, yâni yazmaya başladığım 2005’li yıllarda, Timur tarihinde Çukur-balık geçen köyümün bulunduğu bölgeyi, Sultan, Anamas ve Barla dağlarıyla çevrili, hayâlimdeki Ergenekon gibi bir yer sanır; buradan nasıl çıkacağımızı düşünürdüm. Fakat okudukça ve kaynak eserlere ulaştıkça, bölgenin ve bilhassa köyümün “Yolgeçen Hanı” olduğunu gördüm. Sanki eski Dünya’nın merkezi, Eğirdir Gölü civarı ve bilhassa Kemer Boğazı ve benim köyümdü.
    Makalenin amacı başlangıçta sadece Hamidoğulları Beyliğinin hüküm sürdüğü topraklara Anadolu denirken, Anadolu adının kapsamının genişlediği ve tüm Yarımada’nın adı olduğu tarihi tartışmaktır. 15. Asrın başlarına kadar Anadolu denilen... more
    Makalenin amacı başlangıçta sadece Hamidoğulları Beyliğinin hüküm sürdüğü topraklara Anadolu denirken, Anadolu adının kapsamının genişlediği ve tüm Yarımada’nın adı olduğu tarihi tartışmaktır. 15. Asrın başlarına kadar Anadolu denilen yer, Roma veya Bizans’ın Asya eyaleti, yâni Uluborlu ile Beyşehir’i içine alan bölgedir.
    Makalenin amacı, bugüne kadar Anadolu’da yanlış yürütülen Büyük İskender, Konsül Manlius Vulso ve Pontus Kıralı VI. Mithridates’in, Kelene ile Gordion arasındaki yürüyüşlerini tespit etmektir. Bu üç asker, Kemer Boğazı, Şarkîkaraağaç,... more
    Makalenin amacı, bugüne kadar Anadolu’da yanlış yürütülen Büyük İskender, Konsül Manlius Vulso ve Pontus Kıralı VI. Mithridates’in, Kelene ile Gordion arasındaki yürüyüşlerini tespit etmektir. Bu üç asker, Kemer Boğazı, Şarkîkaraağaç, Beyşehir yanı, Konya-Gevele yanı, Ilgın, Yunak, Çeltik ve Gordion yoluyla yürüdü.

    2012’de yayınladığım Yol ve Tarih adlı kitapta, Eğirdir Gölü’nün geçmişte iki parça olduğu gerçeğine istinaden Kelene’yi [Kelainai] Dinar’a değil, Kemer Boğazı’na yerleştirdim. Bunun tabii bir sonucu olarak da Kıral Yolu’nun Uluborlu, Kemer Boğazı ve Şarkîkaraağaç’tan geçtiğini gösterdim. Kaynak metinler İskender’in Ağlasun, Kelene ve Gordion’a geldiğini haber verir. Konsül Vulso’nun da İskender’in ayak izlerine basarak yürüdüğünü sezdim. Bilâhare Kıral Mithridates’in İskender’in konakladığı yerlerde konaklamanın kendisine talih getireceğine inandığını okudum. Vulso’nun yürüyüşünde kilit rol oynayan Apameia Kemer Boğazı yanı, Anaboura Şarkîkaraağaç-Enevre, Kaballum Konya-Gevele, Sakarya’nın sol ve sağ sahili ve Gordion gibi kayıtlara bakarak Vulso’nun güzergâhını tespit ettim.
    Makalenin amacı başlangıçta sadece Hamidoğulları Beyliğinin hüküm sürdüğü topraklara Anadolu denirken, Anadolu adının kapsamının genişlediği ve tüm Yarımada'nın adı olduğu tarihi tartışmaktır. 15. Asrın başlarına kadar Anadolu denilen... more
    Makalenin amacı başlangıçta sadece Hamidoğulları Beyliğinin hüküm sürdüğü topraklara Anadolu denirken, Anadolu adının kapsamının genişlediği ve tüm Yarımada'nın adı olduğu tarihi tartışmaktır. 15. Asrın başlarına kadar Anadolu denilen yer, Roma veya Bizans'ın Asya eyaleti, yâni Uluborlu ile Beyşehir'i içine alan bölgedir.
    Makalenin amacı, Kutalmışoğlu Süleymanşah’ın Beyşehir, Şarkîkaraağaç, Yalvaç, Gelendost, Eğirdir, Barla, Senirkent, Uluborlu gibi birçok şehirle birlikte İznik’i fethinin 950’nci yıl dönümü olan 2025 yılına işaret ederek, bu kutlu fethin,... more
    Makalenin amacı, Kutalmışoğlu Süleymanşah’ın Beyşehir, Şarkîkaraağaç, Yalvaç, Gelendost, Eğirdir, Barla, Senirkent, Uluborlu gibi birçok şehirle birlikte İznik’i fethinin 950’nci yıl dönümü olan 2025 yılına işaret ederek, bu kutlu fethin, 2025 baharında kutlanması hususu ile kutlama hazırlıklarına başlanılmasını adı geçen bu şehirlere önermektir. Malûm olduğu gibi Türkiye Devleti, 1075 yılında Senirkent-İznik’in fethiyle kuruldu. Süleymanşah’ın fethettiği bu bölgenin adı Asya veya Anadolu (Anatolikon) eyaletidir. Anadolu adının menşei de bu bölgedir. Onun için olsa gerek, Merrakeşi (İbn Battuta?) Hamidoğlulları Beyliği için Anadolu Hükümeti demiştir.
