Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content

Ahmet Ozcan

The Kırıkhan Armenian Incidents and a Record of Interrogations
Bu çalışma güncel tartışmaların odağında yer alan ve bir mesele olarak ele alınıp yazılıp çizilen Kürtlerle ilgili bilgile-rin iki cepheli karşıtlığından doğan merakımızın eseridir. Bir tarafta resmi söylem diğer tarafta özellikle 1990’lı... more
Bu çalışma güncel tartışmaların odağında yer alan ve bir mesele olarak ele alınıp yazılıp çizilen Kürtlerle ilgili bilgile-rin iki cepheli karşıtlığından doğan merakımızın eseridir. Bir tarafta resmi söylem diğer tarafta özellikle 1990’lı yıl-lardan itibaren artan ölçüde Kürt milliyetçi tarih yazımının ürünleriyle ortaya çıkan, birbirinin ters yüz edilmiş bilgi karmaşası; üslup itibarıyla saldırı ve savunma ifadelerine saplanmış metinler. Rahmetli Yılmaz Öztuna kendisine bu kitabın ilk baskısını takdim ettiğimde bunu neden yazdın, sana yazdırdılar mı? Diye sormuş, bu soruyu neden sordu-ğunu da açıklamıştı. 1980 Askeri Darbesinden sonra kendi-sine Kürtlerin Türklüğüne dair eserler dizisinden bir kitap yazması teklif edildiğini, fakat kabul etmediğini söylemişti. İlginçtir Kürt milliyetçilerinin üzerinde çok durduğu, bu ideolojinin Osmanlı dönemindeki Halil Hayâlî, Süleymani-yeli Tevfik gibi meşhur şahsiyetleriyle ilgili belgelere dayalı bilgiler ilk defa tarafımızdan ortaya koyulmasına rağmen bu yazarlar hakkında yapılan yayımlarda bunların kulla-nılmadığı anlaşılıyor. Anlaşılan bu çevrelerde Kürt milliyet-
10 ǀ AHMET ÖZCAN
çilerinin hoşuna gidecek söylem ve terminoloji kullanılma-yınca çalışmamız şüpheli görünüyor. Yani böyle bir konuyu merakınızın eseri olarak sunar, bakış açınız buna göre olur-sa Musa’ya da İsa’ya da yaranmak zor görünmektedir. Bu olumsuzluklara rağmen son zamanlarda ciddi araştırmala-rın sayısında artış olmuştur. Kürtlerle ilgili çalışmaların “bir mesele olarak Kürtler” şeklinde ele almanın ötesine geçmiş ve Kürtçülüğün tekelinden kurtulmuş, akademik ilgi alanı olarak gelişmesinin imkânları artmaktadır.
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Makaleler
Research Interests:
Research Interests:
BİR YEDEK SUBAYIN EĞİRDİR DAĞ KOMANDO OKULUNDAN GÜNEY DOĞUYA UZANAN HİKAYESİ.
