Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Prof.Dr.Olcay Özkaya
  • Mustafa  Kemal Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü
    ANTAKYA7HATAY
  • 03262455845-1106

Prof.Dr.Olcay Özkaya

Cumhuriyet dönemi, temellerini Osmanlı'nın özellikle son dönemlerinden alan ilksel girişimlerin geliştirilmesi ve somut olduğu kadar aynı zamanda köktenci bir formda yaşam bulmasını amaç edinen inkılapları içermektedir. Esasında bu bağlam... more
Cumhuriyet dönemi, temellerini Osmanlı'nın özellikle son dönemlerinden alan ilksel girişimlerin geliştirilmesi ve somut olduğu kadar aynı zamanda köktenci bir formda yaşam bulmasını amaç edinen inkılapları içermektedir. Esasında bu bağlam belirgin bir biçimde Meşrutiyet yıllarında adımları atılmış birçok girişime dair ayak izlerini bünyesinde barındırmaktadır. Bununla beraber etkin olduğu gibi direngen bir talep ve çabanın izleri ancak Cumhuriyet döneminde ortaya çıkmaktadır. Bu mücadelede uygarlaşma, modernleşme, ilerleme, batılılaşma, gelişme mottoları ile başlamış ancak tam olarak genel çerçevede bunların hiç birinde uzlaşılamamış ve açıkça hiç birinin tam olarak anlaşılamamış olduğu görülmüştür. Nihayetinde bu durumun yarattığı karmaşa, sürecin ikircikli yaklaşımlarla yürütülecek reform ya da ıslahatlarına ortam hazırlamıştır. Burada doğu ya da batı, alaturka ya da alafranga başta olmak üzere kimi yönelimler çerçevesinde tarafların oluştuğu ya da yaklaşımların geliştiği anlaşılmaktadır. Söz konusu çerçevede birçok konuda olduğu gibi kadın hakları konusunda da geleneksel ile modern söylem, taraflar arasında bir kutup yaratmıştır. Yukarıda bahsi geçen kavramlara göre esasında tarihsel ortamın oluşturduğu çeşitli talepleri karşılamak üzere geliştirilen inkılaplara karşı belli ölçülerde bunları destekler ya da eleştiren eğilimler, görüşler olagelmiştir. Çalışma dönemin siyasal, sosyal ve entelektüel atmosferini anlamamıza olanak sağlayacak bu tartışmaları kadın hakları kapsamında ele almaya odaklanmıştır. Yanı sıra konu literatüre ve arşiv belgelerine dayalı bir yöntemden çok dönemin toplum hafızasını ve siyasal konjonktürünü ortaya koyabilecek, söz konusu sürecin tanığı Hâkimiyeti Milliye gazetesinin sütunlarından irdelenecektir.
Tarihte İz Bırakan Kadınlarımız © Bu kitabın her hakkı saklıdır. Tamamen veya herhangi bir bölümü, yayınevinin yazılı izni alınmadan basılamaz, kopyası çıkarılamaz, fotokopisi alınamaz veya kopya anlamı taşıyabilecek hiçbir işlem... more
Tarihte İz Bırakan Kadınlarımız © Bu kitabın her hakkı saklıdır. Tamamen veya herhangi bir bölümü, yayınevinin yazılı izni alınmadan basılamaz, kopyası çıkarılamaz, fotokopisi alınamaz veya kopya anlamı taşıyabilecek hiçbir işlem yapılamaz. Esere ait kütüphane katalog kartına karekodu okutarak ulaşabilirsiniz.
Afife Jale (Taha Toros Arşivi. TT590067.) Afife Jale 1902 yılında İstanbul Kadıköy'de dünyaya gelmiştir. Farkı bir kaynakta Şehzadebaşı, Direklerarası doğumlu olduğu da belirtilmiştir. Annesi Methiye Hanım
The issue of women's right to vote and be elected has historical developments which differ from society to society. These differences can be attributed to many reasons. This right, which was given at different periods in some socities and... more
The issue of women's right to vote and be elected has historical developments which differ from society to society. These differences can be attributed to many reasons. This right, which was given at different periods in some socities and at the same time in others, was put into force within the framework of particular restrictions or costs. While the progress about this issue was rather indistinct in some socities it was visible enough in others. The struggle of women to exist in political life was sometimes carried out through their own voices and writings and sometimes covertly without a particular voice and identity. The fact that women have the right to vote and be elected expresses the existence and visibility of women in political life. Considering this issue within the framework of freedom of women and human rights means understanding the nature of the process. In the historical process it can be seen that this issue has ben prioritized in socities that experienced the colonial process. Moreover, the fact that in such societies the right to vote and be elected was given at the same time instead of gradually, is also noteworthy. This study focuses on the relation between this situation and the experience of colonization and process of nation-stateization. Thereafter, it is seen that the activity of women regarding the right to vote and be elected increased during the colonial and postcolonial period. In fact, the fact the associability of the right to vote and be elected, which was granted to women in many countries at the same time, with decolonialism is another argument of the study in question.
ÖZ Türk siyasal yaşamında demokrasinin gelişimi açısından parlamentoda kadın temsiliyetinin varlığı ve etkisi önemlidir. Bu varlık ve etki, meşrutiyet döneminin ilk tohumlarını attığı ancak Cumhuriyet döneminin adını koyduğu ve... more
ÖZ Türk siyasal yaşamında demokrasinin gelişimi açısından parlamentoda kadın temsiliyetinin varlığı ve etkisi önemlidir. Bu varlık ve etki, meşrutiyet döneminin ilk tohumlarını attığı ancak Cumhuriyet döneminin adını koyduğu ve geliştirdiği önemli bir kazanımdır. Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e geçiş süreci pek çok alanda anayasal sistemin temellerini atmış, özellikle demokratik ve ulusal egemenliğe dayalı bir yönetim anlayışı tesis etmiştir. Bu dönemde yapılan köklü değişiklikler, bir taraftan halkın iktidara katılımını aşamalı olarak sağlamış diğer taraftan da anayasal ve parlamenter yapının uygulanmasına olanak tanıyan bir düzenlemeye ortam hazırlamıştır. Bu noktada Batı demokrasilerinden önde ve farklı olarak 1934 yılı ve sonrasında alınan bazı kararların bir ulusal temsiliyetin oluşmasına olanak sağlamış olduğu anlaşılmaktadır. Zira bu kararlar kadına seçme ve seçilme hakkının tanınması yönünde kendini göstermiştir. Bu bağlamda söz konusu çalışma, Türk siyasal yaşamında kadının parlamento yaşamındaki yeri, konumu, sahip olduğu hakları ve siyasal yaşamdaki temsiliyet durumunu, kısaca belirlenen tarih aralığında mercek altına almayı hedeflemektedir. Bu amaç çalışmanın ana hedefidir. Çalışmanın esas aldığı tarih aralığı ise Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamento tarihinde tek partili dönem olarak bilinen ve kadına ilk siyasal hakların verildiği CHF ile çok partili yani DP sürecidir. Dolayısıyla bu sayede bahsi geçen iki dönemde milletvekili olarak faaliyet göstermiş kadın milletvekillerinin daha önce kendileri ile ilgili yapılmış olan biyografi ya da meclis  Doç. Dr., Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tarih Bölümü, ozkaya@mku.edu.tr, (ORCID: 0000-0002-8907-6997).
