ilke Ciritci
Istanbul Gelisim Universitesi, Architecture, Faculty Member
- Yeni Yüzyıl University, Faculty of Engineering- Architecture, Faculty Memberadd
- Architecture, Architectural History, Archaeology, Architecture and Public Spaces, Science for Conservation and Restoration of Cultural Heritage, Conservation and Restoration of Historic Buildings and Monuments, and 5 moreCultural Heritage Conservation, Heritage Conservation, Architectural Theory, Architectural Heritage, and Architectural Heritage Conservationedit
- Doç.Dr. / Assoc.Prof.Dr.
Gelisim Universityedit
İstanbul kıyıları hızlı nüfus artışı baskısıyla kontrolsüz büyüme ve plansız kentleşmeye maruz kal- mıştır. Kıyı bölgelerinde sürdürülebilir olmayan, çoğu rant amaçlı, plansız ve hukuki olmayan inşaatlar gelişmiştir. Sahil kıyı şeridine... more
İstanbul kıyıları hızlı nüfus artışı baskısıyla kontrolsüz büyüme ve plansız kentleşmeye maruz kal- mıştır. Kıyı bölgelerinde sürdürülebilir olmayan, çoğu rant amaçlı, plansız ve hukuki olmayan inşaatlar gelişmiştir. Sahil kıyı şeridine inşaat uygulamaları yapmak kanun ve yönetmeliklerle sınırlandırılmıştır. Ayrıca dolgu zemin yapımında da kamu yararı esastır. Kamu yararı farklı görüşlerce farklı yorumlarla değerlendirilip, hukuki boşluklardan da faydalanılarak yapılan inşaatlarda kamu yararı aranarak, proje- nin bir kısmına sosyal ve açık erişimli bir alan tariflenerek projelere onay alınmış ve söz konusu projeler hayata geçirilmiştir. Bu tip projelere en iyi örnek Ataköy Sahilinde yapımı devam etmekte olan proje- lerdir. Ataköy, sahilinde yer alan yeni projelerle İstanbul’un bir zamanlar planlı ve modern yerleşkesi önünde Sur duvarı etkisi yaratan yeni yapılarıyla değişimden geçmektedir. Değişim yalnız psikolojiyi etkileyen görsel anlamda gerçekleşmemekte aynı zamanda bariyer etkisi yaratan yeni yapıların varlığı nedeniyle fiziksel açıdan da olumsuz değişikler söz konusudur. Hukuki olarak defalarca inşaatın durdu- rulması ve yeniden başlaması çıkmazı ile devam eden projeler Ataköy’de uzun yıllardır yaşayan insan- ların biyoklimatik konforu üzerinde olumsuz sonuçlar doğurmuş aynı zamanda da mahallelerin mikro iklimini etkilemiştir. Günümüzde Ataköy’ün kıyı şeridine yapılan yeni yapıların, elli yılı aşkındır böl- gede bulunan Ataköy yerleşkesi üzerindeki olumsuz biyoklimatik konfor değerleri çeşitli mikro iklim modelleme yazılımları ile ölçülebilmektedir ancak bu çalışma kapsamında söz konusu ölçümler yapıl- ması hedeflenmemekte, ancak konunun vurgulanması ve sahil şeridine yeni yapılaşma yapılırken mev- cut dokuya etkilerine dikkat çekme amaçlanmaktadır.
Yayıncı Sertifika No: 52866
E-ISBN: 978-625-7367-50-9
Yayıncı Sertifika No: 52866
E-ISBN: 978-625-7367-50-9
Research Interests:
Son yıllarda artan sağanak yağışlar, özellikle kentlerde ani su baskınlarına neden olmaktadır. Sağanak yağışın ardından yaşanan ani su baskınları sonucu önemli derecede işlev kaybı ve ekonomik zararla karşılaşılmaktadır. İstanbul'da... more
Son yıllarda artan sağanak yağışlar, özellikle kentlerde ani su baskınlarına neden olmaktadır. Sağanak yağışın ardından yaşanan ani su baskınları sonucu önemli derecede işlev kaybı ve ekonomik zararla karşılaşılmaktadır. İstanbul'da topoğrafik olarak ani yağışlarda su altında kalma riski olan yerler özellikle dere yataklarıdır. Ancak tarihi yapılar kentteki değişim ve yol kotlarındaki düzenlemelere bağlı olarak kaldırım kotunun altında kalmaktadır. Çevresine göre daha alt kotta kalan tarihi yapılar, yağışlar sonucu ani su baskınlarına karşı risk altındadır. 17 Ağustos 2019'da yaşanan sağanak yağış, İstanbul tarihi kent merkezinde birçok yerde su baskınıyla sonuçlanmış, Küçük Ayasofya ve restorasyon sürecindeki Ahi Çelebi Camii sular altında kalmıştır. Çalışmada İstanbul Tarihi Yarımada'da ani yağışta su baskını riski yüksek tarihi yapılar değerlendirilmiştir. Bu kapsamda Haliç kıyısında konumlu Ahi Çelebi Camii ayrıntılı incelenmiştir. İncelemede konum, çevre topografya ile ilişkisi, ani su baskınlarına karşı alınmış önlemler ve daha önce bu türden risklerle karşılaşıp karşılaşmadığı araştırılmıştır. Çalışma verilerini arşiv bilgileri ve yerinde gözlem verileri oluşturmaktadır. İstanbul'da çoğu camii olmak üzere birçok tarihi yapının özgün kotu, çevresindeki yol kotundan daha aşağıdadır. Ani yağışlar sonucu gelişebilecek su baskınları için risk analizlerinin yapılarak, başta tarihi yapılar olmak üzere risk azaltıcı önlemler geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Meteorolojik afet, su baskını, İstanbul tarihi yarımada, tarihi yapı, Ahi Çelebi Cami 1. Giriş Afetler başta can kaybı ve yaralanma olmak üzere, fiziksel, sosyal ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Sel, depremle birlikte en yaygın doğa kaynaklı afetlerin başında gelmektedir. Dünyanın birçok bölgesinde, birçok yerleşimde sel beraberinde yıkım getirmektedir. Küresel iklim değişikliği beraberinde, etkileri ve sonuçları daha da kötüye doğru gitmektedir. Federal Acil Durum Yönetimi Ajansı (FEMA) kentsel taşkını; "…geçirimsiz yüzeylerin artış gösterdiği, özellikle yüksek yoğunlukta nüfus barındıran yerleşimlerde, drenaj kapasitesinin üzerinde gelişen sağanak yağmur nedeniyle binaların su altında kalması…" olarak tanımlamaktadır [1]. Fosil yakıt kullanımı, enerji tüketimi, hızlı nüfus artışına bağlı olarak sanayileşme, orman yangınları ve insan etkileri sonucunda atmosfere salınan gazların sera etkisi
Research Interests:
Turizm ile bütünleşik yaşayan yerleşimlerde doğa, tarih ve kültürel değerlerin özgünlüğünün korunması, diğer taraftan ziyaretçilerin ihtiyaçlarının karşılanması ve bölge ekonomisinin devamlılığının sağlanabilmesi çok yönlü problem... more
Turizm ile bütünleşik yaşayan yerleşimlerde doğa, tarih ve kültürel değerlerin özgünlüğünün korunması, diğer taraftan ziyaretçilerin ihtiyaçlarının karşılanması ve bölge ekonomisinin devamlılığının sağlanabilmesi çok yönlü problem alanıdır. Çalışmada tarih, doğa ve kültürel varlıkları ile temas içindeki yerleşimlerde sürdürülebilir turizm koşulları, Pamukkale yerleşim örneğinde incelenmiştir. Yıllık ziyaretçisi 2 milyonu aşan Dünya Miras Listesi'nde bulunan Pamukkale-Hierapolis ile temas alanındaki Pamukkale yerleşiminde ana aks Atatürk Caddesi, mevcut fiziksel yapılanışı ve kullanım özellikleri açısından değerlendirilmiştir. Bugün için yapısal biçimleniş, mekansal kullanım gibi birçok yönden yeniden ele alınmaya ihtiyacı bulunmaktadır.
Research Interests:
The Ottoman Military was very much involved in the modernization of the Empire, acting as a pioneer, taking a role that is well beyond its defined responsibilities (Aytar, 2016:24). At times, it acted as the sole agency of advancement and... more
The Ottoman Military was very much involved in the modernization of the Empire, acting as a pioneer, taking a role that is well beyond its defined responsibilities (Aytar, 2016:24). At times, it acted as the sole agency of advancement and modernity, which was not very unorthodox given the political terrain of the Western World at the time. The advancements were not restricted to the militaristic affairs such as the tactical, logistical or planning layouts but it also gave rise to the modernization of the architecture, declares Tanyeli in his work (Tanyeli,1995:38). There are two main dimensions to such contribution by the Military. The first is the application of functional forms rather than perfected and idealistic geometries of the past. And the second dimension to this was a new determination to the control over nature, later manifested in the use of topography and landscape. Given these, Tanyeli was much in favor of defining such transformations as Modernization rather than Westernization.
This paper, discussing the key features, similarities and differences of buildings completed during the rule of Sultan Abdulaziz, is centrally based on the PhD study completed in the Restoration Program, Mimar Sinan Fine Arts Univeristy and is presented in order to expand knowledge on a particular period of Ottoman Rule in terms of architectural activity.
This paper, discussing the key features, similarities and differences of buildings completed during the rule of Sultan Abdulaziz, is centrally based on the PhD study completed in the Restoration Program, Mimar Sinan Fine Arts Univeristy and is presented in order to expand knowledge on a particular period of Ottoman Rule in terms of architectural activity.
Research Interests:
Ahşap yapıların nispeten iyi korunabildiği bir semt olan Yeşilköy’de bulunmasına rağmen, mimar Yaşar Pamuk yapının cephesinde döneminin modern çizgisi olan düşey ifadeyi güçlü bir şekilde vurgulamıştır. Çevresinden referans almadan... more
Ahşap yapıların nispeten iyi korunabildiği bir semt olan Yeşilköy’de bulunmasına rağmen, mimar Yaşar Pamuk yapının cephesinde döneminin modern çizgisi olan düşey ifadeyi güçlü bir şekilde vurgulamıştır. Çevresinden referans almadan uygulanan cephe hareketleri ve rengiyle karşımıza çıkan yapı 9,50m olan yüksekliği koruyarak çevresine uymuştur. Öncesinde Sedat Hakkı Eldem’in Sigorta Binaları ile başlayan geleneksel mimariye çağdaş yorum, sonrasında Nezih Eldem ve Muhteşem Giray’ın Karaköy İş Bankası ek Binası, Orhan Şahinler’in İstanbul Ticaret Odası, Cengiz Bektaş’ın 70’lerde tasarladığı Denizli Merkez Bankası ve Türk Dil Kurumu yapılarında olduğu gibi çağın mimarlarının farklı ölçeklerde ve tipolojilerdeki yapılarında da vücut bulmuştur. Bu çerçeveden bakıldığında dönemin bir yorumu olan düşey vurguyu mütevazi bir yapı projesinde olmasa da uygulamasında benimsediği görülmektedir.
Research Interests:
Özet Kent değişen, dönüşen, eklemlenen, zaman zaman içine kapanan zamansız hızla açılan ve tüm bunlar olurken bir önceki zaten artiküle edilmiş hali ile yeniden çatışan, ayrışan somut olmaktan çok soyut alana girmiş yaşayan bir varlıktır.... more
Özet
Kent değişen, dönüşen, eklemlenen, zaman zaman içine kapanan zamansız hızla açılan ve tüm bunlar olurken bir önceki zaten artiküle edilmiş hali ile yeniden çatışan, ayrışan somut olmaktan çok soyut alana girmiş yaşayan bir varlıktır. Tıpkı Hegel’in sanatı ele aldığı Estetik adlı kitabında tarif ettiği gibi, kent de kendini yapılarında, yaşayan toplumda, doğasında var ederken tamamlandığını ve o seviyede mükemmele ulaştığını hissettiği an bir sonraki seviyeye geçmek ister. Tüm bağlı olduğu, kendini gösterebildiği ve ifade edebildiği somut verileri yani yapıları, insanları ve doğayı her seviye atlayışında terk eder ve kent, kendi özüne döner. Böylece sonunda amaçladığı soyut alana geçiş yapabilmek için her seviyeyi artiküle ederek tüketir ve hatta tüketerek artiküle eder.
19. ve 20. yüzyıl bu dönüşümün sert bir şekilde kendini gösterdiği bir çağdır. Pasajlar ve geçitler özellikle 19.yüzyılın ikinci yarısından sonra hem mimari hem de ticari anlamda Pera’nın vazgeçilmez elemanları olmuşlardır. Pera’nın önemli bir bölümünü oluşturan ve kimliğini ortaya çıkaran yapılar özellikle ana arter olan Grand Rue de Pera’nın üzerinde ve yakın çevresinde sıralanmış olan pasajlar ve buralarda satılan mallardır. Yapılan küçüklü büyüklü pasajlar bölgeyi kadınlar ve gençler için bir cazibe merkezi haline getirmiştir. Bildiriye konu olan yapı, bu dönüşümün İstanbul’da en net gözlemlendiği yerlerden biri olan İstiklal Caddesinde yer almaktadır. Passage Oriental; İstiklal Caddesi, No.172’de (eski no.362) bulunmaktadır ve 1840 yılında inşa edilmiştir. İstiklal Caddesi ile Asmalı Mescit Sokağı’nı birbirine bağlamakta olup, Beyoğlu’nun Panaia Pasajı’ndan sonraki en eski pasajıdır. Kapısı üzerinde Şark Aynalı Çarşı ve Fransızca ‘Passage Oriental’ isimleri okunmaktadır. Markiz Pastanesi bu Pasajda yer alan dükkânlardan biridir. Bütünün parçalarından bir tanesidir. Başta bütünü tamamlar fakat sonraları bütünü tanımlayan merkez konumuna gelir. Bir dönem için ‘landmark’, ‘uğrak mekân’, ‘buluşma noktası’ ve kent belleğinde yer alan önemli somut bir mekândır.
Palimsest kelimesinden yola çıkarak, farklı zamanlarda farklı konularda yazılan metinlerden kalan izlerin birbirine karışma durumu, kent için de söz konusudur. Beyoğlu bölgesi çeşitli kullanıcılar tarafından çeşitli eklemlemeler ve etkileşimlerle aynı sözü edilen parşömen gibi üzerine defalarca yazıma maruz kalmış bir bölgedir. Beyoğlu’nda gerçekleşen sosyal değişimlerle gelen mekânsal değişimlerin, eklemlenerek, eksiltilerek ya da işlevi değiştirilerek yeni ve farklı bir kimliğe bürünmesinin, bir anlamda artikülasyonun tam olarak ne zaman başladığının belirlenmesi güç. Ancak metinde artiküle edilme durumu 1865 yılında Galata surlarının yıkılması sonrasındaki önemli kırılma noktalarına değinilerek anlatılmaktadır. Bu kararların bazılarının sonucu olarak bölgede fiziksel ve sosyal kopmalar olmuştur. Bu kopuşlar, ilk paragrafta sözü edilen kentin (bu metin için Beyoğlu bölgesi olarak düşünülebilir) kendini tüketerek artiküle etme durumunu yaratmış, kent parçasının kendisi bağımsız bir organ gibi kendi kurallarını kendi gerçeklerini yaşar hale gelmiştir. Beyoğlu için söylenecek en doğru cümle belki de bölgenin sürekli yeniden kodlanmaya açık yapısının hiç değişmeden günümüze kadar gelmiş olması durumudur. Bu nedenledir ki toplumsal bir etki-tepki, değişim, dönüşüm, müdahale olduğunda ilk hareketler yüzyıldan beri Beyoğlu bölgesinden görülmektedir. Beyoğlu’nun bir mekânı olarak St. Petersbourg/Lebon/Markiz Pastanesi ise İstanbul’un ve İstanbullunun belleğinde uzun süre yer edinmiştir. Genel anlamıyla kentsel mekânlar, kentlilerin bir araya geldikleri ve bu birlikteliklerin neticesinde ortak bir üretim oluşturdukları, mekâna ait belleğin izlerinin yaşatıldığı yerlerdir. Fiziki görünümünün ötesinde imgeler oluşturur ve bu imgelerde geçmişinin izlerini de beraberinde taşırlar. Kentsel mekânın, kullanıcıların kullanımından çekilmesi, mekânın kullanıcısından koparılması ve mekâna ait imge üretiminin kesintiye uğratılarak zihindeki anlamının değiştirilmesi, kullanıcının, kentle kurduğu bağın zamanla silikleşmesine neden olur. Markiz Pastanesi günümüze kadar dört defa el ve işlev değiştirmiştir. 2016 yılından beri kapalı olan mekân için, İstanbullunun ve kentin belleğindeki yeri silikleşmekle yüzyüzedir. Mekânın kullanıcılarının sürekliliğini sağlayanın yalnızca mekânın yapısal olarak kendisi değil, mekân üzerinden oluşan anlam ve sosyal ilişkilerin sürekliliğidir. Bu anlamda işlev sürekliliği üzerindeki korumacı anlayışın da, yapısal olarak mekânın varlığını devam ettirmeye gösterilen hassasiyet kadar önemli olması gerekmektedir.
