Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Bu makalede, geleneksel siyaset eleştirisi ve alternatif siyaset arayışının renkli bir örneği olarak Şafak Tanrıverdi’nin 2014 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı kampanyası incelenmiştir. 31 yaşında genç ve bağımsız bir aday olarak... more
Bu makalede, geleneksel siyaset eleştirisi ve alternatif siyaset arayışının renkli bir örneği olarak Şafak Tanrıverdi’nin 2014 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı kampanyası incelenmiştir. 31 yaşında genç ve bağımsız bir aday olarak Şafak Tanrıverdi’nin Türkiye’de siyaset ve siyaset yapma biçimini mizahi bir dille eleştirdiği ve sosyal medyayı aktif bir şekilde kullandığı seçim kampanyasına odaklanılmaktadır. Tanrıverdi’nin kampanyası temsili demokrasinin krizine işaret ediyor, siyasal partileri eleştiriyor ve tıpkı Şafak Tanrıverdi’nin kendisi gibi aslında pek çok kişinin “takım elbiseli” siyasetten sıkılmış olduğunu
vurguluyordu. Makalede, Şafak Tanrıverdi’nin seçim kampanyası geleneksel siyasete getirdiği eleştiriler, seçim vaatleri ve “temiz, ilkeli ve samimi bir kampanya” yönetme hedefi olmak üzere üç farklı alt bölümde tartışılmıştır. Şafak Tanrıverdi’nin geleneksel siyasetin içinden yaptığı bu siyaset eleştirisi, Michel de Certeau’nun terimleriyle söylersek bir “taktik”
olarak sistemin çatlaklarından faydalanarak sisteme sızmakta ve geleneksel siyaseti adeta “hack”lemektedir. Seçim kampanyası görsel-işitsel malzeme üzerinden değerlendirilirken sosyal medyada yer alan viral videolar, görsel malzemeler ve kampanyayla ilgili yazılı ve görsel basında çıkan yazılar söylem analizi yapılarak incelenmiş ve Şafak Tanrıverdi ile 2014 yerel seçimlerinden dört yıl sonrasında yapılan video görüşme üzerinden bu kampanyanın ayrıntılarının ortaya çıkartılması hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Yerel Siyaset, Seçim Kampanyası, Sosyal Medya, Gençlik, Mizah
New media offer young people the opportunity to follow political news independently from the mainstream media and their personal networks, while at the same time they empower young people's political participation, and produce new forms... more
New media offer young people the opportunity to follow political news independently from the mainstream media and their personal networks, while at the same time they empower young people's political participation, and produce new forms of political participation based on digital, multimedia, flexible and visual features. The studies on political participation of young people on digital platforms are mainly focused either on apolitical youth or on young people, who are active in social movements. The uses of new media by youth branches of traditional institutions such as political parties have been understudied. Considering the power of traditional politics and political parties in Turkey, the place and the role of young members of political parties merit a particular attention. This study examines the role of social media within the youth branches of three political parties (AKP, CHP and HDP) in Turkey. Based on the semi-structured in-depth interviews and focus groups, this study reveals the opportunities and limits of social media for young members of the political parties. Our findings show that the opportunities of social media are limited for youth organisations due to several factors. Although social
Research Interests:
ÖZ. Bu makale 2016-2017 yıllarında, İstanbul’da Ermeni liselerinde eğitim görmüş 18-30 yaş aralığındaki gençlerle gerçekleştirilen bir saha araştırmasının verilerine dayanmaktadır. Günümüz Ermeni gençliğini anlamayı, böylece Türkiye’de... more
ÖZ. Bu makale 2016-2017 yıllarında, İstanbul’da Ermeni liselerinde eğitim görmüş 18-30 yaş aralığındaki gençlerle gerçekleştirilen bir saha araştırmasının verilerine dayanmaktadır. Günümüz Ermeni gençliğini anlamayı, böylece Türkiye’de gençlik çalışmaları literatürüne bir gayrimüslim azınlık grubu gençliği üzerine yapılmış saha çalışmasının verileriyle katkı sunmayı hedeflemektedir. Makalede, Ermeni liselerinden mezun olan ve Ermenilerin yoğun yaşadığı semtlerde yaşayan gençler hedeflenerek, öncelikle günümüz Ermeni gençlerinin kimlik stratejilerinde mekânın, bir sosyalleşme ve kültür aktarımı alanı olarak okulun etkisi ölçülmek istenmiştir. Bunların yansıra, aile ve kilisenin, gençlerin Ermeni kültürüyle bağlantısında rolü anlaşılmaya çalışılmış, kolektif hafıza ve toplumsal travmaların gençlerin kimlik algıları üzerindeki etkisi sorgulanmıştır. Böylece, Ermenilerin dışa açıldıkları dönemde doğup büyüyen hem de 2007 Hrant Dink suikastı gibi Ermeni topluluğunda travma etkisi yapan olayları da deneyimleyen toplumsal kuşağın kimliği anlaşılmaya çalışılmıştır. 

Anahtar Kelimeler: Ermeni, Gençlik, Kimlik Algısı, Kimlik Stratejileri, Toplumsal Kuşak.

BEING ARMENIAN YOUTH IN TODAY’S TURKEY: THE IDENTITY PERCEPTIONS, RESOURCES AND STRATEGIES OF ARMENIAN HIGH SCHOOLS’ GRADUATES IN ISTANBUL

ABSTRACT. This article aims to contribute to youth studies field in Turkey through a case study conducted between 2016-2017 on Armenian high school graduates among 18-30 years old living in Istanbul’s neighbourhoods densely populated by Armenians. The article attempts to measure the influence of the school as socialization and cultural transmission context/space on the identity strategies of Armenian youth. The article also looks into the influence of family, church, communal relations, collective memories and traumas on the Armenian youth and questions their perception of being Armenian. Consequently, the article aims to understand a generation of Armenian youth who was not only born and raised in an era in which Armenian community was starting to open up, but also experienced traumatic events such as Hrant Dink’s assassination in 2007. 

Keywords: Armenian, Youth, Identity Perception, Identity Strategies, Social Generation.
ÖZ. Bu makale 2016-2017 yıllarında, İstanbul’da Ermeni liselerinde eğitim görmüş 18-30 yaş aralığındaki gençlerle gerçekleştirilen bir saha araştırmasının verilerine dayanmaktadır. Günümüz Ermeni gençliğini anlamayı, böylece Türkiye’de... more
ÖZ. Bu makale 2016-2017 yıllarında, İstanbul’da Ermeni liselerinde eğitim görmüş 18-30 yaş aralığındaki gençlerle gerçekleştirilen bir saha araştırmasının verilerine dayanmaktadır. Günümüz Ermeni gençliğini anlamayı, böylece Türkiye’de gençlik çalışmaları literatürüne bir gayrimüslim azınlık grubu gençliği üzerine yapılmış saha çalışmasının verileriyle katkı sunmayı hedeflemektedir. Makalede, Ermeni liselerinden mezun olan ve Ermenilerin yoğun yaşadığı semtlerde yaşayan gençler hedeflenerek, öncelikle günümüz Ermeni gençlerinin kimlik stratejilerinde mekânın, bir sosyalleşme ve kültür aktarımı alanı olarak okulun etkisi ölçülmek istenmiştir. Bunların yansıra, aile ve kilisenin, gençlerin Ermeni kültürüyle bağlantısında rolü anlaşılmaya çalışılmış, kolektif hafıza ve toplumsal travmaların gençlerin kimlik algıları üzerindeki etkisi sorgulanmıştır. Böylece, Ermenilerin dışa açıldıkları dönemde doğup büyüyen hem de 2007 Hrant Dink suikastı gibi Ermeni topluluğunda travma etkisi yapan olayları da deneyimleyen toplumsal kuşağın kimliği anlaşılmaya çalışılmıştır. 

Anahtar Kelimeler: Ermeni, Gençlik, Kimlik Algısı, Kimlik Stratejileri, Toplumsal Kuşak.

BEING ARMENIAN YOUTH IN TODAY’S TURKEY: THE IDENTITY PERCEPTIONS, RESOURCES AND STRATEGIES OF ARMENIAN HIGH SCHOOLS’ GRADUATES IN ISTANBUL

ABSTRACT. This article aims to contribute to youth studies field in Turkey through a case study conducted between 2016-2017 on Armenian high school graduates among 18-30 years old living in Istanbul’s neighbourhoods densely populated by Armenians. The article attempts to measure the influence of the school as socialization and cultural transmission context/space on the identity strategies of Armenian youth. The article also looks into the influence of family, church, communal relations, collective memories and traumas on the Armenian youth and questions their perception of being Armenian. Consequently, the article aims to understand a generation of Armenian youth who was not only born and raised in an era in which Armenian community was starting to open up, but also experienced traumatic events such as Hrant Dink’s assassination in 2007. 

Keywords: Armenian, Youth, Identity Perception, Identity Strategies, Social Generation.
The main objective of this article was to discuss the concept of the right to the city using the example of a gecekondu settlement, sometimes referred to as a squatters' neighborhood or a slum, that is part of a transformation project.... more
The main objective of this article was to discuss the concept of the right to the city using the example of a gecekondu settlement, sometimes referred to as a squatters' neighborhood or a slum, that is part of a transformation project. The article primarily emphasizes the importance of the immaterial and empirical dimensions of the concept of the right to the city. Within this context, the theoretical part of the article is based on the Lefebvrian concept of the right to the city, which may be explained as the right to live anywhere one wishes to live and/or to decide one's own future. Starting from this point, a study of Istanbul's Derbent neighborhood , a gecekondu neighborhood undergoing an urban transformation process, was conducted. The goal was to seek tangible information on how the inhabitants of the gecekondu neighborhood were currently living and how they wish to live in the future. Additionally, how the urban transformation process is progressing in the opposite direction for this area is illustrated. The findings revealed that Gecekondu inhabitants have a strong sentiment of belonging to the place. They are emotionally attached to the location and to their neighbors. These emotional, intangible, and invisible dimensions of place attachment are very important components of the right to the city. ÖZ Bu makalenin temel amacı, kent hakkı kavramını kentsel dönüşüm tehdidi altındaki bir gecekondu mahallesi üzerinden tartışmaktır. Makale, temel olarak kavramın materyal olmayan, ampirik bo-yutlarının altını çizmektedir. Bu bağlam içinde makalenin teorik kısmında Lefebvre'in ortaya attığı, bireyin istediği yerde yaşama ve kendi geleceğine karar verme hakkı olarak da anlaşılabilecek kent hakkı kavramı tartışılacaktır. Bu noktadan hareketle, kentsel dönüşüm tehdidini deneyimleyen İstanbul Derbent mahallesinde bir araştırma yapılmıştır. Bundaki amacımız, gecekondu mahallesindeki insanların nasıl yaşadıklarını ve gelecekte nasıl yaşamak istediklerini araştırmaktı. Buna ek ola-rak bu makale, mevcut kentsel dönüşüm ihtimalinin mahalledeki-lerin taleplerinin aksi yönde işlediğini göstermeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla makale iki temel izleğe sahiptir. Öncelikle, Derbent mahallesinde yaşayanların nasıl bir hayat tarzına sahip olduğu anlaşılmaya çalışılacak, ikinci olarak mahalle sakinlerin gelecekte nasıl bir mahalle hayal ettikleri aktarılacaktır. Bulgular, mahalle sakinlerinin çok güçlü bir mekansal aidiyet hissine sahip oldukla-rını göstermektedir. Saha araştırması tespitlerimize göre Mahalle sakinleri mekâna ve komşularına duygusal bağlılık içindeler. Biz de bu makalede, mekâna bağlılığın bu duygusal boyutlarının kent hakkının çok önemli birer parçası olduğunu tartışmaya açıyoruz. 1 Gecekondu is the common and particular name of informally and autonomously built houses in Turkey. These buildings started to be built in the 50s and they are comparable to favelas in Brazil or bidonvilles in France; but these structures create neighbourhoods and even big townships. In the 2000s, there are also many gecekondu neighbourhoods all over Turkey. Gecekondu settlements are also known to build a kind of " urban social movement " in cities. For further details: ERDER Sema, " Kentsel Gelişme ve Kentsel Hareketler: Gecekondu Hareketler " , Kent, Yerel Siyaset ve Demokrasi, İstanbul, Demokrasi Kitaplığı, 1998, s.293-309. Jean François Pérouse, " Les tribulations du terme de gecekondu (1947 – 2004): une lente perte de substance. Pour une clarification terminologique. " European Journal of Turkish Studies, sayı 1-Gecekondu, Web: http://www.ejts.org/document117.htmlart
The main objective of this article was to discuss the concept of the right to the city using the example of a gecekondu settlement, sometimes referred to as a squatters' neighborhood or a slum, that is part of a transformation project.... more
The main objective of this article was to discuss the concept of the right to the city using the example of a gecekondu settlement, sometimes referred to as a squatters' neighborhood or a slum, that is part of a transformation project. The article primarily emphasizes the importance of the immaterial and empirical dimensions of the concept of the right to the city. Within this context, the theoretical part of the article is based on the Lefebvrian concept of the right to the city, which may be explained as the right to live anywhere one wishes to live and/or to decide one's own future. Starting from this point, a study of Istanbul's Derbent neighborhood , a gecekondu neighborhood undergoing an urban transformation process, was conducted. The goal was to seek tangible information on how the inhabitants of the gecekondu neighborhood were currently living and how they wish to live in the future. Additionally, how the urban transformation process is progressing in the opposite direction for this area is illustrated. The findings revealed that Gecekondu inhabitants have a strong sentiment of belonging to the place. They are emotionally attached to the location and to their neighbors. These emotional, intangible, and invisible dimensions of place attachment are very important components of the right to the city. ÖZ Bu makalenin temel amacı, kent hakkı kavramını kentsel dönüşüm tehdidi altındaki bir gecekondu mahallesi üzerinden tartışmaktır. Makale, temel olarak kavramın materyal olmayan, ampirik bo-yutlarının altını çizmektedir. Bu bağlam içinde makalenin teorik kısmında Lefebvre'in ortaya attığı, bireyin istediği yerde yaşama ve kendi geleceğine karar verme hakkı olarak da anlaşılabilecek kent hakkı kavramı tartışılacaktır. Bu noktadan hareketle, kentsel dönüşüm tehdidini deneyimleyen İstanbul Derbent mahallesinde bir araştırma yapılmıştır. Bundaki amacımız, gecekondu mahallesindeki insanların nasıl yaşadıklarını ve gelecekte nasıl yaşamak istediklerini araştırmaktı. Buna ek ola-rak bu makale, mevcut kentsel dönüşüm ihtimalinin mahalledeki-lerin taleplerinin aksi yönde işlediğini göstermeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla makale iki temel izleğe sahiptir. Öncelikle, Derbent mahallesinde yaşayanların nasıl bir hayat tarzına sahip olduğu anlaşılmaya çalışılacak, ikinci olarak mahalle sakinlerin gelecekte nasıl bir mahalle hayal ettikleri aktarılacaktır. Bulgular, mahalle sakinlerinin çok güçlü bir mekansal aidiyet hissine sahip oldukla-rını göstermektedir. Saha araştırması tespitlerimize göre Mahalle sakinleri mekâna ve komşularına duygusal bağlılık içindeler. Biz de bu makalede, mekâna bağlılığın bu duygusal boyutlarının kent hakkının çok önemli birer parçası olduğunu tartışmaya açıyoruz. 1 Gecekondu is the common and particular name of informally and autonomously built houses in Turkey. These buildings started to be built in the 50s and they are comparable to favelas in Brazil or bidonvilles in France; but these structures create neighbourhoods and even big townships. In the 2000s, there are also many gecekondu neighbourhoods all over Turkey. Gecekondu settlements are also known to build a kind of " urban social movement " in cities. For further details: ERDER Sema, " Kentsel Gelişme ve Kentsel Hareketler: Gecekondu Hareketler " , Kent, Yerel Siyaset ve Demokrasi, İstanbul, Demokrasi Kitaplığı, 1998, s.293-309. Jean François Pérouse, " Les tribulations du terme de gecekondu (1947 – 2004): une lente perte de substance. Pour une clarification terminologique. " European Journal of Turkish Studies, sayı 1-Gecekondu, Web: http://www.ejts.org/document117.htmlart
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Bu makalemizde, 2013 Aralık ayında gerçekleştirilen bir saha araştırması verilerinden hareketle, 1964, öncesi ve sonrasında Atina'ya yerleşmek zorunda kalan İstanbul ve İmroz Rumlarının kimlik stratejileri ele alınmıştır.
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
notes du cours
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Türkiye'de kentsel kimlikler ve hareketler dersimin syllabusudur.
Research Interests:
Dersin ilk 2 haftasının metinleri
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Bu kitap 2016-2017’de, İstanbul’da yaşayan, Ermeni okullarında okumuş ve Ermenilerin yoğun yaşadığı mahallelerde büyümüş olan 18-30 yaş arasındaki gençlerle görüşmelere dayanmaktadır. Ermeni toplumunu kimlik mücadelesi vererek dışarıya... more
Bu kitap 2016-2017’de, İstanbul’da yaşayan, Ermeni okullarında okumuş ve Ermenilerin yoğun yaşadığı mahallelerde büyümüş olan 18-30 yaş arasındaki gençlerle görüşmelere dayanmaktadır. Ermeni toplumunu kimlik mücadelesi vererek dışarıya açan öncüleri izleyerek büyümüş olan bu gençler Hrant Dink suikastine, Er Sevag Balıkçı cinayetine, Ermenilere karşı medya ve sosyal medya aracılığıyla yayılan saldırılara da şahit oldular. Eğer bir gün, bir gencin “Bazı yaralar kapanır, ama nasıl kapanır?” sorusunun cevabı beraber inşa edilmeye karar verilirse; bu toprakların gençleri, Kavafis’in dediği gibi; “Başka diyarlara, başka denizlere” gitmeyi düşünmezler; “Hep aynı kente” varacaklarını bilseler bile. Şimdi sözü; bu kentin gençlerine bırakma zamanı…
http://www.metiskitap.com/catalog/book/5764 Daha önce yapmadığımız, ya da yapmaya cesaret edemediğimiz bir şeyi o gün o saat yapmamızı sağlayan nedir? Tüm varlığımızı harekete geçiren, ayağa kalkıp inandıklarımızı kararlılıkla... more
http://www.metiskitap.com/catalog/book/5764
Daha önce yapmadığımız, ya da yapmaya cesaret edemediğimiz bir şeyi o gün o saat yapmamızı sağlayan nedir? Tüm varlığımızı harekete geçiren, ayağa kalkıp inandıklarımızı kararlılıkla savunmamızı sağlayan şey... Bizi sokaklara döken, bütün gece ayakta tutan, pankart yaptıran, saatlerce bilgisayar ve telefon başında mesaj gönderten, erzak taşıttıran, mıknatısla çekilircesine tekrar tekrar meydanlara sokaklara, arkadaşlarımızın çocuklarımızın yanına çeken şey? Hiç tanımadığımız, ama orada birlikte olduğumuz insanlara öyle özenli davranmamızı, yardım etmemizi, şefkat duymamızı sağlayan nedir?

Bütün bunları sağlayanın, adaletsizlik daha fazla hoşgörülemediğinde harekete geçen insani bir ortak güdü olduğuna, bunun da tarih yapıcı bir güç olduğuna inanıyoruz. "Doğru olan" adına mücadele etmekten başka yapılacak bir şey kalmadığını anladığımızda, rahatımızı, bedenlerimizi, hatta yaşamlarımızı riske atmamıza yol açan, kızgınlıktan kaynaklanan ve tutkuyla beslenen bir duyarlılık bu.

2013 Haziranı'nın ilk iki haftasında Gezi Direnişine katılanlar buna, zamanın gündelik akışının kendi eylemleriyle nasıl askıya alınabildiğine tanık oldular. İnsanın ender yaşayacağı, "iyi ki ben de oradaydım," diyeceği anlardı. Hazırlanmış olduğu halde yayımlanmayan, sonra da yayın hayatına son verilen eski NTV Tarih dergisinin "Gezi Direnişi" sayısını, hem bu direnişi hem de Türkiye'de iktidar ile sermaye medyası arasındaki ilişkileri belgeleyen —ve dileriz, günü geldiğinde çocuklarınıza, torunlarınıza bırakacağınız— bir kitap olarak yayımlıyoruz
Research Interests:
Bir mekânsal-kuşaksal kimlik olarak Gazi Gençliği
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Rum Olmak, Rum kalmak kitabım ve azınlık olmak hakkında Altüst Dergisine verdiğim röportaj.
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Bu çalışmada, dönüşüm süreçleri İstanbul ve Sarıyer ölçeklerinde incelenmiş, tespit edilen dönüşüm coğrafyası, öğeleriyle birlikte değerlendirilmiş, bu süreçleri tetikleyen planlama süreçleri ve büyük ölçekli projelerin ilişkileri,... more
Bu çalışmada, dönüşüm süreçleri İstanbul ve Sarıyer ölçeklerinde incelenmiş, tespit edilen dönüşüm coğrafyası, öğeleriyle birlikte değerlendirilmiş, bu süreçleri tetikleyen planlama süreçleri ve büyük ölçekli projelerin ilişkileri, birbirlerini nasıl tetikledikleri ele alınmış ve nihayet bu süreçlerin Sarıyer ilçesinde ve Sarıyer’in gecekondu mahalleleri üzerindeki ekolojik/fiziki, ekonomik ve toplumsal etkileri belirlenmiştir.

Genel olarak dönüşüm kavramıyla anılan süreçler, 2000’li yıllardan itibaren kentleri fiziksel anlamda yeniden üretmekle kalmayıp, toplumsal ve ekonomik anlamda da önemli değişimleri beraberinde getirmiş; dönüşüme tabi kalan topluluklarla kent arasındaki ilişki yukarıdan aşağıya yeniden tanımlanmıştır. Literatürdeki genel tespit, bu süreçlerin kent sakinlerinin yaşam biçimlerini, ekonomik gerçekliklerini, taleplerini, eksiklerini, göz önünde bulundurmadan, ekolojik değerleri ve koruma kriterlerini hiçe sayarak, yalnızca ekonomik büyüme motivasyonuyla gerçekleştiğidir. Bu şekildeki bir dönüşüm, fiziki mekanı steril hale getirirken, etki ettiği yerel toplulukları da toplumsal ve ekonomik açılardan mağdur etmektedir.

Sarıyer, son yıllarda yatırımcılar için önemli bir çekim merkezi haline gelmiştir. İlçeye yapılan ofis gökdelenleri ve AVM’ler ile çok sayıda güvenlikli lüks site ve rezidans dikkat çekmektedir. Bu yeni gelişmeler, ilçede yer alan gecekondu mahallelerini baskı altına almaktadır. İmar planları ile bizzat bu projeler için hazırlanan tadilat planları süreci düzenlemekten ziyade söz konusu yatırımları kolaylaştırmaya/tetiklemeye yöneliktir. Dolayısıyla, Sarıyer, dönüşüm süreçlerini anlamak ve etkilerini belirlemek için laboratuvar niteliğindedir.

Bu araştırmanın amacı çerçevesinde, dönüşüm süreçleri ve bu süreçlerin gecekondu mahalleleri ve yaşayanları üzerindeki etkileri ortaya çıkarılmış; süreci dayatanlar ile süreci yaşamak zorunda kalanlar arasındaki çatışmanın gerekçeleri belirlenmiştir. Bu şekilde, bu çatışmayı giderebilecek politikalara altlık teşkil edecek bulgulara ulaşılmıştır.

Çalışma boyunca, makro ve mikro ölçekler birbirini takip edecek şekilde değerlendirilmiş, nitel ve nicel araştırma yöntemleri birlikte kullanılmış, ölçülebilir bazı verilere yerinde yapılacak tespitler ve anketler aracılığıyla ulaşılmış, toplumun süreci nasıl yorumladığına ilişkin bulgulara ise gözlemler ve birebir/odak görüşmeler üzerinden ulaşılmıştır. Ayrıca çalışma CBS kullanılarak haritalanmıştır.

Anahtar Kelimeler: gecekondu, (kentsel) dönüşüm, neoliberal kentleşme, planlama, büyük projeler, gayrimenkul yatırımları, mahalle, İstanbul, Sarıyer, dönüşüm süreçlerinin etkileri, haritalama, CBS.
Research Interests:
Research Interests:
Türkiye’de eğitim alanında yapılan akademik çalışmalar çok büyük bir ağırlıkla modern eğitim tarihi ve eğitim sistemi üzerine odaklanmaktadır. Makro ölçekli olarak sistem analizi yapmayı hedefleyen bu çalışmalar (Akyüz, 2009; Güven, 2010;... more
Türkiye’de eğitim alanında yapılan akademik çalışmalar çok büyük bir ağırlıkla modern eğitim tarihi ve eğitim sistemi üzerine odaklanmaktadır.
Makro ölçekli olarak sistem analizi yapmayı hedefleyen bu çalışmalar (Akyüz, 2009; Güven, 2010; Sakaoğlu, 2003; Kafadar, 2002; Kaplan, 1999) her ne kadar çok önemli olsa da eğitim sisteminin mikro ölçekten yola çıkılarak anlaşılmasını hedefleyen, bireylerin duygu, değer ve deneyimlerine odaklanan çalışmalara da hiç kuşkusuz ihtiyaç var. Öğrenci ve öğretmenlerin deneyimlerine odaklanan çalışmalar alana önemli bir zenginlik katacaktır.
Ortaöğretimde beden eğitimi öğretmenlerinin düşünce ve deneyimlerine odaklanan bu makalede eğitim üzerine çalışmalarda gördüğümüz bu eksiklikten yola çıkılmış ve alana katkı yapılması hedeflenmiştir…
Research Interests:
1964 yılında İstanbullu Rumlar büyük bir felaket yaşadılar. Evlerini terk etmek zorunda bırakıldılar ve bilmedikleri bir dünyaya sürgün edildiler. Yabancı statüsüne alınmaları, bir bavulla vatanı terk etmeleri, hukukla korunan tüm... more
1964 yılında İstanbullu Rumlar büyük bir felaket yaşadılar. Evlerini terk etmek zorunda bırakıldılar ve bilmedikleri bir dünyaya sürgün edildiler. Yabancı statüsüne alınmaları, bir bavulla vatanı terk etmeleri, hukukla korunan tüm haklarının bir anda ellerinden kayıp gitmesi gibi, bu trajik olayda yaşanan travmalar ve zorluklar bugüne dek birkaç araştırmanın ve filmin konusu oldu. İstanbullu Rumlar ve 1964 Sürgünleri, konunun derinlemesine incelenmesi için sözü bu acının muhataplarına bırakıyor.

Kitap, bu sürgüne neyin yol açtığını, sürgünün nasıl gerçekleştiğini, basında bu konunun nasıl işlendiğini ve yeni bir hayat kurmak zorunda olanların neler yaşadıklarını, tarihî belgeler ve tanıklıklar marifetiyle ortaya koyuyor. Azınlık hukuku ve ulus-devlet prensibi gibi teorik tartışmaların yanı sıra kişisel hikâyelere de yer vererek, bu trajedinin izini sürüyor.

“1964 Kuşağı : Atina’da Rum Kalmak” makalesi için bkz. YILDIZ, Süheyla ve Hakan YÜCEL, “1964 Kuşağı : Atina’da Rum Kalmak”, içinde İstanbullu Rumlar ve 1964 Sürgünleri : Türk Toplumunun Homojenleşmesinde Bir Dönüm Noktası, (der : İlay Romain Örs), İstanbul : İletişim Yayınları 2019, ss. 315-333.
Research Interests:
Kimlik, sabit değildir; akışkandır, değişkendir, ‘öteki’yle birlikte kurulduğundan dolayı ilişkiseldir. Kimlik, hep yeniden yeniden oluşturulur, sabırla direnmeyle, yinelenmeyle korunur. Kimlik, kişisel ve kolektif travmalardan etkilenir;... more
Kimlik, sabit değildir; akışkandır, değişkendir, ‘öteki’yle birlikte kurulduğundan dolayı ilişkiseldir. Kimlik, hep yeniden yeniden oluşturulur, sabırla direnmeyle, yinelenmeyle korunur. Kimlik, kişisel ve kolektif travmalardan etkilenir; Milan Kundera’nın deyimiyle iktidar sizi nerenizden yaralıyorsa orası kimliğiniz olur. Kimlik aynı zamanda, kimliğin taşıyıcısı olduğu kültürü yeni zamana ve yeni mekâna uydurma, zaman ve mekâna karşı direnmeyle var olur/var kalır.

Bu derleme kitap, günümüz İstanbulunda, İmrozunda ve Atinasında Rum olarak yaşamayı anlama çabasının ürünüdür. Derlemede Rumlar üzerinde hâlâ etkisi süren önemli tarihsel dönemeçlere, özellikle 1964 Sürgün Kararı’nın etkilerine odaklanılmakta ve günümüz Rumluğunu ve Rumluğun izlerini İstanbul, İmroz ve Atina’da gerçekleştirilen saha çalışmaları, mülakatlar ve 20. yüzyılın ikinci yarısına ilişkin arşiv verileriyle anlamak için çaba sarfedilmektedir. ‘Rum’ teriminin içerdiği anlamlar, Rumlar hakkında Türk ve Yunan toplumları ile medyalarının algısı, Rumların kimliklerini sürdürme çabaları aktarılmaktadır.

Hakan Yücel’in ‘Rum olmak,’ ‘Rum kalmak’ ve ‘Rum algılanmak’ merkezli, saha araştırmalarını, arşiv çalışmalarını, belgeselleri, akademik toplantıları içerecek olan, bu bağlamda farklı yöreleri, kuşakları, konuları ele alan büyük projesinin ilk adımı olan bu derleme, Samim Akgönül, Birol Caymaz, Duygu Çanakçı, Yorgos Katsanos, Hasan Münüsoğlu, Elçin Macar, Ceren Sözeri, Süheyla Yıldız ve Umur Yedikardeş’in kaleme aldığı makaleler, kolektif hafıza, mekânsal aidiyetler, Rum kültüründen geriye kalanların etkisinde, Rum olmanın ve Rum kalmanın ne olduğunu tartışmaktadır.