Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
ABSTRACT In an era where education systems and higher education institutions are pivotal to a nation's global standing, understanding the connections between student performance and university excellence becomes crucial for policymakers... more
ABSTRACT
In an era where education systems and higher education institutions are pivotal to a nation's global standing, understanding the connections between student performance and university excellence becomes crucial for policymakers and educators alike. The Program for International Student Assessment (PISA) 2022 serves as a frame of reference for evaluating the academic proficiency of 15-year-old students worldwide, focusing on key domains such as reading, mathematics, and science. In parallel, THE and QS rankings gauge the overall performance of higher education institutions on a global scale, considering factors like academic reputation, research output, and internationalization. This research attempts to reveal the correlations between the educational outcomes of a nation's students, as reflected in PISA 2022, and the global standing of its universities in THE and QS rankings for the year 2024.
The methodology involves an examination of country-level data from PISA 2022, focusing on achievement in Mathematics, Sciences and Reading Comprehension. Concurrently, THE and QS country rankings will be analyzed, exploring the factors that contribute to a nation's standing in the global higher education landscape. Statistical tools will be employed to identify correlations and patterns, unveiling potential relationships between the academic achievements of secondary school students and the subsequent success of universities on the world stage.
This correlational analysis seeks to provide valuable insights into the reciprocal influences between primary and tertiary education systems, offering a holistic perspective on a country's educational prowess. The findings aim to inform education policies, facilitating strategic planning that aligns both school-level and university-level objectives. By bridging the gap between PISA assessments and university rankings, this research aims at contributing to the awareness of the interconnected nature of global education systems and reinforces the imperative for systems thinking to nurture scientific quality at all levels.
Keywords: PISA, THE, QS, University Rankings, Country Rankings








PISA 2022, THE 2024 VE QS 2024 ÜLKE SIRALAMALARI:
İLİŞKİSEL BİR İNCELEME

ÖZET
Eğitim sistemlerinin ve yüksek öğretim kurumlarının bir ülkenin küresel edimi açısından yaşamsal öneme sahip olduğu bir çağdayız. Öğrenci başarısı ile üniversitenin yetkinliği arasındaki bağlantıların anlaşılması hem politika yapıcılar hem de eğitimciler için yaşamsal önem taşıyor. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022, okuma, matematik ve fen gibi temel alanlara odaklanarak dünya çapında 15 yaşındaki öğrencilerin akademik yeterliliğini değerlendirmek için bir başvuru noktası görevi yapıyor. Buna koşut olarak THE ve QS sıralamaları, akademik saygınlık, araştırma ürünler ve uluslararasılaşma gibi ölçütleri dikkate alarak yükseköğretim kurumlarının genel edimini küresel çapta ölçer. Bu araştırmada, ilk niyet ülkelerin öğrencilerinin PISA 2022'de yansıtılan eğitim sonuçları ile üniversitelerinin 2024 yılı THE ve QS sıralamalarındaki küresel konumu arasındaki ilişkileri ortaya çıkarmaktır.
Matematik, Fen Bilimleri ve Okuduğunu Anlama başarılarına odaklanan PISA 2022'den ülke düzeyindeki verilerin nicel yöntemlerle incelenmektedir. Eş zamanlı olarak THE ve QS ülke sıralamaları analiz edilecek ve bir ülkenin küresel yüksek öğrenim ortamındaki konumuna katkıda bulunan faktörler araştırılacak. Ortaöğretim öğrencilerinin akademik başarıları ile üniversitelerin dünya çapındaki sonraki başarısı arasındaki potansiyel ilişkileri açığa çıkararak korelasyonları ve kalıpları belirlemek için istatistiksel araçlar kullanılacaktır.
Bu ilişkisel inceleme, bir ülkenin eğitim becerisine ilişkin bütünsel bir bakış açısı sunarak, ilk ve yüksek öğretim sistemleri arasındaki karşılıklı etkilere ilişkin var olan bilgileri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bulgular hem okul hem de üniversite düzeyindeki hedefleri uyumlu hale getiren stratejik planlamayı kolaylaştırarak eğitim politikalarına dayanak olabilecektir. Kısacası bu araştırma, PISA değerlendirmeleri ile üniversite sıralamaları arasındaki boşluğu doldurarak, küresel eğitim sistemlerinin birbirine bağlı doğasının incelikli bir şekilde anlaşılmasına katkı sağlamayı hedefliyor ve konu ile ilgili bilimsel yetkinliğe erişmek için sistem yaklaşımının gerekçelerini güçlendiriyor.
Anahtar Kelimeler: PISA, THE, QS, Üniversite Sıralaması, Ülke Sıralaması
ABSTRACT This study involves an in-depth analysis of the Math, Science, and Reading scores of countries participating in PISA 2022. Direct correlations between these scores are explored to identify broad patterns and trends in educational... more
ABSTRACT
This study involves an in-depth analysis of the Math, Science, and Reading scores of countries participating in PISA 2022. Direct correlations between these scores are explored to identify broad patterns and trends in educational achievements globally.  The focus of study extends to partial correlations. By considering the influence of one subject while controlling for the effects of others, the study seeks to identify hidden correlations that might not be apparent in the direct relationships. The research is driven by the assumption that while there may be a general tendency for countries to perform well consistently across Math, Science, and Reading, there are likely to be variations and outliers that warrant closer examination. Additionally, the study will explore potential factors contributing to these correlations, such as cultural, economic, or educational policy influences.
The anticipated outcomes of this research are twofold. Firstly, the direct correlations are expected to reveal overarching trends in global educational achievements, providing a high-level understanding of the interplay between Math, Science, and Reading scores. Secondly, the partial correlations are anticipated to uncover more intricate relationships, offering an alternate view on how specific subjects influence one another. The implications of this study are significant for policymakers, educators, and researchers, as it provides a basis for informed decision-making in educational policy and curriculum development. By understanding the complex relationships between Math, Science, and Reading scores, countries can tailor their educational strategies to address specific needs and foster a systemic approach to student achievement. In conclusion, this paper contributes to the discourse on global education by offering a detailed analysis of the PISA 2022 country rankings, emphasizing the importance of examining both direct and partial correlations between Math, Science, and Reading scores. The findings aim to inform educational practices and policies, ultimately contributing to the enhancement of global educational outcomes.
Keywords: PISA, Country Rankings, Rank Order Correlations, Partial Correlations





PISA 2022 MATEMATİK, FEN VE OKUMA PUANLARI
ARASINDAKİ KISMİ İLİŞKİLER
:

ÖZET
Bu çalışma, PISA 2022'ye katılan ülkelerin Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanlarından yapılan vardamları kapsamaktadır. Küresel düzeyde eğitim başarılarındaki genel örüntüleri ve eğilimleri belirlemek için bu puanlar arasındaki istatistikse ilişkiler araştırılmaktadır. Çalışmanın odak noktası kısmi ilişki katsayılarına da uzatılmıştır. Bir konunun etkisini dikkate alırken diğerlerinin etkilerini denetleyerek, doğrudan ilişkilerde görünmeyebilecek gizli ilişkileri belirlemeyi amaçlamaktadır. Araştırma, ülkelerin Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma alanlarında tutarlı bir şekilde iyi performans göstermelerine yönelik genel bir eğilim olsa da, daha yakından incelenmeyi gerektiren farklılıkların ve aykırı değerlerin de olabileceği sayıltısından yola çıkıyor. Ayrıca, kültürel, ekonomik veya eğitim politikası etkileri gibi bu ilişkilere katkıda bulunan olası etkenler de araştırılmaktadır.
Bu araştırmanın beklenen sonuçları iki yönlüdür. Öncelikle, doğrudan ilişkilerin küresel eğitim başarılarındaki kapsayıcı eğilimleri ortaya çıkarması ve Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki etkileşimin yüksek düzeyde anlaşılmasını sağlaması bekleniyor. Sonra da, kısmi ilişki katsayılarının daha karmaşık oluşumları ortaya çıkarması ve belirli konuların birbirini nasıl etkilediğine dair başka bir bakış açısı sunması bekleniyor. Bu çalışmanın sonuçları politika yapıcılar, eğitsel tasarımcılar ve araştırmacılar için önemlidir çünkü eğitim politikası ve müfredat geliştirmede bilinçli karar alma için bir temel sağlar. Ülkeler, Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki karmaşık ilişkileri anlayarak, eğitsel yaklaşımlarını belirli gereksinimleri karşılayacak ve öğrenci başarısına yönelik bir sistem yaklaşımına özendirecek biçimde uyarlayabilir. Sonuç olarak bu çalışma, PISA 2022 ülke sıralamalarının ayrıntılı bir çözümlemesini sunarak küresel eğitim söylemine katkıda bulunmakta ve Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma puanları arasındaki hem doğrudan hem de kısmi ilişki katsayılarının incelenmesinin önemini vurgulamaktadır. Bulgular, eğitim uygulamaları ve politikalarına bilgi sağlamayı ve sonuçta küresel eğitim sonuçlarının geliştirilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: PISA Ülke Sıralaması, Sıralama İlişkileri, Kısmi İlişkiler
Learning is the aim, but teaching is the function. Knowing how people learn is necessary but not sufficient for how to teach them. In the early stages of knowledge in any field of study, empirical in nature of research might be dominant.... more
Learning is the aim, but teaching is the function. Knowing how people learn is necessary but not sufficient for how to teach them. In the early stages of knowledge in any field of study, empirical in nature of research might be dominant. But a well-founded theory can be cost effective in terms of time and money. Most of the current research in education is not based on theory, and as a result the relevancy of research projects to practice falls short of being satisfactory. Integrating the empirical finding into a system of practice is quite difficult.
Research in education -just like in physical sciences- must be distinguished from personal perceptions, opinions, and experiences. Major purpose in accumulating empirical data must be just to provide a foundation for an exploratory theory of instructional design. It doesn’t mean that all research has to be theory oriented. In reality theory breeds research, leading to more relevant and significant theory. Perhaps we have now reached a point where theoretical formulations could lead to a significant advance in research in education.
ÖZET Bu çalışmada farklı alanlarda yol alan iki ilgi akımı aynı mecrada buluşturulmuştur. Birincisi öğrencilerin matematik algılarını yansıtan metaforlardır. İkincisi de sözel verimlilik ölçümüdür. Hiçbir nitel yapı içeriksiz ölçülemez.... more
ÖZET
Bu çalışmada farklı alanlarda yol alan iki ilgi akımı aynı mecrada buluşturulmuştur. Birincisi öğrencilerin matematik algılarını yansıtan metaforlardır. İkincisi de sözel verimlilik ölçümüdür. Hiçbir nitel yapı içeriksiz ölçülemez. Özellikle bilişsel başarı ve yetenek ölçümünde geçerli içerik kullanmak önem ve öncelik kazanır. Örneğin, Guilford zekâ küpü modelinde üç boyut vardır: İçerik, işlem ve ürün. Sözel verimlilik anlamsal içerik kapsamında yapılan ıraksak işlemlerle elde edilen ürünlerle ölçülmektedir.  Elde edilen ürünler; birimler kümeler, ilişkiler, sistemler, dönüşümler ve çıkarımlar olarak sınıflanır. Hazırlama, uygulama, puanlama ve veri işleme süreçlerinde geçerlik, güvenirlik ve kullanışlılığı uzlaştırmak için genellikle birbirinden bağımsız maddeler kullanılır. Dolayısıyla zekâ testlerinde “sistem” niteliğinde “ürün” çıkmaz.
Bu çalışmaya temel oluşturan yüksek lisans tezinde Karabacak (2023) matematik metaforlarına ilişkin algılarını ölçmek istemişti. Alan yazın incelendiğinde genellikle öğrencilerin kendilerine sunulan metaforlara ilişkin yorumlarının ölçüldüğü görüldü. Öğrencilerin kendi ürettikleri metafor araştırmalarına rastlanamadı. Başlangıçta belirtilen iki farklı ilgi aynı mecrada buluşturularak ortaokul öğrencilerine kendi “matematik metaforlarını” ortaya koyma fırsatı hazırlandı. Matematik metaforları beş farklı konu bağlamında istendi: Matematik, Matematik Öğrenmek, Matematik Bilmek, Matematik Dersi ve Matematik Kitabı. Araştırmacıların erişimindeki bir ortaokulda 222 öğrenciye belirtilen beş konu için teker teker “Ne gibidir? Neden? ve Neye benzer?  Neden?” soruları yöneltildi. Toplanan yazılı yanıtlar nicel ve nitel yöntemlerle yorumlandı. Bu çalışmada öğrencilerin yanıtları sözel verimlilik açısından değerlendirilmiştir. Ortaokul öğrencilerinin Matematik bağlamında metafor üretkenliklerinin özgün ve verimli olduğu görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Sözel Verimlilik, Matematik Metaforları, Iraksak Düşünme,

CONTEXT DEPENDENT CASE OF VERBAL FLUENCY: MATH RELEVANT METAPHORS OF STUDENTS IN A JUNIOR HIGH SCHOOL

ABSTRACT
In this study, two currents of interest in different fields were brought together in the same medium. The first is metaphors that reflect students' perceptions of mathematics. The second is the verbal efficiency measurement. No qualitative construct can be measured without content. Especially in measuring cognitive success and ability, using valid content gains importance and priority. For example, in the Guilford intelligence cube model, there are three dimensions: content, process, and product. Verbal efficiency is measured by the products obtained by divergent operations performed within the scope of semantic content. The products obtained are; units are classified as sets, relations, systems, transformations and inferences. Independent items are often used to reconcile validity, reliability, and usefulness during the preparation, administration, scoring, and data processing processes. Therefore, there is no "product" in the nature of a "system" in intelligence tests.
In his master's thesis, which formed the basis of this study, Karabacak (2023) wanted to measure their perceptions of mathematical metaphors. When the literature was examined, it was seen that students' interpretations of the metaphors presented to them were generally measured. No metaphor research produced by the students themselves could be found. By bringing together the two different interests mentioned at the beginning in the same medium, an opportunity was created for secondary school students to reveal their own "mathematics metaphors". Mathematics metaphors were requested in the context of five different topics: Mathematics, Learning Mathematics, Knowing Mathematics, Mathematics Lesson, and Mathematics Book. In a secondary school that the researchers had access to, 222 students were asked one by one for the five subjects: "What is it like?" From where? and What does it look like? From where?" questions were asked. The collected written responses were interpreted using quantitative and qualitative methods. In this study, students' responses were evaluated in terms of verbal efficiency. It was concluded that the metaphor productivity of secondary school students in the context of Mathematics is original and productive.
Keywords: TIMSS, Affective Attitude, Sense of Belonging to School, School Climate, Achievement
özet Uluslararası geniş ölçekli sınavlar eğitsel gelişim için gerekli bilimsel veri birikimine katkıda bulunmaktadır. Geniş ölçekli ölçmelerin sonuçları, uluslararası karşılaştırmaları kolaylaştırarak ulusal uygulamaların da... more
özet
Uluslararası geniş ölçekli sınavlar eğitsel gelişim için gerekli bilimsel veri birikimine katkıda bulunmaktadır. Geniş ölçekli ölçmelerin sonuçları, uluslararası karşılaştırmaları kolaylaştırarak ulusal uygulamaların da değerlendirilmesine katkı sağlar. Eğitsel uygulamaların yaygın etkilerinin anlaşılmasının yanı sıra öğrenme başarısının cinsiyet, gelir, anne-baba eğitim düzeyleri vb. kategorik değişkenlere göre farklılaşmaların; ilgi, yetenek, kaygı vb. sürekli değişkenlerle ilişkilerin belirlenmesine fırsat verebilir. Geniş ölçekli araştırmalardan birisi olan TIMSS verileri ile de değişik yıllarda öğrencilerin eğitsel edinimleri irdelenmiştir. Çeşitli yıllardaki TIMSS verileri ile eğitsel başarının belirleyici etkenleri incelenmiştir. Örneğin öğrencilerin sosyo-ekonomik engellerine karşın başarılı olabildikleri bile gözlenmiştir. Bunun yanı sıra engelli öğrencilerin başarılarının ülkeler arasında farklılık gösterdiği de görülebilir. Geniş ölçekli sınavlarda her zaman yer alan Matematik konusunda öğrencilerin yaşadığı zorluklar her zaman ilgi odağı olmuştur. Matematik kaygısı ve matematikte çaresizlik öğrencilerin matematik öğrenmesini zorlaştırmaktadır. Oysa, öğrenciler, ana-babalar ve elbette eğitimciler için matematik ve fen önemlidir. PISA veya TIMSS gibi uluslararası geniş katılımlı ölçümlerde Türk öğrencileri matematik ve fen konularında başarılı olamadıkları ortaya çıkmaktadır. Türk öğrencilerin bu konulara ilişkin duyuşsal özellikleri, müfredat dışı etkinliklere katılımları, eğitimden beklentileri, okullarındaki donanım olanakları, okullarının güvenliği başarılarını belirleyici etkenler olabilmektedir. TIMSS 2019 uygulamasında ölçülen değişkenlerden biri de Okula Ait Olma Duygusudur. Ayrıca okul Disiplini, Güvenlik Duygusu ve Akran zorbalığı algıları ile ilgili veriler bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı ülkelerin Matematik ve Fen alanlarındaki bilişsel başarıları ile başta Okula Ait Olma Duygusu olmak üzere diğer duyuşsal algıları arasındaki karşılıklı ilişkileri ortaya koymaktır.  Analiz birimi olarak ülkeler alındığında TIMSS19 verileri fen ve matematik başarısı ile okula aidiyet duygusu arasında negatif bir ilişki olduğunu ortaya koydu.



UNEXPECTED CONFLICT BETWEEN THE SENSE OF BELONGINGNESS TO SCHOOL AND MATH AND SCIENCE ACHIEVEMENT: TIMSS19 DATA

ABSTRACT
International large-scale examinations contribute to the accumulation of scientific data necessary for educational development. The results of large-scale measurements facilitate international comparisons and contribute to the evaluation of national practices. In addition to understanding the widespread effects of educational practices, achievement can be affected by some categorical variables such as gender, income, parental education levels, etc. TIMSS data provide the opportunity to determine the correlations between achievement and some continuous variables such as students’ attitudes. The educational achievements of students in different years were examined with TIMSS data, which is one of the large-scale studies. The determining factors of educational success were examined with TIMSS data from various years. For example, it has even been observed that students can be successful despite their socio-economic obstacles. In addition, it can be seen that the success of students with disabilities varies between countries. The difficulties experienced by students in Mathematics, which is always included in large-scale exams, have always been the center of attention. Mathematics anxiety and helplessness in mathematics make it difficult for students to learn mathematics. However, math and science are important for students, parents and, of course, educators. Assessment research such as PISA or TIMSS reveal that Turkish students are not successful in mathematics and science. Turkish students' affective characteristics regarding these issues, their participation in extra-curricular activities, their expectations from education, the equipment facilities in their schools, and the security of their schools may be the determining factors for their success. One of the variables measured in the TIMSS 2019 application is the Sense of Belonging to School. There is also data on school Discipline, Sense of Security and perceptions of peer bullying. The aim of this study was to display the intercorrelations between countries' achievements in Mathematics and Science and the Sense of Belonging to School.  Data revealed a negative correlation between science and math achievement and the sense of belongingness to school in TIMSS19 when countries are taken as the units of analysis.
In this MS-Excel file, Tetrachoric, Phi and Yule's Q methods being used to calculate the correlation coefficients between two binary variables were applied to the same data set. These relationships may imply dependency, association,... more
In this MS-Excel file, Tetrachoric, Phi and Yule's Q methods being used to calculate the correlation coefficients between two binary variables were applied to the same data set. These relationships may imply dependency, association, consistency etc. between pairs of binary variables. Thus, it provides students interested in quantitative research methods with the opportunity to compare. The reader can also experiment with his/her own data by copying the first page onto a blank page in the same Excel workbook.
Times Higher Education 2024 Dünya Üniversiteler Sıralaması yayınlandı. THE Kuruluşu öncül ölçütlerle seçtiği 2673 üniversiteyi Öğretim niteliği, Araştırma Ortamı, Araştırma Niteliği, Endüstri İle İşbirliği ve Görünürlük ölçütlerine göre... more
Times Higher Education 2024 Dünya Üniversiteler Sıralaması yayınlandı.
THE Kuruluşu öncül ölçütlerle seçtiği 2673 üniversiteyi Öğretim niteliği, Araştırma Ortamı, Araştırma Niteliği, Endüstri İle İşbirliği ve Görünürlük ölçütlerine göre puanlamış. Bu 5 puandan elde edilen Genel Puana göre de sıralamış. Yayınlanan sıralamada 1904 üniversitenin ölçüt puanları yer alıyor. Ekteki MS Excel dosyasında bu 1904 üniversiteye ait verileri bulacaksınız. Listede Türkiye'den de 75 üniversite var. Türk üniversitelerinin kendi içindeki sıralamaları da dosyanın ikinci sayfasındadır.
Ben 4-5 yıl önce yaptığım bir çalışmanın sunumunda ABD'li bir meslektaşımıza ABD'de kaç üniversite olduğunu sormuştum. Cevap 7000 idi... Bu soruyu bugün (28 Eylül 2023) ChatGPT'ye sordum. Dünyada 26000 ABD'de 4000 dolayında "derece" veren yükseköğretim kurumu olduğunu yazdı. Bundan sonrası ilgil okuyucuya kalsın...
Başarı ve özgüven yaşamın her kesitinde olduğu gibi eğitimde de bireylerin bedensel, zihinsel ve duyuşsal iyi oluşlarının göstergesidirler. Her yerde ve her zaman rastlanabilecek olan başarı ve özgüven yetersizlikleri bu çalışmanın... more
Başarı ve özgüven yaşamın her kesitinde olduğu gibi eğitimde de bireylerin bedensel, zihinsel ve duyuşsal iyi oluşlarının göstergesidirler. Her yerde ve her zaman rastlanabilecek olan başarı ve özgüven yetersizlikleri bu çalışmanın problem durumunu oluşturmaktadır. Öncelikle Özgüven, Akademik Özyeterlik ve Başarı arasında anlamlı ilişkiler ve anılan değişkenlerin cinsiyet, sınıf düzeyi ve ebeveynlerin eğitim durumlarına göre farklılaşıp farklılaşmadığı sorgulanmıştır. İlk aşamada öğrencilere Öz-yeterlik Algılarını kendi özgün ve doğal anlatımlarıyla dışa vurmalarını amaçlayan 12 açık uçlu soru soruldu. Öğrencilerin yanıtları incelenerek Özyeterlik Algısı belirten 56 önerme derlendi. Uzman- lar önermeleri değerlendirerek derecelendirdiler. Nicel ve nitel irdelemelerden sonra 28 maddeden oluşan Özgüven Algı Bildirim Yoklaması oluşturuldu. 2019 yılında İstanbul’da özel bir ortaokulun 7. ve 8. Sınıflarındaki 74’ü erkek, 90’ı kız 164 öğrenci elverişli örneklem kümesi olarak saptanmıştır. Bu örnekleme Morgan & Jinks Akademik Öz-Yeterlik ölçeğinin Türkçe sürümü ve cinsiyet, yaş, kardeş sayısı, ebeveynlerin öğrenim durumu bildiren Demografik Form uygulanmıştır. Başarı ölçütü olarak da öğrencilerin Liselere Giriş Sınavlarına hazırlık sınavlarından aldıkları puanlar kullanılmıştır. Elde edilen test ve madde istatistikleri ile güvenirlik göstergelerinin yeterli düzeyde oldukları saptanmıştır. Türkçe, Matematik, Fen ve Sosyal Dersler Bağlamındaki Özgüven; Genel Bağlamdaki Özgüven,  Diğer Dersler Bağlamındaki Özgüven, Akademik Özyeterlik ve Lise Giriş Deneme Sınavları ortalaması ile rastlantı ile açıklanamayacak ölçüde ilişkilidir. 7. Sınıflarda, Diğer Dersler Bağlamındaki Özgüven Genel Bağlamdaki Özgüven arasında ve Başarı ile Akademik Özyeterlik algısı arasında da anlamlı ilişkiler vardır. Türkçe, Matematik, Fen ve Sosyal Dersler Bağlamındaki Özgüven; Genel Bağlamdaki Özgüven, Diğer Dersler Bağlamındaki Özgüven arasında anlamlı düzeyde ilişkili olmasına karşın diğer değişkenler arasındaki ilişkiler manidar değildir. Çeşitli özgüven puanlarına göre yapılan sıralamalarda Cinsiyete ve Sınıf Düzeyine göre anlamlı farklar yoktur. İlişki katsayılarının yüksek düzeyde anlamlı olması ilişkili değişkenlerin özdeş olduğu anlamına gelmez.
Matematik ve Fen Bilimlerinde öğrenme, konunun ayrıntılarına yoğun ilgi ve özenme gerektirir. Öğrenci çözülecek problemlere odaklanabilmeli ve yoğun çaba gösterebilmelidir. Tüm bu koşullar, disiplinle oluşturulabilecek güvenli ve... more
Matematik ve Fen Bilimlerinde öğrenme, konunun ayrıntılarına yoğun ilgi ve özenme gerektirir. Öğrenci çözülecek problemlere odaklanabilmeli ve yoğun çaba gösterebilmelidir. Tüm bu koşullar, disiplinle oluşturulabilecek güvenli ve emniyetli bir ortamda karşılanabilir. TIMSS (Uluslararası Matematik ve Bilimlerinde Yönelimler Çalışması), matematik ve fen bilimleri öğretmeyi ve öğrenmeyi teşvik eden uluslararası bir değerlendirme programıdır. TIMSS'in en önemli amacı, matematik ve fen bilimlerinde bilme, uygulama ve akıl yürütme gibi bilişsel becerileri değerlendirmektir. Bunlar, değerlendirme bağlamının başlıca bağımlı değişkenleridir. Bu hedef değişkenlerin yanı sıra, değerlendirme bulgularının açıklanabileceği bazı bağımsız ve düzenleyici değişkenler de vardır. Okul Disiplini, TIMSS 2019'un bağımsız değişkenleri arasında önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor. TIMSS, Okul Disiplin Ölçeği'nde on bir potansiyel sorun saptanmıştır. Öğrenciler bu sorunlarla ilgili olarak okul müdürlerinin raporlarına göre puanlanmıştır. Her ülkeden öğrenciler üç düzeye ayrılmıştır. “Neredeyse Hiç Sorun Yok” (Düşük), “Bazı Küçük Sorunlar” (Orta) ve “Ciddi Sorunlar” (Yüksek). TIMSS, her düzeydeki öğrenci yüzdeleri hakkında veri sağlamaktadır. Bu verileri kullanarak her ülke için bir disiplin puanı kolayca hesaplanabilir. Bu sunumun amacı, okul disiplini ile ülkelerin Matematik ve Fen başarıları arasındaki ilişkilerin rastlantıdan ne kadar farklılaştığını göstermektir. Başarı değişkenleri arasındaki tüm karşılıklı ilişkiler mucize sayılacak kadar anlamlıdır. Disiplin ölçek puanları arasındaki ilişki de öyle… Başarı ve disiplin değişkenleri arasındaki ilişki katsayıları da oldukça anlamlıdır, ancak geleneksel ölçektedir. 8. sınıftaki ortalama disiplin puanının 4. sınıftakinden önemli ölçüde daha yüksek olması da ilginç bir bulgudur. Disiplin ölçeğinin işlem öncesi yapı geçerliliğinin niteliksel analizi en öncelikli işlerin başındadır.
Uluslararası Eğitim Başarısını Değerlendirme Derneği (IEA: International Association for the Evaluation of Educational Achievement), öğrencilerin matematik ve fen eğitimindeki başarılarını değerlendirmek için her dört yılda bir... more
Uluslararası Eğitim Başarısını Değerlendirme Derneği (IEA: International Association for the Evaluation of Educational Achievement), öğrencilerin matematik ve fen eğitimindeki başarılarını değerlendirmek için her dört yılda bir uluslararası bir sınav. TIMSS, Trends in International mathematics and Science Study bu değerlendirme programının kısaltmasıdır. TIMSS 1995 yılından beri uygulanmaktadır ve eğitim başarısı ile ilgili vazgeçilmez bir bilgi kaynağı haline gelmiştir. TIMSS, dördüncü ve sekizinci sınıflardaki öğrencilerin matematik ve fen bilimlerindeki performansları hakkında veri toplar. Matematik ve fen başarısını bağımlı
değişken olarak alan kişi, katılımcı ülkelerdeki eğitim sistemlerinin ve uygulamalarının etkililiği ve verimliliği hakkında ilişkisel ve karşılaştırmalı çıkarımlar yapabilir. TIMSS'te ölçülen üç ana alt yapı vardır: Bilmek, Uygulamak ve Akıl Yürütmek. Temel konular cebir, biyoloji, kimya, geometri ve fiziktir. Öğrencilerden bu konularda işlenen güncel yaşam
problemlerini çözmeleri beklenir. Kendi ülkelerindeki eğitim sistemlerinin performansına ilişkin bu dikkate değer verileri kullanmak, eğitim sistemlerinin paydaşlarına (eğitimciler, araştırmacılar, politika yapıcılar vb.) bağlıdır. Bu veriler, öğretme ve öğrenmedeki eğilimleri veya düşüşleri belirlemelerini sağlar. Bu sunumun ana sorusu, 2007, 2011, 2015 ve 2019 olmak üzere dört değerlendirme döneminde eğitim başarısında önemli bir artış olup
olmadığıdır. Daha önce Matematikte Başarı araştırması sunulmuştu. Bu çalışmada da Fende Başarı iki paralel ancak farklı bölümde ele alınacaktır. Her bölümde ilerleme verileri sırasıyla 4. ve 8. sınıflar için analiz edilecektir. Örneklem boyutunun küçük olması nedeniyle,
çalışmanın ardışık uygulama yılları boyunca belirgin bir yönelim olmadığına dair yokluk denencelerini sınamak için parametrik olmayan Kendall W uyum göstergesi kullanıldı.Çalışmanın son bölümü, TIMSS'in en son dönemlerinde bilimdeki gelişmelere ilişkin bulguları içermektedir.
International Association for the Evaluation of Educational Achievement (IEA)conducts an international survey in every four years to assess students’ achievement in mathematics and science. TIMSS is the abbreviation of this assessment... more
International Association for the Evaluation of Educational Achievement (IEA)conducts an
international survey in every four years to assess students’ achievement in mathematics and
science. TIMSS is the abbreviation of this assessment program called Trends in International
Mathematics and Science Study. TIMSS has been being conducted since 1995 and has
become an indispensable source of information relevant to educational achievement. TIMSS
collects data about the performances of students at the fourth and eighth grades in
mathematics and science. Taking the math and science achievement as the dependent variable
one can extract correlational and comparative inferences about the effectiveness and
efficiency of educational systems and practices in participating countries. There are three
major subconstructs measured in TIMSS: Knowing, Applying and Reasoning. The underlying
topics are algebra, biology, chemistry, geometry, and physics. Students are expected of
solving real world problems covered in these topics. It is up to the stake holders of
educational systems (educators, researchers, policymakers, etc.) to make use of this
remarkable data on the performance of education systems in their own countries. This data
enables them to identify the inclines or declines in teaching and learning. The major question
of this presentation is whether there is a significant increase in educational achievement
across the four periods of assessment namely 2007, 2011, 2015 and 2019. Achievement in
Mathematics, and Achievement in Science will be dealt in two parallel but different sections.
In each section progress data will be analyzed for 4th and 8th graders successively. Due to the
small size of the sample non-parametric Friedman Two way Analysis was used to test the null
hypothesis of the study that there is no progress across the four periods of assessment. This
part of the study covers the findings relevant to the improvement in Mathematics within the
last four periods of TIMSS
TIMSS19 is not a high-stake exam for students. It is an assessment that interests and informs administrators and trainers in many countries. The aim of this study is to examine the rank order patterns of affective attitudes relevant to... more
TIMSS19 is not a high-stake exam for students. It is an assessment that interests and informs administrators and trainers in many countries. The aim of this study is to examine the rank order patterns of affective attitudes relevant to four different datasets, Mathematics and Science, in 4th and 8th grades: Like, Confidence, Valuing. When it comes to cognitive skills defined as Knowing, Applying and Reasoning, significantly high correlation coefficients have been found. This confirmed the concurrent validity of the triplets themselves. It was also an expected finding that countries had significant rank patterns according to the scores they got from the cognitive domain triplets. However, no significant ranking pattern was detected in any of the four different datasets (M4, S4, M8, and S8). Despite the high correlation coefficients, the fact that the skills of Knowing, Applying and Reasoning do not display significant rank pattern suggests reviewing the construct validity of the cognitive domain items. TIMSS19 also provides data on students' attitudes. Countries were scored based on their students' responses to nine items in the Like Mathematics/Science questionnaire. Also, nine items in the questionnaire questioning Confidence in Mathematics/Science, and finally nine items in the Students' Valuing of Mathematics/Science scale. Attitude scores for each attitude scale are available to be associated with four different datasets. Significant correlation coefficients were also found between the attitudes towards Mathematics and Science in the 4th and 8th grades. It was expected that the scores of the countries from the affective domain triads would also exhibit significant rank patterns. Contrary to cognitive skills, meaningful ranking patterns have been found in the Like, Confidence, and Value dimensions that point to a taxonomy. The existence of such a taxonomy means revisions in teaching-learning strategies used in teaching practices. It seems that fun forms of teaching should replace boring ones.
The ultimate aim of education is the construction of wisdom. But the wisdom can hardly be achieved free of contents. As the scientific and technological knowledge explodes new subject matter areas are emerging and the body of knowledge... more
The ultimate aim of education is the construction of wisdom. But the wisdom can hardly be achieved free of contents. As the scientific and technological knowledge explodes new subject matter areas are emerging and the body of knowledge within the present ones are getting bigger, and larger. Overlaps between the contents of different domains are also intensifying. Refinement of outmoded elements and contraction of continuously expanding information into a viable curriculum is an essential educational task with high priority. Apparently, since such educational design projects in education are multidimensional in nature educators need help from the disciplines of other domains. This challenging task can be carried out within different modes of disciplinary contexts. Therefore, criteria will be proposed to discriminate between mono-disciplinary, interdisciplinary, multidisciplinary, and transdisciplinary approaches to begin with. Four disciplinary perspectives will be compared and contrasted in terms of major structural components of instructional systems. The structural components of any instructional system are the objectives, physical setting, social setting, instructional methods, instructional media, and the instructor. At the intersection points of the rows representing the curricular elements, and of the columns signifying the disciplinary modes hypothetical features of real or probable practices will be plotted. Also, unitary (subject matter centered) curriculum, core curriculum, and spiral curriculum paradigms will briefly be mentioned during the critical analysis of major disciplinary approaches. Effective use of dynamic properties of systems will be attempted at each point. Initial values of hermeneutic judgments will be supplied by the author to encourage the discussion. Suggestions and criticisms will be collected in return.
Source and target units of communication in the classroom select the appropriate messages (information) to facilitate teaching and learning. The ability to select useful messages—those which will best meet the needs of participants - is... more
Source and target units of communication in the classroom select the appropriate messages (information) to facilitate
teaching and learning. The ability to select useful messages—those which will best meet the needs of participants - is
quite a complex task. The purpose of this study is to remind some concepts and principles of communication relevant to
teaching and learning processes. Selectivity denotes the extent to which communicators receive or reject stimuli. It is the
degree to which they expose themselves and retrieve messages that they are exchanging. Selective exposure, selective
attention, selective perception, selective intention, and selective retention are the major phenomena which can easily be
identified in commonplace episodes drawn from instructional practice. Dissonance theory is to describe, explain and
predict selective exposure examples in communication. Involvement theory has also explanatory power when participants
are highly involved in teaching and learning. One can also take the advantage of the utility concept as a useful predictor
of exposure behavior which also demand attention. The background, the intensity, the extensity, the concreteness or
complexity, the contrast, the velocity, and finally the impressivity of the stimulus are the factors that influence selectivity
in communication. The best attended experience tends to be the best comprehended. The hypothetical propositions
presented will focus on the contributions that today’s educational technology can make to selectivity in communication.
Neither the laws of learning nor the laws of teaching are known yet. Methods courses lack of a sound theoretical base. Empirical research on learning and teaching yield evidence that media has the potential to facilitate learning. The... more
Neither the laws of learning nor the laws of teaching are known yet. Methods courses lack of a sound theoretical base. Empirical research on learning and teaching yield evidence that media has the potential to facilitate learning. The purpose of this presentation is to allocate the functions of educational media within a conceptual framework of systems thinking. Systems thinking is adopted to delineate the organized complexity of the instructional processes to facilitate learning. Also, systems thinking enables the instructional designer to avoid false dichotomies. Some conjugate qualities (bipolar characteristics of systems), and the design principles inspired relevant to instructional media are summarized below: Unity-variety: Unity is responsible for wholeness and for organizational identity. When exaggerated unity ends up with uniformity. Variety is essential for adaptation. Unfavourable extremity of variety is chaos (Baykal, 2017). Integration-differentiation: Every medium should be supported by the other media. That's what can be called "integration" of components. Unique capability of each medium should be exploited to the most possible extent. That's what is meant by "differentiation" of components (Katz and Kahn, 1966). Stability-flexibility: Stability is essential for survival and maintenance; flexibility is necessary for dynamism and growth. The unfavourable extremity of stability is rigidity. The edge of flexibility is looseness (Feibleman & Friend, 1945; Stave & Hopper, 2007). These and some other conjugate qualities of media and their outcomes will be discussed to make comparisons and contrasts between options. It is also a challenge to develop some quantitative criteria for some of those conjugate qualities: such as proximity in time and space, frequency, and duration of independent occurrences etc.
Sınıfta kurulan iletişim süreçlerinde yer alan kaynak ve hedef birimler, öğretimi ve öğrenimi kolaylaştırmak için uygun mesajları (bilgileri) seçer. Yararlı mesajları -katılımcıların ihtiyaçlarını en iyi karşılayacak olanları- seçme... more
Sınıfta kurulan iletişim süreçlerinde yer alan kaynak ve hedef birimler, öğretimi ve öğrenimi kolaylaştırmak için uygun mesajları (bilgileri) seçer. Yararlı mesajları -katılımcıların ihtiyaçlarını en iyi karşılayacak olanları- seçme işlemi oldukça karmaşık bir eğitsel görevdir. Bu çalışmanın amacı, öğrenme ve öğretim sisteminin paydaşlarının öğretme ve öğrenme süreçlerine ilişkin iletişim kavram ve ilkelerini hatırlatmaktır. Bu kavramların başında gelen “seçicilik”, iletişimcilerin uyaranları alma veya reddetme derecesini gösterir. Kendilerini ifşa etme ve değiş tokuş ettikleri mesajları alma derecesidir. Seçici karşılaşma, seçici dikkat, seçici algı, seçici niyet ve seçici hatırlama, öğrenme ve öğretim deneyimlerinden alınan sıradan olaylarda kolayca gözlenebilen başlıca olgulardır. Uyumsuzluk kuramı, iletişimdeki seçici karşı karşıya gelme örneklerini tanımlamak, açıklamak ve öngörmekte çok yaralıdır. Katılım kuramı da katılımcılar öğretme ve öğrenmeye yüksek oranda dahil olduklarında açıklayıcı güce sahiptir. Aynı zamanda dikkat gerektiren karşı karşıya gelme davranışının yararlı bir yordayıcısı olarak yararlılık kuramı yaklaşımı da işe koşulabilir. Uyaranın arka planı, yoğunluğu,, kapsamı, somutluğu veya karmaşıklığı, karşıtlığı, hız ve son olarak uyaranın etkileyiciliği seçiciliği belirleyen dış etkenlerdir. İletişimde en iyi katılımlı deneyim, en iyi anlaşılan deneyim olma eğilimindedir. Sunulan önermeler eğitim teknolojisinin seçiciliğe yapabileceği katkılara odaklanacaktır.
Mathematics and science courses are important in terms of both 21st century goals and "sustainable development goals". These courses are indispensable subject areas in education programs in terms of both their content and the cognitive... more
Mathematics and science courses are important in terms of both 21st century goals and "sustainable development goals". These courses are indispensable subject areas in education programs in terms of both their content and the cognitive abilities they facilitate.
In the TIMSS 2019 Report, students from countries are classified at four different levels: Advanced, Upper, Intermediate and Lower… However, the lowest achievement level remaining outside of these 4 levels is not included in the tables. The educational progress of a country cannot be attributed to those who had reached the "Advanced" level only. The proportion of students who were saved from "failure" must also be considered. The proportions of lowest level students who are excluded in each country were brought on stage in this study. Instead of ranking countries in descending order according to the advanced level proportions; countries can be ranked in ascending order according to the proportions at the lowest level. TIMSS is committed to measuring student achievement in mathematics and science in a comprehensive and fair manner, taking the curricula in the participating countries. It is also within the scope of this task to monitor the development or decline of countries by following the trends of change in the teaching of Science and Mathematics subjects. In each of the four-year evaluation cycles, student performance is also compared with previous ones. TIMSS, conducted every four years since 1995, with each assessment in conjunction with its predecessor, provides regular and timely data for educators and policy makers on trends in students' math and science achievement. Implementing TIMSS every four years in grades four and eight also gives you the opportunity to track changes in achievement within a grade group as fourth graders in one TIMSS cycle become eighth graders in the next cycle.
TIMSS19 is not a high-stake exam for students, but it is for the political and educational authorities in dozens of countries. The purpose of this study is to interrogate the rank patterns of “cognitive domain” skills Knowing, Applying... more
TIMSS19 is not a high-stake exam for students, but it is for the political and educational authorities in dozens of countries. The purpose of this study is to interrogate the rank patterns of “cognitive domain” skills Knowing, Applying and Reasoning regarding four distinct datasets: Mathematics and Science at 4th and 8th grades. Extremely high, positive significant bivariate correlations have been found between these skills. This verifies the concurrent validities of triplets within themselves. It was also expected of having significant rank patterns with respect to the scores obtained by countries from cognitive domain triplets. No significant rank pattern could have been found in any of the four different datasets. These findings challenge the construct validity of cognitive domain items.
Research Interests:
In Turkey the imbalance between supply and demand for tertiary education is the main reason for having the Student Selection Examination (SSPE) at the entrance. SSPE is being criticized by everyone but it is acknowledged by the whole... more
In Turkey the imbalance between supply and demand for tertiary education is the main reason for having the Student Selection Examination (SSPE) at the entrance. SSPE is being criticized by everyone but it is acknowledged by the whole society for some thirty years. The resources allocated to higher education are very low. Therefore it is obligatory to select the most capable students to make the investment most efficient. Student success at school of course is a very important factor, but there is some evidence that it is not as predictive as SSPE. The technical test reliability of SSPE battery is quite high. A selection test is not supposed to cover the whole domain of all subject matter areas. The main purpose of SSPE is not to appraise present competencies but to predict the future performance. The selection exam is an evaluation tool like any other tool, it can be improved. It can be made more efficient, more reliable, more valid. Most of the professionals in this field wish they...
In Turkey the imbalance between supply and demand for tertiary education is the main reason for having the Student Selection Examination (SSPE) at the entrance. SSPE is being criticized by everyone but it is acknowledged by the whole... more
In Turkey the imbalance between supply and demand for tertiary education is the main reason for having the Student Selection Examination (SSPE) at the entrance. SSPE is being criticized by everyone but it is acknowledged by the whole society for some thirty years. The resources allocated to higher education are very low. Therefore it is obligatory to select the most capable students to make the investment most efficient. Student success at school of course is a very important factor, but there is some evidence that it is not as predictive as SSPE. The technical test reliability of SSPE battery is quite high. A selection test is not supposed to cover the whole domain of all subject matter areas. The main purpose of SSPE is not to appraise present competencies but to predict the future performance. The selection exam is an evaluation tool like any other tool, it can be improved. It can be made more efficient, more reliable, more valid. Most of the professionals in this field wish they...
TIMSS 2019 report revealed seven major professional development headings on which math and science teachers indicated their participation in the past two years before 2019. These are: Content, Pedagogy/Instruction, Curriculum, Integrating... more
TIMSS 2019 report revealed seven major professional development headings on which math and science teachers indicated their participation in the past two years before 2019. These are: Content, Pedagogy/Instruction, Curriculum, Integrating Technology into Instruction, Improving Students’ Critical Thinking/Problem Solving Skills, Assessment, and Addressing Individual Students’ Needs in Mathematics/Sciences. TIMSS has measured percent of students by Teachers’ Participation in in these areas. Friedman test yielded a perfect rank order of these options both in mathematics and Sciences, and both at 4th, and 8th grades. The top rank professional need is Integrating Technology into Instruction. TIMSS has also measured student achievement in mathematics and sciences at 4th and 8th. grades. Achievement averages of countries have been studied with respect to myriad of factors. In this study achievement averages of countries in mathematics/sciences at fourth and eighth grades have been correlated and compared with respect to Availability and access to computers in the classroom context, Teachers’ computer activities to support learning in mathematics lessons, and Students’ practices in mathematics/science tests on computers or tablets. The data needed has been drawn entirely from the TIMMS 2019 reports. Findings support what is expected of computers in the classroom to some extent. This implies that there is a lot to be done but give up.
Eğitim çok boyutlu ve çok değişkenlidir. Eğitimin yapısını oluşturan boyutlar ve sürecin işleyişini belirleyen değişkenler arasındaki etkileşimler karmaşıktır. Kağıt üzerinde dondurulmuş modeller ve bir kaç değişkenle sınırlı kuramlar... more
Eğitim çok boyutlu ve çok değişkenlidir. Eğitimin yapısını oluşturan
boyutlar ve sürecin işleyişini belirleyen değişkenler arasındaki etkileşimler
karmaşıktır. Kağıt üzerinde dondurulmuş modeller ve bir kaç değişkenle
sınırlı kuramlar eğitim olaylarını açıklamakta ve yordamakta yetersiz
kalmaktadır. Var olan herhangi bir eğitim sürecini incelerken ya da yeni bir
eğitim süreci tasarlarken yararlanılabilecek nesnel ve etkin yaklaşımlardan
birisi açık sistem modelidir. Sistem kavramının kapsadığı çok boyutluluk,
kaynaşıklık, çeşitlilik, bütünlük, süreklilik, esneklik vb. nitelikler eğitimin
doğasında zaten var olan niteliklerdir. Kısacası sağlıklı da olsa, sağlıksız da
olsa eğitim bir sistemdir.
Çoktan seçmeli soru ne her derde deva ne de eğitimdeki her sorunun nedenidir. Özenli çaba gösterilirse öğrenci ve program değerlendirmede nesnel ve kapsamlı uygulamalar gerçekleştirilebilir. Özellikle geniş ölçekli, yüksek beklentili... more
Çoktan seçmeli soru ne her derde deva ne de eğitimdeki her sorunun
nedenidir. Özenli çaba gösterilirse öğrenci ve program değerlendirmede
nesnel ve kapsamlı uygulamalar gerçekleştirilebilir. Özellikle geniş ölçekli,
yüksek beklentili sınavlarda puanlama güvenirliği, çabukluğu, kolaylığı ve
ucuzluğu nedeniyle seçeneksizdir. Yapay zekadaki hızlı gelişmelere karşın bu üstünlük görünür gelecekte de sürecektir.
Education is an endless process thru which human behavior is changed from an inadequate state to a satisfactory one, for socially accepted purposes, legal, scientific, and open to criticism by everyone. However, this definition easily... more
Education is an endless process thru which human behavior is changed from an inadequate state to a satisfactory one, for socially accepted purposes, legal, scientific, and open to criticism by everyone. However, this definition easily fits into advertising and politics as well. Advertisers and politicians also try to change human behavior. Their aims are also legal and their methods scientific. They even use much more advanced communication technology than educators. The distinguishing difference between behavior change programs called advertising, propaganda, and acculturation, and education, is in the evaluation process.
"Her seçiş bir vazgeçiştir." Üniversitede seçeceğiniz ve vazgeçeceğiniz programları belirlerken iki seçeneğiniz var: 1. Tutarlı tercih 2. Ya da tutarlı tercih... Bu yazıda puan ÖSYM'nin yerleştirme sisteminin algoritması (işlem... more
"Her seçiş bir vazgeçiştir." Üniversitede seçeceğiniz ve vazgeçeceğiniz programları belirlerken iki seçeneğiniz var:
1. Tutarlı tercih
2. Ya da tutarlı tercih...
Bu yazıda puan ÖSYM'nin yerleştirme sisteminin algoritması (işlem sıradüzeni) açıklanıyor. Esası 1974'den beri geçerli olan bu sistemi kolayca anlayabilirsiniz.
Uluslararası geniş ölçekli sınavlar eğitsel gelişim için gerekli bilimsel veri birikimine katkıda bulunmaktadır. Geniş ölçekli ölçmelerin sonuçları, uluslararası karşılaştırmaları kolaylaştırarak ulusal uygulamaların da... more
Uluslararası geniş ölçekli sınavlar eğitsel gelişim için gerekli bilimsel veri birikimine katkıda bulunmaktadır. Geniş ölçekli ölçmelerin sonuçları, uluslararası karşılaştırmaları kolaylaştırarak ulusal uygulamaların da değerlendirilmesine katkı sağlar. Eğitsel uygulamaların yaygın etkilerinin anlaşılmasının yanı sıra öğrenme başarısının cinsiyet, gelir, anne-baba eğitim düzeyleri vb. kategorik değişkenlere göre farklılaşmaların; ilgi, yetenek, kaygı vb. sürekli değişkenlerle ilişkilerin belirlenmesine fırsat verebilir. Geniş ölçekli araştırmalardan birisi olan TIMSS verileri ile de değişik yıllarda öğrencilerin eğitsel edinimleri irdelenmiştir. Çeşitli yıllardaki TIMSS verileri ile eğitsel başarının belirleyici etkenleri incelenmiştir. Örneğin öğrencilerin sosyo-ekonomik engellerine karşın başarılı olabildikleri bile gözlenmiştir. Bunun yanı sıra engelli öğrencilerin başarılarının ülkeler arasında farklılık gösterdiği de görülebilir. Geniş ölçekli sınavlarda her zaman yer alan Matematik konusunda öğrencilerin yaşadığı zorluklar her zaman ilgi odağı olmuştur. Matematik kaygısı ve matematikte çaresizlik öğrencilerin matematik öğrenmesini zorlaştırmaktadır. Oysa, öğrenciler, ana-babalar ve elbette eğitimciler için matematik ve fen önemlidir. PISA veya TIMSS gibi uluslararası geniş katılımlı ölçümlerde Türk öğrencileri matematik ve fen konularında başarılı olamadıkları ortaya çıkmaktadır. Türk öğrencilerin bu konulara ilişkin duyuşsal özellikleri, müfredat dışı etkinliklere katılımları, eğitimden beklentileri, okullarındaki donanım olanakları, okullarının güvenliği başarılarını belirleyici etkenler olabilmektedir. TIMSS 2019 Raporunda ülkelerden katılan öğrenciler 4 ayrı düzeyde sıralanıyorlar: İleri, Üst, Orta ve Alt… Ülkelerin öğrencileri başarılarına göre bu düzeylere dağıtılıyorlar. Ama bu 4 düzeyin dışında kalan En Alt başarı düzeyine tablolarda yer verilmiyor. Diğer düzeylerdeki yüzdelikler “birikimli” olarak verilmiş. Yani İleri düzey hariç diğer katmanlardaki öğrenci yüzdesini doğrudan görülemiyor. Hesaplamalar yapmak gerekiyor. Bu çalışmada basit hesaplama işlemleri yapılarak Matematik ve Fen alanlarında 4. ve 8. Sınıf öğrencilerinin beş başarı düzeyindeki yüzdelerinin hepsi doğrudan görülebilir hale getirildi. TIMSS 2019 raporundaki ülke sıralamaları ileri düzeye erişmiş öğrenci oranlarına göre veriliyor. Örneğin Türkiye’den Mat4’e katılanların yüzde 15’i İleri düzeyde ve bu oran Türkiye’yi 10. Yapmaya yetiyor. Ama Alt düzeydeki birikimli oran %88. Kalan %12 belirtilmiyor. Hiç adı anılmayan bu düzeydeki öğrenci oranları da ekteki tablolarda ilgilenenlerin bilgisine sunuldu. Ayrıca ülkenin eğitsel başarısı “İleri” düzeye çıkmışlarla değil de -başka bir gözle bakılarak- “başarısızlıktan” kurtarılmış öğrenci oranlarına göre de tanımlandı. Ülkeleri ileri düzeydeki öğrenci oranlarına göre “yüksekten düşüğe” doğru sıralamak yerine “en alt” düzeydeki öğrenci oranlarının “düşükten yükseğe” doğru sıralamasını da önemli bir başarı ölçütü olarak görüldü. Her iki yöndeki farklı sıralamalar bu dosyada görülebilecektir. Ayrıca En Alt düzey olduğunu hesaplayabiliyorsunuz. Her ülkenin dışlanmış, hesaba katılmamış En Alt kümede kalmış öğrenci oranları burada bulunabilecektir.
Birinci Cihan Harbi ve İstiklal Harbi gazisi, Mustafa Kemal'in İrfan Ordusu askeri İsmail Nazif Baykal'ın kardeşi İhsan Baykal'ın kaleminden hikayesi..
63 yıl yaşadı... Ölümünden buyana da 63 yıl geçti.... Babamızdır...Unutamayız...
Human Development Indicators (HDIs) and PISA scores provide data for the analysis of educational events in the world. They are expected of being interrelated. 58 of 144 HDIs have been found to be significantly correlated with unified PISA... more
Human Development Indicators (HDIs) and PISA scores provide data for the analysis of educational events in the world. They are expected of being interrelated. 58 of 144 HDIs have been found to be significantly correlated with unified PISA scores. This study reinforced the evidence on the relationship between gender equality and educational accomplishments. Gender Equality is a core issue for human development because it is not a fancy idea but an apparatus for achieving growth in every aspect of social and economic welfare. Empowerment of women triggers further results with positive consequences for not only for women’s well-being, but also for all people around them. Another reflection is about the use of the Information and Communications Technologies (ICTs). There are two immediate impacts of ICTs on education: First new digital skills themselves have been new objectives of education. Secondly, ICTs provide means to reach to so many educational objectives.
Son elli yıldır ekonominin belirleyici etkeninin bilgi olduğu kabul edilmektedir (Lamberton, 1971; Stonier 1983). Ülkelerdeki toplumsal ve bireysel gelişmişlik düzeyi ekonomi, sağlık, eğitim alanlarında tanımlanan çok sayıda ve çeşitli... more
Son elli yıldır ekonominin belirleyici etkeninin bilgi olduğu kabul edilmektedir (Lamberton, 1971; Stonier 1983). Ülkelerdeki toplumsal ve bireysel gelişmişlik düzeyi ekonomi, sağlık, eğitim alanlarında tanımlanan çok sayıda ve çeşitli göstergelerle özetlenmektedir (Michael, 2000). Bilişim ve iletişim göstergeleri de bunlara eşlik etmektedir. Gelişmişlik göstergelerinin hepsini kapsamak için zaman kısa ve yer dardır. Yazarın başka yayınlarında daha geniş incelemeler yapılmıştır (Baykal, 1971; Baykal, 2005a; Baykal, 2005b). Bu yazının amacı bazı seçilmiş göstergelere göre Türkiye'nin uluslar arası konumunu belirlemektir. Seçilen eğitim, sağlık, geîir ve iletişim göstergelerinin dökümü Tablo l 'de verilmiştir.
Research Interests:
Sadece ülküye (ideal) kilitlenenler söylevle yetinirler. Sadece olanaklarla yetinenler de yetersizliği gerçekçiliğe sığınarak savunurlar. Elbette her tasarımın hiç erişilmeyecek, ya da yaklaştıkça uzaklaşacak bir ufku olmalıdır. Ancak... more
Sadece ülküye (ideal) kilitlenenler söylevle yetinirler. Sadece olanaklarla yetinenler de yetersizliği gerçekçiliğe sığınarak savunurlar. Elbette her tasarımın hiç erişilmeyecek, ya da yaklaştıkça uzaklaşacak bir ufku olmalıdır. Ancak ufuk çizgisine kanatlanmak için atılacak her adımda "yer çekiminin'' de hesaba katılması gerekir. Türkiye Cumhuriyetinin kurucuları her alanda "makbul" olanla "mümkün" olanı en doğru noktada buluşturan kurumlar yarattılar.
Mustafa Kemal Bursa Şark Tiyatrosu'nda kurtuluş utkusunu kutlamak için gelen öğretmenlere diyor ki:
"Bir yandan yaygın olan bilgisizliği gidermekle birlikte, öte yandan
toplumsal yaşamda yapıcı, etkili ve verimli insanlar yetiştirmek
gerekir. Bu da, ilk ve ortaöğretimin, yaparak öğrenme ilkesine
dayanması ile gerçekleşebilir." Sistem yaklaşımının ilkesi çözüm seçeneklerini karşı karşıya getirmek yerine uzlaştırmaktır. Birbirinden farklı öğelerin bütünleşmesi, karmaşık ilişkilerin bağdaşmasıdır. Sistemde hiçbir parça ne bütünün, ne de bir başkasının yerini tutabüir. Eğitim sistemimizde adalet-rekabet, kuramuygulama,
yaygın öğretim-örgün öğretim, mesleki öğretim-akademik
öğretim vb. seçenekler hep karşı karşıya getirilmiş, birine yandaş, ötekine düşman olunmuş seçeneklerdir. Günümüzde gençler hiçbir önderlik görmeden mesleki öğretim ya da genel öğretim seçeneklerinden birini seçmek zorundadırlar. Genel öğretim uygulamadan uzak. mesleki öğretim kurama yabancıdır. Bu karşıtlığın sonucu genç ya bilgiden ya da beceriden yoksun kalacaktır. Hızla gelişen otomasyon çağında ya ucuz bir makine ile değiştirilecek ya da bilgili kafası beceriksiz ellerinin arasında düşünecektir. Okulların sevinçle gidilen yerler olması için okulun kendine özgü nitelikleri de dışardan daha çekici olması ama aynı zamanda da dışardaki yaşamla bağdaşık olması gerekir. Bugünkü açık öğretimde böyle bir nitelik var mıdır? Bugünün "paralı kolejleri" bir fanus gibi öğrenciyi yaşamdan korumaya kalkışmıyorlar mı? Sözde sınav kazandıran okullar yaşama ambargo koymuyorlar mı? Neden okullarımızda "zil çalar çalmaz" öğrenci de öğretmen de sıkıştırılmış bir yay gibi okuldan ya da dersten hayata
kaçmaktadır? Köy Enstitüleri'nde kuram ve uygulama, yetki ve sorumluluk, öğretim ve yönetim, öğrence ve eğlence kısacası yaşam ve eğitim birbirlerine karıştırılmadan kaynaştırdmış ve ama birbirlerinden koparümadan da ayrıştırdmışlardı. Eğitim ve yaşam içice, bütünlük ve süreklilik içinde, biri diğerini yok etmeden sürdürülebiliniyordu.
Köy Enstitüleri 19401ı yılların biçim ve içeriği Ue, aynı söylem ve
kalıplarla yeniden kurulamaz. Ama tasarım ve işletim Ukeleri -her türde ve düzeyde- yeni kurulacak ya da kendini yenileyecek okullara örnek olabilir.
Bir kurumun İnsan Kaynağını oluştururken binler mertebesindeki adayların hepsini mülakata çağırmak çok pahalı, zahmetli ve zaman alıcı bir iştir. Hoş görülebilir dışlama yanılgısını göze alarak nesnel ve kitlesel bir eleme sınavı yapmak... more
Bir kurumun İnsan Kaynağını oluştururken binler mertebesindeki adayların hepsini mülakata çağırmak çok pahalı, zahmetli ve zaman alıcı bir iştir. Hoş görülebilir dışlama yanılgısını göze alarak nesnel ve kitlesel bir eleme sınavı yapmak kaçınılmazdır. Birbirlerinden çok farklı konu alanlarından gelen adayların katıldığı bu sınavlarda içeriğin “genel” nitelikte olması gerektiğinden sıralama ölçütü olarak genellikle üç ölçüt kullanılmaktadır:
1. Genel Yetenek; 2. Genel Kültür; 3. Kişilik Özellikleri... Başarı güdüsü, etkinlik, sosyallik, saydamlık, dayanıklılık, esneklik, uzlaşmaya yatkınlık, özgüven ve risk alma alt-boyutlarını kapsayan Kişilik Özellikleri ölçümlerinin ilk aşamadaki ağırlığı yok denecek düzeyde düşük tutulur ve karar vericilere “müflakat” için veri tabanı oluşturması önerilir.
1988 yılından bu yana, çeşitli kuruluşların İnsan Kaynağını Tanıma Araştırmaları bağlamında 200’den fazla test bataryası geliştirme ve uygulama olanağı buldum. Bu testlere katılan aday sayısı yüz binin üzerindedir. Adayların dörtte üçü yüksek öğrenimi geri kalanı da lise mezunudur. Liseyi bitirmemiş adaylar ve lise öğrencileri ile yapılan uygulamalar bu sayıma katılmamıştır. Hazırlanan test bataryalarında Genel Kültür’ün yüzeysel bir ölçüsü olarak; resim, müzik, tiyatro edebiyat, felsefe, politika, fen bilimleri, davranış bilimleri vb. alanlardaki olay, olgu, terim ve kimliklerin bilgisi kapsanmıştır. Bu çalışma Genel Yetenek ile Genel Kültür boyutları ve alt boyutları arasındaki istatistiksel ilişkilerin tesadüfle açıklanamayacak kadar yüksek olduğu doğrulanmıştır.
Research Interests:
The purpose of this study was to display the effectiveness of restoring the test items on the relevancy of responses to the construct to be measured. 22 Items were selected from the Turkish version of PISA 2006 science component. Based on... more
The purpose of this study was to display the effectiveness of restoring the test items on the relevancy of responses to the construct to be measured. 22 Items were selected from the Turkish version of PISA 2006 science component. Based on the revisions made PISA revised Turkish test was formed (PISA-RT). PISA-RT and PISA original Turkish tests (PISA-OT) were administered to two independent group of 30 students in each. These tests were administered to two equivalent groups. The group who took the PISA-RT performed significantly better than the one who took PISA-OT in all of the 22 items in the test.
Herhangi bir eğitim sisteminde öğrenme amaç, öğretim işlevdir. Öğrenme ve öğretim arasında alış-veriş denkliği yoktur. Aynı öğretimle katılımcı öğrenci sayısı kadar farklı öğrenme oluşur. Bir sistem yöneticisi olarak öğretmen; ortam,... more
Herhangi bir eğitim sisteminde öğrenme amaç, öğretim işlevdir.
Öğrenme ve öğretim arasında alış-veriş denkliği yoktur. Aynı öğretimle
katılımcı öğrenci sayısı kadar farklı öğrenme oluşur. Bir sistem yöneticisi
olarak öğretmen; ortam, donanım, yazılım ve toplumsal doku örüntülerinin en etkin bileşimini tasarlarken verili koşullarla kısıtlı sayılır. Ama yöntem bileşenini kurgulayıp uygularken göreceli olarak biraz daha özgün, esnek ve etkin olabilir. Anlatım, gösterim, soru-yanıt, deney, beyin fırtınası vb. tekil
öğretim yöntemleri ikişer seçenekli 2 boyutlu bir çerçevede çaprazlanabilir:
1. İletişim tercihleri vardır: Tümden gelim ya da tüme varım
2. Öğrenci katılımını belirleyici işlev seçenekler vardır: Bildirici ya da
buldurucu...
Bildirici ve buldurucu öğretim yöntemleri  bu çapraz tablonun öbeklerinden yalnızca birine ait olması gerekmez. Bir “anlatı” tümdengelim, tümevarım sarmalıyla başarılabilir. Bir görsel sunum genel olarak bildirici sayılsa bile uygun soru-yanıt sekmeleriyle zaman zaman “buldurucu” nitelik kazanabilir.
Öğretmen herhangi bir konuda bu yaklaşımların hepsini uygun gördüğü
sırada ve sürede uygular. Uygulama kurgusunu kendi bilgi birikimiyle
tasarlayacak ve sezgi yetileri ile doğaçlayacaktır.
Bu çalışmada öğretim yaklaşımları öğrenme ilkeleri çerçevesinde
irdelenmektedir. Burada benimsenen temel sayıtlılar aşağıda özetlenmiştir.
i. Öğrenme kuramları öğrenmenin nasıl olduğunu açıklar; öğretim
kuramı ise bunun nasıl gerçekleştirileceği hakkında olmalıdır;
ii. Öğrenmeyi en verimli biçimde sağlayacak sistem bileşenlerinin
düzenleme ilkelerini belirtmelidir;
iii. Öğrencilerde bilgi ve becerilerin geliştirilmesi için kurallar ve
denenceler ortaya koymalıdır ki bu kurallar öğretme ve öğrenme
yöntemlerini değerlendirmek için de ölçütler sağlayabilsin;
iv. Öğrenme ve gelişme ile ilgili olduğundan, bağlı olduğu öğrenme
ve gelişme kuramları ile uyumlu olmalıdır. Yani, bir öğretim kuramı, bir
müfredatın yalnızca bilginin doğasını ve yapısını değil, aynı zamanda
öğreneni ve öğrenme sürecini de hesaba katması gerekir.
Research Interests:
İnsan beyni varlığını sürdürmek için gerekli olandan daha çok bilgi işleyebiliyordu. Gerekli gereksiz her şeyle ilgileniyordu, kendiliğinden. Durmadan gelişen beyninde kurnazlıktan arta kalan yerlere "merak" çöreklendi. Mermeri yontuyor,... more
İnsan beyni varlığını sürdürmek için gerekli olandan daha çok bilgi işleyebiliyordu. Gerekli gereksiz her şeyle ilgileniyordu, kendiliğinden. Durmadan gelişen beyninde kurnazlıktan arta kalan yerlere "merak" çöreklendi. Mermeri yontuyor, birbirine bağlı geometri teoremleri geliştiriyor, erdem, güzellik ve gerçek üzerine yoruyordu beynini. Hamam tasının nasıl olup da batmadığını bulunca haykırmaktan kendini alamamıştı: Eureka!
Evrende yasal bir düzenin varlığına duyulan inanç mutlak, kesin ve kutsal değildir. Düzen ve düzensizlik birbirine göre incelenen davranışa göre tanımlanabilirler.
Düzen bazen olağan olan, bazen da olağanüstü olandır.
Eğitimin bilim olması için bilim eğitimine öncelik vermek gerekiyor. Kuhn’un dediği gibi öğrenci ancak bilim insanının bilimsel deneyimlerini içselleştirdiğinde bilim dünyasının vatandaşı olur.
Bilim canlı ya da cansız varlıkların davranışlarını betimleme, açıklama ve yordama sürecidir. Davranışı oluşturan ve biçimlendiren düzenli ve yinelenebilir bir genel gerçeğin araştırılmasıdır. Gerçek ve hata birbirlerine göre tanımlanan... more
Bilim canlı ya da cansız varlıkların davranışlarını betimleme, açıklama ve yordama sürecidir. Davranışı oluşturan ve biçimlendiren düzenli ve yinelenebilir bir genel gerçeğin araştırılmasıdır. Gerçek ve hata birbirlerine göre tanımlanan kavramlardır. Kavramsal olarak hata gerçekten sapma gibi düşünülse bile gerçeği gelişigüzellikten, hatadan uzaklaşma olarak tanımlamakta olanaklıdır. Hata düzensizlik, gerçek de düzenle eşlenince, rastlantı ile açıklanamayacak kadar olağan olaylar gibi olağanüstü rastlantılar da olgu diye nitelenebilirler. Yeter ki, deneyle kanıtlanıp, nesnel olarak ölçülebilsinler.
Research Interests:
Although the higher education is not compulsory even in the highly developed countries almost every citizen has a chance to get access to universities or colleges. In developing countries however tertiary education is a privilege for the... more
Although the higher education is not compulsory even in the highly developed countries almost every citizen has a chance to get access to universities or colleges. In developing countries however tertiary education is a privilege for the citizens at the upper level social strata. It is an investment to be made for social mobility upward. Is there a significant correlation between the quality of higher education and the quality of secondary education of the countries all over the world. The simplest and most repetitive measures of the quality in higher education and secondary education are world university rankings and country rankings in PISA respectively. In this paper the world university rankings of Times Higher Education (THE) and QS University rankings for the year 2018 are brought together. The final rank of any country is assumed to be the rank of the university at the highest rank from that country. The reason why for this choice is the fact that there are some small countries represented by a small number of universities in the list but on the other hand there are some countries represented with relatively large number of universities at relatively lower ranks. The final country rankings for higher education are matched with their rankings in PISA 2015. The rank order correlation has been found to be highly significant but far from being perfect unity.
The purpose of this study is to see if students can develop the concept of acceleration without presenting the explicit knowledge but by demonstrative simulations instead. The questions to be answered in this study are: i. Can students... more
The purpose of this study is to see if students can develop the concept of acceleration without presenting the explicit knowledge but by demonstrative simulations instead. The questions to be answered in this study are: i. Can students discriminate between two types of the motion, namely accelerated and constant velocity motion, by estimating the position of the objects at each unit time? ii. Does being exposed to computer animation have a significant effect on discriminating between accelerated and constant velocity motions? iii. Is there a significant relationship between subjects' science achievement score and their pre and post "Locate the Position" scale results? The accelerated velocity is represented by a free fall of an apple from the tree. The constant velocity is presented by the flight of a bird towards the tree. The students marked the displacements of these two objects at six successive equal time intervals right after a real time demonstration. The simula...
Research Interests:
Abstract The mutual interdependence between countries in the world is increasing day by day with communication, transportation and therefore commerce. The indicators of fragility and methods established within the framework of relevant... more
Abstract
The mutual interdependence between countries in the world is increasing day by day with communication, transportation and therefore commerce. The indicators of fragility and methods established within the framework of relevant social sciences constitute an early warning system. On the other hand, within the last two years Covid19 came into the global society. Systems thinking postulates that any input to any system reconfigures the whole system and its components. So did Covid19 and its mutants. There is a need for approaches that fuse rather than separate qualitative and quantitative approaches in order to prevent and reduce vulnerability. The components that constitute individual and social development indicators are ultimately the causes or the results of education. Therefore, it is possible that education is expected of being one of the main factors that constitute or repair fragility. Because it is only possible to see the problems before they surface with valid data, correct methods and objective procedures. It is imperative that decision-makers have access to such information in order to implement effective policies. The purpose of this study is to draw some inferences from the meshwork of relationships between Covid19 data, fragility indicators of states,  Human Development Indicators (HDI) and finally university rankings. The data compiled from open international sources (WHO, UNDP, OECD, FFP, THE) will be used to extract comparative and correlational inferences. Hopefully the bits and pieces of information derived will converge upon a set of knowledge that is essential for wisdom.
Keywords: Covid19; Fragility of States, Human Development Indicators; University rankings

Özet
Dünyada ülkeler arasındaki karşılıklı bağımlılık, iletişim, ulaşım ve dolayısıyla ticaret ile her geçen gün artmaktadır. Kırılganlık göstergeleri ve ilgili sosyal bilimler çerçevesinde oluşturulan yöntemler bir erken uyarı sistemi oluşturmaktadır. Öte yandan, son iki yıl içinde Covid19 küresel topluma girdi. Sistem düşüncesi, herhangi bir sisteme yapılan herhangi bir girdinin tüm sistemi ve bileşenlerini yeniden yapılandırdığını varsayar. Covid19 ve mutantları da öyle. Kırılganlığı önlemek ve azaltmak için nitel ve nicel yaklaşımları birbirinden ayırmak yerine kaynaştıran yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Bireysel ve toplumsal gelişme göstergelerini oluşturan bileşenler, nihayetinde eğitimin nedenleri ya da sonuçlarıdır. Dolayısıyla eğitimin kırılganlığı oluşturan veya onaran temel faktörlerden biri olması beklenebilir. Çünkü sorunları ortaya çıkmadan görmek ancak geçerli veriler, doğru yöntemler ve objektif prosedürler ile mümkündür. Etkili politikaların uygulanabilmesi için karar vericilerin bu tür bilgilere erişiminin olması zorunludur. Bu çalışmanın amacı, Covid19 verileri, İnsani Gelişme Göstergeleri, kırılganlık göstergeleri ve son olarak üniversite sıralamaları arasındaki ilişkiler ağından bazı çıkarımlar yapmaktır. Açık uluslararası kaynaklardan (WHO, UNDP, OECD, FFP, THE) derlenen veriler, karşılaştırmalı ve korelasyonel çıkarımlar yapmak için kullanılacaktır. Umarım elde edilen bilgi parçaları, bilgelik için gerekli olan bir dizi bilgi üzerinde birleşir.
Anahtar Kelimeler: Covid19; Devletlerin Kırılganlık Göstergeleri, İnsani Gelişme Göstergeleri; Üniversite sıralaması
Tevfik Fikret bir fotoğrafının üzerinde kendini şöyle tanımlar: Bugün hepimizin anlayabileceği bir dille aktarıyorum: Ne kimseden bir bağış beklerim, ne kol ne de kanat dilenirim Kendi göklerimde kendi kanatlarımla uçar giderim Eğilmek... more
Tevfik Fikret bir fotoğrafının üzerinde kendini şöyle tanımlar: Bugün hepimizin anlayabileceği bir dille aktarıyorum:

Ne kimseden bir bağış beklerim, ne kol ne de kanat dilenirim
Kendi göklerimde kendi kanatlarımla uçar giderim
Eğilmek boyunduruktan bile ağır gelir boynuma
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şairim.

Özgün biçimi:
Kimseden ümmid-i  feyzetmem, dilenmem  perr-ü bal
Kendi cevvim, kendi eflakimde kendim tairim
İnhina tavk-ı esaretten girandır boynuma
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şairim

Ulusal kurtuluş savaşçısı Mustafa Kemal bu tanımlamayı, 25 Ağustos 1925'de öğretmenlere bir meslek ilkesi olarak göstermiştir.
"Hiçbir zaman unutmayınız ki, Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister."
Kurtuluş savaşına "ya bağımsızlık, ya ölüm" diye başlayan, "özgürlük ve bağımsızlık benim gerçek kişiliğimdir" diyen bir Başöğretmenden başka türlü ders vermesi, zaten beklenemez.
GİRİŞ Bu yazı matematiğin ve matematik eğitiminin ulusal ve bireysel çerçeveler içinde var olmak ve varlıklı olabilmek için önemli ve öncelikli olduğu sayıltısına (assumption) dayalıdır. Bu sayıltıyı denenceye (hypothesis) dönüştürecek... more
GİRİŞ Bu yazı matematiğin ve matematik eğitiminin ulusal ve bireysel çerçeveler içinde var olmak ve varlıklı olabilmek için önemli ve öncelikli olduğu sayıltısına (assumption) dayalıdır. Bu sayıltıyı denenceye (hypothesis) dönüştürecek gerekçeler belirtilmeyecektir. Yazının amacı doğrudan doğruya PISA (Program for International Student Assessment) sınavlarındaki matematik sorularının-eğitsel ölçme ilkelerini ölçüt alarak-değerlendirmesine bir örnek sunmaktır. 2003-2015 sürecinde açıklanmış Matematik sorularının hepsi için bunu yapmaya yetecek zaman ve yer yoktur. PISA araştırmalarını genel amacı da matematik, fen ve okuduğunu kavrama becerilerinin erişilme düzeylerini saptamaktır. Yapılan saptamaları değerlendirme işlemi uluslararası çerçevede karşılaştırmalı olarak yapıldığı için PISA araştırmaları PISA sınavı olarak ün kazanmış ve uluslararası bir rekabet alanı yaratmıştır. Oysa bir ölçme sisteminden beklenen ilk özellik ölçtüğü sistemi değiştirmemesidir. Tarttığı cismin ağırlığını değiştiren bir terazi, ölçtüğü sıvının hacmini değiştiren bir litre, ölçtüğü elektrikten çalan bir elektrik saati, arabanın hızını değiştiren bir takometre düşünülemez. Ama eğitimdeki ölçümler (sınavlar) eğitim sisteminin olağan davranışını değiştirirler. Eğitime göre ölçme yerine ölçmeye bağımlı eğitim süreçleri oluşur. Türkiye'deki seçme ve yerleştirme sınavları tüm eğitim sistemini tutsak almıştır. Ne tuhaftır ki bu prangayı kendi elleriyle kendi ayağına takan eğitim sistemimiz çareyi başka bir sınavda aramakta, eğitim konusunda PISA'nın "patronuna" danışılmaktadır (Çakmakçı, 2017). Ama dünyada PISA'ya karşı sesler yükselmektedir (Andrew ve diğerleri, 2014). Bu yazıda PISA matematik sorularının eğitsel ölçme ilkeleri çerçevesinde nasıl sorgulanması gerektiği örneklendirilmeye çalışılmıştır.. PISA'NIN NİYETİ PISA sınavı ülkelerin öğrencilerini matematiği kişisel, toplumsal, mesleki ve bilimsel yaşamlarında kullanmaya ne derecede hazırladıklarını belirlemeyi hedeflemektedir. OECD PISA 2015 için Matematik okuryazarlığını bireyin çeşitli bağlamlar içinde matematiği bağıntı kurma, uygulama, yorumlama ve değerlendirme yeterlikleri olarak tanımlamaktadır. Bu tanım matematiksel muhakeme ile nesneleri ve olayları matematiksel kavram, olgu, işlem, yöntem ve araçlarla betimleme, açıklama ve yordamayı kapsamaktadır. Matematik okuryazarlığı bireylerin günlük yaşamları içinde yapıcı, adanmış ve aydın yurttaşlardan beklenen sağlam temelli kararları ve yargıları verirken matematiğin önemini özümsemelerini de içermektedir. PISA 2015 matematik taslak çerçevesi PISA matematik sınavlarında ölçülmek istenen matematik yeterliklerinin ve matematik okuryazarlığı becerilerinin kuramsal altyapısını açıklamaktadır. Taslak 15 yaşındaki öğrenciler için matematik içeriğini dört öbekte derlemektedir. Başka bir deyişle Matematikte karşılaşılan problem alanlarını 4 bağlama ayırmaktadır. Bu taslak çerçeve 15 yaşındaki çocukları sınamak için seçilen matematik bilgisi kapsamının dört konu içeriği (Belirsizlik-veri; Değişim-ilişki; Nicelik, Uzam-biçim) ve dört problem bağlamına (Bireysel, Toplumsal, Mesleki ve Bilimsel) göre nasıl düzenlendiğini belirtmektedir. Önce öğrencilerin matematiksel çözüm isteyen konularla karşılaşacağı dört sorun bağlamı tanımlanmakta, sonra da dört içerik ve dört bağlam öbeğinden hangi oranlarda soru hazırlanacağı anlatılmaktadır. PISA alan taramalarında öbeklemeler yedi konu birimi (Çizelgeler, Fuji, Pizzalar, Atıklar, Rock Konseri, Yürüyüş ve Marangoz) içinde örneklendirilmektedir. OECD'nin en genel amacının matematik eğitiminin etkili verimli ve yararlı olmasına katkı olduğunu
Ölçme eğitim içindir, eğitim ölçme için değildir.
Üretmediğimizi ölçemeyiz. Ölçe ölçe de üretemeyiz.
Eğitim ve ölçmeyi karşıt seçenekler olarak değil biri ötekini tamamlayan eşlenik süreçler olarak görmek gerekir.
Research Interests:
Soru nedir? Açık uçlu sorular; kısa yanıtlı sorular; D/Y ve çoktan seçmeli sorular... özellikleri nelerdir? Yazılırken uyulacak ölçütler ve ilkeler nelerdir?
Research Interests:
Günlük dilde hatta akademik ortamlarda bile ölçme-değerlendirme sözcükleri Şanlı Urfa, İmam-Bayıldı, Kapalı Çarşı vb. bileşik bir isim gibi kullanılmaktadır. Daha da ötesi bir ölçme örneği istenince çoğunlukla "miktar" belirten sayısal... more
Günlük dilde hatta akademik ortamlarda bile ölçme-değerlendirme sözcükleri Şanlı Urfa, İmam-Bayıldı, Kapalı Çarşı vb. bileşik bir isim gibi kullanılmaktadır. Daha da ötesi bir ölçme örneği istenince çoğunlukla "miktar" belirten sayısal göstergeler verilir. Bu sunum "ölçme" ve "değerlendirme" kavramlarının ilişkisini pekiştirmek ve ayraçlarını vurgulamak için hazırlandı.
Research Interests:
Research Interests:
Fiziğe değil metafiziğe önem veriyoruz. Astronomi umurumuzda değil, astroloji ile oyalanıyoruz. Evrim kuramına sansür konuyor akıllı tasarıma destek veriliyor... Din eğitimi zorunlu, fen eğitimi keyfe keder... Lise eğitiminde şişirilen... more
Fiziğe değil metafiziğe önem veriyoruz. Astronomi umurumuzda değil, astroloji ile oyalanıyoruz. Evrim kuramına sansür konuyor akıllı tasarıma destek veriliyor... Din eğitimi zorunlu, fen eğitimi keyfe keder... Lise eğitiminde şişirilen notlar, kurul kararlarıyla, aflarla, veli ya da yönetici gücüyle bastırılan başarısızlık sınavlarda yayından fırlamaktadır. Ancak başarısızlığı yorumlarken görüntüyü abartmaktan, verileri çarpıtmaktan uzak durmak da zorunludur. Örneğin, sınav puanlarının sıfırı hiçbir zaman gerçek sıfır değildir. Bilgi ya da yeteneğin mutlak yokluğunu gösteren gerçek sıfır noktasına sınavlarla erişmek olası değildir. Sınavlardaki "0" noktası itibari bir sıfırdır. Sınav hazırlayanların seçtiği sorularla tanımlanmış bir "sıfır" noktasıdır. Termometrede olduğu gibi... Sıfır derece santigratta başkadır, Fahrenheit'ta başkadır. Ya da miladi yılın sıfırı ile hicri yılın sıfırının başka başka olması gibi... Eğer bu sınava iki-üç tane çok kolay soru konsaydı mutlaka daha az kişi sıfır alırdı; belki de kimse sıfır almazdı. Ne olursa olsun 30000 adayın sıfır alması üzücüdür. Ciddiye alınmalıdır. Ama sıfır ve sıfıra yakın puan alan adayların başarısızlıklarından çok umutsuzlukları, yılgınlıkları, umursamazlıkları, bezginlikleri önemlidir. Yıllardır sınav kaygısı diye diye gelinen bu kaygısızlık durumu iyi irdelenmelidir. Başarısızlık "sıfır" noktasının ilerisinde de yoğundu. Geçen yıl 840000 aday barajı aşmışken bu yıl bu sayı 713 bine düştü. Bu sonuç nasıl yorumlanabilir?
Yaratıcılığın ve önceden kestirilemeyen bilişsel niteliklerin ölçümünde açık uçlu sınavlar çok yararlıdır. Okul ve ders düzeyindeki değerlendirmelerde uygulanmaları zorunludur. Eğer okullarda öğretmenlerin açık uçlu sınavlarla yaptıkları... more
Yaratıcılığın ve önceden kestirilemeyen bilişsel niteliklerin ölçümünde açık uçlu sınavlar çok yararlıdır. Okul ve ders düzeyindeki değerlendirmelerde uygulanmaları zorunludur. Eğer okullarda öğretmenlerin açık uçlu sınavlarla yaptıkları ölçme ve değerlendirmeler ciddiye alınırsa ilk ve orta öğretimimizdeki sorunların önemli ölçüde azalacağına eminim.
Öte yandan kaptanlar olmasa bile jet pilotları, adli tıpçılar olmasa bile cerrahlar, plancılar olmasa bile yatırımcılar, hakemler, öğretmenler, yöneticiler vb. uzmanlar mesleklerini yaparken kısıtlı seçenekler ve eksik verilerle çok sayıda, çok hızlı kararlar vermek zorundadırlar. Kitlesel seçme sınavlarındaki çoktan seçmeli sorular için yaptıkları alıştırmaların öğrencilerin hızlı okuma, hızlı yorumlama, veri değerlendirme, eksik bilgi  ile çabuk karar verme, kısa dönemli bellek vb. bilişsel yetilerini geliştirdiğini seziyorum. Bu sezgisel denencenin doğruluğunun ya da yanlışlığının sınanması  gerektiğini de biliyorum.
Hangi türde olursa olsun sınavlarda kullandığımız soruların ölçtükleri nitelikler donanımla belirlenir. Bütün sınavlarda halâ yontma kalem ve cilalı kâğıt çağını yaşamaktayız.  Öğrencilerin gerçek ya da sanal araç-gereç kullanarak ürün ortaya koymak fırsatları yoktur. Katılımcıların sadece sözel ve görsel üretimleri ölçülebilmektedir.
Eğitime en çok zarar veren ezberlerin arasında -en önemlisi olmasa bile- en önceliklisi de (çoktan seçmeli) soruların ezber ölçtüğüne ilişkin basma-kalıp yargıdır. Her söyleyene çok alkış toplayan bu yaygın söylence konuyla ilgili tüm... more
Eğitime en çok zarar veren ezberlerin arasında -en önemlisi olmasa bile- en önceliklisi de (çoktan seçmeli) soruların ezber ölçtüğüne ilişkin basma-kalıp yargıdır. Her söyleyene çok alkış toplayan bu yaygın söylence konuyla ilgili tüm diğer gerçeklerin ve olasılıkların üstünü örtmektedir. Oysa bir sınav sorusunun yapısal biçimiyle ölçtüğü niteliğin düzeyi arasındaki ilişki bütünüyle nedensel değil büyük ölçüde istatistikseldir.
Yani çoktan seçmeli soru sadece ezber ölçer ve ezber başka türlü ölçülmez denemez!
Yani ezber ölçen çoktan seçmeli sorular çoktur ama ezber ölçmeyen çoktan seçmeli soru daha çoktur. Kaçınılması gereken ezber bir içeriği anlamını özümsemeden yeniden üretmektir.
Bu tür ezberciliği kışkırtan örnekleri de çoktan seçmeli sınavlardan çok yazılı sınavlarda bulunur.
Yani açık uçlu sorularla hep ezber üstü nitelikler ölçülür, ezber ölçen açık uçlu soru yoktur denemez!
Üstelik ezber ölçmeyen açık uçlu soru çoktur ama ezber ölçen açık uçlu soru daha çoktur.
Zaten bir sınav sorusunun geçerliliği sadece ne ölçtüğü ile sınırlı değildir.
Kaldı ki sınav sorusunun ne ölçmek istediği de geçerli sayılması için yeterli değildir.
Her tür sınavda ölçülmek istendiği halde ölçülemeyen bazı ögeler kalır. Ölçülmek istenmediği halde ayıklanamadan ölçüme karışan ögeler de vardır. Bir sınav sorusunun yapısal geçerliliği ölçmesi gerekenle ölçebildiğinin bağdaşma oranıdır.
Research Interests:

And 105 more

Ölçme bilimin, adaletin, ticaretin, siyasetin kısacası her tür yaşam sürecinin ayrılamaz parçasıdır. Varlığımız da yokluğumuz da, açlığımız da tokluğumuz da, boyumuz da huyumuz da ölçülür. Halep tarumar edildi ama "arşın" hala burada.
Önce 5+3'ü anlamaya çalıştık, şimdi 4+4 deneniyor. 8 yılın aritmetik parçalanmaları ne ifade ediyor?» Önce bazı tanımları hatırlamak lazım: Kesintisiz ne demek, zorunlu ne demek, artılar ne anlama geliyor? Bazıları artıları aritmetik... more
Önce 5+3'ü anlamaya çalıştık, şimdi 4+4 deneniyor. 8 yılın aritmetik parçalanmaları ne ifade ediyor?»
Önce bazı tanımları hatırlamak lazım: Kesintisiz ne demek, zorunlu ne demek, artılar ne anlama geliyor? Bazıları artıları aritmetik toplam gibi algılıyor. Eisenstein'ın dediği gibi 1+1 > 2. Sistem, kendisini oluşturan parçaların aritmetik toplamına eşit değildir. Bazen onlardan fazla, bazen onlardan eksik bir şeydir. Artılar orda bir ayrım, bir kulvar değiştirme, bir ayrışma olduğunu söylüyor. Bu nedenle kesintisiz 8 yıl eğitim deniyordu. Eskiden 5+3 olan eğitim 8 yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitim olmuştu. Eğitim bilimsel olarak kesintisiz eğitimin genel ve temel olması esastır. Toplumu oluşturan değerlerin, ihtiyaçların, temel psikomotor, iletişim, bilişsel becerilerin, temel okur-yazarlıkların kazanıldığı dönemdir. Okur-yazarlık derken sadece alfabe değil bugünün artlarında bilgisayar, medya, teknoloji, sosyal bilim okur yazarlığı da artık temel bir gereksinim halini almıştır. Bilgi patlaması yaşıyoruz. Şöyle bir örnek vermek istiyorum. Son bin yıldır insanların beyin evrimlerinde çok büyük bir değişiklik olmadı. Bugünün insanının beyni Newton'unkinden daha gelişmiş değil ama sıradan bir lise öğrencisi bile Newton'un bildiğinden 10 kat daha fazla fizik bilmek zorunda. Demek kazandırılması gereken mevcut bilişsel, duyuşsal, iletişimsel temel beceriler 5 yıla sığmıyor. Bu içerik olarak böyle, ayrıca süreç olarak da gelişimsel psikolojinin bulgularına göre çocuk 0-14 yaş arasında belirli evrelerden geçiyor. Bu evrelerde acele edilmemesi, hızlandırılmaması gereken evreler var. 6 aylık bebeğe fizyolojik olarak tavuk yediremezseniz veya yürümesini bekleyemezseniz. Aynı şekilde zihinsel olarak da gelişimin evreleri var. Yani 3. sınıfta havuz problemlerini zorlarsanız olmuyor. Ama öte yandan bu 14 yıl içinde bazı becerileri zamanında kazandıramazsanız bu sefer de geç kalmış oluyorsunuz. 5 yıla sığdırılamayan temel eğitim 8 yıla yükseltilmişti. 5 yıla sığdırılamayan dolayısıyla çocuğa öğretilemeyenler için de zaten ne gerek var ki" gibi çok yanlı bir savunma kullanılıyor. Havuz problemi öğreteceğimize şiir öğretelim diyen eğitimciler var. Tabii kulağa çok hoş geliyor ama havuz problemi çözemeyince okyanusa da açılamıyor insan.
Öğrenciler bir sistem bütünlüğü içinde bildirici değil, buldurucu yöntemlerle eğitilmelidirler. Bakarak, dinleyerek değil karıştırarak, kurcalayarak, yaparak, bozarak öğrenmelidirler. Aslında her yaştaki öğrenci için ama özellikle bu... more
Öğrenciler bir sistem bütünlüğü içinde bildirici değil, buldurucu yöntemlerle eğitilmelidirler. Bakarak, dinleyerek değil karıştırarak, kurcalayarak, yaparak, bozarak öğrenmelidirler. Aslında her yaştaki öğrenci için ama özellikle bu yaşlardaki çocuklar için en zararlı yöntem vaaz, nasihat ve tembihtir. Aktarma bilgi, çocuklarda kozmetik bir görüntü bıraksa da arayıcı, bulucu, kavrayıcı kazanımlar sağlayamaz, 21. yüzyılda var olmak ve varlıklı olabilmek için koyma akıllara değil oyma akıllara ihtiyacımız var. Elbette evrensel, ulusal, yerel ve harta özel bireysel değerlere de okulda yer açılacaktır. Bunlar bütün din ve kültürlerde ortak olan insan ve doğa sevgisi, paylaşımda dürüstlük, hata yaptığında "ben yaptım" diyebilme cesareti, yardımlaşma, dayanışma vb. değerlerdir. Mezheplerin kendilerine özgü ayıp, yasak ve günah anlayışlarının "bilgi" olarak dayatılması ne çocuğa ne de topluma yarar getirir. Şûrada önerilen dersler masum çocuklar için değil malum kadroların istihdamı için dayatılmaktadır. Anlamını bilmediği sözcükleri ezberden seslendiremeyenler günaha yönelirler hurafesiyle kavramsal dil edinimi, buluşçu bilişsel gelişimi, yaşama coşkusunu sekteye uğratmanın bilimsel, kültürel ve ahlaki dayanağı yoktur.
Research Interests:
Emine Erktin, Ali Baykal, Haluk Koçak, Fatima Çelik ve Engin Irız Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği (BÜMED) dergisinin Kasım-Aralık 2018 sayısı için eğitim konusunda Kafa Kafaya verdik.. Tartışma biraz daha uzasa Kafa Kafaya da... more
Emine Erktin, Ali Baykal, Haluk Koçak, Fatima Çelik ve Engin Irız Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği (BÜMED) dergisinin Kasım-Aralık 2018 sayısı için eğitim konusunda Kafa Kafaya verdik.. Tartışma biraz daha uzasa Kafa Kafaya da gelebilirdik yani.... Ama hiç birimizin benlik algısı bizlik duygusundan daha baskın değil...
Ödev ne davranımcı ne yapılanımcı kurama aykırıdır.
Birincinin yaklaştırma ikincinin iskele kurma işlevlerine uygundur.
Kazım Zafir, 1896'da Beşiktaş'taki Zafir Konağı'nda doğar. Kabataş ve Robert Koleji'nde öğretmenlik yapar. Hayırseverliğiyle bilinir. Hakkında anlatılan hikayelerden biri de şudur: 1926'da Kıbrıs'ta lise müdürüyken yolda hasta bir kadın... more
Kazım Zafir, 1896'da Beşiktaş'taki Zafir Konağı'nda doğar. Kabataş ve
Robert Koleji'nde öğretmenlik yapar. Hayırseverliğiyle bilinir. Hakkında
anlatılan hikayelerden biri de şudur: 1926'da Kıbrıs'ta lise müdürüyken yolda hasta bir kadın görüp, bebeğini taşımasına yardım eder. "Eşek sıpa taşır mı?" diye halktan tepki alır. "Bir kadına yardım etmeyen değil erkek, insan bile değildir" diyerek, istifa edip İstanbul'a gelir.
1933'te, yakın arkadaşı Fahrettin Kerim Gökay, Kazım Zafir'i Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ'la tanıştırır.
Kazım Bey, "Başıboş çocuklar" için bir yurt kurmak istediğini anlatır başkana. Ama bu yurt koruma değil,
kurtarma amaçlıdır. Kazım Bey başına gelecekleri bildiği için önlemini alır: "Bir tecrübe müessesesi inşa edeceğim. Mevcut talimatnamelere uymak istemem. Müfettiş, polis de istemem. Bana karışmayın ki müspet,
menfi bir çözüm alabileyim. Bir anlaşma imzalayalım. Başarılı olamazsam 6 ayda çekilirim."
Research Interests:
Research Interests:
Cahit Arf'ın üniversite kavramını İlhan Selçuk aktarmış
Research Interests:
Üniversite giriş sınavları konusunda Erdoğan Yılmaz ile yapılan bir söyleşi. Bilinen sorunlar, aykırı yanıtlar... Ama öğrencilere yaptığım önerileri hala beğeniyorum.
Research Interests:
Ölçmenin temel ilkesi ölçen sistemin ölçülen sistemi değiştirmemesidir. Ortaöğretim Başarı Puanı yükseköğretime girişte değerlenince kendi ölçmesi gereken ortaöğretim başarısından başka bir şey ölçmeye başlamaktadır. Zaten yeterli olmayan... more
Ölçmenin temel ilkesi ölçen sistemin ölçülen sistemi değiştirmemesidir. Ortaöğretim Başarı Puanı yükseköğretime girişte değerlenince kendi ölçmesi gereken ortaöğretim başarısından başka bir şey ölçmeye başlamaktadır. Zaten yeterli olmayan geçerlilik ve güvenilirliği daha da düşmekte, adaletsizliğe yol açan bir etken olmaktadır.
Research Interests:
Eğitim sistemimizin sorunlarının yalnızca başlıklarını vermek bile bir kitabı doldurabilir. Bütün toplumsal kurum ve süreçlerin ve özellikle eğitimin amacı insanların mutluluğudur. Kişisel gözlemlerime göre eğitimimizde en önem¬li sorun... more
Eğitim sistemimizin sorunlarının yalnızca başlıklarını vermek bile bir kitabı doldurabilir. Bütün toplumsal kurum ve süreçlerin ve özellikle eğitimin amacı insanların mutluluğudur. Kişisel gözlemlerime göre eğitimimizde en önem¬li sorun öğretmen, öğrenci ve okul¬la ilgili kişilerin mutsuzluğudur. Okullarımızın sevinçle, özlemle gi¬dilen, çalışılan, yaşanan yerler olduğunu sanmıyorum.
Research Interests:
Bilgi akışı hızlanarak, debisi ve ivmesi artarak sürecek… Internet kullanıcılarının sayıları katlanarak büyüyecek ve milyonlar milyarlara varacak. Daha çok bilgisayar, daha çok internet, daha çok televizyon kanalı, daha çok radyo olacak.... more
Bilgi akışı hızlanarak, debisi ve ivmesi artarak sürecek…
Internet kullanıcılarının sayıları katlanarak büyüyecek ve milyonlar milyarlara varacak.
Daha çok bilgisayar, daha çok internet, daha çok televizyon kanalı, daha çok radyo olacak.
Yonga işlemcilerin hızı artacak, fiyatı düşecek…
Ama, bilgisayar, televizyon, radyo, internet v.b. araçlar sahip olduğumuz oranda değil doğru yerde kullanabildiğimiz oranda işe yararlar.
Çünkü teller, antenler sadece mesajın kodlarını, sinyallerini iletebilirler, yayabilirler, taşıyabilirler ve başka kodlara, sinyallere, uyarıcılara dönüştürebilirler.
Kodların, sinyallerin özgün düşünceye,  sevgiye, ilgiye, meraka, anlama, değere ve bilgiye  dönüşmesi -belki henüz ama halâ-  eğitsel bir sorundur… Dijital değil…
Eğitimin e’si olmadan e-dönüşüm olabilir mi?
Research Interests:
“Ölçme bütün sistemlerin çok önemli alt sistemlerinden biridir. Ancak ölçme alt sisteminin ait olduğu üst sistemin amaçlarını ve işlevlerini değiştirmemesi esastır. “Ama ülkemizde ölçme sistemi (sınavlar) eğitim sistemini belirleyici ve... more
“Ölçme bütün sistemlerin çok önemli alt sistemlerinden biridir. Ancak ölçme alt sisteminin ait olduğu üst sistemin amaçlarını ve işlevlerini değiştirmemesi esastır.

“Ama ülkemizde ölçme sistemi (sınavlar) eğitim sistemini belirleyici ve yönetici oluyor.

“Örneğin evimize gelen elektrik buzdolabımıza ve televizyonumuza yetmese ve sadece elektrik sayacının çalışması için harcanıyor olsa kıyameti koparırız. Ama eğitimde sınavlardan başka hiçbir eğitim tasarımını konuşmuyoruz.”
Research Interests:
“Gönlünüzün çektiğini değil, gücünüzün yettiğine…” hocamız Selahattin Ertürk’ün öğüdü idi… Üniversiteye girişte adayların tercih sıralamasını verimlileştirebilmek için geliştirdiğim “en-iyileme” yönteminin “tanıtımına” çok yakışmıştı.... more
“Gönlünüzün çektiğini değil, gücünüzün yettiğine…” hocamız Selahattin Ertürk’ün öğüdü idi… Üniversiteye girişte adayların tercih sıralamasını verimlileştirebilmek için geliştirdiğim “en-iyileme” yönteminin “tanıtımına” çok yakışmıştı.  Kendisini rahmetle anıyorum…
Çok ölçütlü sıralama işlemlerinde önce ölçütlerin önem sırasına konması gerekir ama yetmez.
Yüksek öğretim programları 10-15 kat, puan türleri 3 kat artmıştır, kurallar değişmiş, ayrıntılar çeşitlenmiştir ama temel ilkeler aynıdır:  Son listeye giren programların puan sırasında değil istek sırasında olması mutlak koşuldur. Yöntem bilimseldir ama yazıyı okuyanlar “açıkta kalınmayacağına dair” bir güvence verilmediğini göreceklerdir.
Research Interests:
Bu sunum 27 Kasım 2019 tarihinde Kadıköy Lisesinde İstanbul Ölçme ve Değerlendirme Merkezi tarafından düzenlenen bir toplantıda yapılmıştır. Ölçme ve Değerlendirme Akademisi'nin ilk dersidir. Toplantıya gönüllüler arasından seçilmiş 50... more
Bu sunum 27 Kasım 2019 tarihinde Kadıköy Lisesinde İstanbul Ölçme ve Değerlendirme Merkezi tarafından düzenlenen bir toplantıda yapılmıştır.
Ölçme ve Değerlendirme Akademisi'nin ilk dersidir. Toplantıya gönüllüler arasından seçilmiş 50 dolayında öğretmen ve Milli Eğitim yöneticileri katılmıştır. Akademi'nin dersleri Bahçeşehir, Boğaziçi ve Yıldız Teknik Üniversitesinden seçkin öğretim üyeleri ile devam edecektir.
Var olanı tanımlamak, olayları açıklamak ve gelecekte olabilecekleri önceden bilebilmek insanların temel bilişsel dürtüleri arasındadır. Gelecekteki yaşamda işe yarayabilecek bir eğitimin tasarlanabilmesi için gelecekteki yaşama... more
Var olanı tanımlamak, olayları açıklamak ve gelecekte olabilecekleri önceden bilebilmek insanların temel bilişsel dürtüleri arasındadır. Gelecekteki yaşamda işe yarayabilecek bir eğitimin tasarlanabilmesi için gelecekteki yaşama koşullarının olabildiğince duyarlı biçimde yordanması gerekir. Fal bakarak ya da ya da var-olan eğilimlere göre ötelemeler yaparak yapılan yordamların gerçekleşme olasılığı yok denecek kadar düşüktür. Olabilecekleri önceden bilebilmenin en geçerli yolu doğrulanmış bilimsel kuramlara dayalı hesaplardır. Ancak eğitim bilimlerinde hesaplı kestirimler yapılabilecek nicel bağıntılar yoktur. Bu nedenle bu çalışmadaki kestirimleri biyoloji biliminden devşirilen açık sistem benzetisinden yararlanılarak yapılacaktır. Açık sistem benzetisi var olan eğitim yapı ve süreçlerini betimlemekte olağanüstü kolaylık sağlar. Eğitim sistemlerinin işleyişini açıklamakta ve sonuçlarını değerlendirmekte de kısıtlayıcı etken benzetinin yetersizliği değil eğitim psikolojisi, eğitim sosyolojisi gibi destekleyici alanların sınırlarıdır. Eğitimin girdileri konusundaki belirsizlik zaten çok yüksek değildir. Çıktılarını da zaten çoğu zaman olması gerekenlerle değil olabileceklerle kısıtlıyoruz. Sorun 4-5 yıllık örgün eğitim bittikten sonra işe yarayabilecek hedef kazanımları; hedef-kazanımları gerçekleştirebilecek bileşenleri ve bileşenler arası etkileşimlerin niteliklerini öngörebilmektir.  Örneğin önümüzdeki görünür geleceğin en etkili girdisinin yine “bilgi” olduğu bellidir. Ancak yeni uygulamaların çoğunun da hala temel bilimlerin yürürlükteki kuramlarıyla üretildiği görülebilmektedir. Gençlere sunulacak sistemin hedef kazanımı da oluşmuş deneyimleri tekrarlamak değil yaratıcı sentezler oluşturmak olarak seçilmiştir. Bu çerçeve içinde önümüzdeki 20-30 yıl içindeki eğitimde fiziksel ortamlar, toplumsal dokular, eğitsel süreçler, iletişim donanımları ve bunları çekip-çevirecek öğretmen nasıl bir “sistem” oluşturacaktır? Hangi bilişsel yeterlikler öne çıkacak bu yeterlikler hangi içeriklerle kazandırılmaya çalışılacaktır? Öğrencinin bilgi edinim ve bilgi üretim sürecinde edilgin değil etkin olması hangi ortam, donanım ve yöntemlerle sağlanabilecektir? Önümüzdeki okul süreleri, ders çizelgeleri, öğretmenin işlevleri, yöneticinin görevleri, velilerle iletişim, öğrencilerle iletişim, ders kitapları, öğretici yazılımlar nereden nereye doğru yön, nicelik ve nitelik değiştireceklerdir? İleri bilişim teknolojileri öğretim sürecinde neden etkili kullanılamıyor? Bilgisayar ortamında ölçme-değerlendirme girişimleri neden kısıtlı? Öğretim sisteminde Cep telefonlarının olumsuz sonuçları azaltılıp eğitsel yararlar için kullanılabilecek mi?  Yapay zeka, füzyon enerjisinde oluşabilecek devrimler eğitimin hem maçlarını hem araçlarını baştan-kökten değiştirecek. Bu değişime karşı bilişsel bir hazırlık gerekmez mi? Bu konuşma bu bağlamda tasarlandı.
Ülkeleri Kırılganlık Göstergesi (The Fragile States Index: FSI) 178 dünya ülkesinin çeşitli olumsuz etkilere ve baskılara karşı kırılganlığını ölçmektedir. Ülkeleri Kırılganlık Sıralaması Barış Fonu’nun (The Fund for Peace) çözümleyici... more
Ülkeleri Kırılganlık Göstergesi (The Fragile States Index: FSI) 178 dünya ülkesinin çeşitli olumsuz etkilere ve baskılara karşı kırılganlığını ölçmektedir. Ülkeleri Kırılganlık Sıralaması Barış Fonu’nun (The Fund for Peace) çözümleyici bir yaklaşımı olan Çatışma Belirleme Aracı  (Conflict Assessment System Tool-CAST) aracı ile ortaya konmuştur. 178 ülkeden toplanmış çeşitli kırılganlık göstergeleri ile çeşitli kaynaklardan derlenmiş ülkelerin toplumsal ve eğitsel göstergeleri arasındaki ilişkiler hesaplanacak ve seçilmiş ölçütlere göre elde edilecek alt-kümeler arasında karşılaştırmalı çözümler yapılacaktır.
Eğitimdeki ölçme ve değerlendirmeler; hazırlama, güdüleme dönüt-düzelti, pekiştirme, yönlendirme, program değerlendirme, kanıtlama-belgeleme seçme ve yerleştirme vb. çok çeşitli amaçlarla yapılır: Sınavların kapsamı, biçimi, sıklığı ve... more
Eğitimdeki ölçme ve değerlendirmeler; hazırlama, güdüleme dönüt-düzelti, pekiştirme, yönlendirme, program değerlendirme, kanıtlama-belgeleme seçme ve yerleştirme vb. çok çeşitli amaçlarla yapılır: Sınavların kapsamı, biçimi, sıklığı ve süreleri öncelikle ölçülecek boyutun içerdiği davranış ve bu davranışı vardayacak (yoklayacak) uyarıcıya göre belirlenir. Bütün amaçları gerçekleştirebilecek tek bir ölçek hayaldir. Yakınsak bilişsel nitelikler (başarı ve yetenek) katkı beklentili (açık uçlu) ya da seçki beklentili (seçenekli) soru kalıpları ile ölçülebilmektedirler. Bu soru kalıpları ile hazırlanan ölçeklerin geçerli, güvenilir ve kullanışlı nitelikte olmaları beklenir. Herhangi bir amaçla hazırlanacak bir ölçekte bütün bu nitelikleri aynı anda pekiyilemek (maksimize etmek) olası değildir. Sınavın genel amacına göre bu niteliklerin eniyilenmesi (optimize edilmesi) zorunludur. Türkiye’deki seçme sınavlarında en azından görünüş geçerliliği sağlanmıştı. Ne var ki son yıllarda her derde deva sınavlar uydurulmuş ve bunların da nitelikleri düşürülmüştür. Ben Türkiye’de liselere ve yükseköğretime yerleştirmenin tek aşamalı, müfredata dayalı ve nesnel puanlamaya, hızlı değerlendirmeye uygun olmasını öneriyorum.
Kararsızlık yaşamı durdurur. Yaşamın yürümesi için «Belki» demek yerine «Evet-Hayır», «Kabul-Red», «Sağ-Sol», «Doğru-Yanlış» seçeneklerinden birisinin seçilmesi zorunlu olabilir. Ama tasarım süreçlerinde «ya o, ya da bu» zorlaması... more
Kararsızlık yaşamı durdurur. Yaşamın yürümesi için «Belki» demek yerine «Evet-Hayır», «Kabul-Red», «Sağ-Sol», «Doğru-Yanlış» seçeneklerinden birisinin seçilmesi zorunlu olabilir. Ama tasarım süreçlerinde «ya o, ya da bu» zorlaması yanıltıcıdır. Tasarım olanakları zıtlaştırmak, nitelikleri karşıtlaştırmak yerine bileşenleri bütünleştirmek, kutupları uzlaştırmak, nitelikleri eşlenik kıvama getirme sürecidir.
Matematik eğitiminin iyisi de kötüsü de sistem kavramlarıyla betimlenebilir. Şirince'deki Nesin Matematik Köyünde bunu anlatmaya çalıştım. Panel açık havada yapıldığı için görsel anlatımları buradan paylaşmaya söz verdim. STEMin de... more
Matematik eğitiminin iyisi de kötüsü de sistem kavramlarıyla betimlenebilir.
Şirince'deki Nesin Matematik Köyünde bunu anlatmaya çalıştım. Panel açık havada yapıldığı için görsel anlatımları buradan paylaşmaya söz verdim.
STEMin de siSTEMatiğin içinde olması görsel ve sözel bir raslantıdır ama gerçektir.
El-göz ve kulak eş-güdümü bütün mesleklerde ama özellikle cerrahi, eğitim teknolojisi ve hava ulaştırmacılığında yaşamsal öneme sahiptir. Öte yandan okulların bütün işlevleri başka kurum ve kurgulara aktarılsa bile "toplumsallaşma"... more
El-göz ve kulak eş-güdümü bütün mesleklerde ama özellikle cerrahi, eğitim teknolojisi ve hava ulaştırmacılığında yaşamsal öneme sahiptir. Öte yandan okulların bütün işlevleri başka kurum ve kurgulara aktarılsa bile "toplumsallaşma" işlevine kolay kolay el konamayacaktır. Bu iki temel sayıltı doğrultusunda ve sanal Gerçeklik bağlamında bilgisayar oyunlarından önemli yararlar sağlanabilir. Bilgisayar oyunlarının zararlarından sakınmanın yolu yasak değil yararlı tasarımdır.
Research Interests:
Bilgi toplumunda kum tanesinin (quartz) katma değeri külçe altının çakma değerinden yüksektir. 2014 İnsani Gelişim Raporundaki verilere bakıldığında Türkiye bir tırmanış göstermektedir. Ancak bu tüm ülkeler için doğrudur. Türkiye bu... more
Bilgi toplumunda kum tanesinin (quartz) katma değeri külçe altının çakma değerinden yüksektir. 2014 İnsani Gelişim Raporundaki verilere bakıldığında Türkiye bir tırmanış göstermektedir. Ancak bu tüm ülkeler için doğrudur. Türkiye bu bağlamdaki "eğitim" göstergelerinin hiç birinde ilk 60'a girememektedir. Oysa dünya öğretim teknolojisinden öğrenme teknolojisine geçiş aşamasındadır.
Research Interests:
Mustafa Kemal Atatürk "Terbiye ve tedriste tatbik edilecek usul, malûmatı insan için fazla bir süs, bir vasıta-ı tahakküm yahut medenî bir zevkten ziyade maddî hayatta muvaffak olmayı temin eden amelî ve kabil-i istimal bir cihaz haline... more
Mustafa Kemal Atatürk "Terbiye ve tedriste tatbik edilecek usul, malûmatı insan için fazla bir süs, bir vasıta-ı tahakküm yahut medenî bir zevkten ziyade maddî hayatta muvaffak olmayı temin eden amelî ve kabil-i istimal bir cihaz haline getirmektir." diyor.
Öğretmenelere verdiği ödev şudur: "Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister".
Peki, öğrencilerine düşünmeyi öğretecek olan öğretmen nasıl düşünüyor?
Bu sunumda öğretmenlerin sekiz düşünsel kişisel yöneliminin sıradüzeni açıklanmaktadır. Öğrenme kuramlarının yetersizliği nedeniyle oluşan belirsizlik ve güçlükleri çözebilmek için öğretmenliğin "cesaret" isteyen bir meslek olduğu vurgulanmaktadır.
Research Interests:
A simple analysis of papers submitted in current educational research journals shows that educational researchers shy away from representing the results of their research in quantitative forms. Qualitative approaches have long dominated... more
A simple analysis of papers submitted in current educational research journals shows that educational researchers shy away from representing the results of their research in quantitative forms. Qualitative approaches have long dominated  the field of education. This is because the usual quantitative methods fail to reflect the important qualitative aspects of effective and efficient educational practice. The main reason is the error of isomorphism prevail the quantitative operations applied in data analyses. Statistical or mathematical research methods in education must also comply with the same genuine scientific measurement principles as in the other disciplines. This doesn’t mean that researchers may be insensitive to the essential qualitative aspects of high-quality educational research. Shortly quantity does not alternate or replace quality. Quality is not the antonym of but just the conjugate of quality. In this study the usage of entropy can be extended to other performance indicators for the interactions between participants and items.  This will allow us to scrutinize the behavior of  students, teachers, parents, supervisors  in response a particular set of test questions, questionnaire ratings, Q-sorts etc. about instructional components. Therefore the effects of items can be carefully studied with respect to participants in order to identify the extent to which the chosen items measure the constructs the test was intending to measure. It will be tested if the entropy indices can be applied.
Research Interests:
A simple analysis of papers submitted in current educational research journals shows that educational researchers shy away from representing the results of their research in quantitative forms. Qualitative approaches have long dominated... more
A simple analysis of papers submitted in current educational research journals shows that educational researchers shy away from representing the results of their research in quantitative forms. Qualitative approaches have long dominated the field of education. This is because the usual quantitative methods fail to reflect the important qualitative aspects of effective and efficient educational practice. The main reason is the error of isomorphism prevail the quantitative operations applied in data analyses. Statistical or mathematical research methods in education must also comply with the same genuine scientific measurement principles as in the other disciplines. This doesn’t mean that researchers may be insensitive to the essential qualitative aspects of high-quality educational research. Shortly quantity does not alternate or replace quality. Quality is not the antonym of but just the conjugate of quality.
Aposite preference by the exclusion of opposite option does not ensure perfect positive practice in educational process.
QUALITY MUST BE QUANTIFIED BECAUSE QUANTITY QUALIFIES QUALITY.
Research Interests:
Research Interests:
Resmi kaynaklarda, Dershane, "Öğrencileri; bir üst okulun veya yüksek öğretime giriş sınavlarına hazırlamak, istedikleri derslerde yetiştirmek ve bilgi düzeylerini yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumları" olarak... more
Resmi kaynaklarda, Dershane, "Öğrencileri; bir üst okulun veya yüksek öğretime giriş sınavlarına hazırlamak, istedikleri derslerde yetiştirmek ve bilgi düzeylerini yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumları" olarak tanımlanmaktadır. Ancak bir sonraki emre kadar "öğrencilerin bir üst okula, yüksek öğretime giriş sınavlarına hazırlanmaları, istedikleri derslerde kendilerini yetiştirmeleri; bilgi düzeylerini yükseltmeleri yasaklanmıştır. Bağcılardan birini dövebilmek için üzümün artık asmalarda değil meyve ağaçlarında yetiştirileceği buyrulmuştur. İlgililere duyurulur.
Research Interests:
İnsanı dünyaya egemen kılan güç beynindedir. Milyarlarca hücreden oluşan yumuşak bir doku sayesinde dünyayı avuçlamış, aya ayak basmıştır. Duyu organları ile çevreden gelen bilgiler bu gri pelteyi oluşturan hücrelerdeki asit moleküllerine... more
İnsanı dünyaya egemen kılan güç beynindedir. Milyarlarca hücreden oluşan yumuşak bir doku sayesinde dünyayı avuçlamış, aya ayak basmıştır. Duyu organları ile çevreden gelen bilgiler bu gri pelteyi oluşturan hücrelerdeki asit moleküllerine yazılırlar. Daha sonra protein moleküllerine dönüştürülerek saklanırlar. İnsan beyni trilyonlarca bilgi molekülünü depolayabilir. Eğitimciler, politikacılar ve reklamcılar öğrenme denilen bu fizyolojik süreci dış uyarıcılarla (mesajlarla) denetim altına alarak istenen yön ve büyüklükte değiştirmeye çalışırlar. Teller, antenler sadece mesajın kodlarını, sinyallerini iletebilirler, yayabilirler, taşıyabilirler ve başka kodlara, sinyallere, uyarıcılara dönüştürebilirler. Kodların, sinyallerin özgün düşünceye,  sevgiye, ilgiye, meraka, anlama, değere ve bilgiye  dönüşmesi -belki henüz ama halâ-  eğitsel bir sorundur… Dijital değil…
Eğitimin e’si olmadan e-dönüşüm olamaz.
Research Interests:
Happiness is the ultimate aim of the education. Wisdom, wealth and health are the constituents of happiness. How will the components of instructional system be configured  with respect to these aims?
Research Interests:
Instructional design follows the advancement of technology but lags behind with a phase difference. Gutenberg’s mechanics in printing made the libraries integral part of school settings. Nowadays computers and mobile phones occupied the... more
Instructional design follows the advancement of technology but lags behind with a phase difference.
Gutenberg’s mechanics in printing made the libraries integral part of school settings. Nowadays computers and mobile phones occupied the domain of education. Applications such as virtual reality, e-labs, e-books, simulators, on line assessment, video conferencing are expanding the hinterland of schools. Computer Aided Design, e-commerce, e-manufacturing, internet banking, on-line bureaucracy, home-office applications are commonplace learning outcomes. Trans-ocean employment is changing the international affairs. There are of course some negative side effects of the uncontrolled growth of technology:  Hackers, gamblers, spies are also exploiting hi-tech. Hoaxing, phishing, tele-pornography and other kinds of misuses of internet are disturbing the rights of the privacy of ordinary citizens. Techno-mania and techno-phobia are dividing the society. Digital divide is multiplying the adverse effects of inequality in society. Misinformatin and disinformation are also the realities of information society. Let us conclude optimistically: space navigation, deep-sea mining, deep-sea-farming, communication with animals, brain transplantation are still among the mega-trends in societies. Education, health and tourism are the foremost agencies of happiness industry which will take over the control manufacturing industry.

Gutenberg’in icadı kütüphaneleri okulların ve evlerin eğitim eklemi haline getirmişti. Şimdilerde ise sanal gerçeklik, kurgu deneyler, uluslar arası kapsamda eğitim gerçekleşiyor. Bireyler küresel bilgi ağlarına bağlanıyorlar. Video konferanslarla uzmanlarla doğrudan etkileşime girilebiliyor. Bilgisayar destekli tasarım, bilgisayar destekli üretim, bilgisayar destekli pazarlama, bilgisayar destekli bankacılık, elektronik oylama artık herkesin bildiği işler. Etkileşimli gazete, kağıtsız ofis ve yönetim yaygınlaşan uygulamalar. Sayaçların uzaktan okunması, yangın, deprem v.b. afetlere karşı telegüvence sistemlerinin ayaksesleri kapıda. Denizleraşırı istihdam (teleiş) sektörü de patlamak için kıvılcım bekliyor.  Tabii herşey toz pembe değil. Telegöz ve telekulaklar bireylerin özel haklarına saldırıyorlar. Teledolandırıcılık olmasa elektronik ticaret daha hızlı yaygınlaşırdı. Toplumdan dışlanmış vandalların bulaşıcı virüsleri hayatımızı karartabiliyor. İftira ve dedikodu da eskisine göre daha hızlı, kolay ve daha yıkıcı boyutlarda yapılabiliyor. Tele-pornografi doğal heyecanların hazzını törpülüyor. Gerçek yaşam sanal yaşama karşı bağışıklık sistemini yitirmek tehlikesini yaşıyor. Ama, yine de iyimser bitirelim: Deniz dibi tarımı, hayvanlarla iletişim, uzay yolculuğu gibi yeni gerçek yaşam boyutları gelişiyor. Eğitim, turizm ve sağlık sektörleri mutluluk endüstrisi olarak gelişiyor.
Research Interests:
This is apowerpoint representation on systems characteristics of instructional processes. The presentation rests on a tripod: Science, Education and Measurement. Bu sunum Systems Approach to Instructional Design başlıklı yazı ile daha... more
This is apowerpoint representation on systems characteristics of instructional processes. The presentation rests on a tripod: Science, Education and Measurement.
Bu sunum Systems Approach to Instructional Design başlıklı yazı ile daha iyi anlaşılabilir:

https://www.academia.edu/84020028/SYSTEMS_APPROACH_TO_INSTUCTIONAL_DESIGN
This is a classical handbook for research in behavioral sciences.
Using what you found in your preliminary research, write a thesis statement that succinctly summarizes what your research paper will be about. This is usually the first sentence in your paper, making it your reader’s introduction to the... more
Using what you found in your preliminary research, write a thesis statement that succinctly summarizes what your research paper will be about. This is usually the first sentence in your paper, making it your reader’s introduction to the topic.
A thesis statement is the best answer for how to start a research paper. Aside from preparing your reader, the thesis statement also makes it easier for other researchers to assess whether or not your paper is useful to them for their own research. Likewise, you should read the thesis statements of other research papers to decide how useful they are to you.
A good thesis statement mentions all the important parts of the discussion without disclosing too many of the details. If you’re having trouble putting it into words, try to phrase your topic as a question and then answer it.
For example, if your research paper topic is about separating students with ADHD from other students, you’d first ask yourself, “Does separating students with ADHD improve their learning?” The answer—based on your preliminary research—is a good basis for your thesis statement.
Bu dosyada bilişsel alanın  ardışık aşamalarında eğitsel hedeflerin nasıl yazılabileceği aktarılmaktadır.
Research Interests:
This presentation is a brief summary of fundamentals of behavioral testing.
Research Interests:
This is an MS Excel file. It is prepared to demonstrate two parametric comparative methods: t-test for two independent groups and one way ANOVA for independent samples. You can download and retrieve to observe the signignificant and... more
This is an MS Excel file. It is prepared to demonstrate two parametric comparative methods: t-test for two independent groups and one way ANOVA for independent samples. You can download and retrieve to observe the signignificant and non-significant results.
Bu bir MS Excel dosyasıdır. Test-Tekrar Test, Test-Eşdeğer Test, EşYarılar; KR-20, KR-21 ve Cronbach Alpha  güvenirlik formüllerinin MS Excel ile hesaplama yöntemlerini kurgu verilerle sergilemektedir.
Almost every kind of continuous variable measured in any behavioral research can be compared across gender. To exemplify this issue, two groups of people are given an achievement test. First group are the female students the other group... more
Almost every kind of continuous variable measured in any behavioral research can be compared across gender. To exemplify this issue, two groups of people are given an achievement test. First group are the female students the other group comprised of males. The measure of learning is the scores taken from the test. A comprehensive example of the statistical treatment of the experiment is given in MS Excel worksheet attached.
Research Interests:
EZ 4 U 2 Compute the Point Biserial Correlation Coefficient (rpb) There are so many instances that one may wish to assess the relationship between two variables one of which is binomial (dichotomous/bivariate) and the other assumes... more
EZ 4 U 2 Compute the Point Biserial Correlation Coefficient (rpb)
There are so many instances that one may wish to assess the relationship between two variables one of which is binomial (dichotomous/bivariate) and the other assumes continuous values (ratio/interval).
Suppose, for example, that a teacher wishes to examine the relationship between the scores that students obtain on an achievement test and their scores obtained from a particular item on the test. The latter variable is truly dichotomous; that is to say, it can take only two values (1 for correct and 0 otherwise).
The point biserial correlation coefficient is used in computing the relationship between a continuous variable and one that is truly dichotomous.
The null hypothesis (H0) in our example is that total scores of student achievement in the test is not related to their pattern of item responses. Just to remind the new beginners this will yield is an index for discriminating power of the item after some modifications.
Research Interests:
Eğitsel hedeflerin gözlenebilir, sınanabilir öğrenci davranışları türünden belirtilmesi eğitsel tasarım ve değerlendirmenin temel ilkelerinden biridir. Sistemin tüm bileşenelerini seçimi ve tasarımında bu hedefler ölçüt çerçeveyi... more
Eğitsel hedeflerin gözlenebilir, sınanabilir öğrenci davranışları türünden belirtilmesi eğitsel tasarım ve değerlendirmenin temel ilkelerinden biridir.
Sistemin tüm bileşenelerini seçimi ve tasarımında bu hedefler ölçüt çerçeveyi oluşturur. Bloom ve arkadaşlarının 1956 yılında geliştirdikleri "aşamalı bilişsel sınıflama" hedef yazınımnda iletişimi kolaylaştıran bir kurgudur. Bu sunumda altı bilişsel basamaktaki hedeflerin yazımında kavramsal kolaylık sağlayacak yüklem ve nesneler örneklendirilmektedir.
Research Interests:
Derecelendirilmiş karne notu kaldırılmış. 50 yıl sonra ne görülmüş? Kız öğrencilerin yüksek öğrenimde temsil oranlarının düşmüş olduğu... Hangi Ülkede? İsveç'te... the quantitative information contained on a written report card is... more
Derecelendirilmiş karne notu kaldırılmış. 50 yıl sonra ne görülmüş? Kız öğrencilerin yüksek öğrenimde temsil oranlarının düşmüş olduğu... Hangi Ülkede? İsveç'te...

the quantitative information contained on a written report card is
particularly important for children whose parents are less confident in or able to extract
the relevant information from subtle qualitative oral assessments. It is also possible that the parents of these weak students were more reluctant to show up for the parent teacher conferences. Anecdotal evidence suggests that that may be the case (Andersson, 1999).
Since the positive effect of being graded is present for all groups of girls, but not for
boys with high school or university educated parents, there is also a gender dimension
to the effects of being graded. One interpretation is that girls benefit from being graded
because they otherwise underestimate their capacity, while the grades lower the expectations and motivation of the boys at the high end of the ability distribution

Nutzungsbedingungen: Die ZBW räumt Ihnen als Nutzerin/Nutzer das unentgeltliche, räumlich unbeschränkte und zeitlich auf die Dauer des Schutzrechts beschränkte einfache Recht ein, das ausgewählte Werk im Rahmen der unter → http://www.econstor.eu/dspace/Nutzungsbedingungen nachzulesenden vollständigen Nutzungsbedingungen zu vervielfältigen, mit denen die Nutzerin/der Nutzer sich durch die erste Nutzung einverstanden erklärt. Terms of use: The ZBW grants you, the user, the non-exclusive right to use the selected work free of charge, territorially unrestricted and within the time limit of the term of the property rights according to the terms specified at → http://www.econstor.eu/dspace/Nutzungsbedingungen By the first use of the selected work the user agrees and declares to comply with these terms of use.
Toplumların en değerli güç kaynağı insandır. Toplumu oluşturan bireylerin en önemli niteliklerinin başında da " zekâ " gelir. Bu çalışmanın genel amacı zekâ diye adlandırılan örtük bilişsel özeliğin bireye uyumlu ölçeklerle bilgisayar... more
Toplumların en değerli güç kaynağı insandır. Toplumu oluşturan bireylerin en önemli niteliklerinin başında da " zekâ " gelir. Bu çalışmanın genel amacı zekâ diye adlandırılan örtük bilişsel özeliğin bireye uyumlu ölçeklerle bilgisayar destekli ölçümü olarak özetlenebilir. Zekânın ölçülmesinden beklenen başlıca yararlar aşağıda sayılmıştır: 1. Zekânın gizemlerinin çözülmesine katkıda bulunmak; 2. Zekâ ölçümünde kuram ve uygulama birikimine katkı sağlamak; 3. Bireylerin bilişsel yetilerinin gizil gücünü ortaya çıkarmak; 4. Başta anne-babalar olmak üzere eğitimcilerin ve diğer toplumsal paydaşların bireyin özelliklerini geçerli, güvenilir ve kullanışlı yöntemlerle tanımalarını sağlamak; 5. En düşükten en yükseğe değişik zekâ düzeylerindeki bireyler için geliştirilecek eğitim tasarımlarını verilerle desteklemek. Zekâ Ölçümünün Yaşamsal Gerekçeleri Bilişsel yeteneklerin eğitimde ve iş yaşamında aşırı vurgulanmasından dolayı ortaya çıkan sorunlar duyuşsal zekâyı gündeme getirmiştir. Ne var ki akademik, ekonomik, politik, kültürel ve hatta duygusal yaşam alanları bilim ve teknolojinin basıncıyla küreselleşmektedir. Böyle olunca da bireyin bilişsel yetenekleri ve birikimleri yaşamının belirleyicisi olmaktadır. Oysa günümüzdeki İK: İnsan Kaynakları (HR: Human Resources) ve E-Ö: Endüstriyel-Örgütsel psikoloji alanlarının zekâya yaklaşımı bilişsel yetenekleri çalışan ayırt edici psikolojinin gerisinde kalmıştır. İK ve E-Ö psikolojisi karmaşık bilişsel yetilerin çalışma ortamlarındaki uygulamalarına ayak uyduramamıştır. İK ve E-Ö psikolojisi ve elbette eğitim bilimleri bilişsel yetiler konusundaki küresel bilgi birikimini önemsemeli ve zekânın yaşamsal dışavurumlarını değerlendirebilmelidir (Reeve, Scherbaum, Harold: 2015). Zekâ Ölçümünün Bilimsel Gerekçeleri Zekâya koşut " canlı " niteliklerinden biri de meraktır. Özellikle insan türü kendisini başka canlılardan daha üstün kılan bu bilişsel yeteneğinin yapısını, işleyişini, kalıtsal ve toplumsal evrimini, ölçümündeki yanılsamaları anlamak ve açıklamak ister. Zekânın yapısal bileşenlerini ve bileşenler arasındaki işlevsel ilişkileri keşfetmek, betimlemek ilgi çekicidir. Doğal zekânın karmaşık yapısını ve işleyişini çözmeden yapay zekâyı uygulamak olası gözükmüyor. Dolayısıyla zekânın eğitim, üretim, inanç ve duygu alanlarındaki etki ve katkılarını biçebilmek için önce zekâyı ölçebilmek gerekir. Bu amaçla geliştirilen nitel çözümlemeler ve nicel yöntemlerin her biri hem kendi başlarına hem de bir bütün olarak ilginç " entellektüel " uğraşlardır. Farklı özelliklerdeki denek kümeleri arasında zekâya ilişkin karşılaştırma amaçlı denenceleri sınamak ilgi çekicidir. Zekâyı oluşturan bileşenler, konu bağlamındaki değişkenler arasındaki ilişkileri de herkes merak eder (Canivez, Watkins, James, Good, and James, 2014). Genel Zekâ (g) etkeni nedir? Zekânın özel bileşenleri nelerdir? Bütün bilişsel yeteneklerin merkezinde yer alan genel bir bilişsel etken (g-etkeni) tarihsel önemini korumaktadır. Zekânın bütün boyutlarının odağındaki g-etkeni başarılı insan eylemlerini açıklayıcı ve yordayıcı olsa da genel g-etkenini çevreleyen bileşenleri de ölçüm kapsamına almak hem ilgi çekici
Prof. Dr. Mehmet Fuat Turgut ile Ali Baykal'ın kendi el yazıları ile hazırlamış oldukları bu dosyada seçme (liyakat sıralaması) amacıyla iki farklı ölçekle yapılan bir ölçmede en yordayıcı katsayılarının nasıl hesaplanacağı... more
Prof. Dr. Mehmet Fuat Turgut ile Ali Baykal'ın kendi el yazıları ile hazırlamış oldukları bu dosyada seçme (liyakat sıralaması) amacıyla iki farklı ölçekle yapılan bir ölçmede en yordayıcı katsayılarının nasıl hesaplanacağı örneklendirilmektedir. Ölçeklerden birisi 1970-1971 ders yılı başında Hacettepe Üniversitesi Mezuniyet Sonrası Eğitimi Fakültesi (Bugün bunlara "Enstitü" diyoruz) Eğitim Bölümü'ne başvuran adaylara iki test uygulanmıştı. Bunlardan birisi Okuduğunu Anlama Testi (OAT) diğeri de Akademik Yetenek Testi (AYT) olarak adlandırılmıştı. Testlerle ilgili kapsamlı ve geçerli veriler Yıldız Kuzgun'da bulunabilir. Yordayıcı ölçme 1970-71 ders yılında adayların seçici testlerden aldıkları giriş puanlarıdır. Yordama geçerliği ölçütü ise ders yılı sonundaki akademik ortalamalarıdır.
Research Interests:
Farklı Sınavlardaki Sınıf Ortalamaları ve Standart Sapmalarına Göre Başarı Notu Nasıl Verilir? Belirli bir denek örneklemine iki ya da daha fazla bileşenli bir ölçme dizisi uygulandığında deneklerin toplam edim düzeyleri doğrudan doğruya... more
Farklı Sınavlardaki Sınıf Ortalamaları ve Standart Sapmalarına Göre
Başarı Notu Nasıl Verilir?
Belirli bir denek örneklemine iki ya da daha fazla bileşenli bir
ölçme dizisi uygulandığında deneklerin toplam edim düzeyleri
doğrudan doğruya ham puanlarının aritmetik toplamı olamaz.
Çünkü çok yüksek bir olasılıkla her ölçümün standart sapmaları
(dağılım birim büyüklükleri) biribirinden farklıdır.
Benzetme yoluyla anlatmak gerekirse bir bankadaki farklı para
birimleriyle açılmış döviz hesaplarının toplam değerini bulmak
için hepsini aynı para birimine çevirmek zorunluluğu anımsanabilir.
Örneğin 2$+5£+3€ bileşenlerinin toplam bileşeni ham verilerin
toplamına eşit değildir. Tüm bileşenleri tek bir para birimine
dönüştürmek gerekir. Aynı kuralın uzunluk, ağırlık, hacim vb.
fiziksel değişkenlerde de geçerli olduğu zaten bilinir.
Kısacası ölçmelerde farklı birimlerle toplama ya da çıkarma
işlemi yapılamaz. Verileri ortak bir birime dönüştürmek gerekir.
Research Interests:
Yükseköğretim programlarının taban puanlarına göre sıradüzeni programların niteliği hakkında -tam olmasa da- oldukça yararlı ipuçları verir. 2015 yılında tercihlerini yapacak adaylara yararlı olabilir. Yanıltıcı da olabilir. Adayların... more
Yükseköğretim programlarının taban puanlarına göre sıradüzeni programların niteliği hakkında -tam olmasa da- oldukça yararlı ipuçları verir. 2015 yılında tercihlerini yapacak adaylara yararlı olabilir. Yanıltıcı da olabilir. Adayların kendi istek sıralarının ille de geçen yılki adayların beğenilerine uygun olması gerekmez. Ayrıca yıldan yıla hem programlarda hem de yaşamda bazı değişiklikler, eklentiler, çıkarmalar olabilir. Örneğin Hukuk Fakülteleri 2014'te TM-2 puanı ile öğrenci almış. Bu yıl ise TM-3 puan türünde öğrenci alınacak. Özellikle Vakıf Üniversitelerinde çok sayıda yeni "burslu" kontenjanlar açılmış.
Research Interests:
Research Interests:
EDE5121'de değerlendirme aşamaları nelerdir? 1. Öğrenciler tarafından öz-değerlendirme maddelerinin/sorularının hazırlanması; 2. Bir önceki aşamadan esinlenerek hazırlanan-isteğe bağlı-alıştırma sınavı; 3. 10 ayrı konu diliminde, 5-8... more
EDE5121'de değerlendirme aşamaları nelerdir? 1. Öğrenciler tarafından öz-değerlendirme maddelerinin/sorularının hazırlanması; 2. Bir önceki aşamadan esinlenerek hazırlanan-isteğe bağlı-alıştırma sınavı; 3. 10 ayrı konu diliminde, 5-8 ortak seçeneği paylaşan 12'şer sorudan/maddeden oluşan final sınavı… İlk aşamada, kendi bilişsel birikiminizi ölçmek için sorular hazırlamanız beklenmektedir. Bu, gerçek final sınavının küçük ölçekli bir taslağı olacaktır. Şablon size "itslearning" ortamında zaten verilmiştir. Tekrar hatırlatmak gerekirse, 10 alt küme için ortak olan 5'er yanıt seçenekleri vardır. Örneğin birinci kümede "Ölçekler" yer almaktadır. Her ölçek düzeyi için bir soru geliştirmeniz bekleniyor. Örneğin Oranlı Ölçek için örnek yazacaksınız. Bu örneğin satır numarası 101'dir. Sınıflama ölçeği için sizden beklenen örneğin sıra numarası 105'dir. 100 Aşağıdaki seçeneklerden sadece bir tanesinin "anahtar" olduğu 5 farklı soru/madde yazınız. A) Oranlı B) Eşit Aralıklı C) Sıralama D) Dereceleme E) Sınıflama 101 1 TeraByte … … 105 T.C. İkinci alt kümede "Ölçmenin Gerekçeleri" vardır. Bu gerekçelerin de her biri için birer örnek yazmanız beklenmektedir. Madde 206 için anahtar A) olacağı için Seçme/Yerleştirme seçeneğini istenen yanıt olacağı bir soru/madde yazacaksınız. 100 Aşağıdaki seçeneklerden sadece bir tanesinin "anahtar" olduğu 5 farklı soru/madde yazınız. A) Seçme/Yerleştirme B) Dönüt/Düzelti/Pekiştiri C) Belgeleme D) Program Değerlendirme E) Yönlendirme 206 YKS, TUS, ALES vb. sınavların gerekçesi… … … 210 Son kararı öğrencilerin verdiği değerlendirmenin gerekçesi… Final sınavı için neden bu tür sorular hazırlamalısınız? Final sınavının çok kısa sürede çok hızlı ve nesnel olabilmesi için çoktan seçmeli bir sınav yapılması uygun gözükmektedir. Çoktan seçmeli testler yaratıcı sentez hedefleri dışında tüm bilişsel aşamaları vardayabilir ya da yoklayabilir ama özgün sentez edimini ölçemez. Yaratıcılığı ölçebilmek için kendi-sorularını-kendin yaz yöntemi geliştirmiştim. Böylece kendi konu alanındaki araştırmaları okurken veya kendiniz bir ölçme tasarlarken karşılaşacağınız durumlara uygun özgün test maddeleri hazırlama deneyimi kazanacağınız umulmaktadır. Yıllardır verdiğim derslerde bu yöntemin olumlu sonuçlar verdiğini görmekteyim. Üstelik bu aşamada akranlarınızla işbirliği yapabilirsiniz ve hatta böyle bir işbirliği gereklidir. Ancak bu işbirliği tek yönlü bilgi akışı biçiminde (aşır-yapıştır) olmamalıdır. Başka birisinden kelimesi kelimesine aynı örnekleri aktarmak yerine, paydaşlarınızla etkileştikten sonra kendinize ait yeni örnekler geliştirmelisiniz.
Research Interests:
There are five sub-groups of items and response alternatives common for each sub-group. Key marks of alternative responses are listed next to the item numbers. In this particular worksheet you are expected of developing two research... more
There are five sub-groups of items and response alternatives common for each sub-group.
Key marks of alternative responses are listed next to the item numbers.
In this particular worksheet you are expected of developing two research questions for each alternative response key.
You are required to indicate your references according to APA 6 format.*
You should insert your examples within the yellow cells.
according to the key mark indicated on the left column.
When the key mark is "E" (i.e. None of the above) replace question mark (?) next to the item number with the answer you are expecting.
Please do not change the format of this page:
I will filter individual contributions (yellow lines) from test
instructions and bring all contributions together.
Research Interests:
This file is borrowed from BAU web-page in order to exemplify how to indicate the sources utilized in doing a homework, a thesis or any other kind of written submission.
This is the template to prepare a shared alternatives multiple choice exam. Multiple choice exams may not measure synthesi level learning outcomes, but preparing multiple choice exams require quite a bit high level cognitive knowldge in... more
This is the template to prepare a shared alternatives multiple choice exam.
Multiple choice exams may not measure synthesi level learning outcomes, but preparing multiple choice exams require quite a bit high level cognitive knowldge in several domains to put together.
Good luck...
Ali Baykal
Soruları sen sor sınavı...
This is a multiple-choice test template to assess the ability to identify an appropriate technique to make a statistical inference under the given conditions. First students are expected to supply research questions or hpotheses suitable... more
This is a multiple-choice test template to assess the ability to identify an appropriate technique to make a statistical inference under the given conditions. First students are expected to supply research questions or hpotheses suitable for a set of correlational and comparative techniques. Then the some or similar items will be reflected back to  them on a multiple choice exam.
Research Interests:
Bu sınav kalıbı Ölçme ve Değerlendirme konusundaki temel kavram, ilke ve uygulamalarına ilişkin kavrama, çözümleme ve değerlendirme becerilerini ölçebilecek çoktan seçmeli soru önerilerini derlemek için hazırlanmıştır.
Research Interests:
Please download this file, read the instruction in the first sheet.
Fill in appropriate examples of different correlation techniques.
Research Interests:
Bu test kalıbı -ölçme ve değerlendirme alanındaki temel kavram ve ilkeleri yoklayacak çoktan seçmeli bir sınava girecek öğrencilerin kendi bilişsel oluşumlarını açık uçlu bir evde-yap sınavı ile sergileyebilmeleri için hazırlanmıştır.
Research Interests:
This template is designed to generate multiple choice tests comprised of items which share some alternatives. The alternatives are grouped to cover scales of measurement, reliability and validity, correlational techniques, multiple group... more
This template is designed to generate multiple choice tests comprised of items which share some alternatives. The alternatives are grouped to cover scales of measurement, reliability and validity, correlational techniques, multiple group comparisons. By using None of the Above as an alternative the range of topics can be extended to cover some non-parametric techniques and also to diagnose some pseudo scientific misconceptions.
Research Interests:
Eğitim araştırmalarında kullanılan nicel yöntemler dersinde kullanılabilecek bir test kalıbı ya da şablonu. Ortak seçenekli soru üreteci olarak tasarlanmıştır. Ölçek düzeyleri, geçerlilik ve güvenilirlik, ilişkisel yöntemler ve çoğul küme... more
Eğitim araştırmalarında kullanılan nicel yöntemler dersinde kullanılabilecek bir test kalıbı ya da şablonu. Ortak seçenekli soru üreteci olarak tasarlanmıştır. Ölçek düzeyleri, geçerlilik ve güvenilirlik, ilişkisel yöntemler ve çoğul küme karşılaştırmaları konularını kapsamaktadır. Yukarıdakilerin Hiçbiri seçeneği ile konu kapsamı genişletilmiştir.
Research Interests:
PISA 2022 (Program for International Student Assessment) sonuçları 5 Aralık 2023'te yayınlandı. Çok kapsamlı bir veri hazinesi... Ama en çok ülke sıralamaları ilgi çekiyor. Ekteki dosyada Ülkelerin OECD puanları, OECD puanlarından elde... more
PISA 2022 (Program for International Student Assessment) sonuçları 5 Aralık 2023'te yayınlandı. Çok kapsamlı bir veri hazinesi... Ama en çok ülke sıralamaları ilgi çekiyor. Ekteki dosyada Ülkelerin OECD puanları, OECD puanlarından elde edilen T-puanları ve Üst başarı grubu yüzdeleri ve Alt grup (Başarısızlık) yüzdeleri vardır. Ben ülkeleri azalan başarısızlık yüzdesine göre sıraladım siz istediğiniz ölçüte göre sıralayabilirsiniz.
Ekteki MS-Excell dosyasını indirerek izlemeniz önerilir.
YKS 2022 SAY  Puanıyla Girilen Yükseköğretim Programlarının taban puanlara göre sıradüzenini, taban (EnK) ve tavan (EnB) puanlarını ve bazı başka verileri görebilirsiniz.
Ekteki MS-Excell dosyasını indirerek izlemeniz önerilir.
YKS 2022 EA  Puanıyla Girilen Yükseköğretim Programlarının taban puanlara göre sıradüzenini, taban (EnK) ve tavan (EnB) puanlarını ve bazı başka verileri görebilirsiniz.
Ekteki MS-Excell dosyasını indirerek izlemeniz önerilir.
YKS 2022 SÖZ  Puanıyla Girilen Yükseköğretim Programlarının taban puanlara göre sıradüzenini, taban (EnK) ve tavan (EnB) puanlarını ve bazı başka verileri görebilirsiniz.
Ekteki MS-Excell dosyasını indirerek izlemeniz önerilir.
YKS 2022 DİL  Puanıyla Girilen Yükseköğretim Programlarının taban puanlara göre sıradüzenini, taban (EnK) ve tavan (EnB) puanlarını ve bazı başka verileri görebilirsiniz
Bu bie MS Excel dosyasıdır. İndirdikten sonra izlemeniz önerlir.
Bu bir Excel dosyasıdır. İndirdikten sonra izleyebilir, farklı ölçütlere göre sıralayabilirsiniz.
Bu bir MS Excel dosyasıdır. Üniversitelerin EA puanlı yükseköğretim programlarının istatistikleri verilmektedir. Dosyayı indirdikten sonra incelemeniz önerilir.
QS Quacquarelli Symonds Dünya Üniversite Sıralamaları programı 2023 idünyanın en öğrenci dostu kentlerini belirlemiş. QS En İyi Öğrenci Kentleri 2023'ün son sürümü, mevcut öğrencilerin fikirlerini satın alınabilirlik ve arzu edilirlik... more
QS Quacquarelli Symonds Dünya Üniversite Sıralamaları programı 2023 idünyanın en öğrenci dostu kentlerini belirlemiş. QS En İyi Öğrenci Kentleri 2023'ün son sürümü, mevcut öğrencilerin fikirlerini satın alınabilirlik ve arzu edilirlik gibi ölçütlerle üniversite kentlerini derecelendirmektedir.
Bu yılın en iyi kentleri sıralamasında Sidney, Tokyo, Seul ve Zürih yer alıyor - ancak her zaman olduğu gibi en başta yine Londra var. Sıralamada Ankara ve İstanbul da yer alıyor. Ankara ve İstanbul’un en öncelikli özlliği “Erişilebilir-Karşılığı Ödenebilir” olmaları… Kısacası  tıpkı otellerimiz gibi üniversitelerimiz de yabancılar için çok ucuz! Ancak genelde Üniversitelerin tercih edilme etkenlerinde erişilebilirlik en öncelikli ölçüt değil. En önceliklileri genel istenilirlik algısı, öğrenci çeşitliliği (çok kültürlülük derecesi) gözüküyor. Hatta denebilir ki kent (üniversite) ne kadar ucuzsa o kadar az aranıyor. Ekteki Excel dosyasında 53 ülkeden 140 kentin öğrenci tercihlerine göre sıradüzenini bulacaksınız. Ayrıca belirleyici etkenler arasındaki istatistiksel ilişkileri de inceleyebilirsiniz.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur. Bu dosyada SAY puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği... more
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur.
Bu dosyada SAY puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği ile gönlünüzün çektiği sıralamalrı tam ilişkili yapmak zorundasınız. Listenizde kazanınca gitmeyeceğiniz hiçbir program olmamalıdır.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur. Bu dosyada SÖZEL puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği... more
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur.
Bu dosyada SÖZEL puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği ile gönlünüzün çektiği sıralamalrı tam ilişkili yapmak zorundasınız. Listenizde kazanınca gitmeyeceğiniz hiçbir program olmamalıdır.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur. Bu dosyada EA puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği ile... more
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur.
Bu dosyada EA puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği ile gönlünüzün çektiği sıralamalrı tam ilişkili yapmak zorundasınız. Listenizde kazanınca gitmeyeceğiniz hiçbir program olmamalıdır.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur. Bu dosyada DİL puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği... more
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz yararlı olur.
Bu dosyada DİL puan türünde öğrenci alan YKS21'deki YÖP'lerin puan ve puan sıralamaları ve YKS22 kontenjanları var. Ayrıca yeni açılmış programlar da var. Puanınızın yettiği ile gönlünüzün çektiği sıralamalrı tam ilişkili yapmak zorundasınız. Listenizde kazanınca gitmeyeceğiniz hiçbir program olmamalıdır.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirdikten sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyda YKS22 sınavından alınan TYT türünde girilebilecek 2 yıllık MYO (Meslek Yüksek Okulları) kontenjanları, YKS21 taban puanları ve sıralanmaları vardır. YKS22'de yeni... more
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirdikten sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyda YKS22 sınavından alınan TYT türünde girilebilecek 2 yıllık MYO (Meslek Yüksek Okulları) kontenjanları, YKS21 taban puanları ve sıralanmaları vardır. YKS22'de yeni açıldıkları için sıaralama ve taban puan verileri olamayan çok ilginç programlara da rastlayabilirsiniz.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz önerilir. İndireceğiniz tek sayfalık dosyada DİL, EA, SAY ve SÖZ türündeki taban puanlarına göre 4 ayrı sıralama göreceksiniz. Bu sıralamalarda her üniversitede YKS21'de o puan türünde... more
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz önerilir.
İndireceğiniz tek sayfalık dosyada DİL, EA, SAY ve SÖZ türündeki
taban puanlarına göre 4 ayrı sıralama göreceksiniz.
Bu sıralamalarda her üniversitede YKS21'de o puan türünde kaç programı
olduğu, bu programın taban puan ortalamaları, en düşük ve en yüksek taban puanlarını bulacaksınız. Üniversiteleri bilirkişilerin verdikleri puanlarla değil kazanan öğrencilern aldıkları puanlara göre yapılmış yaklaşık 2 milyon hakemli sıralamalardır.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz önerilir. İndireceğiniz tek sayfalık dosyada DİL, EA, SAY ve SÖZ türündeki taban puanlarına göre 4 ayrı sıtralama göreceksiniz. Bu sıralamalarda HER VİLAYETİN YKS21'de o puan türünde kaç... more
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirerek izlemeniz önerilir.
İndireceğiniz tek sayfalık dosyada DİL, EA, SAY ve SÖZ türündeki
taban puanlarına göre 4 ayrı sıtralama göreceksiniz.
Bu sıralamalarda HER VİLAYETİN YKS21'de o puan türünde kaç programı
olduğunu, bu programın taban puan ortalamalarını, en düşük ve en yüksek taban puanlarını bulacaksınız. Buradaki puanlar o iillerden sınava girenlerin değil o ili tercih eden adayların puanlarıdır. Bir bakıma illerdeki yükseköğretim programlarının çekim gücünü gösterir.
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirdikten sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada 4 sayfa vardır: DİL, EA, SAY, SÖZ. Her sayfada yükseköğretim programları "özel" değil "genel" konu alanları kapsamında ve YKS21 taban puanlarına göre... more
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. İndirdikten sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada 4 sayfa vardır: DİL, EA, SAY, SÖZ. Her sayfada yükseköğretim programları "özel" değil "genel" konu alanları kapsamında ve YKS21 taban puanlarına göre sıralanmışlardır. Bu sıralamalar Türkiye'de hangi meslek alanlarının tercih edilme öncelikjlerini de yansıtmaktadır.
Ancak  fakültelerin ve programların bazıları özel adlarla genel kapsamdan ayrılmışlardır.
Örneğin bazı Tıp Fakülteleri sadece Tıp Fakültesi olarak değil kent, semt ya da kişi adlarıyla nılmaktadırlar.
Bu bir Excel dosyasıdır. İndirerek daha kolay izleyebilirsiniz. Bu puan sıralaması geçen yıla (2021) aittir. Bu yıl bu sıralama çok çeşitli nedenlerle faklı olacaktır. Ama yine de tercihlerinizde bir fikir verebilir. ÖSYM tercih... more
Bu bir Excel dosyasıdır. İndirerek daha kolay izleyebilirsiniz.
Bu puan sıralaması geçen yıla (2021) aittir. Bu yıl bu sıralama çok çeşitli nedenlerle faklı olacaktır. Ama yine de tercihlerinizde bir fikir verebilir.
ÖSYM tercih listenizdeki -yukarıdan başlayarak- puanınızın yettiği ilk sıraya yerleştirecektir. Bu yüzden daha az istediğiniz bir programı, sırf yüksek puanlı olduğu için -düşük puanlı ama- daha çok istediğiniz bir programın üstüne yazmayınız.
Bu bir Excel dosyasıdır. İndirerek daha kolay izleyebilirsiniz. Bu puan sıralaması geçen yıla (2021) aittir. Bu yıl bu sıralama çok çeşitli nedenlerle faklı olacaktır. Ama yine de tercihlerinizde bir fikir verebilir. ÖSYM tercih... more
Bu bir Excel dosyasıdır. İndirerek daha kolay izleyebilirsiniz.
Bu puan sıralaması geçen yıla (2021) aittir. Bu yıl bu sıralama çok çeşitli nedenlerle faklı olacaktır. Ama yine de tercihlerinizde bir fikir verebilir.
ÖSYM tercih listenizdeki -yukarıdan başlayarak- puanınızın yettiği ilk sıraya yerleştirecektir. Bu yüzden daha az istediğiniz bir programı, sırf yüksek puanlı olduğu için -düşük puanlı ama- daha çok istediğiniz bir programın üstüne yazmayınız.
Bu bir Excel dosyasıdır. İndirerek daha kolay izleyebilirsiniz. Bu puan sıralaması geçen yıla (2021) aittir. Bu yıl bu sıralama çok çeşitli nedenlerle faklı olacaktır. Ama yine de tercihlerinizde bir fikir verebilir. ÖSYM tercih... more
Bu bir Excel dosyasıdır. İndirerek daha kolay izleyebilirsiniz.
Bu puan sıralaması geçen yıla (2021) aittir. Bu yıl bu sıralama çok çeşitli nedenlerle faklı olacaktır. Ama yine de tercihlerinizde bir fikir verebilir.
ÖSYM tercih listenizdeki -yukarıdan başlayarak- puanınızın yettiği ilk sıraya yerleştirecektir. Bu yüzden daha az istediğiniz bir programı, sırf yüksek puanlı olduğu için -düşük puanlı ama- daha çok istediğiniz bir programın üstüne yazmayınız.
Bu bir Excel dosyasıdır. İndirerek daha kolay izleyebilirsiniz. Bu puan sıralaması geçen yıla (2021) aittir. Bu yıl bu sıralama çok çeşitli nedenlerle faklı olacaktır. Ama yine de tercihlerinizde bir fikir verebilir. ÖSYM sizi yukarıdan... more
Bu bir Excel dosyasıdır. İndirerek daha kolay izleyebilirsiniz.
Bu puan sıralaması geçen yıla (2021) aittir. Bu yıl bu sıralama çok çeşitli nedenlerle faklı olacaktır. Ama yine de tercihlerinizde bir fikir verebilir.
ÖSYM sizi yukarıdan başlayarak- , tercih listenizdeki puanınızın yettiği ilk sıraya yerleştirecektir. Bu yüzden daha az istediğiniz ama -sırf daha yüksek puanlı diye -düşük puanlı ama daha çok istediğiniz bir programın üstüne yazmayınız.
Bu dosyada 28 Şubat 2022 tarihinde 6 Parti tarafından imzalan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem bildirgesinde kullanılan sözcüklerle ilgili sıklık sayıları vardır. Sözcük sayıları geçerli yorumlar yapmak için yeterli değildir ama bazı... more
Bu dosyada 28 Şubat 2022 tarihinde 6 Parti tarafından imzalan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem bildirgesinde kullanılan sözcüklerle ilgili sıklık sayıları vardır. Sözcük sayıları geçerli yorumlar yapmak için yeterli değildir ama bazı yorumları güçlendirmek için yararlı olabilir.
TALIS 2018 araştırması bazı OECD üyesi ülkeler ile OECD üyesi olmayan bazı ülkelerde ilk ve ortaöğretim kurumlarındaki öğretim ve yönetim süreçleri değerlendirmek için yapılmış bir çalışma. Bu çalışma da TALIS verilerine göre Türkiye'nin... more
TALIS 2018 araştırması bazı OECD üyesi ülkeler ile OECD üyesi olmayan bazı ülkelerde ilk ve ortaöğretim kurumlarındaki öğretim ve yönetim süreçleri değerlendirmek için yapılmış bir çalışma. Bu çalışma da TALIS verilerine göre Türkiye'nin durumunu diğer 45 ülkenin sayısal verileri ile karşılaştırmayı amaçlıyor.Genel olarak bakıldığında Türkiye’li öğretmen ve müdürler kendilerine devlet kurumlarında resmi görev almayan, danışmanlık yapmayan, proje vb. akçalı işleri olmayan eleştirmenlerden daha olumlu değerlendirme yapmışlar. Dünyaca ünlü Finlandiyalı öğretmenlerden daha iyimser yanıtlar vermişler. Ama acaba neden %67’si ilk fırsatta bulundukları okulları değiştirmek istiyorlar?
Bu MS Excel dosyasında THE2021 ve TH2022 Dünya üniversiteleri sıralamaları karşılaştırılmıştır. Listeye giren ve çıkan üniversiteleri ve listede yer değiştirmeleri
Türkiye'de eğitimde ölçme ve değerlendirme alanında en ileri, en güncel konularda çalışan çok uzman var. Basında ve TV'de herkes öğrencilere mesleki rehberlik yapıyor. Ama hala akıl almaz tercih hatalarıyla hem ekonomik hem de psikolojik... more
Türkiye'de eğitimde ölçme ve değerlendirme alanında en ileri, en güncel konularda çalışan çok uzman var. Basında ve TV'de herkes öğrencilere mesleki rehberlik yapıyor. Ama hala akıl almaz tercih hatalarıyla hem ekonomik hem de psikolojik yıkıma uğrayan üniversite adayları var.
Bu dosyada YKS21'de SÖZ puanıyla gelecek arayan öğrencileri ilgilendiren veriler ve ek tercihlerde işe yarayabilecek bilgiler var.
Research Interests:
Türkiye'de eğitimde ölçme ve değerlendirme alanında en ileri, en güncel konularda çalışan çok uzman var. Basında ve TV'de herkes öğrencilere mesleki rehberlik yapıyor. Ama hala akıl almaz tercih hatalarıyla hem ekonomik hem de psikolojik... more
Türkiye'de eğitimde ölçme ve değerlendirme alanında en ileri, en güncel konularda çalışan çok uzman var. Basında ve TV'de herkes öğrencilere mesleki rehberlik yapıyor. Ama hala akıl almaz tercih hatalarıyla hem ekonomik hem de psikolojik yıkıma uğrayan üniversite adayları var.
Bu dosyada YKS21'de say puanıyla gelecek arayan öğrencileri ilgilendiren veriler ve ek tercihlerde işe yarayabilecek bilgiler var.
Research Interests:
Türkiye'de eğitimde ölçme ve değerlendirme alanında en ileri, en güncel konularda çalışan çok uzman var. Basında ve TV'de herkes öğrencilere mesleki rehberlik yapıyor. Ama hala akıl almaz tercih hatalarıyla hem ekonomik hem de psikolojik... more
Türkiye'de eğitimde ölçme ve değerlendirme alanında en ileri, en güncel konularda çalışan çok uzman var. Basında ve TV'de herkes öğrencilere mesleki rehberlik yapıyor. Ama hala akıl almaz tercih hatalarıyla hem ekonomik hem de psikolojik yıkıma uğrayan üniversite adayları var.
Bu dosyada YKS21'de EA puanıyla gelecek arayan öğrencileri ilgilendiren veriler ve ek tercihlerde işe yarayabilecek bilgiler var.
Research Interests:
Türkiye'de eğitimde ölçme ve değerlendirme alanında en ileri, en güncel konularda çalışan çok uzman var. Basında ve TV'de herkes öğrencilere mesleki rehberlik yapıyor. Ama hala akıl almaz tercih hatalarıyla hem ekonomik hem de psikolojik... more
Türkiye'de eğitimde ölçme ve değerlendirme alanında en ileri, en güncel konularda çalışan çok uzman var. Basında ve TV'de herkes öğrencilere mesleki rehberlik yapıyor. Ama hala akıl almaz tercih hatalarıyla hem ekonomik hem de psikolojik yıkıma uğrayan üniversite adayları var.
Bu dosyada YKS21'de DİL puanıyla gelecek arayan öğrencileri ilgilendiren veriler ve ek tercihlerde işe yarayabilecek bilgiler var.
Research Interests:
Yükseköğretim gelişmiş ülkelerin önemli ürünlerinden birisi olmuş durumda... Her yıl dçeşitli kurumlar benzer ölçütlerle (Öğretim/Araştırma/Atıflar/Tanınırlık/Uluslararası Katılım vb) fakat değişik ölümlerle Dünya Üniversitelerini... more
Yükseköğretim gelişmiş ülkelerin önemli ürünlerinden birisi olmuş durumda... Her yıl dçeşitli kurumlar benzer ölçütlerle (Öğretim/Araştırma/Atıflar/Tanınırlık/Uluslararası Katılım vb) fakat değişik ölümlerle Dünya Üniversitelerini sıralıyorlar THE (Times Higher Education) ve QS (Quacquarelli Symonds Limited) bu kuruluşlardan en tanınanları arasında yer alıyorlar. Burada sunulan MS EXcel dosyasında üç yaprak var. Bunlardan birinde THE 2021. diğerinde QS2022 dünya üniversite sıralamaları yer alıyor. Üçüncü dosyada ise her iki sıralamada da yer bulabilmiş üniversiteler var.
Ortak üniversitelerin iki farklı sıralamalarındaki dizilişleri arasında rastlantıyla açıklanamayacak kadar yüksek bir istatistiksel ilişki olmasına karşın tek tek alındığında aynı üniversitenin çok farklı konumlarda olduğu görülüyor.
Üniversitelerde DİL, EA, SAY ve SÖZ puan türlerinde öğrenci alan çeşitli programlar vardır. Tavan puan herhangi bir programa (YÖP) birincilikle giren, taban puan da o programdaki en sonuncu kontenjana erişebilen öğrencinin o puan... more
Üniversitelerde DİL, EA, SAY ve SÖZ puan türlerinde öğrenci alan çeşitli programlar vardır. Tavan puan herhangi bir programa (YÖP) birincilikle giren, taban puan da o programdaki en sonuncu kontenjana erişebilen öğrencinin o puan türündeki YKS başarısıdır. Bu dosyada 2020 Üniversiteye Giriş Sınavı kapsamındaki Yükseköğretim Programlarının (YÖP) YKS2020 Taban ve Tavan puanlarına ait betimleyici ölçütlerine göre illerin sıralamaları yer almaktadır. Bu sıralamalar illerdeki ortaöğretimin "YKS başarısı" olarak yorumlanamaz. Konya'da doğup liseyi İstanbul'da okuyan bir öğrenci Ankara'daki bir üniversiteye girmiş olabilir. Bu öğrencinin puanı Ankara'nın sıralamadaki konumunu etkilemektedir. Konya ya da İstanbul'un değil… Öğrencilerin yükseköğretim programı tercihleri çok karmaşık etkenler sonucunda oluşur. Yükseköğretim programlarının taban ve tavan puanları öğrencilerin öncelikle başarılarına bağlı olmakla birlikte ilgi ve algı birikimlerini de yansıtır. Bu dosyada illerdeki üniversite(ler)de bulunan YÖP’lerin 4 ayrı puan türündeki tavan ve taban puanlarının betimleyici göstergeleri (Sayıları, Ortalama, Ortanca, En Düşük, En Yüksek puanları ve Standart Sapmaları vb.) hesaplanmıştır. Bu bulgular illerin yükseköğretim programlarına gelen öğrencilerin profilleri hakkındaki en nesnel ölçütlerdir.  Bu ölçütlere göre yapılacak sıralamalar da illerin yükseköğretim durumlarına ilişkin doğrudan veya dolaylı yorumlara, değerlendirmelere zemin oluşturabilir.
Öğrencilerin yükseköğretim programı tercihleri çok karmaşık etkenler sonucunda oluşur. Yükseköğretim programlarının taban ve tavan puanları öğrencilerin öncelikle başarılarına bağlı olmakla birlikte ilgi ve algı birikimlerini de yansıtır.... more
Öğrencilerin yükseköğretim programı tercihleri çok karmaşık etkenler sonucunda oluşur. Yükseköğretim programlarının taban ve tavan puanları öğrencilerin öncelikle başarılarına bağlı olmakla birlikte ilgi ve algı birikimlerini de yansıtır. Üniversitelerde DİL, EA, SAY ve SÖZ puan türlerinde öğrenci alan çeşitli programlar vardır. Tavan puan herhangi bir programa (YÖP) birincilikle giren, taban puan da o programdaki en sonuncu kontenjana erişebilen öğrencinin o puan türündeki YKS başarısıdır. Bu dosyada üniversitelerin her puan türündeki tavan ve taban puanlarının betimleyici göstergeleri (En-Düşük, Ortalama, En-Yüksek puanları ve Standart Sapmaları) hesaplanmıştır. Bu bulgular üniversitelerin öğrenci profilleri hakkındaki en nesnel ölçütlerdir.  Bu ölçütlere göre yapılacak sıralamalar da üniversiteler ve yükseköğretim alanına ilişkin doğrudan veya dolaylı yorumlara, değerlendirmelere  zemin oluşturabilir.
TIMSS 2019 Raporunda ülkelerden katılan öğrenciler 4 ayrı düzeyde sıralanıyorlar: İleri, Üst, Orta ve Alt… Ülkelerin öğrencileri başarılarına göre bu düzeylere dağıtılıyorlar. Tablolar çok ayrıntılı. Artış-azalışlar, ,ilişkiler,... more
TIMSS 2019 Raporunda ülkelerden katılan öğrenciler 4 ayrı düzeyde sıralanıyorlar:
İleri, Üst, Orta ve Alt… Ülkelerin öğrencileri başarılarına göre bu düzeylere dağıtılıyorlar.
Tablolar çok ayrıntılı. Artış-azalışlar, ,ilişkiler, üçgenler, yuvarlaklar, boncuklarla dolu.
Her ülkenin başarısı öncelikle İleri düzeye erişen katılımcı yüzdeleri ile belirleniyor.
Bu arada 4 düzeyin dışında kalan En Alt başarı düzeyine tablolarda yer verilmiyor.
Çünkü bu düzeylerdeki yüzdelikler “birikimli” olarak verilmiş. Yani İleri düzey hariç diğer katmanlardaki öğrenci yüzdesini doğrudan göremiyorsunuz. Hesap etmeniz gerekiyor.
Sizin hesap etmenize gerek yok ben sizin için hesapladım. Matematik ve Fen alanlarında
4. ve 8. Sınıf öğrencilerinin başarı beş başarı düzeyindeki yüzdelerini kolaylıkla bulabilirsiniz.
Ülkeleri sıralaması ileri düzeye erişmiş öğrenci oranlarına göre veriliyor. Örneğin Türkiye’den
Mat4’e katılanların yüzde 15’i İleri düzeyde ve bu oran Türkiye’yi 10. Yapmaya yetiyor. Ama Alt düzeydeki birikimli oran %88. Kalan %12 nerede? Hiç adı anılmayan bu düzeydeki öğrenci oranlarını da ekteki tablolarda görebileceksiniz.
Ayrıca başarıyı “İleri” düzeye çıkmışlarla değil de “başarısızlıktan” kurtarılmış öğrenci oranlarına göre de tanımlayabilirsiniz. Ülkeleri ileri düzeydeki öğrenci oranlarına göre “yüksekten düşüğe” doğru sıralamak yerine “en alt” düzeydeki öğrenci oranlarının “düşükten yükseğe” doğru sıralamasını daha önemli bir başarı olarak görebiliriz. İki farklı sıralamayı bu dosyada görebilirsiniz.
ÖSYM YKS2019 Tercih Kılavuzunu yayımladı. Bu dosyada YKS2019 Tercih kılavuzundaki Tablo 4 verilerinden hesaplanan bazı bulgular sunulmaktadır. Bu dosyada okumakta olduğunuz GİRİŞ sayfası dışında 9 sayfa yer almaktadır: 1. YKS2019'da DİL... more
ÖSYM YKS2019 Tercih Kılavuzunu yayımladı.
Bu dosyada YKS2019 Tercih kılavuzundaki Tablo 4 verilerinden hesaplanan bazı bulgular sunulmaktadır.
Bu dosyada okumakta olduğunuz GİRİŞ sayfası dışında 9 sayfa yer almaktadır:
1. YKS2019'da DİL puan türünde öğrenci alacak yüksek öğretim programlarının (YÖP) YKS2018 taban puanlarına göre sıraları;
2. YKS2019'da EA puan türünde öğrenci alacak yüksek öğretim programlarının (YÖP) YKS2018 taban puanlarına göre sıraları;
3. YKS2019'da SAY puan türünde öğrenci alacak yüksek öğretim programlarının (YÖP) YKS2018 taban puanlarına göre sıraları;
4. YKS2019'da DİL puan türünde öğrenci alacak yüksek öğretim programlarının (YÖP) YKS2018 taban puanlarına göre sıraları.
5. YKS2019'da çeşitli üniversitelerde yer alan YÖP'lerin sayıları, puan türleri, ücret ve burs seçenekleri;
6. Yükseköğretim Programlarının kontenjanları ücret düzeylerine göre farklılaşıyor mu?
7. Taban puan ortalamaları "ücret düzeyine" göre değişiyor mu?
8. Taban puanları Öğretim Üyesi sayıları ile ilişkili mi?
9. YÖP'lerin Ücret Düzeylerine ve Puan türlerine göre çapraz dağılımı (Sayısal ve yüzde olarak…)
Bütün bu veriler diyor ki "adaylar ödemeyi önce 'puanla' yapmayı puanları yetmezse 'para' ödemeyi tercih etmektedirler".
Herhangi bir Yüksek öğretim Programına birincilikle girmeyi başaran öğrencinin puanı o programın tavan puanı olarak tanımlanır. Aynı programa son kontenjandan girmeyi başaran öğrencinin puanı da o programın taban puanıdır. Başka bir... more
Herhangi bir Yüksek öğretim Programına birincilikle girmeyi başaran öğrencinin puanı o programın tavan puanı olarak tanımlanır. Aynı programa son kontenjandan girmeyi başaran öğrencinin puanı da o programın taban puanıdır. Başka bir deyişle programlara olan talep arttıkça taban ve tavan puanlar artar. Kamuoyunun gözünde nitelik algısı yüksek programların taban ve tavan puanları yükselir. Yüksek puanlı öğrencilerin rağbet  etmediği programların gerçek önemi ve değeri ne olursa olsun taban ve tavan puanları düşük olur. Dahası bu programların kontenjanlarının boş kalması bile olasıdır. Bu dosyada üniversitelerin çeşitli puan türlerinde kaçar yüksek öğretim programı olduğu ve aynı türde puanla öğrenci alan programların taban ve tavan puan ortalamaları bulunmaktadır. Excel dosyasının ikinci ve 3. sayfalarında da tavan ve taban puanlarla boş kontenjan sayıları arasındaki istatistiksel ilişki katsayıları verilmektedir. Bu ilişkilerin büyük çoğunluğunun rastlantı ile açıklanamayacak kadar yüksek olduğu görülmektedir.
Research Interests:
Bu dosyada YKS2018 sınavında ortaya çıkan veriler Dil, EA, SAY ve SÖZ puan türlerinde ayrı ayrı olmak üzere sıralanmıştır. Bu sıralamalar Türkiye'de üniversite adaylarının yönelimlerine, programların niteliklerine ilişkin ipuçları... more
Bu dosyada YKS2018 sınavında ortaya çıkan veriler Dil, EA, SAY ve SÖZ puan türlerinde ayrı ayrı olmak üzere sıralanmıştır. Bu sıralamalar Türkiye'de üniversite adaylarının yönelimlerine, programların niteliklerine ilişkin ipuçları verirler. Bu sonuçlar 2018 yılına aittir ve 2019 yılında da aynı sonuçlar çıkacaktır anlamına gelmez. Ancak yıllardır tekrarlanan bu sıralamaların biribirini izleyen yıllarda "rastlantı ile açıklanamayacak" ölçüde süreğen olduğunu göstermiştir.
Research Interests:
Her yıl olduğu gibi bu yıl da ortalamalarn düşüklüğü gündeme geldi. Özellikle Matematik sınavı ortalamasının kuramsal şans ortalamasına çok yakın olması dikkat çekti. Öğrenciler sınava hiç hazırlanmadan gelip 4 seçenekten birini gözü... more
Her yıl olduğu gibi bu yıl da ortalamalarn düşüklüğü gündeme geldi.
Özellikle Matematik sınavı ortalamasının kuramsal şans ortalamasına 
çok yakın olması dikkat çekti. Öğrenciler sınava hiç hazırlanmadan gelip 4 seçenekten birini gözü kapalı seçselerdi ya da sınav Çin'ce olsaydı da sorruları gelişigüzel yanıtlasalardı farketmez miydi? Bu soruyu yanıtlamak için kuramsal şans başarısı ile gözlenen gerçek puan
dağılımını karşılaştırmak kesin ve mtlak olmasa bile "manidar" bir ölçüt olabilir.
LGS 2018 kapsamında yer alan derslerin iller bağlamındaki ortalamaları arasındaki ilişkiler eğitsel ölçme değerlendirme alan yazınında "beklenti ile tutarlılık" ölçüsü olarak yorumlanabilirler. Bu ilişki katsayılarının kareleri de... more
LGS 2018 kapsamında yer alan derslerin iller bağlamındaki ortalamaları arasındaki ilişkiler eğitsel ölçme değerlendirme alan yazınında "beklenti ile tutarlılık" ölçüsü olarak yorumlanabilirler. Bu ilişki katsayılarının kareleri de "belirleyicilik" katsayısı olarak tanımlanır. Belirleyicilik katsayısı iki ayrı ölçümün örtüşme oranıdır.Öncelikle göze çarpan sonuç bütün ilişki katsayılarının rastlantı ile açıklanamayacak oranda yüksek olmalarıdır. Bu sonuç beklenti ile tutarlıdır ve eğitsel anlamda olumludur. Başarılı olmak için her konuya çalışılmalıdır. Öte yandan bir konuyu önemsemeyenlerin diğerlerini de erteleme eğilimi göstermeleri de olağandır. Türkçe ile en yüksek ilişkili konu Fen Bilgisi gözükmektedir. Öyle ki Fen Bilgisi ve Türkçe konularındaki başarı puanları arasındaki çakışma %95'ten fazladır. Matematik ile en yüksek konu da Türkçe görünmektedir. Çakışma %91'den fazladır.
Yabancı Dil başarısının da en çok ilişkili olduğu konu alanı Türkçe olmuştur.
Aynı durum İnkılap Tarihi için de geçerlidir. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük konusu ile en yüksek ilişki Türkçe arasında görülmektedir.  Sadece Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin en çok ilişkili olduğu konu Türkçe değildir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin en çok ilişkili olduğu konu İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük çıkmıştır. Bu bulguya Türkiye'deki siyasi ortamı bilenler gülümseyebilirler ama yadırganacak bir sonuç eğildir. Olumlu olup olmadığı ise bakış açıları ve ön-yargılara göre değişebilir.
Toplam Giriş Puanının hangi dış etkenlerden etkilenebileceği konusunda iki değişken akla gelebilir: Birisi illerin nüfusları diğeri de bu illerin gelirleri…
Bulgular yatırımların büyük ölçüde nüfusa göre yapıldığını ama LGS il ortalamalarının nüfustan ve yatırımdan etkilenmediğini göstermektedir. Bu sonuç da liselere yerleştirmelerin adrese dayalı olarak yapılmaması gerektiğini destekleyen bir başka bulgudur.
Önerimiz daha kapsamlı ver,ilerin araştırmacılara açılması olacaktır.
Gelişmiş ülkelerde artık yükseköğretim de zorunlu olmasa bile hemen her isteyenin erişiminde… Gelişmekte olan ülkelerde ise yükseköğretim hala ayrıcalıklı bir yatırım değeri taşıyor. Ülkelerin yükseköğretim ile ortaöğretimdeki edim... more
Gelişmiş ülkelerde artık yükseköğretim de zorunlu olmasa bile hemen her isteyenin erişiminde… Gelişmekte olan ülkelerde ise yükseköğretim hala ayrıcalıklı bir yatırım değeri taşıyor. Ülkelerin yükseköğretim ile ortaöğretimdeki edim düzeyleri arasında istatistiksel bir ilişki var mı?  Bu sorunun en yalın ve kolay yanıtı üniversite sıralamaları ile PISA sınav sonuçlarına göre yapılan sıralamaları ilişkilendirerek verilebilir. Bu dosyada QS 2019 ve THE 2019 sıralamaları bir araya getirildi. Her ülkenin iki ayrı sıralamaya giren üniversitelerine hangi sıralamadan daha iyi bir düzey tutturmuşlarsa o sıra sayısı verildi. Birden çok üniversitesi sıralamaya giren ülkenin başarısı sıralamadaki en üsttekinin derecesi olarak kabul edildi. Ülkelerin bu başarı sıra sayıları ile PISA 2015’te eriştikleri başarı sıra sayıları eşlendi ve ilişkilendirildi. İsteyenler bu dosyadaki değişkenler arasındaki istatistiksel ilişkileri hesaplayabilirler. Ülkelerin üniversite sıralamalarında kaç üniversitenin sıralamaya girdiğinden çok en başarılı üniversitesinin sıra sayıları ile PISA sınavındaki başarı konumları arasında anlamlı bir ilişki görüldü. Bu nitel verilere dayalı değerlendirmelerle tutarlıdır.  Örneğin Türkiye sıralamadaki 23 üniversitesine karşın sıralamalara az sayıda üniversitesi olan ülkelerden daha alt sıralarda kalmaktadır.
Research Interests:
Bu dosyada THE ve QS 2019 üniversite sıralamaları ülkelere göre düzenlenmiştir. Ülkelerin bu sıralamalarda kaçar üniversite ile yer aldığı, toplamda kaç üniversitesinin herhangi bir listeye girdiği, her bir sıralamada yer aldığı en üst ve... more
Bu dosyada THE ve QS 2019 üniversite sıralamaları ülkelere göre düzenlenmiştir. Ülkelerin bu sıralamalarda kaçar üniversite ile yer aldığı, toplamda kaç üniversitesinin herhangi bir listeye girdiği, her bir sıralamada yer aldığı en üst ve en alt dereceler  ve iki sıralama arasındaki örtüşme saptanmıştır. Son sıralama ölçütü ülkenin THE veya QS sıralamasında tutturduğu en üst sıra olarak  seçilmiştir. Bu ölçüt aslında o ülkenin tek bir üniversitesine ait bir gösterge olduğu için ülke genelindeki yüksek öğretim düzeyini özetleyemez. Sıralamalara giren üniversite sayıları genelleme için daha uygun gözükebilir ama ülkelerin nüfusları, gelirleri, yüzölçümleri vb. etkenler arasındaki büyük farklardan dolayı yanıltıcı sonuçlar verebilir.  Çeşitli ölçütlere göre yapılan farklı sıralamalar arasındaki ilişkiler daha sonra yayımlanacaktır.
Research Interests:
Eylül 2018'de THE2019 ve QS2019 Dünya Üniversite sıralamaları yayınlandı. THE 2019 sıralamasında 1258, QS2019 sıralamasında her yıl olduğu gibi yine 1000 üniversite var. Bu sıralamalarda hem THE hem QS sıralamsına giren 786 üniversite... more
Eylül 2018'de THE2019 ve QS2019 Dünya Üniversite sıralamaları yayınlandı.
THE 2019 sıralamasında 1258, QS2019 sıralamasında her yıl olduğu gibi yine 1000 üniversite var. Bu sıralamalarda hem THE hem QS sıralamsına giren 786 üniversite var. Bunlardan 23 tanesi Türkiye üniversitesi. THE sıralamasında olup da QS sıralamasında yer almayan 472, QS'de olup da THE'de olmayan 214 üniversite var. Ekteki dosyada bu sıralamalar bir arada bulabileceksiniz. THE sıralamasında yer alan 23 Türkiye üniversitesinden 10 Tanesi QS sırlamasında da yer bulmuş. Çin, Japon, Arjantin, Brezilya İngiltere, Almanya ve hatta ABD üniversitelerinin pek çoğu da sıralamaların ikisinde de yer alamamışlar.
Research Interests:
Bu dosyada aşağıdaki sorulara yalın cevaplar verilmiştir. Bulguların nitel çözümlemeleri okuyuculara bırakılmıştır. 1. Üniversitelere Giriş için gereken ortalama puanlarla [ (Taban+Tavan)/2 ] üniversitelerden duyulan memnuniyet puanları... more
Bu dosyada aşağıdaki sorulara yalın cevaplar verilmiştir.
Bulguların nitel çözümlemeleri okuyuculara bırakılmıştır.
1. Üniversitelere Giriş için gereken ortalama puanlarla [ (Taban+Tavan)/2 ] üniversitelerden duyulan memnuniyet puanları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
2. Üniversitelere Giriş için gereken puanlarla üniversitelerdeki doluluk oranları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
3. Üniversitelerden duyulan memnuniyet puanları ile üniversitelerin doluluk oranları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
4. Devlet ve Vakıf üniversitelerinin giriş puanlarının ortalamaları arasında anlamlı bir fark var mıdır?
5. Devlet ve Vakıf üniversitelerinden duyulan memnuniyet puanlarının ortalamaları arasında anlamlı bir fark var mıdır?
6. Doluluk oranları bakımından Devlet ve Vakıf üniversitelerinin ortalamaları arasında anlamlı bir fark var mıdır?
Research Interests:
Bu dosyada TÜMA 2018 Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması ve 2018 Yükseköğretim Kurumları Sınavı sonuçlarından türetilen Üniversitelere Giriş Puanları, yükseköğretim programlarının Doluluk oranları ve üniversitelerden Memnuniyet... more
Bu dosyada TÜMA 2018 Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması ve 2018 Yükseköğretim Kurumları Sınavı sonuçlarından türetilen Üniversitelere Giriş Puanları, yükseköğretim programlarının Doluluk oranları ve üniversitelerden Memnuniyet Puanları ve bu değişkenlerin üç ardışık kümeye dönüşümleri bulunmaktadır. Daha sonra da bu verilere dayalı bazı bulgular verilecektir.
Research Interests:
Bir zamanlar lise mezunlarının yükseköğretim talepleri üniversite önünde "yığılma" diye nitelendirilirdi. Hatta anlı şanlı rektörler bile "herkesin de üniversiteye gelmesi gerekmez ki" diyebilmişlerdir. Oysa bu talep çağ nüfusuna ve dünya... more
Bir zamanlar lise mezunlarının yükseköğretim talepleri üniversite önünde "yığılma" diye nitelendirilirdi. Hatta anlı şanlı rektörler bile "herkesin de üniversiteye gelmesi gerekmez ki" diyebilmişlerdir. Oysa bu talep çağ nüfusuna ve dünya ölçülerine göre düşük bile sayılabilirdi. Zamanla siyasi beklentilerle her kente bir devlet üniversitesi (?) açıldı. Çok farklı beklentilerle çok sayıda vakıf üniversiteleri açıldı. Sonuçta yükseköğretime olan nicel talep karşılandı. Hatta bazı üniversiteler ve bazı yükseköğretim programlarında kontenjanlar boş kalmaya başladı... Bu dosyada üniversiteler YKS 2018 yerleştirmeleri sonunda her puan türünde boş kalan kontenjanlarına göre sıralandılar.
Research Interests:
Türkiye'de öğrenciler üniversitelere merkezi sınavla 4 ayrı puan türünde YKS adlı merkezi sınavla yerleştiriliyorlar. Yerleştirme öğrencilerin tercih ettikleri yükseköğretim programlarına (YÖP) puanlarına ve tercihlerine göre... more
Türkiye'de öğrenciler üniversitelere merkezi sınavla 4 ayrı puan türünde YKS adlı merkezi sınavla yerleştiriliyorlar. Yerleştirme öğrencilerin tercih ettikleri yükseköğretim programlarına (YÖP) puanlarına ve tercihlerine göre gerçekleştiriliyor. Bir YÖP kontenjana birincilikle giren öğrencinin puanı o programın "Tavan" puanı oluyor. Daha çok ve daha yüksek puanlı öğrencilerin tercih ettikleri programların Tavan puanları daha yüksek oluyor. Bu dosyada 2018 YKS sınavındaki puan türlerine göre Üniversitelerdeki yükseköğretim programlarının tavan puanlarının ortalama, ortanca , en düşük ve en yüksek puanları hesaplandı ve Üniversiteler her puan türü için ayrı ayrı olmak üzere Tavan Puanı en yüksek olandan en düşüğe doğru sıralandı.
Research Interests:
Türkiye'de artık 200 Üniversite (?) var. Bu Üniversitelere merkezi sınavla 4 ayrı puan türünde öğrenciler YKS adlı merkezi sınavla yerleştiriliyorlar. Yerleştirme öğrencilerin tercih ettikleri yükseköğretim programlarına (YÖP) puan... more
Türkiye'de artık 200 Üniversite (?) var. Bu Üniversitelere merkezi sınavla 4 ayrı puan türünde öğrenciler YKS adlı merkezi sınavla yerleştiriliyorlar. Yerleştirme öğrencilerin tercih ettikleri yükseköğretim programlarına (YÖP) puan sıralamasına göre gerçekleştiriliyor. Bir YÖP'na sonuncu kontenjandan giren öğrencinin puanı o programın "Taban" puanı oluyor. Daha çok ve daha yüksek puanlı öğrencilerin tercih ettikleri programların Taban puanları daha yüksek oluyor. Bu dosyada 2018 YKS sınavındaki puan türlerine göre Üniversitelerdeki yükseköğretim programlarının taban puanlarının ortalama, ortanca , en düşük ve en yüksek puanları hesaplandı ve Üniversiteler her puan türü için ayrı ayrı olmak üzere Taban Puanları en yüksek olandan en düşüğe göre sıralandı.
Research Interests:
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirip sonra izlemeniz önerilir. Times Higher Education (THE) 2018 Dünya Üniversiteler sıralamasında yer alan 1102 kuruluş içinde 22 tane Türk Üniversitesi var. Bunların 16 tanesi Devlet, 6 tanesi Vakıf... more
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirip sonra izlemeniz önerilir.
Times Higher Education (THE) 2018 Dünya Üniversiteler sıralamasında yer alan 1102 kuruluş içinde 22 tane Türk Üniversitesi var. Bunların 16 tanesi Devlet, 6 tanesi Vakıf Üniversitesi.  İlk %00'e giren tek Devlet Üniversitesi Boğaziçi Üniversitesi. Koç, Sabancı ve Bilkent Üniversiteleri ilk üç sırayı kapatmışlar.
Bu çalışmada Türkiye (ODTÜ) kaynaklı Üniversite sıralaması URAP (University Rankings of Academic Performance) ile QS (Quacquarelli Symonds) tarafından 2017 yılı için duyurulan Dünya Üniversite sıralaması karşılaştırılmıştır. DOI:... more
Bu çalışmada Türkiye (ODTÜ) kaynaklı Üniversite sıralaması URAP (University Rankings of Academic Performance) ile QS (Quacquarelli Symonds) tarafından 2017 yılı için duyurulan Dünya Üniversite sıralaması karşılaştırılmıştır.
DOI: 10.13140/RG.2.2.33399.42409
Research Interests:
QS 2018 Dünya Üniversiteleri sıralamasını yayınladı. Sıralamada Türkiye'den 11 üniversite var. QS 2017 sıralamasında da aynı üniversiteler vardı.Bu 11 üniversiteden ikisi daha üst sıralara çıkmışlar. Diğer dokuzu "irtifa kaybetmişler".... more
QS 2018 Dünya Üniversiteleri sıralamasını yayınladı. Sıralamada Türkiye'den 11 üniversite var.  QS 2017 sıralamasında da aynı üniversiteler vardı.Bu 11 üniversiteden ikisi daha üst sıralara çıkmışlar. Diğer dokuzu "irtifa kaybetmişler". Genel olarak 2017 ve 2018 sıralamaları arasında çok yüksek bir ilişki var. Ama tek tek bakıldığında çok yüksek zıplamalar ve çok derin düşüşler var. Yorum için çok özel araştırmalar gerekiyor.
Research Interests:
Bu dosyada 2017 yılında T.C. MEB tarafından yayınlanan i Ortaöğretim Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi dersinin müfredat taslağındaki sözcük sayılarını bulabilirsiniz.
Research Interests:

And 6 more

Bu bir MS-Excel tablosudur. Önce dosyayı bilgisayarınıza indirmeniz ve çözümlemelerinizi bu tablo üzerinde yapmanız önerilir. Dosyada 2017 LYS sonuçlarına göre yüksek öğretim programlarının taban, tavan puanları, boş kalan kontenjan... more
Bu bir MS-Excel tablosudur. Önce dosyayı bilgisayarınıza indirmeniz ve çözümlemelerinizi bu tablo üzerinde yapmanız önerilir. Dosyada  2017 LYS sonuçlarına göre yüksek öğretim programlarının taban, tavan puanları, boş kalan kontenjan yüzdelerini, burs yüzdelerini bu tabloda bulacaksınız. Vakıf üniversitelerinin özellikle tam burs verdikleri programlarda devlet üniversiteleri ile başa baş geldiklerini, eğitim ücretinin, tercihte çok önemli bir ölçüt olduğunu, puan ortalamalarında yöreler arasında tesadüfle açıklanamayacak farklar olduğunu göreceksiniz. 10'larca yüksek öğretim programının bomboş kaldığını, İngilizce ve Matematik öğretmenliği  programlarının mühendislik, hukuk ve işletme gibi "çekiici" meslek programları arasında olduğunu görebileceksiniz.
Research Interests:
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirip sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada 2017 LYS kapsamındaki tüm dallardaki (her puan türündeki) öğretmenlik lisans programların yerleşenlerin tavan, taban puanlarını ve boş klan kontenjanlaı... more
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirip sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada  2017 LYS kapsamındaki tüm dallardaki (her puan türündeki) öğretmenlik lisans programların yerleşenlerin tavan, taban puanlarını ve boş klan kontenjanlaı görebilirsiniz.
Research Interests:
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirip sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada LYS 2017 kapsamında yer alan tüm Bilgisayar ve Öğretim Teknoloji Öğretmenliği programlarına yerleşen öğrencilerin verileri ve henüz boş olan kontenjanlar... more
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirip sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada LYS 2017  kapsamında yer alan tüm Bilgisayar ve Öğretim Teknoloji Öğretmenliği programlarına yerleşen öğrencilerin verileri ve henüz boş olan kontenjanlar bulunmaktadır. MF1 puan türünde teknik hem teknik hem sosyal ilgileri olan adaylar için çok çekici gelebilir. İsviçre Çakısı gibi bir meslektir...
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirmeniz ve sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada 2016 ve 2017 LYS ile yapılan yerleştirmelerin taban ve tavan puanlarını, taban puanlara göre yapılacak sıra-düzenlerinin birbirini izleyen yıllarda ne... more
Bu bir MS-Excel dosyasıdır. Önce indirmeniz ve sonra izlemeniz önerilir. Bu dosyada 2016 ve 2017 LYS ile yapılan yerleştirmelerin taban ve tavan puanlarını, taban puanlara göre yapılacak sıra-düzenlerinin birbirini izleyen yıllarda ne kadar değişip değişmediğini, dolan ve boş klan kontenjanlarını bulacaksınız. Bu verilere baktığınızda bu konuda bir kaç toplam ve yüzdelik sayıya dayanarak yapılmış yorumları hatırlarsanız  "gözleriniz yaşarabilir".
Research Interests:
Yüksek öğretim Programlarına önce puanlara sonra tercihlere bakılarak yerleştirme yapılır. Bu bir açık artırmadır. Yüksek öğretim programındaki kotalar en " yüksek puanı verene " ayrılır. Bir yüksek öğretim programındaki son boş... more
Yüksek öğretim Programlarına önce puanlara sonra tercihlere bakılarak yerleştirme yapılır. Bu bir açık artırmadır. Yüksek öğretim programındaki kotalar en " yüksek puanı verene " ayrılır. Bir yüksek öğretim programındaki son boş kontenjana yerleştirilen öğrencinin ödediği puana " Taban " puan diyebiliriz. Bu puan öğrencinin başarı sıralamasını da belirler. Yani taban puanla son giren öğrencinin başarı sırası hemen hemen aynı bilgiyi verir. Puan ne kadar yüksekse başarı sıra-sayısı okadar küçük olur,  Bütün öğrenciler yerleştirildikten sonra yükseköğretim programlarını da taban puanlarına göre sıralayarak gençlerin hangi meslekleri, hangi üniversiteleri, hangi programları vb. daha çok beğendiklerini görebiliriz. Üniversitelerde çok sayıda program vardır. Bunların tavan puanlarının ortalamaları da Üniversitenin puan fiyatını gösterebilir. Tabii bu taban puan ortalamalarının her puan türüne göre ayrı ayrı hesaplanması gerekir ama çok sayıda veriden bir ortalama hesaplandığında değişik yön ve büyüklükteki hataların ortalamasının sıfıra yaklaştığını kabul edebiliriz. Bu çalışmada 2016 LYS sonuçlarına göre her üniversitenin taban puanlarının, bu taban puanlara karşılık gelen sıra-sayılarının, tavan puanlarının ortalamaları hesaplanmıştır. Bu verilerin yanına Türkiye'de (ODTÜ'de) yerleşik URAP kuruluşunun akademik ölçütlerle yaptığı sıralama verileri eşlenmiştir. Son olarak da Osmangazi Üniversitesi'nden iki öğretim üyesinin üniversitelerdeki öğrenciler arasında yaptıkları memnuniyet araştırması ile elde edilen " memnuniyet bildirimi " sıralaması eşlenmiştir. Tabii bu üç sıralama birbirleri ile tam olarak örtüşmüiyor. Ne kadar örtüşüyor? Bunun istatistiksel ölçüsü Spearman Rho ilişki katsayısının karesidir. LYS 2016 verileri için bu Rho katsayılar hesaplandı. Hesaplamalar bu değişkenlerin kendi ralarında  arasında yöndeş ve rastlantı ile açıklanamayacak büyüklükte ilişkili olduklarını gösteriyor. Bu dosyayı bilgisayarınıza indirerek sıralamaları ölçütlerin önceliğini değiştirerek inceleyebilirsiniz.
Research Interests:
2017 LYS tercih listesinde 1977 tane Mühendislik programı var. Toplam kontenjanı 76062. Neredeyse hepsi MF4 puan türünde ama birkaç tane de YGS puan türü var. Bu tabloda her programın taban ve taban puanları var. Elbette bu puanlar bu yıl... more
2017 LYS tercih listesinde 1977 tane Mühendislik programı var. Toplam kontenjanı 76062. Neredeyse hepsi MF4 puan türünde ama birkaç tane de YGS puan türü var. Bu tabloda her programın taban ve taban puanları var. Elbette bu puanlar bu yıl yeni adayların başarı ve tercihlerine göre yeniden biçimlenecek. 2016 taban puanlarına göre yapılan sıralama değişebilir. Bazı programlar yukarı doğru bazıları aşağı doğru yer değiştirebilir. Hatta bazı programlarda sert düşüşler, bazılarında büyük sıçramalar olabilir. Ama istatistikte ve cebirde bilinmeyen değerleri tahmin etmek için bilinen verilere öteleme ve ulamalar yapılabilir.
Research Interests:
Bu dosyada Türkiye’deki üniversitelere ait iki eşlenik sıralama vardır. Birincisi her üniversitede Dil1, Dil-2 ve Dil-3 puanları ile öğrenci alan Yükseköğretim programlarının taban puan ortalamaları ayrı ayrı hesaplanarak elde edilmiştir.... more
Bu dosyada Türkiye’deki üniversitelere ait iki eşlenik sıralama vardır. Birincisi her üniversitede Dil1, Dil-2 ve Dil-3 puanları ile öğrenci alan Yükseköğretim programlarının taban puan ortalamaları ayrı ayrı hesaplanarak elde edilmiştir. Aslında Dil-1, Dil-2 ve Dil-3 farklı ağırlıklarla hesaplanmaktadır. Ancak kolaylık, çabukluk vb. nedenlerle bu puanlar eşit birimli kabul edilmişlerdir. İkincisi URAP 2016 Üniversite Sıralaması’dır.  Bu iki sıralama arasındaki ilişki Spearman Rho katsayısı ile hesaplanmış ve 0,267 bulunmuştur. İstatistiksel olarak 0,007 düzeyinde manidardır. Yani bu ilişkinin rastlantısal olma olasılığı binde yedidir.  Birinci sıralama öğrencilerin beklenti ve değer yargılarına ikincisi ise akademik ölçütlere göre oluşmaktadır. Taban puanlara göre yapılan sıralama incelendiğinde çok yeni Vakıf üniversitelerinin bile üst sıralarda yer aldığı görülmektedir. Vakıf üniversiteleri her programda az sayıda öğrenciye değişik oranda burslar vermektedirler. Bu nedenle aynı program için üç-dört ayrı Taban puan verisi olmaktadır.  Burslu programların puanları da genellikle yüksek olmaktadır. Tabloda iki sıralamayı oluşturan sıra-sayıları arasındaki farklar da verilmiştir. Eksi işaretli farklar Akademik sıralamadaki konumun öğrenci algısına bağlı olduğu kabul edilen sıralamadan kaç sıra düşük olduğunu, artı işaretli farklar da üniversitenin akademik ölçütler açısından taban puan sıralamasından kaç sıra yukarda olduğunu göstermektedir. İki sıralama birbirleriyle tam olarak örtüşselerdi farkların hepsi “sıfır” olacak ve Spearman Rho İlişki katsayısı da tam 1,00 olacaktı.
Research Interests:
Bu dosyada Türkiye’deki üniversitelere ait iki eşlenik sıralama vardır. Birincisi her üniversitede TM3 puanı ile öğrenci alan Yükseköğretim programlarının taban puan ortalamaları ayrı ayrı hesaplanarak elde edilmiştir. İkincisi URAP 2016... more
Bu dosyada Türkiye’deki üniversitelere ait iki eşlenik sıralama vardır. Birincisi her üniversitede TM3 puanı ile öğrenci alan Yükseköğretim programlarının taban puan ortalamaları ayrı ayrı hesaplanarak elde edilmiştir. İkincisi URAP 2016 Üniversite Sıralaması’dır.  Bu iki sıralama arasındaki ilişki Spearman Rho katsayısı ile hesaplanmış ve 0,263  bulunmuştur. İstatistiksel olarak 0,002 düzeyinde manidardır. Yani bu ilişkinin rastlantısal olma olasılığı binde ikidir.  Birinci sıralama öğrencilerin beklenti ve değer yargılarına ikincisi ise akademik ölçütlere göre oluşmaktadır. Taban puanlara göre yapılan sıralama incelendiğinde çok yeni Vakıf üniversitelerinin bile üst sıralarda yer aldığı görülmektedir. Vakıf üniversiteleri her programda az sayıda öğrenciye değişik oranda burslar vermektedirler. Bu nedenle aynı program için üç-dört ayrı Taban puan verisi olmaktadır.  Burslu programların puanları da genellikle yüksek olmaktadır. Tabloda iki sıralamayı oluşturan sıra-sayıları arasındaki farklar da verilmiştir. Eksi işaretli farklar Akademik sıralamadaki konumun öğrenci algısına bağlı olduğu kabul edilen sıralamadan kaç sıra düşük olduğunu, artı işaretli farklar da üniversitenin akademik ölçütler açısından taban puan sıralamasından kaç sıra yukarıda olduğunu göstermektedir. İki sıralama birbirleriyle tam olarak örtüşselerdi farkların hepsi “sıfır” olacak ve Spearman Rho İlişki katsayısı da tam 1,00 olacaktı.
Research Interests:
Bu dosyada Türkiye’deki üniversitelere ait iki eşlenik sıralama vardır. Birincisi her üniversitede MF4 puanı ile öğrenci alan Yükseköğretim programlarının taban puan ortalamaları ayrı ayrı hesaplanarak elde edilmiştir. İkincisi URAP 2016... more
Bu dosyada Türkiye’deki üniversitelere ait iki eşlenik sıralama vardır. Birincisi her üniversitede MF4 puanı ile öğrenci alan Yükseköğretim programlarının taban puan ortalamaları ayrı ayrı hesaplanarak elde edilmiştir. İkincisi URAP 2016 Üniversite Sıralaması’dır.  Bu iki sıralama arasındaki ilişki Spearman Rho katsayısı ile hesaplanmış ve 0,270 bulunmuştur. İstatistiksel olarak 0,001 düzeyinde manidardır. Yani bu ilişkinin rastlantısal olma olasılığı binde birdir.  Birinci sıralama öğrencilerin beklenti ve değer yargılarına ikincisi ise akademik ölçütlere göre oluşmaktadır. Taban puanlara göre yapılan sıralama incelendiğinde çok yeni Vakıf üniversitelerinin bile üst sıralarda yer aldığı görülmektedir. Vakıf üniversiteleri her programda az sayıda öğrenciye değişik oranda burslar vermektedirler. Bu nedenle aynı program için üç-dört ayrı Taban puan verisi olmaktadır.  Burslu programların puanları da genellikle yüksek olmaktadır. Tabloda iki sıralamayı oluşturan sıra-sayıları arasındaki farklar da verilmiştir. Eksi işaretli farklar Akademik sıralamadaki konumun öğrenci algısına bağlı olduğu kabul edilen sıralamadan kaç sıra düşük olduğunu, artı işaretli farklar da üniversitenin akademik ölçütler açısından taban puan sıralamasından kaç sıra yukarda olduğunu göstermektedir. İki sıralama birbirleriyle tam olarak örtüşselerdi farkların hepsi “sıfır” olacak ve Spearman Rho İlişki katsayısı da tam 1,00 olacaktı.
Research Interests:
Bu dosya üç ayrı dosyadan oluşmaktadır: 1. Üniversitelerin boş kalan kontenjanlarının toplam kontenjanlarına oranlarına göre sıradüzenleri ve boş kontenjanlara ilişkin istatistikler... 2. Yörelerdeki boş kalan kontenjanların toplam... more
Bu dosya üç ayrı dosyadan oluşmaktadır:
1. Üniversitelerin boş kalan kontenjanlarının toplam kontenjanlarına oranlarına göre sıradüzenleri ve boş kontenjanlara ilişkin istatistikler...
2. Yörelerdeki boş kalan kontenjanların toplam kontenjanlara oranlarına göre sıradüzenleri ve boş kontenjanlara ilişkin istatistikler...
3. YÖP Alanlarının boş kalan kontenjanlarının toplam kontenjanlarına oranlarına göre sıradüzenleri ve boş kontenjanlara ilişkin istatistikler...
Research Interests:
Türkiye Yüksek Öğretiminde bir gecede 25 Üniversite'nin açıldığı bir gecede 15 Üniversitenin kapandığı örnekler vardır. Ülkedeki ve yerküredeki değişimlere göre üniversitelerin kontenjanlarında da değişiklikler yapılabilmektedir. Bu... more
Türkiye Yüksek Öğretiminde bir gecede 25 Üniversite'nin açıldığı bir gecede 15 Üniversitenin kapandığı örnekler vardır. Ülkedeki ve yerküredeki değişimlere göre üniversitelerin kontenjanlarında da değişiklikler yapılabilmektedir. Bu dosyada Lisans düzeyinde diploma veren Yüksek Öğretim Programlarının 2016 ve 2017 yıllarındaki kontenjanları arasındaki farklar sunulmaktadır..
Research Interests:
ÖNİZLEMEDEN ÖNCE DOSYAYI BİLGİSAYARINIZA İNDİRMENİZ ÖNERİLİR. Lisans Yerleştirme Sınavlarında (LYS) Yüksek öğretim programlarını karşılaştırırken ya da sıralarken öncelikle Puan Türlerine göre tanınmaları gerekir. 2017 LYS Tercih... more
ÖNİZLEMEDEN ÖNCE DOSYAYI BİLGİSAYARINIZA İNDİRMENİZ ÖNERİLİR.
Lisans Yerleştirme Sınavlarında (LYS) Yüksek öğretim programlarını karşılaştırırken ya da sıralarken öncelikle Puan Türlerine göre tanınmaları gerekir. 2017 LYS Tercih Kılavuzunda yayınlanan Yüksek öğretim Programlarından 428 tanesinin puan türü 2016'da olduğundan farklıdır.
Puan Türe değişen programların sayısal dağılımı ve listesi bu dosyada bulunmaktadır.
Research Interests:
Bu çalışma Türkiye’de yükseköğretimdeki yöreler (iller ve diğer kapsanan diğer yöreler) arası eşitsizliği LYS2016 verileri ile ortaya koymaktadır. Yöreler arası ayrışmanın ölçütü LYS sınavları ile yapılan yerleştirmeler sonunda ortaya... more
Bu çalışma Türkiye’de yükseköğretimdeki yöreler (iller ve diğer kapsanan diğer yöreler) arası eşitsizliği LYS2016 verileri ile ortaya koymaktadır. Yöreler arası ayrışmanın ölçütü LYS sınavları ile yapılan yerleştirmeler sonunda ortaya çıkan En Yüksek (Tavan) puanlardır. En Yüksek (Tavan) puan herhangi bir yükseköğretim programına birincilikle giren öğrencinin puanıdır. En Düşük (Taban) puan gibi En Yüksek (Tavan) puan da yükseköğretim programlarının adaylar ve kamuoyu tarafından algılanan değerini yansıtır. Taban ve tavan puanları yüksek programların daha saygın, getirilerinin daha yüksek olduğu düşünülür. Bu çalışmada her puan türünde ayrı ayrı olmak üzere yörelerdeki yükseköğretim programlarının En Yüksek (Tavan) puanlarının Ortalama, Ortanca, Standart sapma, En Küçük (Minimum) ve En Büyük (Maksimum) değerleri hesaplanmıştır. Kavram karışıklığını gidermek için aşağıdaki tanımlar yararlı olabilir:
En Yüksek (Tavan) Puan: Herhangi bir yükseköğretim programına birincilikle giren öğrencinin LYS puanı
En Düşük (Taban) Puan: Herhangi bir yükseköğretim programına en sonuncu giren öğrencinin puanı
En Küçük Puan: Yüksek Öğretim programlarının En Yüksek(Tavan) veya En Düşük (Taban) puanlarının en küçüğü (minimum)
En Büyük Puan: Yüksek Öğretim programlarının En Yüksek(Tavan) veya En Düşük (Taban) puanlarının en büyüğü (maksimum.
Research Interests:
Bu çalışma Türkiye’de yükseköğretimdeki yöreler (iller ve diğer kapsanan diğer yöreler) arası eşitsizliği LYS2016 verileri ile ortaya koymaktadır. Yöreler arası ayrışmanın ölçütü LYS sınavları ile yapılan yerleştirmeler sonunda ortaya... more
Bu çalışma Türkiye’de yükseköğretimdeki yöreler (iller ve diğer kapsanan diğer yöreler) arası eşitsizliği LYS2016 verileri ile ortaya koymaktadır. Yöreler arası ayrışmanın ölçütü LYS sınavları ile yapılan yerleştirmeler sonunda ortaya çıkan En Düşük (Taban) puanlardır. En Düşük (Taban) puan herhangi bir yükseköğretim programının en sonuncu kontenjanına giren öğrencinin puanıdır. Bu puan yükseköğretim programlarının adaylar ve kamuoyu tarafından algılanan değerini yansıtır. Taban puanı yüksek programların daha saygın, getirisinin daha yüksek olduğu düşünülür. Bu çalışmada her puan türünde ayrı ayrı olmak üzere yörelerdeki yükseköğretim programlarının En Düşük (Taban) puanlarının Ortalama, Ortanca, Standart sapma, En Küçük (Minimum) ve En Büyük (Maksimum) değerleri hesaplanmıştır. Kavram karışıklığını gidermek için aşağıdaki tanımlar yararlı olabilir:
En Yüksek (Tavan) Puan: Herhangi bir yükseköğretim programına birincilikle giren öğrencinin LYS puanı
En Düşük (Taban) Puan: Herhangi bir yükseköğretim programına en sonuncu giren öğrencinin puanı
En Küçük Puan: Yüksek Öğretim programlarının En Yüksek(Tavan) veya En Düşük (Taban) puanlarının en küçüğü (minimum)
En Büyük Puan: Yüksek Öğretim programlarının En Yüksek(Tavan) veya En Düşük (Taban) puanlarının en büyüğü (maksimum)
Research Interests:
ÖNCE BİLGİSAYARINIZA İNDİRİP SONRA İNCELEMENİZ ÖNERİLİR... 2016 ÖSYS sonucunda 10657 Yüksek Öğretim Program “seçeneğine” yerleştirme yapıldı. Bu çalışma bu yerleştirmeler sonucunda ortaya çıkan En Yüksek Puanları sergilemktedir. Bulguları... more
ÖNCE BİLGİSAYARINIZA İNDİRİP SONRA İNCELEMENİZ ÖNERİLİR...
2016 ÖSYS sonucunda 10657 Yüksek Öğretim Program “seçeneğine” yerleştirme yapıldı. Bu çalışma bu yerleştirmeler sonucunda ortaya çıkan En Yüksek Puanları sergilemktedir. Bulguları değerlendirirken iletişimi sağlayabilmek için üç kavram tanımlanmıştır. Yüksek Öğretim Program Alanı: Öğrencileri lisans ya da ön lisans derecesine hazırlayan
yükseköğretim programlarının sunucu kurumdan bağımsız olarak tanımlayan kavram:Örnek
    Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Yüksek Öğretim Programı: Öğrencileri lisans ya da ön lisans derecesine
hazırlayan derslerden oluşan yeri, kadrosu belirli bir yükseköğretim
kurumu tarafından sunulan eğitim süreci.
Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul)/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Yüksek Öğretim Program Seçenekleri: Aynı kurumdaki belirli bir
yükseköğretim programının öğretim dili, ücreti vb. unsurlar bakımından
farklı koşulları olan seçenekleri.
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (%25 Burslu)
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (%25 Burslu)
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (Tam Burslu)
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (Ücretli)
Yukardaki dört örnekten birincisi Türkçe eğitim verdiği için son üçten farklıdır. Son üç seçeneği ayıran fark programın dili, içeriği, süresi vb. özellikleri değil adayların eğitim ücreti konusundaki tercihleridir.
Vakıf üniversitelerinde çok sayıda yüksek öğretim programı seçenekleri vardır. Devlet Üniversitelerinde de bazı yükseköğretim programlarının birinci (parasız) ve ikinci öğretim (paralı) program seçenekleri bulunmaktadır. Ayrıca yine bazı devlet üniversitelerinin bazı yabancı üniversitelerle yaptıkları anlaşmalarla aynı yükseköğretim program alanında paralı seçenekler sunduğu çok sayıda örnek de vardır.
ÖSYS her yükseköğretim program seçeneğine farklı bir kod vermekte ve
böylece seçenekler arasında ayrım yapılabilmektedir.
Yükseköğretim programlarına ilişkin betimsel ve vardamlı istatistikler
yukardaki tanımlar çerçevesinde yorumlanacaktır.
Aşağıdaki tablolarda Puan Türlerine göre sınıflandıktan sonra alfabetik olark sıralanmış Yüksek Öğretim Alanlarının sayılar ve yerleştirmeler sonucunda ortaya çıkan En Yüksek (Tavan) Puan istatistikleri yer almaktadır.
Örneğin Dil1 puan türünde 2016 LYS kapsamında İngilizce Öğretmenliği "alanında" 113 tane Yüksek Öğretim Programı "seçeneği" olduğu görülmektedir. Bütün bu 113 İngilizce Öğretmenliği programlarının
En Yüksek (Tavan) puanlarının En yüksek (Tavan) puanların Ortalaması 416;
En yüksek (Tavan) puanların Ortancası 441;
En yüksek (Tavan) puanların Standard Sapması 70;
En Yüksek (Tavan) puanların "en düşük" olanının 239;
En Yüksek (Tavan) puanların "en yüksek" olanının 526;
olduğu görülmektedir. Burada tekrar vurgulanması gereken nokta buradaki verilerin hepsinin Yüksek Öğretim Programlarının En Yüksek (Tavan) puanlarına ait olduğudur. Yani İngilizce Öğretmeni olmak için 113 seçenek vardır ve bu seçeneklerin hepsinin Tavan puanları birbirinden farklı olmuştur.
Research Interests:
MS-Excel dosyasıdır. İncelemeden önce bilgisayarınıza indirmeniz önerilir. ....................................................................................... Yüksek öğretim ülkenin gelişmişlik düzeyinin hem nedeni hem sonucudur. Bu... more
MS-Excel dosyasıdır.
İncelemeden önce bilgisayarınıza indirmeniz önerilir.
.......................................................................................
Yüksek öğretim ülkenin gelişmişlik düzeyinin hem nedeni hem sonucudur. Bu çalışmada 2016 ÖSYS puanlarıyla yüksek öğretim programlarına yapılan seçme ve yerleştirme puanları aktarılmaktadır. 
ÖSYM tarafından yayınlanan verilerden kullanılarak yüksek öğretim programları,  puan türlerine göre sınıflanmış ve en küçük (taban) yerleştirme puanlarına göre sıralanmışlardır.
Bu veriler geçen yılın sonuçlarıdır. Her hangi bir yılın sonuçları daha önceki yılın verilerine bağımlı değildir. Her yıl bu sıralamalarda önemli değişiklikler olur. Ancak yine de bu verilerde yüksek öğretim programlarının ve programları tercih eden adayların niteliklerine ilişkin bazı olguları yansıtırlar.
Dahası toplumun yönelimlerine ilişkin bazı ipuçları da verirler.
Research Interests:
MS-Excel dosyasıdır. ÖNCE BİLGİSAYARINIZA İNDİRİP SONRA İNCELEMENİZ ÖNERİLİR... 2016 ÖSYS sonucunda 10657 Yüksek Öğretim Program “seçeneğine” yerleştirme yapıldı. Bu çalışma bu yerleştirmeler sonucunda ortaya çıkan betimsel bulguları... more
MS-Excel dosyasıdır.
ÖNCE BİLGİSAYARINIZA İNDİRİP SONRA İNCELEMENİZ ÖNERİLİR...

2016 ÖSYS sonucunda 10657 Yüksek Öğretim Program “seçeneğine” yerleştirme yapıldı.
Bu çalışma bu yerleştirmeler sonucunda ortaya çıkan betimsel bulguları özetlemektedir.
Bulguları değerlendirirken iletişimi sağlayabilmek için üç kavram tanımlanmıştır.
Yüksek Öğretim Program Alanı: Öğrencileri lisans ya da ön lisans derecesine hazırlayan
yükseköğretim programlarının sunucu kurumdan bağımsız olarak tanımlayan kavram:Örnek
    Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Yüksek Öğretim Programı: Öğrencileri lisans ya da ön lisans derecesine hazırlayan derslerden oluşan
yeri, kadrosu belirli bir yükseköğretim kurumu tarafından sunulan eğitim süreci.
Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul)/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Yüksek Öğretim Program Seçenekleri: Aynı kurumdaki belirli bir yükseköğretim programının
öğretim dili, ücreti vb. unsurlar bakımından yükseköğretim programının
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (%25 Burslu)
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (%25 Burslu)
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (Tam Burslu)
Bahçeşehir Ü. /Sağlık Bilimleri F./Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (İngilizce) (Ücretli)
Yukardaki dört örnekten birincisi Türkçe eğitim verdiği için son üçten farklıdır.
Son üç seçeneği ayıran fark programın dili, içeriği, süresi vb. özellikleri değil
adayların eğitim ücreti konusundaki tercihleridir.
Vakıf üniversitelerinde çok sayıda yüksek öğretim programı seçenekleri vardır.
Devlet Üniversitelerinde de bazı yükseköğretim programlarının birinci (parasız)
ve ikinci öğretim (paralı) program seçenekleri bulunmaktadır.
Ayrıca yine bazı devlet üniversitelerinin bazı yabancı üniversitelerle yaptıkları anlaşmalarla
aynı yükseköğretim program alanında paralı seçenekler sunduğu çok sayıda örnek de vardır.
ÖSYS her yükseköğretim program seçeneğine farklı bir kod vermekte ve
böylece seçenekler arasında ayrım yapılabilmektedir.
Yükseköğretim programlarına ilişkin betimsel ve vardamlı istatistikler+A10
yukardaki tanımlar çerçevesinde yorumlanacaktır.
Tablo 1’de yükseköğretim program çeşitlerinin puan türleri ve “ödeme”
seçeneklerine göre sayısal dağılımları görülmektedir.
Research Interests:
EdMedia Presentation
Testimony from Artificial Intelligence to Verify the Construct Validity of Assessing Cognitive Flexibility in Numbers
Construct validation of Cognitive Flexibility in Numerals by AI
2024 Times Yüksek Öğretim Etki Sıralamasının altıncı yılıdır ve üniversite sektörünün dünyanın Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SDG'ler) yönelik ilerlemesinde çok büyük bir etkiye sahip olduğu görülmektedir.... more
2024 Times Yüksek Öğretim Etki Sıralamasının altıncı yılıdır ve üniversite sektörünün dünyanın Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SDG'ler) yönelik ilerlemesinde çok büyük bir etkiye sahip olduğu görülmektedir.
Bununla birlikte, bazı kurum ve bölgeler diğerlerinden daha fazla ilerleme kaydediyor. Okyanusya, özellikle de Avustralya, sürdürülebilirliği son derece ciddiye alan bir bölgedir. Bunu her yıl tablolar yayınlandığında görüyoruz ve 2024'te de durum farklı değil. Genel tabloya bakıldığında, Avustralya üniversiteleri 2023'te üç iken artık ilk 10 sıranın dördünü alıyor.
Bu yıl başka bir trend ortaya çıkmaya başladı: Bazı ülkeler, belirli Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri söz konusu olduğunda büyük liderlik gösteriyor. Burada mükemmellik işaretlerini ve başarının ardındaki stratejileri araştırıyoruz.
Altyapıya yatırım, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında hayati öneme sahiptir ve Alman üniversiteleri bu alanda dünya liderleridir.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 9 (endüstri, yenilik ve altyapı) tablosu, endüstriyle bağlantılı araştırma çıktısını ölçmenin yanı sıra, bir üniversitenin çalışmasına atıfta bulunan patentleri, üniversitenin yan ürünlerini ve endüstriden gelen araştırma gelirinin miktarını da izler.
Bu tabloda beş Alman üniversitesi mükemmel puanlara sahiptir: RWTH Aachen Üniversitesi, Münih Teknik Üniversitesi, TU Dresden, Erlangen-Nürnberg Üniversitesi ve Stuttgart Üniversitesi.
Alman üniversitelerinin SDG 9'da genel olarak iyi performans göstermesinin temel faktörlerinden biri, özellikle çok sayıda güçlü mühendislik enstitüsüne sahip, teknik odaklı üniversitelerin güçlü geleneğine atfedilebilir. Burada, temel araştırmanın yanı sıra, endüstri ortaklarıyla işbirlikçi araştırmalar da uzun süredir güçlü bir şekilde destekleniyor, diyor Stuttgart Üniversitesi'nde bilgi ve teknoloji transferinden sorumlu rektör yardımcısı Peter Middendorf.
Stuttgart'taki özellikle başarılı girişimlerden biri, sanayi ve akademi dünyasından insanlar arasında "eşit bir temelde" ortak araştırma ve işbirliğine olanak tanıyan ARENA2036 adlı bir kampüstür. Birçok büyük bölgesel ve ulusal şirketin yanı sıra daha küçük firmalar ve start-up'lar da uzmanlıklarıyla katkıda bulunuyor ve ihtiyaçlarının ana hatlarını çiziyor. İşbirliğinin, "geliştirilenin kime ait olduğu sorusunun açıkça düzenlendiği" anlamına gelen yasal bir çerçeveyle desteklenmesi çok önemlidir.
Üniversite aynı zamanda süreç hakkında eğitim vermek, koçluk ve danışmanlık sunmaktan ulusal ve uluslararası odaklı hızlandırıcı programlar sağlamaya kadar yan ürünlerin geliştirilmesine de yatırım yapmaktadır.
Erlangen-Nürnberg Üniversitesi de bu tablodaki yüksek puanı nedeniyle yenilemeye (inovasyon) odaklanıldığını belirtiyor. Kurum, konumunun faydalı olduğunu, Siemens ve Adidas gibi büyük şirketlerin hemen yanında olduğunu ve Erlangen'in yakın zamanda yenilik açısından en iyi Alman şehri olarak derecelendirildiğini söylüyor.
Üniversite, yakın zamanda Financial Times tarafından Avrupa'nın en iyi 50'si arasında gösterilen ZOLLHOF adında bir yenileme (inovasyon) merkezinin kurucu ortağı oldu. Ayrıca işletme kurucularına yönelik şirket içi danışmanlık hizmetlerine de büyük yatırımlar yapıyor.
Üniversitenin rektörü Joachim Hornegger, "Hackathon'lardan asansör sunumlarına kadar rekabetçi yöntemler başlatıyoruz ve öğrencilerimize başarılı bir iş planı, başlangıç ​​parası ve iş desteğine giden yolda eşlik ediyoruz" diyor.
Kurumunun "temel araştırma ile uygulama arasına çok katı bir çizgi çekmediğini" ekliyor.
Her ikisi de odak noktamızda ve temel araştırmalar ağırlıklı olarak uygulamalı araştırmadaki sorular tarafından yönlendiriliyor diyor.
QS24 Ekonomi ve Ekonometri dalında dünya üniversitelerini Akademik (%40), İstihdam (%20), Atıflar (%20) ve H İndeksi (%20) ölçütlerine göre puanlayarak sıralamış. Listede 560 üniversite var. Türkiye'den de 7 üniversitemiz bu listede yer... more
QS24 Ekonomi ve Ekonometri dalında dünya üniversitelerini Akademik (%40), İstihdam (%20), Atıflar (%20) ve H İndeksi (%20) ölçütlerine göre puanlayarak sıralamış. Listede 560 üniversite var. Türkiye'den de 7 üniversitemiz bu listede yer alıyor.
Fizik bilimi betimleme, açıklama ve yordama işlevlerinin evrenselliği, ölçme araç ve yöntemlerinin duyarlık ve kesinliğe yakınlığı açılardan bilimler sosyolojisinde liste başıdır. Ne mutlu bu bilime katkıda bulunanlara... Bu dosyada... more
Fizik bilimi betimleme, açıklama ve yordama işlevlerinin evrenselliği, ölçme araç ve yöntemlerinin duyarlık ve kesinliğe yakınlığı açılardan bilimler sosyolojisinde liste başıdır. Ne mutlu bu bilime katkıda bulunanlara... Bu dosyada dünyadaki 640 üniversite Akademik (%40), İstihdam (%20); Atıflar /%15), H indeksleri (%15) ve uluslararası nitelik  (%10) ölçütlerine göre sıralanmıştır. Sıralamada Türkiye'den de 7 üniversite var. Bu üniversitelerden birisinin 2023'e göre çok "irtifa" kaybetmiş olması merak konusudur.
QS24 Dünya Üniversitelerini bilim alanlarındaki edimlerine göre sıraladı. Bu dosyada Bilgisayar Bilim alanındaki 722 Üniversite var. Bunların 10 tanesi de Türkiye'den... Sıralama ölçütleri ve ağırlıkları şöyle: Akademik (%40), İstihdam... more
QS24 Dünya Üniversitelerini bilim alanlarındaki edimlerine göre sıraladı. Bu dosyada Bilgisayar Bilim alanındaki 722 Üniversite var. Bunların 10 tanesi de Türkiye'den... Sıralama ölçütleri ve ağırlıkları şöyle: Akademik (%40), İstihdam (%30); Atıflar (%13),H Indeksi (%13) ve Uluslararası nitelik (%0,4).
Matematik bütün bilimlerin birinci dilidir. Bu dili geliştiren 553 ülke den 9'u da Türkiye'de... Bu dosyada dünyadaki 553 üniversitenin Matematik programlarının sıradüzeni vardır. aşağıdaki 5 ölçüte göre belirlenmiş sıradüzeni vardır:... more
Matematik bütün bilimlerin birinci dilidir. Bu dili geliştiren 553 ülke den 9'u da Türkiye'de... Bu dosyada dünyadaki 553 üniversitenin Matematik programlarının sıradüzeni vardır. aşağıdaki 5 ölçüte göre belirlenmiş sıradüzeni vardır: Akademik (%40), İstihdam (%20); Atıflar (%15); H indeksi (%15) ve uluslararası niteliği (%10).
Bu dosyada dünyanın çeşitli ülkelerindeki 720 üniversite aşağıdaki ölçütlere göre sıralanmış: Akademik(%40), İstihdam (%30), Atıflar (%10), H indeksi (%10), uluslararası niteliği (%10). Listede 10 Türk Üniversitesi de var... Mezunlarına... more
Bu dosyada dünyanın çeşitli ülkelerindeki 720 üniversite aşağıdaki ölçütlere göre sıralanmış: Akademik(%40), İstihdam (%30), Atıflar (%10), H indeksi (%10), uluslararası niteliği (%10). Listede 10 Türk Üniversitesi de var... Mezunlarına Hükümetin başı tarafından "giderlerse gitsinler" denilmiş olan...
Psikoloji alanında dünyadaki 330 üniversitenin Akademik (%40), İstihdam (%20), Atıflar (%15), H indexi (%15) ve Uluslararası nitelik (%10) ölçütlerine göre sıralamasında Türkiye'den sadece ODTÜ var.
Quarelli Symonds (QS) tarafından Dünya Üniversiteleri aşağıdaki ölçütlere göre sıralanmışlardır: Akademik (%50), İstihdam (%10); Atıflar (%20) ve H indexleri (%20). Burada sunulan dosyadaki verilerde Eğitim Bilimleri alanındaki... more
Quarelli Symonds (QS) tarafından Dünya Üniversiteleri aşağıdaki ölçütlere göre sıralanmışlardır: Akademik (%50), İstihdam (%10);  Atıflar (%20) ve H indexleri (%20). Burada sunulan dosyadaki verilerde  Eğitim Bilimleri alanındaki sıralamayı bulacaksınız. Türkiye'den de 6 Üniversite 420 kurumun yer aldığı sıralamaya girmiştir.  Gazi Üniversitesi 36. sıradadır.
Türkiye yükseköğretimde 1956'dan (ODTÜ) bu yana başardığı "ders geçme sistemini" lise düzeyinde başaramadı... başarmak istemedi... Oysa seçme sınavlaraına yüklenen günahların çoğu "sınıf geçme" sisteminindir. Liselerimizde eğitim de... more
Türkiye yükseköğretimde 1956'dan (ODTÜ) bu yana başardığı "ders geçme sistemini" lise düzeyinde başaramadı... başarmak istemedi... Oysa seçme sınavlaraına yüklenen günahların çoğu "sınıf geçme" sisteminindir. Liselerimizde eğitim de değerlendirme de "-miş" gibidir. Başarılamamış bir-kaç ders yüzünden başarılmış dersleri de tekrar ettirmeye dayalı "sınıf geçme" ifratı çok inasan yaşamını heba ettikten sonra yerini "hiç bir dersten kalınamaz" tefritine dönüştürülmüştür. Sadece birkaç yıl uygulanırmış gibi yapılan "ders geçme" sistemi ise bin-bir kulp takılarak eğitim tarihimizdeki kara deliklerinden biri olmuştur. Özel Okullar Derneğinin isteği ve desteği ile yapılan bu çalışma belki bazı zihinlere açıklık getirir diye burada ilginiize sunulmaktadır.
Bilişsel esneklik, yaratıcılık ve iletişim becerilerinin önemli bir bileşenidir. Genellikle Stroop Renk Kelime testi ve bazı bildirime dayalı testlerle ölçülmektedir. Alan yazınında sayısal içerikle bilişsel esneklik ölçüm örneğine... more
Bilişsel esneklik, yaratıcılık ve iletişim becerilerinin önemli bir bileşenidir. Genellikle Stroop Renk Kelime testi ve bazı bildirime dayalı testlerle ölçülmektedir. Alan yazınında sayısal içerikle bilişsel esneklik ölçüm örneğine rastlanmamıştır. Bu çalışmanın amacı bilişsel esneklik yetisini sayısal simgelerle nicelleştirmektir. Bu amaç doğrultusunda 134 kişilik elverişli örneklem oluşturan 8. sınıf öğrencisi Digital 7 fontu ile yazılmış yalın aritmetik denklemleri iki ayrı biçimde-yani hem Digital 7 Sayısal Font ile hem de geleneksel rakamların bilinen değerleri ile-algılayıp algılayamadıkları sınanmıştır. Sınav yüksek beklentili bir değerlendirme çalışmasının bir parçasıdır. Ölçüm izleyen satırlarda kısaca örneklendirilmiştir: Geleneksel rakamlarla yazıldığında 1+1=2, Digital 7 Font ile yazıldığında ise 2 çubuk+2 çubuk=4 çubuk olarak ifade edilebilir. Öğrencilere iki farklı formda çoktan seçmeli dört soru sorulmuştur. İlkinde geleneksel sayılarla basit bir aritmetik denklem verilmiştir. Yanıt alternatifleri de farklı aritmetik denklemlerdir ancak Digital 7 Font ile yazılmıştır. Anahtarlı yanıt, verilen denklemin eşdeğeridir. Sonraki iki maddede de Digital 7 Font ile yazılmış 5 farklı basit aritmetik denklem bulunmaktadır. Beş seçeneğin dördü doğru, biri yanlıştır. Herhangi bir denklem, geleneksel sayılar açısından veya Digital 7 Font'taki çubuk sayısına göre doğru olabilir. Bahsedilen bu 4 madde bir genel yetenek testinin görsel kısmına yerleştirilmiştir. Bu bölümlerin geçerliliği ve güvenilirliği klasik test teorisinin göstergeleri ile belirlenmiştir. Dijital 7 Yazı Tiplerinin Sayısal, Sözel, Görsel ve İkili Algılama testlerinden elde edilen puanlar arasında anlamlı bir korelasyon olduğu ancak gereksiz olmadığı görülmüştür.
Bu bir MS Excel dosyasıdır. Bilgisayarınıza indirdikten sonra incelemeniz önerilir. Dünya'nın 96 ülkesinden THE (Times Higher Education) kuruluşu tarafından seçilmiş 1171 Üniversite Araştırma, Öğretim, Atıf, Getiri (Bilgi Geliri) ve... more
Bu bir MS Excel dosyasıdır. Bilgisayarınıza indirdikten sonra incelemeniz önerilir. Dünya'nın 96 ülkesinden THE (Times Higher Education) kuruluşu tarafından seçilmiş 1171 Üniversite Araştırma, Öğretim, Atıf, Getiri (Bilgi Geliri) ve Tanınmışlık ölçütlerine göre sıralamışlar. Bunların içinde Türkiye'den de 18 üniversite var. Ayrıca her ülkeden kaç üniversitenin sıralamada yer bulduğunu da dosyada görebilirsiniz.
Research Interests:
Alet işler el övünür. Herhangi bir işi yaparken doğru aleti seçmek gerekir. Çivi çakmak için çekiç, çivi sökmek için kerpeten; yazmak için kalem silmek için silgi kullanılır. Ortaöğretimdeki sorunları çözmek için ÖSYS'den başka aletler... more
Alet işler el övünür. Herhangi bir işi yaparken doğru aleti seçmek gerekir. Çivi çakmak için çekiç, çivi sökmek için kerpeten; yazmak için kalem silmek için silgi kullanılır. Ortaöğretimdeki sorunları çözmek için ÖSYS'den başka aletler bulmak gerekir. Örneğin, lise diploması ciddi ve ödünsüz ölçütlere bağlanmalıdır. Başarısız öğrencilerin kurul kararlan ile başarılıymış gibi mezun edilmesi uyuşturucu bağımlılığına denk bir faciadır. Öte yandan, başarısız olduğu bir-kaç ders yüzünden başarılı olduğu herhangi bir dersin tekrar ettirilmesi de en hafif deyimi ile israftır. Kendisine, yüzlerce genç, milyarlık okullar, yetişkin öğretmenler emanet edilen yöneticilerin eğitimi değiştirme ve düzeltme yetkisi yoktur. Ortaöğretimdeki sorunların kaynağı sadece kaynaksızlık değil biraz da iradesizliktir. Okullara kendi özgün kişiliklerini geliştirme fırsatı verilse her okul başlı başına bir sistem olarak gelişebilir. Eğitim konularında nedense soruna göre çözüm aramaktansa hazır çözümleri herhangi bir durumda uygulamak istiyoruz. ÖSYS ortaöğretimdeki başarısızlığı çözecek bir alet değildir. ÖSYS'nin gerekçesi ortaöğretimdeki başarısızlık değil üniversitedeki sandalyelerin sayısının az olmasıdır. Ortaöğretimin başarı ile tamamlanması için programda öngörülen bilgi, yetenek, beceri ve tutumların "enaz yeterlilik" düzeyinde öğrenilmesi gerekir. Ortaöğretimin başarı ile tamamlanması yükseköğretime giriş için gerekli koşuldur ama yeterli koşul değildir. Ortaöğretimdeki bütün öğrenciler tam başarılı olsalar, hepsi de gerçekten hak edilmiş "takdir" ve "teşekkürle" mezun olsalar gene ÖSYS olmak zorundadır. Çünkü yükseköğretimde 10 ortaöğretim mezunundan ancak birine yer var. ÖSYS'nin çözeceği sorun bu yerleri doldurmayı en çok hak eden mezunları bulup çıkarmaktır. Ortaöğretim başarısı sadece üniversiteye kayıt koşulu olarak kullanılmalı, yükseköğretime giriş için ÖSYS puanlarına eklenmemelidir. Anahtar nerede kaybedilmiş olursa olsun ışık ÖSS'de aranıyor. ÖSYM sekiz aşamalı bir puanlama sistemi ile -mezunların istihdamı hariç- eğitim sistemimizdeki pek çok sorunu çözmeye kalkışıyor. Altı tanesi ÖSYM tarafından icat edilerek ölçme ve değerlendirme bilim dalına armağan edilen bu puanların hepsi hakkında bazı sorunlar var.
Research Interests:
Geçtiğimiz günlerde Kim Milyoner Olmak İster programında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi olan bir yarışmacı 1924 ve 61 Anayasalarında Türkiye'nin başkenti olarak hangisi yer alır sorusunu bilemedi. Seyirciye sorma joker... more
Geçtiğimiz günlerde Kim Milyoner Olmak İster programında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi olan bir yarışmacı 1924 ve 61 Anayasalarında Türkiye'nin başkenti olarak hangisi yer alır sorusunu bilemedi. Seyirciye sorma joker hakkını kullandı. Seyircilerinse yalnızca yüzde 40'ı Ankara cevabını verebildi. Bu durumu nasıl değerlendirebiliriz? Bu yaşanan eğitim sistemimiz hakkında neler anlatıyor? Nitelikli bir üniversitenin iyi bir bölümünde okuyan bir genç çok temel bir bilgiye sahip değil. Soru tipi soruluş tarzı sebebiyle yarışmacının kafası karışmış denilerek açıklanabilecek bir şey mi? Daha da önemlisi seyircilerin sadece yüzde 40'ının cevabı bilebilmesi hakkında ne denebilir? Eğitim sistemimizdeki hangi temel sorunlara işaret ediyor? Bu son olayın benzerleri de çok fazla... Eğitim sistemimiz çok sorun var. Yani buna benzer çok örnek var, ama bu gerçekten en  zor inanılacak bir örnek...“Gerçekten gerçek mi?” diye sormak yerinde olur. Buna benzer programların kendilerinden söz ettirmek için de böyle girişimleri yapma olasılığını göz ardı etmemek gerek. Geçmiş yıllarda bazı kurumların personel seçimlerinde genel yetenek ve genel kültür testleri yapmış olduğum için elimde çok gerçek veri var. Bunların bir özetini burada bulacaksınız.
TIMSS 2019 Raporunda ülkelerden katılan öğrenciler 4 ayrı düzeyde sıralanıyorlar: İleri, Üst, Orta ve Alt… Ülkelerin öğrencileri başarılarına göre bu düzeylere dağıtılıyorlar. Tablolar çok ayrıntılı. Artış-azalışlar, ,ilişkiler, üçgenler,... more
TIMSS 2019 Raporunda ülkelerden katılan öğrenciler 4 ayrı düzeyde sıralanıyorlar: İleri, Üst, Orta ve Alt… Ülkelerin öğrencileri başarılarına göre bu düzeylere dağıtılıyorlar. Tablolar çok ayrıntılı. Artış-azalışlar, ,ilişkiler, üçgenler, yuvarlaklar, boncuklarla dolu. Her ülkenin başarısı öncelikle İleri düzeye erişen katılımcı yüzdeleri ile belirleniyor. Bu arada 4 düzeyin dışında kalan En Alt başarı düzeyine tablolarda yer verilmiyor. Çünkü bu düzeylerdeki yüzdelikler “birikimli” olarak verilmiş. Yani İleri düzey hariç diğer katmanlardaki öğrenci yüzdesini doğrudan göremiyorsunuz. Hesap etmeniz gerekiyor. Sizin hesap etmenize gerek yok ben sizin için hesapladım. Matematik ve Fen alanlarında 4. ve 8. Sınıf öğrencilerinin başarı beş başarı düzeyindeki yüzdelerini kolaylıkla bulabilirsiniz. Ülkeleri sıralaması ileri düzeye erişmiş öğrenci oranlarına göre veriliyor. Örneğin Türkiye’den Mat4’e katılanların yüzde 15’i İleri düzeyde ve bu oran Türkiye’yi 10. Yapmaya yetiyor. Ama Alt düzeydeki birikimli oran %88. Kalan %12 nerede? Hiç adı anılmayan bu düzeydeki öğrenci oranlarını da ekteki tablolarda görebileceksiniz. Ayrıca başarıyı “İleri” düzeye çıkmışlarla değil de “başarısızlıktan” kurtarılmış öğrenci oranlarına göre de tanımlayabilirsiniz. Ülkeleri ileri düzeydeki öğrenci oranlarına göre “yüksekten düşüğe” doğru sıralamak yerine “en alt” düzeydeki öğrenci oranlarının “düşükten yükseğe” doğru sıralamasını daha önemli bir başarı olarak görebiliriz. İki farklı sıralamayı bu dosyada görebilirsiniz.
Özet Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin matematik başarıları ile üniversitede alınan derslere ilişkin ön bilgilerinin göstergesi olan öğrenci seçme sınavındaki (ÖSS) sayısal puanları, algıladıkları problem çözme becerileri, özyeterlik... more
Özet Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin matematik başarıları ile üniversitede alınan derslere ilişkin ön bilgilerinin göstergesi olan öğrenci seçme sınavındaki (ÖSS) sayısal puanları, algıladıkları problem çözme becerileri, özyeterlik algıları ve bilişüstü ...
Classical factors of production depreciate as used, also when not used. Land is subject to degradation, degeneration, and pollution etc. Capital can be stolen by inflation, devaluation. It can be worn out, outmoded, corroded as time goes... more
Classical factors of production depreciate as used, also when not used. Land is subject to degradation, degeneration, and pollution etc. Capital can be stolen by inflation, devaluation. It can be worn out, outmoded, corroded as time goes by. Aging, corruption, disintegration, fatigue are just a few examples of many modes of labor atrophy. Information is outdated daily but only when updated with a new one, a better one. Land can be invaded, labor can be arrested, capital can be captured but information goes wherever the owner moves. The more available the information is the more it can be used to convert low value raw resources into value added resources. Expanding information tends towards disorganized collection of assertions unless creatively contracted into a viable curriculum. Curriculum development has to be a continuous research and evaluation process for the refinement and reorganization of information content of the educational intervention.
Research Interests:
Yaratıcılık nedir? Nasıl ölçülür? Nasıl gelişir? Gelişimi denetlenebilir mi? Bu çalışmada Guilford’un “Üç Boyutlu Zekâ” modeli ve Edward de Bono’nun “6 şapkalı düşünme teknikleri” temel alınmıştır. Guilford!a göre diğer zeka işlevleri... more
Yaratıcılık nedir? Nasıl ölçülür? Nasıl gelişir? Gelişimi denetlenebilir mi? Bu çalışmada Guilford’un “Üç Boyutlu Zekâ” modeli ve Edward de Bono’nun “6 şapkalı düşünme teknikleri” temel alınmıştır. Guilford!a göre diğer zeka işlevleri gibi yaratıcılık da çeşitli içerik üzerine uygulanan ve değişik nitelikte “ürünler” elde edilen bir “işlemdir”. “Yaratıcılık” için gerekli olan işlem “ıraksak düşünme”dir. Yakınsak düşünme tek ve doğru bir çözüme” odaklanırken ıraksak düşünme tek bir odaktan çeşitli yönlere doğru yayılır. Çok boyutlu ölçümlerden “sözel verimlilik”; çağrışım verimliliği”;“denencel düşünme verimliliği” boyutlarında ortaya çıkan “yaratıcılıkta fırsatın önemi” bulgusu vurgulanmaktadır. 2000 yılında 551 yükseköğretim mezununun katıldığı bir seçme sınavından elde edilen ıraksak yeteneklerle sayısal, sözel ve görsel boyutlardaki yakınsak yetenekler arasındaki istatistiksel ilişkiler aktarılmaktadır. Yetenekler ile 6 düşünsel eğilim arasındaki bağlantılar da irdelenmektedir. Y...
Research Interests:
Most of the Human Development Indicators are (HDI) taken as the universally accepted markers of educational ends. Some of the indicators are directly relevant to educational improvements some of the others are indirectly associated with... more
Most of the Human Development Indicators are (HDI) taken as the universally accepted markers of educational ends. Some of the indicators are directly relevant to educational improvements some of the others are indirectly associated with some educational content in many ways. On the other hand, it has been estimated that knowledge production and distribution account for almost one third of Gross National Product (GNP) in information societies. Land, labor and capital as classical factors of production fail to explain the total growth. Information is the fourth factor of production in knowledge societies. This means that the usage of the Information and Communications Technologies (ICT) are expected to be effective instructional means all over the world. In order to comply HDIs and ICTs are considered to be variables inseparable. Some may be redundant to some extent although none is replicate of another. These key indicators display the conceptual framework of the study. Data matrix w...
Research Interests:
Konuşmaya başladıktan sonra adamakıllı akıllı bir adam olmuştu (homo sapiens). Aradan henüz 500 bin yıl geçmişti ki, beyninde doymaktan başka dürtülere de yer açıldı. Barındığı mağaraların duvarlarını resimlerle süslüyor, kemikleri ve... more
Konuşmaya başladıktan sonra adamakıllı akıllı bir adam olmuştu (homo sapiens). Aradan henüz 500 bin yıl geçmişti ki, beyninde doymaktan başka dürtülere de yer açıldı. Barındığı mağaraların duvarlarını resimlerle süslüyor, kemikleri ve kireç taşını yontarak biçimlendirebiliyordu. Artık sanatçı sayılabilirdi (cro magnon). Derken aradan yüz bin yıl daha geçiverdi. Beyin ağırlığı beden ağırlığının yaklaşık 50'de birine ulaşmıştı. Bu gri pelte varlığını sürdürmek için gerekli olandan daha çok bilgi işleyebiliyordu. Gerekli gereksiz her şeyle ilgileniyordu, kendiliğinden. Durmadan gelişen beyninde kurnazlıktan arta kalan yerlere "merak" çöreklendi. Mermeri yontuyor, birbirine bağlı geometri teoremleri geliştiriyor, erdem, güzellik ve gerçek üzerine yoruyordu beynini. Hamam tasının nasıl olup da batmadığını bulunca haykırmaktan kendini alamamıştı: Eureka!
Research Interests:
Toprak, sermaye ve isgucu degiskenleri ekonomik kalkinmayi gerceklestirmek ve olcmekte yetersiz kalmaktadirlar. Ozellikle cagdas ekonomik sistemlerde, bilginin katma degeri, oteki uretim etkenlerinin toplam katma degerlerinden buyuktur.
Research Interests:
Ogretim sistemlerini incelerken baslica iki amac gorulur. Birincisi sistemin yapisini belirlemek ve isleyisini aciklamak ikincsi de «iyi» leyecek bir sistem tasarlamaktir. Bu amaclardan hangisi secilirse secilsin yanitlanmasi gereken... more
Ogretim sistemlerini incelerken baslica iki amac gorulur. Birincisi sistemin yapisini belirlemek ve isleyisini aciklamak ikincsi de «iyi» leyecek bir sistem tasarlamaktir. Bu amaclardan hangisi secilirse secilsin yanitlanmasi gereken sorularin ozu ve icerigi degil yalnizca kipi degisir. Birincideki nedir, nasildir sorulari ikincide ne olmali, nasil olmali bicimini alir. Okul tasariminda yanitlanacak sorularin ayrintili dokumunu bu calismaya sigdirmak olanaksiz oldugundan genel kapsamlari cizilmeye calisilmistir. Sorulara verilen yanitlar kesin ve eksiksiz ilkeler degil, ornek niteliginde ozel seckilerdir.
" Teaching vs. research " as a global false dichotomy will be the focus of this study. A modest but very universal evidence is revealing itself in world university rankings in every year. It is not deniable that... more
" Teaching vs. research " as a global false dichotomy will be the focus of this study. A modest but very universal evidence is revealing itself in world university rankings in every year. It is not deniable that university rankings are not well taken by intellectuals. They contempt the ranking criteria for being inappropriate and irrelevant for the social, moral, and academic values prevalent at universities. They severely criticize the exploitation of competitive, market driven potentials of universities. So many eminent scholars display their sense of humour by labelling these ranking ritual as " University Olympics " or as " horse race ". It is obvious that such a contest propagates the profitable positions of high rank universities. Fortunately, egalitarian values still reign supreme in higher education. However, equality does not necessitate justice. Justice requires discrimination when needed. It is impossible to ignore the existence of collegial hierarchy. The diversity is a reality among the universities in every country. Neither the students nor the researchers are all alike. Their uneven aptitudes and proficiencies result with ordered categories. These and many other facts compel the ranking culture to endure despite the opposing criticisms mentioned before. As a matter of fact, it is impossible to omit the inter-institutional differences. Instead of resisting the comparative information one can exploit it for the common concern or at least to reinforce the curiosity. Times Higher Education (THE) World University Ranking summarizes annual performances of prominent universities all around the world since 2012. Ranking criteria involves Teaching, Research, Citations International Outlook, and Industrial Income with differential weights. The purpose of this study is to display the correlations between the variables used as criteria to rank the world universities for 2018. It has been hypothesized that Pearson product moment correlations would have been significantly high and positive. Moreover, the correlation between Teaching and Research will be the highest one among all the other paired criteria in every different context.
Bu calismanin amaci Bogazici Universitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Arastirma Enstitusu Afete Hazirlik Egitim Birimi tarafindan verilen Temel Afet Bilinci Egitim Programi’ni guncellemek ve guncel  programin etkililigini deneysel... more
Bu calismanin amaci Bogazici Universitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Arastirma Enstitusu Afete Hazirlik Egitim Birimi tarafindan verilen Temel Afet Bilinci Egitim Programi’ni guncellemek ve guncel  programin etkililigini deneysel arastirma deseni kullanarak belirlemektir. Orneklem 70 sekizinci sinif  ogrencisinden olusturulmus; veriler Kavramsal Anlama Anketi-Deprem ve Program Degerlendirme Anketleri  kullanilarak toplanmis, bagimsiz orneklem t-test, ANOVA ve ANCOVA kullanilarak cozumlenmistir.  Programin orijinal ve guncellenmis hallerine katilan ogrencilerin kavramsallastirma duzeyleri arasinda  istatistiksel olarak anlamli bir fark bulunmamis; ancak calismanin basinda kontrol grubuna gore dezavantajli  durumda olan deney grubu ogrencilerinin kavramsal anlama duzeylerinde istatiksel olarak anlamli bir  gelisme saptanmistir. Ayrica ogrencilerin depremlerin olusum surecine, buyukluk, siddet terimlerine ve  depremlerin onceden tahmin edilebilirligine iliskin konularda kavram yani...
Egitim donanimi denince kitap, televizyon, tepegoz, karatahta, ses ve goruntu alici-vericileri ve benzeri gorsel isitsel araclar ornek verilir. Soyut tanimi ne olursa olsun donanimin iki temel islevi vardir: 1. Donanimlar, duyum... more
Egitim donanimi denince kitap, televizyon, tepegoz, karatahta, ses ve goruntu alici-vericileri ve benzeri gorsel isitsel araclar ornek verilir. Soyut tanimi ne olursa olsun donanimin iki temel islevi vardir: 1. Donanimlar, duyum organlarinin algi kapsamini genisletip guclendirirler. Mercekler gozun, antenler kulagin erisimini uzattilar. X isinlari duvarlarin otesine, elektromagnetik dalgalar uzayin derinliklerine ulastilar. Turnusol, asitlerin tadina bakiyor, kepceler sicak madenleri avucluyor. Gaz sizintilarini koklayan elektrokimyasal burunlar yangin nobetindeler. 2. Donanimlar, davranisin etki kapsamini genisletip gucunu arttirirlar. Cekic yumrugun, kerpeten pencenin yerini alali caglar gecti. Pulluklar yuzlerce kazmanin, donerbasarlar (rotatif) binlerce yazmanin yerini aldi. Kumaslari tezgahlar dokuyor, vidalari robotlar takiyor. Bilgisayarlar gokdelenlerin yapimini, isletmelerin yonetimini ustlendiler.
ÖSYM YKS2019 Tercih Kılavuzunu yayımladı. Bu dosyada YKS2019 Tercih kılavuzundaki Tablo 4 verilerinden hesaplanan bazı bulgular sunulmaktadır. Bu dosyada okumakta olduğunuz GİRİŞ sayfası dışında 9 sayfa yer almaktadır: 1.... more
ÖSYM YKS2019 Tercih Kılavuzunu yayımladı. Bu dosyada YKS2019 Tercih kılavuzundaki Tablo 4 verilerinden hesaplanan bazı bulgular sunulmaktadır. Bu dosyada okumakta olduğunuz GİRİŞ sayfası dışında 9 sayfa yer almaktadır: 1. YKS2019'da DİL puan türünde öğrenci alacak yüksek öğretim programlarının (YÖP) YKS2018 taban puanlarına göre sıraları; 2. YKS2019'da EA puan türünde öğrenci alacak yüksek öğretim programlarının (YÖP) YKS2018 taban puanlarına göre sıraları; 3. YKS2019'da SAY puan türünde öğrenci alacak yüksek öğretim programlarının (YÖP) YKS2018 taban puanlarına göre sıraları; 4. YKS2019'da DİL puan türünde öğrenci alacak yüksek öğretim programlarının (YÖP) YKS2018 taban puanlarına göre sıraları. 5. YKS2019'da çeşitli üniversitelerde yer alan YÖP'lerin sayıları, puan türleri, ücret ve burs seçenekleri; 6. Yükseköğretim Programlarının kontenjanları ücret düzeylerine göre farklılaşıyor mu? 7. Taban puan ortalamaları "ücret düzeyine" göre değişiyor mu? 8. Taban puanları Öğretim Üyesi sayıları ile ilişkili mi? 9. YÖP'lerin Ücret Düzeylerine ve Puan türlerine göre çapraz dağılımı (Sayısal ve yüzde olarak…) Bütün bu veriler diyor ki "adaylar ödemeyi önce 'puanla' yapmayı puanları yetmezse 'para' ödemeyi tercih etmektedirler".
Bir gözlem kümesindeki öznelere birden fazla değişkenle ilgili ölçümler eşlenmişse gözlemcinin değişkenler arasındaki ilişkileri merak etmesi doğal ve yaygın bir eğilimdir. Bu merakla THE Dünya Sıralamasında yer alan üniversitelerin ve... more
Bir gözlem kümesindeki öznelere birden fazla değişkenle ilgili ölçümler eşlenmişse gözlemcinin değişkenler arasındaki ilişkileri merak etmesi doğal ve yaygın bir eğilimdir. Bu merakla THE Dünya Sıralamasında yer alan üniversitelerin ve ülkelerin Öğretim, Görünüş, Araştırma, Atıflar ve Gelir ölçütlerine verilen “sayısal değerler” arasındaki ilişkiler hesaplanmıştır. Ayrıca beş ölçütten her biri için üniversitelere verilen puanlarla ülke ortalamaları hesaplanmıştır. Aynı ölçütler arasındaki ilişkiler Ülke ortalamalarına göre de hesaplanmıştır. Ölçütler arası ilişkiler hem üniversiteler bağlamında hem de ülkeler bağlamında rastlantı ile açıklanamayacak kadar yüksektir. Ayrıca ilişkilerin büyüklüğüne göre üniversiteler bağlamında elde edilen sıralamalarla ülkeler bağlamında elde edilen eşlenmiş ölçüt sıralamaları da birbirlerine oldukça yakındır. İlişkiler arasındaki bulgulardan en açık, en somut ve tekrarlanır olanı Öğretim-Araştırma arasında görülmektedir.
Matematik eğitiminin iyisi de kötüsü de sistem kavramlarıyla betimlenebilir. Şirince'deki Nesin Matematik Köyünde bunu anlatmaya çalıştım. Panel açık havada yapıldığı için görsel anlatımları buradan paylaşmaya söz verdim. STEMin... more
Matematik eğitiminin iyisi de kötüsü de sistem kavramlarıyla betimlenebilir. Şirince'deki Nesin Matematik Köyünde bunu anlatmaya çalıştım. Panel açık havada yapıldığı için görsel anlatımları buradan paylaşmaya söz verdim. STEMin de siSTEMatiğin içinde olması görsel ve sözel bir raslantıdır ama gerçektir.
Eylül 2018'de THE2019 ve QS2019 Dünya Üniversite sıralamaları yayınlandı. THE 2019 sıralamasında 1258, QS2019 sıralamasında her yıl olduğu gibi yine 1000 üniversite var. Bu sıralamalarda hem THE hem QS sıralamsına giren 786... more
Eylül 2018'de THE2019 ve QS2019 Dünya Üniversite sıralamaları yayınlandı. THE 2019 sıralamasında 1258, QS2019 sıralamasında her yıl olduğu gibi yine 1000 üniversite var. Bu sıralamalarda hem THE hem QS sıralamsına giren 786 üniversite var. Bunlardan 23 tanesi Türkiye üniversitesi. THE sıralamasında olup da QS sıralamasında yer almayan 472, QS'de olup da THE'de olmayan 214 üniversite var. Ekteki dosyada bu sıralamalar bir arada bulabileceksiniz.
Eğitimdeki ölçme ve değerlendirmeler; hazırlama, güdüleme dönüt-düzelti, pekiştirme, yönlendirme, program değerlendirme, kanıtlama-belgeleme seçme ve yerleştirme vb. çok çeşitli amaçlarla yapılır: Sınavların kapsamı, biçimi, sıklığı ve... more
Eğitimdeki ölçme ve değerlendirmeler; hazırlama, güdüleme dönüt-düzelti, pekiştirme, yönlendirme, program değerlendirme, kanıtlama-belgeleme seçme ve yerleştirme vb. çok çeşitli amaçlarla yapılır: Sınavların kapsamı, biçimi, sıklığı ve süreleri öncelikle ölçülecek boyutun içerdiği davranış ve bu davranışı vardayacak (yoklayacak) uyarıcıya göre belirlenir. Bütün amaçları gerçekleştirebilecek tek bir ölçek hayaldir. Yakınsak bilişsel nitelikler (başarı ve yetenek) katkı beklentili (açık uçlu) ya da seçki beklentili (seçenekli) soru kalıpları ile ölçülebilmektedirler. Bu soru kalıpları ile hazırlanan ölçeklerin geçerli, güvenilir ve kullanışlı nitelikte olmaları beklenir. Herhangi bir amaçla hazırlanacak bir ölçekte bütün bu nitelikleri aynı anda pekiyilemek (maksimize etmek) olası değildir. Sınavın genel amacına göre bu niteliklerin eniyilenmesi (optimize edilmesi) zorunludur. Türkiye’deki seçme sınavlarında en azından görünüş geçerliliği sağlanmıştı. Ne var ki son yıllarda her derde deva sınavlar uydurulmuş ve bunların da nitelikleri düşürülmüştür. Ben Türkiye’de liselere ve yükseköğretime yerleştirmenin tek aşamalı, müfredata dayalı ve nesnel puanlamaya, hızlı değerlendirmeye uygun olmasını öneriyorum.
Kararsızlık yaşamı durdurur. Yaşamın yürümesi için «Belki» demek yerine «Evet-Hayır», «Kabul-Red», «Sağ-Sol», «Doğru-Yanlış» seçeneklerinden birisinin seçilmesi zorunlu olabilir. Ama tasarım süreçlerinde «ya o, ya da bu» zorlaması... more
Kararsızlık yaşamı durdurur. Yaşamın yürümesi için «Belki» demek yerine «Evet-Hayır», «Kabul-Red», «Sağ-Sol», «Doğru-Yanlış» seçeneklerinden birisinin seçilmesi zorunlu olabilir. Ama tasarım süreçlerinde «ya o, ya da bu» zorlaması yanıltıcıdır. Tasarım olanakları zıtlaştırmak, nitelikleri karşıtlaştırmak yerine bileşenleri bütünleştirmek, kutupları uzlaştırmak, nitelikleri eşlenik kıvama getirme sürecidir.
Bir ölçmeci ölçmenin ilk basamağı olan “adlandırma-sınıflandırma” (nominal) düzeyi küçümseyebilir mi? Başta Biyoloji ve kimya alanlarında olmak üzere adlandırma ve sınıflandırma ile betimlemeler, açıklamalar hatta yordamlar... more
Bir ölçmeci ölçmenin ilk basamağı olan “adlandırma-sınıflandırma” (nominal) düzeyi küçümseyebilir mi? Başta Biyoloji ve kimya alanlarında olmak üzere adlandırma ve sınıflandırma ile betimlemeler, açıklamalar hatta yordamlar yapılabileceğini bizden daha çok kim takdir edebilir? Vazgeçtim Linnaeus, Tycho Brahe ya da Ebbinghaus titizliğinden… Çocuğumuza, kedimize, köpeğimize, kayığımıza, gemiciklerimize isim verirken ne kadar olabiliyorsak o kadar titiz olalım. Kayığınıza “Titanik” dersiniz ama –inşallah yakında alacağınız- yatınızı mavi yolculukta “Hurda” ya da “Köhne” diye gezdirebilir misiniz. Bir Sivas Kangalına “Fifi” adını layık görür müsünüz ya da “Sarman” der misiniz? Tekir kedinize “Sürtük” der misiniz? Dediniz ki “derim”. Toplumsal cinsiyet konusunda bütün tabuları aşmış, bütün duvarları yıkmış bir babayiğit var mıdır bu ülkede kızına “Haydar” adını koyabilecek? Özetlemek gerekirse ben “Yüksek Riskli Sınav” deyimini hem bilimsel hem de felsefi açıdan yanıltıcı, ayartıcı ve saptırıcı bir tercih olarak görüyorum. Bu “riskin” paydaşı olamam. Çünkü “risk” hele “yüksek risk” Türkçe’de kaçınılması gereken tehlike anlamında kullanılıyor. Gözüpeklik ve cesaret gerektiren “maceracı” bir tercihi gösteriyor. Sınav “kaçınılabilir”, “sakınılabilir” bir “macera” mıdır? Adaletli seçimler, bilimsel eğitim tasarımları ve geçerli değerlendirmeler için zorunlu bir ölçme süreci değil midir?
Puan türleri ve "Ücret" ayracı bağlamında Yüksek öğretim programlarının 2014 ve 2015 yıllarındaki taban puanları arasındaki istatistiksel ilişki katsayıları tablolanmıştır. Başka konulardaki ayrışmaları bir yana ÖSYS... more
Puan türleri ve "Ücret" ayracı bağlamında Yüksek öğretim programlarının 2014 ve 2015 yıllarındaki taban puanları arasındaki istatistiksel ilişki katsayıları tablolanmıştır. Başka konulardaki ayrışmaları bir yana ÖSYS adayları YÖP tercihinde tam bir milli beraberlik içindeler. Bu durum son iki yılın kuşakları arasında neredeyse sabitlenmiş durumda.
Bu çalışmada Türkiye (ODTÜ) kaynaklı Üniversite sıralaması URAP (University Rankings of Academic Performance) ile QS (Quacquarelli Symonds) tarafından 2017 yılı için duyurulan Dünya Üniversite sıralaması karşılaştırılmıştır. DOI:... more
Bu çalışmada Türkiye (ODTÜ) kaynaklı Üniversite sıralaması URAP (University Rankings of Academic Performance) ile QS (Quacquarelli Symonds) tarafından 2017 yılı için duyurulan Dünya Üniversite sıralaması karşılaştırılmıştır. DOI: 10.13140/RG.2.2.33399.42409
Bu dosyada THE ve QS 2019 üniversite sıralamaları ülkelere göre düzenlenmiştir. Ülkelerin bu sıralamalarda kaçar üniversite ile yer aldığı, toplamda kaç üniversitesinin herhangi bir listeye girdiği, her bir sıralamada yer aldığı en üst ve... more
Bu dosyada THE ve QS 2019 üniversite sıralamaları ülkelere göre düzenlenmiştir. Ülkelerin bu sıralamalarda kaçar üniversite ile yer aldığı, toplamda kaç üniversitesinin herhangi bir listeye girdiği, her bir sıralamada yer aldığı en üst ve en alt dereceler ve iki sıralama arasındaki örtüşme saptanmıştır. Son sıralama ölçütü ülkenin THE veya QS sıralamasında tutturduğu en üst sıra olarak seçilmiştir. Bu ölçüt aslında o ülkenin tek bir üniversitesine ait bir gösterge olduğu için ülke genelindeki yüksek öğretim düzeyini özetleyemez. Sıralamalara giren üniversite sayıları genelleme için daha uygun gözükebilir ama ülkelerin nüfusları, gelirleri, yüzölçümleri vb. etkenler arasındaki büyük farklardan dolayı yanıltıcı sonuçlar verebilir. Çeşitli ölçütlere göre yapılan farklı sıralamalar arasındaki ilişkiler daha sonra yayımlanacaktır.
2015 LYS sonuçları açıklandı. Kontenjana en son giren öğrencinin puanına göre sıralama Yükseköğretim programlarının kamu oyunca nasıl algılandığını gösteren ilginç bilgiler verir. Dosyada çeşitli puan türlerine göre yükseköğretim... more
2015 LYS sonuçları açıklandı. Kontenjana en son giren öğrencinin puanına göre sıralama Yükseköğretim programlarının kamu oyunca nasıl algılandığını gösteren ilginç bilgiler verir. Dosyada çeşitli puan türlerine göre yükseköğretim programlarının 2015 yılındaki sıralaması ile 2014 yılındaki sıralarını ve bulacaksınız. Hangi programlar yükseliyor? Hangileri irtifa kaybediyor? Kontenjanları dolmayan programlar hangileri?
Üniversitelerde DİL, EA, SAY ve SÖZ puan türlerinde öğrenci alan çeşitli programlar vardır. Tavan puan herhangi bir programa (YÖP) birincilikle giren, taban puan da o programdaki en sonuncu kontenjana erişebilen öğrencinin o puan... more
Üniversitelerde DİL, EA, SAY ve SÖZ puan türlerinde öğrenci alan çeşitli programlar vardır. Tavan puan herhangi bir programa (YÖP) birincilikle giren, taban puan da o programdaki en sonuncu kontenjana erişebilen öğrencinin o puan türündeki YKS başarısıdır. Bu dosyada 2020 Üniversiteye Giriş Sınavı kapsamındaki Yükseköğretim Programlarının (YÖP) YKS2020 Taban ve Tavan puanlarına ait betimleyici ölçütlerine göre illerin sıralamaları yer almaktadır. Bu sıralamalar illerdeki ortaöğretimin "YKS başarısı" olarak yorumlanamaz. Konya'da doğup liseyi İstanbul'da okuyan bir öğrenci Ankara'daki bir üniversiteye girmiş olabilir. Bu öğrencinin puanı Ankara'nın sıralamadaki konumunu etkilemektedir. Konya ya da İstanbul'un değil… Öğrencilerin yükseköğretim programı tercihleri çok karmaşık etkenler sonucunda oluşur. Yükseköğretim programlarının taban ve tavan puanları öğrencilerin öncelikle başarılarına bağlı olmakla birlikte ilgi ve algı birikimlerini de yansıtır. Bu dosyada illerdeki üniversite(ler)de bulunan YÖP’lerin 4 ayrı puan türündeki tavan ve taban puanlarının betimleyici göstergeleri (Sayıları, Ortalama, Ortanca, En Düşük, En Yüksek puanları ve Standart Sapmaları vb.) hesaplanmıştır. Bu bulgular illerin yükseköğretim programlarına gelen öğrencilerin profilleri hakkındaki en nesnel ölçütlerdir. Bu ölçütlere göre yapılacak sıralamalar da illerin yükseköğretim durumlarına ilişkin doğrudan veya dolaylı yorumlara, değerlendirmelere zemin oluşturabilir.
THE 2021 Dünya Üniversiteler Sıralaması yayınlandı.
Excel dosyası olarak meraklıların ilgisine sunulur.
Bütünlük ve çeşitlilik, sistem kavramı ile nitelenebilecek tüm yapıların eşlenik özelliklerinden birisidir. Sistem yaklaşımıyla kurgulanan eğitsel tasarımlarda da bütünlük ve çeşitlilik sadece amaç ve içerik açısından değil ortam,... more
Bütünlük ve çeşitlilik, sistem kavramı ile nitelenebilecek tüm yapıların eşlenik özelliklerinden birisidir. Sistem yaklaşımıyla kurgulanan eğitsel tasarımlarda da bütünlük ve çeşitlilik sadece amaç ve içerik açısından değil ortam, toplumsal doku, donanım, yöntem ve öğretmen bileşenleri açısından da irdelenmek zorundadır. Covid19 öncesinde okul ortamında bütünleşen eğitsel etkinlikler birdenbire ev ortamına yüklenmiştir. Yine Covid19 öncesinde kitap-tahta (beyazı, karası ya da akıllısı…) arasında paylaşılan donanım işlevleri bilgisayar ve TV donanımlarına aktarılmaya çalışılmıştır. Ortam ve donanımların aynı olması uygulamanın bütünlüğünü sağlamaya yetmez. Ortam ve donanımlar aynı olsa bile farklı öğretmenlerle farklı yöntemler olumlu ya da olumsuz çeşitlenmelere kapıyı açık tutar. Hedef kazanımlar her ne kadar özdeş olsa bile her öğrencinin öğrenme süreci kendine özgü olduğu için öğrenmede etkililiği sağlamak için yöntemde çeşitlilik, verimliliği yükseltmek için bütünlük kıvamını tutturmak gerekir. Bunu başarabilmek fırsatı sadece öğretmende vardır. Yani Bakanlığın saptadığı müfredatı (bütünlük) öğrencinin diline (çeşitlilik) çevirecek olan tasarımcı öğretmendir.        O zaman öğretici sistemin (yetişek) “öğretmen” bileşenindeki bütünlük-çeşitlilik kıvamı nasıl tutturulacaktır?
Gelecekteki yaşamda işe yarayabilecek bir eğitimin tasarlanabilmesi için gelecekteki yaşama koşullarının olabildiğince duyarlı biçimde yordanması gerekir. Olabilecekleri önceden bilebilmenin en geçerli yolu doğrulanmış bilimsel kuramlara... more
Gelecekteki yaşamda işe yarayabilecek bir eğitimin tasarlanabilmesi için gelecekteki yaşama koşullarının olabildiğince duyarlı biçimde yordanması gerekir. Olabilecekleri önceden bilebilmenin en geçerli yolu doğrulanmış bilimsel kuramlara dayalı hesaplardır. Bu çalışmadaki kestirimleri biyoloji biliminden devşirilen açık sistem benzetisinden yararlanılarak yapılacaktır.  Bu konuşma bu bağlamda tasarlandı.
Puan denilen ölçü birimi metre gibi, kilogram gibi sabit ve evrensel değildir. Dolayısıyla konu alanları ortalamalarının yıldan yıla değişmesi ölçeklerinfarklı olması ile açıklanabilir. Bu nedenle puanlardan ziyade sıralamalara bakmak... more
Puan denilen ölçü birimi metre gibi, kilogram gibi sabit ve evrensel
değildir. Dolayısıyla konu alanları ortalamalarının yıldan yıla değişmesi
ölçeklerinfarklı olması ile açıklanabilir. Bu nedenle puanlardan ziyade sıralamalara bakmak daha uygun olabilir. İllerin toplam puanları ham puan ortalamaları standard puanlara çevrilerek ve öğrencilere uygulanan Toplam Ağırlıklı Standard Puan formülüyle hesaplanmış ve iller TASP puanlarına göre sıralanmışlardır.
Research Interests:
THE 2018 DATA for INTED STUDY
Research Interests:
Bu deneme 1971 yılında Doç. Dr. Ziya Bursalıoğlu tarafından yürütülen EĞT 732 Eğitim Yönetiminde Teori ve Uygulama dersinde hazırlanmış bir ev ödevidir. Ödevin konusu bizzat dersin öğretim üyesi tarafından saptanmıştı. Genel sistem... more
Bu deneme 1971 yılında Doç. Dr. Ziya Bursalıoğlu tarafından yürütülen EĞT 732 Eğitim Yönetiminde Teori ve Uygulama dersinde hazırlanmış bir ev ödevidir. Ödevin konusu bizzat dersin öğretim üyesi tarafından saptanmıştı. Genel sistem kavramlarının yönetim sistemleri ile fizikteki mikro ve makro sistemler bağlamında benzerlik gösterip göstermediği denenmiştir.
Research Interests:

And 1 more

Bu MS-Excel dosyasında iki kesimli değişkenler arasındaki bağımlılık, uyum, tutarlılık vb. ilişki katsayılarını hesaplamakta kullanılan Tetrachoric, Phi ve Yule's Q yöntemlerini aynı veri kümesinde uygulanmıştır. Böylece nicel araştırma... more
Bu MS-Excel dosyasında iki kesimli değişkenler arasındaki bağımlılık, uyum, tutarlılık vb. ilişki katsayılarını hesaplamakta kullanılan  Tetrachoric, Phi ve Yule's Q  yöntemlerini aynı veri kümesinde uygulanmıştır. Böylece nicel araştırma yöntemlerine  ilgili öğrencilerine karşılaştırma olanağı sağlamaktadır. Okuyucu ilk sayfayı boş bir sayfaya olduğu gibi kopyalayarak kendi verileri ile de denemeler yapabilir.
Tek vuruşlu araştırmalarda bağımlı değişken ölçümlerinin her biri iki ayrı etkene göre çaprazlama sınıflanabilir. Bu sınıflamalarda yer alan kümelerin ortalamaları arasındaki farklar "hiç bir etkende yinelenmiş ölçüm olmayan" değişkenlik... more
Tek vuruşlu araştırmalarda bağımlı değişken ölçümlerinin her biri iki ayrı etkene göre çaprazlama sınıflanabilir. Bu sınıflamalarda yer alan kümelerin ortalamaları arasındaki farklar "hiç bir etkende yinelenmiş ölçüm olmayan" değişkenlik çözümlemesi ile vardanabilir. Bu dosyada bu vardamanın SPSS ile nasıl yapılacağı yalın bir örnekle gösterilmektedir.
Research Interests:
Deneysel kümede önce ve sonra gözlenen ortalamaları hem kendi içinde hem de denetsel kümedeki yinelenmiş ölçmelerin ortalamaları ile karşılaştırmak için tek etkende yinelenmiş ölçmeler için ANOVA yöntemi kullanılabilir. Pek çok... more
Deneysel kümede önce ve sonra gözlenen ortalamaları
hem kendi içinde hem de denetsel kümedeki yinelenmiş
ölçmelerin ortalamaları ile karşılaştırmak için
tek etkende yinelenmiş ölçmeler için ANOVA
yöntemi kullanılabilir. Pek çok araştırmacı bu durum
için ANCOVA'nın daha uygun olabileceğini söyleyecektir.
Bunu da ANCOVA'ya sıra gelince tartışalım.
Bu örnek "öncül örgütleyici" olsun.
Research Interests:
Bazı durumlarda özellikle tıp, ticaret, tarım, ulaşım, iletişim vb. alanlarda "ölçme" süreklilik taşır. Başka bir deyişle ölçmeler hem kısa dönemli hem de uzun dönemli olarak yinelenir. Eğitimde ölçülen pek çok değişken zamanla zaten... more
Bazı durumlarda özellikle tıp, ticaret, tarım, ulaşım, iletişim vb. alanlarda "ölçme" süreklilik taşır. Başka bir deyişle ölçmeler hem kısa dönemli hem de  uzun dönemli olarak yinelenir.
Eğitimde ölçülen pek çok değişken zamanla zaten değişir ve hatta özellikle ve özenle bilerek değiştirilir.Örneğin eğitimde en çok ölçülen "başarı" değişkeninin içeriği, dış etkenleri o denli çok, çeşitli ve çeviktirler ki ölçümlerde birkaç etkenle yetinilemez.  Bu nedenle eğitimde "her iki yönde de yinelenen"
ölçme yapmak oldukça zordur ama olanaksız değildir.
Research Interests:
İki bağımsız örneklem içinden seçilmiş aynı türde alt örneklemlerin oransal değerleri arasında rastlantı ile açıklanamayacak bir fark olup olmadığı nasıl hesaplanır? Önce MS Excel dosyasını indirip sonra incelemeniz önerilir. 24 Nisan... more
İki bağımsız örneklem içinden seçilmiş aynı türde alt örneklemlerin oransal değerleri arasında rastlantı ile açıklanamayacak bir fark olup olmadığı nasıl hesaplanır? Önce MS Excel dosyasını indirip sonra incelemeniz önerilir. 
24 Nisan 2018 tarihinde yüklendi.
25 Nisan 2018 tarihinde saat 17:00'de hata düzeltmesi yapıldı.
Research Interests:
İlişkisel çözümlemelerde genellikle tek örneklem ve iki değişken vardır. İki farklı ölçüm katılımcılara göre eşlenir. Değişkenlerin ölçüm düzeylerine göre uygun yöntem seçilir. Basit karşılaştırma araştırmalarında iki ya da daha çok... more
İlişkisel çözümlemelerde genellikle tek örneklem ve iki değişken vardır. İki farklı ölçüm katılımcılara göre eşlenir. Değişkenlerin ölçüm düzeylerine göre uygun yöntem seçilir. Basit karşılaştırma araştırmalarında iki ya da daha çok örneklem belirli bir ölçüte göre  karşılaştırılır. Bu ölçüt aritmetik ortalama, varyans, ortanca ya da oransal veriler olabilir. Bu dosyada iki ya da daha çok örneklemde gözlenen aritmetik ortalamalar arasındaki farkların  anlamlı olup olmadığını sınayacak sade yöntemler gösterilmektedir. Ayrıca  parametrik  yöntemlerin parametrik olmayan karşılıkları da hatırlatılmaktadır.
Research Interests:
Bu dosyada 2009 ve 2012 yıllarında yapılan PISA sınavlarında toplam 65 ülkenin verileri ile Matematik, Fen ve Okuma başarıları arasındaki ikili ilişkiler önce bütünsel olarak sonra da ayıklanmış olarak hesaplanmıştır.
Research Interests:
Pearson ilişki katsayısının hesaplanmasında bazı yanıltıcı etkenler vardır. Bunlardan birisi aşırı puanların (sayısal veri değerleri) germe etkisidir. Uçlarda yer alan bir ya da bir kaç değer ilişki katsayısını olduğundan daha büyük ya da... more
Pearson ilişki katsayısının hesaplanmasında bazı yanıltıcı etkenler vardır. Bunlardan birisi aşırı puanların (sayısal veri değerleri) germe etkisidir. Uçlarda yer alan bir ya da bir kaç değer ilişki katsayısını olduğundan daha büyük ya da daha küçük gösterebilir. Bu durumlar r=0 ve r=1 gibi ik özel değer için kurgulanmıştır.
Research Interests:
Bu, 5-6 farklı sayfadan oluşan bir bir MS-Excel Dosyasıdır. Örnekleri inceleyebilmek için önce bilgisayarınıza indirmelisiniz. Herhangi bir örneklem X ve Y değişkenlerinin biri ya da ikisinin ortalamaları bakımından farklı iki ya da... more
Bu, 5-6 farklı sayfadan oluşan bir bir MS-Excel Dosyasıdır. Örnekleri inceleyebilmek için önce bilgisayarınıza indirmelisiniz. 
Herhangi bir örneklem X ve Y değişkenlerinin biri ya da ikisinin ortalamaları bakımından farklı iki ya da daha fazla alt-kümeden oluşabilir.  Bu farklı kümelerde X ve Y değişkenleri arasında ayrı ayrı hesaplanan ilişki katsayıları ile kümenin tümü için hesaplanan ilişki katsayısı arasında
önceden yordanabilir bir bağımlılık yoktur. Bu durum –sadece iki küme için- aşağıdaki dört ayrı örnek üzerinde kurgulanmıştır. Ancak bu sonuç burada verilen değerlerle sınırlı ve kısıtlı değildir. İkiden fazla gizil küme olabileceği ilişki katsayıları da çok farklı değerlerde olabilir.
Research Interests:
Genel olarak insanlar ve kurumlar; eğitime özgü olarak da öğretmenler, öğrenciler, dersler, okullar, donanımlar, ortamlar, yöntemler çeşitli nitelikleri içerirler. Bu niteliklerin anlamlı, rastlantı ile açıklanamayacak bir örüntüsü var... more
Genel olarak insanlar ve kurumlar; eğitime özgü olarak da öğretmenler, öğrenciler, dersler, okullar, donanımlar, ortamlar, yöntemler çeşitli nitelikleri içerirler. Bu niteliklerin anlamlı, rastlantı ile açıklanamayacak bir örüntüsü var mıdır diye sorulabilir. Friedman iki yönlü değişkenlik çözümlemesi gözlemciler ya da katılımcılar tarafından yapılan derecelendirmelerdeki örtük örüntülerin görüntüsünü ortaya koymak için kullanılabilecek bir yöntemdir.
Research Interests:
Fundamental correlational techiques are tabulated. Pearson Technique is simulated for 5 typical cases. Phi and Chi distributions are animated for special situations. Temel istatistik ilişki katsayılarının hesaplama yöntemleri... more
Fundamental correlational techiques are tabulated. Pearson Technique is simulated for 5 typical cases. Phi and Chi distributions are animated for special situations.
Temel istatistik ilişki katsayılarının hesaplama yöntemleri tablolaştırılmıştır. Pearson yöntemi 5 seçenek durum için kurgulanmıştır. Fi ve Ki dağılım örneklerinin uç değerleri tablolarla canlandırılmıştır.
Research Interests:
Anahtarla tutarlı yanıtlara 1 ve diğer yanıtlara 0 puan verilen başarı, yetenek vb. testlerde kullanılan klasik madde analizi işlemlerinin kurgu örneği. Maddelere verilen yanıtları ya da anahtarı değiştirerek test ve madde... more
Anahtarla tutarlı yanıtlara 1 ve diğer yanıtlara 0 puan verilen başarı, yetenek vb. testlerde kullanılan klasik madde analizi işlemlerinin kurgu örneği. Maddelere verilen yanıtları ya da anahtarı değiştirerek test ve madde istatistiklerinin nasıl değiştiği irdelenebilir.
Research Interests:
This is an announcement to the participants of the course EDT5012. Due to Corona Virus breakout exam will be given at home remotely. The rules are being explained by reasons.
Aralıklı ölçek düzeyinde ölçülmüş bir bağımlı değişkenin farklı örneklem kümelerinde anlamlı, önemli farklılıklar gösterip göstermediğini sınayan çeşitli yöntemler vardır. Bu dosyada; yapılacak karşılaştırmalara uygun yöntemleri... more
Aralıklı ölçek düzeyinde ölçülmüş bir bağımlı değişkenin farklı örneklem kümelerinde anlamlı, önemli farklılıklar gösterip göstermediğini sınayan çeşitli yöntemler vardır. Bu dosyada; yapılacak karşılaştırmalara uygun yöntemleri  örneklemin, yapısı, büyüklüğü ve sınıflama düzeyinde tanımlanmış bağımsız değişkenlerin kategori sayılarına göre nasıl saptanacağı gösterilmektedir. Bazı parametrik karşılaştırmanın non-parametrik karşılıkları da hatırlatılmaktadır.
Research Interests:
Countries responded to COVID-19 outbreak in different ways. This study aims at obtaining country rankings in terms of 5 pandemic indicators that describe the situations of 213 countries within this framework. It is usually misleading to... more
Countries responded to COVID-19 outbreak in different ways. This study aims at obtaining country rankings in terms of 5 pandemic indicators that describe the situations of 213 countries within this framework. It is usually misleading to list the countries in terms of frequency of cases, deaths, recoveries, active patients and of tests made. Instead of the frequencies the data can be ranked according to their proportions within the population of the country. This may yield more relevant interpretations. In this study, the averages of 5 different COVID-19 indicators of 213 countries and their populations have been calculated. In other words an imaginary country is created for benchmarking. The world averages of pandemic parameters and also the average population of all countries describes this country. Secondly z-values to test the significance of the difference between two independent samples were computed between this “average” country and all the other “real” countries separately for each pandemic indicator. Therefore one can rank all “real countries” with respect to the z-values obtained for each pandemic indicator. One can also test the significance of the difference between the independent proportions of pandemic indicators for any pair of real countries.  Since there are 213 countries one can come up with 22578 different results for any singe indicator. It would be next to impossible to rank the countries according to the results of their paired comparisons.
Bu dosyada COVID-19 salgını çerçevesinde 213 ülke durumlarını betimleyen 5 gösterge bakımından sıralamaları elde edilmeye çalışılmıştır. Ülkelerin olay (vaka), ölüm, iyileşen hasta, etkin taşıyıcı ve yapılan testlerin sayısal sıklık... more
Bu dosyada COVID-19 salgını çerçevesinde 213 ülke durumlarını betimleyen 5 gösterge bakımından sıralamaları elde edilmeye çalışılmıştır. Ülkelerin olay (vaka), ölüm, iyileşen hasta, etkin taşıyıcı ve yapılan testlerin sayısal sıklık bakımından sıralanması yanıltıcıdır. Dolayısıyla bu sayısal verilerin sıklığı yerine ülke nüfusu içindeki oranlarına göre sıralanmaları daha geçerli yorumlara fırsat verebilir. Bu çalışmada 213 ülkedeki 5 değişik COVID-19 göstergesinin ve ülke nüfuslarının ortalamaları hesaplanmıştır. Kısacası ortalama veriler bir "ölçüt" ülke olarak varsayılmıştır. Bundan sonra her gösterge için ayrı ayrı olmak üzere her ülkedeki gösterge verisinin nüfusa oranının "Ortalama Ülkedeki" sıklık sayısının ortalama nüfusa oranından farklılaşıp farklılaşmadığı z-sınaması ile yoklanmıştır. Başka bir deyişle her ülkedeki oransal gösterge "ortalama ülkedeki" oransal gösterge ile karşılaştırılmıştır.
Örneğin Türkiye'de iyileşen hastaların ülke nüfusuna oranı dünyada iyileşen hasta sayısın ortalamasının dünya ülkelerinin nüfus ortalamasına oranı ile karşılaştırılmış ve farklılaşma ölçüsü olarak da z-değeri kabul edilmiştir. z değerinin - olması o ülkenin o gösterge bakımından dünya ortalama oranından küçük; + olması da söz konusu oranın dünya ortalamasından büyük olduğunu gösterir. z-değerinin sayısal büyüklüğü de ülkedeki gösterge oranının dünyadaki ortalama orandan rastlantı ile açıklanamayacak kadar farklı olduğunu belirtir.   
z-testi için hazırlanan sayfalarda ölçüt gösterge ve nüfus verilerini tanımlanan kutucuklara yerleştirerek herhangi iki ülke arasında da karşılaştırmalar yapılabilir.
This worksheet demonstrates the process thru which point biserial and biserial correlations can be computed.
In this MS-Excel file, Tetrachoric, Phi and Yule's Q methods being used to calculate the correlation coefficients between two binary variables were applied to the same data set. These relationships may imply dependency, association,... more
In this MS-Excel file, Tetrachoric, Phi and Yule's Q methods being used to calculate the correlation coefficients between two binary variables were applied to the same data set. These relationships may imply dependency, association, consistency etc. between pairs of binary variables. Thus, it provides students interested in quantitative research methods with the opportunity to compare. The reader can also experiment with his/her own data by copying the first page onto a blank page in the same Excel workbook.
A few extreme scores can alter the size of a correlation a great deal. This may cause overestimation or underestimation of the correlation coefficient. There are two cases simulated to demonstrate this phenomenon. The first one displays... more
A few extreme scores can alter the size of a correlation a great deal. This may cause overestimation or underestimation of the correlation coefficient. There are two cases simulated to demonstrate this phenomenon. The first one displays how zero correlation can be aggrandized to a greater value than it really is. The second one exhibits the shrinkage of a correlation from unity.
Research Interests:
A sample in a correlational may consist of two or more distinct clusters. The distinction usually comes from the significant differences between the means of groups on X and/or Y variables. The correlation computed between X and Y for the... more
A sample in a correlational may consist of two or more distinct clusters. The distinction usually comes from the significant differences between the means of groups on X and/or Y variables. The correlation computed between X and Y for the whole group might yield can be entirely different and even contradictory with the correlation coefficients between X and Y variables computed separately for the different groups. Statistical manifestations of possibilities have been simulated for two groups (yellow and blue) and also for the whole group (green) presented on the following sheets.
The possibilities can be can easily be enriched with different scenarios in terms of different values
of correlation coefficients between X and Y variables for two or more groups before combined.
Research Interests:
This is a very simple computer simulation of an item analysis for a multiple choice test by using MS Excel. Scores are obtained by assigning 1 for the choices consistent with the keyed responses and zero otherwise. The reader can observe... more
This is a very simple computer simulation of an item analysis for a multiple choice test by using MS Excel. Scores are obtained by assigning 1 for the choices consistent with the keyed responses and zero otherwise. The reader can observe how the item and test attributes vary according to the changes in response inputs or the changes in the keyed responses.
Research Interests:
“Reading competency” is an integral part of skills both in “math” and in “sciences” then the “true value” of correlation between math skills and skills in sciences must have been inflated by the reading skills. In order to purify the... more
“Reading competency” is an integral part of skills both in “math” and in “sciences” then the “true value” of correlation between math skills and skills in sciences must have been inflated by the reading skills. In order to purify the bivariate correlations between these variables computation of “partial correlations” can be recommended.  These are commonplace observations for most of the school teachers in their daily practice (in vivo).
PISA results pose straightforward opportunity to verify these hypotheses under controlled circumstances (in vitro).  In this file the total scores of 65 countries in PISA 2009 and in 2012 are utilized to explore the bivariate and partial correlations between aforementioned variables.
Research Interests:
In using correlational techniques we employ one sample and two variables. Measures on variables are matched along subjects. In comparative techniques there are more than one sample but there is one variable to compare at a time.... more
In using correlational techniques we employ one sample and two variables. Measures on variables are matched along subjects. In comparative techniques there are more than one sample but there is one variable to compare at a time. Comparisons can be made with respect to different parameters such as means, variances, medians, proportions etc. In this file there are four methods to be used in testing the significance the differences between arithmetic means. Their non-parametric corresponding counterparts are also matched accordingly.
Research Interests:
In any kind of descriptive assessments, in one-shot surveys one can collect data relevant to a variety of continuous variables. In most of these cases there are also some discrete variables with dichotomous or polythomous values such as... more
In any kind of descriptive assessments, in one-shot surveys one can collect data relevant to a variety of continuous variables. In most of these cases there are also some discrete variables with dichotomous or polythomous values such as gender and other demographic characteristics.
Whenever we have a continuous variable and two categorical variables associated we can cross-tabulate the data within a two way table. Two way ANOVA without any repeated measures technique can easily be applied to make some inferences about the differences between the means of those independent sub-samples.
Research Interests:
The role of the experiments in physical sciences is beyond question. In physical sciences theory also contributes to the growth of scientific knowledge as much as experimental applications. But no matter how sound the assumptions are,... more
The role of the experiments in physical sciences is beyond
question. In physical sciences theory also contributes to the growth of scientific knowledge as much as experimental
applications. But no matter how sound the assumptions are,
no matter how the present evidence supports the hypotheses
the final judgment has to be verified via properly designed
experimental procedures. Experimental approach is as much
common in educational sciences as it is in other domains such
as medicine, agriculture, economics, communication etc.
As a matter of fact every action in education is an immediate
hypothesis testing practice. Purpose, content, methods and all
the other details might be in great variety but every experimental attempt involves repeated measurements.
In every experimental procedure there are some initial
measurements and at least one terminal assessment.
Dependent variable has to be measured at the beginning
and at the end. All of the methods, instruments and operations
which take place within the interval between the initial and
terminal steps can be interpreted according to the differences
observed in the repeated measurements. On the other hand
there should be another experiment made with a different
alternating configuration of tools, procedures etc. 
This means that the same measurements must have been
repeated in this parallel experiment.
Obviously comparisons are twofold.  First one involves the
changes observed within the experiments. Second is the
benchmarking between the experiments.
In this file a hypothetical experiment has been designed
as follows: A new "discovery" strategy has been implemented
in a randomly selected experimental group. Control group
is also randomly chosen to maintain traditional "expository"
approach. There are 10 students in each groups. Both groups 
have been tested before and after the teaching-learning
activities relevant to the groups. The test is composed of items
to measure the terminal competencies to be attained at.
Obviously pretest and post test for both groups comprise the
repeated measures. Two way ANOVA with repeated measures
on only one factor can be used to test the significance of the
differences between the four means obtained through the
experimental set-up. 
Some colleagues will recommend ANCOVA (Analysis of
Covariance) in such a case just like I usually do so.
Let's discuss this in the example for ANCOVA. Let this one
be the "advance organizer" for the ANCOVA discussion.
Research Interests:
In medical, agricultural, commercial, communication processes and the like measurement is an integral part of the system being measured. It is usually embedded and permanent within the system. Almost all structural... more
In medical, agricultural, commercial, communication
processes and the like measurement is an integral
part of the system being measured. It is usually
embedded and permanent within the system.
Almost all structural and procedural variables are
perpetually measured within nested cyclic intervals.
Most of the variables of educational concern are
alterable human traits. Achievement for instance is a
construct measured most frequently in education.
It's an educational end which is purposefully changed.
But the measurement of achievement repeatedly
without completing its progress is not so meaningful.
It is quite difficult to find commonplace examples
of educational variables which are measured at
repeatedly both at short term and at long term
intervals.
Ina high school 3rd year students are given a test
of self-efficacy at the beginnig of the academic year.
It has also been administered to the same subjects
in the middle and at the end of 3rd. Grade.
A year after when they are at the 4th grade same
schedule has been applied to see if the arithmetic
mean of self efficacy score varies with respect to
subsequent years and to intervals within the years.
Research Interests:
Teachers, students, schools, courses in particular; people and institutions in general possess a variety of traits. One may wonder if a certain number of features retain a significant configuration. Friedman two way analysis of variance... more
Teachers, students, schools, courses in particular; people and institutions in general possess a variety of traits. One may wonder if a certain number of features retain a significant configuration. Friedman two way analysis of variance is a non-parametric technique that can be used In order to recognize and portray a pattern concealed in ratings made by observers and/or participants. Over a quite number of years I collected “self-evaluation” data from my students. I ask them to evaluate their own performance in terms of 8 criteria. The data collected has been analyzed with Friedman two way analysis of variance method.
Research Interests:
How to assign norm-referenced letter grades Different set of raw scores obtained by a sample of subjects cannot be summed up directly. Because there is no evidence that their units are identical. By annalogy we are not allowed to obtain... more
How to assign norm-referenced letter grades

Different set of raw scores obtained by a sample
of subjects cannot be summed up directly.
Because there is no evidence that their units are identical.
By annalogy we are not allowed to obtain the raw sum
of monetary values declared in terms of different currencies:
How can we obtain the sum total of our fortune in our bank
account deposited in several currencies?
In order to be able to add up 2$+5£+3€ all of the components
have to be expressed in terms of identical units i.e. $, £, € or TL.
Same analogy applies to the measurement of length in terms
of different units e.g. cm, inches, etc.
Shortly a set of raw scores obtained for a sample of subjects
must be converted to a common unit.
Analogy stops here. Unlike currencies or units for length
there is no universal unit for educational and psychological
constructs. Perhaps "Point" score is the most common unit used
in the world. But there no two identical "points" assigned for a
subject in an exam or in a questionnaire.
The procedure to obtain standard scores for a set of raw
scores expressed in "points" of different size is on the
Sheet named Standard Scores.
There are many comparative techniques to test the signifiacance of difference between the means of interval level measurements made on a number of samples. This file is a practical tool to choose an appropriate parametric or... more
There are many comparative techniques to test the signifiacance of difference between the means of interval level measurements made on a number of samples. This file is a practical tool to choose an appropriate parametric or non-parametric tecnique for simple comparisons.
Research Interests:
Biserial Correlation: When to use and how to compute The point biserial correlation coefficient, rpbi, is a special case of Pearson’s correlation coefficient. It measures the relationship between two variables of which one must be... more
Biserial Correlation: When to use and how to compute

The point biserial correlation coefficient, rpbi, is a special case of Pearson’s correlation coefficient. It measures the relationship between two variables of which one must be continuous variable (ratio or interval scale).
One naturally binary (objectively bisected) variable.
There are many different cases require analyzing a relation between a binary (binomial, dichotomous, bivariate) variable and a continuous (interval or ratio) variable. For example:
Is there a relationship between gender and test anxiety?
Is there a relationship between the motivation scores of subjects and their vote (yes/no) at the opinion survey. 
You will find the formula and an example computed on MS Excel.
Research Interests:
ф coefficient is used to compute the relationship between two variables which bot assume two dichotomous (natural binomial) categories. Suppose that we have been given the first time driving test results of a sample of N=225 applicants... more
ф coefficient is used to compute the relationship between two variables
which bot assume two dichotomous (natural binomial) categories.
Suppose that we have been given the first time driving test results
of a sample of N=225 applicants and we have classified the data by
gender and by success or failure (S/F) as shown in the table.
How can we illustrate the association between these two variables
in numbers? The question in this case is as follows:
Is there a significant relationship between gender and success/failure
in driving test results?
Research Interests:
Chi Square is a very useful statistics to make inferences from data which contains polytomous variables. The dependency, association or the contingency between two multicategorical variable can be ojectively desribed with Chi square... more
Chi Square is a very useful statistics to make inferences from data which contains polytomous variables. The dependency, association or the contingency  between two multicategorical variable can be ojectively desribed with Chi square technique.
The attachment is a multi-sheet MS Excel file therefore the reader is recommended to download it first and then proceed the instructions and investigate the examples.
Türkiye, insan kaynaklarının gelişimi ile ilgili hedeflerden de uzaktır. Eğitim çıktıları yetersizdir. Erken çocukluk çağındaki nüfusun okul öncesine erişimi %25’e ulaşamamaktadır. 2018 PISA matematikte,15 yaşındakilerin ancak % 63'ünün... more
Türkiye, insan kaynaklarının gelişimi ile ilgili hedeflerden de uzaktır. Eğitim çıktıları yetersizdir. Erken çocukluk çağındaki nüfusun okul öncesine erişimi %25’e ulaşamamaktadır. 2018 PISA matematikte,15 yaşındakilerin ancak % 63'ünün 2. Seviyeye ulaştığı görülmektedir. Eğitim sonuçlarında bölgeler arası, cinsiyetler arası, toplumsal katmanlar arasında büyük eşitsizlikler vardır. 16-65 yaş arası nüfusun yarısı aritmetik ve okuryazarlık konusunda temel yeterlilikten yoksundur. Türkiye’deki gençlerin ve yetişkinlerin Bilişim ve İletişim Teknolojileri becerileri yeterli değildir. Dahası yetersiz beslenme ve aşırı tütün tüketimi insan sağlığına meydan okumaktadır. Times Higher Education üniversiteleri Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Gelişim Hedeflerine (SGH) göre değerlendirmektedir. Sıralama, özenle belirlenmiş 4 ölçüte göre yapılıyor: Araştırma, yönetim, sosyal yardım ve öğretim. 2022 Etki Sıralamasında 106 ülkeden 1406 üniversite yer almaktadır. Bu çalışmada Türkiye’nin Sürdürülebilir Gelişim Hedefleri konusundaki konumu ile Türkiye’deki 58 Üniversitenin SGH öncelikleri ilişkilendirilerek değerlendirilmektedir.
Türk ve Dünya Üniversitelerinin SGH tercihleri ve tercihlerin sıradüzenleri arasındaki ilişkiler konusundeaki veriler ve bulgular.
Uygarlığın Şafağı: Tekerlek, Çark ve Yazı Erken ama müthiş bir teknolojik başarı olan tekerlek, Mezopotamya'da MÖ 3500 civarında ortaya çıktı. Buluşu, malların ve insanların benzeri görülmemiş bir verimlilikle hareket etmesini sağlayarak... more
Uygarlığın Şafağı: Tekerlek, Çark ve Yazı
Erken ama müthiş bir teknolojik başarı olan tekerlek, Mezopotamya'da MÖ 3500 civarında ortaya çıktı. Buluşu, malların ve insanların benzeri görülmemiş bir verimlilikle hareket etmesini sağlayarak ulaşım ve ticarette devrim yarattı. Tekerleğin önemi ticaret yollarının kurulmasında ve karmaşık toplumların ortaya çıkışında görülmektedir.
Türkçeye yerleşen “Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok” uyarısı kamusal bilinci çeldiren bir söz olmuştur. Tekerlek yeniden icat edilemez ama durmadan yeni tekerlekler icat ediliyor.
Tekerlekle aynı dönemde yazının icadı da çok önemli bir sıçramaya işaret ediyordu. Mezopotamya çivi yazısı ve Mısır hiyeroglifleri; işlemlerin, olayların ve bilginin kaydedilmesini kolaylaştırarak toplumların bilgiyi korumasını ve nesiller boyunca yaymasını sağladı. Yazı, organize yönetimin, tarihi belgelemenin ve edebiyat ile bilimin çoğalmasının temelini attı.
Osmanlılar Mısır’ı 400 yıl yönetti. Hiyerogliflerle ilgilenmedi. Fransa Mısır’ı işgal ettikten sonra iki yıl içinde hiyeroglifleri okudu. Eski Mısır uygarlığını Louvre’a taşıyarak turizmden servet kazanıyor. Elbette Osmanlı’nın Mısır uygarlığını neden sömüremediğini değil hiyeroglifleri neden merak etmediğine şaşırıyor… insan.