Prof.Dr. Mustafa Cevat Atalay

Bu çalışma kapsamında, 1934-2004 yılları arasında yaşamış olan, sanatçı, Bob LAW'a ait yapıtlarda, ifade yöntemi olarak, 'indirgeme' üzerine bir analiz gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda sanatçı literatür bakımından incelenerek, üretimleri üzerinden yorumlamalar yapılmıştır. Sanatçı, İngiliz minimal yaklaşımın kurucu önder sanatçılardan birisidir. Resim, heykel, film sanatlarına dair çalışmaları bulunmaktadır. Resim çalışmalarına suluboya tekniği ile başlayan sanatçı, Law, çömlek sanatı ile uğraşmıştır. Sanatta, klasikleşmeye tepki duymuştur. Manzara temelli çalışan sanatçı, büyükannesinden resim dersleri alarak resim yeteneğini geliştirmiştir. Marangozluk tekniğine, geometriye, mimarlığa, felsefeye, mistizme, simyaya ve paleontolojiye ilgisi üretimlerini etkilemiştir. Yapıtları, somut dünyaya bakan sanatçı gözünden, mekân indirgenmiş biçimde temsil edilmiştir. Sanatsal ifadesine ait uygulamaları, minimalizm akımı etkisinde, biçimlenir. Yapıtlarda, tema olarak, 'Hiçlik' 1 teması gözlenebilir. 'Hiç'i' konu, olarak kompozisyonların da temalaştıran sanatçı, boş bir uzayı espaslar ile temsil ederek, izleyicide farklı etkiler uyandırmakta, çizgi, mekânı tanımladığı gibi 'zaman' ve yerçekimi kavramına da gönderme yapmaktadır. Resimsel alanı çerçeve ile belirterek, pencereden, bakmaya dair bir bakış açısını izleyenlere duyumsatmaktadır. Saflaştırıcı, indirgemeci ve soyutlamacı tavrı belirgin olarak gözlenebilir. Manzara konuları, ağaçların ideogramları halinde indirgenmiş somut nesne ve canlılar üzerine çalışırken, ana hatlarını ön plana çıkartarak, saflaşan, soyutlanan, çizgi, kontur ve dış hatlar ifade biçimi olarak önem kazanmıştır. Özgür bir espasa dair yaklaşımı boşluk alanları vurgularken, minimal, sade, çizgiler halindeki biçimler, çocuksu bir aktarma biçiminde sayılabilir. Minimalist yaklaşıma dair, bazı kompozisyonlar ve soyut ve boş bir uzayı tanımlamaktadır. Manzara üzerine odaklanan ve ondan esinlenen, sanatçı, ezoterik yaklaşımını aktarmaktadır. Soyut dışavurumcu sanatçı, çalışmalarında ruhani, nesnesiz ve hiçe doğru yönelen bir temayı konu ettiği, iddia edilebilir. Bu canlı, cansız bir indirgemeyi kapsadığı kadar, indirgenmiş konu ve tuvale izleyicinin fenomolojik yaklaşımı geliştirme davetidir.

Gelenek kavramını gösterge, sembol v~
ya konu üzerinden gönne amacı, resim okumalarını
anlaşılabileceği gibi karmaşık bir
hale getirir. Birçok bakımdan izleyiciler,
gelenek kavramı ile örtüşen sembolleri, biçimleri,
yansıtmalara ait her göstergeyi görüyorlar.
Gelenek, resimde gelenek etkileri,
anlam, mecazlar bakımından günümüzde
dolaylı veya doğrudan etkilerle var ve gelecekte
var olmaya devam edecektir.

Salgın sırasında, uzaktan çevrim içi resim atölye dersinin, uygulanması için birçok zorlu teknik adaptasyon gerekmiştir. Bu sırada, ortaya çıkan ders tasarlamaların, örgün eğitimden uzaktan eğitime, uyarlandığını belirtmek gerekir. Türkiye’de Yükseköğretim kurulularında öğreticilerin teorik, uygulama olarak, yeterli deneyime sahip oldukları halde, çevrim içi resim atölye dersi verilirken, teknik alt yapının uygun olmadığını, elde olan malzeme ve imkanlar ile eğitim sürecine başlanmak zorunda kalındığını söyleyebiliriz.
Salgın sırasında, internet üzerinden yapılan uzaktan eğitimin, birdenbire uygulanmaya başlanması, öğretici ve öğrencilerde bir çok soru işaretinin, oluşmasına neden olmuştur. Çoğu kurumda, elde olan malzeme ve imkanlar ile eğitim sürecine başlanmak zorunda kalındığı bilinmektedir. Uygulama derslerin, çevrim içi uzaktan eğitimine ani olarak geçiş yapılması sırasında, çoğu öğretici mevcut olan ders içeriklerini uzaktan eğitime adapte etmede zorluklar yaşamışlardır. Olağanüstü ve son derece tehlikeli, salgın sürecinde başlatılan uzaktan eğitim ile verilecek, uygulamalı atölye derslerinin uyumu için çok az sürenin olması, öğreticileri kaygılandırmıştır. Ancak resim eğitiminin “teorik" dersler kapsamında, uzaktan eğitim yöntemine uyum sürecinin çok kısa olduğunu ve öğrenciler, öğreticiler açısından da olumlu karşılandığını söyleyebiliriz.

Öz Kağıt düşüncelerin yazılarak ya da çizilerek kayıt edildiği bir araçtır. Esnekliği, taşınabilirliği, farklı malzemelerden farklı coğrafyalarda amacına uygun olarak tercih edilmesi onun güçlü yanlarındandır. Günümüz dijital çağında, ekranların hayatımıza girmesinin yarım asırlık mevcudiyetinde dahi otantikliğini, doğallığı ile tercih nedeni. Kağıt üzerine yapılan resim(ler), eskiz, çizim ve boyama biçimleri olarak başlı başına sanat yapıtı kabul edilmektedir. Kağıt üzerine yapılan görsel çalışmalar değerini kaybetmeden güncelliğini koruyan sanatçıların fikirlerini yansıtmaları için en önemli araçlardan birisidir. Güncel sanat ortamı içinde Kağıt üzerindeki resimler, çizimler ve baskılar yalnız başına ya da başka sanat yapıtları ile kurgulanarak yeni yapıtlara dönüşmektedir. Birçok çağdaş sanat faaliyetinde bu yapıtları sanatçı betimlemeleri olarak görebilmekteyiz Bu araştırmada, kağıt üzerine yapılan görsel çalışmaların görsel sanatçılar, izleyiciler ve sanat eğitimi alan öğrenciler açısından olumlu yönleri üzerinde durulmuştur. Kağıt üzerine yapılan çalışmaların fikirlerin hızlı kaydedilmesi ve sonuçlandırılması bakımından güçlü bir tazeliğe sahip olduğunu ve yaratıcı fikirler için avantajlı bir yaratım sahası oluşturduğunu da görebilmekteyiz. Kağıt işlerin güçlü yanlarından birisi taşınabilirliğe uygun olmasıdır. Bu nedenle sergileme alanlarında hızlı, ekonomik ve etkili bir kurulum yapabilmesine imkan sağlayan esnek bir yapısı vardır. Kurulum ve ulaştırma kolaylığı nedeniyle, daha fazla sanatçının eseri, izleyicilerle buluşabilmekte ve izleyiciler ile sanatçılar arasındaki pozitif ilişkileri arttırabilmektedir. Kağıt üzerine yapılan çalışmalar birçok farklı teknikte olabilir; Ekslibris, afiş, mail art, özgün baskı, pul tasarımları, çağrılı desen sergileri, çağrılı fotoğraf sergileri, çağrılı minik kağıt Kağıt üzerine işler sergileri, bienal, ve trenal çağrıları vb. sonuç olarak, sanat eğitimi öğrencilerine sunduğu olanak olarak, network ağlarının geliştirme aşamalarında hız kazanmakta, özellikle uluslararası düzeyde yapılan etkinliklere orijinal işlerle ekonomik transfer ücretleri ödeyerek katılabilmektedir. Bu türlü sergi faaliyetlerine katılmak özellikle sanat eğitimi alan öğrenciler için bir avantaj sağladığı gibi sergileyenler açısından da daha güçlü sergiler açabilmeyi sağlayan başvuru kitlesine ulaşabilen önemli bir kolaylığa dönüşmektedir.

Aİ WEİWEİ’NİN SANATI VE GELENEĞİN TARİH VE ANLIK ÜZERİNDEN ESTETİK YAPILANMASI

Doç.Dr. Mustafa Cevat Atalay

Özet: Çağımızın en önemli sanatçılarından sayılan Ai Weiwei  birçok farklı şekilde sanatsal ifade araçlarını kullanmaktadır. Sanatçı mimarlık, küratörlük, ressamlık, heykelin yanında yerleştirme ve video sanatı gibi birçok farklı disiplinde çalışmaktadır.
2018 yılında  İstanbul’da SÜ Sakıp Sabancı Müzesi’nde açtığı sergide porselen eserler ile içinde bulunduğu dünyanın sorunsallarına değinen bir yaklaşım geliştirerek, gelenek, göç, savaş ve bireysel olarak ülkesinde yaşadığı sorunları ele alan çeşitli sanat yapıtları bulunmaktadır.
Bu tebliğin konusu Ai Weiwei eserlerinde görülen gelenek ile yaşadığı ana dair görüntülerin kendi ifade biçimini bulduğu eserlerin yorumlamaları üzerinedir. Büyük boyutlu yerleştirmelerinde bulunduğu sanatçıda birçok farklı şekilde ve disiplinde iş üretmektedir. Yorumlamalarda bulanabilmek için Ai Weiwei  literatür bakımından incelenerek, yaptığı işler üzerine yorumlamalarda bulunulmuştur.
Sonuç olarak, Ai Weiwei yapıtlarında birçok farklı teknik ve ifadenin yer aldığını söyleyebiliriz. Gerçek, sahte ve replikalar üzerinden hareket eden sanatçı yapıtlarında takım çalışması içinde belirli yapıları oluşturmaktadır. Bu nedenle çok ve büyük ölçekli işler gerçekleştirebilmektedir. Tarihsel ikonik görüntülerden de yararlanan sanatçı, savaşın olumsuz yanlarına yapıtlarına konu edinmekte, insanlık tarihi üzerine düşünmektedir. Bu durum sanatçının estetik bakış açısında güzeli gösteren estetik biçimlerin yanında sorgulamacı ve provakatif bir ifade şeklinin olduğu söylenebilir.
Anahtar kelimeler: Ai Weiwei, Gelenek, Estetik, İfade Aracı

THE ART OF AI WEIWEI AND AESTHETICAL SETTLEMENT OF TRADITION OVER HISTORY AND INSTANT LIFE

Assoc. Prof. Dr. Mustafa Cevat Atalay
Abstract: Ai Weiwei, who is acknowledged as one of the most important artists of our era makes use of artistic means of expression in many different ways.  The artist works on different disciplines like video art, installation art in addition to architecture,  curating, painting and sculpture. At the exhibition he holded in the year of 2018 in Istanbul Sakıp Sabancı Museum, he developed an approach by his porcelain works that touch on problematics of the world he lives in. There are various kinds of works of art deals with problematics such as immigration, tradition,  war and his individual problems that he encounters in his homeland in the exhibition.  The subject of this notification is about interpretation of the works of Ai Weiwei,  that finds its own means of expression of tradition and images of his instant life. The artist has some large scale installations and he produces artworks in many different ways and disciplines. In order to comment his artworks,  literature was examined.        As a result, we can assert that many different techniques and expressions take part in Ai Weiwei's works.  The artist moves on facts,  fakes and  replicas and he generates certain structures by teamwork in his works. For this reason,  he can generate large scaled and great deal  of works.  He also benefits from historical iconic images and touchs on negative aspects of war,  thinks over history of humanity. It can be asserted that, the artist has provocative and interrogative way of expression in his aesthetical point of view, beside aesthetical styles that indicates beauty                 
Keywords: Ai Weiwei, Tradition,  Aetshetics,  a means of expression

ÖZET: Anıtsal mimarlık eserleri, adil yönetim anlayışları, bilim ve teknolojiye verdikleri önemle, Ortaçağ Anadolu’sunda görkemli bir uygarlık yaratan Selçuklular, birçok alanda günümüze kadar uzanan izler bırakmışlıkları yanında günümüzü de etkilemektedirler.
Bin yıllık bir geçmişe dayanan Anadolu Selçuklu Uygarlığı’nın yarattığı eşsiz mimarlık ürünleri, Anadolu’da egemenliğin, ekonomik refahın ve yeni bir Anadolu kimliğinin simgeleri olarak Selçukluların uygarlık öyküsünü günümüze taşıyor.
Selçuklular Dönemi Eserlerinin Türk Kültür Sanat Ve Estetik Anlayışına Katkıları Tartışılmazdır. Selçukluların, İslam Felsefesi, Sanat ve Estetiği Realizmden kaçış; İslam sanatının eserleri incelendiğinde, doğayı olduğu gibi taklit eden realizmden kaçınmıştır. Nesneleri soyutlaştırarak ve stilize ederek ifade etmiştir.
Bu araştırma ve uygulamada, geometrik kompozisyonlar, bölgesel boyamalar, gibi çok sayıda özelliğin yanında geleneğin modern bir teknikle kompozisyonlara yansıması, kültür ve düşünsel boyutta simgeler çalışılırken Renklendirmede ise Selçuklu dönemi renkleri kullanılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Estetik, Selçuklu, Duvar resmi.

ÖZET: İnsanlar (başka bazı canlılar gibi) toplu halde yaşarlar. İnsanlar zekâlarıyla ve yarattıkları değerlerle diğer canlılardan ayrılır. İnsanın yaratıklarından biriside kültürdür. Görsel kültür de kültür gibi gereklidir, etrafımızda gördüğümüz bütün nesneler görsel kültürün içine girebilir. Geçmişte ve günümüzde insanın yarattığı Görsel Kültürün içinde üretilmiş bütün nesneler imajlar ve simgeler, kişilerin algılama durumlarına göre anlamlanır. Görsel kültürdeki bazı simgeler, farklı kültürlerde yeni anlamlarla çözümlenir. Artık görsel kültüre ait simgelerin yapımında da hitap ettiğimiz kişilerin algı durumları da sanatçıların üretme süreçlerine dahil olmuştur. Bu yüzden, Bir insanın gördüğü o simgelerin yalnızca görünen anlamalarında değil, kişide yarattığı algılarla da ilgilidir. Anlayış farklılığı kültürel duruşumuzu da yansıtır. Dahası bundan hareketle, Çeşitli semboller kültürel kodları anlamamız da bize yol gösterebilir. Toplumda birçok görsel ifade sembolleşmiştir. Kültür kodunu görsel kültürün sembollerinde aramak ve değerlendirmek de mümkündür. Örneğin; ulusal bayram giysileri, mimarı bazı tasarım ve uygulamalar, moda millet, grup veya otoritenin sembolleri olabilir. Görsel Kültür kodlarının araştırılması oldukça yeni bir araştırma konusu olduğundan yorumlama ve çözümlemelerin günümüz sanatına ve kültürüne katacakları araştırmanın önemini artırmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Görsel kültür, Kültür, İnternet, Simge

Bu çalışmanın amacı, görsel sanatlar dersinde öğretmen müdahalesi olmadan sınıf ortamında bir
ders saatinde karakalem ile yapılan soyut eskizlerin özgünlüğü ve yaratıcılığı ile akademik
başarıları arasında bir ilişki olup olmadığını araştırmaktır. Araştırma kapsamın da bir devlet okuiu
olan Atatürk Anadolu Lisesi, 11.sınıflardan 125 öğrenci seçilmiştir. Seçilen öğrencilerin alan
tercihleri gözetilmeden, Görsel sanatlar dersinde bir ders saati içinde karakalem eskizler
yaptırılmış üç uzman görüşü alınarak bunlardaki yaratıcılık, özgünlük özellikleri birden beşe kadar
gruplandırıiınıştır. Birinci basamaktaki ve beşinci basamaktaki çalışmaların sahibi öğrencilerin
akademik başarıları ile çalışmalarının ilişkisi araştırıldıktan sonra bulgular ve yorumlar ortaya
konmuştur.
Anahtar Kelimeler: Yaratıcılık, Akademik başarı, özgünlük, soyut

Bu Araştırmanın amacı; orta öğretim onuncu sınıf öğrencilerinden seçilmiş iki yüz, öğrencinin
görsel algı tercihlerini, deneysel bir çalışma ile ortaya koymaktır. Türkiye’den, Konya ili içinde yer
alan bir devlet okulunda, yapılan araştırmada orta öğretim öğrencilerine daha önce geliştirilmiş
görsel algı testi yapılarak, öğrencilerin görsel seçimlerde plastik sanatlardaki, plastik unsurlara
dair, ideal tercihleri yapıp yapmadıkları, araştırılacaktır. Deney grubuna, ilköğretimde aldıkları
görsel sanatlar dersinin işlenişi ve niteliği ile ilgili, yüzdelik testi yapılacak, toplanan veriler
yardımıyla ilköğretimde alınan görsel sanatlar eğitiminin görsel algı tercihleri ile ilişkisi
araştırılacaktır. Testin analizinde; Görsel tercihlerdeki cevaplarla puanlar oluşturulacaktır. Ortaya
konan bulgularla ilgili yorumlarda bulunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Sanat eğitimi, görsel algı, plastik unsurlar.

Bu çalışmanın amacı, Milli Eğitim Bakanlığfna bağlı bir devlet okulu olan Selçuklu Atatürk
Anadolu Lisesi nde, yapılandırmacı eğitim yöntemi kullanılarak tarihi Selçuklu eserlerinden olan
Karatay medresesinde bir sanat eseri çözümlemesi yapmaktır. Bu çalışmada, Yapılandırmacı
yöntemin uygulanması ile öğretim sırasında öğrencilerin derse ve konuya ilgileri, sanat eserlerine
karşı yaklaşımları ve öğrenciler üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Yapılan araştırmada 11. Sınıf
öğrencileri seçilmiştir.. Bu çalışma, öğrenci merkezli bir sınıf çalışma ortamı, yanında derse
başlarken bilgi veren bir sunum, üç boyutlu tasarım ile bütün görsel materyallerin gösterilmesiyle
uygulanmış, öğrencilerin materyallere dokunmasını sağlama yöntemi ile daha başarılı, daha etkili
olan öğretim süreci değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Yapılandırmacılık, Karatay medresesi, Analiz, Öğrenme

Osman Hamdi ilk Türk ressamlardan birisidir. Türk resminde figürlü kompozisyon
kullanmıştır. Osman Hamdi resimlerinde figür kompozisyonlan içine
dahil edilmiştir. Sanatçının yapıtlannda oryantalist bir üslup kendine özgüdür.
Resimlerinde aynntılı figürler yanında figürün içinde bulunduğu mekânı incelikle
aktaran bir desen ve renk anlayışı vardır. Türk Ressamlar içinde bilindiği kadanyla
ilk kez kadın figürünü kullanan sanatçıdır. Resimlerindeki figürlerde Kadınlann
aktif olarak toplumsal hayat içinde gösterilmesi ve kadınlann dış dünyadaki hayatin
içinde aktif olarak gösterilmesi vardır. Aynı zamanda kadın figürleri farklı
göndermeler de bulunur. Bu yeni kurgu ve anlatıma rağmen Minyatürle olan
etkileşimlerini de kaybetmeyen bir anlayış vardır. Bu çalışmanın amacı, Osman
Hamdi resimlerindeki kadın figürlerinin estetik açıdan yorumlamaktır. Bu amacın
gerçekleşebilmesi için Kadın figürlerin plastik dili ve biçimsel olarak göndermelerde
bulunduğu yapıtlar incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Osman Hamdi, Kadın Figürleri, Estetik, Plastik Dil

Bu makalenin başlıca amacı kamusal alanda;
sanat yapıtları ile kitsch nesnelerin
genel durumunu estetik açıdan değerlendirerek
var olan sorunları dile getirmektir.
Sanat yapıtının estetik değeri yüksek bir
kültürün oluşumundaki önemi görülmektedir.
İnsanın estetik gelişimi, Estetik ile
kitsch arasındaki farkı anlamış ve bunu
yaşamının içinde kullanılabilecek insanlar,
toplum estetik ve kültürüne katkıda bulunur
ve tutarlı olan olmayan yapıt-nesneleri
birbirinden ayırabilir. Kamusal sanatın insan
yaşamı üzerindeki önemi bilinmektedir.
Kamusal alanlarda uygulanan estetik
olan yapıtlarla kitsch nesneler birbirinden
ayrıldığı zaman çevre estetiği insanın estetiklenmesinde
önemli bir görev yapmış
olacaktır. Türkiye’de Plastik sanatlarda
üretilen yapıtları birçok farklı mecrada
görebiliyoruz. Kamuda uygulanan, sergilenen
yapıtlar da bunlar arasında sayılabilir.
Bu yapıtlar-nesneler yarışma ile seçilerek
ya da özel anlaşma, halk oylaması vb. yöntemlerle
seçilip uygulanmaktadır.
Kamusal alana uygulanan sanat yapıtları
doğal olarak birçok beğeni yargısına uğramakta
bu değerlendirmelerin bazıları
olumlu bazıları da çok olumsuz olabilmektedir.
Uygulanan sanat yapıtları bazen
kitsch nesne olarak değerlendirilmektedir.
Kitsch olarak değerlendirilen nesneler
bazen eleştiriler sonucu kamusal alandan
kaldırılmakta bezen de beğeninin öznelliği
gerekçe gösterilerek çeşitli bahanelerle
kaldırılamamaktadır.
Estetik çevre ve insanın ideal varlığının
mümkünatı öncelikle kamusal sanat yapıtları
estetiği ve insanın estetiklenmesi ile
başarılabilir. İdeal olarak istenilen, kamusal
sanat yapıtlarının-nesnelerinin kamudan
sorumlu çevre estetikçilerinin bu ayrımı
yapabilecek yetkinliğe ulaşmış olması
ve kamusal alanı kullananların demokratik
katılımcığı, alan uzmanlarının da etkin katkıları
ile karar alma sürecinden geçirilmiş
kamusal alan yapıtlarını belirlemek ve uygulamaktır.
Anahtar kelimeler: Kitsch, Kamusal Alan, Sanat Yapıtı.

İletişim, türümüzün birbiriyle mesaj alıp
vermekle yaptığı alışveriştir. Görsel sanatlarda
estetik iletişim deneyimi sanat eseri
ve izleyici arasındaki alma verme rolleri
üzerine kuruludur. Genel olarak estetik
iletişim, estetik deneyimin gerçekleşmesi
için bir amaçtır. Görsel sanatlarda estetik
iletişim; estetik deneyimlerde, sanatçı,
sanat ürünü ve sanat izleyicisi arasındaki
ilişki olarak tanımlanabilir. Estetik iletişim
deneyimi, bilişim ve teknoloji çağının
etkileriyle evrensel bir paylaşım içerisindedir.
Uluslararası estetik iletişim de bu
kapsamda sınırları bulunmayan bir alanda
ulaşılabilirlik hızını kat kat artırmıştır. Estetik
iletişim deneyiminde belli bir şekilde
duyularımız aracılığıyla bu nesneleri alıp
duygu ve akılla değerlendiririz. Sanatçı ve
izleyici arasındaki kodlanmış iletişim yüksek
bir estetik deneyim olarak karşımıza
çıkar. Yapıtların kendileri estetik niteliklere
sahip olsa da, estetik yapıt olarak varlıkları,
onların temel estetik değerlerinin
estetik iletişim deneyimlemelerinde değerlendiririz.
Görsel sanatlarda izleyici birçok
değerlendirme sürecinden geçirdiği sanat
yapıtlarını kendi yorumlamalarına tabi tutarak
yapıt üzerinde yargıda bulunur. Estetik
iletişim deneyiminde iletişim kuran alıcı
ve nesne kendi aralarında özel bir dille
iletişim kurar. Kurulan bu iletişimle ortak
kaygıların, trajedilerin, evrensel problemlerin,
estetik güzelliklerin anlaşılması ve
paylaşmasını gerçekleşir. Estetik iletişim
deneyiminin amacı, insanlığın ortak olduğu
evrensel kültür mirasının duyumsanması,
insani estetik duyarlılığın ve güzelliğin
çevre, sanatçı, izleyici boyutunda ortaya
çıkarılmasıdır. Sonuç olarak, estetik iletişim
deneyiminin somutlaşabilmesi için
kapsamlı bütünlüğe sahip duyular eğitimi,
uygun çevre, örgütlülüğe sahip sanat eserleri
gereklidir.
Anahtar kelimeler: Görsel Sanatlar, Estetik İletişim, Estetik,
Sanat Eseri.

Sanatçının bir yapıt meydana getirirken (oluştururken) sosyal, psikolojik, zekâ, bilinç düzeyi özellikleri ve en önemlisi de duyular-duyum aracılığıyla zihinsel süreçlerden geçirerek oluşturduğu algıların çeşitli ve karmaşık kaynaklardan beslendiği bilinmektedir.
Evren, zekâ, mantık, inanç, bellek, “duygu” vb. Kaynakların birçok farklı etkisi, bileşimi, iletişimi ve etkileşimi ile yaratılan sanat yapıtı; Evren ve insana ait gizemleri ortaya çıkartarak dünyayı yaşanılabilir, anlanabilir, duygulanır kılar. Ortaya konan yapıtlar insanın coğrafik ve sosyolojik konumunu da gösterir. Toplumların tarihi incelendiğinde teknolojik gelişmeler gibi ileriye doğru olmayan bir sanat “gelişimi” vardır. Tarihsel farklılıklar ile sanat yapıtlarının estetik niteliğinin tartışılması karşılaştırılması, genellik yargıları dışında tutulmalıdır. Bu nedenle sanatçıların yapıtları ve tarihsel kronoloji belli bir yere hapsedilemez.
Sanatçıların, Estetik Nesne ve çevresi arasında sıkı bir bağı bulunuyor. İnsan doğal şekiller ve nesneler içinde yeni kurgular gerçekleştirmektedir. Ortaya konan yapıtı insanın coğrafik, psikolojik ve sosyolojik konumunu da gösteriyor. Görsel sanatlar alanında ortaya konulan yapıtların üzerine gerçekleştirilen teoriler etrafında da şekillenen tartışmalar sanat yapıtını daha iyi çözümlemek, analiz etmek üzerine kurgulanır. Bu analizlerde sanatçı, yapıt, izleyici, gibi ana başlıklar bulunur. Uzman, eleştirmen, sanatçılar da farklı bir çok etkenin sanatçının eser yapma durumunu belirleyip etkilediğini ileri sürmüşlerdir.
Bu makalede, görsel sanatlarla sınırlanan sorunsal olarak sanatçı imgeleminin yapıta yansımasının-aktarmasının safhaları tartışılmıştır. Sorunsal üzerine ileri sürülenler Sanatçılar, yapıtlar üzerinde genel bir yargı elde etmek için kişiseldir. Bunun nedeni yeterli odak çalışma yapılmaması ve sanat yapıtı ve sanatçının gizeminin tamamen açıklanmasının imkânsızlığıdır. Sanatçı doğal şekiller ve nesneler içinde yeni kurgular gerçekleştirmekteâir.
Sanatçının, izleyiciye hitap eden bir duyarlılıkla yaptığı yapıtların/ ürünlerin sanatçı sorunsalının duyduğu, algıladığı sanatsal imgesine ait gerçekleştirilmiş yansıtmanın algıladığının ötesinde ne vardır?
Sanatçı imgenin hangi safhasını-safhalarını betimler?
Yapıtın ilk imgesini “tamamlanmış estetik nesneye” ulaştırmak mümkün mü?
İzleyicinin duyumsayamadığı algılayamadığı her türlü estetik değer sanat yapıtında ne ifade eder? Yapıtta okunabilir bir estetik yaratmanın olumlu-olumsuz etkisi nedir?
Sanatçı, estetiğini yansıtırken yanılsamış olabilir mi?

Özet
Bu araştırma da, güzel sanatlar fakülteleri öğrencilerinin plastik  unsurlar tercihlerini bulunup veriler üzerinden yorumlanarak öğrencilerin, plastik unsurları öğrenip öğrenmedikleri anlaşılmaya çalışılmıştır. 
Sanatçı ve tasarımcı adayı olan ilgili öğrencilerin, Temel Sanat ve Tasarım derslerinin ana maddesi ve konusunu oluşturan "Plastik Unsurlar" hakkında bilgilenmeleri ve üretecekleri sanat-tasarım ürünlerinde yeteneklerini harekete geçirmeleri beklenir.
Araştırmada sonuç olarak, öğrencilerin tercih ettikleri fakülte ile kendilerine verilen eğitim arasında anlamlı farklılıklar olduğu, ancak 1. Ve 3. Sınıflar arasında anlamlı bir farklılık olmadığı saptanmıştır. Bu nedenlerle plastik sanatlar eğitimin okul tercihine göre anlamlı bir fark yarattığı ancak plastik sanatların kalıcılığı ve kullanılması bakımından anlamlı bir etki yapmadığı iddia edilebilir. Araştırma sonuçları ve ilgili literatürün yol göstericiliğinde öneriler geliştirilerek, ilgili paydaşların yararlanmalarına sunulmuştur.
Anahtar sözcükler: Güzel Sanatlar Fakültesi Öğrencileri, Güzel Sanatlar Eğitimi, Plastik Unsurlar.

Bu poster bildiri “Resimde Tasarım, Uygulama ve Seçim Olarak Boşluk, Doluluk “ NKÜ, BAP kapsamında uygulanan projeden üretilmiştir.

Bu Poster bildiride; Güzel Sanatlar Fakültelerinde Eğitim ve Öğretim Alan Öğrencilerin Plastik sanatlardaki Resim Kompozisyonlarında, Tasarım Uygulama ve Seçim tercihleri bakımından Boşluk- Doluluğu algılamaları yorumlamaları ve uygulamaları ortaya konmaya çalışılmıştır.

Anahtar kelimeler: Espas, Boşluk, Doluluk, Tasarım, Sanat eğitimi

Bu poster bildiride, Posta Sanatı (Mail Art) hakkında bilgi verilerek Türkiye de Sanat Eğitiminde çok tanınmayan  Posta sanatı işleri açıklamaktır. Yöntem Olarak, Literatür araştırması ve ilgili örnekler gösterimi üzerinden yorumlamalarda bulunulmuştur.

