Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
İÇİNDEKİLER Dosya Konusu: Eğitimde Reggio Emilia Yaklaşımı 3 Sunuş Melissa Çelebi Azizli 5 Bir Deneyim Olarak Reggio Emilia Yolculuğu Ayşegül Ünal Saraç 9 Öğrenme Teorileri Reggio Emilia Öncüsü Loris Malaguzzi ile Röportaj I Loris Malaguzzi 13 Dinleme Sanatı Suzanne Axelsson 17 Çocuğa İnanmak Ayşegül Ünal Saraç 25 Merakın Yapısı ve Reggio Emilia İlhamlı Uygulamalardaki Kullanımı Sevinç Alptekin 33 "Günü Geriye Alırsak Dünya Geri Gelir..." Özge Yılmaz 35 Reggio Emilia Yaklaşımında "Atölye" Kavramı ve Atölyedeki Sanatçı: "Atelerista" Aslı Şekerci 39 Atelier "İsteklendirme / Özendirme / Teşvik"in Adresi Loris Malaguzzi 41 Eğitimde Reggio Emilia Yaklaşımı Uluslararası Çalışma Grubu, 2013 Alona Yıldırım 49 Reggio Emilia Yoluyla "Öznel İyi Oluş"a Ulaşmak Melissa Çelebi Azizli 53 Çocuğu Dinlemek mi? Kendini Dinlemek mi? Beyhan Gültaşlar 59 Reggio Emilia Yaklaşımı'nda Oyun Billur Çakırer 65 Hiç Eskimeyen Okul Bediz Gürel 69 Reggio Emilia Yaklaşımı'ndan Esinlenerek Hayata Geçirilen Bir Proje: "Biz Troialı Çocuklar" Ebru Aktan Acar 73 Reggio Emilia Yaklaşımı Tuba Eren 77 Öğretmenlerin Eşdeğer Olmaları Regio Emilia Yaklaşımı Öncüsü Loris Malaguzzi ile Röportaj II Loris Malaguzzi 79 Yenilikler Carlina Rinaldi 83 Bulaşıcı Deneyler Claudia Giudici ve Tiziana Filippini 87 Sonuç Loris Malaguzzi Alternatif Eğitim Dergisi Eleştirel Eğitim Dergisi Güz 2019 Yıl: 4 Sayı: 11 Sahibi: Tohum Yayıncılık Turizm Reklam ve Sağlık Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti adına Aytaç Tolga Timur Sorumlu Yazı İşleri Müdürü (Publication Manager) Akif Pamuk Editör (Editor) Melissa Çelebi Azizli Editör Yardımcıları (Assistant Editors) Berker Karaman Cemile Atlı Nurhayat Altunok Yayın Kurulu Aslı Kılıçaslan, Ayşegül Ünal Saraç, Birgül Taştan, Efruze Esra Alptekin, Emine Uçar İlbuğa, Feyza Eyikul, Hüseyin Eryılmaz, İrem Pamuk, Mehmet Güneş, Metin Bayrak, Osman Çağrı Şahin, Ömer Özkan, Pınar Meşe, Yağmur Karan, Tasarım ve Mizanpaj: İrem Derya Kapak: İrem Derya Reklam: Hüseyin Varış ISSN: 2458-9904 İletişim: alternatifegitimdergisi@gmail.com facebook/alternatifegitimdergisi twitter.com/aedergisi Baskı: Öz Karacan Matbaacılık ve Ciltçilik. Evren Mah. Gülbahar Cad. No:62 Bağcılar/ İstanbul Tel: (0 212) 515 49 47 Sertifika No: 12228 Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmadan, kısmen de olsa fotokopi, film vb. elektronik ve mekanik yöntemlerle çoğaltılamaz. © Tohum Yayıncılık Turizm Reklam ve Sağlık Hizmetleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi 2019 Tohum Yayıncılık Turizm Reklam ve Sağlık Hizmetleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi Bostancı Mah. Prof. Ali Nihat Tarlan Cad. 76/12 Kadıköy / İstanbul Tel: (0 216) 489 84 08 www.yeniinsanyayinevi.com yeniinsanyayinevi@gmail.com newhumanpublisher@yahoo.com facebook/yeniinsanyayinevi twitter.com/yeninsanyayin instagram/yeniinsanyayinevi Alper Saraç'ın Aziz Hatırasına... Sunuş Melissa Çelebi Azizli Editör İthaf Alternatif Eğitim Dergisi’nin Reggio Emilia Yaklaşımı dosya konulu 11. Sayısı, dergi basıma hazırlanırken beklenmedik şekilde kaybettiğimiz çok değerli Alper Saraç’a ithaf edilmiştir. Reggio Emilia ilhamlı deneyim ve uygulamalarımızı başından beri hem manen destekleyen hem maddi anlamda sınırsız kaynak sağlayan, ortam tasarımından altyapıya, ulaştırmadan süreç yönetimine her alanda canla-başla, sebatla, yaratıcı fikir ve çözümleriyle ama en çok babacan tavırlarıyla desteklemiş olan, sevgili Ayşegül Ünal Saraç’ın değerli eşi, canımız Nilda’nın biricik babası ve hepimizin çok sevdiği çalışma arkadaşı, dostu ve ağabeyi olan sevgili Alper Saraç’ı sevgiyle ve özlemle anıyoruz…. Alternatif Eğitim Dergisi’nin Reggio Emilia Yaklaşımı sayısının editörlüğünü yapmak benim için bir hayalin -çok çalışmak, emek vermek ve inanmaklagerçekleşebileceği gerçeğini, hayal eden herkesle paylaşma imkanı anlamına geliyor. Bu umudu ve deneyimi paylaşabildiğim için çok mutluyum. Alternatif eğitim ve Reggio Emilia Yaklaşımı ile mesleğe başlayışımın 4. ayında bir akşam saati yapılan az katılımlı bir toplantıda tanıştım. Çalıştığım ilk dört ayda –tüm tecrübesizliğime rağmen- ülkemizde yaygın olarak yapılan eğitim uygulamalarında yolunda gitmeyen ‘bir şey’ olduğunu fark etmiştim ve toplantıdan çıktığımda içimde yeşeren umudu hala çok net hatırlarım. Altın Çağ Anaokulu’nda sevgili Ayşegül Ünal Saraç ile eğitsel uygulamalarımızı daha verimli hale getirmek adına girdiğimiz bireysel arayışlarla başlayan bu sürecin bizi hangi maceralara sürükleyeceğini elbette bilmiyorduk. O ilk toplantının yapıldığı gün sayımız çok az olmasına rağmen yıllar içinde çoğaldık, büyüdük ve umudumuzu ve deneyimimizi çok sayıda kişiyle paylaştık. Reggio Emilia’nın bizlere ilham kaynağı olmuş, -bize göre- ışık saçan dünyasına girerken yaklaşımın öncüsü Loris Malaguzzi’nin dünyaya bakış açısını benimsedik ve çocuklarımızı da bu bakış açısıyla temas ettirmeyi umut ettik: ‘Dünyayı hiç bitmemiş bir taslak olarak hayal edebilirsiniz. Her zaman pervasız ve olağanüstü taze…’ Bu hayalden hareketle bu taslağı geliştirmek, eklemeler yapmak ve güzelleştirmek için çocuklardan yardım aldık. Hiç bitmeyen bu taslak üzerinde, hep birlikte dünyaya izlerimizi bırakmak üzere çalıştık. Çocuklarımız her sene ‘ders konusu’ olarak dünyanın bize her yıl aynı tazelikte sunduğu nimetlerden yararlandılar. Bilimin ve doğanın ‘gerçek’leriyle meşgul oldular. Meraklarının yöneldiği her konu bizim için üzerinde çalışılacak bir projeye dönüştü. Toplumdan ve kültürden soyutlanmamaları için sınıflarımızda demokratik ve katılımcı rutinlerimizi oluşturduk. Hep birlikte ‘öğrenmeyi’ öğrendik. Biz okulumuzu dönüştürmekle meşgulken ülkemizde de bazı değişimler yaşandı. Alternatif eğitim yaklaşımları giderek daha görünür oldu ve her yıl alternatif eğitimi hayal eden ve umut eden eğitimcilerin sayısı arttı. Azımsanmayacak sayıda eğitimci öğrenmenin ve öğretmenin çok sayıda alternatifi olduğu gerçeğiyle yüzleşti. 1980’lerin başlarında, Reggio Emilia deneyimini niteleyen ve halen nitelemekte olan teoriyi geliştirmekte ve düzenlemek3 te olan Loris Malaguzzi: “Yüz dil” teorisini tam da bu amaçla ortaya atmıştı. “Sadece bir tek dil (sözel olan) yok artık” dedi Malaguzzi,” tam yüz dil var”. Ve Malaguzzi ile beraber dünya da bu görüşe katıldı. “Artık bir tek zekâ yok” dedi Gardner,” yedi çeşit zekâ var”. Sayıyı bir kenara bırakırsak önemli olan çokluk, farklı olasılıklar, zenginleşme, genişleme ve diyalog halinde olma kavramlarıydı. İşte bu yüzden çocukların dillerini, yollarını, düşüncelerini görünür kılmayı önemsedik. Bu zenginliği, bu çeşitliliği ve öğrenmenin farklı yollarını herkes görsün, duysun, bilsin istedik. Böylece Reggio Emilia deneyimimiz Reggio Emilia Eğitimi ve Araştırmaları Derneği çatısı altında zenginleşmeye ve büyümeye devam etti. Bu macerada ilerlerken çok sayıda yol arkadaşı, dost, destekçi ve hayal eden ile tanıştık. Alternatif Eğitim Dergisi’nin 11. sayısında Reggio Emilia deneyimini paylaşan; çok farklı yer, zaman, deneyim ve alandan gelen bu dostlarımızın birbirinden farklı ve hepimizi zenginleştiren deneyimlerine, düşüncelerine ve araştırmalarına yer vermeyi önemsedik. Reggio Emilia’nın ilham veren kaynaklarını Türkçeye kazandırmayı da çok önemsedik. 4 Bu umudu ve deneyimi paylaşmamıza ortam hazırlayan Alternatif Eğitim Dergisi yürütücülerine büyük bir teşekkür borçluyuz. Bununla birlikte en büyük teşekkürü bize bu hayali kurduran ve deneyimimizi var eden çocuklara sunuyorum. Alternatif eğitime ilgi duyan, merak eden; alternatif bir eğitimin hayalini kuran herkese umut ve ilham verecek bir sayı hazırlamış olmayı umuyor ve keyifli okumalar diliyorum. Sevgilerimle; Melissa Çelebi Azizli Bilgi çağında “yeniden öğrenmek” zorunda kaldığımız zamanları yaşıyoruz. “Bilmek yetmez. Hepimiz bildiklerimizi unutup yeniden öğrenmek, kendimizi sürekli geliştirmek zorundayız.” Peter Senge. Bir Deneyim Olarak Reggio Emilia Yolculuğu irçok araştırma mevcut öğretim programlarının, bireylerin gelişen ve değişen dünyaya ayak uydurabilmeleri için gerekli olan becerileri kazandırmada yetersiz kaldığını ortaya koymaktadır. Bu araştırmalarda; merak eden, araştıran, sorgulayan, eleştiren ve üreten bireyleri yetiştirebilmek için yeni öğretim yaklaşımlarının ve özellikle de yapılandırmacılığı temel alan öğretim yaklaşımların araştırılmasının gerekliliği vurgulanmaktadır. B Çocuklara ve eğitime dair sorgulama yalnızca Türkiye’de değil tüm dünyada yapılmaktadır. UNESCO’ya göre gelecek 30 yılda, lisans mezunu birey sayısı doruk noktasına ulaşıyor. Artık öğrencilerimizin geleceğin işlerinde yaratıcı olmaları gerekecektir. Ama tüm dünyadaki eğitim sistemleri akademik yetenekler göz önünde bulundurularak dizayn edilmiştir. 21. yüzyılda bu noktada eğitime bakış bir kez daha değişiyor. Değişim süreklidir, bu nedenle öğrenme sürekli olmalıdır. Bugün uzmanlara göre merak ve ilgi, öğrenilen bilginin kalıcı olmasını da sağlıyor. Peki merak ve öğrenme arasındaki ilişki bu kadar kuvvetliyken okullar me- rakı yeteri kadar besleyebiliyor mu? Merakı öğrenme için bir araca çevirebiliyor mu? Dersler çocukların merak ve ilgileri dikkate alınarak işlenebiliyor mu? Akademik bilgilerle donatılmak uğruna, dünyayı keşfetme zevkinden, deneyim yoluyla öğrenme heyecanından, oyun oynayarak iyileşme lüksünden, ilgilerinin peşinden gitme özgürlüğünden ve farklı olma hakkından mahrum bırakılmış çocuklarla karşı karşıya kalıyoruz. Ayşegül Ünal Saraç Ezbere dayalı eğitim, fikir üretmeyen, öğrenmeyi sevmeyen nesiller yetişmesinden yakınırken mercek altına alınması gereken en önemli yerin okul öncesi eğitim kurumları olduğuna şüphe yoktur. Çünkü çocuklarda soru sorma 2-4 yaşında doruk noktasındadır. Sistem bilimci George Land’ in NASA için tasarlanan bir yaratıcılık testi sonuçlarına göre; 5 yaşın5 Alternatif Eğitim Dergisi dakiler %98 puan alırken, 15 yaşındakiler %12 ve yetişkinler aynı testte %2 puan aldı. Land’ın yaratıcılık araştırmasından, yaratıcı olmayan davranışların maalesef okulda öğrenildiği sonucuna varıldı. Eğitim sistemimizi bu kadar eleştiriye açık hale getiren faktörlerden biri eğitime yönelik beklentinin büyüklüğüdür. Oyun oynamak, meraklarının peşinden koşmak, dünyayı keşfetmek gibi çocuk doğasına özgü eğilimler göz ardı edilerek akademik bilgiler yüklemek suretiyle okul öncesinden itibaren doğası bozulmuş bireyler yetiştirmeye mahkûm olmamızın sebebi bu beklentilerdir. Akademik bilgilerle donatılmak uğruna, dünyayı keşfetme zevkinden, deneyim yoluyla öğrenme heyecanından, oyun oynayarak iyileşme lüksünden, ilgilerinin peşinden gitme özgürlüğünden ve farklı olma hakkından mahrum bırakılmış çocuklarla karşı karşıya kalıyoruz. Daha da kötüsü ebeveynlerin yüksek akademik beklentileri ve kaygıları, sınav sistemlerine öğrenci yetiştirme zorunlulukları nedeniyle eğitimciler olarak bu döngünün bir parçası olmak zorunda bırakılıyoruz. Türkiye’de Neden Reggio Emilia Yaklaşımı? Çocukluk insanın kalesidir. Bu kaleyi özgüven, ifade özgürlüğü, değerlilik hissi, özerklik, içsel motivasyon gibi güçlü temeller üzerine kurmak zorundayız. Diğer türlü Malaguzzi’nin deyimiyle, “100 ifade dilinden 99’u elinden alınmış” yani üretmeyen, sorgulamayan, öğrenme merakını kaybetmiş nesilleri eleştirmeye devam etmekten öteye gidemeyiz. Reggio Emilia yaklaşımı, çocukları yaratıcı düşünürler ve kendi kendine motive eden kaşifler olarak yetiştirmeye yöneliktir. Erken yaşta başlayan proje çalışması, oyun oynama, keşfetme ve kendini ifade etme gibi temel faaliyetler arasında bağlantılar kurmalarına yardımcı olur. Merakı ve öğrenmeye aktif yaklaşımı teşvik eder. Çocuklar büyük dünya hakkında anlamlı sorular düşünür ve onlara cevap vermek için yeni fikirler üretir. 6 Reggio Emilia Eğitim ve Araştırmaları Derneği olarak Reggio Emilia ilhamlı olmayı seçme sebeplerimizin başında pedagojik etkenler yatmaktadır. Reggio Emilia ilhamlı eğitimde her şey çocuğa güvenmekle başlar. Reggio Emilia’nın Türkiye’de ortaya çıkmasına neden olan en büyük ihtiyaç çocuğa güvenme ihtiyacıdır. Çocukluk insanın kalesidir. Bu kaleyi özgüven, ifade özgürlüğü, değerlilik hissi, özerklik, içsel motivasyon gibi güçlü temeller üzerine kurmak zorundayız. Diğer türlü Malaguzzi’nin deyimiyle, “100 ifade dilinden 99’u elinden alınmış” yani üretmeyen, sorgulamayan, öğrenme merakını kaybetmiş nesilleri eleştirmeye devam etmekten öteye gidemeyiz. BİR REGGİO EMİLİA İLHAMLI OKULA DÖNÜŞÜM HİKAYEMİZ Okuyuculara ilham ve umut vermesi açısından bu yolculuktan bahsetmek istiyorum. Uzun araştırmalarımız sonucu 6 yıl önce bireyin gelişiminin en temel yapı taşı olan çocukluğa tahtını geri verme ihtiyacıyla Reggio Emilia maceramız başladı. Reggio Emilia’nın kendi gelişiminin başkahramanı, hak sahibi olan, kendi eğitiminin belirleyicisi olarak gördüğü, sınırsız potansiyeline inandığı ‘çocuk imajı’ bizi yola düşürdü. 15 yıl boyunca geleneksel sistemde çocuğun imajını yükseltmeye uğraşmak çok zordu. Bu zorluğu yenmek amacıyla alternatif yaklaşımları aramaya ve araştırmaya başladık. Reggio Emilia yaklaşımı ile tanıştıktan sonra Kasım 2013’te mesleğinin ilk yılındaki genç çalışma arkadaşım Psikolog Melissa Azizli ile birlikte okulumuzu Reggio Emilia ilhamlı bir anaokuluna dönüştürme yolculuğumuz başladı. Bugün 7. yılına ulaştığımız yolculuğun ilk 3 yılı tabiri caizse acı doluydu. Dönüşüm hikayemize mekanımızı Reggio Emilia ilhamlı okul yapmak adına danışmanlarımızdan bilgi ve destek alarak büyük bir okul inşaatına başladık. Maddi ve manevi açıdan zorlu bir yolculuğa çıktığımızın farkındaydık…Büyük bir inşaat sonucu girişte geniş bir Piazza alanı oluşturduk. Sınıflar arası geçirgenliğini sağlayamasak da tüm kapıları değiştirip camlı kapılar taktık. Tüm sınıfları merkezlere dönüştürdük, geleneksel oyuncakları kaldırıp birçok Reggio Emilia materyaliyle doldurduk sınıflarımızı. Işıklı masalar, tepegözler, projeksiyonlar, aynalar, doğal malzemeler, manipülatif materyaller…Velilerimize Reggio Emilia ilhamlı bir okul olmaya karar verdiğimizi büyük bir cesaretle açıkladık. Anne-babalar korktu, endişe etti, rahatsız oldu, yalnızca birkaçı heyecanımızı paylaşabildi ki bu son derece do- Bir Deneyim Olarak Reggio Emilia Yolculuğu ğal bir tepkiydi. Ama şanslıydık. Eski ve deneyimli bir okul olmanın, bir psikolog kurumu olmanın getirdiği avantajla velilerimiz bize büyük güven duymaya devam ettiler. Sonuçta bu yolculuk hepimizindi. Yolculuğumuz asla bitmedi. 6 yılın sonunda Reggio macerasını daha fazla eğitimci ve aile ile paylaşmak niyetiyle Reggio Emilia Eğitimi ve Araştırmaları Derneği’ni faaliyete geçirdik. Bu yolculukta edindiğimiz deneyimler o kadar kıymetli ki; benzer yollardan geçen, benzer zorluklara göğüs germeye çalışan ya da bu maceraya atılmak için biraz cesarete ve ilhama ihtiyaç duyan eğitimcilerle paylaşılması gerektiğine inanıyoruz. İnşaat ve paylaşımlardan sonra işe; her geleneksel okulda olan çocukların meraklarını gözetmeksizin oluşturulan Yıllık-Aylık ve Haftalık planlardan vazgeçmekle başladık. Tüm müfredatımızı çocukların merak ve ilgilerinden oluşan projeler oluşturacaktı. Bu aşama en zoruydu, bizi çok ama çok zorladı. Çünkü çocukları dinlemeye değil anlatmaya yönelik yetiştirilmiş eğitim kadromuzla çocukları duymayı maalesef başaramıyorduk. Çünkü geleneksel eğitim alan ve veren bize göre çocuklar bilginin pasif alıcısıydı. Çocukları dinlemeyi bilemediğimiz için çocukların merakından ortaya çıkacak proje bulamıyorduk. Ve öğretmenlerimiz kendilerini çok başarısız hissediyordu. Birkaç küçük proje ortaya çıksa da yeterince bilgi alacak kaynak bulamadığımız ve proje yürütme süreçlerine hâkim olmadığımız için 1 haftada projeler sonlanıyor, çocukların ilgi ve merakları sönüyordu. Çocuklara daha çok öğretmenlerin hazırladığı ve maalesef gerçekleştirdiği faaliyetler sanat etkinlikleri, çalışma kağıtları, olmadığı için eve “ürünler” gönderemiyorduk. O dönemi Reggio Emilia yaklaşımını öğrenmeye uğraşarak bitirdikten sonra proje çıkaramayacağımızı görünce yeni döneme temalarla girdik o yılı temalarla geçirdik. Aslında doğa kaynaklı bu temalar Reggio esintileri taşıyordu ama biliyorduk ki bu Reggio değildi. Bu arada Reggio okumalarımızı, İtalya ziyaretlerimizi artırdık. İlk yılın sonunda neredeyse tüm öğretmenlerimiz- le vedalaştık. Bazıları Reggio’nun çok kafa karıştırıcı olduğunu, proje çıkarmanın mümkün olamayacağını söylediler bazıları ise öğretmen merkezli sınıflardan vazgeçemeyip çocukları duyup dinleyemediler. Büyük şans eseri aramıza daha önce Reggio ilhamlı çalışmalar yapmış olan yabancı uyruklu bir öğretmenimiz katıldı. Onun sınıfı öğrenme merkezlerine dönüştürmesini, malzemelerle çocuk merkezli çalışmasını ve çıkardığı projeleri büyük hayranlıkla izliyorduk. Bu deneyim paylaşımı neticesinde tekrar temalardan vazgeçtik ve çocukların meraklarından oluşacak projelere dönmeye karar verdik. Süreç zorluydu. Eğitimcilerin motivasyonu kolayca düşüyor, başarısızlık duygusu oluşuyordu. Öğretmen kayıpları yaşıyorduk. Geçiş sürecinin bazı kaçınılmaz sonuçlarını fazlasıyla deneyimliyorduk… Aynı zamanda her deneyim yeni öğrenmeler sağlıyordu bize. Bir öğretmenimizin aramızdan ayrılışının ardından psikoloğumuz o sınıfı başka bir öğretmenle birlikte devraldı. Böylece ilk defa Reggio Emilia ilhamlı sınıflarda farklı disiplinlerin (psikolog- öğretmen- sanatçı) bir arada çalışmasını deneyimleme şansı bulduk. Bizzat deneyimleyerek gördük ki, bu sınıftan uzun süreli projeler çıkmaya başladı. Bu deneyim tüm ekibe cesaret ve ilham verdi. Yıllar içinde acı-tatlı tüm deneyimlerimizi üst üste koyarak, yanlışlarımızdan öğrenerek, kimi zaman yanlışlarımızın bedelini ağır ödeyerek, kimi zamansa yeni keşiflerimiz karşısında heyecandan uçarak okulumuzda el birliğiyle Reggio ilhamlı bir okul kültürü inşa ettik. Bu dünden bugüne gerçekleşen bir değişim olmadı. Tam tersine her detayı ilmek ilmek işlenmiş bir süreçti. Bugün artık okullarımızda bir Reggio kültürü var. Türk kültürüne, ülkemizdeki eğitim kültürüne ve bu kültürün beraberinde getirdiği çeşitli ihtiyaçlara cevap veren, bize ve okulumuza özgü bir kültür bu. Yaşıyor, değişiyor, güçleniyor… Aramıza yeni katılan öğretmenler, aileler ve çocuklar artık kolayca bu kültüre dahil olabiliyorlar. Aslında bu hikâyede önemle vurgulamak istediğim bir konu var yaşadığımız tüm zorluklara rağmen hiç vazgeçmedik bu yolculuktan. Çünkü Reggio Emilia ilhamlı yaklaşımın çocuklara ve öğrenme sürecine duyduğu saygı gerçekten çok etkileyiciydi. Temel aldığı kuramlar bizlerin çocuğun gelişimi için en doğruyu yaptığımız inancını destekliyordu. Yolculuğumuz asla bitmedi. 6 yılın sonunda Reggio macerasını daha fazla eğitimci ve aile ile paylaşmak niyetiyle Reggio Emilia Eğitimi ve Araştırmaları Derneği’ni faaliyete geçirdik. Bu yolculukta edindiğimiz deneyimler o kadar kıymetli ki; benzer yollardan ge7 Alternatif Eğitim Dergisi çen, benzer zorluklara göğüs germeye çalışan ya da bu maceraya atılmak için biraz cesarete ve ilhama ihtiyaç duyan eğitimcilerle paylaşılması gerektiğine inanıyoruz. Reggio Emilia Emilia İlhamlı İlhamlıOkul Olmanın Okul Olmanın Sorumlulukları Sorumlulukları Açıklık getirilmesi gereken çok önemli bir konu var. Reggio Emilia Eğitimi ve Araştırmaları Derneği olarak bize bazı okulların Reggio okulu olup olmadığı soruluyor. Bu konuda dernek olarak herhangi bir yetki ya da denetimimiz yoktur. Ancak bir aydınlatma yapmayı borç biliyoruz. Reggio Emilia kültüründen çıkan Reggio Emilia okulları yalnızca Reggio Emilia kasabasında olur. Çünkü Reggio Emilia alt kültürü yalnızca o kasabaya aittir. Reggio Emilia şehrinde küçük çocuklar için okullar bir model sunmuyor. rini sağlamak için esnek bir şekilde hareket etmelerini gerektirir. Reggio ilhamı ile çalışmak bir yolculuktur çünkü oradaki herkes, çocuklar ve öğretmenler, sürekli öğreniyor. Burada çocuklar öğrenme yolculuğundaki kahramanlardır. Kendimizi “Reggio ilhamlı” olarak adlandırmak bence çocuklara karşı çok büyük bir taahhüt ve sorumluluk gerektirir. Bu felsefe, bir yöntem veya tanımlanmış bir müfredat değil, bir öğrenme ve öğretme kültürü yaratmanın her yönüyle ilgili bir dizi yol gösterici ilkedir. Reggio Emilia felsefesi açıkça çocuğun imajını temel ilke olarak içerir. Reggio Emilia ilhamlı okulları daha yakından tanımak ve sınıfın Reggio’dan ilham alan bir sınıf olup olmadığını anlamak için bir gözlemci herhangi bir anda Reggio ilhamlı sınıfa baktığında şunları görebilir: • Farklı çabalarda çalışan küçük çocuk grupları. Reggio ilhamı ile çalışmak bir yolculuktur çünkü oradaki herkes, çocuklar ve öğretmenler, sürekli öğreniyor. Burada çocuklar öğrenme yolculuğundaki kahramanlardır. Kendimizi “Reggio ilhamlı” olarak adlandırmak bence çocuklara karşı çok büyük bir taahhüt ve sorumluluk gerektirir. • Belki de bir grup daha önce inşa ettiklerinden daha uzun bir kale inşa etme hedefi üzerinde çalışmaya devam ediyor. İtalya’nın diğer bölgelerinde ve dünyanın herhangi bir yerinde açılan okullar Reggio Emilia “ilhamlı” okullardır. Reggio Emilia kasabası dışında, okullar Reggio Emilia’nun eğitim yaklaşımından yalnızca ilham alabilirler. • Birkaç gündür hasta olduğu için okula gelemeyen bir arkadaşlarına mektup yazmak için çalışan küçük bir grup. Birbirlerinin kelimeleri yazmasına yardım ediyorlar ama her zaman ve tekrar, sıkışıp kalıyorlar. Sonra onlardan biri öğretmene kalem ve kâğıtla giderek ve söz konusu kelimenin seslerini duymasına yardımcı olmasını ister ve böylece yazabilir. Reggio felsefesi, eğitimcilerin bir “yöntem” değil, takip ettiği bir dizi prensip olduğundan ve bu unsurların tümü, Reggio’dan ilham alan bir öğretme ve öğrenme ortamı oluşturmak için birbirlerine bağlı olduklarından, gerçekten bazılarını seçip seçmemeye karar verebilirsiniz. “Eh, biz biraz Reggio, biraz Montessori ve biraz da akademisyen odaklı” diyenler, yaklaşımların her birinden ödünç aldıklarını söyleyebilirler ancak kendilerini “Reggio ilhamlı” olarak adlandıramazlar. Bunun nedeni “Reggio’dan ilham alan” ibaresinin, öğretme ve öğrenme ile ilgili belirli bir ilişkiyi ima ediyor olmasıdır. Yetişkinlerin çocuğun imajı üzerinde yetkin, becerikli ve güçlü olduğu anlamına gelir. Yetişkinlerin çocukları dinlemek, anlamlarını yorumlamak ve daha sonra süreçlerini veya amaçlarını desteklemek için çocuklara geri dönmele- 8 • Kilden bir kuş yuvası yapmak için devam eden bir proje üzerinde öğretmenle çalışan bir başka grup. • Doğa gezisinde yakalanmış ve geçici olarak büyük bir silindirik yaşam alanında bulunan bir kelebeği çizen bir başka küçük grup. • Mıknatıs çubuklarla bugüne kadarki en uzun treni yaratmak için birlikte çalışan üç çocuk. • Sınıfta, bazen neşe veya heyecan ifadesiyle kesintiye uğrayan, barışçıl, sakin ama tamamen sessiz olmayan bir ortam. • Sınıftaki iki öğretmen, çocukların ihtiyaç duyabileceği her türlü yardımı veya kontrolü ödünç vermek için etrafta dolaşır. Bazen bir kamera alır ve çocuk sürecini belgeler. Çocuklar, ihtiyaç duymadıkça, hiç aldırış etmiyorlar ancak varlığından kendi kendini düzenleme yeteneğini ödünç aldıklarını biliyor.