Atıf: Duman, O. Ö. (2020). Adnan Menderes dönemi Rus-Amerikan merkezli stratejik güç mücadelesi çerçevesinde 1957 Suriye olayları. Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 17(46), 521-544. Öz Dünya, 20.yüzyılın ikinci... more
Atıf: Duman, O. Ö. (2020). Adnan Menderes dönemi Rus-Amerikan merkezli stratejik güç mücadelesi çerçevesinde 1957 Suriye olayları. Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 17(46), 521-544. Öz Dünya, 20.yüzyılın ikinci yarısına geçerken, iki kutuplu bir siyasal yapının çekim gücüne maruz kalmış ve büyük bir türbülansın içine doğru sürüklenmiştir. Siyasal çekişmeler, iktisadi, politik, ideolojik ve benzeri beklentilerin etrafında, anlık değişen politikalar ülkelerin tarafını veya müttefikini değiştirebilmiştir. Döneme damgasını vuran "müttefikim olmayan düşmanımdır" yaklaşımı ittifaklar sisteminin gücünü arttırmış ancak küresel güvensizliği tırmandırmıştır. Bu güç mücadelesinin yarattığı ortam ve Soğuk Savaş kutuplaşmasındaki yumuşama Türkiye'nin Adnan Menderes dönemindeki siyasal ve politik yörüngesinin seyrinde etkili olmuştur. İki kutuplu uluslararası bir siyasal ortamda Amerikan eksenli ve bu anlamda tek kutuplu bir yaklaşıma doğru yönelen Türkiye'nin tek kutuplu politik tutumunun ve diplomatik sınırlarının, özellikle Amerika'nın 1957 sonrası oluşan Ortadoğu siyaseti sonucunda farklılaştığı anlaşılmaktadır. Menderes, 1958'den sonra dış politikada SSCB eksenli yeni bir yaklaşımı programına almıştır. Türkiye için bu tutumun aslında tek yanlı bir dış politikadan çok yanlı bir dış politikaya doğru siyasal bir yönelimi ifade etmekte olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu çalışmada, dönemin süper güçleri olarak dünya siyasetinde terazinin ibresi olma mücadelesi veren ve bu anlamda yeni politikalar üreten, yöneten iki gücün (Rus-Amerika) kıskacında Ortadoğu'da yaşanan dış politik çekişmelerin yönü, Menderes Döneminin söz konusu değişmeler karşısında geliştirdiği tutum analiz edilmeye çalışılacaktır.
It can be understood that the turbulence around the world in the beginning of the 20th century was the result of both the insecurity in geographical regions and the political polarization and tension created by excessive armament. In that... more
It can be understood that the turbulence around the world in the
beginning of the 20th century was the result of both the insecurity
in geographical regions and the political polarization and
tension created by excessive armament. In that sense, political,
economic, diplomatic, and military struggle between the old
colonial powers and the powers, who are the candidate to become
the new states in terms of colonialism, within the gradually
increasing and expanding polarization, was actually related to
maintaining power, to become the determinant of world politics
and other powers; in short, it was related to being the pointer of
the scale. The rivalry appearing between the visible actors resulted
in a dramatic Anglo-German competition between the supporters
of the status quo led by Britain and the revisionist led by
Germany
Cumhuriyet, temellerini Osmanlı' dan alan ve kendi dönemine kadar uzanan tarihsel alt yapı üzerine geliştireceği muasır medeniyete ulaşma mottosu ile Mustafa Kemal Atatürk'ün hedef gösterdiği ve öncelikle kadının her türden yönleriyle... more
Cumhuriyet, temellerini Osmanlı' dan alan ve kendi dönemine kadar uzanan tarihsel alt yapı üzerine geliştireceği muasır medeniyete ulaşma mottosu ile Mustafa Kemal Atatürk'ün hedef gösterdiği ve öncelikle kadının her türden yönleriyle geliştirilmesi ile başlattığı çağdaşlaşma ile hızla yol almıştır. Bu dönemde kadınlarla ilgili yapılan düzenlemeler çağdaş medeni toplumlarda olduğu gibi ilk etapta kadının kamusal alandaki varlığını ve eğitilmesi şar-tını tesis etmekle başlamıştır. Kadın, toplumda yarının geleceğinin emanet edileceği gençleri yetiştiren ana olarak var olduğu gibi, her alanda erkek-le beraber toplum çarkının bir dişlisi olarak var olmaya devam edecektir. Günümüzde hala tartışıyor olduğumuz bu can alıcı meselenin daha açık ve anlaşılır bir biçimde tartışılması ve irdelenmesine fırsat sağlamaya yönelik kaleme alınmış yazılarıyla bu çalışmanın kadınların ve erkeklerin, cinsi-yet ayrımı gözetmeden bir bütün olarak toplumu oluşturan her bir bireyin duygu dünyasına, entellektüel birikimine, yaşama bakış açısına önemli do-kunuşlarda bulunması en önemli dileğimizdir. Birlikte çıkmış olduğumuz yazın yolculuğunda söz konusu bu dileği paylaştığımız eserin oluşmasına katkı sağlayan bölüm yazarlarına, eserin yayın ve basım aşamasında emeği geçen herkese bu anlamlı işbirliğinden dolayı teşekkür ederiz. Çalışmanın, toplumsal yaşamın ana değeri olan kadının her türden yaşamını anlama-ya, irdelemeye, tartışmaya, öğrenmeye dair yapılacak akademik çalışmalara, konunun meraklıları olan araştırıcı ve okuyuculara ışık tutması dileğiyle… KADIN KALEMİNDEN
Cumhuriyet, temellerini Osmanlı'dan alan ve kendi dönemine kadar uzanan tarihsel alt yapı üzerine geliştireceği muasır medeniyete ulaşma mot­tosu ile Mustafa Kemal Atatürk'ün hedef gösterdiği ve öncelikle kadının her türden yönleriyle... more
Cumhuriyet, temellerini Osmanlı'dan alan ve kendi dönemine kadar uzanan tarihsel alt yapı üzerine geliştireceği muasır medeniyete ulaşma mot­tosu ile Mustafa Kemal Atatürk'ün hedef gösterdiği ve öncelikle kadının her türden yönleriyle geliştirilmesi ile başlattığı çağdaşlaşma ile hızla yol almıştır. Bu dönemde kadınlarla ilgili yapılan düzenlemeler çağdaş medeni toplumlarda olduğu gibi ilk etapta kadının kamusal alandaki varlığını ve eğitilmesi şartını tesis etmekle başlamıştır. Kadın, toplumda yarının geleceğinin emanet edileceği gençleri yetiştiren ana olarak var olduğu gibi, her alanda erkekle beraber toplum çarkının bir dişlisi olarak var olmaya devam edecektir. Günümüzde hala tartışıyor olduğumuz bu can alıcı meselenin daha açık ve anlaşılır bir biçimde tartışılması ve irdelenmesine fırsat sağlamaya yönelik kaleme alınmış yazılarıyla bu çalışmanın kadınların ve erkeklerin, cinsiyet ayrımı gözetmeden bir bütün olarak toplumu oluşturan her bir bireyin duygu dünyasına, entellektüel biriki­mine, yaşama bakış açısına önemli dokunuşlarda bulunması en önemli dileğimizdir. Birlikte çıkmış olduğumuz yazın yolculuğunda söz konusu bu dileği paylaştığımız eserin oluşmasına katkı sağlayan bölüm yazarla­rına, eserin yayın ve basım aşamasında emeği geçen herkese bu anlamlı işbirliğinden dolayı teşekkür ederiz. Çalışmanın, toplumsal yaşamın ana değeri olan kadının her türden yaşamını anlamaya, irdelemeye, tartışmaya, öğrenmeye dair yapılacak akademik çalışmalara, konunun meraklıları olan araştırıcı ve okuyuculara ışık tutması dileğiyle...
