Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Aykan ÖZENER
  • Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler M.Y.O. Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Programı
  • 05438729106
  • BIOGRAPHY He was born in 1964 in Balikesir. He graduated from the Deparment of Classical Archeology, Selcuk Universit... moreedit
Aktuel Arkeoloji Yollarda Projesinin ikinci etabını anlatan yazı
Aktuel Arkeoloji Dergisi adına gerçekleştirdiğim yolculuğun birinci etabı üzerine.
Foto Atlas Dergisi
Sayı-27-2019
Düşünüyorum da ben doğduğumda, neredeyse en üretken, verimli çağını yaşayan Ara Güler hakkında ne yazabilirim ki? Hatta ben doğmadan 10-15 yıl önce, 1950'lerde çektiği fotoğraflarla kendisinden söz ettiren birisi hakkında nasıl bir... more
Düşünüyorum da ben doğduğumda, neredeyse en üretken, verimli çağını yaşayan Ara Güler hakkında ne yazabilirim ki? Hatta ben doğmadan 10-15 yıl önce, 1950'lerde çektiği fotoğraflarla kendisinden söz ettiren birisi hakkında nasıl bir anlatım geliştirebilirim. Oysa şimdi yazmaya başlarken onun hakkında ne çok şey bildiğimi, hatırladığımı düşündükçe kendim de şaşırıyorum. Daha da derin düşündüğümde onun hakkında bu kadar birikimli olmamı, çocukluğumun Türkiye'sini unutulmayacak şekilde fotoğraflarıyla aklıma kazıdığından olduğuna karar veriyorum. Zira fotoğrafik hafızaya sahip birisiyim. Hayat mecmuasının birçok cildi vardı evimizde. Onun olduğunu sonradan öğrendiğim çok fotoğrafa aşinalığım bundandır elbet. Çocukluğunda " annemle babamın düğününde ben de vardım " diye tutturan kaç çocuk vardır bilmem ama ben öyleydim gerçekten. Büyükbabam bir fotoğraf sevdalısıydı. Benim ve ailemizin hayatını her fırsatta belgelemiş birisi. Onun fotoğraflarında gördüğüm her şeyi, içinde sanki ben de varmış kabul etmem, şimdilerden bakarken çok anlaşılır bir durum. Ara Güler'de benim için, tıpkı büyükbabam gibi, çocukluğumun hafızasını oluşturan fotoğrafların sahibi. İçinde yaşadığımız modern çağda, onun fotoğraflarındaki saflık, nostalji duygusu, çocukluğumuzda sarıp sarmalandığım güven duygusunu, hiçbir sorumluluk almadığım, sadece hayal kurup, yaşama dair yeni şeyler öğrendiğim zamanları hatırlatırdı bana. Şimdi bu satırları yazarken Ara'nın da belki bilinçaltından, en güzel yıllarını yaşadığı yıllardaki İstanbul'u, varlık vergisi bir kabus gibi çökmeden, zor yıllar yaşadıkları dönemden önceki, çocukluğuna denk gelen, henüz sıcaklığını kaybetmemiş, eski İstanbul'u, ısrarla kayıt etmesini de, benim yaşadığım duygularla benzeştiriyorum. Eski bir ahşap Osmanlı yalısının önünden akıp giden, Arnavut kaldırımlı sokaktan yürüyen adamın olduğu fotoğraf, başka hangi ruh haliyle çekilir ki? " İnsanın anayurdu çocukluğudur " demişti birisi; şimdi kim olduğunu hatırlayamıyorum. Ne kadar doğru. Belki de bu toprakları ısrarla belgelemesi, tam da bu sebepledir, kim bilir? Diğer bir konu da, o dönemi tıpkı onun gibi belgeleyen, birçok fotoğrafçının fotoğrafları değil de, neden onunkilerin hafızalara kazındığı sorusudur benim için. Bir keresinde bunun cevabı sayabileceğim bir açıklaması olmuştu röportajında. " fotoğrafçı zengin bir aileden gelmeli, değilse ondan fotoğrafçı olmaz. Zira ne kitap okur, ne film izleyebilir, ne de başka dünyaları gezip, görebilir. Böyle olunca da göremez. Görmek kültür gerektirir. Ben iyi bir çocukluk geçirdim. Zengin bir hayat sürdüm. O yüzden ne çekeceğimi biliyorum " demişti. Nezih Tavlaş'ın kaleme aldığı Ara Güler'in Hayat Hikayesi kitabında çocukluğuna dair epey geniş bilgiye ulaşabiliyoruz. Bir başka açıklama da, Çanakkale'de Üniversite'de öğretim Görevlisi olarak çalıştığım dönemde düzenlediğim Fotoğraf Festivali kapsamında, konuğumuz olan sevgili Ozan Sağdıç ustadan gelmişti. " Ara ve benim fotoğraflarımın bu kadar kalıcı ve değerli olmasının sebebi; Hayat Mecmuası'n da çalışmamızdandır. Dünya çapında fotoğrafçılar hep bildiğimiz Life Dergi'n de gösterdi kendisini. Onun bir muadili de bizde Hayat Mecmuası olmuştur. İsmi bile ona öykünür. Dünya da çok az olan dört renk baskı sistemini, bize ilk kez Yapı Kredi getirdi. O zaman için neredeyse sergi kalitesinde basılıyor gibiydi, fotoğraflar. Diğer foto muhabirleri de en az bizim kadar güzel ve etkileyici fotoğraflar çekiyordu. Ancak basıldığı yayınların kalitesizliği, onların fotoğraflarının kaybolmasına, dikkat çekmemesine yol açıyordu. Biz çok şanslıydık. Biz derken Ara benden dokuz yıl önce başlamıştı Hayat'ta çalışmaya. Sonrasında beni de yanına aldı. Çok ürettik ve ürettiklerimiz kalıcı oldu. " diye anlattı. Dış dünyalara açılma, birçok ünlüyü çekme ve çok sayıda röportaj yapmalarını buna borçlu olduğunu anlatıp, kendisinin de en az Ara Güler kadar sayabileceğimiz, ünlüler serisini göstererek çevremizdeki diğer fotoğrafçılarla birlikte herkese anlatmıştı. 1960'larda çıkan Hayat Mecmuası için çektiği fotoğraflarla tanındı gerçekten Ara Güler. Sonrasında dünyanın ilgisini çekti. Fotoğrafları batının oryantalist yaklaşımına çok hitap ediyordu. Adeta birer şarkiyat şiiriydi hepsi. Hele İstanbul fotoğrafları… Ardından Magnum Ajansının kurucularından H.Cartier Bresson ve Robert Capa'nın ilgisini çeker. Her ikisiyle de kurduğu ilişkiler ve fotoğraflarındaki dil, dünyanın birçok ülkesinde onun tanınmasına yol açar. O kadar çok önemli fotoğraf dostu vardır ki, onu hep birisiyle olan anısını anlatırken veya birlikte
Research Interests:
Research Interests:
Gaziantep, Gafsad
Metruk Kent, Agos Gazetesi , Fotoistanbul
Research Interests:
Arkeoloji,sanat tarihi, fotoğraf,güzel sanatlar
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
ÖNSÖZ "Thymbrion-Hadrianapolis Kentine Ait Yüzey Buluntular " adl tez › çalışmasındaki temel amaç; henüz bölgede yoğunlaşmamış olan araştırmalara küçükte olsa bir katkıda bulunmak ve gelecek çalışmalara yardımcı olabilecek, bölge tarihine... more
ÖNSÖZ "Thymbrion-Hadrianapolis Kentine Ait Yüzey Buluntular " adl tez › çalışmasındaki temel amaç; henüz bölgede yoğunlaşmamış olan araştırmalara küçükte olsa bir katkıda bulunmak ve gelecek çalışmalara yardımcı olabilecek, bölge tarihine katkı da bulunabilecek, arkeolojik objeleri derli toplu bir şekilde sonraki araştırmacılara sunabilmektir. Bu konuya yoğunlaşmamı sağlayan ve bu tez çalışmasında bana danışmanlık yapmayı kabul eden sayın hocam Doç. Dr. Mustafa ŞAHİN'e, ayrıca her sorduğumda bana gerekli inceliği ve sabrı gösterip yardımlarını esirgemeyen hocalarım, Prof. Dr. Ramazan ÖZGAN'a, Prof. Dr. Levent ZOROĞLU'na, Doç. Dr. Ahmet TIRPAN'a, Öğretim Görevlisi Mustafa YILMAZ'a,Arş.Gör.Nurettin ARSLAN ve, Bilal SÖĞÜT'e teşekkür ederim. Ayrıca çalışmalar sırasında bana tüm olanaklarını ve arşivlerini açan başta Akşehir Müze Müdürü Yusuf DEMİRCİ ve Akşehir Müzesinde görevli Arkeolog Ömer Faruk TÜRKAN arkadaşıma ve Konya Arkeoloji Müzesindeki araştırmalarımda yardımcı olan müze çalışanlarına teşekkürlerimi sunar m. KONYA 1998 Aykan ÖZENER Created with novaPDF Printer (www.novaPDF.com). Please register to remove this message.
Uzun süredir Anadolu'nun Arkeolojik Palimpsest'inin fotoğraflanmasına çalışıyorum. Gelin öncelikle kısaca Palimpsest kavramına bir göz gezdirelim. Geride kalanın geleceğe aktarılıp, birbirine bağlayan, yaşanmışlık izlerinin tümü yapıların... more
Uzun süredir Anadolu'nun Arkeolojik Palimpsest'inin fotoğraflanmasına çalışıyorum. Gelin öncelikle kısaca Palimpsest kavramına bir göz gezdirelim. Geride kalanın geleceğe aktarılıp, birbirine bağlayan, yaşanmışlık izlerinin tümü yapıların palimpseste uğramış hafızasıdır. Palimpsest, teknik bir terim olmasına rağmen yüklendiği anlam bakımından geride kalanın ve şimdinin iç içe geçmesi, izlerin kaybolmaması, olarak yorumlandığından tıpkı bir bellek gibi tanımlanmakta ve yeni bir deyime dönüşerek birçok alanda söz konusu belleği tanımlamak için kullanılmaktadır. Kısaca palimpsestin fotoğraflanması kültürel mirasın elde kalanının gelecek kuşağa aktarılması işlevini görür.
2010 yılında Aktüel Arkeoloji Dergisi adına gerçekleştirdiğim 10 günlük yolculuğun özeti.