Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Trakay Karaylarından olan Szymon Kobecki, modern Karay edebiyatının özellikle şiir dünyasının eski ve yeni temaları başarılı bir şekilde harmanlayan öncü isimlerinden biridir. Kırım ve çevresinde ‘mecuma’lar ile yoğrulan Karay edebiyatı... more
Trakay Karaylarından olan Szymon Kobecki, modern Karay edebiyatının özellikle şiir dünyasının eski ve yeni temaları başarılı bir şekilde harmanlayan öncü isimlerinden biridir. Kırım ve çevresinde ‘mecuma’lar ile yoğrulan Karay edebiyatı Trakay ve Haliç-Lutsk bölgesinde inanç temelli temalarla gelişimini sürdürmüştür. Din ve inanç konularının hâkim olduğu Karay edebiyatına XIX. yüzyılın ortalarından itibaren özellikle dergi yayınlarının başlamasıyla günlük yaşamdan konular da dahil olmuş ve tarih bilinci, ana dil, millî benlik gibi temaların yanı sıra aşk, sevgi ve doğa da edebî türlerde işlenen önemli konular hâline gelmiştir. Bahsi geçen bu dönemde Karay edebiyatında sosyal unsurların da yer aldığı millî köklere bağlılık öne çıkarılarak Karay edebiyatı altın çağını yaşamıştır. “Szymon Kobecki”nin yukarıda bahsedilen dönemdeki şiirleri Karay edebiyatında ve kültüründe önemli izler bırakmış ve kendisi günümüzde de saygınlığını korumayı başarmıştır. Karay edebiyatında klasikleşen isimler arasında yer alan şiir çalışmaları yanında masal, tiyatro gibi birçok alanda da eser veren Kobecki’nin şiirlerinde tarihî arka planda milli köklere olan bağlılığın sözlere yansıdığı görülür. İnanç, kültür ve benlik üçgeninde harmanlanarak kaleme alınan şiirlerinde Kobecki Tanrı sevgisi, tanrının mucizeleri ve bunların maddi âleme yansıyışı, iyi ve doğru insanın nitelikleri, evlat sevgisi, zaman ve doğanın yaşam içerisindeki uyumu gibi konuları işlemiştir. Bu konuların yanında doğduğu toprak olan Trakay’a özlem ayrı bir yer tutmaktadır. Bu vatan hasreti ya bir doğal güzellikle ya da romantik geçişlerle kendini gösterirken beden olarak uzak kaldığı topraklar ruhunda hep yakın olmuştur. Bu makalede Kobecki’nin şiirleri yukarıda sözü edilen konular çerçevesinde tematik olarak değerlendirilmiştir. Kim Bolalır, San Saya, İri Mamanın Teşägi Katnı Yaş Uvlunun, Yanhı İlba, Kışın, Menim Tüşüm, Sonet, Anar, Gertmä, Elçilärim ve Kadril adlı şiirler ‘Kobecki’nin Şiirlerinde Tanrı ve Evlat Sevgisinden İyi İnsan Portresine’, ‘Kobecki’nin Şiirlerinde Zaman ve Doğa’, ‘Kobecki’nin Şiirlerinde ‘Sevgiliye/Eşe’ duyulan Sevgi’ olmak üzere üç tematik başlık altında Karay Türkçesi asılları yanında Türkiye Türkçesine aktarılmış halleri ile sunulmuştur. Seçilen bu on bir şiir ışığında, Kobecki’nin fikir dünyası yorumlanarak tanıtılması amaçlanmıştır.
Zachariasz Abrahamowicz, Karay edebiyatının altın çağını yaşadığı XX. asrın başlarındaki dönemde seküler şiirleriyle de öne çıkan bir şairdir. Makalede, onun hayatı ve bazı şiirleri tanıtılıp değerlendirilmiştir. Dinî temaların çevresinde... more
Zachariasz Abrahamowicz, Karay edebiyatının altın çağını yaşadığı XX. asrın başlarındaki dönemde seküler şiirleriyle de öne çıkan bir şairdir. Makalede, onun hayatı ve bazı şiirleri tanıtılıp değerlendirilmiştir. Dinî temaların çevresinde gelişen ilk dönem Karayca eserler, XX. asrın başlarından 1940’lı yıllara doğru farklı tema ve yapılarda gelişmiştir. Karay Avazı, Onarmach, Myśl Karaimska gibi Karayca yayınlanan dergilerin bunda emekleri büyüktür. Şahıs temelinde bakıldığında ise “Zachariasz Abrahamowicz”in bahsi geçen dönemdeki şiirleri Karay edebiyatında ve kültüründe kalıcı izler bırakmıştır. 1878 yılında dünyaya gelen Abrahamowicz, zorlu ve yoksul bir hayat sürmüş, henüz yirmi beş yaşında iken vefat etmiştir. Şiirlerini Karayca, Lehçe, Ukraynaca ve Rusça olarak kaleme alan şair, seküler olarak tanınsa da şiirlerinde Karay inancının gerekleri ve Tanrı sevgisi kendini hissettirmektedir. Lirik ve didaktik türdeki şiirleriyle dikkat çeken Abrahamowicz; farklı kimliklerin ruhundaki izleri ile köklerine olan bağlılığı, ana dile verdiği önemi, gelenek ve göreneğe göre yaşamın ilkelerini şiirlerine yansıtmıştır. Polonya ve Ukrayna topraklarının verdiği tarihî altyapı ile millî köklerine olan bağlılığını birleştiren Abrahamowicz, dinî kimliğindeki unsurları geleneksel altyapısı ile harmanlayıp eserlerinde işlemiştir. En önemli şiirleri arasında, Karayların marşı hâline gelen “Karaj edim, Karaj barmen (Karay idim, Karay’ım)” ve Polonya marşı “Jeszcze Polska nie zginela (Polonya Henüz Ölmedi)”nin Karay Türkçesi varyantı “Hanuz Karajlar Eksilmed (Karaylar Daha Eksilmez)” gelmektedir. Bu makalede Abrahamowicz’in “Hanuz Karaylar Eksilmed, Karay Edim Karay Barmen, Ullu Titinbe, Alğemi Tenrinin, Tsivre Tsivre, Tenrim Senin Ulanların, Tenrim Ki Biznin Atalarımıznı, Ulusum Yisrael, Taḫanun Ullu Kinge, Tuvğan Ana, Ey Neşer Neşer, Ne Fayda ve Tigendi Yaz” adlı şiirleri “Millî Altyapı, Dinî Altyapı ve Sosyal Altyapı” olmak üzere üç tematik başlık altında incelenmiştir.
Bu makalede Hazar Türklerinin torunu olan ve Museviliğin Karay mezhebinde yer alan Karayların dinî ritüellerinde önemli bir yeri olan 'zemer' yani dinî ezgi, ilahi metinlerinden biri olan 'ne bıla utrulayım' metni incelenmiştir. XVIII. ve... more
Bu makalede Hazar Türklerinin torunu olan ve Museviliğin Karay mezhebinde yer alan Karayların dinî ritüellerinde önemli bir yeri olan 'zemer' yani dinî ezgi, ilahi metinlerinden biri olan 'ne bıla utrulayım' metni incelenmiştir. XVIII. ve XIX. asırlarda farklı kişilerce kaleme alınmış olması, bu aynı metnin hangi dönemde ne gibi unsurlarla ayrıştığını ve ağız özelliğini gösterdiğini yansıtması bakımından dikkate değerdir.
Ses bilgisi ses organlarını, seslerin yapısını, sesin çıkış yeri ve biçimini inceleyen dilbilimin alt kollarından biridir. Ses bilgisi ile seslerin çıkış yerleri ve biçimlerine göre aldıkları haller belli şemalara, dizgelere ve sembollere... more
Ses bilgisi ses organlarını, seslerin yapısını, sesin çıkış yeri ve biçimini inceleyen dilbilimin alt kollarından biridir. Ses bilgisi ile seslerin çıkış yerleri ve biçimlerine göre aldıkları haller belli şemalara, dizgelere ve sembollere ayrılarak dildeki yerleri belirlenmiş olur. Ses bilimi ile de bu tanımlanan seslerin geçirdikleri değişimler ve bu değişimler sonucu ortaya çıkan ses kuralları incelenir. Meydana gelen değişikliklerin çoğu dildeki en az çaba yasasına göre seslerin çıkış yeri veya çıkış biçimine göre birbirine yaklaşması ile oluşur. Türk dillerinde meydana gelen ses değişiklikleri birkaç istisna dışında ortaklıklara sahiptir. Fakat Karay Türkçesi’nin Haliç-Lutsk ağzında /i/ ön-damak sesinden önce meydana gelen t>k ile d>g değişimi diğer Türk lehçeleri arasında ayırt edici niteliktedir. Bu çeşit ses değişikliğine dünya dillerinde Avustronezya dillerinde de rastlanmaktadır. Bu ses değişikliğinin k>t, g>d yönündeki karşıt durumu ise Oğuz-Kıpçak dil özelliklerine sahip Urum Türklerinin dilinde rastlanmaktadır. Bu çalışmada t>k, d>g / k>t, g>d ses değişimleri iki ana grupta incelenmiştir. Birinci kısımda Haliç-Lutsk ağzında meydana gelen değişiklik Türkiye Türkçesi ve diğer Karay ağızlarıyla mukayeseli olarak tabloda örnekleriyle aktarılmıştır: til-kil, tiyermen-kiyirmen, tilek-kilek, tivil-givil, kindiz-kingiz vb. Bu tip ses özelliği Avustronezya dil ailesinden Hawaiian, Somoan, Java vb. dillerde de görüldüğünden çalışmanın birinci kısmında bu dillerden de örneklere yer verilmiştir. Makalenin ikinci kısmını ise bu değişikliğin tam tersi özelliğini yansıtan k>t, g>d değişiminin görüldüğü Urum Türkçesi örneklerinin karşılaştırmalı incelendiği tablo oluşturmaktadır: t’eçe “gece”, t’elin “gelin”, d’ibik “gibi”, del- “gel-”, t’ene “yine” vb. Bu tip değişimin Kuzeydoğu Anadolu ağızlarında ve özellikle Räsenen’in topladığı mani metinlerinde (dizli~gizli, dibi-gibi, iti-iki) ve çocuk dilinde (gel-del, git-dit, koy-toy vb.) de görülmesinden dolayı alt başlıklar halinde bu örneklere de değinilmiştir.
ÖZ Karay Türkleri, Türk dünyasının en batıda yer alan temsilcilerinden olup inanç dairesinin edebiyata yapmış olduğu etkilerin görülmesi açısından incelenmeye değer nitelik taşımaktadırlar. Dünya üzerinde 'Karay' inancına sahip iki grup... more
ÖZ Karay Türkleri, Türk dünyasının en batıda yer alan temsilcilerinden olup inanç dairesinin edebiyata yapmış olduğu etkilerin görülmesi açısından incelenmeye değer nitelik taşımaktadırlar. Dünya üzerinde 'Karay' inancına sahip iki grup bulunmaktadır. Bu gruplardan ilkini Anan Ben David'in VIII. asırda sistematik hale getirdiği bu nedenle de ilk dönemlerde "Ananiye" sonraları ise 'Karay' olarak isimlendirilen İsrailoğulları kökenli Karaylar meydana getirirken Karay inancına sahip diğer grubu Hazar İmparoturluğu'nda bu inanca geçen Türk kökenli Karaylar oluşturur. Bu ikinci grup Hazar İmparatorluğu'nun dağılmasından sonra Kırım, İstanbul, Litvanya ve Polonya'ya göçmüşlerdir. Etnik olarak Türk olan Karaylar kendilerini Karay veya Karaylar olarak nitelemekte olup kökenlerini İsrailoğullarına değil Hazar Türklerine dayandırmakta ve Türk köklerine vurgu yapmaktadırlar. Farklı bir inanç dairesi içinde olmaları, köklerinden getirdikleri müşterek âdetleri yok etmemiş, Karay inanışının getirdiği ritüeller ve kavramlarla yeni bir boyut kazanmıştır. Bu farklılığı 'ağıt' terimini ifade eden kelimede dahi görmekteyiz. Ağıt kavramı için, Karay Türkçesinde 'sığıt, sıyıt, sarnav' terimleri yanında İbranice kökenli ‫ִק‬ ‫י‬ ‫נ‬ ָ ‫ה‬ 'kına' kavramı da kullanılmaktadır. İnsanoğlunun yaşamının son noktası olan ölüm hadisesinin, yakın çevreye verdiği hüznün dizelere, sözlere, ezgilere dökülmüş şekli olan ağıdın Karay Türklerinde inanç çevresinde gelişmesi de bu yönüyle pek tabiidir. Bu yazıda, hem Karay cemaatine hizmet eden dört Karay hazzan tanıtılmış hem de vefatları üzerine yazılan ağıtlarda inançların etkisi belirtilmiştir. 'Hazzan' Karay ibadethanesinde yani kenesada görevli olan din adamı için kullanılan bir terimdir. Hazzanlar sadece kenesada ibadeti yürütmemiş, toplum içinde halkın gelişmesi ve bilinçlenmesi için de çalışmışlardır. Karayların hazzan ve ribbilere (öğretmen) vermiş oldukları değer ve göstermiş oldukları hürmetin, onların dünyadan göçmeleri sonrasında cemaat üzerinde bıraktığı derin teessürle cümlelere yansıdığı görülmektedir. Özellikle, bu teessür ve yas havasında görülen Musevi inancının etkileri, 'kahal, Tora, Adonay, mitsva, Şabbat, Şemot, tiḫyat metim, merkava vb.' İbranice ödünçleme kelimelerle kendisini göstermektedir. İncelenen dört farklı ağıt metnine konu olan dört isim de hazzanlık görevini yapmış önemli Karay âlimleridir. Bu önemli ribbi ve hazzanların ortak özellikleri 'cemaatleri için yaptıkları çalışmalar, doğru kişilik, yedi bilgeliği bilme, Tevrat'ın emirlerine göre yaşama, ardından şerefli bir san bırakmalarıdır. Çalışmada incelenen ağıt metinleri; Ribbi Josef Leonowicz'in kaleme aldığı 'Kınası Ribbi Szalomnun Zaḫarjasiewicznin" (Ribbi Şalom Zaḫarjasiewicz'in Ağıdı) ve 'Kınası Ribbi Awrahamnın Leonowicznin Ol Szofetnin' (Hakim Ribbi Avraham Leonowicz'in Ağıdı) adlı ağıtları, Ribbi Simcha Leonowicz'in yazdığı "Kınası Ribbi Jeszua Josef Mordkowicznin" (Ribbi Jeszua Josef Mordkowicz'nin Ağıdı) adlı ağıdı ve Ribbi Zarach'ın Ribbi Jeszuanın oğlu Ribbi David için kaleme aldığı ağıttır. Karaylar için bu kadar önemli olan bu hazzanların dünyadan göç ettiklerinde artlarında bıraktıkları üzüntü de o oranda derin olmuş ve Tevrat'ın emirlerine göre yaşayıp, arkalarından bıraktıkları şerefli san meziyetleriyle övülmüştür. Ribbilerin çocukluklarından başlamak üzere hayatlarındaki önemli noktaları, onları diğer insanlardan ayıran özellikleri ve cemaatleri için yapmış oldukları hayırların işlenmiş olduğu mısralardan sonra ölüm tarihleri Karaylara has olan takvim esas alınarak verilmiştir. Bu teolojik unsurların hâkim olduğu Karay Türklerinin ağıt metinleri yukarıda verilen detaylar çevresinde tahlil edilmiştir.
Karay Türkçesi yapılan Türk lehçeleri sınıflamasında, coğrafi yönlere göre Batı Türkçesi, Kuzey-Batı Türkçesi; coğrafi adlara göre Karadeniz-Hazar çevresi; boy adlandırmasına göre, Kıpçak, Kıpçak-Polevets ve dil özellikleri bakımından da... more
Karay Türkçesi yapılan Türk lehçeleri sınıflamasında, coğrafi yönlere göre Batı Türkçesi, Kuzey-Batı Türkçesi; coğrafi adlara göre Karadeniz-Hazar çevresi; boy adlandırmasına göre, Kıpçak, Kıpçak-Polevets ve dil özellikleri bakımından da tav; tavlı; kalġan olarak gruplandırılmaktadır. Kendi içerisinde de Doğu Karaycası (Kırım) ve Batı Karaycası (Trakay, Haliç-Lutsk) olmak üzere sınıflandırılmaktadır.
Bu bildiri metninde, Doğu Karay Türkçesi grubuna ait olan Kırım ve Batı Karay Türkçesi Haliç-Lutsk ağzı arasındaki leksik farklar incelenmiştir. Bu farklar kimi zaman ‘kez/köz (göz), yinek/inek (inek), esek/eşşäk (eşek), avur/ahır (ağır)’ örneklerindeki gibi yalnızca ‘fonetik’ farklardan oluşurken, kimi zaman da ‘caypal-/çik-, aran/ahır (ahır), avaz/laf (söz), kergiz-/yodeya et- (göstermek)’ örneklerindeki gibi ‘leksik’ farklara dayanmaktadır. İki Karay ağzındaki bu ve buna benzer kelimeler, 79 atasözü bağlamında toplam 158 cümle esas alınarak değerlendirilmiş ve farkları ortaya konmuştur.
Research Interests:
Adam Mickiewicz, işgal atındaki ülkesinin sorunlarını kalbinden hisseden ve ulusunun bağımsızlığa kavuşması için duygularını şiire yansıtıp halkını etkileyen ve bu uğurda faaliyetler yapan Polonya’nın en önemli milli şairidir. Rus çarına... more
Adam Mickiewicz, işgal atındaki ülkesinin sorunlarını kalbinden hisseden ve ulusunun bağımsızlığa kavuşması için duygularını şiire yansıtıp halkını etkileyen ve bu uğurda faaliyetler yapan Polonya’nın en önemli milli şairidir. Rus çarına karşı gizli faaliyetlerde bulunduğu suçlaması ile önce St. Petersburg’a ardından da Odessa’ya sürülen Mickiewicz, Odessa’da kaldığı dönemlerde Kırım’ın çeşitli yerlerine yapmış olduğu gezileri şiirselleştirip  ‘Kırım Soneleri’ olarak yayınlamıştır.
Ünlü Karay kökenli âlim Ananiasz Zajączkowski, Türkoloji dünyasında Kıpçak sahası alanında verdiği değerli çalışmalarla bilinmektedir. Kendisinin de Karay olması nedeniyle; Karaylar ve Hazarlar, Karay kültürü ve dili alanında da makaleler yazarak halkına hizmet etmiştir. Bu çalışmalarından bazılarını Karay Avazı ve Myśl Karaimska (Karay Düşüncesi) gibi ünlü Karayca dergilerde okuyucu ile buluşturmuştur. Bu bildiri metninde de Karay Avazı dergisinin muhtelif sayılarında yayımlattığı Adam Mickiewicz’in Kırım Soneleri’nin Karayca’ya aktarılmış metinleri incelenmiştir.
Dünya üzerindeki toplumlarda insan yaşamındaki doğum, evlenme, ölüm gibi geçiş dönemlerine ait inanışlar ve ritüeller farklı şekillerde icra edilse de önemini çağımızda hâlâ devam ettirmektedir. Her millette yeni doğan çocuğun, umudu ve... more
Dünya üzerindeki toplumlarda insan yaşamındaki doğum, evlenme, ölüm gibi geçiş dönemlerine ait inanışlar ve ritüeller farklı şekillerde icra edilse de önemini çağımızda hâlâ devam ettirmektedir. Her millette yeni doğan çocuğun, umudu ve mutluluğu getirdiğine inanıldığı gibi Karaylarda da ulusuna mutluluk, kıvanç ve bereket getirdiğine inanılır, bu nedenle doğumdan itibaren birçok kültürel ve dinî uygulamalar yapılırdı. İki bölüme ayrılan çalışmanın birinci kısmında 'Doğum, Lohusalık ve Bebekle İlgili Uygulamalar' başlığı altında doğum ve lohusalıkla ilgili pratiklere dikkat çekildiği gibi 'beşik, ad verme, sünnet etme, emzirme' gibi önemli ritüellere de değinilmiştir. İkinci bölümde ise 'Çocuğun Büyümesi ile İlgili Uygulamalar' başlığı altında ilk kez ibadethaneye giden çocuğun duası ve öğretime başlayacak çocuk için edilen dua metinleri yer almaktadır. Böylece, Karayların hem Türklük ağacının köklerinden getirdiği kültür hem de inançlarının etkisiyle Musevi inanışı ile yoğurmuş oldukları ritüeller birlikte gösterilecektir. Karay dinî metinlerinden verilecek olan dua örnekleri ile de geçiş dönemindeki bu safhanın Karay Türklerindeki önemine ışık tutulacaktır.
Research Interests:
Özet Halkların, toplumların eski dönemlerde yaşadıkları siyasal, sosyal, ekonomik her türlü sebepten ortaya çıkan ve çoğunlukla yol gösterici, kısa-özlü sözler atasözü olarak ifade edilmektedir. Bu sözler kuşaktan kuşağa aktarılarak... more
Özet Halkların, toplumların eski dönemlerde yaşadıkları siyasal, sosyal, ekonomik her türlü sebepten ortaya çıkan ve çoğunlukla yol gösterici, kısa-özlü sözler atasözü olarak ifade edilmektedir. Bu sözler kuşaktan kuşağa aktarılarak anonim edebiyatın temel taşını oluşturmaktadır. Atasözleri dikkatli incelenip iç yapısı çözümlenirse ait olduğu milletin değer yargılarını da gün yüzüne çıkarmaktadır. O milletin günlük yaşamı, dünya görüşü, çevresiyle olan ilişkisi, inanış ve gelenekleri, tarihsel ve kültürel bağları birkaç kelimeden hâsıl atasözleri ile anlaşılır hâle gelmektedir. Bu bildiri metninde, dilleri kaybolmakta olan Türklük çınarının bir dalı olan Karay Türklerinin atasözleri " Karaylar, İnanç, Ezge Ummalar (Başka Topluluklar), Tirlik da Elim (Hayat ve Ölüm), Katın da Urluk (Kadın ve Aile/Nesil) " başlıkları altında incelenerek dünya görüşleri ortaya konmuştur. " Kir kolba, yaman canba siddurnu açma/Kirli elle, kötü ruhla sidduru açma " , " On barmaktan kaldı yiç: Lucka, Troklar ve Haliç/On parmaktan kaldı üç: Lutsk, Trakay ve Haliç " , " Rabban panayırda xoros izdeyd, karay-atnın kuyruhun/ Rabban pazarda kuruş izler, Karay da atın kuyruğunu " gibi içinde bulundukları dinin ve kültürün özellikleri atasözlerine yansımıştır. Ortadoğu'da filizlenen bir inancın Türk gruplarınca kabul edilip günümüzde Doğu Avrupa'da yaşıyor olması da yaşamlarının ve kültürlerinin çeşitli yönlerden etkilenerek eserlerine sirayet etmesini sağlamıştır. Bu bildiri metninde de Karay atasözleri belli başlıklar altında incelenerek, ortak ve ayırt edici niteliklerinin yanı sıra diğer kültürlerden etkilenmelerinin atasözlerine olan yansıması gözler önüne serilecektir.
Research Interests:
ÖZET Canlı hayatının bir daha geri gelmemek üzere hayati faaliyetlerinin kesin olarak sona ermesi olarak tanımlanan ölüm; ahiret inancına sahip olan kültürlerde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu makalede de Karay inancına sahip olan Karay... more
ÖZET Canlı hayatının bir daha geri gelmemek üzere hayati faaliyetlerinin kesin olarak sona ermesi olarak tanımlanan ölüm; ahiret inancına sahip olan kültürlerde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu makalede de Karay inancına sahip olan Karay Türklerinin ölümle ilgili âdetleri; ölümden önce, ölüm anı ve sonrasında gerçekleşen ritüeller olarak incelenmiştir. Yeri geldiğinde dipnotta, Anadolu coğrafyası ve Yahudilik inancıyla da benzer veya farklı yönleri gösterilmeye çalışılmıştır. Makalede bulunan iki ağıt metni ve mezar taşı yazıları da hem Karay Türkçesi hem de Türkiye Türkçesi aktarması ile verilerek iki lehçenin karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. ABSTRACT Death is defined as the total and permanenet cessation of all the vital functions of an organism. Death is significant situation for those who have faith in the hereafter. In this article , focused on death rituals of Karaim Turks. It is displayed in annotation, Karaim's tradition with similar and different aspects of Karaim's tradition between Turkish folklore and Judaism. 1 7. Uluslararası Balkanlarda Sosyal Bilimler Kongresi, Kaposvar-Macaristan'da sunulan bildiri metni.
Research Interests:
Milletler arasındaki siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik ve dini ilişkiler sonucunda diller de etkilenmekte olup çoğunlukla kelime olmak üzere ek, kelime ve gramer kuralları bakımından alıntılar meydana gelmektedir. Bir dile başka... more
Milletler arasındaki siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik ve dini ilişkiler sonucunda diller de etkilenmekte olup çoğunlukla kelime olmak üzere ek, kelime ve gramer kuralları bakımından alıntılar meydana gelmektedir. Bir dile başka dillerden giren sözcük, ek veya gramer kuralları ödünçleme (alıntı) terimi ile adlandırılmaktadır. Bu makalede de, incelenen Karayca eserlerden elde edilen İbranice ödünçlemeler üzerinde durulmuştur. Abstract As a result of the political, social, cultural, economic and religious relationships between nations also affect the language. Borrowings are words adopted by the speakers of one languages from a different language. In this article, focused on Hebrew loanwords in the Karay Language.
Research Interests:
Bu makalede Kıpçak grubu Türk lehçelerinden biri olan Karay Türkçesi'nin batı grubunu oluşturan Trakay ve Haliç-Lutsk ağızları üzerine durulmuştur. Eski Türkçe unsurları bulundurma ve özellikle Haliç ağzında karşılaşılan Oğuz Türkçesi... more
Bu makalede Kıpçak grubu Türk lehçelerinden biri olan Karay Türkçesi'nin batı grubunu oluşturan Trakay ve Haliç-Lutsk ağızları üzerine durulmuştur. Eski Türkçe unsurları bulundurma ve özellikle Haliç ağzında karşılaşılan Oğuz Türkçesi özellikler bakımından Karay Türkçesi, Türk lehçeleri arasında önemli bir yere sahiptir. İki ağız arasındaki fonetik karşılaştırmaya değinilerek incelenen metinlerde karşılaşılabilecek imlaların özellikleri transkripsiyon sistemiyle verilmiştir. Bu sistemin karşılaştırabilmesi için Trakay ve Haliç ağızları ile ilgili " Karay Avazı " dergisinde bulunan iki şiir örneği ve transkriptleri ile Türkiye Türkçesi'ne aktarması yapılmıştır.
Research Interests: