Mobbing

Bu araştırmanın odak noktası kamu ve özel sektör çalışanlarının işyerlerindeki  mobbing (psikolojik taciz) algı düzeylerini tespit etmek; görev yaptıkları kamu ve özel kurumlardaki motivasyonları üzerine etkilerinin olup olmadığını yaş, ünvan, medeni durum, cinsiyet ve çalışma süresi değişkenlerine bağlı olan etkilerini incelemektir. Yapılan anket çalışmasında elde edilen veriler SPSS 13.0 istatistik programı yardımıyla analiz edilmiş ve değerlendirilmiştir. Çalışanların iş hayatında maruz kaldıkları olumsuz davranışlar düzeyinin motivasyonlarına nasıl bir etki yaptığını ölçtüğümüz korelasyon analizleri sonuçlarına göre; çalışanlar iş yaşamlarında çok düşük bir düzeyde olumsuz
davranışlarla karşılaştıklarını belirtmişler ve buna paralel olarak da olumsuz
davranışların motivasyona etki düzeyi çok düşük çıkmıştır. Araştırmaya katılan çalışanların iş ortamındaki motivasyon düzeyleri hem genelde hem de motivasyon ölçeğinin alt boyutlarında orta düzeyde görülmektedir. Sadece içsel benlik boyutunda çalışanların motivasyon düzeyleri 5,29 ortalama ile orta düzeyin üzerinde çıkmıştır. Buna göre çalışanlar yeteneklerine uygun bir işte çalışmakla daha yüksek
motivasyona sahip olduklarını belirtmişlerdir. Bu bağlamda çalışanlar iş yaşamlarında onları küçük düşürecek, psikolojik yönden etkileyecek düzeyde olumsuz davranışlara maruz kalmayıp, daha dolaylı olumsuz davranışlarla da nadiren karşılaştıklarını düşünmektedirler. Bu da onların işleriyle ilgili motivasyon düzeylerini hemen hemen hiç etkilememektedir

Ihre Erfahrungen mit dem No Blame Approach in der Schweiz hat Jacqueline Schmid auf dem No Blame Approach Kongress 2008 dargestellt. Für die Dokumentation wurde uns von Christopher Szaday, der uns selbst 2002 mit dem No Blame Approach vertraut machte, ein Artikel über die Verbreitung des Ansatzes in der Schweiz zur Verfügung gestellt.

La sentenza in commento pare richiedere, ai fini del risarcimento del danno esistenziale subito dal lavoratore in ragione di demansionamento o mobbing, la prova in concreto delle conseguenze negative manifestatesi nella sfera del danneggiato, in relazione al suo equilibrio ed alle sue abitudini di vita. La Corte di Cassazione, con tale recente pronuncia, sembra quindi escludere la rilevanza delle presunzioni ai fini della prova del danno esistenziale. Nella nota a sentenza, dopo aver ripercorso lo sviluppo storico degli orientamenti dottrinari e giurisprudenziali con riferimento all'onere della prova del danno esistenziale, ci si interroga sulle implicazioni di un eventuale consolidamento del predetto orientamento della Corte di Cassazione, ad oggi ancora minoritario.

In this work, we analyze various consequences of the phenomenon of mobbing on the health of a work sector with special characteristics: the agro fruit sector. For this purpose, we collected data from a sample of 396 workers (61 men and 331 women) belonging to this sector in the Region of Murcia (Spain). A questionnaire with the following measurement instruments was administered: a Spanish adaptation of the revised Negative Acts Questionnaire (Sáez, García, & Llor, 2003), the Psychosomatic Problems Questionnaire (Hock, 1988), and a measure of absenteeism. The results revealed a significant and positive relation between workplace mobbing and psychosomatic symptoms, but not with absenteeism. The implications of the results for future research are discussed.

En 1984 Heinz Leymann elaboro una lista de 45 acciones o estrategias observadas en situaciones de acoso laboral o mobbing. Veinte años después Luis de Rivera y Manuel Abuin comprobaron en más de 600 trabajadores afectados de mobbing la realidad de estas estrategias y descubrieron 15 más. Después de varios estudios estadisticos, aplicando una valoracion tipo Likert para cada estrategia y técnicas de analisis factorial, construyeron un instrumento psicologico de medida, el Cuestionario de Estrategias de Acoso Psicologico en el Trabajo, al que pusieron el sobrenombre de LIPT-60, en honor al pionero del estudio del mobbing. Este Manual describe como administrar, corregir e interpretar el LIPT-60, con las escalas y subescalas de mobbing descubiertas por los autores.

El proceso de formación de pareja se inicia con la coincidencia afortunada de complementaridades idóneas - el amor - , cristaliza después en un pacto, al menos implicito, de relación estable, y se mantiene con el cumplimiento de sus funciones propias (protección, afecto, ayuda mutua y potenciación personal). Naturalmente, hay otras motivaciones para decidir la formación de pareja, pero me atendré a la más aceptada en nuestra cultura occidental, que es la de amor romántico. Todo aspecto de la relación de pareja que bloquee, destruya o entorpezca sus funciones esenciales es una disfunción; si se comete de manera voluntaria, un abuso; si además incluye coerción para que la otra persona colabore o participe en la disfunción y/o para retenerla en la relación contra su voluntad, ya es acoso. En la práctica, las mayores fuentes de maltrato, abuso y acoso tienen que ver con la inhibición de la potenciación personal, es decir, con la exigencia de que uno o los dos tengan que sacrificar su desarrollo personal por el mantenimiento de la unión. Cuando esto ocurre, debe considerarse la necesidad de una separación, o, al menos, reconsiderar los términos y las prioridades de la pareja.

Workplace bullying is one of the most common work-related psychological problems. Bullying costs seem higher for
organizations composed of health-care workers who perform direct-contact patients-complex tasks. Only a few studies have
been carried out among nurses in Italy and integrated models of bullying antecedents and consequences are particularly
missing. The aim of this study was to develop a bullying model focused on the interaction between bullying and burnout in
the setting of a climate–health relationship. Research involved 658 nurses who completed a survey on health, burnout,
bullying and organizational climate. Structural equation modeling was used to test the hypothesis. Results suggest that
workplace bullying partially mediates the relationship between organizational climate and burnout and that bullying does not
affect health directly, but only indirectly, via the mediation of burnout. Our study demonstrates the key-role of workplace
bullying and burnout in the climate–health relationship in order to understand and to improve nurses’ health.
Key words: health care, nursing, occupational health, professional burnout, workplace bullying.

ÖZ Bu çalışmanın temel amacı, Türkiye'deki kentli, yüksek eğitimli, orta sınıftan mobbing deneyimi yaşamış beyaz yakalı çalışanların anlatılarına dayanarak, mobbing pratikleri ile ilgili eğilim ve örüntüleri saptamak ve buna bağlı olarak mobbing konusunda çözüm ve sosyal politikalar önermektir. Çalışmanın odağı mobbingin türlerinden biri olarak karşımıza çıkan ayrımcılığa dayalı mobbingdir. Bu kapsamda, 20 kentli, yüksek eğitimli ve orta sınıf beyaz yakalı çalışanla yarı yapılandırılmış derinlemesine mülakatlar yapılmıştır. Bu çalışma, mobbingle mücadeleyi olumsuz yönde etkileyen ve mağdurların mobbing deneyimlerini daha da zorlaştıran önemli yasal ve kurumsal eksiklikler olduğunu göstermektedir. Dahası Türkiye'de, ayrımcılık temelli mobbing diye de tanımlanabilecek bir mobbing formu yaygın olarak yaşanmaktadır. Bu tip mobbing fiziksel görünüm, cinsiyet, din ve mezhep veya politik görüş gibi özelliklere dayanmaktadır. İşyerinde ayrımcılığa dayalı mobbing toplumda artan siyasi ve sosyal kutuplaşmanın bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Çalışmanın neticesinde, bazı önleyici ve iyileştirici politika önerileri sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Mobbing, Ayrımcılık Temelli Mobbing, Sosyal Politika, Türkiye

ELEMENTS OF THE NORMATIVE DEFINITION OF MOBBING IN LIGHT OF THE JURISPRUDENCE OF THE SUPREME COURT
The concept of mobbing was introduced into Polish legal order by the amendment to the Labour Code of 14 November 2003. In this definition the legislator uses various unspecified phrases, although does not leave any clues on how to interpret them. Therefore, it cannot constitute the basis while creating an exhaustive catalogue of behaviour patterns the occurrence of which could be classified as mobbing. Therefore, it is necessary to refer to jurisprudence of Polish labour courts, especially the Supreme Court, while interpreting this definition. The author analyzes the statutory prerequisites enabling to consider hostile behaviour as mobbing in reference to Polish labour courts' jurisprudence.

