Bilgisayar Okuryazarlığı
1 Follower
Recent papers in Bilgisayar Okuryazarlığı
Bu çalýþmada eðitim fakültesinde okuyan öðretmen adaylarýnýn bilgi okuryazarlýðý becerileri incelenmiþ ve bu beceriler ile cinsiyet, sýnýf ve mezun olunan okul deðiþkenleri arasýnda iliþki olup olmadýðýný saptanmýþtýr. Araþtýrmanýn... more
Bu çalýþmada eðitim fakültesinde okuyan öðretmen adaylarýnýn bilgi okuryazarlýðý
becerileri incelenmiþ ve bu beceriler ile cinsiyet, sýnýf ve mezun olunan okul deðiþkenleri
arasýnda iliþki olup olmadýðýný saptanmýþtýr. Araþtýrmanýn çalýþma evrenini AÝBÜ Eðitim
Fakültesi Sýnýf Öðretmenliði Bölümü öðrencileri (N=269) oluþturmaktadýr. Verileri, Aldemir
(2004) tarafýndan geliþtirilen 35 maddeden oluþan “Bilgi Okur-Yazarlýðý Anketi” ile
toplanýlmýþtýr. Araþtýrmada elde edilen sonuçlardan bazýlarý þöyledir; Öðretmen adaylarýnýn
bilgi okuryazarlýðý etkinliklerine yönelik beceri düzeyleri “zorlanmýyorum” düzeyindedir.
Bilgi okuryazarlýðý becerileri açýsýndan sýnýflar arasýnda; bilgi gereksinimlerini tanýmlama,
elektronik bilgi eriþim sistemlerindeki yönlendirici bilgileri anlama, bilgiyi güvenilirlik
açýsýndan deðerlendirme, kaynaklarý birlikte kullanma ve listeleme, uygun teknolojiyi seçme
gibi maddelerde anlamlý fark bulunmuþtur. Cinsiyetlerine göre incelendiðinde; bilgisayar ve
internet kullanýmý ile ilgili maddelerde erkeklerin; rapor hazýrlama-kaynak gösterme,
kaynaklarýn arasýndaki benzer ve farklý noktalarý bulma gibi konularda ise kýzlarýn daha
baþarýlý olduðu tespit edilmiþtir. Öðretmen adaylarýnýn %53.42’si bu konuda eðitim almak
istediklerini belirtmiþlerdir.
becerileri incelenmiþ ve bu beceriler ile cinsiyet, sýnýf ve mezun olunan okul deðiþkenleri
arasýnda iliþki olup olmadýðýný saptanmýþtýr. Araþtýrmanýn çalýþma evrenini AÝBÜ Eðitim
Fakültesi Sýnýf Öðretmenliði Bölümü öðrencileri (N=269) oluþturmaktadýr. Verileri, Aldemir
(2004) tarafýndan geliþtirilen 35 maddeden oluþan “Bilgi Okur-Yazarlýðý Anketi” ile
toplanýlmýþtýr. Araþtýrmada elde edilen sonuçlardan bazýlarý þöyledir; Öðretmen adaylarýnýn
bilgi okuryazarlýðý etkinliklerine yönelik beceri düzeyleri “zorlanmýyorum” düzeyindedir.
Bilgi okuryazarlýðý becerileri açýsýndan sýnýflar arasýnda; bilgi gereksinimlerini tanýmlama,
elektronik bilgi eriþim sistemlerindeki yönlendirici bilgileri anlama, bilgiyi güvenilirlik
açýsýndan deðerlendirme, kaynaklarý birlikte kullanma ve listeleme, uygun teknolojiyi seçme
gibi maddelerde anlamlý fark bulunmuþtur. Cinsiyetlerine göre incelendiðinde; bilgisayar ve
internet kullanýmý ile ilgili maddelerde erkeklerin; rapor hazýrlama-kaynak gösterme,
kaynaklarýn arasýndaki benzer ve farklý noktalarý bulma gibi konularda ise kýzlarýn daha
baþarýlý olduðu tespit edilmiþtir. Öðretmen adaylarýnýn %53.42’si bu konuda eðitim almak
istediklerini belirtmiþlerdir.
Okuryazarlık kavramı bilgi ve iletişim teknolojilerindeki (BİT) gelişmelerden etkilenmekte ve BİT’lerdeki gelişmelerle birlikte her teknolojinin kendine özgü okuryazarlık becerisini beraberinde getirdiği görülmektedir. 1990 yılında... more
Okuryazarlık kavramı bilgi ve iletişim teknolojilerindeki (BİT) gelişmelerden etkilenmekte ve BİT’lerdeki gelişmelerle birlikte her teknolojinin kendine özgü okuryazarlık becerisini beraberinde getirdiği görülmektedir. 1990 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen “Uluslararası Okuryazarlık Yılı” ile birlikte okuryazarlık kavramı önem kazanmış ve alanyazında farklı okuryazarlık alanlarında çalışmalar yapılmıştır. Bu araştırmanın amacı Türkiye’de gerçekleştirilmiş okuryazarlık çalışmalarında gözlenen eğilimleri belirlemektir. Tarama modeliyle gerçekleştirilen bu araştırmada 180 yayına ulaşılmıştır. Ulaşılan yayınlar, yayın yıllarına, yayın türlerine, araştırma yöntemlerine, örneklem grubuna, veri toplama araçlarına ve veri analizi yöntemine göre incelenmiştir. Araştırma sonucunda Türkiye’deki ilk okuryazarlık çalışmasının 1996 yılında yapıldığı ve 2008 yılından sonra da okuryazarlık çalışmalarının hız kazandığı görülmüştür. Taranan çalışmalarda en fazla makale çalışmasına, en az bildiri çalışmasına rastlanmıştır. Çalışmalarda tarama modeli en çok kullanılırken, deneme modeli en az kullanılmıştır. Örneklem olarak en fazla yükseköğretim öğretim öğrencileriyle, en az okulöncesi öğrencileri ve yöneticilerle çalışılmıştır. Veri toplama aracı olarak ölçek en fazla kullanılırken, çalışma yaprağı en az kullanılan veri toplama aracıdır.
Bilginin nitelik ve niceliğindeki artış yaşam boyu öğrenmeyi tüm toplum bireyleri için bir zorunluluk haline getirirken, yaşam boyu öğrenme başta bilgi okuryazarlığı olmak üzere bazı becerilerin geliştirilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır.... more
Bilginin nitelik ve niceliğindeki artış yaşam boyu öğrenmeyi tüm toplum bireyleri için bir zorunluluk haline getirirken, yaşam boyu öğrenme başta bilgi okuryazarlığı olmak üzere bazı becerilerin geliştirilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır. Bilgi gereksiniminin tanımlanması, bilginin aranması, bulunması, kullanılması ve iletimi aşamalarını içeren bilgi okuryazarlığı becerilerinin bireylere eğitim süreci içinde kazandırılması, öncelikle öğretmenlerin bu becerilere sahip olmalarını gerektirmektedir. Günümüze kadar olan teknolojik gelişim süreci içerisinde teknoloji, ağırlıklı olarak eğitim amaçlı geliştirilmemiş olmasına karşın, temelde " Nasıl öğretelim? " sorusuna yanıt arayan Eğitim Teknolojisi disiplininin özellikle ortam konusunda daha çağdaş ve sınırları gittikçe genişleyen bir boyut kazanmıştır. Bu araştırmada amacımız hedef kitleler üzerinde oluşturulmak istenen bu nitelikli ve kalıcı eğitim sürecini bilişim teknolojilerinin katkı payını daha yüksek tutmaya yönelik çözüm önerileri sunarak en verimli düzeye ulaştırmaktır. Sonuca ulaşmak için kullanılan veri toplama aracı öğretim üyeleri yardımı ile Likert ölçeğine göre hazırlanan ve derecelendirmeli soru tiplerinden oluşan ankettir. Elde edilen veriler SPSS 13.0 programında bağımsız değişkenlere göre frekans (f), yüzde (%) ve ki-kare (χ2) test yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz sonucunda BT sınıflarının diğer öğretmenlerle paylaşılması nedeniyle bilgisayar laboratuvarının yoğun olması, bilgisayarların sayıca yetersiz olması, İnternet bağlantısının yavaş olması, eğitim sürecinde kullanılabilecek uygun içerikli web sayfalarının bulunmaması, eğitimsel yazılımların yeterli sayıda olmaması, eğitimsel yazılımların alınması için yeterli maddi kaynağın bulunmaması, öğretmenlerin bilgisayar ve İnternet teknolojileri konusunda temel bilgi ve beceriye sahip olmamaları, bilgisayar ve İnternet teknolojilerinin eğitimde kullanımı konusunda yeterli bilgiye sahip olunmaması, öğretmenler ve yöneticiler için bilgisayar ve Internet teknolojileri ile ilgili yeterli hizmet içi eğitim olanaklarının olmaması öğretmenleri derslerinde bilişim teknolojileri kullanımı konusunda sınırlayan başlıca nedenler olarak belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Bilgi, bilgi okuryazarlığı, teknoloji, bilgi
teknolojileri, bilgi teknolojisi sınıfı, bilgisayar formatör öğretmeni
Anahtar Kelimeler: Bilgi, bilgi okuryazarlığı, teknoloji, bilgi
teknolojileri, bilgi teknolojisi sınıfı, bilgisayar formatör öğretmeni
Günümüzde bireylerin internet ortamında karşılaşabilecekleri en önemli problemlerden birinin sanal zorbalık olduğu ileri sürülmektedir. Bu nedenle sanal zorbalığın önlenmesi bireylerin psikolojik ve fiziksel sağlıkları açısından önem... more
Günümüzde bireylerin internet ortamında karşılaşabilecekleri en önemli problemlerden birinin sanal zorbalık olduğu ileri sürülmektedir. Bu nedenle sanal zorbalığın önlenmesi bireylerin psikolojik ve fiziksel sağlıkları açısından önem taşımaktadır. Sanal zorbalığın önlenmesi için ise sanal zorbalığı etkileyen ve sanal zorbalık ile ilişki içerisinde olan değişkenlerin araştırılması önem arz etmektedir. Bu bağlamda bu çalışma kapsamında bilgi okuryazarlığı, internet bağımlılığı ve sanal aylaklığın sanal zorbalık ile ilişkisi araştırılmıştır. Bunun yanı sıra, çeşitli değişkenlerin sanal zorbalık davranışlarına göre farklılık gösterme durumu da incelenmiştir. Araştırmaya 181 kişi katılmıştır. Katılımcıların çoğunu cinsiyet olarak erkek, eğitim durumu olarak ise lisans ve lisansüstü eğitimi almış bireyler oluşturmaktadır. Araştırmada 5 adet veri toplama aracı kullanılmıştır. Bu araçlar; demografik bilgiler anketi, siber aylaklık ölçeği, bilgi okuryazarlığı ölçeği, internet bağımlılığı ölçeği ve sanal zorbalık ölçeğidir. Araştırmanın bulguları sanal zorbalığın; sanal aylaklık ve internet bağımlılığı ile pozitif, bilgi okuryazarlığı ile ise negatif yönde anlamlı bir ilişki verdiği yönündedir. Ayrıca, sanal zorbalığın; yaşa, eğitim düzeyine ve mesleğe göre anlamlı farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. 25 yaş altı katılımcıların, 35 yaş üstü katılımcılara kıyasla daha fazla sanal zorbalık yaptıkları görülmüştür. Eğitim durumu söz konusu olduğunda ise, lisans ve yüksek lisans öğrencileri doktora öğrencilerine kıyasla daha fazla sanal zorbalık yaptıklarını raporlamışlardır. Meslek söz konusu olduğunda ise, henüz öğrenci olan katılımcılar öğretmen ve akademisyenlere kıyasla daha fazla sanal zorbalık davranışları göstermektedirler. Sanal zorbalık davranışlarının araştırmada ele alınan diğer değişkenler olan cinsiyete ve internete bağlanmak için en çok kullanılan cihaza göre anlamlı farklılık göstermediği araştırmanın diğer bulguları arasındadır. Araştırmanın sonuçları, özellikle bilgi okuryazarlığı eğitiminin sanal zorbalığı ve diğer ilişkili sorunları önlemede önemli olduğuna işaret etmektedir. Bu bağlamda, her düzeydeki eğitim kurumunun öğretim programında bu konulara yer verilmesinin sağlıklı kuşaklar yetiştirilmesi açısından önemli olduğu söylenebilir.
In our present day world, it is asserted that one of the most important problems individuals face is cyber bullying. Hence, preventing cyber bullying is of great significance in terms of cyber victims’ psychological and physical well-being. To do this, first of all, the underlying reasons of cyber bullying and variables that correlate with cyber bullying should be comprehensively investigated. Therefore, in the study it was aimed to investigate the relationship of cyber bullying with cyber loafing, internet addiction and information literacy. In addition to this, it was investigated if or not cyber bullying behaviors differed according to some variables. A total of 181 participants participated in the study. Mostly male individuals as gender, undergraduate and graduate students as education status constituted the study group. Five data collection tools were employed in the study. These tools are demographic information questionnaire, cyber loafing scale, information literacy scale, internet addiction scale and cyber bullying scale. Findings indicated that cyber bullying showed a significant positive correlation with cyber loafing and internet addiction, while it showed significant negative correlation with information literacy. Besides, it was revealed that cyber bullying behaviors changed according to age, education status and occupation. It was found out that participants below the age of 25 showed more cyber bullying behaviors than those participants above the age of 35 did. Regarding education status, it was determined that undergraduate and master students showed more cyber bullying behaviors compared to doctoral students. As for occupation, participants, who are student, involved in more cyber bullying compared to teachers and academicians. It was also found out cyber bullying behaviors did not change according to gender and the most frequently used device to connect internet. Results of the study, in particular, pointed out education regarding information literacy is important in order to prevent cyber bullying and other related problems. In this context, it can be said educational institutions’ inclusion these issues in their curricula in all levels is important for raising healthy generations.
In our present day world, it is asserted that one of the most important problems individuals face is cyber bullying. Hence, preventing cyber bullying is of great significance in terms of cyber victims’ psychological and physical well-being. To do this, first of all, the underlying reasons of cyber bullying and variables that correlate with cyber bullying should be comprehensively investigated. Therefore, in the study it was aimed to investigate the relationship of cyber bullying with cyber loafing, internet addiction and information literacy. In addition to this, it was investigated if or not cyber bullying behaviors differed according to some variables. A total of 181 participants participated in the study. Mostly male individuals as gender, undergraduate and graduate students as education status constituted the study group. Five data collection tools were employed in the study. These tools are demographic information questionnaire, cyber loafing scale, information literacy scale, internet addiction scale and cyber bullying scale. Findings indicated that cyber bullying showed a significant positive correlation with cyber loafing and internet addiction, while it showed significant negative correlation with information literacy. Besides, it was revealed that cyber bullying behaviors changed according to age, education status and occupation. It was found out that participants below the age of 25 showed more cyber bullying behaviors than those participants above the age of 35 did. Regarding education status, it was determined that undergraduate and master students showed more cyber bullying behaviors compared to doctoral students. As for occupation, participants, who are student, involved in more cyber bullying compared to teachers and academicians. It was also found out cyber bullying behaviors did not change according to gender and the most frequently used device to connect internet. Results of the study, in particular, pointed out education regarding information literacy is important in order to prevent cyber bullying and other related problems. In this context, it can be said educational institutions’ inclusion these issues in their curricula in all levels is important for raising healthy generations.
Öz İçinde bulunduğumuz çağ; bilginin sürekli üretildiği, hızlı bir şekilde yayıldığı ve aynı zamanda kısa sürede güncelliğini yitirdiği bir süreci içermektedir. Sürekli öğrenme ve bilgilenme yoluyla değişim kaçınılmaz hâle gelmiştir.... more
Öz İçinde bulunduğumuz çağ; bilginin sürekli üretildiği, hızlı bir şekilde yayıldığı ve aynı zamanda kısa sürede güncelliğini yitirdiği bir süreci içermektedir. Sürekli öğrenme ve bilgilenme yoluyla değişim kaçınılmaz hâle gelmiştir. Bireyin kendini yetiştirmesi, geliştirmesi ve yeteneklerini fark edip bağımsız bir şekilde öğrenmesi ön plana çıkmıştır. Bu doğrultuda bilgi okuryazarlığı olarak ifade ettiğimiz kavram önem kazanmaya başlamıştır. Bilgi okuryazarı bireyler, bilgi gereksinimi olduğunda hızla değişen ve farklı şekillerde karşımıza çıkan bilgiye çeşitli kaynaklardan ulaşabilen, bilgiyi kullanabilen ve paylaşabilen bireylerdir. İlkokuldan yükseköğretime kadar her düzeyde öğrenci ve bunun yanında öğretmen için önemi uzun süredir kabul edilmiş olan bilgi okuryazarlığı farklı aşamalarda araştırmalara konu olmuştur. Bu çalışmada, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının bilgi okuryazarlık düzeylerinin belirlenerek değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bartın, Bülent Ecevit ve Siirt üniversitelerinin eğitim fakültelerinde öğrenim gören toplam 442 sosyal bilgiler öğretmen adayı ile gerçekleştirilen çalışma sonucunda, öğretmen adaylarının bilgiyi ihtiyaç olarak görme, bilgiye erişme, bilgiyi kullanma ve bilgiyi kullanmada yasal ve etik düzenlemeler noktasında yeterli düzeyde bilgiye sahip olmadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Bilgi Okuryazarlığı, Öğretmen Yeterlikleri, Öğretmen Adayı. Abstract This era that we live in is a period in which knowledge is continuously produced, circulated and at the same time, a period in which knowledge loses its actuality in a very short time. Change has become indispensable with continuous learning and enlightenment. Now improving and developing oneself and learning autonomously by realizing one's own competences have become central. In this respect, the concept that is called information literacy has become important. People with information literacy are those who can access, use and share information, which changes rapidly and shows up in different forms, through different resources when there is a need for information. Information literacy whose significance has been accepted for a long time for both students of all grades from primary school to higher education and for teachers has been the subject of different research at different phases. The purpose of the current study is to identify and evaluate the information literacy levels of pre-service social studies teachers. The study was carried out with 442 pre-service teachers studying at the faculty of education at Bartın, Bülent Ecevit and Siirt Universities. The result of the study indicated that the pre-service teachers did not have the sufficient level of knowledge in the field of legal and ethical regulations in seeing information as a need, accessing and using information.
Bu çalışmanın amacı yabancı dil öğretmen adaylarının bilgi ve bilgisayar okuryazarlığı öz-yeterliklerini belirlemektir. Çalışma kapsamında, bilgi ve bilgisayar okuryazarlığı öz-yeterlikleri arasındaki ilişki ile öğretmen adaylarının bilgi... more
Bu çalışmanın amacı yabancı dil öğretmen adaylarının bilgi ve bilgisayar okuryazarlığı öz-yeterliklerini belirlemektir. Çalışma kapsamında, bilgi ve bilgisayar okuryazarlığı öz-yeterlikleri arasındaki ilişki ile öğretmen adaylarının bilgi ve bilgisayar okuryazarlığı öz-yeterliklerinin sınıf ve cinsiyetlerine göre değişip değişmediğine bakılmıştır. Çalışmada, bilgi ve bilgisayar okuryazarlığı öz-yeterlik ölçeği olmak üzere iki ölçek kullanılmıştır. Sonuçlar, öğretmen adaylarının bilgi ve bilgisayar okuryazarlık öz-yeterliklerinin oldukça yüksek olduğunu göstermektedir. Öğretmen adaylarının bilgi ve bilgisayar okuryazarlık öz-yeterlikleri arasında pozitif bir ilişki bulunmaktadır. Öğretmen adaylarının bilgi okuryazarlık özyeterliklerinin sınıf ve cinsiyete göre farklılık gösterip göstermediği incelendiğinde, adayların bilgi okuryazarlık öz-yeterlik puanları arasında sınıflarına ve cinsiyetlerine göre anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Ayrıca, öğretmen adaylarının bilgisayar okuryazarlık öz-yeterlik puanları arasında sınıflarına göre anlamlı bir farklılık bulunmazken, cinsiyetlerine göre ise erkekler lehine anlamlı bir farklılık bulunmuştur.
Bu araştırma, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü (BÖTE) öğrencilerinin bilgi okuryazarlığı özyeterlik algılarının cinsiyet, sınıf düzeyi, internet kullanma sıklıkları ve Web 2.0 teknolojileri kullanma sıklıkları... more
Bu araştırma, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü (BÖTE) öğrencilerinin bilgi okuryazarlığı özyeterlik algılarının cinsiyet, sınıf düzeyi, internet kullanma sıklıkları ve Web 2.0 teknolojileri kullanma sıklıkları açılarından incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma grubu, 2015-2016 eğitim öğretim yılında Gazi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümünde öğrenim gören basit seçkisiz örnekleme yöntemi ile seçilen 196 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmanın veri toplama aracı olarak kullanılan ölçeğin birinci bölümünde üniversite öğrencilerinin kişisel bilgilerine ilişkin maddeler; ikinci bölümünde ise Web 2.0 teknolojileri kullanma durumlarına ilişkin maddeler yer almaktadır. Üçüncü bölümde ise Akkoyunlu ve Kurbanoğlu (2004) tarafından geliştirilen bilgi okuryazarlığı özyeterlik algı ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde, t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, BÖTE öğrencilerinin bilgi okuryazarlığı öz-yeterlik algılarının cinsiyete, sınıf düzeyine ve Web 2.0 teknolojilerinden Viki, Podcast ve Anlık Mesajlaşma Siteleri kullanma sıklıklarına göre anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca öğrencilerin bilgi okuryazarlığı özyeterlik algılarının yüksek olduğu sonucuna da ulaşılmıştır.
The development of societies depends upon the quality of their workforces. Contemporary societies, in comparison with past societies, now need workforces with different qualities. The best way to prepare for a future characterized by... more
The development of societies depends upon the quality of their workforces. Contemporary societies, in comparison with past societies, now need workforces with different qualities. The best way to prepare for a future characterized by constant change is to equip the individuals which make up these societies with skills which will help them to keep up with these changes. The most important of these skills are life-long learning skills and information literacy skills. Individuals who have information literacy skills are people who are more likely to be equipped for all kinds of change in their personal and professional lives. In equipping the individuals who make up society with these skills, the educational institutions, libraries and librarians have an important role to play.
The development of societies depends upon the quality of their workforces. Contemporary societies, in comparison with past societies, now need workforces with different qualities. The best way to prepare for a future characterized by... more
The development of societies depends upon the quality of their workforces. Contemporary societies, in comparison with past societies, now need workforces with different qualities. The best way to prepare for a future characterized by constant change is to equip the individuals which make up these societies with skills which will help them to keep up with these changes. The most important of these skills are lifelong learning skills and information literacy skills. Individuals who have information literacy skills are people who are more likely to be equipped for all kinds of change in their personal and professional lives. In equipping the individuals who make up society with these skills, the educational institutions, libraries and librarians have an important role to play. " The illiterates of the future will not be those who cannot read and write, but those who don't know how to obtain information " .
Related Topics