    Makalenin amacı, Akha (Ahhiyava), Hellen ve Yonan halkının ilk görüldükleri yer ile daha sonra geldikleri yeri tartışmaktır. Hellen halkının ataları olduğu kabul edilen Akhalar’ın ilk görüldükleri yer, eski Eğirdir Gölü (Ege Denizi)... more
    Makalenin amacı, Akha (Ahhiyava), Hellen ve Yonan halkının ilk görüldükleri yer ile daha sonra geldikleri yeri tartışmaktır. Hellen halkının ataları olduğu kabul edilen Akhalar’ın ilk görüldükleri yer, eski Eğirdir Gölü (Ege Denizi) sahilleridir. Akhalar’ın buraya geldikleri yer ise Rusya bozkırları değil, Irak ve Suriye tarafları olmalıdır. Boğaz halkı anlamına gelen Hellen (Elin) adı, Kemer Boğazı’nın Hellespontus (Boğaz Geçidi) adıyla ilgilidir. Truva savaşının mağlubu olan Akhalar veya ön Hellenler, Kemer Boğazı çevresinden, önce Batı Anadolu ve Ege kıyılarına, bilâhare de bugünkü Yunanistan taraflarına göçmüş olmalılar.
    Makalenin amacı yukarı, güzel ve kutsal kelimeleri arasındaki yakınlık ve ilişki üzerinden Firikya Salutaris, Galatia Salutaris, Yukarı Memleket ve Arzava’nın aynı bölge olduğu ile Kuvalia, Kutsal Geçit, Âbrû Mesmâne, Kelene, Firikya... more
    Makalenin amacı yukarı, güzel ve kutsal kelimeleri arasındaki yakınlık ve ilişki üzerinden Firikya Salutaris, Galatia Salutaris, Yukarı Memleket ve Arzava’nın aynı bölge olduğu ile Kuvalia, Kutsal Geçit, Âbrû Mesmâne, Kelene, Firikya Hellespontia ve Kemer Boğazı’nın aynı yer ve zikredilen bölgede bulunduğunu göstermektir.
    Makale, 14-15 Tem. Cuma ve Cumartesi günlerinde dört arkadaşın Sultandağları üzerinden Firikya Salutaris’e yaptığı ziyaretle ilgilidir. Maksat hem yürümek, hem de tarihle yaşamaktır. Mukaddes’e Yürüyüş dememin sebebi, yürünen bölgenin... more
    Makale, 14-15 Tem. Cuma ve Cumartesi günlerinde dört arkadaşın Sultandağları üzerinden Firikya Salutaris’e yaptığı ziyaretle ilgilidir. Maksat hem yürümek, hem de tarihle yaşamaktır. Mukaddes’e Yürüyüş dememin sebebi, yürünen bölgenin Mukaddes Firikya ve Olympos, Athos, İda Dağları ile Kymenas (Gemen) Dağı olmasındandır.
    Makalenin amacı batı kaynaklarında Ales (Hales) Amourios olarak yazılan Hamidoğlu İlyas’ın Bilecik ve Söğüt bölgesindeki izlerini aramaktır. Pahimeris’in rivayetine göre Amourios, yâni Hamid Bey, Bizans imparatoru ile iki kez antlaşma... more
    Makalenin amacı batı kaynaklarında Ales (Hales) Amourios olarak yazılan Hamidoğlu İlyas’ın Bilecik ve Söğüt bölgesindeki izlerini aramaktır. Pahimeris’in rivayetine göre Amourios, yâni Hamid Bey, Bizans imparatoru ile iki kez antlaşma yaparak, Sakarya civarından toprak satın almış ve buraya Türkmenleri yerleştirmiştir. İlyas’ın bölgesi anlamına gelen Halizones, işte bu topraklardır. Hamid Bey, kanaatimce satın aldığı bu toprakların idaresini oğlu İlyas’a verdiği için bu topraklara Halizones denilmiştir. İlyas adını Türkler, Alles, Ellas ve Ellez telaffuz ettikleri için Bizans kaynakları bu ismi Ales yazmıştır. Kiepert haritasında İlyas adının Eles yazılması da bunu gösterir.
    Makalenin amacı “Exploration in Ottoman Prehistory” adıyla Mişigan Pres (Michigan Press) Üniversitesi tarafından 2021’de yayımlanan Rudi Paul Lindner’e ait, Kronik Kitap’ca Ekim 2022’de Osmanlı Tarihöncesi adıyla yayınlanan eser... more
    Makalenin amacı “Exploration in Ottoman Prehistory” adıyla Mişigan Pres (Michigan Press) Üniversitesi tarafından 2021’de yayımlanan Rudi Paul Lindner’e ait, Kronik Kitap’ca Ekim 2022’de Osmanlı Tarihöncesi adıyla yayınlanan eser hakkındadır. Çok emek verilerek ve çok sayıda kaynağa ulaşarak ortaya konulan eserde birçok mühim hususa dikkat çekilir, ama maalesef kitap, birçok tarihî coğrafya hatasıyla doludur. İbn Hordazbih ve el-İdrîsî gibi İslâm coğrafyacılarına hiç; Aksarayî, Kazvinî, Halkokondiles, Deguignes ve sair tarihçilere ise gereken önem verilmemiştir. Ayrıca Herodotos, Strabon, Anna Komnena, Kinnamos ve Khoniates gibi tarihçilerin verdiği isimler araziye yerleştirilmeden, Remsi’nin (W. M. Ramsay) Anadolu’nun Tarihî Coğrafyası adlı eserindeki hataları bilmeden, Osmanlı’nın kuruluşuyla ilgili çok sayıda hatalı ayrıntıya girilmiştir. Lindner’in hataları ancak, doğru tarihî coğrafya nazara alındığında görülebilecektir.
    Bu makalenin amacı Göller Bölgesi’ndeki coğrafî değişimin ışığında Meteorion, Akhyraous, Pessinus ve Kalamos’un yerlerini tayin etmektir. Anadolu’da birçok yer adı birden çoktur. Mesela Bergama iki, İznik iki, Tralleis iki, Edremit üç... more
    Bu makalenin amacı Göller Bölgesi’ndeki coğrafî değişimin ışığında Meteorion, Akhyraous, Pessinus ve Kalamos’un yerlerini tayin etmektir. Anadolu’da birçok yer adı birden çoktur. Mesela Bergama iki, İznik iki, Tralleis iki, Edremit üç yerde vardır. Meteorion, 1204’den sonra ortaya çıkan küçük Bizans devletinin başkenti Nimphaion (Nimfea: Küçük İznik) ile aynı bölgedeki (Küçük Phrygia) Akhyraous (Kötürnek) veya yakını bir yerdir. Kalamos ise Şuhut-Kali (Kalami) çayı kıyısındaki Kalamos (Çobankaya) veya Kemer Boğazı civarında başka bir Kalamos’tur.
    Makalenin amacı, bir tarihî coğrafya çalışmasıdır. Türklerin, 1113 baharı yağmaladıkları İznik Gölü dolayları, Prousa, Apollonias, Lopadion, Kyzikos, Poimanenon ile bu sırada zikredilen Barenos, İbidos, Angelokomites, Skamandros, Empelos,... more
    Makalenin amacı, bir tarihî coğrafya çalışmasıdır. Türklerin, 1113 baharı yağmaladıkları İznik Gölü dolayları, Prousa, Apollonias, Lopadion, Kyzikos, Poimanenon ile bu sırada zikredilen Barenos, İbidos, Angelokomites, Skamandros, Empelos, Abydos, Edremit ve Khliara ile İznik valisi Kamytzes’in Türkleri izlediği yol ve esir düştüğü Aorata ile İmparatorun geçtiği İznik, Malagina, Basilika, Olimpos, Alethina, Akrokos ve Akrokos ile Alaşehir arasındaki geniş ovayı tespit etmek. Yâni Anna’nın verdiği olayları araziyle yüzleştirmektir.
    Makalenin amacı, İbn Hordazbih (820?-912) ve el-İdrîsî’nin (1100-1166) verdikleri ve büyük ihtimalle Bizans kaynaklarından almış oldukları Tarsus- Uluborlu ile Uluborlu- Halîc (İzmit Körfezi’ndeki Taşköprü veya Kibotos) ve Uluborlu-... more
    Makalenin amacı, İbn Hordazbih (820?-912) ve el-İdrîsî’nin (1100-1166) verdikleri ve büyük ihtimalle Bizans kaynaklarından almış oldukları Tarsus- Uluborlu ile Uluborlu- Halîc (İzmit Körfezi’ndeki Taşköprü veya Kibotos) ve Uluborlu- (Bursa) İznik arasındaki yolları araziyle yüzleştirmektir. Ben bu yolları, 2013’te yayınladığım Sütkuyusu Baskını ve Ammûriye adlı kitapta verdim, ama bilâhare çözdüğüm bazı hususlar ile, hâlâ çözemediğim noktaları da açıklamak niyetiyle çok kısa olarak yeniden yazmanın yararlı olacağını düşündüm.
    Bu makalenin amacı, Cevdet Yakupoğlu’nun 14-15 Kasım 2019 günlerinde yapılan “Boydan Devlete Osmanlı; Söğüt’ten İstanbul’a” adlı Bilgitoyu’nda, “Osmanlı Beyliği’nin Kuruluşunda Çobanoğulları’nın Rolü” adlı makaleye itirazdır. Amourios... more
    Bu makalenin amacı, Cevdet Yakupoğlu’nun 14-15 Kasım 2019 günlerinde yapılan “Boydan Devlete Osmanlı; Söğüt’ten İstanbul’a” adlı Bilgitoyu’nda, “Osmanlı Beyliği’nin Kuruluşunda Çobanoğulları’nın Rolü” adlı makaleye itirazdır. Amourios denilen isim “Emir” değil, Amourion’lu anlamında Hamidoğulları Beyliğinin kurucusu kabul edilen Hamid Beyin sıfatıdır. İzzeddin Keykavus’un oğlu Melik Rükneddin Kılıçaslan ile Melik Rükneddin Keyûmers, aynı kişi olup, tam adı Ebû’l-Muzaffer Melik Rükneddin Kılıçaslan Keyûmers, Amourios’un oğlunun adı, Ali değil, Alles, Ellas ve Ellez gibi farklı söylenilen İlyas’tır. Kaynak eser Pahimeris, İzzettin adını, nasıl çift (z) yerine tek (z), çift (t) yerine tek (t) ile “Azatin” yazmışsa, benzer olarak Alles adını da çift (l) yerine tek (l) ile ve Ales yazmıştır.
    Bu makalenin amacı Homeros'un İlyada destanında geçen Truva, Akhalar ve diğer bazı isimleri coğrafî değişim ışığında tartışmaktır. Eğirdir Gölü, tarihte Eğirdir ve Hoyran olmak üzere iki ayrı göldü ve iki göl arasında suyu bol, derin ve... more
    Bu makalenin amacı Homeros'un İlyada destanında geçen Truva, Akhalar ve diğer bazı isimleri coğrafî değişim ışığında tartışmaktır. Eğirdir Gölü, tarihte Eğirdir ve Hoyran olmak üzere iki ayrı göldü ve iki göl arasında suyu bol, derin ve yaklaşık 15 bm boyunda bir ırmak vardı. Tarihî Anayol (via regia), bu ırmağı iki göl arasındaki Kemer Boğazı'nda, Yenice Köyü Köprüsü'nden geçmekteydi. Yaklaşık 500 yıl önce iklimin değişmesiyle göl suları yükselmiş; iki göl birleşmiş; iki göl arasındaki ırmak, köprü ve birçok kent göl suları altında kalmış ve tarihin birçok izi silinmiştir. Bu değişim bilinemediği için tarihî coğrafya değiştirildi; Kemer Boğazı (Hellespontus) civarındaki birçok isimle birlikte Truva da Çanakkale Boğazı civarına taşındı. Son yıllarda kurak bir dönem geldi, göl seviyesi 919.00 metreden 914.50 metreye düştü ve göl altından eski kent kalıntıları çıkmaya başladı. Göl seviyesi bir metre daha düşecek olursa, Eğirdir Gölü, batimetrik haritaya göre tekrar ikiye ayrılacaktır.
    Makalenin amacı, Prof. Muharrem Kesik’e ait Çivril’de Kazanılan Büyük Zafer Myriokephalon 1176, Tem. 2023 adlı eser ve Miryokefalon kutlamaları hakkındadır. Söz konusu kitap, ilmî bir çalışma olmaktan uzaktır ve gerçeği tahrif etmeğe... more
    Makalenin amacı, Prof. Muharrem Kesik’e ait Çivril’de Kazanılan Büyük Zafer Myriokephalon 1176, Tem. 2023 adlı eser ve Miryokefalon kutlamaları hakkındadır. Söz konusu kitap, ilmî bir çalışma olmaktan uzaktır ve gerçeği tahrif etmeğe matuftur. Çünkü makalede görüleceği gibi kitapta kaynak eserler yerine yazarın şahsî ve indi görüşleri esas alınmış; kaynak eserler yanlış yorumlanmış, hatta bilerek tahrif edilmiştir. Prof. Kesik’in şahsiyle ilgili hiçbir meselemiz olmayıp, onun yanlışlarına dikkat çekmek; bu konuda ilim âlemi ve halkımızı ikaz etmektir.
    Giriş İlim samimiyettir; ilim samimiyettir; ilim samimiyettir. Kimim için samimiyettir? İlim adamının kendisi için, diğer ilim adamları için ve insanlık için samimiyettir. Eskişehir-Karacahisar'ı Osman Bey'in fethettiğini iddia eden Kazı... more
    Giriş İlim samimiyettir; ilim samimiyettir; ilim samimiyettir. Kimim için samimiyettir? İlim adamının kendisi için, diğer ilim adamları için ve insanlık için samimiyettir. Eskişehir-Karacahisar'ı Osman Bey'in fethettiğini iddia eden Kazı Başkanı H. Yılmazyaşar, beni ikna etmek için olsa gerek; Peacock'ın makalesi ile Cem Boz'a ait Sultan Öyüğü adlı 02.07.2020 tarihli doktora tezini gönderdi. Tez jürisini iyi tanırım; onlar da beni. Hatice Oruç hariç diğerleri, Göller Bölgesi'ndeki coğrafî değişim iddiamı asgari on yıldır bilmektedirler. Tezde her şey var; yok, yok; tam 28 sayfa kaynakça; ama zikredilen coğrafî değişim yok. Cem Boz'a bir şey demem; orada İlhan Erdem var; orada Refik Turan ve Süleyman Özbek'ler var; ama esas olması gereken yok: samimiyet!-"Cem Bey, Göller Bölgesi'nde bir coğrafi değişimden bahsediliyor; bu neyin nesidir, lütfen bir bakıver!" diye, niçin denilmedi? Yanlış tarihî coğrafya üzerine yapılmış bir doktoranın kime ne faydası olacak? Doktorasını Cambridge Üniversitesi'nde yapan A.C.S. Peacock'ın da coğrafî değişimden bîhaber olduğu anlaşılmaktadır. St. Andrews Üniversitesi'nde Ortadoğu ve İslâm Tarihi profesörü olarak çalışan Peacock'ın birçok eseri arasında, Anadolu Selçukluları: Ortaçağ Ortadoğusu'nda Saray ve Toplum (Sara Nur Yıldız ile birlikte, YKY) ve Selçuklu Devleti'nin Kuruluşu: Yeni Bir Yorum (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) bulunmaktadır. Göller Bölgesi'ndeki Coğrafî Değişim Eğirdir Gölü, tarihte Eğirdir ve Hoyran olmak üzere iki ayrı göldü ve iki göl arasında büyük, derin ve yaklaşık 15 bm/km boyunda bir ırmak vardı. Tarihî Anayol (via regia), bu ırmağı iki göl arasındaki Kemer Boğazı'nda, Yenice Köyü Köprüsü'nden geçmekteydi. Yaklaşık 500 yıl önce iklimin değişmesiyle göl suları yükselmiş; iki göl birleşmiş; iki göl arasındaki ırmak, köprü ve birçok kent göl suları altında kalmış ve tarihin birçok izi silinmiştir. Bu değişim bilinemediği için tarihî coğrafya değiştirilmiş; Kemer Boğazı (Hellespontus) civarındaki birçok isimle birlikte Truva da Çanakkale Boğazı civarına taşınmıştır. Son yıllarda kurak bir dönem geldi, göl seviyesi 919.00 metreden 914.50 metreye düştü ve göl altından eski kent kalıntıları çıkmaya başladı. Göl seviyesi bir m daha düşecek olursa, Eğirdir Gölü, batimetrik haritaya göre tekrar ikiye ayrılacaktır. Beyşehir Gölü de, Beyşehir (Trogitis) ve Kıreli (Koralis) olmak üzere iki parçaydı. Göllerdeki coğrafî değişim, Pîrî Reis (1470?-1553) ve Kâtip Çelebi (1609-1657) haritalarında çok rahat görülmektedir. Bugünkü İznik Gölü'nün uzunluğu 32 km olduğu hâlde, İbn Hordazbih'in (820?-912) 847 yılında yazdığı esere göre 12 mil (18 km) idi ve gölde adalar vardı; hâlbuki bugün için gölde ada yoktur. Anlaşıldığına göre coğrafyadaki değişim umumi idi ve Göller Bölgesi'ne has değildi (bk.Har.1-2-3 ve R.1). Yıl 2006 idi. 1530 yılına ait Yenice Köyü Köprüsü (Hamid l, Afşar kz.) adlı bir Osmanlı arşiv belgesi, Eğirdir Gölü'ndeki coğrafî değişimi görmeme vesile oldu. Eski Afşar kazasından ve bölge yollarının yapımında çalışmış bir mühendis olmam hasebiyle zikredilen köprüyü merak ettim; Afşar ve Yenice köylerini ziyaretimde köprünün Kemer Boğazı'nda ve göl altında kaldığını öğrendim. Bir köprü, bir ırmağa ve bir yola işaretti. Yalvaç-Kundanlı'da yapıldığı iddia edilen Miryokefalon harbi, "Kemer Boğazı ve devamındaki yolda yapılmış olabilir" diye düşündüm ve sonunda doğru düşündüğümü gördüm. Bu konuda 2010 yılından beri birçok kitap ve onlarca makale neşrettim. Coğrafî Değişimin İlmen İspatı 1.Gölün, Kemer Boğazı güneyine Eğirdir G. (deniz), kuzeyine Hoyran G. (deniz) denilmesi iki ayrı göle işarettir. 