Konaklama sektöründe takım çalışmasının önemi ve iş yerinde çalışanlar arasında görülen farklılıkların artması nedeniyle örgütsel güven işin akışı ve sürekliliği için kilit rol oynamaktadır. Örgütsel güven çalışanları motive eden önemli değerlerden biridir. Çalışanların örgütsel güveni, örgüt içerisinde kurdukları ilişkilerde pozitif beklenti içinde olmalarını ifade eder ve çalışanların işletmeye karşı olan tutumlarını pozitif yönde etkiler. Örgütsel güven algısı ölçülürken yönetici, iş arkadaşları ve örgütün kendisinden oluşan örgütsel güvenin boyutları ve işyerindeki temel odak birimler arasında ayrım yapmak önemlidir. Örgütsel güven seviyesi yüksek olan örgütler daha başarılı, yeni koşullara ve durumlara ayak uyduran, yenilikçi işletmelerdir. Mobbing (psikolojik şiddet) psikolojik yönden istenmeyen tavır ve davranışlarla iş görenin rahatsız edilmesidir. İşletmede bir çalışanın sürekli ve sistematik olarak (en az altı ay boyunca) bir ya da birden fazla çalışan tarafından saldırgan davranışlara hedef haline getirilmesiyle mobbing meydana gelmektedir. Ortaya çıkarılamayan ya da ters tepki almaktan çekinildiği için sessiz kalınan bu durum iş görene hem fiziksel hem de ruhsal anlamda onarılması güç zararlar vermekte ve örgütsel güveni de olumsuz etkilemektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, konaklama işletmeleri çalışanlarını etkileyen mobbing sorununun işgörenler tarafından algılanma durumunu ortaya koyarak mobbing ile örgütsel güven arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Bu yönde bir anket hazırlanmış ve Çanakkale'de bulunan konaklama işletmeleri çalışanlarına uygulanmıştır. Mobbing'i ölçmek için Leymann'ın Psikolojik Terör Envanteri (LIPT) ve örgütsel güveni ölçmek için Omarov (2009) tarafından düzenlenen Örgütsel Güven Ölçeğinden yararlanılmıştır. Elde edilen veriler istatiksel paket programı ile analiz edilmiştir. Analizlerin neticesinde, mobbing ve örgütsel güven ölçeklerinin ayrı ayrı üç boyut altında toplandığı ve örgütsel güven ile mobbing arasında ters yönlü ve anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Çalışmanın genel sonucuna bakıldığında; konaklama işletmelerinde çalışan katılımcıların örgütsel güven algılarının yüksek ve buna bağlı olarak bu çalışanların mobbing algı düzeylerinin ise düşük olduğu saptanmıştır. Ayrıca, üç ve beş yıldızlı konaklama işletmelerinde çalışan katılımcıların yöneticilerine ve çalıştıkları örgüte dört yıldızlı konaklama işletmelerine göre daha az güvendiği dikkat çekici bir sonuçtur.
                                          ABSTRACT
Due to the importance of team work in the hospitality industry and the increase of differences seen among employees at work, organizational trust plays a key role for the flow and continuity of the business. Organizational trust is one of the important values that motivates employees. Organizational trust of the employees refers to be in positive expectations in their relationship within the organization and affects employees' attitudes towards the company in the positive direction. While measuring the perception of organizational trust, it is important to distinguish the dimensions and main focus units of organizational trust consisting of trust to managers, colleagues and the organization itself. Businesses with a high level of organizational trust are more successful, more adapted to new circumstances and situations and more innovative enterprises. Mobbing (psychological violence) is the disturbance of an employee by the undesirable psychological attitudes and behaviors. Mobbing occurs by becoming a target of continuous and systematic (for at least six months) aggressive behaviors by multiple employees in the workplace. This stuation is undetectable of staying silent because of the fear to take adverse reactions that give irreparable harm to the employees in the sense of both physically and spiritually and affects organizational trust negatively. In this context, the purpose of this study is to determine the relation between mobbing and organizational trust by revealing the perceptions of employees of the hospitality establishments against the impact of mobbing issue. A survey was prepared in this direction and applied to the employees of the hospitality enterprises in Canakkale province. To measure mobbing, 'Leymann Inventory of Psychological Terror (LIPT)' and to measure organizational trust 'Organizational Trust Scale' set by Omarov (2009) were used. The obtained data were analyzed with a statistical software package. As a result of the analysis, it has been found out

Samo oni pojedinci koji su na svojoj koži prošli sve faze mobinga, od etiketiranja, preko izolacije do gubitka posla mogu da budu kompetentni da procene šta je mobing. Jer, nije svaki težak posao zlostavljanje ili psiho – teror. Da bi bili mobingovani vi morate da vredite, da nekom smetate, da neke iritirate. A to nije lako. Nije lako i onima koji imaju posao sa takvom osobom, jer je ceo sistem uključen u rešavanje '' problema'' , pojedinca koji , navodno, koči napredak jedne korumpirane ustanove..

En este libro: • Señalo pros y los contras del proyecto de ley aprobado por el Senado en 2014, incluyendo su antecedente. • Basado en Leymann, explico la complejidad del fenómeno desde mi punto de vista. • Presento algunos argumentos con miras a su tipificación (un desafío para el derecho). • Propongo examinar cuatro elementos del contexto nacional: 1. El desempeño de los legisladores. 2. El funcionamiento del sistema de justicia. 3. El papel de los partidos políticos en el funcionamiento de las áreas de gobierno. 4. La participación en mayor o menor medida del público en general en el buen y mal funcionamiento del país • Hago algunas propuestas para: cancelar y corregir el proyecto de ley, para investigar posibles casos de acoso psicológico, para compensar a las víctimas y castigar a los culpables, y para crear un organismo nacional independiente. • Por último, en un anexo muestro 13 iniciativas adicionales para que el lector pueda revisarlas. Advertencia: Este libro fue terminado en mayo de 2015, pero por motivos ajenos a mi voluntad se retrasó su difusión. Debido al tiempo transcurrido, requiere algunos ajustes y actualizaciones, que espero concluir pronto. Por tanto, no es la versión definitiva. Mientras termino, presento la versión tal y como se encontraba en aquel entonces.

The only way to keep alive businesses in the market and supply to people the assets that they need to live is to work and employ. So, it’s important that the workers as individuals should be successful in business.One of the necessary conditions which businesses should meet is to ensure the OHS for workers. Because continuity in the market is essential for businesses and they need to avoid general and special losses. The measures that are taken before a job accident will be helpful for employers to avoid losses, so they use risk assessment method to protect their workers for the purposes of. But the issue here’s that they emphasize mostly concrete dangers to which an immediate reaction can be directed. The psychological and sociological factors are ignored.
In this study, the interaction between The OHS and Mobbing, the effects of this interaction on workers, employers, society and the country.

Presentación HOLÍSTICAMENTE trabajada, en base a observaciones directas, investigación, experiencias personales, lecturas y fuentes académicas especializadas extraídas del tratamiento dado al Acoso Moral o Mobbing; en especial de la Web www.acosomoral.org, sitio creado (2002) y mantenido por la experta española Marina Parés Sóliva

Kamu personel yönetimini akademik açıdan ve uygulama olarak iki yönlü inceleyen kitapta kamu yönetimine ilişkin reformlardan, tarihi süreçlere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun gerekçesinden madde açıklamalarına, akademik görüşlerden, mahkeme kararlarına (Danıştay, Yargıtay vs.) ve Devlet Personel Başkanlığı görüşlerine kadar geniş bir bakış açısı sunulmaktadır. Kitap teori ve uygulama adında iki bölümden oluşmaktadır.

La Administración Pública, por su propia idiosincrasia, se constituye en el caldo de cultivo perfecto para la proliferación de casos de acoso laboral. En ella se producen gran parte de los supuestos de mobbing de nuestro país. Número seguramente incrementado dada la enorme proliferación de casos de corrupción que han asolado España los últimos quince años. Un grave problema colectivo que, además de las desastrosas consecuencias para las víctimas que lo sufren (es el responsable del 20% de los suicidios), supone una catástrofe económica para el Estado, poniendo en peligro el funcionamiento de sus propias instituciones. En este contexto, el objetivo de este trabajo es comprobar la funcionalidad real del delito de acoso laboral del art. 173.1. 2º CP y la praxis judicial en la materia. En definitiva, evidenciar si se ha logrado algo o, como siempre, no hemos pasado del puro simbolismo y las cosas siguen igual (o peor).