Sanat eğitiminin gerekliliği, tüm gelişmiş toplumlarda önemsenmiş ve yaygın eğitim içinde sanat eğitimi ve bununla birlikte çocukta bir sanat kültürünün oluşmasına önem verilmiştir. Bu araştırmanın amacı, yaygın eğitimin yanında sanat eğitiminin verilmesinin önemini destekleyici nitelikte olmasıdır. Her çocuk, yaratıcı güçlerle donanmış olarak dünyaya gelir. Görsel Sanatlar Dersi, çocukta var olan yaratıcı güçleri ortaya çıkaracak özellikleri içinde taşır. Genel eğitim içinde sanat eğitimini kullanmanın amacı sanatçı yetiştirmek değil, çocuğa sanat kültürü aşılamak ve sanat yoluyla yaratıcı bireyler yetiştirmektir. Görsel Sanatlar Dersi, çocuğun kendini özgün ve yaratıcı olarak ifade etmesi için gerekli bir derstir. Yaratıcılık kavramı, yalnızca sanatsal gelişim için değil, tüm meslekler için gerekli bir olgudur. Bu nedenle çocuğun yaratıcılık ve hayal gücü yetilerinin geliştirilmesi ve eğitilmesi gereklidir. Ayrıca bu araştırmada ilkokul öğrencilerinin yaratıcı gücüyle üretken, edindiği estetik değerlerle çevresini güzelleştiren ve bilinçli sanat tüketicisi bireyler olarak yetiştirilmesinde katkısı yadsınmayacak olan sınıf öğretmenlerinin görsel sanatlar dersi programının uygulanmasında karşılaşılan sorunlara ilişkin görüşleri, alan bilgisi yeterlikleri ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler; İlkokul, Sınıf Öğretmeni, Görsel Sanatlar, Yaratıcılık

ÖZET
Sanat eğitimi de, görsel okuryazarlık denilebilecek bir süreç olarak başlar. Görsel iletişim kurmak ve duyar­lılık kazanmak sanat eğitiminin vazgeçilmez amaçlarıdır. Yazılı sözcüklerin ve yazılı metinlerin anlamını öğren­menin gerekliliği nasıl zorunluysa, görsel dilin bileşenlerini okumayı ve anlamayı öğrenmek de gerekmektedir. Görsel mesajları doğru olarak yorumlamak ve aynı zamanda böylesl mesajları yaratmak amacıyla öğrenilen ye­tenek görsel okuryazarlıktır. Büyük sanat eserleri yaratacak sanatçılar yetiştirmek kadar sanat eserlerini okuya­bilecek ve değerini anlayabilecek sanat muhatapları ve tüketicileri de yetiştirmek çok önemlidir. Yoksa lahit ka­paklarını logar kapakları olarak kullanan bir toplum olarak kalmaya mahkum oluruz. Görsel okuryazarlık kavramı terminolojide çok yeni gözükse de aslında bu kavramın İçerdiği olgular oldukça geçmişe, resim sanatının temel tasarım ilkelerine kadar uzanmaktadır. Günümüzde eğitim ve öğretim ortamlarında da kendine yer bulan görsel okuryazarlık, her şeyden önce görsel düşünme, görsel öğrenme ve görsel İletişim süreçlerini de beraberinde getirirken, sayısal ortamların yetkin olarak kullanılabilmesi becerisine de sahip olmayı gerektirir. Bu çalışmadaki amacımız bir nebze de olsa görsel okuryazarlığa farklı bir pencereden bakış açısı kazandırmak, İlgi ve dikkatleri bu yöne çekebilmektir. Eğer toplumda görsel okuryazar sayısını artırabilirsek İşte o zaman fark yaratabiliriz.
Anahtar Sözcükler: Görsel Okuryazarlık, Görsel Algılama, Okur,Eğitim

Sanat eğitimi de, görsel okuryazarlık denilebilecek bir süreç olarak başlar. Görsel iletişim kurmak ve duyar­lılık kazanmak sanat eğitiminin vazgeçilmez amaçlarıdır. Yazılı sözcüklerin ve yazılı metinlerin anlamını öğren­menin gerekliliği nasıl zorunluysa, görsel dilin bileşenlerini okumayı ve anlamayı öğrenmek de gerekmektedir. Görsel mesajları doğru olarak yorumlamak ve aynı zamanda böylesl mesajları yaratmak amacıyla öğrenilen ye­tenek görsel okuryazarlıktır. Büyük sanat eserleri yaratacak sanatçılar yetiştirmek kadar sanat eserlerini okuya­bilecek ve değerini anlayabilecek sanat muhatapları ve tüketicileri de yetiştirmek çok önemlidir. Yoksa lahit ka­paklarını logar kapakları olarak kullanan bir toplum olarak kalmaya mahkum oluruz. Görsel okuryazarlık kavramı terminolojide çok yeni gözükse de aslında bu kavramın İçerdiği olgular oldukça geçmişe, resim sanatının temel tasarım ilkelerine kadar uzanmaktadır. Günümüzde eğitim ve öğretim ortamlarında da kendine yer bulan görsel okuryazarlık, her şeyden önce görsel düşünme, görsel öğrenme ve görsel İletişim süreçlerini de beraberinde getirirken, sayısal ortamların yetkin olarak kullanılabilmesi becerisine de sahip olmayı gerektirir. Bu çalışmadaki amacımız bir nebze de olsa görsel okuryazarlığa farklı bir pencereden bakış açısı kazandırmak, İlgi ve dikkatleri bu yöne çekebilmektir. Eğer toplumda görsel okuryazar sayısını artırabilirsek İşte o zaman fark yaratabiliriz.
Anahtar Sözcükler: Görsel Okuryazarlık, Görsel Algılama, Okur,Eğitim

ZET
Bu araştırmanın temel amacı; soyut ve somut heykellerin tercih edilmesinde ki tutum farklılıklarını değer­lendirmektir. Günümüz sanat eğitiminin amaçlarından biri de insanın kişisel estetik değerlendirmesini geliştir­me yanında, kişiye estetik eserleri yorumlayabilme yetisini kazandırmaktır. Heykeltıraşlar yirminci yüzyıldan itibaren daha fazla soyut heykeller çalışmışlardır. Bu heykeller olduğu gibi yansıtmayı ret ederek, soyutlamanın tercihi ile biçimlendirilmektedir. Soyut heykeller sanatçılarca üretilmesine karşın, Genellikle bu heykeller tercih edilmemekte ya da anlaşılamamaktadır. Bu tercihleri etkileyen nedenleri araştırmak günümüz sanatının izle­yenlere ulaşması yanında kişinin okul dışında kazandığı veya edindiği estetik birikiminde değerlendirilmesini sağlayacaktır. Araştırmada daha önceden belirlenmiş 20 Yansıtmacı heykel ile 20 soyut heykel in fotoğrafları gösterilmiştir. Random la seçilen Meslek sahibi,100 kişiden oluşan denek grubunun kişisel tercihleri Anket ile değerlendirilmiş, denek grubunun eğitim sonrası edindikleri estetik yaklaşımlar ise açık uçlu sorularla, bulun­maya çalışılmıştır. Deneklerin, yaş cinsiyet, meslek grupları ile kişisel tercihleri arasındaki ilişkiler yanında sosyal aktiviteleri, sanat ilgileri ve diğer farklı değişkenler de tercihleri ile birlikte değerlendirilmiştir. Tutum ölçeğinin değerlendirilmesinde; günümüz sanat eğitiminde estetik eğitimin içeriğinin zenginleştirilmesi gerektiği, dola­yısıyla sanat eğitim saatlerin artırılması gerektiği, eserleri daha yorumlayabilecekleri estetik eğitiminin, Çalışma­nın günümüz sanat eğitimine katkı sağlayacağı, estetik eğitimle ilgili önerilerde bulunulmaktadır.
Anahtar kelimeler: Estetik, Soyut,Heykel, Tercih, Sanat Eğitimi

Her geçen gün gelişen ve değişen teknolojiyle birlikte yaşanan dijital çağda, bilgisayar teknolojisini kul-lanan sanat; yeni kavramlarını, yeni bir terminolojiyi ve kendi dilini oluşturmaya başlamıştır. Bunun so-nucunda geleneksel sanat kavramları da değişmeye başlamıştır. Fotoğrafın icadından resimde fotomon-taj kullanımına ve sonrasında görüntünün dijitalleşmesiyle devam eden gelişim sürecinde yeni medya ortamının oluşması, uygulama alanlarının gelişmesi, ürünün sayısız çeşitlemelerinin yapılabilmesi, veri tabanlarının avantajları, pazarlama gücünün artması ile yeni bir sanat piyasasının oluşması çağın getirdiği özelliklerdir. Ayrıca geleneksel yöntemlerin maliyet artırıcı özellikleri de ortadan kalkmakta, sanat yapıyı ile izleyici arasındaki geleneksel mesafe kalkmış izleyici sergilemenin bir parçası durumuna gelmiştir. İnterneti, akılı telefonları aktif olarak kullanan dijital nesil sanat eserlerine erişim kolaylığı yaşamaya başlamıştır.
Böyle bir sanat ortamında gelişen teknolojiyi kullanan ve bu gelişim hızına ayak uydurabilen geleceğin sanatına yön verecek sanatçıların yetiştirilmesi, sanatın gerekliliğini ve önemini gelecek kuşaklara açık-layacak görsel sanatlar eğitimcisi olarak sanat öğrencilerinin yetiştirilmesi önemlidir. Bu aşamada eğitim kurumlarımıza ve eğitimcilerimize çok önemli işler düşmektedir. Müfredatların sürekli güncellenmesi, kullanılan materyallerin gelişen teknolojiye uygun olarak yenilenmesi zorunludur. Eğitimcilerin ise bu bilgi donanımlarına sahip olması gerekmektedir.
Bu çalışmada yöntem olarak literatür taraması yapılmıştır. İnönü Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültelerinde 8 dönem boyunca okutulan derslerin mevcut durumunun ne olduğu, müfredat programlarının incelenmesi ve teknolojinin programlara nasıl yansıtıldığının belirlenmesine çalışılmış ve bu konularda öneriler sunulmuştur.
Anahtar kelimeler: Sanat, sanat eğitimi, dijital sanat, dijital çağ

XX. yüzyılın başı, geçmişle hesaplaşma dönemidir. Doğanın bulgulanması ve araştırılması
ile sürdürülen, doğada gizli kalan tüm olanakların sonuna kadar bir kültür gelişmesi ile
hesaplaşmaydı. Büyük gelenekler temelden sarsılıyor, donmuş kalıplar kırılıyordu. Bu
dönemde sanatta yenilikler, yeni biçim ve üslup arayışları ortaya çıkıyor. Evrene açılma
söz konusu oluyor. Artık sanat Paul Klee’ nin deyimiyle, “Sanat görüneni vermiyor, bir
düşünceyi görselleştiriyor.” Soyut sanat beklenmedik açılımlar yapıyor. Soyut sanat çağın
üslubu oluyor ve soyut sanatçılar evrensel insanlık anlayışı içinde toplum dünyasını
kuracak insanlara öncülük ediyor. Bu araştırmada bu dönemin sanat anlayışını etkilediği
için soyut ekspresyonizm konusu ele alındı. Avrupa sanat yaşamında çok ilerde iken
savaş yıllarında sürgün edilen birçok sanatçının Amerika’ya göç etmesi Amerika’yı sanat
merkezi haline getiriyor. Yeni üslupların biçimleri doğduğu yer olan Amerika kıtasını
“Soyut Ekspresyonizmi ve William De Koning’in kadınları” araştırmamızın konusu
olmuştur. Çalışmada literatür taraması ve De Koning’in resimlerinin analizi yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Soyut Ekspresyonizm, De Kooning, Literatür, Kadın.

Özet: Bu çalışm anın amacı; K üreselleşen dünyada Türk sanatının konumunu değerlendirmek, kültür, gelenek, evrensellik kavram ları ile Türk plastik sanatların konum unu ortaya koymaktır. G ünüm üzde sanatın m erkezi, sadece batı değildir. Sanat birey olarak kendi özelinde herhangi bir coğrafyada karşım ıza çıkabilir. D ünyanın her yeri sanat merkezi ya da hiçbir yeri değil. Günümüzde, Kültürlerin iç içe geçmesi iletişim in artıp hızlanması gibi birçok nedenle sanatçılar artık kendi coğrafyaları dışında, uluslararası bir kimlik de kazanm ıştır. U luslararası sanat ortamı her türden sanatçının var olabileceği bir m erkez konumunda. Yeni dönem de, Sanatçıların kişisel özeliklerinin önemi daha da arttı. Günümüz sanatında sadece, etkileyen ve etkilenen bir sanat iletişimi var. Sanatlar da ki karşılıklı etkileşim sanatçıların sadece bir kültürün sanatçıları değil küresel sanatçılar olm asını sağlıyor. G loballeşen dünyada, Türk plastik sanatı da kendini var ediyor. Türkiye; A tatürk'ün çağdaş bilim e, fenne önem veren genç ülkesi, küresel düzeyde sanat alanında yeni atılım lara giriyor. Türkiye sanat ortamı, son yıllarda küresel düzeyde sanatçı ve eser etkileşim i içinde. Bu değişimden öte bir karışım. A rtık yaşadığım ız coğrafya, yalnız sanatsal etkinliklere katılmayıp bunları organize de ediyor. Küresel, Sergileme alanlarında, Türkiyeli sanatçıların eserlerine yer verilirken, Sanatçılardan bazılarının kişisel özellikleri diğerlerinden daha belirgin. Bazıları yöresel özelliklerinden geçm işlerinden daha fazla besleniyorlar. H epsinin sanat etkinliğinde birçok farklılık var. Türkiyeli sanatçılar kendi kültürel özelliklerini eserlerine farklı araç ve buluşlarla yansıtıyorlar. Merkezdeki sanatçıların eserleri yerelle evrensel arasındaki ilişkiyi kurm am ızı kolaylaştırıyor. Bu ilişkinin güçlü ve güçsüz yanları sanatçılarca seçiliyor. Plastik sanatlar içindeki sanatçının kişisel özellikleri yaratısını ve özgünlüğünü belirleyen başlıca etkenlerden oluyor. Kendinden ve kültüründen beslenerek, eserler m eydana getiren sanatçılar yeniden ortaya koyulan ve yeni birleşim lerle artan sanat ortamı içinde sanatçıların gideceği veya kat edeceği mesafeleri yorum lam am ızda önemli bir hale geliyor. A nahtar kelimeler: Globalleşme, Türk plastik sanatları, sanat 1. Giriş G loballeşen dünya kavram ıyla bütün ülkelerin bir tek ekonom ik finans sistemine uyum sağlamaları, devletin ekonom ik ve parasal yetkilerinin birçoğunun çok uluslu büyük şirketlere ya da ortaklar geçm esi anlaşılm aktadır. Globalleşme kelime anlam ıyla bütün dünyanın tek bir yere, bütün insanların evrensel insan haline gelmesidir. Güçlüye göre Dünya üzerinde yaşayan insanların benzer aktivite ve eğlenceleri, paylaşmasıdır. İnsanlar benzer ya da aynı yayınları okumakta, benzer 2619

Özet: Günümüz sanat dünyasında estetik beğenileri anlamak için birçok araştırma yapılıyor. Kişilerin estetik tercihleri ile yargıları ile grubun estetik tercih ve yargıları farklılıklar gösterebiliyor. Estetik yargılarda kültürel bireysel psikolojik, nedenler bulunabilir. Bütün bu estetik beğenileri etkileyen değişenlere rağmen özellikle kamusal alanlara göre dizayn edilen ve uygulanan heykellerde estetiğin ortak bileşenlerini aramak gerekir. Bu arayışı sanatçı ve birey yapar. Ortak estetik yargılar ve güzel dediğimiz tanım bütün heykel yapıtlarında olması beklenilen özelliktir. Bu beklenti ve gerçekleştirilmesi beklenen estetik nesne yaratımı üzerinde her bireyin çok kolay anlaşılabileceği bir konu değildir. Sanatçıların eserleri kamusal alan içinde, bireylerin sübjektif özelliklerine göre estetik yargılara neden oluyor. Bu heykellerden bazıları çeşitli sebeplerle estetik bulunamadığı için kaldırılıyor yâ da tamamen değiştiriliyor. Bunun nedeni çeşitli olsa da hepsinde " eser, estetik değil " yargısını görebilmekteyiz. Bu araştırmanın amacı; kamusal alanda heykelleri estetik bulanları ve bulmayanları hangi nedenlerle estetik bulduklarını ve bulmadıklarını nedenlerini ölçerek karşılaştırma yapmaktır. Araştırma dört heykel üzerinde yürütülecektir. Bu heykellerden ikisi estetik bulunmadığı için sökülen ve ikisi de halen yerinde olan kamuya mal olmuş dört heykel arasından seçilecektir. Araştırmanın alanı Konya büyükşehir alanındaki heykellerle sınırlandırılmıştır. Estetik bulunmadığı için sökülen heykellerle ilgili tutumlar ise, sökülen heykel fotoğrafları ile ölçülecektir. Sökülen heykeller Türkiye'nin herhangi bir ilinden seçilecektir. Random yöntemiyle heykelin bulunduğu alan da bulunan 10 kişiye önceden belirlenmiş sorular sorularak, Yanıtların çözümlemesi yapılacak ve estetik bulanan heykellerle estetik bulunmayan heykeller saptandıktan sonra araştırmaya konu olan sorulara cevap aranacaktır Anahtar Kelim eler: Kamusal alan, Heykel, estetik

Giriş Bu çalışmanın amacı, afiş ve uygulaması ile öğrencinin afiş tasarlarken ele aldığı konu ve etkileşimleriniaraştırmakyapılandırmacı yaklaşıma dayalı öğrenme modeli kullanarak, bir afiş tasarımı uygulamasında, dersin işlenişi sürecini ve elde edilen sonuçlar üzerindeki öğrenci tutumlarını araştırmak, afiş çalışmalarında başarıya ulaşmak için seçilen yöntemi sınamak, öğretmek için eğitim modeli olarak yapılandırmacı yöntemini kullanmak ve görsel sanatlar eğitimi açısından durumu öğrenci tutumlarını, çıkan eserleri, incelemek gözlemlemek ve bunun la ilgili öneri ve sonuçları bir makale halinde sunmaktır. Problem Orta öğretim okullarında resim dersi alan öğrencilerin, bir afiş uygulamasında, bir ön test ve son test ile değerlenilip, tasarımda öğrencilerin başvurduğu temel yollar bulunmaya çalışılıp araştırma sonuçları oluşturmuştur.

İnsanın kişiliğini genetik özelliklerine ek olarak doğası, tarihi, kültürü
özetle topyekûn çevresinin oluşturduğu/biçimlendirdiği varsayılmaktadır. Bu
belirleyici/biçimlendirici etmenler sanatçının sanatçı kişiliğini de belirleyerek
biçimlendirir. Sanat yapıtı sanatçının, hayal gücü tarafından tasarlanarak
uygulamasıyla somutlaşır. Tasarlayan ve yapıt olarak somutlaştıran sanatçı
ve kişiliğinin yansımalarını analiz ettiğimiz yapıtlarında görürüz. Yani yapıtı
analiz edilen sanatçının, kişiliği apaçık görülür.
Bu araştırmanın amacı, Alaybey Karoğlu resimlerini analiz ederek
sanatçının doğup büyüdüğü kültürel, çevresel ortamın kişiliği üzerinde
gerçekleştirdiği düşünülen kavramsal biçimlendirmenin yapıtlarına yansıyan
görsel yönünü ortaya koyabilmektir.
Araştırmada “literatür tarama” ve “doküman incelemesi” yöntem olarak
seçilmiştir. Araştırma bulguları doğrultusunda, Dört resim yapıtı üzerinde
yoğunlaşılarak bu yapıtların ön yapı arka yapıları ve öz’de yer alan
kavramlar analiz edilerek sanatçı kişiliğinin yapıta yansımaları ortaya
konulmuştur.
Yapılan araştırma sonucunda sanatçının doğduğu çevresel ve kültürel
ortamın yapıtlarına yansıdığını ve sanatçı kimliğinin oluşmasında çevresel
ve kültürel bütün faktörlerin etkin olarak rol aldığını söylememiz mümkündür.
Anahtar Kelimeler: Alaybey Karoğlu, Sanatçı, Yapıt, Kişilik.

THE ARTISTIC PERSONALITY AS REFLECTED IN ALABEY KAROĞLU'S
PAINTINGS
ABSTRACT
In addition to the genetic traits, it is assumed that human personality is formed by his
nature, history, culture, in a nutshell, all environment. These formative factors also shape the
artistic personality of the artist. Work of art is embodied in the application designed by the
imagination. We see the reflections of personality and artist who designed and embodied it
as work through the works we analysed. In other words, the personality of artist whose works
are analysed is observed obviously.
The aim of this study was to reveal the visual aspect of conceptual forming reflected
on his works which was thought to be effectuated on his personality through cultural and
environmental atmosphere the artist was born in and raised by analysing Alaybey Karoğlu,
paintings.

Özet: Bu Poster bildirinin amacı, fotoğraf sanatçısı, Xavi Bou fotoğraflarını inceleyip yorumlamaktır. Viktorya döneminden 150 yaşındaki kronofotograf tekniğini yeniden deneyimleyerek, uzun pozlama ile kuşları fotoğraflayan İspanyol sanatçı Xavi Bou, kuşların uzun uçuşlarını yeni kompozisyonlara dönüştürmüştür. Ortaya çıkan görseller birçok safhalardan oluşuyor. Ard arda çekilen donmuş resimler kolajlar gibi yüzlerce görüntü birleştiriliyor. Kuşların tekil hareketi bu kompozisyonlarda tümleşerek bütüncül bir harekete dönüşüyor. Birden çok kuşun yer aldığı kuş sürülerinde durum daha da farklılaşarak oluşturduğu kompozisyonlar tümleşik ritimle senfoniye dönüşüyor, burada izleyici yeni bir gizemle görünmeyen hareketi, hareketin şiirselliğini ve zarafetini görüyor. İzleyicinin hayal gücünü harekete geçiren bu görseller bize ritmik döngünün alışılmadık bir fotoğrafını oluşturuyor. Kuşların göç ve hareket durumlarını gösteren bu görseller bizde zaman zaman mekan üzerine sonradan eklenmiş çizim etkisi de uyandırıp bizimle farklı bir iletişime giriyor. Fotoğraflar hem bir belge hem de bir çözümleme aracı  olarak estetik işlevin de her izleyende farklı etkilere neden oluyor. Bu poster bildiride yöntem olarak belge analizi ve görüşme yöntemi kullanılmıştır. Resim Bölümü öğrencilerinden sekiz öğrencinin yarı yapılandırılmış sorular üzerinden fotoğraflarla ilgili görüşleri alınarak yorumlamalarda bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Xavi Bou, Kronofotograf, Görsel Hareket
Kısaltmalar:  K. : Katılımcı
POSTER ANNOUNCEMENT
RHYTHMICAL MOVEMEMENT OF BIRDS WITH CRONOGRAPHY TECHNIQUE IN THE PHOTOGRAPHS OF XAVI BOU
Abstract: The aim of this announcement of poster is to examine and to comment the photographs of photography artist Xavi Bou. Spanish artist Xavi Bou reexperienced the  Victoria Period’s 150 year old cronography technique, by means of long exposure he converted the long flight of the birds to new compositions.  The visuals occur are consisted of numerous phases. In the frozen photos that are taken sequentially, hundreds of visuals are combined as in collages. Singular movement of birds are united and turned into a integrated movement in these compositions. In the bird pods, the case differantiate even more and the compositions transform into a symphony with a united rhythm. At this point, the viewer notices the poetry and elegancy of the unforeseen movement with a new mystery. These visuals that activate the imagination of the viewer generates an unusual photo of rhytmical circle. From time to time, the visuals that show us migration and movement conditions also communicate us in a different way by effecting  us as if they are attached drawings on place. From aesthetical point of view, the photos effects every single viewer functioning both as a document and an analythical tool. In this announcement of poster, document analyse and conversation were used as a method. Eight student’s opinion from painting department were received on semi-structured questions concerning to the photos and considerations were done.
Keywords: Xavi Bou, Chronograph, Visual Movement
Abbreviations: K. : Participant

Özet: Bu poster bildirinin amacı, Dadaizm’in Görsel Sanatlar işleri üretirken kullanılan tesadüfi kurgu tekniğini değerlendirmek ve işlerin provokatif anlamları üzerinden bir yorumlama yapmaktır.
Rasgele ve kazara iş üretimi, sanat dünyasında pek tasvip edilmez. Genellikle yapılan her işin sanatçı tarafından önceden belirlenmiş bir kurguyla oluşturulması ve tamamlanması daha çok tercih edilmektedir. Dadaizm etkisinde ortaya çıkan görsel sanat işleri ise gelenekseli, akademik teknik ve ustalığın mükemmelliğini reddettiği gibi tesadüfi kurgu ve oluşumun daha yaratıcı ama sanatçının kontrolünü azaltarak ve keyfi bir kurguya dönüştürülmüştür. Bunu öncelikle mevcut olana karşı olmak olarak gerçekleştirmiştir. Geleneksel sanat bu yöndeki bir değişime beklenmedik şekilde yakalanmıştır.
Dada Hareketi sanatın deneyim ve ifade araçlarından da birisi olmuştur. Tesadüfi teknikle deneyimleyen dada sanatçısı gücü;  yaratıcı bir eylem olarak, bir şeyin belirli bir bütünden alınarak-koparılarak anlam ve etkisini tümüyle değiştirme ve yeni bir bütünden yeni ilişkiler ve kurgular oluşturabilmesidir. Kendi içerisinde bu tesadüfi kurgu bütünleştiğinde yeni bir anlam ortaya koyabilmektedir. Sanatçı, beklenmeyen kombinasyonlar, yeni anlamlar ortaya çıkarabilmiştir. Ortaya çıkan işi izleyen kişi daha önceki bilgilerinin ve alışkanlıklarından tamamen farklı işi yorumlamaya çalışacaktır.
Poster bildiride yöntem olarak, Literatüre ve tesadüfi kurgulanmaya dayalı işler üzerinden analiz yapılmıştır.
Anahtar kelimeler: Dadaizm, Rastlantı, Kolaj

Özet: Resim Bölümü lisans eğitimi almak için aday olan öğrenciler farklı lise eğitimleri alan öğrencilerdir. Resim bölümü sınavını kazanan öğrenciler yetenek sınavına girerken desen sınavı ile okula kabul edilmektedirler. Desen dersi resim bölümü için önemli derslerden birisidir.
Bu Araştırmanın Amacı, öğrencilerin ortaöğretimde Aldıkları Desen- Görsel sanatlar eğitimlerini Bilgisayar-İnternet kullanım ilgileri arasındaki ilişkileri ortaya koyabilmektir.
Bu ilişkileri anlamak ve yorumlayabilmek için, Nicel araştırma yöntemi tercih edilmiştir. Bunun için bir anket formu geliştirilerek katılımcıların daha önce deneyimledikleri desen dersi, ilgileri,  tutumları, eğitim süreçleri, lisans eğitiminin birinci sınıfında bilgisayar ve internet kullanmaları arasında bir ilişki olup olmadığı varsa nasıl bir ilişki olduğu ortaya konmağa çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Desen, Bilgisayar, İnternet, Tasarım
THE RELATIONSHIP BETWEEN PATTERN DRAWING EDUCATION TAKEN BY PAINTING DEPARTMENT STUDENTS DURING THEIR SECONDARY EDUCATION AND THEIR COMPUTER –INTERNET INTEREST
Assoc. Prof.  Mustafa Cevat Atalay (Ph.D.)
Abstract: The students that are candidate for Faculty of Fine Arts Painting Department have background of various kinds of secondary school education. Candidate students are taken a drawing exam before they are accepted to Painting Department as a student. Pattern drawing is one of the most important lessons for a painting department.
  The aim of this research is to find out the correlation between the secondary school drawing/visual arts education of students and their interest of computer-internet usage.
  In order to understand and comment these relations, quantitative researching method is preferred. Accordingly, questionnaire form is generated. With the help of this form, we will try to find out whether there is any kind of relation between educational process, manner, previous experiences related to pattern drawing and computer/internet usage of the students  in their first educational year of undergraduate or not, and if there is, what sort of relation it is.
Keywords: Pattern drawing, Computer, Internet, Design.

Özet: Posta sanatı büyük katılımlarla gerçekleşen bir sanat ifade alanıdır. Paylaşıma, karşılıksızlığa, hediyeleşmeye ve etkileşime girdiği kişilere yaratıcı bir tepki verme imkanı veren bir sanat eylemidir. Posta sanatında gönderilen işlerin boyutları genellikle küçüktür. Posta sanatı projesini düzenleyen kişi-kurum işlerden oluşan kurulumları yaparak bir izleme ve duyumsama ortamı oluşturmaktadır. İşleri bir çok farklı şekilde gösteri ve sunuma hazırlayabiliriz. Bu imkânlar oldukça yaratıcıdır. Sergileme de kurulum da bir iş olarak değerlendirildiğinden, düzenlemelere genellikle büyük önem verilmektedir. Çalışmalar çoğunlukla küçük ve iki boyutlu olduğundan farklı ve özgün kurulumlar için uygun bir deneyim olmaktadır.
Bu makalenin amacı, posta sanatındaki sergileme imkânlarını tanımlamak ve ortaya çıkarmaktır. Bu amaca ulaşabilmek için posta sanatını kapsayan literatür incelenerek, Sergilere ait farklı medyaları ve görselleri gözlemleme ve analiz yoluyla bir sonuca ulaşılmaya çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Posta Sanatı, Sergileme, Kurulum,
CREATIVE PRESENTATION AND CONFIGURATION IN MAIL ART
Assoc.Prof. Mustafa Cevat Atalay (Ph.D.)
Abstract: Mail art is an artistic statement field that is put into practice by large-scaled participation. It is a kind of movement that enables unrequited sharing, presentation and creative reaction of accepter.  In general, sizes of works are small. The individual or foundation that arranges mail art Project generates necessary configurations composed of mail art works and constitutes an observation and perception field.  We can prepare the works for presentation in many different ways. All these ways are quite creative. Presentation and configuration are given big importance because it is also  considered an artwork in itself. Mail art works are favorable for genuine and varied configurations because of their two-dimentioned and small sizes.
The aim of this article is to find out and identify the presentation possibilities in mail art. In order to achieve this purpose, we will examine the literature involves mail art, analyse and observe different types of mediums and visuals belong to exhibitions.
Keywords: Mail art, presentation, configuration

Bu çalışmanın amacı; rölyef sanatını tersten çalışmak, rölyefin tasarlanıp, yaratımı ve uygulaması sırasında, rölyef hamuru üzerinde yeni, plastik değer, tasarım ve düzenlemelerle, rölyefin plastiğine, canlılık ve zenginlik kazandırmaktır. Rölyefin asimetrik ve ters şekillenmesi keramik hamuru üzerindeki rölyefde algı karmaşası yaratmasına rağmen, üzerinden alınan rölyef modeli, yeni imkânlarla bambaşka görsel etkiler de yaratmaktadır. Tersten çalışma, sekiz çalışma temel alınarak incelenmiş ve bulgular raporlaştırılarak, poster sunu olarak bildiri haline getirilmiştir.
Anahtar Kelimler: Rölyef, Keramik, Ters Doku, Düzenleme
The aim of this study is to work on the art of relief in reverse and to revitalize and add richness to the plastic of reliefs with new plastic values, designs and editions on the plastic of relief during the design, creation and application processes. Although the asymmetric and reverse forms make illusions at the reliefs on the ceramic dough, the model taken from it creates utterly different visual effects with new opportunities. Working in reverse was examined taking eight studies as the base and prepared as a poster presentation reporting the findings.
Keywords: Relief, Ceramic, Inverse Texture, Editing

Selim Turan Resimlerinde Kaligrafi ve Soyutlama

Doç.Dr. Mustafa Cevat Atalay[1]

Özet: Bu poster bildirinin amacı, Selim Turan’ın yapıtlarının kaligrafik betimlemesini ortaya koymaktır.  Bu amaca ulaşabilmek için sanatçının eserleri literatür yönünden incelenip yapıt analizi yapılmıştır.

Soyut dışavurumculuk resim ekolleri arasında sanatçılar tarafından benimsenen bir ifade şeklidir. Bu sanat dili sanatçının kendisini ifade ettiği derin duygu ve bir takım içsel durumların temaları olarak ifade bulmuştur. Kaligrafi bir çok sanatçı için yaratıcı büyük bir kaynaktır. Şiir ve resimle derinden bağlantılıdır.
Kaligrafi üretenlerin resimsel ilgileri olduğu gibi ressamlarında kaligrafiye olan ilgilerini soyutlamalarda görmek oldukça önemlidir. Bildiride adı geçen sanatçılar kaligrafi sanatına göndermeler yapmaktadırlar. Söz edilen sanatçıların incelenmesi soyutlama ve kaligrafik ifade şeklini  anlamamızda bizlere yardımcı olabilir.

Anahtar Kelimeler: Selim Turan, Kaligrafi, Resim, Gelenek

[1] Namık Kemal Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi,Tekirdağ, E-Posta: otantikresim@gmail.com

Giriş
Modern Türk resminde birçok ressam Kaligrafi ve geleneksel sanatın özelliklerinden hareketle mondern senteze sahip soyut birçok kompozisyon düzenlemişlerdir. Bu soyut kompozisyonlar eleştirmenler ve alan uzmanları tarafından spontane ve doğaçlama olarak değerlendirilmektedir. Rastlantısal sayılamayacak bu eserler Türk resmine getirdiği yeni solukla, sanatsal değer ve içerik analizi bakımından tamamı ile rastgele bir tercih sayılamaz.

Türk Resmindeki en özgün ressamlarından birisi de Selim Turandır. Sanatçı, Doğu sanatlarını ve özellikle geleneksel sanatlar üzerinden hareket ederek, özgün sanat yapıtları ortaya koyabilmiştir, sanat mertebesine ulaşabilmiş yaratıcı bir ressamdır Bulunduğu coğrafyada üretilen medeniyeti inceleyerek üretilen sanat eserlerini sentezleyen yeni bir soyut kompozisyon yaratabilmiştir .
Selim Turan 1913'te İstanbul'da doğmuştur 1994'te Paris'te ölmüştür. Türk ressam ve heykeltıraştır. Ali Avni Çelebi ve Malik Aksel'in öğrencisidir. Azerbaycan kökenli ressam Türk ressam, Selim Turan İstanbul Devlet Güzel Sanatlar akademisinde eğitim almış bir sanatçıdır.  Çocukluğu İstanbul'da geçmiştir. Fransa'ya gittiği dönemde soyut sanatın etkisi altına giren sanatçı, geleneksel sanatlar tezhip minyatür ve hat gibi sanatları inceleyerek kendi bilgisi ile ritim ve hareket kattığı kaligrafik çalışmaları ile önemlidir. Yaşadığı yer olan Avrupa’da da  değer ve kabul görmüştür. Birçok farklı şehirde kişisel sergiler açmıştır. Çalışmaları son derece özel ve müze koleksiyonuna dahil edilmiştir. Akademilerde ders vermiştir.

Resimlerin de sanatı ve gelenek ile yorumlayarak karşılaştırmalar, denemeler içeren yapıtlarını üretmiştir.
Selim Turan hem heykel hem de resim yapmıştır. Türk hat sanatının plastik unsurlarını kendi resimlerin de onlara gönderme yapacak şekilde somutlaştırarak kullanmıştır. Kaligrafik denemelerde sınırsız sayıda lekede ve soyut formlarla oluşturduğu denemeler bulunmaktadır. Onun resimlerindeki soyut kompozisyonların merkezinde yer alan “değer” kaligrafidir. 1948 yılındaki çalışmaları genellikle Kalıgrafik eser ve tekniklerin denemelerinden oluşur. Çalışmalarında fiziksel biçimlerin oluşturulmasında senfonik notaların etkisi büyüktür. Renk araştırmaları yanında kimi araştırmalarıyla da fiziksel ritimler bulmayı başarabilmiştir.
“Selim Turan, özgür renk kullanımı ve içgüdüsel fırça tuşlarıyla yapıtlarında yazısal bir ifadeye gitmiştir. Hans Hartung’u anımsatan kalın çizgisel fırça darbelerine karşın, sanatçı, ondan daha yoğun bir dinamizmi yansıtır. Geniş kol hareketleriyle oluşturduğu yazısal eğrilerin yarattığı devinim ve üst üste kullandığı boya dokusu ile anlatımına lirizm katmaktadır “ (Kılıç, 2009: 328)

1951'de itibaren Senin planın aktif olarak kaligrafik resimler yaptığını görebiliyoruz. Selim Turan, kaligrafik etkiler olan eserlerinde doğaçlama ile birlikte müziksel ritimlerin etkisiyle yaratılan formların alegorisi de görmek mümkündür Selim Turan için boşluklar son derece önemlidir varoluş felsefesi niye helal an veya gönderme yapan bir takım çalışmaları da yapmaktadır.

Giray’a göre, “Kompozisyonlarının arka planının derinliklerden başlayan hareketin, boya dokusu, renk ve lekenin kesiştiği espasların katmanlarında ritmik kaligrafik formları fark etmek, yarattıkları etkinin evrenin sonsuzluğu ile örtüştüğünü hissetmektir. ...Turan’ın soyut anlayışının doruk noktasında ulaştığı müzikal ritimlerin sınırsız boşluklarda sonsuzluk izlekleri olan ışık ve renk resimleri; siyah, beyaz, mavi, sarı, kırmızı ve yeşil ışıklarına dağılan kaligrafik tasarımlarının gizemi,  dünyanın oluşumunu, insanın varlığının ifadesidir (Kıymet Giray, http://www.antikalar.com).

SONUÇ

Türk kaligrafisinden etkilenerek kendi resmini biçimlendirme ögesi ya da hareket noktası olarak yaklaşan ressamlar, yeni bir biçim ve manaya ait kompozisyonlar oluşturabilmiştir. Selim Turan eserlerin dede tümüyle spontane sayılamayacak, kaligrafiden hareket eden plastik olarak değerlendirilmiş bir biçimin hissedildiği söylenebilir. Bu tercihin, sanatçının geleneksel sanatlara olan alakasından olduğu düşünülebilir. Kaligrafi ve etkilerin çok görüldüğü sanatçı eserleri fiziksel bakımından müziksel bir düzenlemeye sahiptir. Türk kaligrafisi içinden hareket ettiği belli olan bu çalışmalar çizgisel anlatım olarak kendine özgüdür. Zaman zaman renk planları yapar ve birikimden hareket eden bir kompozisyon anlayışı hakimdir.
Geleneğin soyut resim üzerinden değerlendirilmesi özellikle Selim Turan açısından son derece Özgün başka örneklere nadiren benzeyen bir kurgu yaratmıştır.

Kaynakça

Kılıç, (2009)Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 6 Sayı: 25 Volume: 6 Issue: 25
http://www.antikalar.com/selim-turann-sanat-felsefesini-yeniden-deerlendirmek/ Kıymet Giray, Selim Turan’ın Sanat Felsefesini Yeniden Değerlendirmek

Bu poster bildiri “Resimde Tasarım, Uygulama ve Seçim Olarak Boşluk, Doluluk “ NKÜ, BAP kapsamında uygulanan projeden üretilmiştir.

Bu Poster bildiride; Güzel Sanatlar Fakültelerinde Eğitim ve Öğretim Alan Öğrencilerin Plastik sanatlardaki Resim Kompozisyonlarında, Tasarım Uygulama ve Seçim tercihleri bakımından Boşluk- Doluluğu algılamaları yorumlamaları ve uygulamaları ortaya konmaya çalışılmıştır.

Bu makalenin amacı, Ilya Kabakov’un “The Man Who Flew into Space from His Apartment” “Evinden Uzaya Fırlayan Adam”, yerleştirmesindeki paradoksal unsurları analiz edip yorumlamaktır.
Paradoks çelişki ya da çatışkı olarak tanımlanmaktadır. Görsel sanatlarda birçok sanatçının üzerinde düşündüğü ve yapıtlarına birçok farklı şekilde yansıttıkları bir sorunsaldır. Sanatçın eserlerinde paradoksu kullanması keşfedilen şeyin değerini de artırmaktadır. Diğer taraftan, estetik olan paradoksu keşfetmemiz bizim görsel sanatlar estetiğimizin iletişiminde rol oynar.
Dünyada çağdaş sanat dediğinizde aklınıza ilk gelen isimlerden birisi İlya K;ıbakov’dur. Sanatçı makale konusu olan yerleştirmesinde çeşitli sanatları bileşik olarak kullanıp stüdyosunda oldukça kapsamlı bir çalışma yapmıştır. Yapıtt;ı Hayalperest bir adam uzaya fırlamak (uçmak) için derme çatma bir sapan inşa ederek imkânsız bir proje geliştirir. Yaşadığı devletin idealist propagandasını, espritüel ve paradoksal bir şekilde yermeyi- övmeyi de içine alan tepkisel, ironik bir yapıttır.
Yapıtı analiz edebilmek için sanat eserinin kavramsal bölümüne gönderme yapılan bir deneysel bir metin yazımı yapılmıştır. Daha sonra yapıt üzerindeki paradoksal anlatım biçimi okunmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Ilya Kabakov, Yerleştirme, Yapıt, Paradoks

Türk resim sanatında çağdaş yaklaşımların gelenekten yola çıkan boyutu da bulunmaktadır. Kaligrafik eğilimlerde gelenekten yararlanarak yeni ifade biçimleri oluşturma da bir yöntem olarak sanatçılarda görülmektedir. Kaligrafi soyut biçimlendirme özelliklerini ortaya koyan bir sanat yöntemi olarak, resim sanatında birçok farklı bağlamda ortaya çıkmaktadır.
Kaligrafi, sanat ve tasarıma dair hem mana hem de plastik etki bakımından güçlü bir ifade aracıdır. Türk sanatları, kaligrafinin etkili üretimler yaptığı medeniyetlerden birisidir. Kaligrafi, güzel yazı ve hat sanatını ihtiva eden mimarlık yapılarında bulunduğu gibi, kitap yazımında, fermanlarda, tezhiplerde ve çini sanatında yazı estetiğiyle beraber nakşedilmiştir.
Türk sanatında önemli yere sahip sanatçılardan birisi de Erol Akyavaş’tır. Sanatçı, geleneksel motiflerden esinlenerek özgün eserler üretmiştir. Geleneksel yazıyı özgün bir ifade ile sentezleyen sanatçı, Türk Sanatının özgün üslup ve geleneğini, yeniden ele alarak estetik değer yaratmıştır. Geçmiş ile geleceği harmanlayarak günümüz resim sanatına pek çok eser kazandıran sanatçının daha fazla incelenmesi sayesinde geleneğin, günümüz resminde yer buluşuna odaklanılması sanatçı estetiğine yaklaşımımız bakımından önemlidir. Bu çalışmada sözü edilen kaligrafik etkiler bağlamında Erol Akyavaş ve yarattığı iki esere odaklanılmıştır.
Literatüre ve resim analizlerine göre, sanatçının birçok bağlamla geleneksel sanat unsurlarından olan hat, minyatür resme dair bir esinlenme yaklaşımı içinde bulunduğu, bununla beraber kendine ait bir sentez oluşturduğu söylenebilir.

Bu çalışma kapsamında, 1934-2004 yılları arasında yaşamış olan, sanatçı, Bob LAW'a ait yapıtlarda, ifade yöntemi olarak, 'indirgeme' üzerine bir analiz gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda sanatçı literatür bakımından incelenerek, üretimleri üzerinden yorumlamalar yapılmıştır. Sanatçı, İngiliz minimal yaklaşımın kurucu önder sanatçılardan birisidir. Resim, heykel, film sanatlarına dair çalışmaları bulunmaktadır. Resim çalışmalarına suluboya tekniği ile başlayan sanatçı, Law, çömlek sanatı ile uğraşmıştır. Sanatta, klasikleşmeye tepki duymuştur. Manzara temelli çalışan sanatçı, büyükannesinden resim dersleri alarak resim yeteneğini geliştirmiştir. Marangozluk tekniğine, geometriye, mimarlığa, felsefeye, mistizme, simyaya ve paleontolojiye ilgisi üretimlerini etkilemiştir. Yapıtları, somut dünyaya bakan sanatçı gözünden, mekân indirgenmiş biçimde temsil edilmiştir. Sanatsal ifadesine ait uygulamaları, minimalizm akımı etkisinde, biçimlenir. Yapıtlarda, tema olarak, 'Hiçlik' 1 teması gözlenebilir. 'Hiç'i' konu, olarak kompozisyonların da temalaştıran sanatçı, boş bir uzayı espaslar ile temsil ederek, izleyicide farklı etkiler uyandırmakta, çizgi, mekânı tanımladığı gibi 'zaman' ve yerçekimi kavramına da gönderme yapmaktadır. Resimsel alanı çerçeve ile belirterek, pencereden, bakmaya dair bir bakış açısını izleyenlere duyumsatmaktadır. Saflaştırıcı, indirgemeci ve soyutlamacı tavrı belirgin olarak gözlenebilir. Manzara konuları, ağaçların ideogramları halinde indirgenmiş somut nesne ve canlılar üzerine çalışırken, ana hatlarını ön plana çıkartarak, saflaşan, soyutlanan, çizgi, kontur ve dış hatlar ifade biçimi olarak önem kazanmıştır. Özgür bir espasa dair yaklaşımı boşluk alanları vurgularken, minimal, sade, çizgiler halindeki biçimler, çocuksu bir aktarma biçiminde sayılabilir. Minimalist yaklaşıma dair, bazı kompozisyonlar ve soyut ve boş bir uzayı tanımlamaktadır. Manzara üzerine odaklanan ve ondan esinlenen, sanatçı, ezoterik yaklaşımını aktarmaktadır. Soyut dışavurumcu sanatçı, çalışmalarında ruhani, nesnesiz ve hiçe doğru yönelen bir temayı konu ettiği, iddia edilebilir. Bu canlı, cansız bir indirgemeyi kapsadığı kadar, indirgenmiş konu ve tuvale izleyicinin fenomolojik yaklaşımı geliştirme davetidir.

Bu çalışmanın amacı, Olivier Debre resimlerinde yer alan, doğa izleklerinden iki resmi incelemektir. 1920'de Paris'te doğan sanatçı, 1999'da Paris'te öldü. Lirik Soyutlamaları ile tanınan sanatçının en belirleyici ögesi kompozisyon yaklaşımıdır. Renkçi, jestüel tavrı ve güçlü renk kromaları ile belirginleşen bir boyama tekniği, üslup özelliği olarak görülmektedir. Teknik olarak büyük fırçalarla çalışan sanatçı, resminde duygusal aktarıma önem verdiği düşünülmektedir. İfade tarzını doğrudan, belirlediği, manzaraya ait duygusal, soyutlamaları, başat konumlandırarak özgün bir üslup belirlemiştir. Sanatçı, erken dönem çalışmalarında Picasso'ya esinlenirken, 1994'yılından itibaren soyut resimler yapmaya başlayarak, manzara ve doğada gerçekleşen, güçlü doğa olaylarından esinlenmiş, duygusal, akışkan, heyecan uyandıran yüksek cromalı, ışık ve mekanın dalgaları halinde renkleri çarpıcı bir gerilim halinde yansıtmıştır. Kompozisyonlarında büyük espas alanlara yer veren sanatçı, rengi ışıklı alanlar halinde yansıtmaktauygulamaktadır. Manzara izlekleri olarak da değerlendirilecek renk alanlarının etrafında merkezle gerilim halinde biçimler vardır. Yapıtlarda rengin güçlü kroma ile kararlı kullanımı, boyaya verdiği duygusal önemi ve çağrıştırdığı duygulanımı betimler. Japon kaligrafisine ilgi duyan sanatçın çalışmalarında, kaligrafik ve lirik soyutlamaları da takip edilebilmektedir. Sanatçının yapıtlarının esinlenmeleri, Franz Kline'nın kaligrafik, tuval yaklaşımı ile ve Mark Rothko'nun Renk Alanı Resimleri sayılabilir. Büyük alanlarda kullandığı tek bir renge dair etkili alanlar, duygularını aktarmada, duygusallık içinde ifade edilmiştir. Çalışmaları manzaralardan alınmış esinlenmeler olsa da, kendine ait üslubu duygusallık etrafında resimlerini yönlendirmiştir. Güçlü duygular uyandıran, Resimleri kendi tabiri ile "hararetliateşli soyutlamalar" olarak tanımlamaktadır.

Mezopotamya, Misir, Yunan ve bircok uygarlikta heykeller surekli bir etkilesim icindedir. Butun bu uygarliklarin sanatlari caglarinin kulturel ozelliklerini gosterir. Arkaik heykellerinin bugun elimize ulasan ve tespit edilen turlerini inceledigimizde genellikle bu heykellerin oldukca simgesel olduklarini goruruz. Konulari genellikle agirlikli olarak Tanrilar, krallar, din adamlaridir. Arkaik toplumlarin kulturleri Heykelleri 19.yuzyildan itibaren sanatcilarin ilgisini daha fazla ceker olmustur. Bu merak arastirmalarin ve arayislarin artmasini saglamistir. Bu doneme ait eserlerin plastik yorumlanmasi ve cozumlenmesi simgesel anlam ve anlatimlar donuserek sanatci eserlerine dahil olmustur. Bunlardaki betimlemeler bircok modern sanatciya ilham olmustur. Eski uygarliklarin sanat eserlerini motiflerinin konulari modern sanat akimlarini ve sanatcilari etkilemistir. Fakat aktarilmalardaki simgelestirmeler Arkaik donemdeki amaclama ve icerik aktarimi farklidir. Bu etkilesimler sanat turler...

Insanin kisiligini genetik ozelliklerine ek olarak dogasi, tarihi, kulturu ozetle topyekun cevresinin olusturdugu/bicimlendirdigi varsayilmaktadir. Bu belirleyici/bicimlendirici etmenler sanatcinin sanatci kisiligini de belirleyerek bicimlendirir. Sanat yapiti sanatcinin, hayal gucu tarafindan tasarlanarak uygulamasiyla somutlasir. Tasarlayan ve yapit olarak somutlastiran sanatci ve kisiliginin yansimalarini analiz ettigimiz yapitlarinda goruruz. Yani yapiti analiz edilen sanatcinin, kisiligi apacik gorulur. Bu arastirmanin amaci , Alaybey Karoglu resimlerini analiz ederek sanatcinin dogup buyudugu kulturel, cevresel ortamin kisiligi uzerinde gerceklestirdigi dusunulen kavramsal bicimlendirmenin yapitlarina yansiyan gorsel yonunu ortaya koyabilmektir. Arastirmada “literatur tarama” ve “dokuman incelemesi” yontem olarak secilmistir. Arastirma bulgulari dogrultusunda, Dort resim yapiti uzerinde yogunlasilarak bu yapitlarin on yapi arka yapilari ve oz’de yer alan kavramlar analiz edile...

Turk sanatlari arasinda cini uygulamalari onemli bir yer tutmaktadir. Bu calismanin amaci, Selcuklu tas cini alt yapisinin uygulama tekniklerini aktarmak, turkuaz renginin olusumu ve rengin tonlari ile ilgili arastirmalari deneysel olarak test edip bulgulamaktir. Anahtar Kelimeler : Tas Cini, Dekorlama, Selcuklu

Ozet: Bu Arastirmanin amaci; orta ogretim onuncu sinif ogrencilerinden secilmis iki yuz, ogrencinin gorsel algi tercihlerini, deneysel bir calisma ile ortaya koymaktir. Turkiye’den, Konya ili icinde yer alan bir devlet okulunda, yapilan arastirmada orta ogretim ogrencilerine daha once gelistirilmis gorsel algi testi yapilarak, ogrencilerin gorsel secimlerde plastik sanatlardaki, plastik unsurlara dair, ideal tercihleri yapip yapmadiklari, arastirilacaktir. Deney grubuna, ilkogretimde aldiklari gorsel sanatlar dersinin islenisi ve niteligi ile ilgili, yuzdelik testi yapilacak, toplanan veriler yardimiyla ilkogretimde alinan gorsel sanatlar egitiminin gorsel algi tercihleri ile iliskisi arastirilacaktir. Testin analizinde; Gorsel tercihlerdeki cevaplarla puanlar olusturulacaktir. Ortaya konan bulgularla ilgili yorumlarda bulunulacaktir. Anahtar Kelimeler: Sanat egitimi, gorsel algi, plastik unsurlar.

The main purpose of this article is to aesthetically evaluate the overall status of works of art and kitsch objects in public areas in terms of existing problems. The importance of a work of art in the formation of a culture of high aesthetic value can be seen. People who understand the difference between kitsch and aesthetic and use it in their lives can contribute the aesthetic and culture of the society and divide works which are consistent or not. The importance of public art on human life is known. When the aesthetic works are applied in public areas and the kitsch objects will be separated from each other, environmental aesthetic will have done an important duty on making the human to possess aesthetic. We can see works of plastic arts in many different channels in Turkey. The works applied or exhibited in public can be examples. These works of art objects are applied by being selected in a competition, by a special board or by the public rating and so on. The works of art as ...

Sanatçı ressamlar, kişisel üsluplarını yaratımlarına aktarırlar. Resim estetiği,
bakımından, soyut dışavurumcu yaklaşımın uygulanışında, Joan Mitchell’ın eserleri
birçok bağlamda avangart eserler kapsamında değerlendirilir. New York Sanat
okulunun başarılı bir sanatçısı olarak, oldukça öznel bir ifade dili yaratmıştır. Bu
makalede, Sanatçı, Joan Mitchell’in eserlerindeki kaligrafik esinlenmeler, literatür
bakımından incelenmiştir. Soyut Dışavurumcu akım kapsamında, doğa kaynaklı, çizgi
ve rengi jestüel bir yolla yüzeye çizerek, damlatarak, sıçratarak aktaran, kuramı ile
sentezleyen sanatçı, özgün bir yüzey oluşturmuştur. Oldukça büyük tuval tercihleri ile
yetinmeyerek, özgün baskı resmi alanında da çok sayıda üretim yapmış, litografi
tekniği ile çok sayıda eser üretmiştir. Sanat hayatına Amerika’da başlayan sanatçı,
ileriki yaşlarında, Fransa’ya yerleşerek Ressam Monet’in de tercih ettiği doğal ortamda
resimlerini üretmiştir. Sanatçı açtığı sergileri, üretkenliği ve özgün bir soyut dışavurum
sentezcisi olması nedeni ile erkek egemen bir sanat dünyasında büyük başarı
kazanarak, soyut dışavurum çizgide önemli bir yere sahiptir. Sonuç olarak, sanatçının
esin kaynağının doğa ve içinden özellikle bitki ve ağaçlara odaklanarak, bunları soyut
dışavurumcu bir ifade ile jestüel eylemlilik içinde, şiirsel bir dil oluşturacak biçimde
eserlerine yansıtmıştır. Sanatçının eserlerindeki jestüel ifadeler çarpıcı bir gerilime
sahip ve çizgi, biçim dilinin en önemli elemanıdır. Müziksel anlatım, renk
kurulumlarının dinamik yapılarında duyumsanır. New York Okulunun anlayışına dair
birçok etki, sanatçının eserlerine yansımıştır. Başlıca etkilerden, J. Pollock ‘un
eylemliliğine bağlı resimsel etkileri ve W. de Kooning’in çizgi leke anlayışıdır. Bunun
yanında C. Monet resimlerinden mavi rengi, Vincent van Gogh resimlerinden
duyguların, çizgi ve renk ile aktarılmasından esinlendiği söylenebilir.


Artist painters transfer their personal style to their creations. In terms of painting aesthetics, in the application of the abstract expressionist approach, Joan Mitchell's works are evaluated within the scope of avant-garde works in many contexts. As a successful artist of the New York Art school, she has created a highly subjective language of expression. In this article, the calligraphic inspirations in the works of the artist Joan Mitchell are examined in terms of literature. Within the scope of the Abstract Expressionist movement, the artist, who conveys the nature-based line and color to the surface in a gestural way by drawing, dripping, splashing, and synthesizing it with his theory, has created a unique surface. Not content with her very large canvas preferences, she also produced a large number of works in the field of printmaking and produced many works with the lithography technique. The artist, who started his art life in America, settled in France in his later years and produced his paintings in the natural environment preferred by Monet. The artist has an important place in the abstract expression line by gaining great success in a male-dominated art world due to his exhibitions, productivity and being a unique abstract expression synthesizer. As a result, he focused on the nature of the artist's source of inspiration, especially plants and trees, and reflected them in his works in an abstract expressionist expression, in a gestural activism, in a poetic language. The gestural expressions in the works of the artist have a striking tension and the line is the most important element of the language of form. Musical expression is felt in the dynamic structures of color installations. Many influences on the understanding of the New York School are reflected in the artist's works. Among the main influences, J. Pollock's pictorial effects due to agency and W. de Kooning's understanding of line and stain. In addition, it can be said that he was inspired by the color blue from C. Monet's paintings and the transfer of emotions from Vincent van Gogh's paintings with line and color.

Communication is an exchange which is done by our species giving and receiving messages to each other. In visual arts, the experience of aesthetic communication is based on the roles of exchange between works of art and the viewer. In general, aesthetic communication is a goal for the realization of an aesthetic experience. The aesthetic communication in visual arts can be described as the relationship between the artist, work of art and viewers’ aesthetic experiences. The experience of aesthetic communication is in a universal sharing with the effects of the age of informatics and technology. So, in this context, international aesthetic communication has increased its speed of accessibility many times in an area without borders. In the experience of aesthetic communication, we evaluate these objects with our emotions and intellect by taking them through our senses in a certain way. Coded communication between the artist and the viewer is seen as a high aesthetic experience. Even if...

Bu çalışmada, sanatçı ressam Mehmet Başbuğ’un resimlerindeki, estetik bileşenler temaları ve renk paleti bağlamında eser analizi yapılarak
yorumlanıp, yargıda bulunulmuştur. Bu kapsamda, sanatçının seçilen eserleri plastik ve konu olarak açıklanarak, resim üretimleri, literatüre
bağlı olarak incelenmiştir. Resim çalışmaları, bir sanatçının sadece estetik kaygılarını değil, aynı zamanda sanatçının, duygu dünyasını, birçok
farklı unsurla resimsel olarak gösterebilir.
Resim sanatçılarının, ürettiği eserlerdeki kavramların, bilinçaltına dair imgeler, psikolojik tercih ve estetik seçimleri açık ya da örtülü, olarak;
biçim, simge, renk vb. unsurlarla aktarılabileceği bilinmektedir. Bu bakımdan, sanatçı resimleri-eserleri, birçok farklı unsuru estetik kavramları
bir arada bulundurur. Bu kavramların anlaşılması, çabasına girilmesi sayesinde, sanatçıya ait imgelem dünyasının, izleyenlerde daha fazla
farkındalık, yaratması mümkün olur.
Mehmet Başbuğ’un eserlerinde, somut olarak görünen özgünleşmiş bir yaratıcı, kurgu vardır. Çalışma tercihleri, tuval üzeri yağlıboya, kağıt
üzeri desen vb. gibi çalışmalardan oluşmaktadır. Kompozisyonlarında, örüntüler ve üslupsal birlik bulunmaktadır. Sanatçı, renk paletinin,
düşünsel temelli tercih ve kuruluşları ile kendine has, bir teknik geliştirmiş ve kişisel resim teorisini, eserlerine aktarmayı başarmıştır.
Perspektif kullanımları, kompozisyonları ile bağlantılı olarak oluşturulmuş, nesne veya figür gölgelerine ait uzatmalar, mekana dair sembolik
bildirimler yapmaktadır. Bunlardan ilki “an” ikincisi “uzaklık” kavramıdır. Çizimlerinde abartma kullanmadan, geleneksel kültürden
esinlenerek, yaptığı çalışmalarda resim dili son derece orijinallik göstererek, sanatçı duyarlılığını gösteren eserler ortaya çıkartmıştır.
Sanatçının kültürel bağları ve kişisel tarihine olan ilgisi, resimsel olarak, özellikle renk ve konular bakımından ifade edilmiştir.

ÖZET İnsanın kişiliğini genetik özelliklerine ek olarak doğası, tarihi, kültürü özetle topyekûn çevresinin oluşturduğu/biçimlendirdiği varsayılmaktadır. Bu belirleyici/biçimlendirici etmenler sanatçının sanatçı kişiliğini de belirleyerek biçimlendirir. Sanat yapıtı sanatçının, hayal gücü tarafından tasarlanarak uygulamasıyla somutlaşır. Tasarlayan ve yapıt olarak somutlaştıran sanatçı ve kişiliğinin yansımalarını analiz ettiğimiz yapıtlarında görürüz. Yani yapıtı analiz edilen sanatçının, kişiliği apaçık görülür. Bu araştırmanın amacı, Alaybey Karoğlu resimlerini analiz ederek sanatçının doğup büyüdüğü kültürel, çevresel ortamın kişiliği üzerinde gerçekleştirdiği düşünülen kavramsal biçimlendirmenin yapıtlarına yansıyan görsel yönünü ortaya koyabilmektir. Araştırmada "literatür tarama" ve "doküman incelemesi" yöntem olarak seçilmiştir. Araştırma bulguları doğrultusunda, Dört resim yapıtı üzerinde yoğunlaşılarak bu yapıtların ön yapı arka yapıları ve öz'de yer alan kavramlar analiz edilerek sanatçı kişiliğinin yapıta yansımaları ortaya konulmuştur. Yapılan araştırma sonucunda sanatçının doğduğu çevresel ve kültürel ortamın yapıtlarına yansıdığını ve sanatçı kimliğinin oluşmasında çevresel ve kültürel bütün faktörlerin etkin olarak rol aldığını söylememiz mümkündür. ABSTRACT In addition to the genetic traits, it is assumed that human personality is formed by his nature, history, culture, in a nutshell, all environment. These formative factors also shape the artistic personality of the artist. Work of art is embodied in the application designed by the imagination. We see the reflections of personality and artist who designed and embodied it as work through the works we analysed. In other words, the personality of artist whose works are analysed is observed obviously. The aim of this study was to reveal the visual aspect of conceptual forming reflected on his works which was thought to be effectuated on his personality through cultural and environmental atmosphere the artist was born in and raised by analysing Alaybey Karoğlu, paintings.

Sanat eserleri biriciktir. Bu yüzden tekildir. Sanat eserlerinin gizli
yönleri vardır. Bu yüzden sanat eserlerinin analizinde birçok farklı
yöntem bulunmaktadır. Sanat eserleri sanatçı üretimi de de olsa varlığını
insana ve insanın içinde bulunduğu evrenden alır. Görsel sanatçılar,
filozoflar şairler, mucitler, bilim adamları ve yazarlar gibi yaratıcı
süreçlerde paradokstan da beslenerek eser üretmektedirler. Bir nesnenin
görünen özelliklerinden bazılarını değiştirdiğimizde görsel algımız
değişebilmektedir. Resme baktığımızda gözlerimiz beynimize bir görüntü
göndermektedir. Bazen beyin bunu yanlış da analiz edebilmektedir.
Görsel algıya tam olarak her zaman güvenmek bizim dış dünyayı
yorumlamamız esnasında hatalara neden olabilir. Bu durumlar görsel
paradoks olarak değerlendirilebilmektedir. Sanatçılar bu paradoksal
denklemleri temalarında kullanarak izleyicide yanılsama oluşturmak
isterler. Paradoks algılandığında bir açıklamaya ihtiyaç duyulur.
Bu makalenin amacı, paradoksu yapıtlarında tematik olarak kullanan
görsel sanatçılardan Partıck Hughes, Maurits Cornelis Esher, Ignatius
Widiapradja, Rene Magritte, Chema Madoz’ un yapıtlarını analiz
etmektir. Paradoks içeren iki boyutlu tasarımlarda bir sağaltma
sadeleştirme söz konusudur. Bunun yanında görsel sanatçılar genellikle
temayı, temel bir takım biçim ve renkler ile sınırlandırılarak sofistike
yollara ulaşmada mesajın doğrudan izleyici ile buluşmasını ve
düşündürmesini istemektedirler. Bu nedenle görseller izleyici ile birçok
farklı iletişime girmektedir. Makalede, Paradoks kavramı literatür
bakımından araştırılmıştır. Araştırma, Partıck Hughes, Maurits Cornelis
Esher, Ignatius Widiapradja, Rene Magritte, Chema Madoz’ e ait on adet
görsel ile sınırlandırılmıştır. Seçilen bu görseller içerik konu ve teknik
olarak incelenip oluşan veriler ışığında yorumlamalar yapılacaktır.

Bu araştırmada görsel sanatlarda rastlantının, yaratıma etkisi ve süreçlerine odaklanılmıştır. Sanatçılar, rastlantıyı, görsel sanatların yaratım safhalarında etkili bir şekilde çeşitli yöntemlerle kompozisyonlarının biçimlendirmesinde yararlanmaktadırlar uygulamışlardır. Sanatçılar, yapıt oluşturma süreçlerin de birçok farklı nedenle rastlantıyı-tesadüfü, düzensizliği özgünlük ve yaratıcılık için tercih etmektedirler. Rastlantıyı bir yaratım elemanı olarak kullanan sanatçılar için rastlantı, yaratıcı ve istendik bir kurgu elemanıdır. Rastlantı ile bulunan çeşitli sanatsal biçimler yaratıcı ve devingen bir unsur olarak sanatçılar için yeni etkileşimsel bir eylemle hareket noktaları da oluşturmaktadır. Rastlantının çoğu zaman açıklanamayan bu kuraldışı yaratım sürecine girme durumu birçok sanatçı tarafından deneyimlenmiştir. Bunun yanında rastlantıyı doğrudan sanat işlerinde bir virtüöz olarak kullanan sanatçılarda vardır ve beklenilenin daha ötesinde yaratıcı ve yenilikçi süreçler yaratmışlardır. Fakat Rastlantıyı eserlerinde bir kurgu elemanı olarak kullanan sanatçılardan bazıları ise, düzensizlik ve kontrol dışılığın yapıtlara tümüyle hakim olmasından yana değillerdir. Bu kavramın Görsel sanat yapıtlarının yaratım sürecine etkisi üzerine çok fazla tartışma bulunmakta ve bu tartışma özellikle de birçok bilinmezin olduğu bir tartışmadır. Sanatçı deneyimlemelerini gözleyip, incelemek rastlantının sanat eserlerine yaratım alanlarına ne ölçüde etkili olduğu konusunda bizi bir miktar aydınlatabilir. Bu araştırmada Yöntem olarak, literatür taraması, gözlem, görüşme ve resimsel analiz yöntemi tercih edilmiştir. Araştırmanın birinci bölümünde rastlantı tarihsel, felsefi ve sanatçı yapıtları üzerinden sınırlandırılarak değerlendirilmiştir, Araştırmanın deneysel kısmı olan ikinci bölümünde rastlantı ile üretilen resimler değerlendirilmiştir. Araştırma örneklemi Yükseköğretimde sanat eğitimi alan üç öğrencidir. Katılımcılar bir dakikalık sürede müzik eşliğinde önceden hazırlanmış rastlantısal lekeler ve çizgilerin olduğu 40 çalışma kâğıdı üzerinde çini mürekkebi ve fırça ile iş üretmişlerdir. Sonuç olarak, ilgili literatüre göre, sanatçıların özellikle modern sanat yapıtlarında çoğunlukla rastlantıyı, yaratımın içsel ve biçimsel önemli bir aracı olarak gördükleri ancak etkinin yapıtlarına hakim olmasından yana olmadıkları da söylenebilir. Uygulamaya katılan katılımcıların yapım süreçleri ve rastlantıdan yararlanılarak tamamlanmış işlere odaklanıldığında, katılımcıların, biçimleri kişisel olarak yorumlayıp kendi yaşantıları ile ilişkilendirdikleri gözlenmiş ve bağlantılı olarak çalışmalarında, yeni kurgular yaptıkları, ayrıca tanımsız keskin hatlı rastlantı konturları yorumlamalarında önceki biçimi değiştirmek yerine ona uygun çizim ve boyamaları tercih ettikleri görülmüştür.

Sanat Eğitimi Dergisi (SED), Uluslararası hakemli bir dergi olup, Bahar/Nisan ve Güz/Ekim olmak üzere yılda iki sayı olarak yayımlanır. Dergi, Yayın Kurulu tarafından belirlenen yurt içi ve dışındaki kütüphanelere, uluslararası indeks kurumlarına ve abonelere, yayımlandığı tarihten itibaren bir ay içerisinde gönderilir. Sanat Eğitimi Dergisi (SED) sanat eğitiminin bütün alanlarında yapılan bilimsel çalışmaları bilim ve sanat dünyasına duyurmayı amaçlamaktadır. Makalelerin, Sanat Eğitimi Dergisinde yayımlanabilmesi için ilgili alanda bir boşluğu doldurması ve yeni-özgün bilgiler ortaya koyması gerekmektedir. Bununla birlikte dergide, bilim insanlarını ve sanatçıları tanıtan, yeni etkinlikleri veya yayınları duyuran yazılara ve röportajlara da yer verilir. Makalelerin Sanat Eğitimi Dergisinde (SED) yayımlanabilmesi için, daha önce bir başka yerde yayımlanmamış veya yayımlanmak üzere kabul edilmemiş olması gerekir. Daha önce sempozyum, kongre vb. bilimsel toplantılarda sunulmuş; ancak yayımlanmamış bildiriler ile lisansüstü tezlerden üretilmiş çalışmalar da yayına kabul edilir.

Öz Bu çalışmanın amacı, tarihin her döneminde önemli nedenleri ve sonuçları olan göç olgusunu fotoğraflar aracılığıyla nasıl ifade bulduğunu araştırarak, göç olgusunu fotoğraflar üzerinden okumaktır. Özellikle günümüzde, insanlık adına kötü sebep ve sonuçlarına yakından tanıklık ettiğimiz göç olgusu birçok alanda araştırma ve tartışma konusu olmuştur. Bugün pek çok sanatçı, göç olgusundan etkilenmiş ve göçün beraberinde getirdiği insanlık dramını sanatsal bir ifade aracına dönüştürerek, düşüncelerini ve sorgulamalarını sanat aracılığıyla yapmaktadırlar. Bu sanat alanlarından biri de evrensel bir anlatım gücüne sahip fotoğraftır. Fotoğraf göç olgusunu sadece belgelemekle yetinmez. Göç olgusunu tartışmaya açarak önemli bir işlevi de yerine getirir. Abstract This study aims to examine how the phenomenon of migration, having significant causes and consequences throughout the history, is expressed by means of photography and read the phenomenon of immigration through images. Especially in the present day, the phenomenon of migration which we have witnessed its bad causes and consequences on behalf of humanity has been the subject of research and discussion in many fields. Today, many artists are influenced by the phenomenon of migration. They transform this human tragedy brought by migration into an artistic means of expression and articulate their thoughts and questions through art. One of these art fields is photography which has a universal power for expression. A photograph does not only documents or records the phenomenon of migration. It also carries out an important function by opening up the phenomenon of migration for discussion. GİRİŞ Fotoğraflar, imgenin yansıması olarak anlığı gösteren bir belge niteliğindedir. Fotoğraf izleyen için gerçekliğe ait bir görünümün kaydıdır. Fotoğrafı izleyenler iki boyutlu görüntüye dayanarak üç boyutlu gerçeklikle ilişki kurarlar. Bu nedenle fotoğraf sanatının bir yanılsama olduğu gerçekliğe dair bir kayıt olduğu söylenebilir. Fotoğraf birçok görsel sanat türü gibi izleyenler için evrensel bir belge niteliğine sahiptir. Ancak, fotoğrafların okunmasında da izleyenlere ait önceki bilgiler fotoğrafları yorumlamamız için gereklilik arz eder. Fotoğraflar hangi türde olurlarsa olsunlar, kurgusal ya da tesadüf, birçok bilgi içerirler. Bunlar izleyenlerin daha önce görmüş olduğu nesnelere ait bilgileri içeren tanıdık formlar da olduğunda daha fazla irdelenerek yorumlanabilir. Fotoğrafların okumasında önceki bilgilerimizin çok büyük etkisi ve kuvveti vardır. Herhangi bir tanımsız yüzeye ait detay fotoğrafının okunması ya da bir nesneye ait fotoğraf önceki bilgilerimiz fotoğrafı izleyenin fotoğrafı irdelemesini sağlamaktadır. Fotoğraf sanatı, Resim sanatının bir kurgu, sağaltma, ayıklama yönleri bakımından ayrılmaktadırlar. Ancak bu fotoğraf sanatında kurgunun ve izleyen tarafından seçimin olmadığı anlamına gelmemektedir. Resim sanatında kurgunun ve sanatçının birçok güçlü yönü kişisel olarak yapıtlarda bulunmaktadır. Fotoğraf sanatçıları da bazı temalarda kurgularla hareket eder. Berger'e göre, fotoğraf

William De Koning’in resimsel yapıtları soyutlama tavrı içerisinde bulunan kadınların ikonik ifade ile betimlendiği bir
yüzey olarak görülebilir. Soyut ekspresyonist tavrı bulunan sanatçının işleri genellikle çok büyük ölçülerdedir. Bu
makalenin amacı, Sanatçının resimlerinde bulunan kadın figürlerinin biçimlerini yorumlamak ve ortaya koymaktır.
Yapılan çalışmada literatür tarama ve doküman analizi yöntemi uygulanmıştır.
Sanatçın resimleri uzun bir zaman dilimine yayılmaktadır. Sanatçının oluşturduğu dizilerde kadın figürleri önemli bir ustalık
dönemi olarak sayılabilir. Kadın figürleri sanatçının aynı zamanda tanınmasını sağlayarak farklı yaklaşım biçimlerini
sergilediği ünlü çalışmaları arasına dâhil edilmiştir.
Kadın figürü tarihsel olarak çok eskiye dayanan bir imgelemdir. Bu betimlemenin tarihi net olarak belirli olmasa da
insanlığın yerleşik hayata geçtikten sonra daha fazla bir betimleme türü olduğu söylenebilir.
William De Koning's pictorial works can be seen as a surface depicting women in abstraction by iconic expression. The
artist has an abstract expressionist attitude and his works are generally very large. The purpose of this article is to interpret
and reveal the forms of female figures in the artist's paintings.
In this study, literature scanning and document analysis method was applied.
Her paintings spread over a long period of time. In her series, female figures can be regarded as an important period of
mastery. Female figures were included in the famous works of the artist, where he also recognized and exhibited different
approaches.
The female figure is a historically ancient imagination. Although the history of this description is not clearly defined, it can
be said that humanity is more a kind of description after the transition to settled life.

Mezopotamya, Mısır, Yunan ve birçok uygarlıkta heykeller sürekli bir etkileşim içindedir. Bütün bu uygarlıkların sanatları çağlarının kültürel özelliklerini gösterir. Arkaik heykellerinin bugün elimize ulaşan ve tespit edilen türlerini incelediğimizde genellikle bu heykellerin oldukça simgesel olduklarını görürüz. Konuları genellik­le ağırlıklı olarak Tanrılar, krallar, din adamlarıdır. Arkaik toplumlarm kültürleri Heykelleri 19.yüzyıldan itibaren sanatçıların ilgisini daha fazla çeker olmuştur. Bu merak araştırmaların ve arayışların artmasını sağlamıştır. Bu döneme ait eserlerin plastik yorumlanması ve çözümlenmesi simgesel anlam ve anlatımlar dönüşerek sa­natçı eserlerine dahil olmuştur. Bunlardaki betimlemeler birçok modern sanatçıya il­ham olmuştur. Eski uygarlıkların sanat eserlerini motiflerinin konuları modern sanat akımlarını ve sanatçıları etkilemiştir. Fakat aktarılmalardaki simgeleştirmeler Arkaik dönemdeki amaçlama ve içerik aktarımı farklıdır. Bu etkileşimler sanat türlerinin bir çıkmazı sonucu geriye doğru dönüş ya da göz atış değil, daha önce yapılmış olanı yo­rumlama analiz etme ve onda özde bulunan estetik içeriği yorumlama durumudur. Heykellerdeki sadelik ve basitlik modern sanatçılarda plastik olarak kullanılmıştır. Günümüze kadar gelen dönemde arayışlar ve uygulamalar sonucu yeni biçim ve uygulama alanları, çağdaş sanat uygulamaları farklı şekilde uygulanmaktadır. Bu çözümlemeleri yapmak geleceğin ve bugünün sanatının anlaşılmasını sağlayacaktır.
Anahtar Kelimeler: Kültür, Heykel, Arkaik, Çağdaş Sanat

The Effects of Archaic Sculptures on Modern Artists and Their Usage in Plastic Works of Art
Abstract: Sculptures in Mesopotamia, Egypt, Greece and in many other civilizations are in a continuous interaction. The arts of all of these civilizations show the cultural characteristics of their times. When the examples of archaic sculptures we have today are examined, it can be seen that these sculptures are highly figurative. Subjects are generally gods, kings and religious functionaries. The cultures of archaic societies and their sculptures have appealed artists more since 19th century. This curiosity has increased the number of studies and quests. Plastic interpretation and analysis of the archaic productions have been turned into figurative meaning and expression and included in the works of art of many artists. Descriptions of these sculptures have inspired many artists. The productions of ancient civilizations and the subjects of their motives have affected modern art trends and artists. However, expressions of symbolizations, aiming and conveying content in archaic age are distinct. These interactions are not a regression or a look back because of a dead end of art types but an interpretation and analysis of old and an explanation of aesthetic content in the spirit of these productions. Simplicity and primitiveness in sculptures have been used as plastic by modern artists. Thanks to searching's and practices until today, new forms and fields of applications, contemporary art practices are varied. Making these analyses will help us understand the art of future and today.
Key Words: Culture, Sculpture, Archaic, Modern Art

ÖZET Türk sanatları arasında çini uygulamaları önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Selçuklu taş çini alt yapısının uygulama tekniklerini aktarmak, turkuaz renginin oluşumu ve rengin tonları ile ilgili araştırmaları deneysel olarak test edip bulgulamaktır.

Öz: Batı resmi 19. yüzyıldan itibaren kendi coğrafyalarının dışında yaşayan kültürlerin sanatlarına ilgi göstermiştir. Bu ortamda üreten sanatçılardan biriside Andre Masson’dur. Özgün anlayış ve üretimleriyle başlangıçta Kübizm ekolü, genellikle de Sürrealist ekole bağlı eserler üreten ressam, soyut Ekspresyonizm ekolüne dahil edilebilecek yapıtlarını ürettiği son çeyrekte kaligrafik eğilimleri ve esinlenmeleri yapıtlarına yansıtmıştır. Batı sanatı içinde M asson’un bu yönelişi onu diğer bazı sanatçılarla birlikte soyut ekspresyonizm ekolüne yakınlaştırdığı gibi daha farklı bir yere de konumlandırmıştır. Birçok Batı sanatçısının yakın ve uzak doğuyu yapıtlarında özümseme yoluna yöneldikleri bu süreçlerde Masson’un resimleri çizgisel dilin soyut aktarımlarıyla, Amerikan Soyut Ekspresyonist akımda sanatçı yapıtlarını etkileyen bir faktör olmuştur. Bu araştırmanın amacı, Andre M asson’un resimlerini inceleyip kaligrafiden esinlenmiş olduğu düşünülen resimleri göstermektir. Araştırma, Andre Masson’un etkilendiği doğu ve uzak doğu kültürlerini göstermesi bakımından önemlidir. Makalenin birinci bölümünde Hayatı kronolojik olarak incelenip yaratım sürecini etkileyen faktörler üzerinde durulmuştur. Diğer bölümde ise kaligrafik resimler incelenmiş ve bazı eserlerin gösterimi yapılmıştır. Bu araştırmada, konuyla ilgili Alan yazın taramasıyla çalışılan sorunun kavramsal çerçevesi ve konuyla ilgili araştırmaların ortaya koyduğu sonuçların gözden geçirilmesi sayesinde doküman inceleme yöntemi uygulanmıştır. Sonuç olarak, Ressamın özellikle 1945 sonrasında, Doğu kültürlerine olan ilgisinin arttığını, bu durumun eserlerinin diline kaligrafik olarak yansıdığını söyleyebiliriz. Bu esinlenmenin yönünün Çin, Japon, İslam medeniyeti olduğunu, ressamın eserlerinin tasarım ve anlatım dilinde görebiliriz.
Anahtar Sözcükler: Andre Masson, Kaligrafi, Resim.

CALLIGRAPHIC TENDENCIES IN
ANDRE MASSON’S PAINTINGS
Abstract: Since the 19th century, Western art has been interested in the arts of the cultures which lived outside their geography. They have created a new direction in Western art by assimilating the abstract language that they have learned from the Eastern art. One of these artists is Andre Masson. At first he produced works of art which belonged to the Cubist ecole and in general to the Surrealist art with a genuine intellect and production, and in the last quarter in which he produced abstract Expressionistic works of art, he reflected calligraphic tendencies and impressions. Within the Western art, this drift not only identified him with the abstract expressionism along with other artists but also situated him in a different spot. While many Western artists assimilated the near and far East in their works, Masson’s paintings affected the American abstract Expressionist works by the abstract transfer of linear language.
Keywords: Andre Masson, Calligraphy, Painting.

S e l i m T u r a n Ko mp o z i s y o n , 1 9 6 4 T u v a l ü z e r i n e y a ğ l ı b o y a İ s t a n b u l Ün i v e r s i t e s i S e l i m T u r a n Ko l e k s i y o n u S e l i m T u r a n Ko mp o z i s y o n , 1 9 8 5-1 9 9 0 S u n t a ü z e r i n e y a ğ l ı b o y a , t u t k a l , k u m İ s t a n b u l Ün i v e r s i t e s i S e l i m T u r a n Ko l e k s i y o n u I n t r o d u c t i o n Gr e a t n u mb e r o f p a i n t e r s i n Mo d e r n T u r k i s h P a i n t i n g a r r a n g e d s e v e r a l a b s t r a c t c o mp o s i t i o n s b a s e d o n f e at u r e s o f t r a d i t i o n a l a r t t h a t h a v e mo d e r n s y n t e s i s. T h e s e a b s t r a c t c o mp o s i t i o n s we r e c o mme n t e d a s i mp r o v i s at i o n a l a n d s p o n t a n e o u s b y r e v i e we r s a n d s p e c i a l i s t s. T h i s a r t wo r k s c a n n o t b e a c c e p t e d c o mp l e t e l y a s a r a n d o m c h o i c e i n t e r ms o f t h e f r e s h s o u l , a r t i s t i c v a l u e a n d c o n t e n t a n a l y s e t h a t t h e y b r o u g h t t o T u r k i s h P a i n t i n g. On e o f t h e mo s t g e n u i n e p a i n t e r s i n T u r k i s h P a i n t i n g i s S e l i m T u r a n. T h e a r t i s t wa s a b l e t o p r o d u c e o r i g i n a l a r two r k s e s p e c i a l l y o v e r e a s t e r n a r t s a n d t r a d i t i o n a l a r t s. He i s a c r e a t i v e p a i n t e r wh o c o u l d a c h i e v e t h e d e g r e e o f a r t i s t. He wa s a b l e t o c r e a t e n e w s o r t o f a b s t r a c t c o mp o s i t i o n b y me a n s o f i n v e s t i g a t i n g c i v i l i s a t i o n a n d s y n t h e s i z-i n g t h e a r t wo r k s i n t h e r e g i o n h e l i v e s. S e l i m T u r a n wa s b o r n i n İ s t a n b u l i n 1 9 1 3. He wa s d i e d i n 1 9 9 4 i n P a r i s. He i s a T u r k i s h p a i n t e r a n d s c u l p t u r e r. He i s a s t u d e n t o f Al i A v n i Çe l e b i a n d Ma l i k Ak s e l. T h e Az e r b a i j a no r i g i n e d T u r k i s h p a i n t e r g o t e d u c a t i o n f r o m İ s-t a n b u l S t a t e F i n e Ar t s Ac a d e my. He l i v e d i n İ s t a n b u l i n h i s c h i l d h o o d. He wa s i mp r e s s e d b y a b s t r a c t a r t wh e n h e wa s i n F r e n c e. He e x a mi n e d t h e a r t s l i k e o r n a me n t i n g , mi n i a t u r e a n d c a l l i g r a p h y a n d h i s c a l l i g r a p h i c a r t wo r k s t h a t h e i n c l u d e d mo v e me n t a n d r h y t h m a r e i mp o r t a n t. He g a i n e d a c c e p t a n c e a n d v a l u e f r o m E u r o p e , t h e p l a c e h e l i v e d. He h o l d e d p e r s o n a l e x h i b i t i o n s i n ma n y d i f f e r e n t c i t i e s. Hi s a r t wo r k s a r e s o s p e c i a l t h a t t h e y i n c l u d e d mu s e u m c o l l e c t i o n s. He g a v e l e c t u r e s i n a c a d e mi e s. mu s e u m c o l l e c t i o n s. He g a v e l e c t u r e s i n a c a d e mi e s. He p r o d u c e d h i s a r t wo r k s v i a e x p e r i me n t s , c o mp a r i s o n s o v e r t r a d i t i o n. S e l i mm T u r a n p r o d u c e d b o t h p a i n t i n g s a n d s c u l p t u r e s. He t o o k a d v a n t a g e o f p l a s t i c v a l u e s o f T u r k i s h Ca l l i g r a-p h y i n h i s p a i n t i n g s. T h e r e a r e u n l i mi t e d n u mb e r o f s t a i n s a n d a b s t r a c t f o r ms o n h i s e x p e r i me n t a l a r t wo r k s. n h i s p a i n t i n g s , c e n t r a l " v a l u e " t h a t c o n s t i t u t e s a b s t r a c t c o mp o s i t i o n s i s c a l l i g r a p h y. Mo s t o f h i s wo r k s i n 1 9 4 8 i s c o mp o s e d o f t r i e s o f c a l l i g r a p h y c t e c h n i q u e s. E f f e c t s o f s y mp h o n i c n o t e s h a v e i mp o r t a n c e i n t h e wa y o f c r e a t i n g p h y s i c a l f o r ms. He c o u l d a b l e t o f i n d p h y s i c a l r h y t y ms b e s i d e s h i s s t u d i e s o n c o l o u r s. S e l i m T u r a n t e n d e d t o wa r d s c a l l i g r a p h y c e x p r e s s i o n v i a f r e e u s a g e o f c o l o u r s a n d i n t u i t i o n a l b r u s h t o u c h s. Hi s t h i c k a n d l i n e a r b r u s h t o u c h s r e mi n d s o f Ha n s Ha r t u n g b u t T u r a n r e f l e c t s mo r e i n t e n s i v e d y n a mi s m. T h e k i n e s i s i n h i s c a l l i g r a p h y c c u r v e s t h a t h e g e n e r a t e s b y l a r g e a r m mo v e s a n d p a i n t t e x t u r e s t h a t h e u s e d a d d s l y r i c i s m t o e x p r e s s i o n. (Kı l ı ç , 2 0 0 9 : 3 2 8) We c a n s e e t h a t h e p r o d u c e d c a l l i g-r a p h y c p a i n t i n g s a c t i v e l y s i n c e 1 9 5 1. I t ' s p o s s i b l e t o s e e t h e a l l e g o r y o f f o r ms t h a t c r e a t e d wi t h t h e h e l p o f mu s i c a l r h y t y ms b e s i d e s c a l l i g r a-p h y c e f f e c t s. S p a c e s a r e v e r y i m-p o r t a n t f o r S e l i m T u r a n , h e r e f l e c t s t o e x i s t e n t i a l p h i l o s o p h y wi t h t h e h e l p o f s p a c e s. Ac c o r d i n g t o Gi r a y , " Di s t i n g u i s h i n g t h e r h y t my c c a l l i g r a p h y c f o r ms o n s p a c e l a y e r s o n wh i c h s t a i n , p a i n t t e x t u r e a n d c o l o u r a r e i n t e r s e c t f r o m t h e mo v e me n t t h a t s t a r t s f r o m d e e p b a c k g r o u n d o f c o mp o s i t i o n , i s t o f e e l ma t c h i n g u p wi t h t h e e t e r n i t y o f t h e t h e u n i v e r s e. … E t e r n i t y t h e me s t h a t a c h i e v e e n d l e s s s p a c e s i n mu s i c a l r h y t y ms a t p e a k p o i n t o f a b s t r a c t u n-d e r s t a n d i n g o f S e l i m T u r a n a n d my s-t e r i e s o f h i s d e s i g n s t h a t s p r e a d b l a c k , Wh i t e , b l u e , y e l l o w, r e d a n d g r e e n l i g h t s a r e t h e e x p r e s s i o n s o f e x i s t a n c e o f ma n k i n d (Kı y me t Gi r a y , h t t p : / / www. a n t i k a l a r. c o m) Co n c l u s i o n P a i n t e r s t h a t we r e i n f l u e n c e d b y T u r k i s h Ca l l i g r a p h y a s a s h a p i n g e l e me n t i n t h e i r o wn p a i n t i n g s , we r e a b l e t o f o r m c o mp o s i t i o n s t h a t b e l o n g s a n e w s h a p e a n d me a n i n g. I t c a n b e s a i d t h a t , p l a s t i c f o r ms c a n b e f e l t , wh i c h a r e e f f e c t e d b y c a l l i g r a p h y a n d n o t c o mp l e t e l y s p o n t a n e o u s. I t c a n b e t h o u g h t t h a t t h i s c h o i c e i s o r i g i n a t e d f r o m h i s i n t e r e s t o f t r a d i t i o n a l a r t s. T h e p a i n t e r h a s mu s i c a l wa y o f a r r a n g e n me n t a n d t h e r e a r e s i g n i f i c a n t c a l l i g r a-p h y c e f f e c t s o n h i s wo r k s. I t i s o b v i o u s t h a t t h i s wo r k s o r i g i n a t e f r o m T u r k i s h c a l l i g r a p h y. T h e y a r e c h a r a c t e r i s-t i c i n r e s p e c t t o l i n e a r e x p r e s s i o n. He c o n d u c t s c o l o u r p l a n s f r o m t i me t o t i me. Co mp o s i t i o n u n d e r s t a n d i n g mo v e s f r o m s a v i n g s. F o r S e l i m T u r a n , e v a l u a t i o n o f t r a d i t i o n o v e r a b s t r a c t p a i n t i n g c r e a t e d e x t r e me l y o r i g i n a l f i c t i o n t h a t r a r e l y r e-s e mb l e s o t h e r k i n d s o f s a mp l e s. S e l i m T u r a n Ko mp o z i s y o n , 1 9 5 9 Kâ ğ ı t ü z e r i n e g u v a ş , y a ğ l ı b o y a İ s t a n b u l Ün i v e r s i t e s i S e l i m T u r a n Ko l e k s i y o n u As s o c. P r o f. Mu s t a f a Ce v a t At a l a y (1) Ab s t r a c t : T h e p u r p o s e o f t h i s p o s t e r p r e s e n t a t i o n i s t o p u t f o r wa r d c a l l i g r a p h i c d e s c r i p t i o n o f S e l i m T u r a n ' s a r t wo r k s. I n o r d e r t o a c h i e v e t h i s g o a l , t h e a r t i s t ' s wo r k s we r e e x a mi n e d i n t e r ms o f l i t e r a t u r e a n d t h e p r o d u c t i o n s we r e a n a l y s e d. Ab s t r a c t Ab s t r a c t e x p r e s s i o n i s m i s o n e o f t h e me a n s o f e x p r e s s i o n a mo n g s t p a i n t i n g e c o l e s t h a t i s a d o p t e d b y a r t i s t s. T h i s l a n-g u a g e o f a r t f i n d s e x p r e s s i o n a s t h e me s o f d e e p f e e l i n g s a n d s o me i n n e r c i r c u m-s t a n c e s o f a r t i s t s. Ca l l i g r a p h y i s a n i m-p o r t a n t c r e a t i v e s o u r c e f o r s e v e r a l a r t i s t s. I t i s c o n n e c t e d t o p o e t r y a n d p a i n t i n g d e e p l y. Ca l l i g r a p h y a r t i s t s h a v e p i c t o r i a l i n t e r e s t , wh i l s t i t i s i mp o r t a n t t o s e e t h e i n-t e r e s t o f p a i n t e r s t o c a l l i g r a p h y i n t h e i r a b-s t r a c t i o n s. P a i n t e r s t h a t a r e me n t i o n e d i n t h i s p r e s e n t a t i o n ma k e r e f e r s t o a r t o f c a l-l i g r a p h y. E x a mi n a t i o n o f t h i s p a i n t e r s c a n h e l p u s t o u n d e r s t a n d a b s t r a c t i o n a n d c a l-l i g r a p h i c me a n s o f e x p r e s s i o n .