Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Dr. Mustafa  Demir

Dr. Mustafa Demir

The aim of this study is to examine the views of the students about the learning outcomes of teacher-student interactions on social media within the context of hidden curriculum. To this end, a quantitative associational research design... more
The aim of this study is to examine the views of the students about the learning outcomes of teacher-student interactions on social media within the context of hidden curriculum. To this end, a quantitative associational research design was used in this study. Within the scope of the research, 2046 students attending to the middle schools in Kahramanmaraş province were selected into the sample. The data of the study were collected using "Hidden curriculum on social media scale" which has a four-factor structure consisting of 16 items developed by the researchers. The results of the analysis from the hidden curriculum perspective revealed that as a result of interactions between the teacher and the student on social media, students learn some rules and values, know better about their teachers, restrain themselves from sharing and communicating about certain topics, and gain confidence in communication. Furthermore, a statistically significant difference was found in favor of male students in terms of learning to restraint and gaining confidence in communication, whereas no significant difference was observed in terms of learning rules and values, and knowing better about teachers. With regard to grade level, the learning outcomes of especially the 5 th graders through hidden curriculum on social media were found to be significantly more than those of other students in upper classes of middle schools. However, all the statistically significant differences were found to have small effect sizes. It was also found that the daily time students spend on social media and the number of teachers added as friends to their accounts were significant predictors of students' their learning outcomes within the scope of hidden curriculum.
This meta-analysis study aims to synthesize the results of individual studies on respectively small samples investigating the correlations between Mathematics anxiety and Mathematics achievement. Meta-analysis included a total of 11... more
This meta-analysis study aims to synthesize the results of individual studies on respectively small samples investigating the correlations between Mathematics anxiety and Mathematics achievement. Meta-analysis included a total of 11 studies which investigated the association between Mathematics anxiety and Mathematics achievement on Turkish students which were published between 2005 and 2014. These studies were conducted totally on 8327 students from different educational stages. The results of the analysis for all eleven studies involved suggested negative and statistically significant correlations between mathematics anxiety and mathematics achievement. The combined effect size was calculated for all studies according to both Fixed (r=-.39) and Random (r=-.44) Effect Models. Moderator analysis based on the school level revealed that the combined effect size for the studies conducted at middle school level was significant, negative and at moderate level. In addition, the effect size for the studies conducted at high school level was significant, negative and at moderate level. Moreover, the comparison between the combined effect sizes with regard to different school levels revealed a statistically significant difference in favor of middle school level.
Bu araştırmada nispeten küçük örneklemlerden elde edilen veriler üzerinden öğrencilerin Matematik kaygıları ile Matematik başarıları arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmaların sonuçlarının meta-analiz yoluyla sentezlenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda 2005-2014 yılları arasında yayınlanmış ve Türkiye bağlamında öğrencilerin Matematik kaygısı ve Matematik başarısı arasındaki ilişkiyi inceleyen 11 çalışma meta analize dâhil edilmiştir. İlgili araştırmaların katılımcıları dikkate alındığında toplamda 8327 kişilik bir örneklem grubundan elde edilen bulgular meta-analiz yöntemiyle sentezlenmiştir. Meta-analize dahil edilen on bir çalışmanın tamamında, matematik kaygısı ve başarısı arasında istatistiksel açıdan anlamlı ve negatif yönde ilişkiler olduğu görülmüştür. Meta-analiz sonucunda matematik kaygısı ile matematik başarısı arasındaki ilişki, Sabit (r=-.39) ve Rasgele (r=-.44) Etkiler Modelleri’ne göre hesaplanmıştır. Okul kademesi için yapılan moderatör analizleri sonucunda, ortaokul kademesinde yapılan çalışmalarda matematik başarısı ve kaygısı arasındaki ilişkinin negatif yönde orta düzeyde ve anlamlı olduğu görülmüştür. Lise kademesinde yapılan çalışmalardan elde edilen ilişki ise negatif yönde, orta düzeyde ve anlamlı bulunmuştur. Lise kademesine kıyasla ortaokullarda yapılan araştırmalardan elde edilen ilişkilerin etki büyüklüklerinin istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu görülmüştür
Research Interests:
ÖZET Günümüz eğitim anlayışının öğretme-öğrenme süreçlerine uyarlamaya çalıştığı çağdaş yaklaşımlar (yapılandırmacılık, eleştirel düşünme, problem çözme vb.), öğretmenlerin çok yönlü niteliklerinin bir parçası olarak, eğitim ortamlarında... more
ÖZET Günümüz eğitim anlayışının öğretme-öğrenme süreçlerine uyarlamaya çalıştığı çağdaş yaklaşımlar (yapılandırmacılık, eleştirel düşünme, problem çözme vb.), öğretmenlerin çok yönlü niteliklerinin bir parçası olarak, eğitim ortamlarında bilgisayar kullanabilmesini ve eğitim öğretim etkinliklerinde bilgisayardan faydalanmasını zorunlu hale getirmiştir. Öğretmenlerin öz-yeterlik düzeyinin yüksek olması, kullandığı ve eğitim sürecine dâhil etmeye çalıştığı bilgisayardan alacağı verimi doğrudan etkilediği için bu çalışmada, sınıf öğretmenlerinin bilgisayar ve internet kullanımı öz-yeterlik algılarını belirlemek ve öğretmenlerin farkındalık düzeyini artırmak önemli görülmektedir. Bu noktadan hareketle çalışmada, sınıf öğretmenlerinin bilgisayar ve internet kullanımına ilişkin öz-yeterlik algılarını bazı değişkenler açısından incelemek amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Malatya, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş il merkezindeki ilkokullarda görev yapan öğretmenler arasından, basit seçkisiz örnekleme yoluyla belirlenen 165 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır.Genel tarama modeli kapsamında ilişkisel tarama modelinin kullanıldığı bu araştırmada veri toplama aracı olarak Şad& Demir (2015) tarafından geliştirilen 16 maddeden oluşan ölçek 165 sınıf öğretmenine uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, öğretmenlerin bilgisayar ve internet kullanımına ilişkin öz-yeterlik algılarının uzmanlık gerektiren bazı beceriler dışında, genel olarak yüksek olduğu; öğretmenlerin bilgisayar ve internet kullanımı ile ilgili bir hizmet içi eğitim alıp almama durumlarına göre, bilgisayar ve internet kullanımı öz-yeterlik algıları arasında anlamlı bir fark olmadığı; öğretmenlerin mesleki kıdemlerine ve mezun oldukları yükseköğretim  Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Research Interests:
The purpose of this research is to synthesize the results of experimental studies which investigated the effect of certain contemporary learning approaches including cooperative learning, multiple intelligence-based learning,... more
The purpose of this research is to synthesize the results of experimental studies which investigated the effect of certain contemporary learning approaches including cooperative learning, multiple intelligence-based learning, problem-based learning, and constructivist learning approach on students' mathematics achievement via meta-analysis method. In order to collect the data, first the inclusion criteria were determined and a coding form was developed. As a result, the meta-analysis involved 47 experimental studies published between 2005 and 2014, which investigated the impact of contemporary learning approaches on learners' mathematics achievement. Based on the findings obtained from 2627 subjects who took part in these studies, a synthesis was done about the impact of contemporary learning approaches on mathematics achievement. The analysis based on the random effects model revealed that using contemporary learning approaches have a significant (p< 0.001) impact on mathematics achievement with a large effect size (d=0.93). This finding suggests that using contemporary learning approaches in mathematics lessons is effective in increasing the learners' mathematics achievement. As a result of the comparisons of common effect sizes between groups based on random effects model, no statistically significant difference was observed between the specific learning approaches (Q BG =6.456, df=3, p= .091) and school stages the treatments were conducted (Q BG =4.136, df=2, p=.126). Moreover, the meta-regression analysis based on random effects model revealed no statistically significant effect of the duration of treatment on learners mathematics achievement in the lessons conducted in accordance with the contemporary learning approaches (z=-0.04990, p> .05). However, it was found that group size had a significant negative effect on mathematics achievement in the lessons conducted in accordance with the contemporary learning approaches (z=-2.12076, p< .05), i.e. as the number of students decreases, the better results are achieved from contemporary learning approaches in terms of learners' math achievement. ÖZ: Bu araştırmada çağdaş öğrenme yaklaşımları kapsamında değerlendirilen işbirlikli öğrenme, çoklu zekâ kuramına dayalı öğrenme, probleme dayalı öğrenme ve yapılandırmacı öğrenme yaklaşımlarının matematik dersi akademik başarısına etkisinin incelendiği deneysel çalışmalardan elde edilen sonuçların meta-analiz yoluyla sentezlenmesi amaçlanmıştır. Verilerin toplanması için dâhil edilme kriterleri belirlenip kodlama formu hazırlanmıştır. Bu doğrultuda çağdaş öğrenme yaklaşımlarının matematik başarısına etkisini inceleyen ve 2005–2014 yılları arasında yayınlanmış toplam 47 deneysel çalışma meta-analize dâhil edilmiştir. Bu araştırmalara katılan 2627 denekten elde edilen bulgulara göre çağdaş öğrenme yaklaşımlarının matematik başarısına etkisine ilişkin sentezlemeye gidilmiştir. Rastgele etkiler modeline göre yapılan analizler sonucunda çağdaş öğrenme yaklaşımların matematik başarısı üzerindeki etkisinin anlamlı (p<0.001) ve geniş (d=0.93) olduğu saptanmıştır. Bu değer çağdaş öğrenme yaklaşımlarının öğrencilerin matematik başarısını artırmada anlamlı düzeyde daha etkili olduğunu göstermektedir. Rastgele etkiler modeline göre yapılan analizler sonucunda çalışmaların ortak etki büyüklükleri açısından yapılan gruplar arası karşılaştırmalarda, uygulanan yaklaşımlar arasında (Q GA =6.456, sd=3, p=.091) ve deneyin yapıldığı öğretim kademeleri arasında (Q GA =4.136, sd=2, p=.126) istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür. Ayrıca rastgele etkiler modeline göre yapılan meta-regresyon analizi sonucunda çağdaş öğrenme yaklaşımlarına dayalı yürütülen deneysel çalışmalarda deney süresinin matematik başarıları açısından anlamlı bir etkiye sahip olmadığı (z=-0.0499, p>.05) görülmüştür. Ancak grup büyüklüğünün çağdaş öğrenme yaklaşımlarına dayalı yürütülen deneylerde öğrencilerin matematik
Research Interests:
Özet: Bilgi ve iletişim teknolojileri günümüzde eğitim öğretim sürecinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Öğretmenlerin, bilgi ve iletişim teknolojilerini derslerinin öğretimine başarılı bir şekilde entegre edebilmesi beklenmektedir.... more
Özet: Bilgi ve iletişim teknolojileri günümüzde eğitim öğretim sürecinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Öğretmenlerin, bilgi ve iletişim teknolojilerini derslerinin öğretimine başarılı bir şekilde entegre edebilmesi beklenmektedir. Bu doğrultuda öğretmenlerde aranan mesleki yeterliliklerin başında teknolojiyi derslerinin amaçları doğrultusunda pedagojik bir şekilde kullanabilmeleri gelmektedir. Dolayısıyla öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği alan bilgisi ve pedagoji bilgisinin yanında, öğretmenlerin teknolojiyi etkili bir şekilde kullanacak bilgi ve becerilere sahip olmaları da gerekmektedir. Günümüzde yaygınlaşmaya başlayan öğretim teknolojilerinden birisi de akıllı tahta ya da elektronik tahta olarak da bilinen etkileşimli beyaz tahtalardır. Öğretmen adaylarına bu teknolojinin kullanımına ilişkin bilgi ve becerileri kazandırma sorumluluğu öncelikle eğitim fakültelerine düşmektedir. Bu yüzden eğitim fakültelerinde görev yapan öğretim elemanlarından, teknoloji kullanımı konusunda öğrencilerine doğru model sunabilmeleri ve derslerinde bu becerileri öğretmen adaylarına kazandırmaları beklenmektedir. Dolayısıyla öncelikle eğitim fakültelerinde görev yapan öğretim elamanlarının akıllı tahta kullanımı konusunda bilgi ve beceri kazanmaları gerekir. Bu amaçla İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde görev yapan öğretim elemanlarının eğitimde akıllı tahta kullanımına ilişkin bilgi ve becerilerini geliştirmeye yönelik bir eylem araştırmasının yürütülmesi planlanmıştır. Bu doğrultuda öncelikle öğretim elemanlarının derslerinde akıllı tahta kullanımına ilişkin mevcut durumun tespit edilmesi (elektronik tahtaların kullanım sıklığı, hangi derslerde ve hangi amaçla kullanıldığı, kullanım esnasında karşılaşılan sorunlar vb.) ve eğitim ihtiyaçlarının (planlanacak hizmet-içi eğitimden beklentiler) belirlenmesi yoluna gidilmiştir. Dolayısıyla özelde bu bildirinin amacı bahsedilen eylem araştırmasının ihtiyaç analizi bölümüyle ilgili bulguların tebliği ve tartışılmasıdır.
Veri toplamak amacıyla araştırmacılar tarafından geliştirilen “Akıllı Tahta Kullanımına İlişkin Eğitim İhtiyacı Anketi” kullanılmıştır. Anket 2013-2014 eğitim öğretim yılı güz yarıyılında İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde görev yapan 128 öğretim elemanına ulaştırılmıştır. Toplamda %53.1 (n=68) oranında geri dönüş sağlanabilmiştir. Ankette yer alan kapalı uçlu soruların cevapları yüzde ve frekans kullanılarak analiz edilmiştir. Açık uçlu sorulara verilen cevaplar ise nitel içerik analizine tabi tutulmuştur. Nitel veriler öncelikle araştırmacıların tamamının katıldığı oturumlarda analiz edilerek kategoriler veya temalar belirlenmiştir. Ardından analizlerin tutarlılığını kontrol etmek amacıyla veriler farklı araştırmacılar tarafından bağımsız olarak kodlanarak karşılaştırmalar yapılmıştır. Böylelikle bütün verilerin kodlanması sürecinde görüş birliği sağlanmaya çalışılmıştır.
Yapılan analiz sonuçlarına göre 68 öğretim elemanının büyük çoğunluğu (n=53, %77,9) derslerinde akıllı tahtayı hiç kullanmamaktadır. Katılımcıların akıllı tahta kullanmamaya ilişkin gerekçelerinin başında derslerinde akıllı tahta kullanma konusunda herhangi bir ihtiyaç hissedilmeme (f=23, % 37,10) ve ikinci sırada ise bilgi eksikliği (f=19, %=30,65) gelmektedir. Akıllı tahtayı farklı sıklıklarla kullanan 15 kişinin akıllı tahta kullanımı esnasında en fazla karşılaştıkları sorunların kalibrasyon ayarı, internet bağlantı sorunları ve akıllı tahta ile farklı yazılımların uyumsuzluğu gibi teknik sorunlar (f=6, %=54,55) olduğu anlaşılmıştır. Beş öğretim elemanı (%45,45) da akıllı tahtanın sınırlı özelliklerini nispeten başlangıç düzeyinde kullanabildiklerini ve yeterli pratikliğe sahip olmadıkları için akıllı tahtayı derslerde akıcı kullanamadıklarını ifade etmiştir. Katılımcılara, son olarak, planlanacak bir hizmet-içi eğitimden beklentilerinin ne olduğu sorulmuştur. Buna göre katılımcılar verilecek bir hizmet-içi eğitim kapsamında öncelikli olarak akıllı tahtanın zengin özelliklerinin (grafik çizimi, powerpoint gibi görsel sunum araçları, kısayollar, internet bağlantısı, çizim ve renklendirme, depolama/kaydetme, yazdırma, müzik ekleme, video düzenleme, 3D vb.) tanıtılmasını (f=28, %39,44); akıllı tahtayı kendi alanlarının/branşlarının öğretiminde nasıl kullanılabileceğinin (f=20, % 28,17) ve teknik sorunlarla nasıl baş edebileceklerinin (f=10, % 14,08) öğretilmesini ve eğitimlerin sadece teorik bilgi değil işe vuruk uygulama içeren etkinlikler içermesini (f=9, % 12,68) talep etmişlerdir.
Elde edilen bulgular katılımcıların çoğunun eğitimde akıllı tahta kullanımına ilişkin yetersiz düzeyde bilgi, beceri ve farkındalığa sahip olduğunu göstermektedir. Bu bulgulardan hareketle araştırmacılar tarafından eylem planının sonraki aşamaları hazırlanmıştır. Eylem planının birinci aşamasında öğretim elemanlarına ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan hizmet-içi eğitimler verilmiştir. Eylem araştırması kapsamında, uygulamadaki değişim ve gelişimler hali hazırda takip edilmektedir.
Research Interests:
The purpose of this study is to evaluate the integration status of students who have been attending classes with same age peers after catchup education program in a primary school opened in Gaziantep according to views of stakeholders who... more
The purpose of this study is to evaluate the integration status of
students who have been attending classes with same age peers after catchup education program in a primary school opened in Gaziantep according to views of stakeholders who are their teachers, classmates and themselves. By the way, the effectiveness of catch-up education program is evaluated. The
data was gathered via participatory observation and interviews. The data gathered from interviews with stakeholders were analyzed with technique of content analysis in qualitative method. The answers to open-ended questions were analyzed separately for the stakeholders. Then, by combining the results of the analysis, the stakeholders' opinions about integration of the students were determined. The interviews and participant observation indicated that the students have integration problems with their school, teacher, classroom and their classmates in their new peer aged classrooms after the catch-up education program. The main purpose of the catch-up education program is to adapt the students with their school, teachers, classroom and classmates but the study results show that the catchup education program did not fully serve its purpose. Many activities have been done is to ensure students’ adaptation to their school during catch-up education program but after this program, no adaptation activities have been done in their new peer aged classrooms.
Research Interests: