Akdeniz Üniversitesi/Edebiyat Fakültesi/Eski Türk Dili [Akdeniz University/Faculty of Arts/Old Turkic] Address: Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi 3.Kat 326 No.lu Oda
1. XI. Yüzyıl Türkistan’ında Türkler Adalet sözcüğüne karşılık DLT’te kırk bir sözcük, KB’de alt... more 1. XI. Yüzyıl Türkistan’ında Türkler Adalet sözcüğüne karşılık DLT’te kırk bir sözcük, KB’de altmış iki sözcük, Atabetü’l Hakayık’ta otuz üç, TİEM 73’te seksen bir sözcük olmak üzere toplam 123 (yüz yirmi üç) farklı Türkçe sözcük kullanmışlardır.
2. Adalet, yerine çok sayıda sözcüğün kullanımı XI. yüzyıl Türkistan’ında Türklerin bu kavramı yaşamlarının her evresinde kullandıklarının ve uyguladıklarının en somut göstergesidir.
3. Adalet, Türklerin dünyasında son derece önemli sosyal gerçeklik ve geçerlilikte tarihi bir vakıadır.
4. Devletin ebed-müddetliğinde ve bireyin kişilik ve kimliğinin oluşumunda adalet en önemli değer manzumesidir.
5. “Adalet”, Türk sosyal, siyasî, ahlakî ve iktisadî hayatının her alanında soyut ve somut karşılık bulanahlaki bir değerdir.
6. Dönem Türkistan’ında sosyal hayatın en önemli dinamiğidir. Yönetimin sürekliliğinde “adalet” bireylerin keyfiyetine değil, toplumun ortak kullanımına sunulmuştur.
7. Adalet, dünden güne insanlığın şahsiyetin oluşumunda ve devletle ilişkisinde önemli sosyal dinamik olarak bilinir. Adalet’in hedefi toplum hayatında iyiliğin ve onun değerlerinin hâkim olduğu bir dünya algısıdır. Adaletle ideal insan tipi hedeflenmiştir.
8. Günümüz insanının en çok ihtiyacı adaleti kendisine ilke edinmiş bilge devlet adamlarıdır. Adalet güzeldir, fakat yönetenlerde olursa daha da güzeldir. Atatürk’ün dediği gibi İstiklâl, İstikbal, Hürriyet her şey Adaletle kaimdir.
9. O her Cuma okunan âyette düşünüp tutalım diye bizi öğütleyen Allah, adalet’i herkes için emrediyor. Adâlete dayanan kanun, bu göğün direğidir; kanun bozulursa gök çöker.
Eski Türkçenin İzinde-II Moğol İstilasından Önceki Türklerin Dili, 2023
TİEM 73, X. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kurân’ın
Farsçadan Türkçeye Kara... more TİEM 73, X. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kurân’ın
Farsçadan Türkçeye Karahanlı döneminde aktarılmış üç nüshasından birisidir.
İstanbul’da Türk ve İslâm Eserleri Müzesi 73 numarada kayıtlı olduğu için TİEM
73 olarak anılmaktadır. Bu nüshanın kim/ kimler tarafından nerede çevrildiği
hakkında somut bilgiler yoktur. Hakaniye döneminde yazılmış olan Türkçe Kurân
çevirisinin/çevirilerinin dil malzemesini de göz önünde bulundurarak çevirinin/
çevirilerin Türk Hakanlığı devrinde Türkistan coğrafyasında yazılmış olma
ihtimalinin güçlü olduğu söylenebilir. TİEM 73, söz varlığı bakımından
Karahanlı (Hakaniye) Türkçesinin iki önemli eseri olan Kutadgu Bilig ve Dîvânu
Lugâti’t-Türk’ün söz varlığı ile örtüşmektedir. Türkçe metnin 35v/1=002/273 ile
55v/1=003/179 arasındaki kısmı morfoloji ve söz varlığı açısından metnin kalan
kısmından ayrılmaktadır. 55v/1=0003/179’dan itibaren yazıcı, Türkçe kısımlar
için kalemini yenilemiş, daha vurgulu ve koyu yazmıştır. Bu kısım hem Hakaniye
hem de Harezm Türkçesi özelliklerinin karışık olarak bir arada bulunmasıyla, esas
olarak Kutadgu Bilig’in dil özelliklerinin hâkim olduğu metin kısmından ayrılır.
Bununla birlikte, bu karışık dilli kısım aynı yazıcının kaleminden çıkmıştır. Eserde hem Hakaniye hem de 35v/1=002/273 ile 55v/1=003/179 kısmı için
geçerli olmak üzere Harezm özelliklerinin bulunması kayıp bir Hakaniye
Türkçesinde asıl nüshanın olduğu görüşünü artırmaktadır. TİEM 73’ün
yararlandığı Harezm Türkçesi özellikli bilinen Kurân çeviri ve tefsirleri de
olmadığı, yapılan karşılaştırma ile anlaşılmıştır. Bu TİEM 73’ü düzenleyenin/
düzenleyenlerin önünde XIII. ve XIV. yüzyıllardan bir başka (bugün kayıp)
Harezm Türkçesi özellikli Türkçe Kurân metninin de varlığını göstermektedir
(Kök, 2004, s. XXXIX).
Bu çalışma Tiem 73'te geçen Yol sözcüğünün anlam yayılım alanının sınırlılıklarının imkânları dah... more Bu çalışma Tiem 73'te geçen Yol sözcüğünün anlam yayılım alanının sınırlılıklarının imkânları dahilinde olacaktır. Yol sözcüğünün Köktürk Kağanlık Yazıtları ve Tiem 73'teki karşılıkları yazılı metinler tanıklığında tespit edilecektir. Yol'un tarihî Türk metinlerindeki anlamları tespit edilip Türk Kültür coğrafyasındaki izleri sürülecektir. Yol sözcüğünün sözlük anlamının yanında metafor anlamları üzerine de değerlendirme yapılacaktır. Yol'un metafor olarak kullanımından hareketle dilkültür, dil-tarih, dil-coğrafya ilişkisi ortaya konulacaktır. Tiem 73' ün merkeze alınma nedeni Arapça raşide, asleha, heda, ihteda sözcüklerine Tiem 73'te karşılık gelen köndir-/köndür-/körgit-/körgitilkörgütül-sözcüklerinin dil-kültür bağlamından hareketle coğrafî-tarihî izlerini takip edip değerlendirmektir. Türkçenin yazıya geçiş sürecinde coğrafya-eser-konuşur üzerinden yol sözcüğü göstergesiyle gelişimini ve yayılım alanının takibi tespit edilip işaretlenecektir. Yol sözcüğünün Türk semantiğinde tarihî metinler ışığında anlamları gerçek ve metaforik karşılıkları metin tanıklığında ortaya konulacaktır. Türk kültür lingüistiği desteği imkânları ve sınırlılıkları çerçevesinde-yol-un tarihî metin verileriyle tarihî-coğrafî Türkçe konuşurdaki ifade gücü sunulacaktır.
Қазақстан Республикасы Тәуелсіздігінің 30 жылдығына арналған «ЕРТІС ӨҢІРІНІҢ ТАРИХИ МҰРАСЫ: ҚИМАҚ ҚАҒАНАТЫ ЖӘНЕ ҚАЗАҚ ХАНДЫҒЫ» атты халықаралық ғылыми-практикалық конференциясы материалдарының жинағы, 2021
Pavlodar Pedagoji Üniversitesi'nin Kazakistan'ın bağımsızlığının ilân edişinin 30. Yılı şerefine ... more Pavlodar Pedagoji Üniversitesi'nin Kazakistan'ın bağımsızlığının ilân edişinin 30. Yılı şerefine düzenlediği "Irtış Bölgesi'nin Tarihî Mirası: Kimek Hanlığı'ndan Kazak Hanlığı'na" konferansında "Yesevi Ata'nın Hikmetler Dünyası" konulu konuşmamın bildiri metnidir.
Toraighyrov Üniversitesi'nde düzenlenen Uluslararası Bilimsel ve Uygulamalı Konferans: 'Toplumun ... more Toraighyrov Üniversitesi'nde düzenlenen Uluslararası Bilimsel ve Uygulamalı Konferans: 'Toplumun Ruhanî Gelişimi ve Meşhur Yusuf'un Tarihî Mirası' hakkındaki konferansta "İrtiş’ten Sir’e Akan Coşkun Kültür Nehri 'Meşhur Yusuf’ Öğretileri Üzerine Düşünceler" adlı bildiri metnidir.
10. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kur’ân’ın Karahanlı döneminde Farsçadan T... more 10. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kur’ân’ın Karahanlı döneminde Farsçadan Türkçeye aktarılmış üç nüshasından biri.
Orta Asya Tefsiri olarak da adlandırılan nüsha, Leningrad’da Asya Halkları Enstitüsü Kitaplığı Cod. 332’de 2475 numarada kayıtlıdır. Yazmanın başı ve sonu eksik olduğundan ne zaman, nerede, kimin tarafından yazıldığı/ yazdırıldığı hakkında bilgi yoktur.
10. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kur’ân’ın Karahanlı döneminde Farsçadan ... more 10. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kur’ân’ın Karahanlı döneminde Farsçadan Türkçeye aktarılmış üç nüshasından biri.
Nüsha, İngiltere Manchester’da John Rylands Kitaplığı Arapça Yazmalar 25-38’de kayıtlıdır. Yazmanın başı ve sonu eksik olduğundan ne zaman, nerede, kimin tarafından yazıldığı/ yazdırıldığı hakkında bilgi bulunmamaktadır.
Satır arası/ satır altı kelimesi kelimesine Kur’an çevirisi olan Rylands Nüshası Farsça, Türkçe ve Arapça çeviriden oluşur. Arapça metin kalın ve büyük olarak sülüs, Farsça ve Türkçe çeviriler ise Arapçaya göre daha ince ve küçük nesih olarak yazılmıştır. Rylands Nüshası eksiktir. Her sayfada yalnız üçer satırlık Arapça, Farsça ve Türkçe metni içeren eser çok hacimlidir. Var olan metin 1145 varaklık 14 cilt hâlindedir. Ayrıca Dublin, Chester Beatty Kitaplığı Nu. 54 (MS 1600) ve 55 (MS 1630)’teki iki varak, kayıp olan Rylands Kur’ân Yazması’na aittir. Bu fragmenti hazırladığı katalogla ilk olarak Arthur John Arberry ilim âlemine tanıtmış, Eckmann ise Rylands Yazması ile ilgisini kurarak çeviri yazısını yapmıştır (Ata 2004: XIII).
10. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kur’ân’ın Farsçadan Türkçeye Karahanlı dö... more 10. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kur’ân’ın Farsçadan Türkçeye Karahanlı döneminde aktarılmış üç nüshasından biri
Nüsha, İstanbul’da Türk ve İslâm Eserleri Müzesi 73 numarada kayıtlı olduğu için TİEM 73 olarak anılmaktadır. Bordo meşin kaplı mukavvadan oluşan TİEM 73’ün cildi, yaldız zencirekli, sa’lbekli beyzî şemseli olup sertaplı ve milkeplidir. Cilt sonradan yeşil cilt bezi ile kaplanmıştır. Eserin ilk iki yaprağı ve sûre başları müzehhep ve müzeyyen serlevhalıdır. Serlevhalar altın yaldızla yazılmıştır. Duraklar hizip ve cüz gülleri yaldızlıdır. Kur’ân metni siyah reyhanî hattı, satır arası tercümesi ise sürh olup nesih özellikleri taşımaktadır. Varak ölçüsü 36 cm x 27 cm, yazma kalınlığı 14 cm’dir. Yazma 451 varak olup her sayfasında 9 satır Arapça, 9 satır Türkçe çevirisi olmak üzere 18 satır vardır. Sayfa altlarındaki yıpranmış kısımlar tamir görmüştür (Kök 2004: XXII- XXIII). TİEM 73’ün istinsah tarihini ve müstensihini yazma nüshanın sonunda yer alan Arapça ketebe kaydı tanıklığından biliyoruz. Yazmanın sonundaki Arapça ketebe kaydı; Bunu Allah’ın kullarının en zayıfı, en muhtacı olan günahkâr hatalı yüce Allah’tan affını dileyen Muhammed b. El-Hācc Devletşah eş-Şirazî H.734/M.1333-1334 yılının aylarında yazdı ve tezhip etti şeklindedir. Müstensihin adından anlaşılacağı gibi müstensih Şirazlıdır. Şiraz, dönemi için Türk süsleme sanatının en önemli sanat merkezidir. H.734/M.1333-1334 tarihi ise İlhanlı devleti hükümranlığı Abū Sa’id (1317-1336) dönemine rastlamaktadır (Kök 2004: XXII).
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi /Journal of Modern Turkish Studies, 2018
Bu yazı son zamanlarda Türkoloji çevrelerinde TİEM 73’ün ilmî yayını yapılmamıştır söylemlerine c... more Bu yazı son zamanlarda Türkoloji çevrelerinde TİEM 73’ün ilmî yayını yapılmamıştır söylemlerine cevap olarak hazırlanmıştır.
1. XI. Yüzyıl Türkistan’ında Türkler Adalet sözcüğüne karşılık DLT’te kırk bir sözcük, KB’de alt... more 1. XI. Yüzyıl Türkistan’ında Türkler Adalet sözcüğüne karşılık DLT’te kırk bir sözcük, KB’de altmış iki sözcük, Atabetü’l Hakayık’ta otuz üç, TİEM 73’te seksen bir sözcük olmak üzere toplam 123 (yüz yirmi üç) farklı Türkçe sözcük kullanmışlardır.
2. Adalet, yerine çok sayıda sözcüğün kullanımı XI. yüzyıl Türkistan’ında Türklerin bu kavramı yaşamlarının her evresinde kullandıklarının ve uyguladıklarının en somut göstergesidir.
3. Adalet, Türklerin dünyasında son derece önemli sosyal gerçeklik ve geçerlilikte tarihi bir vakıadır.
4. Devletin ebed-müddetliğinde ve bireyin kişilik ve kimliğinin oluşumunda adalet en önemli değer manzumesidir.
5. “Adalet”, Türk sosyal, siyasî, ahlakî ve iktisadî hayatının her alanında soyut ve somut karşılık bulanahlaki bir değerdir.
6. Dönem Türkistan’ında sosyal hayatın en önemli dinamiğidir. Yönetimin sürekliliğinde “adalet” bireylerin keyfiyetine değil, toplumun ortak kullanımına sunulmuştur.
7. Adalet, dünden güne insanlığın şahsiyetin oluşumunda ve devletle ilişkisinde önemli sosyal dinamik olarak bilinir. Adalet’in hedefi toplum hayatında iyiliğin ve onun değerlerinin hâkim olduğu bir dünya algısıdır. Adaletle ideal insan tipi hedeflenmiştir.
8. Günümüz insanının en çok ihtiyacı adaleti kendisine ilke edinmiş bilge devlet adamlarıdır. Adalet güzeldir, fakat yönetenlerde olursa daha da güzeldir. Atatürk’ün dediği gibi İstiklâl, İstikbal, Hürriyet her şey Adaletle kaimdir.
9. O her Cuma okunan âyette düşünüp tutalım diye bizi öğütleyen Allah, adalet’i herkes için emrediyor. Adâlete dayanan kanun, bu göğün direğidir; kanun bozulursa gök çöker.
Eski Türkçenin İzinde-II Moğol İstilasından Önceki Türklerin Dili, 2023
TİEM 73, X. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kurân’ın
Farsçadan Türkçeye Kara... more TİEM 73, X. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kurân’ın
Farsçadan Türkçeye Karahanlı döneminde aktarılmış üç nüshasından birisidir.
İstanbul’da Türk ve İslâm Eserleri Müzesi 73 numarada kayıtlı olduğu için TİEM
73 olarak anılmaktadır. Bu nüshanın kim/ kimler tarafından nerede çevrildiği
hakkında somut bilgiler yoktur. Hakaniye döneminde yazılmış olan Türkçe Kurân
çevirisinin/çevirilerinin dil malzemesini de göz önünde bulundurarak çevirinin/
çevirilerin Türk Hakanlığı devrinde Türkistan coğrafyasında yazılmış olma
ihtimalinin güçlü olduğu söylenebilir. TİEM 73, söz varlığı bakımından
Karahanlı (Hakaniye) Türkçesinin iki önemli eseri olan Kutadgu Bilig ve Dîvânu
Lugâti’t-Türk’ün söz varlığı ile örtüşmektedir. Türkçe metnin 35v/1=002/273 ile
55v/1=003/179 arasındaki kısmı morfoloji ve söz varlığı açısından metnin kalan
kısmından ayrılmaktadır. 55v/1=0003/179’dan itibaren yazıcı, Türkçe kısımlar
için kalemini yenilemiş, daha vurgulu ve koyu yazmıştır. Bu kısım hem Hakaniye
hem de Harezm Türkçesi özelliklerinin karışık olarak bir arada bulunmasıyla, esas
olarak Kutadgu Bilig’in dil özelliklerinin hâkim olduğu metin kısmından ayrılır.
Bununla birlikte, bu karışık dilli kısım aynı yazıcının kaleminden çıkmıştır. Eserde hem Hakaniye hem de 35v/1=002/273 ile 55v/1=003/179 kısmı için
geçerli olmak üzere Harezm özelliklerinin bulunması kayıp bir Hakaniye
Türkçesinde asıl nüshanın olduğu görüşünü artırmaktadır. TİEM 73’ün
yararlandığı Harezm Türkçesi özellikli bilinen Kurân çeviri ve tefsirleri de
olmadığı, yapılan karşılaştırma ile anlaşılmıştır. Bu TİEM 73’ü düzenleyenin/
düzenleyenlerin önünde XIII. ve XIV. yüzyıllardan bir başka (bugün kayıp)
Harezm Türkçesi özellikli Türkçe Kurân metninin de varlığını göstermektedir
(Kök, 2004, s. XXXIX).
Bu çalışma Tiem 73'te geçen Yol sözcüğünün anlam yayılım alanının sınırlılıklarının imkânları dah... more Bu çalışma Tiem 73'te geçen Yol sözcüğünün anlam yayılım alanının sınırlılıklarının imkânları dahilinde olacaktır. Yol sözcüğünün Köktürk Kağanlık Yazıtları ve Tiem 73'teki karşılıkları yazılı metinler tanıklığında tespit edilecektir. Yol'un tarihî Türk metinlerindeki anlamları tespit edilip Türk Kültür coğrafyasındaki izleri sürülecektir. Yol sözcüğünün sözlük anlamının yanında metafor anlamları üzerine de değerlendirme yapılacaktır. Yol'un metafor olarak kullanımından hareketle dilkültür, dil-tarih, dil-coğrafya ilişkisi ortaya konulacaktır. Tiem 73' ün merkeze alınma nedeni Arapça raşide, asleha, heda, ihteda sözcüklerine Tiem 73'te karşılık gelen köndir-/köndür-/körgit-/körgitilkörgütül-sözcüklerinin dil-kültür bağlamından hareketle coğrafî-tarihî izlerini takip edip değerlendirmektir. Türkçenin yazıya geçiş sürecinde coğrafya-eser-konuşur üzerinden yol sözcüğü göstergesiyle gelişimini ve yayılım alanının takibi tespit edilip işaretlenecektir. Yol sözcüğünün Türk semantiğinde tarihî metinler ışığında anlamları gerçek ve metaforik karşılıkları metin tanıklığında ortaya konulacaktır. Türk kültür lingüistiği desteği imkânları ve sınırlılıkları çerçevesinde-yol-un tarihî metin verileriyle tarihî-coğrafî Türkçe konuşurdaki ifade gücü sunulacaktır.
Қазақстан Республикасы Тәуелсіздігінің 30 жылдығына арналған «ЕРТІС ӨҢІРІНІҢ ТАРИХИ МҰРАСЫ: ҚИМАҚ ҚАҒАНАТЫ ЖӘНЕ ҚАЗАҚ ХАНДЫҒЫ» атты халықаралық ғылыми-практикалық конференциясы материалдарының жинағы, 2021
Pavlodar Pedagoji Üniversitesi'nin Kazakistan'ın bağımsızlığının ilân edişinin 30. Yılı şerefine ... more Pavlodar Pedagoji Üniversitesi'nin Kazakistan'ın bağımsızlığının ilân edişinin 30. Yılı şerefine düzenlediği "Irtış Bölgesi'nin Tarihî Mirası: Kimek Hanlığı'ndan Kazak Hanlığı'na" konferansında "Yesevi Ata'nın Hikmetler Dünyası" konulu konuşmamın bildiri metnidir.
Toraighyrov Üniversitesi'nde düzenlenen Uluslararası Bilimsel ve Uygulamalı Konferans: 'Toplumun ... more Toraighyrov Üniversitesi'nde düzenlenen Uluslararası Bilimsel ve Uygulamalı Konferans: 'Toplumun Ruhanî Gelişimi ve Meşhur Yusuf'un Tarihî Mirası' hakkındaki konferansta "İrtiş’ten Sir’e Akan Coşkun Kültür Nehri 'Meşhur Yusuf’ Öğretileri Üzerine Düşünceler" adlı bildiri metnidir.
10. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kur’ân’ın Karahanlı döneminde Farsçadan T... more 10. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kur’ân’ın Karahanlı döneminde Farsçadan Türkçeye aktarılmış üç nüshasından biri.
Orta Asya Tefsiri olarak da adlandırılan nüsha, Leningrad’da Asya Halkları Enstitüsü Kitaplığı Cod. 332’de 2475 numarada kayıtlıdır. Yazmanın başı ve sonu eksik olduğundan ne zaman, nerede, kimin tarafından yazıldığı/ yazdırıldığı hakkında bilgi yoktur.
10. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kur’ân’ın Karahanlı döneminde Farsçadan ... more 10. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kur’ân’ın Karahanlı döneminde Farsçadan Türkçeye aktarılmış üç nüshasından biri.
Nüsha, İngiltere Manchester’da John Rylands Kitaplığı Arapça Yazmalar 25-38’de kayıtlıdır. Yazmanın başı ve sonu eksik olduğundan ne zaman, nerede, kimin tarafından yazıldığı/ yazdırıldığı hakkında bilgi bulunmamaktadır.
Satır arası/ satır altı kelimesi kelimesine Kur’an çevirisi olan Rylands Nüshası Farsça, Türkçe ve Arapça çeviriden oluşur. Arapça metin kalın ve büyük olarak sülüs, Farsça ve Türkçe çeviriler ise Arapçaya göre daha ince ve küçük nesih olarak yazılmıştır. Rylands Nüshası eksiktir. Her sayfada yalnız üçer satırlık Arapça, Farsça ve Türkçe metni içeren eser çok hacimlidir. Var olan metin 1145 varaklık 14 cilt hâlindedir. Ayrıca Dublin, Chester Beatty Kitaplığı Nu. 54 (MS 1600) ve 55 (MS 1630)’teki iki varak, kayıp olan Rylands Kur’ân Yazması’na aittir. Bu fragmenti hazırladığı katalogla ilk olarak Arthur John Arberry ilim âlemine tanıtmış, Eckmann ise Rylands Yazması ile ilgisini kurarak çeviri yazısını yapmıştır (Ata 2004: XIII).
10. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kur’ân’ın Farsçadan Türkçeye Karahanlı dö... more 10. yüzyıldan itibaren tercümesine başlandığı düşünülen Kur’ân’ın Farsçadan Türkçeye Karahanlı döneminde aktarılmış üç nüshasından biri
Nüsha, İstanbul’da Türk ve İslâm Eserleri Müzesi 73 numarada kayıtlı olduğu için TİEM 73 olarak anılmaktadır. Bordo meşin kaplı mukavvadan oluşan TİEM 73’ün cildi, yaldız zencirekli, sa’lbekli beyzî şemseli olup sertaplı ve milkeplidir. Cilt sonradan yeşil cilt bezi ile kaplanmıştır. Eserin ilk iki yaprağı ve sûre başları müzehhep ve müzeyyen serlevhalıdır. Serlevhalar altın yaldızla yazılmıştır. Duraklar hizip ve cüz gülleri yaldızlıdır. Kur’ân metni siyah reyhanî hattı, satır arası tercümesi ise sürh olup nesih özellikleri taşımaktadır. Varak ölçüsü 36 cm x 27 cm, yazma kalınlığı 14 cm’dir. Yazma 451 varak olup her sayfasında 9 satır Arapça, 9 satır Türkçe çevirisi olmak üzere 18 satır vardır. Sayfa altlarındaki yıpranmış kısımlar tamir görmüştür (Kök 2004: XXII- XXIII). TİEM 73’ün istinsah tarihini ve müstensihini yazma nüshanın sonunda yer alan Arapça ketebe kaydı tanıklığından biliyoruz. Yazmanın sonundaki Arapça ketebe kaydı; Bunu Allah’ın kullarının en zayıfı, en muhtacı olan günahkâr hatalı yüce Allah’tan affını dileyen Muhammed b. El-Hācc Devletşah eş-Şirazî H.734/M.1333-1334 yılının aylarında yazdı ve tezhip etti şeklindedir. Müstensihin adından anlaşılacağı gibi müstensih Şirazlıdır. Şiraz, dönemi için Türk süsleme sanatının en önemli sanat merkezidir. H.734/M.1333-1334 tarihi ise İlhanlı devleti hükümranlığı Abū Sa’id (1317-1336) dönemine rastlamaktadır (Kök 2004: XXII).
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi /Journal of Modern Turkish Studies, 2018
Bu yazı son zamanlarda Türkoloji çevrelerinde TİEM 73’ün ilmî yayını yapılmamıştır söylemlerine c... more Bu yazı son zamanlarda Türkoloji çevrelerinde TİEM 73’ün ilmî yayını yapılmamıştır söylemlerine cevap olarak hazırlanmıştır.
İslâmî Dönem Türk Edebiyatı'nın ilk önemli telif eserlerinden olan Kutadgu Bilig, XI. yüzyıl Türk... more İslâmî Dönem Türk Edebiyatı'nın ilk önemli telif eserlerinden olan Kutadgu Bilig, XI. yüzyıl Türkistan'ında çok kültürlü bir ortamda Türk kimlik ve düşüncesi ile yetişen Kuz Ordalı Yusuf tarafından yazılan Orhun'dan Kâşgar'a Türklerin dili, kültürü, tarihi ve devlet yönetim bilgisini içeren paha biçilmez kıymete sahip Türk mirası eserdir.
Kutadgu Bilig; devlet, adalet, kut, töre kavramları etrafında dünden bugüne aktarılan paha biçilmez kıymette değerler manzumesi numunesidir.
Kutadgu Bilig, insan yaşamına dair konuları içeren devlet, ordu, yönetim, dünya, toplum, meslekler ve insan kaynaklarını ele alan çok yönlü sosyal konulu bir eserdir.
Kutadgu Bilig, Türk toplum yapısını yansıtmasıyla da Türk millî kültürünün en temel kaynaklarındandır. Türklerin aile düzeni, sosyal yaşam ve geleneklerinin yanı sıra din, mitoloji, felsefe, devlet yönetimi gibi toplumsal konuları da içerir.
Yusuf'un kahramanları yitik bir yönetimi yeniden ayağa kaldıracak kudretli Türk kimlikli kahramanlardır. Kahramanlar Türk düşüncesinin kaynaklarını oluşturan Türk kültürünü ve karakterini temsil ederler. Bu kitap, Türklerin nadide kültür mirası Kutadgu Bilig üzerine Abdullah Kök'ün yaklaşık 30 yıllık okuma, 15 yıllık ders ve 6 yıllık yazma tecrübesinin neticesi olarak Adalet, Devlet, Kut ve Töre kavramları hakkında kültür-dilbilim, sosyo-kültür dilbilim, mitik dilbilim, kültür tarihi yöntemleri ile yazdığı özgün ve yetkin yazıların ürünüdür.