Research Interests:
Birinci Dünya Savaşı'nda Irak cephesinde çarpışmış ve esir düşmüş bir Osmanlı yedek subayının anıları
Özet Tarihin akademik bir disiplin olmasından önce, eski harplerin yazılması ve öğretilmesinin anlamı, insanların diğer eylemlerinin yazılıp öğretilmesinin anlamından pek de farklı değildi. Tarihin akademik disipline dönüşmesi sürecinde,... more
Özet Tarihin akademik bir disiplin olmasından önce, eski harplerin yazılması ve öğretilmesinin anlamı, insanların diğer eylemlerinin yazılıp öğretilmesinin anlamından pek de farklı değildi. Tarihin akademik disipline dönüşmesi sürecinde, ona sorulan ne olduğu veya ne işe yaradığı gibi sorular, askeri tarih ve harp tarihi için de geçerli olmuştur. Bu doğrultuda makalemizin amacı askeri tarihyazımının, genel tarih yazımının gelişim süreciyle ilişkisi, geleneksel ve modern popüler eserlerin ve askeri tarih okurunun bir bütün halinde düşünülerek ortaya konulmasıyla anlam kazanacağına dikkat çekmektir. Batı dünyası ve Türkiye'deki örnekler üzerinden ele alınan makalemiz bir deneme niteliğindedir. Makale, özellikle erken dönem çok bilinen eserler ve dönüm noktaları üzerinden kurgulanmıştır. Askeri tarih yazımının ne olduğu üzerine yazılanlar gün geçtikçe artsa da bizim ön kabulümüz her şeyden önce askeri tarihin tarih yazımının bir parçası olduğu ve onun yaşadığı süreçlerle paralel değişim gösterdiği yönündedir. Askeri tarih yazımının gelişimi, ancak bir bütün olarak üretici ve tüketicileriyle beraber popüler tarih yazımı da dikkate alınarak anlaşılabilir. Bu makalede seçilen başlıklar bu çerçeveyi dikkate almıştır Anahtar Kelimeler: tarihyazımı, askeri tarih, harp tarihi, popüler tarih, sözlü ve yazılı gelenek Abstract Before history became an academic discipline, the meaning of writing and teaching ancient wars was not much different from the meaning of writing and teaching other actions of people. In the process of transforming history into academic discipline, questions such as what it was asked or what it did were valid for military history and war history. In this respect, the aim of our article is to draw attention to the fact that the relationship between military historiography and the development process of general historiography will gain meaning by considering the traditional and modern popular works and the military history reader as a whole. Our article discussed through examples in the Western world and Turkey is a tentative. The article has been constructed especially on the early known works and milestones. Although the writings on what military historiography is increasing day by day, our preliminary acceptance is above all that military history is a part of historiography and changes in parallel with the processes it has experienced. The development of military historiography can only be understood by considering popular historiography with its manufacturers and consumers as a whole. The titles selected in this article took this framework into account
Bu makale Ahmet Refik’in Türk tarih yazımına akademik ve popüler alanlardaki katkısının askeri tarihçilik alanında ne şekilde göründüğüne dair bir deneme niteliğindedir. Ahmet Refik ve yazılarına, askeri tarihçilik çerçevesinden bakan... more
Bu makale Ahmet Refik’in Türk tarih yazımına akademik ve popüler alanlardaki katkısının
askeri tarihçilik alanında ne şekilde göründüğüne dair bir deneme niteliğindedir. Ahmet
Refik ve yazılarına, askeri tarihçilik çerçevesinden bakan çalışmalar oldukça azdır.
Dolayısıyla bu çalışma, Ahmet Refik’i bir yönüyle askeri tarihçi olarak sıfatlandırma
anlamında bu sınırlı literatüre katkı yapmayı amaçlamaktadır. Makalenin deneme olarak
tasarlanması Ahmet Refik’in askeri tarihe yaptığı katkıyı ancak bibliyografyası üzerinden
seçilen yayınların incelenmesi ile sınırlandırılmış olmasından kaynaklanmaktadır.