2.Pîrî Reis haritasında eski Eğirdir Gölü ve göle kuzeyden karışan bir ırmak görülüyor. Pîrî Reis ve Kâtip Çelebi haritalarındaki Eğirdir Gölü'nün şekli şimdikine hiç benzemez. Şimdiki gölün güney-kuzey uzunluğu; Kemer Boğazı'nın güneyi kısmı (Eğirdir Gölü) 33, kuzey kısmı (Hoyran Gölü) ise 17 km olmak üzere toplam 50 km'dir. Eğirdir Gülü için Kâtip Çelebi 3x4,5 fersah (16x23 km), Arundell ise 4x5 ligue (16x20 km) ebadında der. Bu ölçülere göre, eski Eğirdir Gölü ile Kemer Boğazı arasında 11-12 km kadar kara parçası var demektir. Bu ölçüyü Hoyran Gölü için kıyaslarsak, Kemer Boğazı ile Hoyran Gölü'nün güney kıyısı arasında 3-4 km kara var demektir. Buna göre iki göl arasında 14-16, ortalama 15 km bir mesafe olduğunu tahmin edebiliriz (bk.Har.1 ve 8). 3.Eski Eğirdir Gölü'nün kuzey sınırı, Barla ile Hacılar köyü hattından geçiyor (Aksu-F. Fethi, 2019: 750-54). 4.Manuel, babasının Adana'da ölümü üzerine taç giymek için İstanbul'a dönerken, Side (Eski Antalya), İbradı (Prakana), Beyşehir yoluyla Kemer Boğazı'na; Menderes'in kaynaklarındaki ordugâha geldi. "Orada kayalardan ve dağ eteklerinden sanki onbinlerce ağızdan fışkırır gibi akan ölçülemez miktardaki su çevreye yayılır, önce bir gölde biriktikten sonra derin bir yatak açarak ilerler ve buradan itibaren bir nehir olur" (Kinnamos, 2001: 52, yıl 1143).
    Bu makale, tarihi coğrafya araştırması olup amacı, tek tanrılı inancı doğrultusunda hal-kına kamusal bir önder olan Aziz Trifon’un, doğduğu ve mezarının bulunduğu köyün, günümüzdeki yerini belirlemektir. İnancı yüzünden 250 yılında ölüme... more
    Bu makale, tarihi coğrafya araştırması olup amacı, tek tanrılı inancı doğrultusunda hal-kına kamusal bir önder olan Aziz Trifon’un, doğduğu ve mezarının bulunduğu köyün, günümüzdeki yerini belirlemektir. İnancı yüzünden 250 yılında ölüme mahkum edilen ve Anadolu’da yaşamış olan Aziz Trifon, Roma imparatorluğu Asya Valisi Aquilin’in önünde kendisini tanıtırken, “Yurdum Apameia yakınındaki Kampsada” demiştir. Kampsada hakkında yazılmış inceleme yazıları ise, Eğirdir Gölü’nün, coğrafi değişim öncesindeki halinin tam bilin(e)mediğini göstermektedir. Çünkü Apameia, Eğirdir Gölünün, coğrafi değişim öncesi Hoyran Gölü ile arasında yer alan “Kemer Boğazı”dır. Aslında, Hıristiyanlığın ilk döneminde Anadolu’da bir çok aziz yaşa-mıştır. Daha da ötesi, bu azizlerin kutsal yetenekleri bulunmaktadır. İşte, bunlardan birisi de tek tanrı inançlı Aziz Trifon’dur.
    The aim of this article is to find out who Eblistan Bey is mentioned in the Milas inscriptions. Although the name Eblistan is mentioned in three inscriptions dated 1378, 1380 and 1391, the name Menteşe is mentioned in the tomb inscription... more
    The aim of this article is to find out who Eblistan Bey is mentioned in the Milas inscriptions. Although the name Eblistan is mentioned in three inscriptions dated 1378, 1380 and 1391, the name Menteşe is mentioned in the tomb inscription of Ahmet Gazi Bey dated 1391. Uzunçarşılı explains the reason for this as "After the name of Mesud, the name Menteşe was forgotten and the name Elbistan (Ablistan) was used". In my opinion, this is not because of forgetting, but because Ablistan and Menteşe [the son of Mehmed Bey (Shah Menteş), the Emir of Fuke (Phokaia, a wetland) Salpakis (Coastal Bey Aydın Reis)] are the same person.

    Bu makalenin amacı, Milas Kitabeleri’nde adı geçen Eblistan Beyin kim olduğu hakkındadır. Eblistan adı 1378, 1380 ve 1391 tarihli üç kitabede geçtiği hâlde Menteşe adı, Ahmet Gazi Beyin 1391 tarihli türbe kitabesinde geçmektedir. Bunun sebebini Uzunçarşılı, “Mesud isminden sonra Menteşe ismi unutularak Elbistan (Ablistan) ismine geçilmiştir” diye açıklar. Kanaatimce bu unutulma değil, Ablistan ile [Uc Gâzîsi Mehmed Beyin (Şeh Menteş) oğlu, Fuke (Phokaia, sulak yer) emiri Salpakis (Sahil Beyi Aydın Reis)] Menteş’in aynı kişi oluşundandır.
    The purpose of this article is to present the new information that I have discovered during my history and historical geography studies for about 18 years. Thus, the exorbitant mistakes made in history will be revealed in a short and... more
    The purpose of this article is to present the new information that I have discovered during my history and historical geography studies for about 18 years. Thus, the exorbitant mistakes made in history will be revealed in a short and concise manner, and from now on, local and foreign historians will have an accurate historical geography about the Göller Region and its surroundings.

    Bu makalenin amacı, yaklaşık 18 yıldır yaptığım tarih ve tarihî coğrafya çalışmaları sırasında keşfettiğim yeni bilgileri başlıklar halinde vermektir. Böylece tarihte yapılan fahiş hatalar kısa ve öz olarak ortaya konulacak, bundan böyle yerli ve yabancı tarihçi, Göller Bölgesi ve çevresi hakkında doğru bir tarihî coğrafyaya kavuşacaktır.
    The aim of this article is to discuss Troy, Achaeans and some names, like Troy, Achaeans and Hellespontus, mentioned in Homer's Iliad in the light of geographical change. Lake Eğirdir was historically two separate lakes: Eğirdir and... more
    The aim of this article is to discuss Troy, Achaeans and some names, like Troy, Achaeans and Hellespontus, mentioned in Homer's Iliad in the light of geographical change. Lake Eğirdir was historically two separate lakes: Eğirdir and Hoyran. Between the two lakes there was a deep, water-rich and approximately 15 km long river. The Historical Main Road (via regia) crossed that river through the Yenice Village Bridge at the Kemer Strait, located between the two lakes. About 500 years ago, with the change of climate, the lake waters rose and two lakes united. Then, the river, bridges and many settlements between the two lakes were submerged by the arisen waters and many traces of history were erased. Since this change is not known, the historical geography can not be known too. By the time, along with many other names, Hellespontus and Troy were also moved to the area around the Dardanelles. In recent years, due to the dry climate, the lake’s level has dropped from 919.00 meters to 914.50 meters, causing the ruins of some old settlements to emerge from under the water. According to the batymeric predictions, should the lake level drop another meter, the Lake Eğirdir shall be divided into two again.

    Bu makalenin amacı Homeros'un İlyada destanında geçen Truva, Akhalar ve diğer bazı isimleri coğrafî değişim ışığında tartışmaktır. Eğirdir Gölü, tarihte Eğirdir ve Hoyran olmak üzere iki ayrı göldü ve iki göl arasında suyu bol, derin ve yaklaşık 15 bm boyunda bir ırmak vardı. Tarihî Anayol (via regia), bu ırmağı iki göl arasındaki Kemer Boğazı'nda, Yenice Köyü Köprüsü'nden geçmekteydi. Yaklaşık 500 yıl önce iklimin değişmesiyle göl suları yükselmiş; iki göl birleşmiş; iki göl arasındaki ırmak, köprü ve birçok kent göl suları altında kalmış ve tarihin birçok izi silinmiştir. Bu değişim bilinemediği için tarihî coğrafya değiştirildi; Kemer Boğazı (Hellespontus) civarındaki birçok isimle birlikte Truva da Çanakkale Boğazı civarına taşındı. Son yıllarda kurak bir dönem geldi, göl seviyesi 919.00 metreden 914.50 metreye düştü ve göl altından eski kent kalıntıları çıkmaya başladı. Göl seviyesi bir metre daha düşecek olursa, Eğirdir Gölü, batimetrik haritaya göre tekrar ikiye ayrılacaktır.
    Öz Bir "tarihî coğrafya" çalışması olan makalenin amacı, M. Ertan Yıldız'a ait "Kelainai ve Apameia Kibotos'un Tarihi" adlı doktora tezinin yanlışlığını ortaya koymaktır. Makalede yöntem olarak arazi çalışmaları, coğrafyadaki değişim, yer... more
    Öz Bir "tarihî coğrafya" çalışması olan makalenin amacı, M. Ertan Yıldız'a ait "Kelainai ve Apameia Kibotos'un Tarihi" adlı doktora tezinin yanlışlığını ortaya koymaktır. Makalede yöntem olarak arazi çalışmaları, coğrafyadaki değişim, yer adları ve tarihi metinlerden yararlanıldı. Bugün için güney-kuzey uzunluğu 50 bm olan Eğirdir Gölü, yaklaşık 500 sene önce Eğirdir ve Hoyran olmak üzere iki ayrı göldü ve iki göl arasında suları kuzeyden güneye (Hoyran'dan Eğirdir'e) doğru akan 14-15 bm uzunluğunda büyük ve derin bir ırmak vardı. Bu ırmağın Menderes, Halis, el-Battal, Bathys Rhyax, Euros, Sangarios ve sair birçok adı vardı. Sardes, Denizli, Dinar üzerinden gelen Anayol (Kıral Yolu), Kemer Boğazı'nda bu ırmağı Yenice Köyü Köprüsü'nden geçerek Beyşehir, Karaman, Pozantı yoluyla Tarsus ve İran'ın Susa şehrine giderdi. Boğazın diğer adı Firigos Boğazı olup, ırmakta gemi çalışıyordu. Bu bulgulara birçok yer adı, Marsyas Nehrine adını veren Marsiya (Maziye) köyü ile Orgas Nehrine adını veren Organas (Örkenez) köyünü zikredebiliriz. Bölgedeki birçok sıcak kaynak bugün yok olmakla beraber bir yer adı olarak isimleri hâlâ yaşamaktadır.
    Research Interests:
    The aim of the article is to determine the Arzawa lands, which have not been resolved until today, and the geography where the Achaeans ruled. Arzawa (Apasa) is identified today as Ephesus, in front of Gelendost-Kiremitli Burun; Seha... more
    The aim of the article is to determine the Arzawa lands, which have not been resolved until today, and the geography where the Achaeans ruled. Arzawa (Apasa) is identified today as Ephesus, in front of Gelendost-Kiremitli Burun; Seha River as the deep river between Eski Hoyran and Eğirdir lakes; Mira as Myria (Apameia) on the banks of the Seha River; and Kuvalya as the Kemer Strait. The lands of Arzawa lie between Uluborlu, Eğirdir, Yalvaç, and Şarkîkaraağaç, while the Achaeans are their western neighbours. Based on geographical changes in Lake Eğirdir and the resulting information, it is understood that the oldest road in Anatolia, the Royal Road, passing through the Kemer Strait and Yenice Derbendi, has its origins reaching back to Arzawa and the Hittites. The work "Location and History of the Lands of Arzawa," published in 1953 by the late Füruzan Kınal, who can be referred to as Turkey's first historical geographer, led us to this conclusion.
    Research Interests:
    Myriokephalon 1176, Tem. 2023 adlı eser ve Miryokefalon kutlamaları hakkındadır. Söz konusu kitap, ilmî bir çalışma olmaktan uzaktır ve gerçeği tahrif etmeğe matuftur. Çünkü makalede görüleceği gibi kitapta kaynak eserler yerine yazarın... more
    Myriokephalon 1176, Tem. 2023 adlı eser ve Miryokefalon kutlamaları hakkındadır. Söz konusu kitap, ilmî bir çalışma olmaktan uzaktır ve gerçeği tahrif etmeğe matuftur. Çünkü makalede görüleceği gibi kitapta kaynak eserler yerine yazarın şahsî ve indi görüşleri esas alınmış; kaynak eserler yanlış yorumlanmış, hatta bilerek tahrif edilmiştir. Prof. Kesik'in şahsiyle ilgili hiçbir meselemiz olmayıp, onun yanlışlarına dikkat çekmek; bu konuda ilim âlemi ve halkımızı ikaz etmektir.
    Research Interests:
    Her devlet ve milletin kendilerini başkalarından üstün gördüklerine dair daha birçok misal gösterilebilir. Filhakika Topal Kasırga da, Ankara savaşı öncesi: "Kartala diklenen güvercin kendini mahveder. Senin gibi sıradan bir şehzade... more
    Her devlet ve milletin kendilerini başkalarından üstün gördüklerine dair daha birçok misal gösterilebilir. Filhakika Topal Kasırga da, Ankara savaşı öncesi: "Kartala diklenen güvercin kendini mahveder. Senin gibi sıradan bir şehzade bizimle uğraşabilir mi? Sen herkesin malûmu gerçek kökenin denizci bir Türkmen'den öteye gitmez. Düşüncesizliğin yelkenlerini indirip pişmanlık çapasını samimiyet limanına-ki bu güvenlik limanıdır-atsan iyi olur, yoksa öcümüzün fırtınasıyla müstahak olduğun ceza denizinde yok olursun" diye Yıldırım'ı aşağılamıştı. Yıldırım'ın da, O'nunkinden geri kalmayan bir mektup gönderdiği söylenir (Arundell, 2013: 35). Arundell'in verdiği bu haberi Zeki Velîdî Togan, "Sen bir kayıkçı Türkmen'in neslindensin" diye biraz farklı verir (Togan, 1981: 321). Adı geçen kayıkçı Türkmen, muhtemelen Çaka Bey, Kaya Bey veya Ertuğrul Beydir. Bu ve benzer aşağılamalar karşısında Osmanoğlu o güne kadar yazılmamış olan şeceresini yazma lüzumunu hissetmiş ve Yazıcızade'ye yazdırmışsa bunda şaşılacak ne var? Buna masal denir mi? Yazıcızâde Ali, II. Murat'ın isteği üzerine Tevârîh-i Âl-i Selçuk adlı eserini yazmaya başlamış ve 840 (1436-37) yılında tamamlamıştır. Yılmaz Öztuna, Osmanoğulları ile atalarını uzun uzun tartışır ve "Osmanoğulları'nın ataları Oğuzlar'ın Kayı boyundan bir aşiretin beyleridir.
    Yaklaşık 500 yıl önce Hamideli'nde coğrafî bir değişim vukûbulmuştur. Eğirdir ve Hoyran şeklinde iki ayrı göl ve iki göl arasında suları Hoyran'dan Eğirdir'e doğru akan "ağzı kaynağına yakın" veya "seyri kısa" ırmak, ırmağın üzerinde... more
    Yaklaşık 500 yıl önce Hamideli'nde coğrafî bir değişim vukûbulmuştur. Eğirdir ve Hoyran şeklinde iki ayrı göl ve iki göl arasında suları Hoyran'dan Eğirdir'e doğru akan "ağzı kaynağına yakın" veya "seyri kısa" ırmak, ırmağın üzerinde bulunan köprü ve köprüden geçmekte olan Anayol (Kıral Yolu; via regia), göl sularının yükselmesiyle su altında kalmışlardır. Bu değişim bilinemediği için de bölgede vukûbulan tarihî olayları, coğrafyaya yerleştirmek kabil olmamış ve başka yerlere kaydırılmıştır. Bu hususu 15 yıldır gündemde tutmaya çalıştım. Halil İnalcık, Osmanlı'nın kuruluşuyla ilgili Pahimeris'i kaynak alır, kuruluş yılını 1302 verir, ama o yıl Osman Beyin kime tâbi olduğunu demez. İnalcık, 1105'te Bursa-İznik'te Selçuklu yönetimi tekrar kuruldu der, lâkin hiçbir tarihçi bunu tartışmaz. Çünkü İnalcık dâhil, tarihçi, "tarihî coğrafya" ile pek ilgilenmez. Kaynak metinleri okuma zahmetine katlanmaz ve önce söylenmiş olan her şeyi doğru kabul eder. Bursa-İznik'ten başka bir İznik daha olabileceğini düşünmez. Benzer şekilde İzmir, Efes, Ayasluk, Alaşehir, Lâdik, Tralleis, Edremit, Bergama, Abidos, Honas, Homa ve Hellespont'u, herkesin kabul ettiği ve bildiği yerler sanır. Pahimeris'in zikrettiği Amourios ('Αμούριος), Amorion'lu (Uluborlu) anlamına Hamid Beyin lâkabıdır; Ales ise onun oğlu İlyas'tır (Alles-Ellas-Ellez). Pahimeris, İzzeddin adını nasıl tek (z) ve tek (t) ile "Azatin" yazdı ise; Alles, Ellas adını da tek (l) ile Ales ('Αλής) yazmıştır (Turan, 1998: 613). İnalcık ve Zakaridu bu durumu fark edememiş, tarihçi de onları kopyayla ortaya doğru bir tarih koyamamıştır. Zerrin Günal, 1998'de Belleten'deki makalesinde 'Alès Amourios için "Amorion'lu Ali" demiş, ama buna hiçbir tarihçi dikkat etmemiştir (s.291). Osmanlı hakkında çok mühim iki kaynak olan Halkokondiles ve Pahimeris bugüne kadar tercüme edilmedi. İ. Bihter Barlas, 2009'da Pahimeris'in Türklerle ilgili bölümlerini çevirdi, ama hem eksik, hem hatalı. Doğru bir yanı olmayan "Diriliş Ertuğrul" gibi dizilere destek verileceğine, bu eserler Türkçeye çevrilse olmaz mıydı? Eğirdir Gölü'ndeki değişimi Dumberton Oaks, Haldon, Nişanyan ve Mısır'da Sağır Sultan duydu da, bizim tarihçi duymadı. Tarihçi, Pahimeris, Kazvinî ve Halkokondil'e kulak vermedi. Çetin Altan'ın "Osman Gazi ünlü bir Türk korsanı mıydı?" (17.04.2006-Milliyet) makalesine bakmadı. Hani, bilim adamı, her yeni bulgu ve belgeye dikkat ederdi? Yüzlerce ismi yanlış yerleştiren Remsi de olmasaydı, tarihçi ne yapardı acaba? Menteşe (Hamidoğulları) ve Osmanlı, Isparta-Hamideli'nde bulundular. Osmanlı'nın ataları olan Kaya, Ertuğrul ve Osman, Şeh Menteş ve oğullarına tâbi olarak Hamideli'nde uzun yıllar askerî ve siyasî faaliyette bulunduktan sonra, Menteşe Hamid Bey (Amourios) tarafından Söğüt civarına yerleştirilmiş ve Menteşe Dündar Bey, 1326 Aralık ayında öldürülene kadar da Hamidoğulları'na tâbi olmuşlardır. Makalede usûl olarak, önce tarihî metinler verilecek, hemen altında da gerekli açıklamalar yapılacaktır.
    Bu makale, tarihi coğrafya araştırması olup amacı, tek tanrılı inancı doğrultusunda halkına kamusal bir önder olan Aziz Trifon'un, doğduğu ve mezarının bulunduğu köyün, günümüzdeki yerini belirlemektir. İnancı yüzünden 250 yılında ölüme... more
    Bu makale, tarihi coğrafya araştırması olup amacı, tek tanrılı inancı doğrultusunda halkına kamusal bir önder olan Aziz Trifon'un, doğduğu ve mezarının bulunduğu köyün, günümüzdeki yerini belirlemektir. İnancı yüzünden 250 yılında ölüme mahkûm edilen ve Anadolu'da yaşamış olan Aziz Trifon, Roma İmparatorluğu Asya Valisi Aquilin'in önünde kendisini tanıtırken, "Yurdum Apameia yakınındaki Kampsada" demiştir. Kampsada hakkında yazılmış inceleme yazıları ise, Eğirdir Gölü'nün, coğrafi değişim öncesindeki halinin tam bilin(e)mediğini göstermektedir. Çünkü Apameia, Eğirdir Gölü'nün, coğrafi değişim öncesi Hoyran Gölü ile arasında yer alan "Kemer Boğazı"dır. Aslında, Hıristiyanlığın ilk döneminde Anadolu'da birçok aziz yaşamıştır. Daha da ötesi, bu azizlerin doğaüstü kutsal yetenekleri olduğuna inanılmaktadır. İşte, bunlardan birisi de tek tanrı inançlı Aziz Trifon'dur.
    Ramazan Topraklı Özet Makalenin amacı, bugüne kadar çözülemeyen Arzava memleketleri ile Akalar'ın hüküm sürdükleri coğrafyayı tesbit etmektir. Arzava (Apasa) bugün için tam olarak Gelendost-Kiremitli Burun önündeki Efes; Seha Nehri, Eski... more
    Ramazan Topraklı Özet Makalenin amacı, bugüne kadar çözülemeyen Arzava memleketleri ile Akalar'ın hüküm sürdükleri coğrafyayı tesbit etmektir. Arzava (Apasa) bugün için tam olarak Gelendost-Kiremitli Burun önündeki Efes; Seha Nehri, Eski Hoyran ve Eğirdir gölleri arasındaki derin ırmak; Mira, Seha Nehri kıyısındaki Myria (Apameia), Kuvalya ise Kemer Boğazı'dır. Arzava memleketleri Uluborlu, Eğirdir, Yalvaç ve Şarkîkaraağaç arasındaki topraklar; Akalar ise batı komşularıdır. Eğirdir Gölü'ndeki coğrafî değişim ve bu değişimin sonucu olarak elde edilen bilgilere göre Kemer Boğazı ve Yenice Derbendi'nden geçmekte olan Anadolu'nun en eski yolu, Kıral Yolu'nun geçmişinin ta Arzava ve Hititlere kadar uzandığı anlaşılmaktadır. Bizi bu kanaate vardıran Türkiye'nin ilk tarihî coğrafyacısı diyebileceğimiz Merhume Füruzan Kınal'a ait 1953'de yayınlanan Arzava Memleketlerinin Mevkii ve Tarihi adlı eserdir.