“Her milletin kendi değerlerinin oluşmasına/gelişmesine katkı sağlayan aydınları, sanatçıları, si... more “Her milletin kendi değerlerinin oluşmasına/gelişmesine katkı sağlayan aydınları, sanatçıları, siyaset, bilim, fikir ve din adamları… vardır. Onlar ortaya koydukları eserleri ve düşünceleriyle içine doğdukları toplumların yanı sıra evrensel anlamda da bireylerin ortak değerler etrafında bütünleşmesine vesile olurlar. Dante’yi hesaba katmadan İtalyan edebiyat ve kültürünü anlamak/anlatmak nasıl mümkün değilse Sheakspeare olmadan İngiliz Dili ve kültürü, Goethe olmadan da Alman Dili ve kültürü… hakkında konuşmak mümkün değildir. Bu cümleden olarak Türk kültürünün mümtaz simâlarından ve insanlığın şansı olan Ahmet Yesevî’yi anlamadan da Türk Dili, kültürü, inanç dünyası ve kimliği üzerinde akıl yürütmenin mümkün olmadığı ortadadır. Ahmet Yesevî’nin düşüncesi, eserleri, öğrencileri ve takipçileriyle Türk-İslam düşüncesini hazmetmiş, benliğinde yoğurmuş Müslüman Türk kimliğinin oluşmasındaki eşsiz katkıları ve anahtar rolü tartışılmazdır. Divan-ı Hikmet en yüce özelliklerinden biri olan sadelik içinde sürekli doğruları tekrarlayarak kişiyi kamil insan olma yönünde harekete geçirmek amacıyla yazılmıştır. Abdullah Kök’ün tecessüsle tespit edip incelediği metaforların sayıca fazlalık ve çeşitliliği dikkate alındığında Divan-ı Hikmet’in öncelediği insan hayatının iki dünyada da huzura kavuşması için ele aldığı değerlere sınır çizmenin, eksiksiz bir yorumunu yapmanın mümkün olmadığı görülmektedir. Eserin metaforlar dünyası akılcı bir temel ve yetkin karşılaştırmalarla incelendiğinde Ahmet Yesevî’nin yalnız yaşlı bir millet olan Türklerin kültürüne değil, evrensel kültüre olan katkıları da anlaşılmış olacaktır; Onun miras bıraktığı eserinin içindeki ahlak ve yaşama anlayışı sadece bizlerin değil, çağdaş insanın da ihtiyacı olan ahlak ve yaşama anlayışıdır. Hangi inanca ve milliyete mensup olursa olsun, Yesevî’ye kulak verenlerin daha sağduyulu, daha mutlu, daha ahlaklı, daha barışcıl, ve her türlü zorbalığa karşı daha cesur olacağından kim şüphe edebilir? Ve birçok bakımdan içten içe yozlaşmış, zehirlenmiş insanlığın arınmak için Yesevî öğretisine ihtiyacı olduğunu kim reddedebilir?”
Prof. Dr. Ahmet Buran'ın editörlüğünde yayımlanan Türkiye Dışındaki Türk Dünyası Türkologları-Dil... more Prof. Dr. Ahmet Buran'ın editörlüğünde yayımlanan Türkiye Dışındaki Türk Dünyası Türkologları-Dilciler-2. Cildinde "Altay Sarsenulı Amanjalov" bölümünü yazdım.
Editörlüğünü Sayın Prof. Dr. Ahmet Buran'ın yaptığı "Türk Diline Gönül Verenler-Yabancı Türkologl... more Editörlüğünü Sayın Prof. Dr. Ahmet Buran'ın yaptığı "Türk Diline Gönül Verenler-Yabancı Türkologlar" adlı kitapta Danimarkalı Türkolog "Kaare Grønbech'in" bölümünü yazdım.
XI. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu Bildirileri Ondokuz Mayıs Üniversitesi , 2019
Yay, Türk devlet geleneği ve mitolojisinde gök yuvarlağı, mertebe işareti, "ay"ın temsili ve haki... more Yay, Türk devlet geleneği ve mitolojisinde gök yuvarlağı, mertebe işareti, "ay"ın temsili ve hakimiyet sembolü olarak ifade edilir. Tarihi Türk dili alanı metinlerinde "yā" olarak da rastladığımız yay ayrıca Türklerin sosyal hayatlarında önemli bir yere sahiptir. Kutadgu Bilig'de yay'ın "zamane yā'sı", "devlet yā'sı" şeklinde metaforik ifadelerle kullanımı ile karşılaşırız. Sözcük, Türklerin zaman ve mekan adlandırmasında son derece önemlidir. Yay, Türk devlet kavramı ve Türk mefkuresinin yönetim anlayışının kültürel bir şekilde kavramlaştırılmasıdır. Bu çalışmanın konusu Kutadgu Bilig'de yer alan "devlet yā'sı" kavramsal metaforudur. Türk düşünce ve devlet mefkuresinin yansıtıldığı metaforik ifadelerden olan "devlet yā"sı Kutadgu Bilig'de Uluğ Buğra Han'a yapılan övgü bölümünde karşımıza çıkmaktadır. Kutadgu Bilig'de yer alan "devlet yā'sı" yeni bir zaman/yeni bir çağ anlayışını simgelemektedir. Hükümdarın yönetim gücü olan devletiyle (yönetim gücü/erki) birlikte geniş bir alana hükmetme anlamında kullanılmaktadır. "Devlet yā'sı" bir kavramsal metafor olarak Varlık-Madde, Temel veya Töz metaforu, mitolojik bağlamda ise bir kök metafordur. Devlet soyut yönetim kavramının yay sözcüğünün fonksiyonel özelliğiyle eşleştirilmesi onun Varlık-Madde metaforu olmasını ifade eder. Tek bir kaynak alan ve hedef alana sahip olması nedeniyle Töz metaforu özellikleri göstermektedir. Türklerde devlet/ yönetim anlayışının yanı sıra Türk düşüncesini de yapılandıran metaforik ifadelerden biri olmasıyla da kök metaforu alanına girmektedir. Türk devlet geleneğinin temeli hakimiyet soyut kavramının yay kavramı ile somutlaştırılması Kutadgu Bilig'de devlet yā'sı metaforik kullanımı olan kök metaforu ile karşılanır. Yay sembollü mitolojik kök metaforu zaman/mekan/hakimiyet kavramları ile Türk devlet düzeni ve Türk yönetim tarzının tarihî oluşum sürecinin izleridir. Çalışmada "devlet yā"sı metaforik kavramı ile Türk yönetim şeklinin tarihî siyasî ve fikrî boyutları değerlendirilecektir.
“махмуд қащқаридиң тил саяасаты” филология ғылымлдарының кандидаты,
доцент ш. Бекмағамбетовтиң 6... more “махмуд қащқаридиң тил саяасаты” филология ғылымлдарының кандидаты, доцент ш. Бекмағамбетовтиң 60. жасқа арналған “танымдық линғвистика: даму бағыттары меселелери” атты ғылыми - тежірибелик конференциянын бағдарламасы қызылорда, 2010 жыл. 22 Ekim 2010, Kızılorda/Kazakistan.
ÇAĞDAŞ TÜRKLÜK ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Çağ... more ÇAĞDAŞ TÜRKLÜK ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü (Ankara 4-7 Mayıs 2004) (Çarşamba 5 Mayıs 2004 - Muzaffer Göker Salonu: 11.30-12.00)
X. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu Bildiri Kitabı, 2019
Çalışmaya konu ettiğimiz Âşık Mahzunî Şerîf’in türküsünün her dizesinde geçen sözcükler (her ne k... more Çalışmaya konu ettiğimiz Âşık Mahzunî Şerîf’in türküsünün her dizesinde geçen sözcükler (her ne kadar türküler icra ürünü de olsa) tarihi metinlerin söz varlığının izlerini üzerinde tutmaktadır. Hatta bazen sözcüklerin kullanımından da öte ifade ediş ve üslup da birbirini tutmaktadır. Yüknekî, Yesevî ve hatta Yusuf, Mahzunî Şerîfle aynı kültür kodlarını, aynı kaygıyı ve şuuru paylaşmaktadır.
Uluslararası Cengiz Dağcı Sempozyumu Bildiri Kitabı, 2017
Bu çalışmada, Cengiz Dağcı’nın Anneme Mektuplar adlı eserinden hareketle vatan metaforlarını ince... more Bu çalışmada, Cengiz Dağcı’nın Anneme Mektuplar adlı eserinden hareketle vatan metaforlarını inceleyeceğiz. Eserdeki mektuplar, Londra’dan Anne kişisi aracılığıyla Dağcı’nın ayrı kaldığı, hasret çektiği mukaddes topraklara; Akmescit’e, Kızıltaş’a (Kırım’a/Vatan’a) yazılmıştır. Her mektupta özlemle annesine başından geçenler anlatılarak ortak hafıza/mekan vatan oluşturulmuştur.
XI. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyum Bildiri Kitabı, 2019
Yay, Türk devlet geleneği ve mitolojisinde gök yuvarlağı, mertebe işareti, “ay”ın temsili ve haki... more Yay, Türk devlet geleneği ve mitolojisinde gök yuvarlağı, mertebe işareti, “ay”ın temsili ve hakimiyet sembolü olarak ifade edilir. Tarihi Türk dili alanı metinlerinde “yā” olarak da rastladığımız yay ayrıca Türklerin sosyal hayatlarında önemli bir yere sahiptir. Kutadgu Bilig’de yay’ın “zamane yā’sı”, “devlet yā’sı” şeklinde metaforik ifadelerle kullanımı ile karşılaşırız.
2. Uluslararası Türk Dünyası Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Kongresi Bildirileri 3. Cilt Türkoloji-Filoloji , 2018
Köprülü Atebetü’l Hakayık için “Türk Edebiyatı Tarihi” ve “Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar” a... more Köprülü Atebetü’l Hakayık için “Türk Edebiyatı Tarihi” ve “Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar” adlı eserlerinde, Türk dilini tetkik için Kutadgu Bilig’le beraber Doğu Türkistan’da kalan dil yadigarlarının yeterli olmadığını Atebetü’l Hakayık gibi eserlerle beraber Türk edebi oluşumunun bilinmeyen halkalarını birbirine bağladıklarını ifade ederek eseri Kutadgu Bilig’in bir sonucu olarak görmüş ve belli bir ekolün yapı taşlarından biri olarak Atebetü’l Hakayık’ı görmüştür.
Hoca Ahmet Yesevi Yılı Anısına Uluslararası Türk Dünyası Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Kongresi Bildirileri Kitabı- III. Cilt- Türkoloji, 2016
Bu çalışma Tarihi Türk dili alanını oluşturan eserlerden dördü üzerine- Köktürk Kağanlık Yazıtlar... more Bu çalışma Tarihi Türk dili alanını oluşturan eserlerden dördü üzerine- Köktürk Kağanlık Yazıtları, Kutadgu Bilig, Atabetü'l Hakayık ve Divan-ı Hikmet)- art zamanlı kısa bir semantik ve gösterge bilimsel incelemeyi içermektedir.
I. Uluslararası Akdeniz Sanat Sempozyumu Bildiri Kitabı, 2016
Divân-ı Hikmet, Piri Türkistan tarafından söylenen ve onun takipçileri tarafından XII- XVII. yüzy... more Divân-ı Hikmet, Piri Türkistan tarafından söylenen ve onun takipçileri tarafından XII- XVII. yüzyıllar arasında Türkistan’da İslâmî öğreti ve geleneğin yayılım/yaşatılması gayesi ile Türk-İslâm coğrafyasında ses vermiş ve ses yükseltmiştir. Türk milli kültürün yansıtıcısı İslâmî devre ait ilk temel eserlerden olan hikmetler, Türk halkını temel ahlâkî konularda aydınlatmak, halka dinî ve temel ahlâkî değerlerin verilmesi ve öğretilmesi amacıyla oluşturulmuştur.
Uluslararası Türk Dünyası'nda İlmi Araştırmalar Sempozyumu Bildiri Kitabı, 2016
Bu çalışmada Turan Yazgan Hoca’nın Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi’nde “Sevgili Okuyucular” baş... more Bu çalışmada Turan Yazgan Hoca’nın Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi’nde “Sevgili Okuyucular” başlığı altında yayımlanmış yazılarından hareketle Türk Dünyası Türk Kültür Tarihi planlamaları hakkındaki düşünceleri ve çalışmaları anlatılmaya çalışılacaktır. Turan Ata, SSCB’nin zorbalıkla ayırdığı Türklerin Dünyası’nı idealizmden realizme çevirip atayurtla anayurt arasında sınırları kaldırıp uzağı yakın kılan gönül köprülerini inşa etti.
Uploads
Papers by Abdullah Kök
2. Adalet, yerine çok sayıda sözcüğün kullanımı XI. yüzyıl Türkistan’ında Türklerin bu kavramı yaşamlarının her evresinde kullandıklarının ve uyguladıklarının en somut göstergesidir.
3. Adalet, Türklerin dünyasında son derece önemli sosyal gerçeklik ve geçerlilikte tarihi bir vakıadır.
4. Devletin ebed-müddetliğinde ve bireyin kişilik ve kimliğinin oluşumunda adalet en önemli değer manzumesidir.
5. “Adalet”, Türk sosyal, siyasî, ahlakî ve iktisadî hayatının her alanında soyut ve somut karşılık bulanahlaki bir değerdir.
6. Dönem Türkistan’ında sosyal hayatın en önemli dinamiğidir. Yönetimin sürekliliğinde “adalet” bireylerin keyfiyetine değil, toplumun ortak kullanımına sunulmuştur.
7. Adalet, dünden güne insanlığın şahsiyetin oluşumunda ve devletle ilişkisinde önemli sosyal dinamik olarak bilinir. Adalet’in hedefi toplum hayatında iyiliğin ve onun değerlerinin hâkim olduğu bir dünya algısıdır. Adaletle ideal insan tipi hedeflenmiştir.
8. Günümüz insanının en çok ihtiyacı adaleti kendisine ilke edinmiş bilge devlet adamlarıdır. Adalet güzeldir, fakat yönetenlerde olursa daha da güzeldir. Atatürk’ün dediği gibi İstiklâl, İstikbal, Hürriyet her şey Adaletle kaimdir.
9. O her Cuma okunan âyette düşünüp tutalım diye bizi öğütleyen Allah, adalet’i herkes için emrediyor. Adâlete dayanan kanun, bu göğün direğidir; kanun bozulursa gök çöker.
Farsçadan Türkçeye Karahanlı döneminde aktarılmış üç nüshasından birisidir.
İstanbul’da Türk ve İslâm Eserleri Müzesi 73 numarada kayıtlı olduğu için TİEM
73 olarak anılmaktadır. Bu nüshanın kim/ kimler tarafından nerede çevrildiği
hakkında somut bilgiler yoktur. Hakaniye döneminde yazılmış olan Türkçe Kurân
çevirisinin/çevirilerinin dil malzemesini de göz önünde bulundurarak çevirinin/
çevirilerin Türk Hakanlığı devrinde Türkistan coğrafyasında yazılmış olma
ihtimalinin güçlü olduğu söylenebilir. TİEM 73, söz varlığı bakımından
Karahanlı (Hakaniye) Türkçesinin iki önemli eseri olan Kutadgu Bilig ve Dîvânu
Lugâti’t-Türk’ün söz varlığı ile örtüşmektedir. Türkçe metnin 35v/1=002/273 ile
55v/1=003/179 arasındaki kısmı morfoloji ve söz varlığı açısından metnin kalan
kısmından ayrılmaktadır. 55v/1=0003/179’dan itibaren yazıcı, Türkçe kısımlar
için kalemini yenilemiş, daha vurgulu ve koyu yazmıştır. Bu kısım hem Hakaniye
hem de Harezm Türkçesi özelliklerinin karışık olarak bir arada bulunmasıyla, esas
olarak Kutadgu Bilig’in dil özelliklerinin hâkim olduğu metin kısmından ayrılır.
Bununla birlikte, bu karışık dilli kısım aynı yazıcının kaleminden çıkmıştır. Eserde hem Hakaniye hem de 35v/1=002/273 ile 55v/1=003/179 kısmı için
geçerli olmak üzere Harezm özelliklerinin bulunması kayıp bir Hakaniye
Türkçesinde asıl nüshanın olduğu görüşünü artırmaktadır. TİEM 73’ün
yararlandığı Harezm Türkçesi özellikli bilinen Kurân çeviri ve tefsirleri de
olmadığı, yapılan karşılaştırma ile anlaşılmıştır. Bu TİEM 73’ü düzenleyenin/
düzenleyenlerin önünde XIII. ve XIV. yüzyıllardan bir başka (bugün kayıp)
Harezm Türkçesi özellikli Türkçe Kurân metninin de varlığını göstermektedir
(Kök, 2004, s. XXXIX).
Orta Asya Tefsiri olarak da adlandırılan nüsha, Leningrad’da Asya Halkları Enstitüsü Kitaplığı Cod. 332’de 2475 numarada kayıtlıdır. Yazmanın başı ve sonu eksik olduğundan ne zaman, nerede, kimin tarafından yazıldığı/ yazdırıldığı hakkında bilgi yoktur.
Nüsha, İngiltere Manchester’da John Rylands Kitaplığı Arapça Yazmalar 25-38’de kayıtlıdır. Yazmanın başı ve sonu eksik olduğundan ne zaman, nerede, kimin tarafından yazıldığı/ yazdırıldığı hakkında bilgi bulunmamaktadır.
Satır arası/ satır altı kelimesi kelimesine Kur’an çevirisi olan Rylands Nüshası Farsça, Türkçe ve Arapça çeviriden oluşur. Arapça metin kalın ve büyük olarak sülüs, Farsça ve Türkçe çeviriler ise Arapçaya göre daha ince ve küçük nesih olarak yazılmıştır. Rylands Nüshası eksiktir. Her sayfada yalnız üçer satırlık Arapça, Farsça ve Türkçe metni içeren eser çok hacimlidir. Var olan metin 1145 varaklık 14 cilt hâlindedir. Ayrıca Dublin, Chester Beatty Kitaplığı Nu. 54 (MS 1600) ve 55 (MS 1630)’teki iki varak, kayıp olan Rylands Kur’ân Yazması’na aittir. Bu fragmenti hazırladığı katalogla ilk olarak Arthur John Arberry ilim âlemine tanıtmış, Eckmann ise Rylands Yazması ile ilgisini kurarak çeviri yazısını yapmıştır (Ata 2004: XIII).
Nüsha, İstanbul’da Türk ve İslâm Eserleri Müzesi 73 numarada kayıtlı olduğu için TİEM 73 olarak anılmaktadır. Bordo meşin kaplı mukavvadan oluşan TİEM 73’ün cildi, yaldız zencirekli, sa’lbekli beyzî şemseli olup sertaplı ve milkeplidir. Cilt sonradan yeşil cilt bezi ile kaplanmıştır. Eserin ilk iki yaprağı ve sûre başları müzehhep ve müzeyyen serlevhalıdır. Serlevhalar altın yaldızla yazılmıştır. Duraklar hizip ve cüz gülleri yaldızlıdır. Kur’ân metni siyah reyhanî hattı, satır arası tercümesi ise sürh olup nesih özellikleri taşımaktadır. Varak ölçüsü 36 cm x 27 cm, yazma kalınlığı 14 cm’dir. Yazma 451 varak olup her sayfasında 9 satır Arapça, 9 satır Türkçe çevirisi olmak üzere 18 satır vardır. Sayfa altlarındaki yıpranmış kısımlar tamir görmüştür (Kök 2004: XXII- XXIII). TİEM 73’ün istinsah tarihini ve müstensihini yazma nüshanın sonunda yer alan Arapça ketebe kaydı tanıklığından biliyoruz. Yazmanın sonundaki Arapça ketebe kaydı; Bunu Allah’ın kullarının en zayıfı, en muhtacı olan günahkâr hatalı yüce Allah’tan affını dileyen Muhammed b. El-Hācc Devletşah eş-Şirazî H.734/M.1333-1334 yılının aylarında yazdı ve tezhip etti şeklindedir. Müstensihin adından anlaşılacağı gibi müstensih Şirazlıdır. Şiraz, dönemi için Türk süsleme sanatının en önemli sanat merkezidir. H.734/M.1333-1334 tarihi ise İlhanlı devleti hükümranlığı Abū Sa’id (1317-1336) dönemine rastlamaktadır (Kök 2004: XXII).
2. Adalet, yerine çok sayıda sözcüğün kullanımı XI. yüzyıl Türkistan’ında Türklerin bu kavramı yaşamlarının her evresinde kullandıklarının ve uyguladıklarının en somut göstergesidir.
3. Adalet, Türklerin dünyasında son derece önemli sosyal gerçeklik ve geçerlilikte tarihi bir vakıadır.
4. Devletin ebed-müddetliğinde ve bireyin kişilik ve kimliğinin oluşumunda adalet en önemli değer manzumesidir.
5. “Adalet”, Türk sosyal, siyasî, ahlakî ve iktisadî hayatının her alanında soyut ve somut karşılık bulanahlaki bir değerdir.
6. Dönem Türkistan’ında sosyal hayatın en önemli dinamiğidir. Yönetimin sürekliliğinde “adalet” bireylerin keyfiyetine değil, toplumun ortak kullanımına sunulmuştur.
7. Adalet, dünden güne insanlığın şahsiyetin oluşumunda ve devletle ilişkisinde önemli sosyal dinamik olarak bilinir. Adalet’in hedefi toplum hayatında iyiliğin ve onun değerlerinin hâkim olduğu bir dünya algısıdır. Adaletle ideal insan tipi hedeflenmiştir.
8. Günümüz insanının en çok ihtiyacı adaleti kendisine ilke edinmiş bilge devlet adamlarıdır. Adalet güzeldir, fakat yönetenlerde olursa daha da güzeldir. Atatürk’ün dediği gibi İstiklâl, İstikbal, Hürriyet her şey Adaletle kaimdir.
9. O her Cuma okunan âyette düşünüp tutalım diye bizi öğütleyen Allah, adalet’i herkes için emrediyor. Adâlete dayanan kanun, bu göğün direğidir; kanun bozulursa gök çöker.
Farsçadan Türkçeye Karahanlı döneminde aktarılmış üç nüshasından birisidir.
İstanbul’da Türk ve İslâm Eserleri Müzesi 73 numarada kayıtlı olduğu için TİEM
73 olarak anılmaktadır. Bu nüshanın kim/ kimler tarafından nerede çevrildiği
hakkında somut bilgiler yoktur. Hakaniye döneminde yazılmış olan Türkçe Kurân
çevirisinin/çevirilerinin dil malzemesini de göz önünde bulundurarak çevirinin/
çevirilerin Türk Hakanlığı devrinde Türkistan coğrafyasında yazılmış olma
ihtimalinin güçlü olduğu söylenebilir. TİEM 73, söz varlığı bakımından
Karahanlı (Hakaniye) Türkçesinin iki önemli eseri olan Kutadgu Bilig ve Dîvânu
Lugâti’t-Türk’ün söz varlığı ile örtüşmektedir. Türkçe metnin 35v/1=002/273 ile
55v/1=003/179 arasındaki kısmı morfoloji ve söz varlığı açısından metnin kalan
kısmından ayrılmaktadır. 55v/1=0003/179’dan itibaren yazıcı, Türkçe kısımlar
için kalemini yenilemiş, daha vurgulu ve koyu yazmıştır. Bu kısım hem Hakaniye
hem de Harezm Türkçesi özelliklerinin karışık olarak bir arada bulunmasıyla, esas
olarak Kutadgu Bilig’in dil özelliklerinin hâkim olduğu metin kısmından ayrılır.
Bununla birlikte, bu karışık dilli kısım aynı yazıcının kaleminden çıkmıştır. Eserde hem Hakaniye hem de 35v/1=002/273 ile 55v/1=003/179 kısmı için
geçerli olmak üzere Harezm özelliklerinin bulunması kayıp bir Hakaniye
Türkçesinde asıl nüshanın olduğu görüşünü artırmaktadır. TİEM 73’ün
yararlandığı Harezm Türkçesi özellikli bilinen Kurân çeviri ve tefsirleri de
olmadığı, yapılan karşılaştırma ile anlaşılmıştır. Bu TİEM 73’ü düzenleyenin/
düzenleyenlerin önünde XIII. ve XIV. yüzyıllardan bir başka (bugün kayıp)
Harezm Türkçesi özellikli Türkçe Kurân metninin de varlığını göstermektedir
(Kök, 2004, s. XXXIX).
Orta Asya Tefsiri olarak da adlandırılan nüsha, Leningrad’da Asya Halkları Enstitüsü Kitaplığı Cod. 332’de 2475 numarada kayıtlıdır. Yazmanın başı ve sonu eksik olduğundan ne zaman, nerede, kimin tarafından yazıldığı/ yazdırıldığı hakkında bilgi yoktur.
Nüsha, İngiltere Manchester’da John Rylands Kitaplığı Arapça Yazmalar 25-38’de kayıtlıdır. Yazmanın başı ve sonu eksik olduğundan ne zaman, nerede, kimin tarafından yazıldığı/ yazdırıldığı hakkında bilgi bulunmamaktadır.
Satır arası/ satır altı kelimesi kelimesine Kur’an çevirisi olan Rylands Nüshası Farsça, Türkçe ve Arapça çeviriden oluşur. Arapça metin kalın ve büyük olarak sülüs, Farsça ve Türkçe çeviriler ise Arapçaya göre daha ince ve küçük nesih olarak yazılmıştır. Rylands Nüshası eksiktir. Her sayfada yalnız üçer satırlık Arapça, Farsça ve Türkçe metni içeren eser çok hacimlidir. Var olan metin 1145 varaklık 14 cilt hâlindedir. Ayrıca Dublin, Chester Beatty Kitaplığı Nu. 54 (MS 1600) ve 55 (MS 1630)’teki iki varak, kayıp olan Rylands Kur’ân Yazması’na aittir. Bu fragmenti hazırladığı katalogla ilk olarak Arthur John Arberry ilim âlemine tanıtmış, Eckmann ise Rylands Yazması ile ilgisini kurarak çeviri yazısını yapmıştır (Ata 2004: XIII).
Nüsha, İstanbul’da Türk ve İslâm Eserleri Müzesi 73 numarada kayıtlı olduğu için TİEM 73 olarak anılmaktadır. Bordo meşin kaplı mukavvadan oluşan TİEM 73’ün cildi, yaldız zencirekli, sa’lbekli beyzî şemseli olup sertaplı ve milkeplidir. Cilt sonradan yeşil cilt bezi ile kaplanmıştır. Eserin ilk iki yaprağı ve sûre başları müzehhep ve müzeyyen serlevhalıdır. Serlevhalar altın yaldızla yazılmıştır. Duraklar hizip ve cüz gülleri yaldızlıdır. Kur’ân metni siyah reyhanî hattı, satır arası tercümesi ise sürh olup nesih özellikleri taşımaktadır. Varak ölçüsü 36 cm x 27 cm, yazma kalınlığı 14 cm’dir. Yazma 451 varak olup her sayfasında 9 satır Arapça, 9 satır Türkçe çevirisi olmak üzere 18 satır vardır. Sayfa altlarındaki yıpranmış kısımlar tamir görmüştür (Kök 2004: XXII- XXIII). TİEM 73’ün istinsah tarihini ve müstensihini yazma nüshanın sonunda yer alan Arapça ketebe kaydı tanıklığından biliyoruz. Yazmanın sonundaki Arapça ketebe kaydı; Bunu Allah’ın kullarının en zayıfı, en muhtacı olan günahkâr hatalı yüce Allah’tan affını dileyen Muhammed b. El-Hācc Devletşah eş-Şirazî H.734/M.1333-1334 yılının aylarında yazdı ve tezhip etti şeklindedir. Müstensihin adından anlaşılacağı gibi müstensih Şirazlıdır. Şiraz, dönemi için Türk süsleme sanatının en önemli sanat merkezidir. H.734/M.1333-1334 tarihi ise İlhanlı devleti hükümranlığı Abū Sa’id (1317-1336) dönemine rastlamaktadır (Kök 2004: XXII).
Kutadgu Bilig; devlet, adalet, kut, töre kavramları etrafında dünden bugüne aktarılan paha biçilmez kıymette değerler manzumesi numunesidir.
Kutadgu Bilig, insan yaşamına dair konuları içeren devlet, ordu, yönetim, dünya, toplum, meslekler ve insan kaynaklarını ele alan çok yönlü sosyal konulu bir eserdir.
Kutadgu Bilig, Türk toplum yapısını yansıtmasıyla da Türk millî kültürünün en temel kaynaklarındandır. Türklerin aile düzeni, sosyal yaşam ve geleneklerinin yanı sıra din, mitoloji, felsefe, devlet yönetimi gibi toplumsal konuları da içerir.
Yusuf'un kahramanları yitik bir yönetimi yeniden ayağa kaldıracak kudretli Türk kimlikli kahramanlardır. Kahramanlar Türk düşüncesinin kaynaklarını oluşturan Türk kültürünü ve karakterini temsil ederler.
Bu kitap, Türklerin nadide kültür mirası Kutadgu Bilig üzerine Abdullah Kök'ün yaklaşık 30 yıllık okuma, 15 yıllık ders ve 6 yıllık yazma tecrübesinin neticesi olarak Adalet, Devlet, Kut ve Töre kavramları hakkında kültür-dilbilim, sosyo-kültür dilbilim, mitik dilbilim, kültür tarihi yöntemleri ile yazdığı özgün ve yetkin yazıların ürünüdür.
доцент ш. Бекмағамбетовтиң 60. жасқа арналған “танымдық линғвистика: даму
бағыттары меселелери” атты ғылыми - тежірибелик конференциянын
бағдарламасы қызылорда, 2010 жыл. 22 Ekim 2010, Kızılorda/Kazakistan.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü
(Ankara 4-7 Mayıs 2004)
(Çarşamba 5 Mayıs 2004 - Muzaffer Göker Salonu: 11.30-12.00)