Biyografisiyle birlikte ele alındığında Ahmet Refik’in askeri tarihle ilgisinde askerlik
mesleğinin ilk yıllarının önemli yer tuttuğunu görünmektedir. Çalışma kapsamında onun
kısa biyografisi ve askeri tarihle ilişkilendirilebilecek eserleri değerlendirildiğinde; Ahmet
Refik’in Osmanlı Askeri tarihindeki boşluğun büyüklüğünü fark ettiği ve birçok farklı
konuyla ilgili yazılar hazırladığı görülmektedir. Bu farklı konular arasında Osmanlı askeri
yapısı hakkında sosyolojik, psikolojik ve kurumsal gözlemlerin yanı sıra kamuoyu ve
propaganda amaçlı edebiyatın kullanımına da yer vermiştir
Tarihçilerin eserlerinde biyografik veri ve biyografik çalışmalar önemli bir yer tutar, fakat tarihçilerle ilgili biyografi çalışmaları ve portre denemeleri ihmal edilmiş bir yazım türüdür. Araştırma ve inceleme konusu, formel eğitim ve... more
Tarihçilerin eserlerinde biyografik veri ve biyografik çalışmalar önemli bir yer tutar, fakat tarihçilerle ilgili biyografi çalışmaları ve portre denemeleri ihmal edilmiş bir yazım türüdür. Araştırma ve inceleme konusu, formel eğitim ve akademik süreçlerin kurumsallığının dışındaki alanlardan beslenen yanı kurumsal bağlantılarına rağmen tarihçi kimliklerinin oluşumunda akademi dışında kalan safahatın önemli bir yer tuttuğu tarihçilerin portresini yazmanın zorlukları vardır. Bu portre denemesi bahsi geçen türden, yani akademik kimliğini sadece resmi kurumlar değil bilginin informal dolaşım alanlarındaki faaliyetleriyle inşa etmiş bir tarihçi olan Ali Birinci ile ilgilidir. Ali Birinci kendisini diğerlerinden ayıran farklı tarzıyla onlarca kişinin hayatına dair bilinmeyenleri ortaya çıkarmıştır. Onun hayatına dair bilinmeyenlerin yazılması tarihimize ve tarihçiliğimize katkı sağlayacaktır.
Research Interests:
Eski harfli jandarma dergilerini ele aldığımız bu bildiride mesleki süreli yayınlar ve bu çerçevede jandarma dergilerinin basın yayın tarih içindeki yeri değerlendirilecektir. Jandarma Evamir Mecmuası, Jandarma Mecmuası ve Jandarma Sadâsı... more
Eski harfli jandarma dergilerini ele aldığımız bu bildiride mesleki
süreli yayınlar ve bu çerçevede jandarma dergilerinin basın yayın
tarih içindeki yeri değerlendirilecektir. Jandarma Evamir Mecmuası,
Jandarma Mecmuası ve Jandarma Sadâsı adlı dergiler ana kaynaklarımızdır.
Türk Basın tarihi üzerine yapılan araştırmalarda doğrudan
kamuoyu oluşumuna katkıda bulunan ve toplumla ilişkisi kamuoyu
üzerinden kurulan gazete ve dergiler daha fazla ilgi çekmiş ve
çekmeye devam etmektedir. Gündelik hayatımızı kaçınılmaz bir şekilde
etkisi altında bulunduran politik alan ve toplumsal yapının tarihsel
izleri süreli yayınların görüntülü görüntüsüz metinleri arasında
sessizce bugüne dair ayrıntılar gizlemektedir. Süreli yayınların
arasında daha çok meslek mensuplarının ilgisine mazhar olmuş meslekî
dergi ve gazeteler bulunmaktadır, fakat bu süreli yayınların politik
ve toplumsal olanla ilişkisi teknik formülasyonla örtülü olduğundan
araştırmacılara cazip gelecek bir imkân sunmamaktadır. Oysa bu
yayınlar muhtevadan ziyade basın tarihi ve ait olduğu kurum veya
cemiyetin tarihi içinde değerlendirildiğinde araştırmacının önündeki
cazip olmayan görüntüyü kaldıracaktır. Mesela aynı zamanda
asker statüsüne haiz genel kolluk sınıfından jandarmanın yayınladığı
dergilerin tarihsel bağlam, bağlı olduğu kurumların gelişimi, toplumsal,
kültürel değişme ve basın tarihiyle yakından ilişkisi vardır.
Bildirimiz bu ilişkileri dikkate alarak dergileri basın tarihi ve meslekî
tarihleri çerçevesinde bir zemine oturtacaktır.
Anahtar Kelimeler: Meslek Mecmuaları, Jandarma, Jandarma
Dergileri, Eski Harfli Mecmualar, Zabtiye

*
Doç.Dr., Çankırı Karatekin Üniversitesi, ÇANKIRI, kitapcigezgin@yahoo.com
560 AHMET ÖZCAN
AN EVALUATION OF THE GENDARMERIE JOURNALS IN
ARABIC SCRIPT
ABSTRACT
In this paper, we discuss the gendarmerie journals in Arabic
script and evaluate them within the context of vocational periodicals
and the history of the Turkish press. The journals named Jandarma
Evamir Mecmuası (The Gendarmerie Decrees Journal), Jandarma Mecmuası
(The Gendarmerie Journal), and Jandarma Sadası (The Voice of the
Gendarmerie) are our main sources. In the studies of the history of the
Turkish Press, newspapers and magazines which directly contributed
to the formation of the public opinion and whose relationship
with the society was formed through the public opinion attracted
more attention, and keeps and keeps doing so. The political space
that keeps our daily lives under its inescapable spell and the historical
traces of the social structure hides details about today in a silent
way among the visual and nonvisual texts of the periodicals. Among
the periodicals, the vocational newspapers and magazines have
mostly attracted the attention of the professionals of the respective
vocations, yet they do not appeal to the researchers because the relationship
between these periodicals on the one hand and the political
and the social on the other is shrouded in technical formulas.
Once these publications are placed within the context of press history,
as well as within the histories of the institutions or associations
to which they belong, rather than their contents, their relevancy will
immediately be grasped. For example, the journals published by the
gendarmerie, which was a branch of law enforcement that also had a
military character, are closely related to the press history, history of
the gendarmerie in Turkey, and the social and cultural change in
Turkey. Our paper will situate these journals within the framework
of press history and the history of the gendarmerie in Turkey.
Key Words: Vocational Journals, Gendarmerie, Gendarmerie
Journals, Turkish Periodicals in Arabic Script, Zabtiye
Research Interests:
Ahmet Özcan, “ Karadağ Üzerine Yazılmış Türkçe Metinler Üzerine Bibliyografik Bir Analiz Denemesi”, Osmanlı ve Karadağ Ülkeler Arası İlişkiler, 23-24 Kasım 2015, Podgorice/Karadağ
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Uzun zamandır üniversitelerde verdiğimiz derslerde tarih bölümüne devam eden ya da bölümü bitirmiş genç arkadaşlarda, genel olarak tarihçiler özel olarak da Türk tarihçileri hakkında büyük bir malumat eksikliği olduğunu fark ettik. Yine... more
Uzun zamandır üniversitelerde verdiğimiz derslerde tarih bölümüne devam eden ya da bölümü bitirmiş genç arkadaşlarda, genel olarak tarihçiler özel olarak da Türk tarihçileri hakkında büyük bir malumat eksikliği olduğunu fark ettik. Yine gözlemlediğimiz kadarıyla bu gençlerimizin çoğunluğu, neredeyse sadece lisans düzeyinde ders kitabı olarak okudukları tarihçileri tanımaktadır. Hatta daha somut örnekler üzerinden söylemek gerekirse, belki İbrahim Kafesoğlu’nu, kitabını okumuş olmaktan dolayı ismen duymakta, ama genel Türk tarihi alanının kurucusu olan Zeki Velidi Togan’ı hiç tanımamaktadır. Okutulan ders kitabı yazarı olan iktisat tarihçisi X bilinmesine karşın, bir Barkan, bir Akdağ, bir Ülgener hiç işitilmemiş olabilmektedir. Ya da meslekten tarihçi olmamasına karşın eski Türk ve Osmanlı tarihyazımına büyük katkılar sağlamış Sencer Divitçioğlu ismi de neredeyse hiç duyulmamaktadır. Bu durum genç tarihçilerin, Türkiye’de var olan büyük tarih birikimine nüfuz etmeleri önünde bir engel olmanın yanısıra tarih bilgi ve görgülerini de ciddi sınırlayan bir olumsuzluk olarak belirmektedir. Oysa disiplinleri büyüten, onları kuran öncü kişiler ve onların yaptıklarını bilmekle başlar. Onların açtıkları yolun genişletilmesi, ancak mevcut birikimin hakkıyla bilinmesi ve bunlara yönelik yapılacak eleştiri ve katkılarla mümkündür. Bu durum hem disiplinin geliştirilmesi için bir zorunluluk hem de ‘ahde vefa’ yönüyle bir gerekliliktir. Türk Tarihçileri kitabımız, lisans öğrencileri başta olmak üzere konuya ilgi duyan herkese, öncü tabir ettiğimiz Türk tarihçilerini belli açılardan inceleyerek onların kısa hayat hikayeleri yanında, tarihçiliklerini göstermek amacıyla hazırlanmıştır.
Research Interests:
Türkiye’de tarih hâlâ tartışılan bir konu. Tartışıldığı ölçüde ilgi alanı olmaya devam ediyor. Kurtuluş Kayalı’nın deyimiyle tarih kapsamlı olarak tartışılmadı. Tabii ki tarihle beraber tarihçilik de tartışılmamıştır. Peki, “tarihle, bu... more
Türkiye’de tarih hâlâ tartışılan bir konu. Tartışıldığı
ölçüde ilgi alanı olmaya devam ediyor. Kurtuluş
Kayalı’nın deyimiyle tarih kapsamlı olarak tartışılmadı.
Tabii ki tarihle beraber tarihçilik de tartışılmamıştır.
Peki, “tarihle, bu derece haşir neşir olmak
ihtiyacı nereden doğuyor? Tabii bir durum mu? Yoksa
gündelik siyasetin veya belirli ideolojilerin zihinleri
yönlendiren ve mecburi ihtiyaca dönüştüren müdahalesi
mi var? Yoksa zamanında tartışılmayan veya
yazılmayan olguların intikam alışı mı?” Bu soruların
her biri modern tarihçiliğimizin serüveni üzerine yapılacak
çalışmalarda saklı. Peki, bu hakkıyla yapılmış
mıdır? Hayır! Geçen günlerde yayın hayatına başlayan
Derin Tarih dergisi, “bütün bildiklerimizin tarih
olacağı” iddiasıyla ortaya çıktı. Tabii, tarihe dair
bildiklerimiz üzerinde şüpheli
bir hava estirme işi yeni bir
durum değil. Yıllar önce popüler
tarih dergileri furyasında
da karşılaştığımız üslûp;
“Tarih Konuşuyor, Tarih Orduya
Sesleniyor…” gibi. Osmanlı
Devleti’nin 700. yılı
kutlamaları öncesinden başlayan;
ağırlığı Osmanlı, yakın
tarih olmak üzere tarih yayıncılığı
sonraki yıllarda da
artan şekilde ürünlerini vermeye
başladı.
Research Interests:
BİR TOKYO GEZİSİ İZLENİMLERİ
Research Interests:
Peyami Safa'nın Attila romanı üzerine bir deneme
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Bu yazı Ankara ve Van valilerinden saraya kedi bulmaları için gerekli yazışmalardan yola çıkarak yazılmış bir denemedir.
Research Interests:
Osmanlı şairi Mealî'nin kedisi için yazdığı şiiri üzerine bir deneme.
Research Interests:
Kitap kurtlarına dair
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Bu yazının başlığıyla muhtevası problemli gibi görüneceğinden, maksadımızın Köprülü’nün tahrir defteri görüp görmediği meselesini sorgulamak olmadığını bu başlığın kullanılmasının bir ironi olduğunu baştan söylemeliyiz. Burada yapılmak... more
Bu yazının başlığıyla muhtevası problemli gibi görüneceğinden,
maksadımızın Köprülü’nün tahrir defteri görüp görmediği meselesini
sorgulamak olmadığını bu başlığın kullanılmasının bir ironi olduğunu baştan
söylemeliyiz. Burada yapılmak istenen, Kültür Bakanlığı “Anma ve
Armağan Kitaplar” dizisinin 43 numaralı yayını, Mehmet Fuat Köprülü1
kitabının tanıtımı ve eleştirisidir.
Research Interests: