Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, Osmanlı'da İlm-i Tarih Sempozyumu/Historiography in the Ottoman Empire, 16-17 Aralık
Son yıllarda, Osmanlı-Türk tarih yazıcılığı ve düşünce tarihçiliğinde vakanüvîs ve diğer tarih müelliflerinin eserlerini, dönemin siyasi, sosyo-kültürel ve düşünsel, kavramsal bağlamlarında ele alan çalışmalarda niceliksel bir artış gözlenmektedir. Tarih yazıcılığındaki bu gelişmelere rağmen, Mütercim Ahmed Âsım Efendi (1755-1819/1820) gibi hala hak ettiği akademik ilgi ve değeri görmeyen Osmanlı tarih müelliflerinden söz edebilebilir. Bu çalışma, sadece vakʻanüvîsliği ile değil, aynı zamanda devasa kamusculuk ve kelam alanındaki eserleri ile dönemi ve sonrasının anahtar figürlerinden olan Âsım Efendi’nin, III. Selim dönemi sonlarındaki ve II. Mahmud saltanatının ilk yıllarındaki oldukça önemli olayları kapsayan Tarih-i Osmanî/Tarih-i Âsım isimlerleriyle de bilinen Âsım Efendi Tarihi’nin (Osmanlı Tarihi 1218-1224/1804-1809) yazılış amacını -Âsım Efendi’nin Sultan tarafından dönemin tarihini yazması için görevlendirmesi haricinde eserin dilini ve tonunu belirleyen dünya görüşü, saik ve motivasyonlar- daha açık bir ifadeyle Âsım Efendi’nin eserini kaleme almaktaki hedef ve niyeti ve metnin (siyasi ve düşünsel) kendisinin bir eylem olarak ele alındığında bununla ne yapmak istediğini açığa çıkarmayı hedeflemektedir. Method olarak düşünce ve siyasi düşünce tarihçiliğinde J. G. A. Pocock ile yöntemsel bir araç/analiz birimi halini alan “siyasi dil ve söylem” (political language and discourse) ve kavramsal tarihin yaklaşım ve imkanlarını temel alan bu çalışma, Âsım Efendi’nin tarihi metni aracılığıyla asıl hedeflediği şeyin, III. Selim dönemindeki Nizâm-ı Cedîd reformları ve dönemin reformcularıyla özdeşleştirilen dünya görüşü/zihniyeti, bu anlamda bir “restorasyon” metni olan Tarihi’yle nötrlemek olduğunu göstermeye çalışacaktır. Yine bu amaç doğrultusunda, Tarih’in, III. Selim döneminde “bozulmaya” uğrayan olan siyasi ve sosyal nizamı, devlet ve toplumun kurucu ilkeleri olan Dîn ü Devlet, Şerî'at ve bunların organik bileşeni olan -III. Selim ve “reformcu” elitler nedeniyle eski önemini ve gücünü yitirdiği iddia edilen- İlmiyye aracılığıyla “doğru” bir şekilde “yeniden” yapılandırmayı amaçladığını göstermektir.
Edip Uzundal, Christoph K. Neumann, Araç Tarih Amaç Tanzimat Tarih-i Cevdet’in Siyasi Anlamı, (çev: Meltem Arun), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1999. Eserinin Tanıtımı ve Değerlendirilmesi, History Studies, Volume 4 Issue 2, Temmuz 2012, ss. 443 – 450.
2023 •
İsmail Hâmi, "Târih-i Siyasîde Milliyet Meselesi", Transkripsiyon: Samet Yıldız, Mintan, S.3, (Temmuz-Ağustos 2023), ss.45-50.
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde yaşamış, önemli ilim ve devlet adamlarından biri olan Giritli Sırrı Paşa, elli iki yıllık hayatında, valilik ve mutasarrıflık gibi yoğun idârî görevlerinin yanı sıra birçok eser telif etmiştir. Tefsir, İslam dini, mantık, dinler tarihi ve edebiyat gibi farklı alanlarda yazdığı eserleriyle ilim dünyasında temâyüz etmiştir. Bu makalede müellifin hayatına ve çeşitli konulardaki eserlerine kısaca değinildikten sonra Tabakât ve Âdâb-ı Müfessirîn adlı eseri üzerinde durulmuştur. Risâlede, tefsir ilmi hakkında bilgilere, müfessirlerin hayat hikâyelerine, müfessirin bilmesi gereken ilimlere, tefsir edilebilirliği açısından Kur’an’ın kısımlarına ve dinin câiz görmediği tefsir çeşitlerine yer verilmiştir. Meryem suresinin tefsirine dair yazdığı Sırr-ı Meryem adlı eserinin giriş bölümü olan bu eser, daha sonra ayrı bir kitap olarak basılmıştır. Yaptığımız bu çalışmada ilgili baskı esas alınmıştır. Çalışmamızda Sırrı Paşa’nın risâlesi, olduğu gibi latinize edilmiştir. Metin içerisinde, risâlenin Osmanlıca sayfa numaraları da gösterilmiştir. Metinde geçen bazı Arapça ifadelerin tercümeleri dipnotlarda gösterilmiş, müellifin verdiği dipnotlarla karışmaması için bize ait olanlar parantez içerisinde verilmiştir.
The Otoman Sovereignty Discourse and Terminology in the Âşıkpaşazâde Târihi Özet Tarihsel incelemelerde kullanılan disiplinler arası yaklaşım, şüphesiz, araştırmacıya ilgi dönemin zihniyetini derinlemesine ve bütünsel olarak anlamada imkânlar evreni sunar. Bununla beraber, şiir, destan, ilâhi gibi Osmanlı tarihi kaynakları, araştırmacıların dikkatini yeterince çekmemektedir –önemli bir kronikte yer alıyor olsa dahi. Dolayısıyla Osmanlı kronikleri genellikle içerisindeki nesir bağlamında çalışılır. Oysa Osmanlı kroniklerindeki şiirler ve diğer edebî unsurlar, tarih yazıcılığı, zihniyet ve farklı tarihsel meseleler hakkında çok şey söyleyebilir. Galiba, içerisinde bir beyit barındırmayan hiçbir Ortaçağ İslâm ve Osmanlı kaynağı yoktur. Bu bağlamda -diğer Osmanlı yazılı kaynakları gibi- bilinen ilk Osmanlı kroniklerinden, Âşıkpaşazâde Târihi içerisinde bir çok beyit barındırmaktadır. Âşıkpaşazâde’nin kroniğindeki beyitleri -nesirin yanı sıra- Osmanlı hâkimiyet söylemi ve terminolojisini arar bir gözle inceledik. İncelediğimiz periyodlar Osman ve Orhan Gâzi’nin hâkimiyetleri dönemidir. Tespit ettiğimiz terimler, tarihsel bağlamında anlaşılmaya çalışıldı. Bunun yanında her bir terimin önemini anlamak amacıyla, niceliksel muhteva analizi metodunu kullandık. Sonuçta konuyla ilgili enteresan tarihsel verilere ulaştık. Anahtar Kelimeler: Osmanlı, Osmanlı hâkimiyeti, Âşıkpaşazâde Târihi, Gazâ, Âl-i Osman. Abstact Interdisciplinary approach which is uses in historical studies, undoubtely provides an universe of possibilities that allows scholar to understand the worldview of the related period profoundly and holistically. However, the Ottoman historical sources, like poems, epics and hymns do not attract scholars’ attentions adequately –even, they were given place in a major chronicle. Therefore, the Ottoman chronicles, are generally studied in the context of prose in them. Whereas, the poems and other literary elements in the Ottoman chronicles, could tell so much about historiography, worldview and different historical issues. Presumably, there is no Medieval Islam and Ottoman resource which has not got a verse in. In this context, Âşıkpaşazâde Târihi, which is the one of the first known Ottoman chronicles contain a lot of verses –like other Otoman writen resources. We examined the verses –beside the prose– which in Âşıkpaşazâde’s chronicle with the seeking eyes for the Otoman sovereignty discourse and terminology. The periods which we examined are the rule of Osmân and Orhân Gâzi’s. Every term which we detected, was tried to understand in its historical context. Besides this, to realize the importance of the terms, we use quantitative content analysis method. Eventually, we reach interesting historical datum about the issue. Keywords: Ottoman, Ottoman sovernighty, Âşıkpaşazâde Târihi, Gazâ, Âl-i Osman.
Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Farabi̇’Ni̇n Fâzil Şehi̇r’İnde Amaç Ve Araç Değerler2018 •
Farabi (ö.339/950), yaşadığı devirde mensubu olduğu İslam medeniyetinin ve savunduğu düşünce ekolünün en seçkin düşünürlerden biridir. Onun en çok bilinen temel eseri ise yaygın adıyla “el-Medinetü’l Fâzıla” (Fâzıl Şehir)’dir. Farabi’nin bu eseri, ütopya eser olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Farabi’nin el-Medinetü’l Fâzıla isimli eserini Polonyalı Yahudi bir ailenin çocuğu olan Amerikalı sosyal psikoloji uzmanı Milton Rokeach (1918-1988)’ın gerçekleştirdiği “The Rokeach Value Survey (RVS)” envanterinde yer alan amaç ve araç değerler bağlamında okumaya tâbi tutmaktır. Belli bir usule ve düşünceye göre gerçekleştirilen bu okumayla Farabi’nin, bir ütopya olan bu eserinde hangi değerleri, yani insan özlemlerinin hangi ifadelerini ön plana çıkardığı saptanmaktadır. Yapılan değerlendirmeden Farabi’nin, “gerçek sevgi” ve “bilgelik/hikmet” ile “yardımsever” ve “sorumlu” değerlerini sıklıkla vurguladığı ve daha çok Fâzıl Şehir liderinin (reisinin) sahip olması gerektiği değerl...
2019 •
Sâlim b. Zekvân, Hicri birinci asirda yasamis Harici/Ibâdi dusuncenin onemli sahsiyetlerinden biridir. es-Sire adli eserinde onemli Harici/Ibâdi fikirleri ortaya koymustur. Salim eserinde, doneminin onemli olaylarini ele almistir. Hz. Osman ve Hz. Ali'nin siyasi, sosyal ve hukuki kararlarina agir elestirilerde bulunmustur. Hariciligin iman anlayisi, ilk donem siyasi, sosyal ve kulturel olaylar cercevesinde sekillenmistir. Hariciler imani; soz, ikrar ve eylem olarak ifade etmistir. Toplumda gelisen, siyasi ve hukuki olaylari iman baglaminda degerlendirmislerdir. Hz. Osman donemi ile baslayan iman-siyaset iliskisi, hariciler ile zirveye cikmistir. Iman; mutlak, sonsuz ve kutsal olani samimi olarak kabul, bilis ve tasdiktir. Bu kabul ve tasdik; olumlu, anlamli ve sorumlu bir ahlaki/davranisi dogurur. Dogru bir iman, beseri olan tum subjektif kaygi ve cikarlarin urunu olan imandan farklidir.
Yeditepe Üniversitesi
SÜRÛRÎ’NİN ‘ACÂİBÜ’L MAHLÛKÂT TERCÜMESİNDE BULUNAN MİNYATÜRLERİNDEN HAREKETLE MİTOLOJİK YARATIKLAR ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME2022 •
Klâsik Türk edebiyatının beslendiği temel kaynaklardan birisi olan mitoloji dar anlamda mitlerin incelenmesine, geniş anlamda ise ilkel insanların ve insan üstü varlıkların başından geçen efsanevi olayların incelenip anlatılmasına verilen isimdir. Bu efsanevi öykülerin içerisinde bulunan mitolojik öğeler gerek biçimsel özellikleri gerekse yüklendikleri misyon ile ait olduğu toplumun kültürü, coğrafyası, dini inancı, yaşam biçimi gibi pek çok özelliğini yansıtan sembollerdir. Tarihi aydınlatmada oldukça önemli görevler üstlenen bu semboller mitoslarda insan, hayvan, bitki, yaratık vb. gibi çeşitli şekillerde karşımıza çıkabilmektedir. Arap bir aileden gelen Kazvînî’nin 13. yüzyılda kaleme aldığı Acâʾibü’l-maḫlûḳāt ve ġarâʾibü’l-mevcûdât adlı eserde coğrafya, kozmografya ve astroloji gibi çeşitli konular devrin anlayışı içerisinde açıklanmaktadır. Bunun yanı sıra dört mukaddime, iki makale ve bir hâtime üzerine tertip edilen eser içerisinde pek çok mitolojik unsuru da barındırmaktadır. Bu çalışmada Acâʾibü’l-maḫlûḳāt ve ġarâʾibü’l-mevcûdât adlı eserin Sürûrî tarafından Türkçeye çevrilen Manisa İl Halk Kütüphanesi’ndeki 3019 No’lu minyatürlü istinsah nüshası ihtiva ettiği mitolojik yaratıklar açısından incelenecektir. Bu bağlamda çalışma iki bölümden oluşacaktır. İlk bölümde eserdeki mitolojik öykülerde yer alan yaratıklar tespit edilip açıklanacak, ikinci bölümde ise bu mitolojik kökenli yaratıkların değerlendirmesi ve kendi içerisinde bir sınıflandırılması yapılacaktır.
özet: Oğlu ile her dâim yakın ilişki içerisinde olan ve onun “modernleşme” projesini her yönden destekleyen Mihrişah Vâlide Sultan, îmar faaliyetleriyle de oğlunun hep yanında olmuştur. Ancak günümüz akademisi Mihrişah’a “dindar, hayırhah Vâlide sultan” imajını yüklemiş ve konuyla ilgili yapılan akademik çalışmalar da bununla ilişkili olarak Mihrişah’ın Eyüp’te yaptırmış olduğu külliye ve İstanbul’daki çeşitli su yapıları üzerinde yoğunlaşmıştır. Halbuki, Mihrişah’ın mimari bâniliğinin, en büyük destekleyicilerinden olduğu III.Selim’in siyasi programından bağımsız olarak ele alınmaması gerekir. Üsküdar kışlası dışındaki, Levend Çiftliği, Humbaracı ve Lağımcı Kışlası, Beyoğlu Topçu ve Toparabacı Kışlası gibi diğer kışlalarda bulunan cami, mescit, hamam ve çeşme gibi yapıların bânisinin Mihrişah Vâlide Sultan oluşu bu düşünceyi destekler niteliktedir. Bu çalışmada Mihrişah Vâlide Sultan’ın îmar faaliyetleri III.Selim’in “hem merkeze rakip olabilecek iç güçlerin, hem de uluslararası arenada muadil kabul edilen Avrupa devletlerinin karşısına “yeni”, “güçlü” ve “modern” bir imparatorluk olarak çıkılması” olarak özetlenebilecek siyasi projesini gerçekleştirme çabasına verdiği desteğin fiziksel bir yansıması olarak ele alınacak, bu projenin hangi cephelerinde rol oynadığı değerlendirilecektir. Abstract: Mihrişah Vâlide Sultan, who was always in a close relationship with her son and endorsed his "modernization" project in every way, also supported his agenda with her building activities. Yet, contemporary scholarship depicts her as "a religious and charitable Vâlide sultan (sultan's mother)" and the relevant academic studies accordingly focus on her complex in Eyüp and the various water structures she commissioned in Istanbul. However, Mihrişah's architectural patronage should not be treated independently from the political agenda of Selim III, of which she was one of the foremost supporters. The fact that Mihrişah Vâlide Sultan was the patron of the mosques, baths, and fountains built inside most of the military barracks in Istanbul, excluding the Üsküdar barrracks, supports this view. In this study, the architectural activities of Mihrişah Vâlide Sultan will be examined as a physical reflection of her endorsement of Selim III's political project, which can be summarized as "emerging as a "new," "strong," and "modern" empire against the internal forces which could rival the center, as well as against the European states which were equivalents of the Ottoman Empire in the international arena." The study also will discuss in which facets of this project Mihrişah's patronage activities played a role.
Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Tûsî’nin Emâlî Adlı Eserinde Ayetler ve Kullanım Amaçları2020 •
Ebû Ca‘fer Muhammed b. el-Hasen b. Alî et-Tûsî (öl. 460/1067) İmâmiyye’nin dört temel hadis kitabı Kütüb-i Erbaʻa’dan ikisi olan el-İstibsâr ve et-Tehzîb eserlerinin yazarı çok yönlü bir müelliftir. O, belli bir konu hakkında yapılan ilmî meclislerin yazdırılması ile ortaya çıkan Emâlî/Mecâlis literatüründe de eser vermiştir. Emâlî türü eserler, genelde hadis alanında olmakla birlikte fıkıh, kelâm, Arap dili ve belâğatı sahalarında da telif edilmişlerdir. Çalışmamıza konu olan Tûsî’nin Emâlî’si ise hadis alanında imlâ ettirilmiş bir eserdir. Tûsî, meşhur tefsiri et-Tibyan fî Tefsîri’l-Kur’ân’ın dışnda Emâlî adlı eserinde de ayetleri ve yorumlarını yoğun bir şekilde kullanmıştır. Bağdat’ta nisbeten huzur ve güven ortamında yazılmış olan Tibyan tefsiri ile Necef’e zorunlu göçten sonra imlâ ettirilen bu eserde, ayetlerin kullanımı ve yorumlanmasında mezhebî bakış açısının ön plana çıktığı bir üslup hakimdir. Onun bu eseri Hz. Ali’nin kabrinin bulunduğu Necef’te toplanmış Şiî-İmamî topl...
2022 •
Bir milleti medeniyet seviyesine çıkaran önemli hususlardan biri de kültür sanat faaliyetleridir. Birbirleriyle etkileşim ve iletişim hâlinde olan güzel sanatlar içerisinde, özellikle şiir ve musiki bir bütün gibi görülmüştür. Güzeli, hakikati arama gayretinde olan şair/yazar, musikinin ritminden, ahenginden, teknik ve biçiminden faydalanır. Klasik Türk şiirinin de kaynakları arasında yer alan musikiye birçok şair özel ilgi göstermiştir. 18. yüzyılda yaşamış; mahallileşme ve hezel üslubunu benimseyen şairlerden İbrahim Tırsî’nin şiirlerinde; musiki aletleri, icracılar, deyimler, makam ve usul örneği olarak çok sayıda musiki terimi geçmektedir. Şairin kullandığı bu terimler, onun edebi kişiliğini, yaşadığı yüzyılın şiir anlayışını, kültür manzaralarını, dönemin bazı musikişinaslarını ve tasavvufi görünümlerini yansıtmaktadır. Dolayısıyla Tırsî’nin şiirlerinde musiki terimlerini incelemek; dönemin şiir anlayışını ve şairin edebi kişiliğinin tespiti açısından önem taşımaktadır. Bu amaçla makalede, musiki terimlerinin şiirdeki anlam dünyasından hareketle, şiir musiki ilişkisi yorumlanmış; sosyo-kültürel unsurlar, şairin edebi kimliği, onun yaşadığı yüzyıla ilişkin mahalli görünümler tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmayla ayrıca klasik Türk şiiri-musiki ilişkisine dair alanyazına katkıda bulunmak hedeflenmiştir
El Día Digital
EN LOS LUGARES DE LA MANCHA El Día Digital C-LM2013 •
Acta Veterinaria Hungarica
Characterisation of the cerebrospinal fluid of horses with West Nile virus neuroinvasive disease2020 •
IAEME PUBLICATION
MASTERING THE ART OF SEAMLESS INTEGRATION: EAI STRATEGIES UNVEILED2024 •
Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America
Enhancement of hexose uptake in human polymorphonuclear leukocytes by activated complement component C5a1979 •
International Journal of Research In Business and Social Science
The nexus between brand consciousness and psychological antecedents of consumers’ decision-making styles2022 •
2012 •
2013 •
2015 IEEE International Symposium on Multiple-Valued Logic
Edge Reduction for EVMDDs to Speed Up Analysis of Multi-state Systems2015 •