Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
  • Derya Gurses Tarbuck is an Associate Professor in History at Bahcesehir University, Turkey. She obtained her PhD in i... moreedit
On yedinci yüzyılda cadılığın doğasına yönelik tutumları yorumlarken, söylenecek ilk şey, cadıların var olup olmadığı konusunda neredeyse hiç kimsenin tartışmadığıdır. Cadıların varlığı tartışmalı değildi, tartışmaların merkezinde... more
On yedinci yüzyılda cadılığın doğasına yönelik tutumları yorumlarken, söylenecek ilk şey, cadıların var olup olmadığı konusunda neredeyse hiç kimsenin tartışmadığıdır. Cadıların varlığı tartışmalı değildi, tartışmaların merkezinde cadıların faaliyetlerinde şeytani müdahale olup olmadığıydı. Bu bağlamda asıl tartışma konusu, cadıların müttefiki olarak görülen Şeytan'dı. Cadılıkla ilgili adli mekanizma, cadılığa atfedilen şeytani içerik ile yakından ilişkiliydi. Cadıların doğal fenomenler üzerinde doğaüstü etkiler yaratma konusunda daha önce kabul edilen doğuştan gelen kapasiteleri 1604 yasası (Witchcraft Act) ile Şeytan'la olduğuna inanılan ilişkilerine bağlanmıştı. Bu çalışmanın argümanı durum böyle olmasaydı, cadıların faaliyetleri muhtemelen sosyal bir suç olarak kabul edilebilirdi, ancak bu unsur ile birlikte dini bir suç haline de gelmiştir şeklindedir. Bu argüman bu konu etrafında on yedinci yüzyılda yapılan tartışmalar ile örneklendirilecektir.
Aydınlanma döneminin dinden bağımsız bir alan olarak algılanması çeşitli boyutlarda tartışılmış bir meseledir. Halihazırda yapılması gereken, ulusal ve seküler Aydınlanma paradigmalarını analiz etmek ve bu paradigmaların altında yatan... more
Aydınlanma döneminin dinden bağımsız bir alan olarak algılanması çeşitli boyutlarda tartışılmış bir meseledir. Halihazırda yapılması gereken, ulusal ve seküler Aydınlanma paradigmalarını analiz etmek ve bu paradigmaların altında yatan bazı varsayımları tartışmaktır. Bu yazıda, bu tartışma on sekizinci yüzyıl İskoçya örneğine odaklanarak gerçekleştirilecektir. İskoç Aydınlanmasını Newtonculuk ile ilişkisi bağlamında ele alacağım ve Newtonculuğun değişik çevrelerce nasıl algılandığını açıklayarak, Newtonculuğa yönelik yaklaşımların hem bilimsel hem de dini gündemlerin belirlediği çeşitli açılardan geldiğini tartışacağım. Newtonculuğun belirli yönlerine yönelik tepkiler ve yaklaşımlar üzerine olan bu çalışma, on sekizinci yüzyıldaki fikirler, gruplar ve bireyler arasındaki entelektüel ilişkinin karmaşık doğasını ortaya çıkarmasına yardımcı olacaktır.
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
The aim of this article is to discuss certain issues surrounding the Literature on Early Modern Coffeehouse Sociability. One issue that arises in this historiography is the need to go beyond the Habermasian paradigm in defining the early... more
The aim of this article is to discuss certain issues surrounding the Literature on Early Modern Coffeehouse Sociability. One issue that arises in this historiography is the need to go beyond the Habermasian paradigm in defining the early modern sociabilities.  Second issue, which is closely connected to the first that has been argued here is the necessity of a Global perspective in dealing with early modern Coffeehouse without overlooking the cultural characteristics of the East and West. The third issue about the Coffeehouse sociability in the Early Modern World is the intellectual history dimension. Here in this article we argue that extra-institutional aspect of this kind of sociability should be taken into consideration.  Last issue we deal with is the use of primary sources in dealing with the Coffeehouse.  Examples and suggestions from previously unexamined sources and at times beyond coffee use, will be argued, might lead to a wider understanding of Early Modern Sociabilities.
Research Interests:
Hutchinsonianism, a set of ideas developed by John Hutchinson, did not necessarily command considerable respect among the intellectuals in the eighteenth century. However, George Horne (1730–92) was an exception. His Hutchinsonianism was... more
Hutchinsonianism, a set of ideas developed by John Hutchinson, did not necessarily command considerable respect among the intellectuals in the eighteenth century. However, George Horne (1730–92) was an exception. His Hutchinsonianism was aimed at uniting Christian orthodoxy against a common enemy, whoever undermined Trinitarian Christianity. Horne also can be regarded as the most important representative of the Oxford Hutchinsonians of his generation, in the sense that his orthodoxy and adherence to Hutchinson’s ideas were aimed at finding a common ground between the two.
Research Interests:
Yeniçağ'da entelektüel var mıydı? Akademi, entelektüel otoriteyi tekeli altında tutmaktaydı. Dolayısıyla, alternatif politik, felsefî ve dinî yelpazeden olanların üniversitelerde yükselmesi neredeyse imkânsızdı. Unutulmaması gereken bir... more
Yeniçağ'da entelektüel var mıydı? Akademi, entelektüel otoriteyi tekeli altında tutmaktaydı. Dolayısıyla, alternatif politik, felsefî ve dinî yelpazeden olanların üniversitelerde yükselmesi neredeyse imkânsızdı. Unutulmaması gereken bir başka faktör de Britanya üniversitelerinde atama ve kürsülerin politik ve dinî otoritenin kanatları altında şekillenmekte olduğudur.
Research Interests:
Research Interests:

And 7 more