Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Selma Şenel
  • Balıkesir Üniversitesi Bilgi İşlem Uygulama ve Araştırma Merkezi
Studies that focus on measurement invariance are of significant importance in proving the validation of high-stake tests, and in order to provide fairness from the results of these exams for special needs students. The aim of this study... more
Studies that focus on measurement invariance are of significant importance in proving the validation of high-stake tests, and in order to provide fairness from the results of these exams for special needs students. The aim of this study is to examine the measurement invariance of the “Central Examination for Secondary Education Institutions” in Turkey according to participant disability status. A focus group comprised of 369 visually impaired students was formed. An equal number of non-visually impaired peers were randomly selected as a reference group. Mantel-Haenszel, logistic regression, Breslow-Day, and standardization methods of classical test theory were used in order to detect items with differential item functioning (DIF). DIF analysis results proved that 16 (17.78%) of the 90 test items indicated DIF, and that ten of the DIF detected items (62.5%) represented a disadvantage for visually impaired participants. A total of 17 experts were consulted in order to investigate item bias. As a result of the collective expert opinion, five items were found to be “biased” in the Turkish (n = 1), English (n = 2), and in Science (n = 2) subtests. Close agreement was obtained between the experts that the “biased items” favored non-visually impaired participants. Use of visuals/graphics, complex/lengthy texts and response options, the need for rereading questions, and the negative attitudes of readers/coders were pointed out as sources of item bias.
Öz Görme yetersizliği olan öğrencilerin dinlediklerini anlamak için kullandıkları stratejilerin neler olduğunu ve bu stratejileri ne düzeyde kullandıklarını ortaya koymak, bu öğrencilere yönelik tüm eğitimlerde anlamlı veriler... more
Öz Görme yetersizliği olan öğrencilerin dinlediklerini anlamak için kullandıkları stratejilerin neler olduğunu ve bu stratejileri ne düzeyde kullandıklarını ortaya koymak, bu öğrencilere yönelik tüm eğitimlerde anlamlı veriler sağlayabilir. Bu araştırmada, görme yetersizliği olan bireylerin dinleme stratejilerini belirlemek amaçlanmıştır. Araştırmada tarama modeli temel alınmıştır. Araştırma kapsamında görme yetersizliği olan 37 öğrenci ve görme yetersizliği olmayan 48 öğrenci olmak üzere iki ayrı grup ile çalışılmıştır. Araştırma kapsamında beşli Likert tipinde bir ölçek geliştirilmiştir. Araştırma sonuçlarının analizinde ilişkisiz örneklemler t-testi ve betimsel istatistikler kullanılmıştır. Araştırma bulguları, görme yetersizliği olan bireylerin sıklıkla veya her zaman dinleme stratejilerini kullandıklarını göstermektedir. Araştırmanın önemli bir bulgusu da, görme yetersizliği olan bireylerin dinleme stratejilerini, görme yetersizliği olmayan bireylerden daha fazla kullanıyor olmasıdır. Öğrencilerin en sık kullandıkları stratejilerin; dinleme amaç ve yöntemini belirleme, dikkatini toplamaya çalışma, tekrar dinleme, dokunsal sahne oluşturma, ara özet yapma ve tartışma olduğu görülmüştür. Araştırmanın uygulamaya dönük temel önerisi, daha az kullanılan stratejilere ilişkin eğitimler düzenlenmesidir.
Anahtar sözcükler: Görme yetersizliği olan öğrenciler, dinleme stratejileri ölçeği, dinleme becerileri, kapsam geçerlik oranı, dinleme eğitimi
Önerilen Atıf Şekli Şenel, S., & Topuzkanamış, E. (2018). Görme yetersizliği olan öğrencilerin dinleme stratejilerinin belirlenmesi.

This research aims to determine the listening strategies of students with visual impairments. For this purpose, a descriptive survey model was used. Within the scope of the research, two separate groups were studied; students without visual impairments (n = 48) and students with a visual impairment (n = 37). A five-point Likert type scale was developed to determine the listening strategies of individuals with visual impairments. Research findings show that individuals with visual impairments frequently or always use listening strategies as expected. Another finding of the study is that students with visual impairments use listening strategies more than others do. It is observed that the students use different metacognitive, cognitive and social strategies. Trainings on less-used strategies may be the main recommendation of this research. Additionally, research findings show that students perform relatively less self-assessment about their listening process. Increasing critical thinking and self-assessment behaviors of students with visual impairment may be another fundamental recommendation.
Keywords: Students with visual impairments, listening strategies scale, listening skills. special needs students, content validity ratio, listening training.
Recommended Citation
Şenel, S., & Topuzkanamış, E. (2018). Listening strategies used by students with visual impairments. Ankara University Faculty of Educational Sciences Journal of Special Education, 19(4), 699-722. doi: 10.21565/ozelegitimdergisi.397642
Turkish: Bu araştırmada, Shih ve Chuang (2013) tarafından geliştirilen "Öğretim Elemanlarının Teknoloji Destekli Sınıflardaki Bilgilerine İlişkin Öğrenci Algıları Ölçeği"nin Türkçeye uyarlanarak, geçerlik ve güvenirlik çalışmalarının... more
Turkish:
Bu araştırmada, Shih ve Chuang (2013) tarafından geliştirilen "Öğretim Elemanlarının Teknoloji Destekli Sınıflardaki Bilgilerine İlişkin Öğrenci Algıları Ölçeği"nin Türkçeye uyarlanarak, geçerlik ve güvenirlik çalışmalarının yapılması amaçlanmıştır. Türkçeye uyarlanan ölçeğin, öğretim elemanlarının teknoloji destekli sınıflardaki bilgisinin öğrenciler tarafından nasıl algılandığı üzerine odaklanması çalışmanın önemini ortaya koymaktadır. Çalışma kapsamında; (i) çeviri, (ii) geri çeviri, (iii) uzman görüşü, (iv) 25 kişilik bir öğrenci grubuna ilk uygulama ve son inceleme aşamalarından geçirilerek oluşturulan ölçeğin uyarlama formu; (v) geçerlik ve güvenirlik incelemeleri için 430 üniversite öğrencisinden oluşan çalışma grubuna uygulanmıştır. Yapı geçerliğini incelemek amacıyla doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda iyi uyum değerleri elde edilm/iştir (x2/sd=3.94, RMSEA=0.083, NFI=0.91, NNFI=0.93, CFI=0.94, RMR=0.074). Cronbach alfa güvenirlik katsayısı 0.945, Spearman Brown güvenirlik katsayısı 0.742 ve Guttmann iki yarı güvenirlik katsayısı 0.725 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, uyarlanan ölçeğin iç tutarlılığının yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Türkçeye uyarlanan ölçeğin, orijinal ölçekteki gibi 4 alt boyuta sahip olduğu ve toplam 50 maddeden oluştuğu gözlenmiştir.

English:
English:

This study is aimed at adapting an instrument for "Assessing College Students' Perceptions of Faculty Knowledge in Technology-Supported Class Environments" developed by Shih and Chuang (2013) into Turkish by conducting validity and reliability procedures. This study is crucial due to the fact that it focuses on how students perceive teacher's knowledge in technology-supported classrooms. The adaptation procedure has such stages as (i) translation, (ii) back translation, (iii) experts' opinion, (iv) pilot assessment to 25 students and final modification, and (v) implementation of the instrument to 430 undergraduate students for validity and reliability studies. For construct validity, confirmatory factor analysis was done. The results showed medium and high goodness-of-fit indices (%2/df=3.94, RMSEA=0.083, NFI=0.91, NNFI=0.93, CFI=0.94, RMR= 0.074). In terms of the reliability, Cronbach's alpha reliability coefficient is found to be 0.945; Spearman Brown reliability coefficient is 0.742; and Guttmann split-half reliability coefficient is 0.725. These results showed evidence for a high internal reliability for the instrument. Like the original version of the instrument, Turkish adaptation has also 4 constructs including a total of 50 items.
Research Interests:
Eğitimde ölçme ve değerlendirme alanındaki bilimsel gelişmelerin ve teknolojinin bir ürünü olan bilgisayar ortamında bireye uyarlanmış testlerin (BOBUT), görme engelli öğrenciler için geçerli ve güvenilir test sonuçları elde etmede önemli... more
Eğitimde ölçme ve değerlendirme alanındaki bilimsel gelişmelerin ve teknolojinin bir ürünü olan bilgisayar ortamında bireye uyarlanmış testlerin (BOBUT), görme engelli öğrenciler için geçerli ve güvenilir test sonuçları elde etmede önemli yarar sağlayacağı öngörülmektedir. BOBUT bireyin yetenek düzeyine uygun, az sayıda soruyla, daha kısa sürede, daha güvenilir test sonuçları elde edilmesini sağlamaktadır. Bu temel özellikleri düşünüldüğünde BOBUT’un eşit eğitim fırsatları ve karşılaştırılabilir test sonuçları için görme engelli öğrencilerin ölçme süreçlerinde çok önemli bir adım olacağı belirtilebilir. Bu araştırmada görme engelli öğrencilere yönelik ses tabanlı bir BOBUT geliştirmek; ölçme, yazılım geliştirme ve tasarım süreçleriyle, yapılacak çalışmalara rehber olmak amaçlanmıştır. Araştırma amacı doğrultusunda, BOBUT ile uygulamak üzere ortaokul düzeyindeki görme engelli öğrencilerin dinlediğini anlama becerisine yönelik 166 maddelik bir madde havuzu oluşturulmuştur. Test geliştirme sürecindeki; kazanım analizleri, uzman görüşleri, ön deneme uygulaması (n=196), deneme uygulaması (n=608) ve Madde Tepki Kuramı varsayımlarının kontrolü gibi geçerlik ve güvenirliğine dair kanıtlar sunulmuştur. Yazılım geliştirme basamakları çoklu ortam tasarımı ilkeleri temel alınarak ayrıntılı olarak raporlanmıştır. Parametre kestirimleri ve yazılım geliştirme çalışmaları 3 parametreli lojistik modele göre yapılmıştır. Madde geliştirme ve yazılım testi süreçlerinde 7 görme engelli öğrencinin görüşlerine başvurulmuştur. Sonuç olarak görme engelli ortaokul öğrencilerine uygulanabilecek geçerli ve güvenilir, BOBUT temelli SesliTest geliştirilmiştir. Araştırma BOBUT’un görme engelli öğrencilere uygulanabileceğini göstermesi açısından büyük önem arz etmektedir.
This paper examines listening comprehension skills of visually impaired students (VIS) using computerised adaptive testing (CAT) and reader-assisted paper-pencil testing (raPPT) and student views about them. Explanatory mixed method... more
This paper examines listening comprehension skills of visually impaired students (VIS) using computerised adaptive testing (CAT) and reader-assisted paper-pencil testing (raPPT) and student views about them. Explanatory mixed method design was used in this study. Sample is comprised of 51 VIS, in 7th and 8th grades. 9 of these students were interviewed for determining student views about tests. Results indicated that scores obtained from CAT are significantly lower than scores obtained from raPPT. Additionally, a positive and high correlation was found between scores of CAT and raPPT. This result suggests that similar ability estimations were made by CAT and raPPT. Another finding is CAT made more reliable predictions, and was completed in shorter duration using fewer items. In qualitative part, student views were gathered through interviews and content analysis revealed three themes as technical features, test features, and psychological effects. In general, students reported positive views about CAT. VIS prefer CAT due to its listening/control options, shorter test durations, clarity of reading, and fairness of test, elimination of dependency to reader. Study provides implications for test developers and test-users to consider CAT as a multi-accommodation for VIS through its advantages.
Research Interests:
The purpose of this research is to determine if there are any differences in test and item statistics when the correction for guessing formula is used and not used in a Turkish reading comprehension test consists of multiple-choice items.... more
The purpose of this research is to determine if there are any differences in test and item statistics when the correction for guessing formula is used and not used in a Turkish reading comprehension test consists of multiple-choice items. Proposed study is a correlational research and the study group consists 123 8th grade students in a secondary school. For the stated purpose, a Turkish language test is generated which consists of 15 items all of them chosen among the Turkish items of Central Educational Institutions Student Selection and Placement Exam (OKÖSYS) and the Private Schools Examination (ÖOS). The first test application was conducted with the instruction of "correction for guessing formula will use for the test score". After a 30-day period, for impeding retention affect, same test applied with the " correction for guessing formula will not use for the test score" instruction. Student achievement, test and item statistics compared and interpreted according to the data obtained from both applications. Findings point out that there is a significant difference in test and item when statistics between the two applications of correction formula is used and not used. However the effect size was determined to be moderate. It has never been a significant difference on item statistics. Findings were discussed in context of related literature.
Research Interests:
Lojistik regresyon analizi, benzer analizlerin gerektirdiği varsayımlara ihtiyaç duymadan ve nispeten esnek bir yolla regresyon modeli kurmaya imkân tanıması sayesinde tercih edilen çok değişkenli bir analiz yöntemi haline gelmiştir. Bu... more
Lojistik regresyon analizi, benzer analizlerin gerektirdiği varsayımlara ihtiyaç duymadan ve nispeten esnek bir yolla regresyon modeli kurmaya imkân tanıması sayesinde tercih edilen çok değişkenli bir analiz yöntemi haline gelmiştir. Bu durum araştırmacıların, editörlerin ve okuyucuların lojistik regresyon analizi kullanılan bir makalenin bileşenleri hakkında bilgi sahibi olmasını gerektirmektedir. Hangi varsayımlar sağlanmalıdır? Bulgular nasıl tablolaştırılmalıdır? Hangi bulgulara ve yorumlara yer verilmelidir? Lojistik regresyon analizi sonuçlarının sunulması ne kadar kapsamlı olmalıdır? Bu araştırmada bu sorulara yanıt aranmış ve eğitim alanında 2007-2012 yılları arasında yayınlanmış 10 Türkçe makale bu doğrultuda incelenmiştir. Bu çalışma lojistik regresyon analizinin kullanımına ilişkin gerekli bilgilerin bir bütün halinde sunulması, uygulamalarda yapılan eksikliklerin betimlenmesi, bundan sonra yapılacak çalışmalara önerilerde bulunması açısından önem taşımaktadır. Araştırmada nitel araştırma tekniklerinden doküman analizi yapılmıştır. Makaleleri incelemek için araştırmacılar tarafından lojistik regresyon analizinin varsayımları, sonuçların raporlaştırılması ve yorumlanması dikkate alınarak bir kodlama listesi hazırlanmıştır. Makaleler kodlama listesi doğrultusunda incelendiğinde, araştırmalarda Lojistik Regresyon Analizinin araştırma amacına uygunluğu, varsayımların incelenmesi, bulguların raporlaştırılması ve yorumlanması konusunda büyük eksiklik ve yanlışlıklar olduğu gözlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Lojistik regresyon analizi, makale inceleme, analiz sonuçlarını raporlaştırma Abstract Since not assuming all the requirements of similar analyses and giving possibility to establish regression models in more flexible manner, logistic regression analysis (LRA) has become a preferred method of multivariate analysis. This condition of LRA created a must for researchers, editors and readers to have knowledge about the components of LRA. Which assumptions should be provided? Which findings must be tabulated? Which findings and predictions should be included? How detailed results of LRA should be reported? These questions are tried to be answered by investigating ten articles from the field of education that were written between 2007 and 2012 in Turkish. This study reveals importance with presenting required knowledge about logistic regression in integrity, describing deficiencies in applications and offering advices for the future researches. Document analysis technique, one of the qualitative research techniques, was used in data analysis. A coding list prepared by researchers to examine articles considering the assumptions of logistic regression analysis, interpretation and reporting of results. When articles are examined according to the coding list, it was noticed that there are important deficiencies and misunderstandings about accordance of logistic regression analysis with the aim of the research, considering assumptions and reporting and interpretation of findings. GİRİŞ Eğitim bilimlerinde çalışılan değişkenler farklı ölçek düzeylerinde karşımıza çıkmaktadır. Öğrenci başarısı; ölçekleme çalışmalarıyla eşit aralık ölçek düzeyinde sürekli bir değişken olarak tanımlanabildiği gibi; başarılı-başarısız şeklinde sınıflama düzeyinde ve süreksiz bir
Research Interests:
The aim of this study is to identify the experiences of the visually impaired students and to uncovertheir feelings about university entrance examination that has a critical role in their lifetime. This phenomenological research conducted... more
The aim of this study is to identify the experiences of the visually impaired students and to uncovertheir feelings about university entrance examination that has a critical role in their lifetime. This phenomenological research conducted with six visually impaired state university students and qualitative data was collected with a semi-structured interview form prepared by the researcher. Content analysis is
used to analyze the data. For the reliability of the research, a second coder who is experienced in qualitative researches was used and intercoder consistency rate is calculated as %76. Coding discrepancies between coders were discussed and agreement was reached on final codes and themes. According to results of the research, exam experiences of the students are gathered under four themes.
These are examiners, psychological cases, test items and presentation and testing system respectively. Themes are defined, frequencies of codes of the themes are tabulated and statements of the participants
are quoted directly. Results of the study indicated that increase of test accommodations are welcomed positively by visually impaired students however, as the literature supports, some problems may arise in the practice of these accommodations.
Research Interests:
Öz Bu çalışmanın amacı, Ankara Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi (ANKUZEM)'nde eğitim gören öğrencilerin akademik başarılarını yordayan faktörlerin neler olduğunu belirlemektir. Çalışma grubu, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında ANKUZEM... more
Öz Bu çalışmanın amacı, Ankara Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi (ANKUZEM)'nde eğitim gören öğrencilerin akademik başarılarını yordayan faktörlerin neler olduğunu belirlemektir. Çalışma grubu, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında ANKUZEM önlisans programlarının birinci sınıfında okuyan 302 öğrenciden oluşmaktadır. Veriler; bireye ilişkin, aileye ve çalışma ortamına ilişkin, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımına ilişkin ve eğitimsel veriler olarak dört grupta toplanmış, analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde, aşamalı çoklu regresyon analizi kullanılmıştır. Analiz sonucunda kişisel özelliklerden; yaş, tam zamanlı bir işte çalışma ve boşanmış olmanın akademik başarıyı yordadığı gözlenmiştir. Aile ve çalışma ortamına ilişkin özelliklerden; birlikte yaşanılan birey sayısı, annenin tam günlük bir işte çalışması ve annenin lise mezunu olmasının akademik başarıyı yordadığı belirlenmiştir. Eğitimle ilgili özelliklerden ise; lisans ve meslek lisesi mezunu olmanın, Adalet önlisans uzaktan eğitim programında okumanın, uzaktan eğitimi 'üniversitede okumak' için seçmenin; ders çalışırken tercih edilen farklı yöntemlerin, derece almak için uzaktan eğitim görmenin akademik başarıyı yordadığı ortaya konulmuştur. Öğrencilerin bilgi ve iletişim teknolojileriyle ilgili özelliklerinin uzaktan eğitimde akademik başarının yordayıcılarından olmadığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: akademik başarı, uzaktan eğitim, öğrenci özellikleri, ANKUZEM Abstract The aim of this study was to determine the factors predicting academic achievement of Ankara University Distance Education students. The study group of the research consists of 302 first grade students from Ankara University Distance Education Center (ANKUZEM) 2010-2011 associate degree programs. Data were formed in four groups respectively " individual characteristics " , " characteristics related with family and working environment " , " characteristics related with usage of information and communication technologies " and " characteristics related with education ". Data were analyzed by stepwise multiple regression analysis. According to the results, individual characteristics as " age " , " working in a full time job " and " being divorced " were found as predictors of students' academic achievement. Additionally, characteristics related with family and working place as " number of family members living with " , " mothers' full time working " and " mothers' graduation type " were other variables predicting academic achievement of students. The characteristics related with education; graduation from " college " and " vocational high school " , " studying with different methods " , " choosing distance education as a university degree " , " studying for getting a degree " are also predictors of academic achievement of students. The characteristics of students related with usage of information and communication technologies were not predictors of academic achievement of students.
Research Interests:
Engelli öğrencilerin katılımını artırmak ve engellerinden bağımsız ne bildiklerini ortaya çıkarmak amacıyla geniş ölçekli test uygulamalarında bazı düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Türkiye’de engellilerin eğitimiyle ve engellilerin... more
Engelli öğrencilerin katılımını artırmak ve engellerinden bağımsız ne bildiklerini ortaya çıkarmak amacıyla geniş ölçekli test uygulamalarında bazı düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Türkiye’de engellilerin eğitimiyle ve engellilerin katılacağı ölçme ve değerlendirme uygulamaları ile ilgili yasa, yönerge ve kılavuzlarda ifade edilen düzenlemelerin varlığı bilinmekle birlikte; bu düzenlemelerin uygulamasında neler yaşandığı bu düzenlemelerin işlerliğini görmek açısından önem taşımaktadır. Bu amaçla bu araştırma; bireylerin hayatlarında kritik bir öneme sahip olan üniversiteye giriş sınavlarında görme engelli öğrencilerin ne yaşadıklarını ve neler hissettiklerini belirlemeyi hedeflemiştir. Çalışma grubu, temelde ulaşılabilirlik ve gönüllülük esasları göz önünde bulundurularak oluşturulmuştur. Sınav deneyimi üzerinden en fazla 2 yıl geçmiş, engel düzeyi %20’nin üstünde olan, bir devlet üniversitesinde eğitim gören 6 görme engelli katılımcıyla çalışılmıştır. Veriler araştırmacı tarafından hazırlanmış, yarı-yapılandırılmış görüşme formuyla toplanmıştır. Verilerin analizinde içerik analizi kullanılmış, birbirine benzeyen deneyimler belirli kavramlar çerçevesinde bir araya getirilmiş ve anlaşılır bir şekilde organize edilmeye çalışılmıştır. Güvenirliğin sağlanabilmesi nitel araştırmalarda tecrübeli bir araştırmacıdan yardım alınarak kodlayıcılar arası görüş birliği yüzdesi hesaplanmıştır. İki kodlayıcı arasında görüş birliği uyum yüzdesi %76 olarak bulunmuştur. Bu oran %70’in üstünde bulunduğundan veri analizi açısından güvenirliğin sağlandığı ifade edilebilir. Kodlayıcılar arası kodlama uyuşmazlıkları tartışılarak giderilmiş ve bu sayede kodlama ve tema üzerinde anlaşma sağlanmıştır. Görüşme kayıtlarının analizi sonucunda, sınav deneyimlerinin dört tema altında toplandığı görülmüştür. Bunlar; salon görevlileri, psikolojik olgular, maddeler ve maddelerin sunumu ve sınav sistemidir. Bu temaların tanımlanması yapılmış ve bu tanımlamaların altındaki kodlamaların frekansları verilmiş ve katılımcıların bazı ifadeleri doğrudan alıntı şeklinde verilmiştir. Görme engellilere ilişkin düzenlemelerin varlığı ve artışının sınava giren öğrenciler tarafından olumlu karşılandığı söylenebilir. Öte yandan elde edilen sonuçlar, literatürü destekler biçimde, yapılan düzenlemelerin uygulamalarında sorunlar yaşanabildiğini göstermektedir.

English:
There are numerous accommodations in large scale assessments to increase the attendance of visually impaired students and to uncover what they know independently from their disabilities. In Turkey, accommodations for the educational environments and assessments of students with disabilities were ruled with the legislations by the government; on the other hand it is highly critical to observe the practice of these accommodations to evaluate their effectiveness and interoperability. For this aim this study intended to define the experiences of the visually impaired students and to state what they feel in the university entrance examination which has a critical role in their lifetime. Voluntarism and accessibility are taken into account while research group was constituted. Participants are 6 visually impaired state university students whose disability rate is over %20 and experienced university entrance exam in last two years. Data was collected with a semi-structured interview form prepared by the researcher. Content analysis is used to analyze the data. Similar experiences are gathered and organized around the specific concept frameworks. For the reliability of the research, a second coder who is experienced in qualitative researches was used and intercoder consistency rate is calculated as %76. It is possible to state that study indicates sufficient reliability since intercoder consistency rate is over than 70%. Coding discrepancies between coders were discussed and agreement was reached on final codes and themes. According to results of the research, exam experiences of the students are gathered under 4 themes. These are examiners, psychological cases, test items and representation of the items and testing system respectively. Themes are defined, frequencies of codes of the themes are tabulated and statements of the participants are quoted directly. It is possible to state that increase of accommodations related with visually impaired students are welcomed positively by the students however, as the literature supports, some problems may arise in the practice of these accommodations.
Research Interests:
Turkish: E-portfolyolar, yeni değerlendirme yaklaşımları ve teknolojideki hızlı gelişimin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Sağladığı kolaylıklara rağmen, okullarda uygulanması yaygın değildir. Bu araştırmanın amacı dünyadaki eğitim... more
Turkish:
E-portfolyolar, yeni değerlendirme yaklaşımları ve teknolojideki hızlı gelişimin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Sağladığı kolaylıklara rağmen, okullarda uygulanması yaygın değildir. Bu araştırmanın amacı dünyadaki eğitim ve değerlendirme sistemindeki değişimlerle birlikte gündeme gelen e-portfolyoların eğitim sistemimizde kullanılabilirliği hakkında fikir edinebilmektir. Bu amaçla öğretmenlerin e-portfolyo ile ilgili görüşleri alınmıştır. Çalışma tarama modelinde bir araştırma olup, veriler yarı yapılandırılmış bir görüşme formuyla 25 öğretmenden oluşan çalışma grubundan elde edilmiştir. Araştırmanın alt amaçlarına bağlı olarak içerik analizi yapılmış, bazı veriler kategoriler halinde sunulmuş, frekanslar verilmiştir. Sonuç olarak, öğretmenler derslerin çoğunda, e-portfolyolarda performans görevleri ve projelerin bulunmasını uygun bulmaktadırlar. Öğretmenler e-portfolyoların saklanması için en uygun ortamın e-okul olduğunu düşünmektedirler. Bunun sebebi olarak da; erişim kolaylığı ve yıllarca bir üst eğitim basamağına aktarılabilme imkânını göstermişlerdir. Öğretmenlerin %88'i e-portfolyoları faydalı bulsalar da uygulanabilirliği ve gerekliliği konusunda endişeler taşımaktadırlar.

English:
E-portfolios are emerging as a result of new evaluation approaches and rapid development of the technology. Although its ease of use, it's not commonly-used in our schools. In this study, it is aimed to examine teachers' views about e-portfolios, to get some idea about usability of this current issue which appears with changes in instruction and evaluation systems in world. Survey method was used in this study and data were gathered via semi-structured interview forms from a study group of 25 teachers. Depending on sub-aims of the study contents analysis is performed and data are presented as categories and frequency tables. Results of the study showed that teachers find e-portfolios and performance tasks reasonable in most of their lessons. As an addition to this they think that e-school is the best place to store e-portfolios. Access easiness and transferability of e-school are big factors for this opinion. Although %88 of the teachers find e-portfolios useful they have some concern about reasonability and necessity of e-portfolios.
Günümüzde çok sayıda geniş ölçekli test programı, testlerin sunulması, puanlanması ve sonuçların raporlanmasında etkinliği artırmak için bilgisayar veya internet tabanlı testleri kullanmaktadır. Bilgisayar tabanlı testler; sunum,... more
Günümüzde çok sayıda geniş ölçekli test programı, testlerin sunulması, puanlanması ve sonuçların raporlanmasında etkinliği artırmak için bilgisayar veya internet tabanlı testleri kullanmaktadır. Bilgisayar tabanlı testler; sunum, puanlama ve raporlama süreçlerinde sağladığı kolaylıkların yanında, özel gereksinimli öğrencilere adil test ortamı sunulması noktasında önemli bir potansiyele sahiptir. Bilgisayar teknolojisi, öğrencilerin ölçülen özelliğin dışındaki gereksinimlerine cevap vererek daha geçerli ölçmeler yapılabilmesi için önemli bir kaynaktır.
Test düzenlemeleri, testlerde engellerin ve gereksinimlerin etkisini azaltmayı, böylece test puanlarının geçerliliğini arttırmayı amaçlar. Türkiye’de uygulanan geniş ölçekli testlerde farklı engel grupları için farklı düzenlemeler sağlandığı görülmektedir. Bu testler kağıt-kalem testi olarak uygulandığından sınırlı sayıda ve türde düzenlemeler sunmaktadır. Bilgisayar teknolojisi ile test düzenlemeleri birleştirildiğinde her engel grubu için çok sayıda düzenleme, önemli avantaj ve kolaylıklar gündeme gelmektedir.
Evrensel tasarım (ET), herkesin kullanabileceği tasarımlar üretmeyi temel alan bir yaklaşımdır. Mobilyaların tasarımından doğan ET;  tüm yaşam alanlarına olduğu gibi eğitim alanına da yansımıştır. Ancak eğitime ve testlere uygulandığında farklı kapsamlara bürünmüştür. Eğitimde kullanılan testlerin evrensel tasarımında ise, özel gereksinimli öğrencileri de kapsayacak testler geliştirilmesi için kavramsal bir model sunmaktadır. Başka bir ifadeyle, testlerin farklı gereksinimleri olan öğrencilerin akranlarıyla benzer şartlarda test almaları için gösterilmesi gereken çabaya vurgu yapmaktadır. ET’nin mobilya tasarımları ile ortaya çıkan yedi ilkesi;  kullanımda eşitlik, kullanımda esneklik, basit ve sezgisel kullanım, algılanabilir bilgi, hata toleransı, düşük fiziksel çaba, erişim ve kullanım için gerekli boyut ve alandır. Alanyazın ET’nin temel çerçevesini geniş ölçekli test tasarımına uygulayarak evrensel test tasarımı ilkelerini tanımlamıştır. Bunlar;  (1) kapsayıcı değerlendirme, (2) ölçülecek yapının doğru tanımlanması, (3) erişilebilir, yansız maddeler, (4) test düzenlemesi olanakları, (5) basit, net ve sezgisel yönergeler, (6) maksimum anlaşılabilirlik ve (7) maksimum okunabilirliktir.
ET ilkeleri, daha iyi ölçme ve değerlendirme yapmak için yararlı bir çerçeve sunsa da tüm öğrencilerin sihirli bir şekilde tüm testlere erişebilecekleri sağlayabilecek bir yöntem değildir. Tüm öğrencilerin erişebileceği bir test kağıt kalem testinde ütopik bir amaç olsa dahi bilgisayar tabanlı testlerde bu amaca yaklaşmak mümkündür. Teknoloji olmadan ET’nin mümkün olmadığı görüşü bu belirlemeyi desteklemektedir. Bu noktada, özel gereksinimli öğrencilere yönelik geçerli ve güvenilir test uygulamaları için farklı erişilebilirlik ve düzenleme araçlarını bir araya getiren bilgisayar tabanlı testler, testlerin evrensel tasarımı için vazgeçilmezdir. Ulaşılması zor olsa da evrensel olarak erişilebilir testler tasarlamaya çalışmak, izlemeye ve uygulamaya değer bir çabadır.
Testlerin evrensel tasarımı için, basit, net ve sezgisel yönergeler, yansız maddeler, maksimum anlaşılırlık ve okunabilirlik ilkelerinin sağlanmasında, farklı gereksinimleri olan öğrenciler için benzer/ortak çalışmalar yürütülebilir. Ancak, kapsayıcı değerlendirme, erişilebilir maddeler ve test düzenlemesi olanakları; engel gruplarına ve gereksinimlerine göre önemli farklılıklar göstermektedir. Bu araştırmada alan yazından ve uygulamalardan hareketle, bilgisayar tabanlı testlerde evrensel tasarımı sağlamak için her bir engel grubuna yönelik ne tür düzenlemeler, düzeltmeler, yöntem ve teknolojik araçlar kullanıldığını ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu çerçevede, betimsel bir yaklaşımla yürütülen araştırmada alan yazın taraması yapılmıştır.
Araştırmanın amacı doğrultusunda temel özel gereksinimli gruplar bazında bilgisayar tabanlı testlerin evrensel tasarımı için kullanılabilecek düzenlemeler, düzeltmeler, yöntem ve teknolojik araçlar belirlenmiş ve sunulmuştur. Araştırmada, bilgisayar ortamında sunulan bir maddede özel gereksinimli öğrenciler için sorun teşkil edebilecek nesne ve ögelerin tamamının değerlendirilmesine özen gösterilmiştir. Bunlar; metin, resim, ses, tablo ve grafikler, matematiksel ve bilimsel simgeler, video ve animasyon, yanıt seçenekleri, aktif nesneler ve bağlantılar; ortak köklü veya çok bölümlü maddeler, metin içerikli yapılandırılmış yanıt, matematiksel içerikli yapılandırılmış yanıt olarak belirlenmiştir.
Bilgisayar tabanlı testlerin, özel gereksinimli öğrencilere çok sayıda düzenleme olanağı sunduğu görülmüştür. Sıklıkla tercih edilen düzenleme ve teknolojiler; metin sentezleyiciler (text-to-speech) ve konuşmadan metne (speech-to-text) teknolojileri, ekran okuyucular, görüntü (renk-boyut-karşıtlık-yakınlaştırma), ses ve hız ayarları, altyazı, sözlüklere bağlantılar, alternatif dil seçenekleri (işaret dili, günlük dil, ana dili ile destek), yardımcı cihaz uyumluluğu, fare işlevleri için klavye seçenekleri ve alternatif giriş aygıtlarıdır.
Araştırma sonucunda, testlerde engelli öğrencilerin teste erişimini, testi adil bir şekilde almalarını ve evrensel tasarımı sağlamaya yönelik çalışmaların arttırılması birincil öneri olarak ifade edilebilir. Bunun yanında, özel gereksinimli öğrencilerin başarılarının belirlenmesini kolaylaştırmak için farklı erişilebilirlik ve düzenleme araçlarını bir araya getiren, evrensel olarak tasarlanmış test uygulama yazılımları geliştirilmesi önerilmiştir.
Research Interests:
Giriş Eğitimin hedeflerine ulaşması, ülkelerin geleceği için çok önemlidir. Eğitimin amacına ulaşıp ulaşmadığı ancak doğru ölçme ve değerlendirme (ÖD) ile tespit edilebilir. Eğitim sürecinin her aşamasında olduğu gibi, ÖD alanında da... more
Giriş
Eğitimin hedeflerine ulaşması, ülkelerin geleceği için çok önemlidir. Eğitimin amacına ulaşıp ulaşmadığı ancak doğru ölçme ve değerlendirme (ÖD) ile tespit edilebilir. Eğitim sürecinin her aşamasında olduğu gibi, ÖD alanında da öğretmenin bilgi, tecrübe ve yeterliliği belirleyici rol oynamaktadır. Fen bilimleri ve sosyal bilimlerin farklı alanlarında ne tür ÖD sorunları yaşandığını incelemek, bu problemlerin daha açık belirlenmesini sağlayabilir. Bu nedenle, araştırmanın amacı kimya öğretmenlerinin ÖD deneyimlerini ortaya koymaktır.
Yöntem
Alan yazın incelendiğinde, benzer amaçlarla yürütülen araştırmalarda sıklıkla nicel araştırma yöntemleri kullanıldığı görülmektedir. Bu araştırmada Kimya öğretmenlerinin ÖD alanındaki deneyimlerine, problem ve yetersizliklerine yönelik derinlemesine bir belirleme yapmak amacıyla nitel bir yaklaşım benimsenmiştir. Veriler odak grup görüşmesi ile toplanmıştır. Esas uygulamadan önce, Kimya Öğretmenliği programının son sınıf öğrencilerinden oluşan 8 kişilik bir grupla deneme görüşmesi yapılmıştır. Ana görüşmeler, her biri 6 kişiden oluşan iki grupla yürütülmüştür. 48 sayfalık görüşme sonuçları içerik analizi ile NVivo 11 yazılımı kullanılarak çözümlenmiştir. Kodlayıcılar arası uyum yüzdesi %89.47 olarak bulunmuştur. Bu değer, analiz sonuçlarının güvenilir olduğunu göstermektedir.
Sonuçlar
Araştırma sonucunda iki tema ortaya çıkmıştır. Bunlar; Kimya öğretmenlerinin ÖD alanındaki (i) yetersizlikleri ve (ii) yaşadıkları problemlerdir. Analiz sonuçlarında, öğretmenlerin ÖD yetersizliklerinin en çok “soru yazma” (%45.45) ve “alternatif ölçme ve değerlendirme yöntemlerini uygulama” (%26.14) konusunda olduğu görülmüştür. Soru yazma becerisine ilişkin yetersizlikler özellikle (i) farklı başarı seviyesindeki öğrencilere yönelik soru yazma, (ii) farklı türde maddeler kullanma ve (iii) test formundaki madde güçlüğü dengesini ayarlama konularındadır.
Alternatif değerlendirme yöntemleri konusunda ise hem bilgi hem de uygulama düzeyinde ciddi eksiklikler olduğu görülmüştür. Kimya öğretmenleri rubriğin ne olduğunu bilmemekte veya kullanmamaktadırlar (%12.50). Açık uçlu soruların puanlanmasında benzer yaklaşımlar izleseler de bunu kendi teknikleri ile yürütmektedirler. Özellikle performans görevi, portfolyo, proje gibi çalışmalarda dereceli puanlamayı gerekli görmemektedirler. Öğretmenler, ÖD uygulamalarında bilgi ve iletişim teknolojilerinden faydalanmak istemekte ancak bu konuda kendilerini yetersiz hissetmektedirler (%10.23). Öğretmenlerin ölçmede büyük önemi olan güvenirliği bildikleri ancak nasıl sağlayacaklarını bilmedikleri görülmüştür (%5.68).

İkinci tema Kimya öğretmenlerinin ÖD alanında yaşadıkları problemlerdir. En büyük problem alanları, “ÖD’nin uzun ve güç bir süreç olması” (%34.74) ve “eğitim sisteminin ölçme sistemine dayatmaları” (%31.58) olarak bulunmuştur. Öğretmenler, soru yazmak ya da performans görevi hazırlamak gibi ürünlerin hazırlanmasını ve puanlanmasını zaman alıcı ve zor bulmaktadırlar. Bu zorluklar, farklı kaynaklardan soruları kopyalamalarına neden olmaktadır. İkinci olarak da eğitim sistemiyle ilgili bazı özellikler ve değişimler ÖD konusunda problemlere neden olmaktadır (%31.58). Örneğin, kullanılması önerilen yeni ölçme yöntemlerini öğretmenler bilmediklerinde, kendilerini yetersiz hissedebilirler. Ek olarak, bir derste öğrencilerin büyük çoğunluğunun başarısız olması, idari birimler tarafından öğretmenin başarısızlığı olarak yorumlanmaktadır. Öğretmenler başarısız öğrenci sayısını azaltmak için ÖD süreçlerinde geçerliği düşürücü müdahalelerde bulunmaktadırlar. Bu iki problem alanına ek olarak içeriğin yetiştirilmesi kaygısı sebebiyle, ÖD’nin geri plana atılmasına da ÖD problemleri arasındadır.
Görüşmelerde üzerinde daha az durulan başka problem durumları da vardır. Bunlardan birisi, kaliteli soru örneklerinin ve soru havuzlarının olmamasıdır (%10.53). Öğretmenlerin kullanımına sunulmuş soru havuzları gibi çözümler üretilmesi gerektiği görüşündedirler. Ayrıca, ÖD alanında verilen hizmet içi eğitimlerin yüzeysel ve kuramsal olduğunu ifade etmişlerdir (%9.47). Uygulamaya, sınıf içi ölçmeye, soru yazmaya dönük eğitimlerin ağırlıkta olması gerektiğine dair görüşler bildirilmiştir. Yapılan bilimsel çalışmaların sonuçlarının, eğitim sistemine ve kurumlarına yansımamasını başka bir problem olarak ifade edilmektedir (%4.21).
Tartışma ve Sonuç
Araştırma sonucunda, kimya öğretmelerinin ÖD konusunda çeşitli sorun ve yetersizlikleri olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak, bu sorun ve yetersizliklerin Kimya alanına özgü olduğunu söylemek zordur. Yetersizliklerin en çok madde geliştirme, alternatif ölçme ve dereceli puanlama konusundadır. Kimya ile ilgili bir soru yazarken çizilmesi gereken şekiller ve simgeler diğer alanlarda daha fazla olabilir. Bu da bilgisayar kullanma becerisinin gerekliliğini arttırmaktadır. Bunun yanında deney ve gözlem tekniklerinin sıklıkla kullanıldığı Kimya dersleri için alternatif ölçme yöntemlerindeki yetersizlikler önemli bir sorun olarak yorumlanabilir.
Bu bulguların literatürle uyuştuğu görülmektedir. Güvenilir ölçme aracı geliştirme ve bu süreçte teknolojiden faydalanmak istedikleri ancak bu konuda yetersiz oldukları ortaya çıkmıştır. Bu bulgular öğretmenlerin, ölçmenin temel konularında eksiklikler olduğu ve bu eksikliklerin giderilmesi yönünde çalışılması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Öğretmenlerin yaşadıkları temel problemin ÖD’nin büyük emek ve zaman gerektirmesidir. Bir diğer bulgu ise kaliteli soru havuzlarına duyulan gereksinimdir. Bu iki bulguyla, geçerli ve güvenilir maddelerden oluşan madde havuzlarının oluşturulması yoluyla, zaman ve yetkinlik açısından problem yaşayan öğretmenler için önemli bir kaynak ve kolaylık sağlanabilir. Kaliteli örnekler yapılacak sınıf içi ölçmelerin kalitesini arttırabilir.
Araştırma bulguları doğrultusunda, geçerli ve güvenilir bir test oluşturma, madde yazma, alternatif ölçme, dereceli puanlama gibi konularda hizmet içi eğitimler düzenlenmesi önerilebilir. Ancak, öğretmenlerin ÖD alanındaki hizmet içi eğitimlerin etkisiz ve yüzeysel olmasına yönelik görüşleri dikkate alınarak eğitimlerin uygulamaya dönük ve iyi yapılandırılmış olması büyük önem arz etmektedir. Planlanacak olan madde geliştirme eğitimlerinin teknolojiyle birlikte sunulması daha işlevsel olacaktır.