XIV. yüzyılın ikinci yarısında Türkistan coğrafyasında siyasi bir güç olarak belirmeye başlayan Emir Timur, hâkimiyet sahasını kısa sürede genişletmiştir. Timur’un 1393 yılında Anadolu ve Ortadoğu coğrafyasında gözükmesiyle birlikte Sivas... more
XIV. yüzyılın ikinci yarısında Türkistan coğrafyasında siyasi bir güç olarak belirmeye başlayan Emir Timur, hâkimiyet sahasını kısa sürede genişletmiştir. Timur’un 1393 yılında Anadolu ve Ortadoğu coğrafyasında gözükmesiyle birlikte Sivas hâkimi Kadı Burhaneddin Timur’a karşı ittifak hareketlerinin öncüsü olmuştur. Ancak onun 1398 yılında beklenmeyen ölümü ile şehir halkı kendi isteği sonucu Sivas’ı Osmanlı’ya teslim etmiştir. Çok geçmeden Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid ile Timur arasında yaşanan rekabet, ilişkilerin kopmasına neden olmuş ve nihayetinde Timur, Sivas’ı muhasara ederek ele geçirmeyi başarmıştır. İşte bu çalışmada dönemin büyük güçlerinin Sivas şehri üzerindeki nüfuz mücadelesi ortaya konmaktır.
Bozkırın Fatihi Bozkırın üç fatihi Atilla, Cengiz Han ve Sahipkıran Timur dünyanın her tarafına seferler yapmışlardı. Atilla, Hun imparatorluğunun Türk hükümdarıydı. Tarihe Avrupa’yı titreten Türk Hakanı olarak geçmişti. Türklerde ordu... more
Bozkırın Fatihi
Bozkırın üç fatihi Atilla, Cengiz Han ve Sahipkıran Timur dünyanın her tarafına seferler yapmışlardı. Atilla, Hun imparatorluğunun Türk hükümdarıydı. Tarihe Avrupa’yı titreten Türk Hakanı olarak geçmişti. Türklerde ordu ve devlet teşkilatının temellerini atmıştı. Cengiz Han ise Türk-Moğol hükümdarıydı ve dünyada eşine az rastlanacak Cihangir bir devlet oluşturmuştu. Türkistan’da Türk katliamı yaptı. Cengiz Han İmparatorluğunu oğulları arasında bölerek Çağatay’a Türkistan’ı verdi. Çağatay büyük bir çabadan sonra Türkistan’da hâkimiyetini kurabildi ve bu dönemde halkının çoğunluğu Türk olması nedeniyle Çağatay Han ulusundaki diğer unsurlar eriyerek Türkleşti. Çağatay’ın ölümünden sonra Türkistan onun soyundan gelen hanlıklara bölündü. Fakat hanlar arasında baş gösteren iktidar kavgaları, Müslüman Türk halkını canından bezdirdi. Müslüman Türk halkının göç etmeye başladığı dönemde Barlas boyuna mensup olan Timur, 1336’da Türkistan’da dünyaya geldi. Timur’un babası Taragay, o dönemin Türk boylarından Barlas’ın soylu ailelerindendi. Timur, dünyaya geldiğinde ona dönemin en ünlü İslam şeyhi Zeydüddin, Kur’an’dan "Temür” ismini vermişti.
“Timur’un asıl dikkati celp eden hali bir tehlike zamanında sakin ve mülahazalı kalışıydı. Bu, büyük iş yapabilmek kabiliyetinde olan adamlarda görülebilir. Timur’un cismani enerjisi de çok fazla idi. Bu sayede gecelerce uykusuzluğa ve at... more
“Timur’un asıl dikkati celp eden hali bir tehlike zamanında sakin ve mülahazalı kalışıydı. Bu, büyük iş yapabilmek kabiliyetinde olan adamlarda görülebilir. Timur’un cismani enerjisi de çok fazla idi. Bu sayede gecelerce uykusuzluğa ve at sırtında kalmaya dayanabiliyordu. Timur’da bir şef vasıfları vardı ve O kumanda etmesini seviyordu. Kendine çok emniyeti vardı.”
“Ben Timur’un zamanında dünyaya gelseydim onun yaptığı işleri başaramazdım. O benim zamanımda gelseydi yaptıklarımdan daha fazlasını yapardı.”
“Yıldırım Timur’u öyle bir kıskaç içine almış ki, bu kıskaçtan Timur’dan başka bir kumandan sıyrılıp çıkamazdı. O çıktı ve hasmını yendi.”
“Yıldırım da bir kahraman ve büyük maceracıdır. Fakat Timur’un yanında çocuktur, korkusuz bir deli oğlandır.”
Hindistan’da Türk varlığı çok eski dönemlere uzanmaktadır. Babür Şah ile başlayan Türk-Hint İmparatorluğu dönemi Hindistan’daki gelişmelerin bir devamını oluşturmaktadır. Babür İmparatorluğu bir “Türk İmparatorluğu” olsa da Batı... more
Hindistan’da Türk varlığı çok eski dönemlere uzanmaktadır. Babür Şah ile başlayan Türk-Hint İmparatorluğu dönemi Hindistan’daki gelişmelerin bir devamını oluşturmaktadır. Babür İmparatorluğu bir “Türk İmparatorluğu” olsa da Batı literatüründe “Mughal Empire” olarak bilinmektedir. Babür Hanedanına böyle denmesinin nedeni Babür Şah’ın anne tarafından Moğol İmparatorluğu’nun kurucusu Cengiz Han’a, baba tarafından Emir Timur’a dayanması mıdır? Bunun altında yatan etkenler nelerdir? Babürlülerin etnik menşeini mevcut verilerle incelemek konuya açıklık getirecektir.
Timur, "gaza” (cihad) için 1386 yılında Gürcistan’a geldiği zaman Şehzâde, Emirlere ve devlet erkânına hitaben: "Bu hâl pek acayip ve garip geliyor. Zamanın hadisatiyle bir hercü merç zuhur etmiş, her şey nizamından çıkmış padişahlığın... more
Timur, "gaza” (cihad) için 1386 yılında Gürcistan’a geldiği zaman Şehzâde, Emirlere ve devlet erkânına hitaben: "Bu hâl pek acayip ve garip geliyor. Zamanın hadisatiyle bir hercü merç zuhur etmiş, her şey nizamından çıkmış padişahlığın merasimi ortadan kalkmış; fakat bununla beraber bunda da bir garabet yoktur; çünkü o muhterem padişahlar yeryüzünde kalmayınca elbette her şey çığırından çıkar; hükümet işleri alt üst olur; fakat ben eski padişahlar ve meliklerin ‚il ve hareketlerine hayret ediyorum. Ellerinde bu kadar kuvvet ve kudret olduğu halde İslam dinine muhalif Gürcü Halifesi’ne memleketin ortasında saltanat iddiasında bulunacak derecede kudret ve selahiyet vermişler. Eğer sizin zannettiğiniz gibi, onların padişahlık gayreti ve hükümdarlık azameti bu taifeyi tamamiyle yeryüzünden kaldır-mağa saik olmadıysa o halde Müslümanlık, dindarlık nerede kaldı? Puta tapanlar bile batıl olan dinlerinin kaidelerine riâyet ederler, onların Allahları putlar olduğu ve bu putlar kendilerine muavenetten aciz bulunduğu halde yine kendi dinlerinin aleyhinde bulunanları kahr ve zelil etmek için çalışırlar, bir cemaat ki İslam dinine mensuptur ve tanrının kendilerine yardım edeceğine dair olan vaadine inanırlar o halde onlar bu kâ‚rleri niçin saltanat ve hükümdarlıkta bıraktılar? Onlardan gelen cüz’i bir menfaat için neden böyle bir hareketle bulundular? Şimdi eyalet ve hükümdarlık tanrının fazl ve keremiyle bize geçmiştir; herhalde onları esasından mahvetmek ve İslam âlemini onların habasetinden kurtarmak ve bu hareketi tanrının lütfuna nail olmak için bir vesile bilmek bizim için lazım ve vâciptir.”
Sivas-Kayseri bölgesinde 1381 yılından itibaren siyasi bir güç olarak belirmeye başlayan Kadı Burhaneddin, o dönem "Eyâlet-i Rûmiye" olarak adlandırılan bölgeye hükmetmek ve Tebriz-Bursa ticaret yolu üzerinde söz sahibi olabilmek için... more
Sivas-Kayseri bölgesinde 1381 yılından itibaren siyasi bir güç olarak belirmeye başlayan Kadı Burhaneddin, o dönem "Eyâlet-i Rûmiye" olarak adlandırılan bölgeye hükmetmek ve Tebriz-Bursa ticaret yolu üzerinde söz sahibi olabilmek için Amasya şehrini ele geçirmenin zaruri olduğunu görmüştü. Amasya Emiri Ahmed Bey ise Kadı Burhaneddin’in harekete geçmesine karşı Balkanlarda gaza-cihad faaliyetleri ile itibar kazanan I. Murad’ın himayesini istemiş ve akabinde Şehzade Bayezid (Yıldırım) Amasya’ya gönderilen ilk Osmanlı sancak beyi olmuştur. 1389 Kosova Savaşı’ndan sonra ise şehzadelikten Osmanlı tahtına çıkan I. (Yıldırım) Bayezid Anadolu’da merkezi bir yönetim kurmak gayesiyle harekete geçmiş ancak Amasya’da karşısına yine Kadı Burhaneddin çıkmıştır. Bu sırada Anadolu üzerinde Timur’un oluşturduğu tehdit Osmanlı-Kadı Burhaneddin Devleti ilişkilerinin olumlu bir havaya girmesini sağlamış ancak Timurlular bölgeden ayrılınca iş birliği kısa sürmüştür. Şehir üzerindeki hakimiyet mücadelesi ise Yıldırım Bayezid’in 1398’de Amasya’yı Osmanlı sınırlarına dahil etmesiyle sonuçlanmıştır. İşte bu çalışmada dönemin iki güçlü hükümdarı Yıldırım Bayezid ile Kadı Burhaneddin’in askeri, siyasi ve ticari öneme haiz olan Amasya şehri üzerindeki nüfuz mücadelesi, başta dönemin kaynakları ışığında değerlendirilecektir.
Dinlemediler Kadı Burhaneddin’i *Hıristiyan Olan Osmanlı Şehzadesi *Dersim Köyleri, Yakılan İlk Yerler Değil *İki Yüzlü Kaypak Osmanlı Sülalesi *Kör Taklidi Yapıp Kurbağa Eti Yemek *Kim Yaktırdı Yıldırım’ın Kemiklerini... more
Dinlemediler Kadı Burhaneddin’i *Hıristiyan Olan Osmanlı Şehzadesi *Dersim Köyleri, Yakılan İlk Yerler Değil *İki Yüzlü Kaypak Osmanlı Sülalesi *Kör Taklidi Yapıp Kurbağa Eti Yemek *Kim Yaktırdı Yıldırım’ın Kemiklerini *Bedduası mı Şeyh Bedreddin’in? *İki Ayrı Şehzade Mustafa’nın Daha Öldürülmesi *Düzmece (Olmayan) Şehzade Mustafa *Küçücük Çocukların Gözlerine Mil Çekiliyor
Timur askeri başarılarının yanı sıra ilme ve ilim adamlarına verdiği değerle de tarihte öne çıkan liderlerden biri olmuştur. Başkent Semerkant’ta âlimlerle sık sık bir araya gelerek, onlarla ilmi münazaralarda bulunmaktan büyük zevk alan... more
Timur askeri başarılarının yanı sıra ilme ve ilim adamlarına verdiği değerle de tarihte öne çıkan liderlerden biri olmuştur. Başkent Semerkant’ta âlimlerle sık sık bir araya gelerek, onlarla ilmi münazaralarda bulunmaktan büyük zevk alan Timur, ele geçirdiği şehirlerde de bu uygulamasını sürdürmüştür. Suriye Seferi neticesinde ele geçirdiği Halep ve Şam’da âlimlerle bir araya gelerek, onlara özellikle Hz. Ali ile Muaviye arasında yaşanan mücadele ve Hz. Hüseyin’in Yezid tarafından katli ile ilgili sorular sormuştur. Timur’un Şam’da görüştüğü âlimler arasında dönemin ünlü tarihçisi ve sosyologu İbn Haldun’da bulunmaktaydı. İbn Haldun ile olan görüşmelerinde, ondan Mağrib coğrafyası ve ahalisi hakkında kendisine ayrıntılı bir rapor hazırlamasını isteyen Timur, İbn Haldun’un hazırladığı eseri daha sonra Moğolcaya tercüme ettirmiştir. Semerkant’ı bir ilim merkezi haline getirme amacı bulunan ve aldığı yerlerdeki âlimleri başkentine götüren Timur, bu uygulamasını Suriye’de de sürdürmüş, Semerkant’a dönerken bölgenin önde gelen âlimlerini de yanında götürmüştür. Anahtar Kelimeler: Timur, Halep, Şam, İbn Haldun, İbnü’ş-Şıhne.
Yüzyıllar önce yaşamış büyük bir komutan ve hükümdar olan Timur hayatı boyunca hiç savaş kaybetmemiş ve büyük bir imparatorluk kurmuştur. Fakat Timur’u tarihteki diğer başarılı şahsiyetlerden ayıran en önemli nokta, izlediği yöntemler ve... more
Yüzyıllar önce yaşamış büyük bir komutan ve hükümdar olan Timur hayatı boyunca hiç savaş kaybetmemiş ve büyük bir imparatorluk kurmuştur. Fakat Timur’u tarihteki diğer başarılı şahsiyetlerden ayıran en önemli nokta, izlediği yöntemler ve devlet idaresinde hâkim kıldığı yönetim prensipleridir. Bizzat kaleme aldırdığı temel yönetim ilkeleri ve devlet yönetimine ilişkin düzenlemelerinden bugün bile çıkarılacak pek çok ders bulunmaktadır. Bu çalışma; Timur’un yaşamı, kişilik özellikleri ve yönetim yaklaşımlarına ilişkin genel bir değerlendirme sunmaktadır.
Tarihin gördüğü en büyük fatihlerden biri olan Timur, kıvrak zekâsı, askeri kabiliyeti ve sabrıyla kısa sürede büyük bir imparatorluk inşa ederek tarih sahnesindeki yerini almıştır. Timur’un düzenlediği seferler yalnız hâkim olduğu... more
Tarihin gördüğü en büyük fatihlerden biri olan Timur, kıvrak zekâsı, askeri kabiliyeti ve sabrıyla kısa sürede büyük bir imparatorluk inşa ederek tarih sahnesindeki yerini almıştır. Timur’un düzenlediği seferler yalnız hâkim olduğu coğrafyanın değil, dünya tarihinin de kaderine etki edecek sonuçlar doğurmuştur. Bu çalışmada Timur’un 1400 yılında gerçekleştirdiği Suriye Seferi ağırlıklı olarak dönemin Memluk ve Timurlu birinci el kaynakları ışığında karşılaştırılmalı olarak ele alınarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Halep ve Şam’da âlimlerle yapılan görüşmelerde ise özellikle İbnü’ş Şıhne ve İbn Haldun’un eserlerinden yararlanılmıştır. Çalışmada Suriye Seferi öncesi siyasi duruma değinilerek, Timur’un Suriye’ye sefer düzenleme sebepleri, Suriye’deki faaliyetleri ve seferin sonuçları incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Timur, Suriye, Şam, Sultan Ferec, İbn Haldun.
Untuk dapat meningkatkan sistem kekebalan tubuh atau juga dikenal dengan sistem imun, madu hitam pahit yang kaya antioksidan, antibateri, antivirus dan juga tinggi kandungan vitamin c ini tentu akan sangat berkhasiat untuk mendukung hal... more
Untuk dapat meningkatkan sistem kekebalan tubuh atau juga dikenal dengan sistem imun, madu hitam pahit yang kaya antioksidan, antibateri, antivirus dan juga tinggi kandungan vitamin c ini tentu akan sangat berkhasiat untuk mendukung hal tersebut. Sistem kekebalan tubuh yang baik akan membuat kita senantiasa sehat tidak mudah terserang berbagai penyakit. Tidak hanya itu saja, madu hitam pahit juga akan membantu tubuh anda melakukan detoxisifikasi atau proses pengeluaran racun dari dalam tubuh. Jadi dengan mengonsumsi madu hitam secara rutin anda tidak hanya akan terhindar dari penyakit tapi juga memiliki tubuh yang sehat. Dan untuk menurunkan kadar gula dalam darah, madu hitam pahit sendiri sudah rendah glukosa atau zat gula di dalamnya, hal inilah yang menjadi penyebab kenapa madu hitam pahit dianjurkan dan dinilai baik untuk dikonsumsi oleh mereka yang menderita penyakit diabetes. Jadi selain rendah zat gula madu hitam pahit juga akan mampu menurunkan kadar gula dalam tubuh, selain untuk penyakit diabetes madu hitam juga akan baik untuk dikonsumsi oleh mereka yang menderita anemia, madu hitam pahit akan sangat baik untuk membantu proses penyembuhannya.