Research Interests:
ÖZ Tarihe tanık ve tarihin belli bir dönemine adanmış olma, kişilerin geçmişten biriktirerek getirdikleri hatıralarından, tanıklık etmiş oldukları yaşadıklarından edindikleri bilgileri gelecek kuşaklara aktarılabildikleriyle mümkündür. Bu... more
ÖZ Tarihe tanık ve tarihin belli bir dönemine adanmış olma, kişilerin geçmişten biriktirerek getirdikleri hatıralarından, tanıklık etmiş oldukları yaşadıklarından edindikleri bilgileri gelecek kuşaklara aktarılabildikleriyle mümkündür. Bu anlamda hatıra veya anılar tarih yazımının önemli referansları arasında yer almaktadır. Bu konuda tarihin temel kaynaklarını ele alan referanslar üzerine önemli çalışmalar mevcuttur. Tarih, bu yönüyle kendi kaynaklarını tartışarak yöntem bilim üzerine yeni bakış açıları ortaya koymuştur. Anı ve Hatıratın Tarih ile ilişkisi üzerine farklı bakış açıları bulunmaktadır. Bunlardan birine göre anılar gelecekte varlığını sürdürmek isteyen bireyin, özel veya toplumsal yaşantısının bir kesitini kamuya meletmesidir. Anıların yazılma nedenleri arasında, unutulmamak, kaybolmasından korkulan bir gerçeği tarihe, topluma aktarmak, birlikte yaşadığı kişilere hayranlığını bildirmek, bir tür günah çıkartmak, gelecek kuşaklara ders vermek yer almaktadır. Anı yazılarında yazarların ana kaygısı, kendilerini değil yaşadıklarını anlatmaktır. Buna göre kişi anlatılarını tarihe teslim ederek onun önemli bir referansı olur. Söz konusu çalışma akademik tarih araştırmalarının ana referansları olarak değerlendirilen Hatıratların, bu türden çalışmalara katkısını ortaya koymak, anı anlatılarının metodolojik kullanımı ve yazımı hakkında bir analiz yapmayı amaçlamaktadır. Bu şekilde akademik tarih çalışmalarında olayların belgelerde görünmeyen öteki yüzü, aynada görülmeyen diğer yarısı, insanı ortaya çıkaran ve gündelik yaşama dair ayrıntılar ortaya çıkarılarak olay ve olguların çeşitli açılardan değerlendirilmesine olanak sağlanmış olunacaktır. Bu durum hatırat türünden kaynakların tarih çalışmalarına katkıları olarak değerlendirilmelidir.
Research Interests:
Research Interests:
Öz Gelenekten gelen mutlakiyetçi monarşinin mutlak hüviyetinin zayıflamaya başla-dığı, hürriyet ve anayasal sistem söylemleriyle iki ayrı dönemde tecrübe edilecek olan parlamenter monarşinin hükmünün süreceği, eskiye oranla daha köktenci... more
Öz Gelenekten gelen mutlakiyetçi monarşinin mutlak hüviyetinin zayıflamaya başla-dığı, hürriyet ve anayasal sistem söylemleriyle iki ayrı dönemde tecrübe edilecek olan parlamenter monarşinin hükmünün süreceği, eskiye oranla daha köktenci bir yenileşmenin inkılapçı izlerinin belirmeye başladığı ikircikli bir dönemin tanığı ve adananıdır Afet İnan. Dolayısıyla Afet İnan, bu ara dönemin geçiş sancılarını tecrübe etmiş, döneminin her türden siyasal, sosyal, kültürel ve entelektüel at-mosferinden beslenmiş, kadın hakları, arkeoloji ve antropoloji gibi çalışmaların öncüsü olmuştur. Eski ile yeni, geleneksel ile modern, mutlakiyet ile anayasal sistem arasında ka-lınan bir dönemin tam da ortasında, kendisine yaşamın her alanında bir yer ve yön bulma çabasını tecrübe etmiştir. Tarihin bu önemli dönemecinin tanığı olan Afet İnan, yaşadığı dönem içerisinde değerlendirilmeye çalışılacaktır. Çöküşten bir kuruluş öyküsü yazılan dönemin etkin kadrosu içerisinde yer alacak olan Afet İnan'ın, bu kuruluş ve kurtuluş hikâyesinin neresinde yer aldığı, sahip olduğu de-ğer ve geliştirdiği düşüncelerini nasıl bir ortamda oluşturduğu, çalışmanın ceva-bını aramaya gayret gösterdiği soruların başında yer almaktadır. Kendi ifadesiy-le, şahsını Atatürk'ün talebesi ve ilim arkadaşı olarak tanımlayan İnan'ın, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin modernleşme sürecini pek çok alanda temsil eden bir değeri olduğu anlaşılmaktadır.
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
ÖZ Gerek Osmanlı Devleti döneminde olsun gerekse Türkiye Cumhuriyeti yıllarında olsun sanatın pek çok dalına olan ilgi yoğunluk göstermiştir. Ancak bu yöndeki gelişme ve faaliyetlerin Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte farklılaştığı ve yeni... more
ÖZ Gerek Osmanlı Devleti döneminde olsun gerekse Türkiye Cumhuriyeti yıllarında olsun sanatın pek çok dalına olan ilgi yoğunluk göstermiştir. Ancak bu yöndeki gelişme ve faaliyetlerin Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte farklılaştığı ve yeni bir anlama büründüğü dikkat çekicidir. Modernleşme olarak da tanımlanabilen Batılılaşma, farklı yaşam alanlarında ortaya çıkmasıyla beraber kesintisiz tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Kavramsal tartışmalar ve farklı bakış açıları Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde olduğu gibi Cumhuriyetin ilk yıllarında da muhtevası açısından tam olarak anlaşılamamış olan Batılılaşma meselesini her defasında gündeme taşımıştır. Zira dönemin edebi eserleri tam da bu ikircikli tutumu farklı yönleriyle ele alan ve bu yönde pek çok zengin çalışmayı ortaya koyan değerler olmuşlardır. Sanat ve özellikle musiki sanatı, sanatın diğer dallarıyla olabildiği gibi bir toplumun çağdaşlaşma ve gelişmişlik seviyesinin bir başka yönden göstergesi olarak değerlendirilebilir. Bu nedenledir ki Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet'in ilk yıllarında çağdaş ve modern bir toplum inşasında pozitif bilimlerin yanı sıra sanatın neredeyse tüm dallarında gelişme ve ilerlemeyi amaç edinmiştir.Söz konusu çalışma, yukarıda kısaca özetlenmeye çalışılan çağdaşlaşma ve modernleşme üzerine, sanatın musiki dalında nasıl bir yol izlendiğini, Batı Müzikolojisinin teknik olarak alınarak bu alanda bir çağdaşlaşma ve ilerlemeyi değerlendirmektedir. Bu amaçla Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçişte Darülelhan'ın Konservatuara dönüşmesi tarihsel kronoloji içerisinde ele alınacaktır.
Research Interests:
There are many data used in historical research studies which are preserved in the forms of documents, records, almanacs, journals and memoires that shed light on events or help us understand them from various aspects. On the other hand,... more
There are many data used in historical research studies which are preserved in the forms of documents,
records, almanacs, journals and memoires that shed light on events or help us understand them from various
aspects. On the other hand, verbal resources, the witnesses of the period from past to date, are first-hand
documents of such kind, but are different in that they were not recorded. The objective of this study is to
draw attention to the contribution of verbal sources and memory studies which can present more humane,
or “realistic” aspect of the issues scrutinized in history studies. Hence, as the subject of history, verbal
sources will be recorded under the name of social memory and put under protection. By this means, the
historian will look out for history’s retrospective marks, therefore the other half of history that completes
the other part of it. In this sense, the study aims at revealing the need for developing historical research
studies from this aspect.
Keywords: Hıstory, Memory, Collective Memory, Oral History
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
With the identity of the opponents of the period of National Struggle fore Tariq Mumtaz, Damad Ferid's aide has done, writing articles for various newspapers, Ankara has come against the Government and the National Struggle. After the War... more
With the identity of the opponents of the period of National Struggle fore Tariq Mumtaz, Damad Ferid's aide has done, writing articles for various newspapers, Ankara has come against the Government and the National Struggle. After the War of Independence contained in the list of 150, Mumtaz, was exiled to the French Mandate. Mumtaz log transfer their impressions here, this region of the French us important clues about why they are interested serves.
Research Interests:
Reforms can be started with the proclamation of the Ottoman Empire in the early modernization efforts has provided important contributions of the various habitats. In this habitat political, economic, social, there were cultural and art.... more
Reforms can be started with the proclamation of the Ottoman Empire in the early modernization efforts has provided important contributions of the various habitats. In this habitat political, economic, social, there were cultural and art. Women have been found in almost every one of these habitats in the expectation that innovation against himself. The Ottoman Empire after the Tanzimat period has launched a major boost the impact of Western states. In this period of social and political life movement has accelerated innovation. Accepted by state law and the rescue of the regulations, aimed to Westernized Ottoman society.
Modernization itself in a certain degree of differentiation or ritual from life behind the social structure began to feel the tide began to form between the two styles. Between new and old or between modern and classic choice that people put revealed another life according to the previous practice. Said starting with the Tanzimat modernization continued at a great pace in the Constitutional years. This process is most prominent among the driving force from the carrier and press and publications have been. During this period, published in newspapers, magazines and literary writings moved to westernization of society or giving important messages regarding the modernization movements were encouraged to be informed in this respect. This powerful items of publications in the press and women have filled an important place. Write life of these initiatives began life with art began to be called AfifeJale especially in theater and on stage. Afif scene of a Turkish and Muslim women of the period with people who managed to stand in front of and beyond the enterprise and courage, unlike the living witness of the Ottoman woman has entered into an effort to prove that life can tell their plight. AfifeJale essential starting point of our work and try to identify the scene where the woman has been through a life of courage and enterprise.
Key Words: Modernization, Theatre, Darülbedayi, Afife Jale.
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:

And 11 more

Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Witnessing history and feeling dedicated to a certain period of history can be possible if people pass on their knowledge which they’ve obtained from their memories and past experiences to the next generation. With this regard memories... more
Witnessing history and feeling dedicated to a certain period of history can be possible if people pass on their knowledge which they’ve obtained from their memories and past experiences to the next generation. With this regard memories are among the most significant references while writing history. There are important studies that discuss the  references which approach the main sources of the history. History puts forward new perspectives on methodology by discussing its own sources. There are different views on the relationship between memoirs and history. According to one of these views memoirs can be defined as the act of publicizing part of a private or social life by an individual who wants to continue his/her existence in the future. The reasons why memoirs are written can be stated as to prevent memories from being forgotten, passing on a reality (that is afraid to be lost) to history, society, to show your admiration to people you live with, to confess a sin or to give a lesson to next generations. The main concern of the authors in writing memoirs is writing about their experiences instead of writing about themselves. By this the person devotes his/her narration to history and becomes a significant reference of it.
The relevant study aims to put forward the contribution of memoirs to the history studies and analyze the methodological usage and writing process of the memoirs which are regarded as the main references of academic researches on history. In this way an opportunity will be provided to evaluate the events and facts from different perspectives by revealing the invisible parts of the events which can’t be found in the documents, the other side that can’t be seen in the mirror, the details which reveal humanity and daily life. This situation should be interpreted as the contribution of memoir source type to history studies.
Keywords: History, Memoirs, Social Sciences, Events and Facts.
Research Interests:
Research Interests:
The world has witnessed a fierce struggle within itself and later toward nature with regards to the existence of mankind. Societies, as in the oldest times, have struggled for superiority within themselves and against each other in new... more
The world has witnessed a fierce struggle within itself and later toward nature with regards to the existence of mankind. Societies, as in the oldest times, have struggled for superiority within themselves and against each other in new and recent times. While this situation first manifested itself in a "peaceful" commercial colonial expansionist policy, its first examples were seen in Uruks, one of the Mesopotamian sites towards the end of the 4th millennium BC, especially in Anatolia, Northwest Syria and Egypt. Although events and samples from the ancient times to the recent ages have changed, the phenomenon has revealed similar causes and consequences for every historical period. The causes are often the search for raw materials, markets, growth and wealth, while the outcomes are economic and political growth. We can see that these colonial initiatives influence the vulnerable regions of the world that have been exposed to political risk more than other regions. Similar effects and consequences of this policy that is influential in these wide geographies on various civilizations is the fundamental problematic of our study. This political equilibrium has sometimes turned in the favor of the Phoenicians in ancient times, Rome in the early Middle Ages and France in the recent ages. Although differences in colonial attitude can be seen in each example in terms of the period, the results are mostly similar. The fundamental situation we would like to reveal in our study is the unchanging consequences of colonialism in various civilizations that have experienced the historical influences of the colonialist orientation from ancient times to the recent ages.