Bildirinin ilk bölümünde ve ikinci bölümlerinde bildirinin başlığında yer alan Markiz; Markiz’in izlerinden döneminin Beyoğlu sokaklarına, mekânsal gelişimine ve dönüşümüne bakarak kentsel müdahale biçimleri, kentte hayat bulan tüm eklemlenme süreçleri, güncel kent politikaları ile ilişkisi incelenecektir. Markiz’in Beyoğlu içerisindeki yeri, edebiyatçıların ve dönemin sanatçılarının bakış açısıyla tarif edilmeye çalışılacak. Aynı zamanda birbirinden farklı sosyal statülerden ve meslek dallarından müdavimleri Markiz ve benzeri kafelerde buluşturmaya iten nedenler tartışılacaktır. Üçüncü bölümünde ise Beyoğlu’nun Artikülasyonunun başlangıcı ve devam eden süreç içerisindeki sosyal ve fiziksel yönelimleri, alınan yerel yönetim kararları neticesinde bölgede meydana gelen kopmaların etkileri ve son olarak da bölgedeki tüm bu artikülasyonların toplumsal boyutlarının tartışılması hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Pera, Beyoğlu, 19.yüzyıl, artikülasyon, pasaj, dönüşüm
Kent değişen, dönüşen, eklemlenen, zaman zaman içine kapanan zamansız hızla açılan ve tüm bunlar olurken bir önceki zaten artiküle edilmiş hali ile yeniden çatışan, ayrışan somut olmaktan çok soyut alana girmiş yaşayan bir varlıktır. Tıpkı Hegel’in sanatı ele aldığı Estetik adlı kitabında tarif ettiği gibi, kent de kendini yapılarında, yaşayan toplumda, doğasında var ederken tamamlandığını ve o seviyede mükemmele ulaştığını hissettiği an bir sonraki seviyeye geçmek ister. Tüm bağlı olduğu, kendini gösterebildiği ve ifade edebildiği somut verileri yani yapıları, insanları ve doğayı her seviye atlayışında terk eder ve kent, kendi özüne döner. Böylece sonunda amaçladığı soyut alana geçiş yapabilmek için her seviyeyi artiküle ederek tüketir ve hatta tüketerek artiküle eder.
19. ve 20. yüzyıl bu dönüşümün sert bir şekilde kendini gösterdiği bir çağdır. Pasajlar ve geçitler özellikle 19.yüzyılın ikinci yarısından sonra hem mimari hem de ticari anlamda Pera’nın vazgeçilmez elemanları olmuşlardır. Pera’nın önemli bir bölümünü oluşturan ve kimliğini ortaya çıkaran yapılar özellikle ana arter olan Grand Rue de Pera’nın üzerinde ve yakın çevresinde sıralanmış olan pasajlar ve buralarda satılan mallardır. Yapılan küçüklü büyüklü pasajlar bölgeyi kadınlar ve gençler için bir cazibe merkezi haline getirmiştir. Bildiriye konu olan yapı, bu dönüşümün İstanbul’da en net gözlemlendiği yerlerden biri olan İstiklal Caddesinde yer almaktadır. Passage Oriental; İstiklal Caddesi, No.172’de (eski no.362) bulunmaktadır ve 1840 yılında inşa edilmiştir. İstiklal Caddesi ile Asmalı Mescit Sokağı’nı birbirine bağlamakta olup, Beyoğlu’nun Panaia Pasajı’ndan sonraki en eski pasajıdır. Kapısı üzerinde Şark Aynalı Çarşı ve Fransızca ‘Passage Oriental’ isimleri okunmaktadır. Markiz Pastanesi bu Pasajda yer alan dükkânlardan biridir. Bütünün parçalarından bir tanesidir. Başta bütünü tamamlar fakat sonraları bütünü tanımlayan merkez konumuna gelir. Bir dönem için ‘landmark’, ‘uğrak mekân’, ‘buluşma noktası’ ve kent belleğinde yer alan önemli somut bir mekândır.
Palimsest kelimesinden yola çıkarak, farklı zamanlarda farklı konularda yazılan metinlerden kalan izlerin birbirine karışma durumu, kent için de söz konusudur. Beyoğlu bölgesi çeşitli kullanıcılar tarafından çeşitli eklemlemeler ve etkileşimlerle aynı sözü edilen parşömen gibi üzerine defalarca yazıma maruz kalmış bir bölgedir. Beyoğlu’nda gerçekleşen sosyal değişimlerle gelen mekânsal değişimlerin, eklemlenerek, eksiltilerek ya da işlevi değiştirilerek yeni ve farklı bir kimliğe bürünmesinin, bir anlamda artikülasyonun tam olarak ne zaman başladığının belirlenmesi güç. Ancak metinde artiküle edilme durumu 1865 yılında Galata surlarının yıkılması sonrasındaki önemli kırılma noktalarına değinilerek anlatılmaktadır. Bu kararların bazılarının sonucu olarak bölgede fiziksel ve sosyal kopmalar olmuştur. Bu kopuşlar, ilk paragrafta sözü edilen kentin (bu metin için Beyoğlu bölgesi olarak düşünülebilir) kendini tüketerek artiküle etme durumunu yaratmış, kent parçasının kendisi bağımsız bir organ gibi kendi kurallarını kendi gerçeklerini yaşar hale gelmiştir. Beyoğlu için söylenecek en doğru cümle belki de bölgenin sürekli yeniden kodlanmaya açık yapısının hiç değişmeden günümüze kadar gelmiş olması durumudur. Bu nedenledir ki toplumsal bir etki-tepki, değişim, dönüşüm, müdahale olduğunda ilk hareketler yüzyıldan beri Beyoğlu bölgesinden görülmektedir. Beyoğlu’nun bir mekânı olarak St. Petersbourg/Lebon/Markiz Pastanesi ise İstanbul’un ve İstanbullunun belleğinde uzun süre yer edinmiştir. Genel anlamıyla kentsel mekânlar, kentlilerin bir araya geldikleri ve bu birlikteliklerin neticesinde ortak bir üretim oluşturdukları, mekâna ait belleğin izlerinin yaşatıldığı yerlerdir. Fiziki görünümünün ötesinde imgeler oluşturur ve bu imgelerde geçmişinin izlerini de beraberinde taşırlar. Kentsel mekânın, kullanıcıların kullanımından çekilmesi, mekânın kullanıcısından koparılması ve mekâna ait imge üretiminin kesintiye uğratılarak zihindeki anlamının değiştirilmesi, kullanıcının, kentle kurduğu bağın zamanla silikleşmesine neden olur. Markiz Pastanesi günümüze kadar dört defa el ve işlev değiştirmiştir. 2016 yılından beri kapalı olan mekân için, İstanbullunun ve kentin belleğindeki yeri silikleşmekle yüzyüzedir. Mekânın kullanıcılarının sürekliliğini sağlayanın yalnızca mekânın yapısal olarak kendisi değil, mekân üzerinden oluşan anlam ve sosyal ilişkilerin sürekliliğidir. Bu anlamda işlev sürekliliği üzerindeki korumacı anlayışın da, yapısal olarak mekânın varlığını devam ettirmeye gösterilen hassasiyet kadar önemli olması gerekmektedir.
Bildirinin ilk bölümünde ve ikinci bölümlerinde bildirinin başlığında yer alan Markiz; Markiz’in izlerinden döneminin Beyoğlu sokaklarına, mekânsal gelişimine ve dönüşümüne bakarak kentsel müdahale biçimleri, kentte hayat bulan tüm eklemlenme süreçleri, güncel kent politikaları ile ilişkisi incelenecektir. Markiz’in Beyoğlu içerisindeki yeri, edebiyatçıların ve dönemin sanatçılarının bakış açısıyla tarif edilmeye çalışılacak. Aynı zamanda birbirinden farklı sosyal statülerden ve meslek dallarından müdavimleri Markiz ve benzeri kafelerde buluşturmaya iten nedenler tartışılacaktır. Üçüncü bölümünde ise Beyoğlu’nun Artikülasyonunun başlangıcı ve devam eden süreç içerisindeki sosyal ve fiziksel yönelimleri, alınan yerel yönetim kararları neticesinde bölgede meydana gelen kopmaların etkileri ve son olarak da bölgedeki tüm bu artikülasyonların toplumsal boyutlarının tartışılması hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Pera, Beyoğlu, 19.yüzyıl, artikülasyon, pasaj, dönüşüm
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
The city center in Istanbul experienced changes and gained specific dynamics in 1950a due to migration from rural locations and newly forming high-income groups. As for housing problem of the middle class apartments and newly planned... more
The city center in Istanbul experienced changes and gained specific dynamics in 1950a due to migration from rural locations and newly forming high-income groups. As for housing problem of the middle class apartments and newly planned urban areas were presented as the solution after regulations that allowed multi-storeyed structures.
Research Interests:
Kapalı konut alanları, 1980’lerin sonlarında; kent merkezinde yaşayan üst gelir grubunun taleplerinin karşılanamaması sebebiyle, kent eteğinde, geniş arazilerin ve mevcut doğal güzelliklerin sunduğu avantajlarla, ayrıcalıklı gruba... more
Kapalı konut alanları, 1980’lerin sonlarında; kent merkezinde yaşayan üst gelir grubunun taleplerinin karşılanamaması sebebiyle, kent eteğinde, geniş arazilerin ve mevcut doğal güzelliklerin sunduğu avantajlarla, ayrıcalıklı gruba yönelik prestijli konut alanları olarak ortaya çıkmışlardır. Sonraki yıllarda, ‘yeni orta sınıf’ ya da ‘genç profesyoneller’ olarak tanımlanan yüksek gelirli kesim, yaşam alanlarını çalışma mekânlarına yakın olacak şekilde kent içinde tercih etmeleri sebebiyle, kent merkezinde boş kalmış arazi parçaları geliştirilerek ya da imar değişiklikleri ile kent merkezinde kapalı konut alanları inşa edilmeye başlanmıştır.
Kapalı siteler üzerine tüm dünyada yaygın olarak mimarlar, şehir plancıları ve sosyologlar tarafından yapılmakta olan çok sayıda çalışmada özellikle bu tip yapılaşmanın kente getirdiği fiziksel ve sosyal değişimler tartışılmaktadır. Tez kapsamında İstanbul genelinde kent merkezinde ve kentin yeni gelişen semtlerinde konumlanan kapalı sitelerin yerleşim verileri ve özelliklerinin tartışılması amaçlanmaktadır.
Araştırma kapsamında öncelikle kapalı sitelerin konumlandığı yer bağlamında kent merkezi ve kentin yeni gelişen semtleri tanımları yapılmıştır. Kent merkezinde ve kentin yeni gelişen semtlerinde kapalı sitelerin yerleşim verileri ve özelliklerine bağlı olarak elde edilen sonuçlar yoğunluk/ölçek, planlama/tasarım ve çevre/yaşam başlıkları altında tartışılmaya çalışılmıştır.
Kapalı siteler üzerine tüm dünyada yaygın olarak mimarlar, şehir plancıları ve sosyologlar tarafından yapılmakta olan çok sayıda çalışmada özellikle bu tip yapılaşmanın kente getirdiği fiziksel ve sosyal değişimler tartışılmaktadır. Tez kapsamında İstanbul genelinde kent merkezinde ve kentin yeni gelişen semtlerinde konumlanan kapalı sitelerin yerleşim verileri ve özelliklerinin tartışılması amaçlanmaktadır.
Araştırma kapsamında öncelikle kapalı sitelerin konumlandığı yer bağlamında kent merkezi ve kentin yeni gelişen semtleri tanımları yapılmıştır. Kent merkezinde ve kentin yeni gelişen semtlerinde kapalı sitelerin yerleşim verileri ve özelliklerine bağlı olarak elde edilen sonuçlar yoğunluk/ölçek, planlama/tasarım ve çevre/yaşam başlıkları altında tartışılmaya çalışılmıştır.
Research Interests:
Yök/Tez Merkezi https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ Tez no: 422153 Pdf dosyası Sultan Abdülaziz Dönemi kışla yapılarının Çanakkale Çimenlik Kışlası örneğinde korunmasına yönelik bir yöntem önerisi / A proposal of a method for... more
Yök/Tez Merkezi
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/
Tez no: 422153 Pdf dosyası
Sultan Abdülaziz Dönemi kışla yapılarının Çanakkale Çimenlik Kışlası örneğinde korunmasına yönelik bir yöntem önerisi / A proposal of a method for evaluation and conservation of Abdulaziz Era military barracks based on the example of Çimenlik Barracks in Çanakkale
Yazar:İLKE AYTAR
Danışman: PROF. DR. OĞUZ CEYLAN
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Restorasyon Anabilim Dalı
Konu:Mimarlık = Architecture
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/
Tez no: 422153 Pdf dosyası
Sultan Abdülaziz Dönemi kışla yapılarının Çanakkale Çimenlik Kışlası örneğinde korunmasına yönelik bir yöntem önerisi / A proposal of a method for evaluation and conservation of Abdulaziz Era military barracks based on the example of Çimenlik Barracks in Çanakkale
Yazar:İLKE AYTAR
Danışman: PROF. DR. OĞUZ CEYLAN
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Restorasyon Anabilim Dalı
Konu:Mimarlık = Architecture
Research Interests:
Yök/Tez Merkezi https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ Tez no: 422153 Pdf dosyası Sultan Abdülaziz Dönemi kışla yapılarının Çanakkale Çimenlik Kışlası örneğinde korunmasına yönelik bir yöntem önerisi / A proposal of a method for... more
Yök/Tez Merkezi
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/
Tez no: 422153 Pdf dosyası
Sultan Abdülaziz Dönemi kışla yapılarının Çanakkale Çimenlik Kışlası örneğinde korunmasına yönelik bir yöntem önerisi / A proposal of a method for evaluation and conservation of Abdulaziz Era military barracks based on the example of Çimenlik Barracks in Çanakkale
Yazar:İLKE AYTAR
Danışman: PROF. DR. OĞUZ CEYLAN
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Restorasyon Anabilim Dalı
Konu:Mimarlık = Architecture
As a result of reforms made in the Ottoman Empire, new structure comprehensions in public and civil architecture took place. Military has served in various positions over their tasks and duties during the modernization of Ottoman Empire. It's possible to see the architectural reflections of modernization reforms after the last quarter of the XVIII. century from the architectural landmarks, the quarters which were large structures that determined the urban identity. Although there are very few examples of wood, structural materials used in building quarters were stone and brick. Based on research from various sources during the 15-year reign of Sultan Abdulaziz, 78 completed constructions have been identified. 11 of them are quarter buildings. Some of the completed buildings of Abdulaziz period exist today but some were destroyed and couldn't be conservated due to some decisions taken in the context of urbanization policies, lack of disrepair and lack of protection and conservation policies. The aim of this thesis is to examine the construction techniques and materials over the current quarters completed in Abdulaziz period and determine a method for preparing the Restitustion of Canakkale Cimenlik Barrack with all the data constituted. Science Code :
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/
Tez no: 422153 Pdf dosyası
Sultan Abdülaziz Dönemi kışla yapılarının Çanakkale Çimenlik Kışlası örneğinde korunmasına yönelik bir yöntem önerisi / A proposal of a method for evaluation and conservation of Abdulaziz Era military barracks based on the example of Çimenlik Barracks in Çanakkale
Yazar:İLKE AYTAR
Danışman: PROF. DR. OĞUZ CEYLAN
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Restorasyon Anabilim Dalı
Konu:Mimarlık = Architecture
As a result of reforms made in the Ottoman Empire, new structure comprehensions in public and civil architecture took place. Military has served in various positions over their tasks and duties during the modernization of Ottoman Empire. It's possible to see the architectural reflections of modernization reforms after the last quarter of the XVIII. century from the architectural landmarks, the quarters which were large structures that determined the urban identity. Although there are very few examples of wood, structural materials used in building quarters were stone and brick. Based on research from various sources during the 15-year reign of Sultan Abdulaziz, 78 completed constructions have been identified. 11 of them are quarter buildings. Some of the completed buildings of Abdulaziz period exist today but some were destroyed and couldn't be conservated due to some decisions taken in the context of urbanization policies, lack of disrepair and lack of protection and conservation policies. The aim of this thesis is to examine the construction techniques and materials over the current quarters completed in Abdulaziz period and determine a method for preparing the Restitustion of Canakkale Cimenlik Barrack with all the data constituted. Science Code :
Yök/Tez Merkezi https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ Tez no: 422153 Pdf dosyası Sultan Abdülaziz Dönemi kışla yapılarının Çanakkale Çimenlik Kışlası örneğinde korunmasına yönelik bir yöntem önerisi / A proposal of a method for... more
Yök/Tez Merkezi
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/
Tez no: 422153 Pdf dosyası
Sultan Abdülaziz Dönemi kışla yapılarının Çanakkale Çimenlik Kışlası örneğinde korunmasına yönelik bir yöntem önerisi / A proposal of a method for evaluation and conservation of Abdulaziz Era military barracks based on the example of Çimenlik Barracks in Çanakkale
Yazar:İLKE AYTAR
Danışman: PROF. DR. OĞUZ CEYLAN
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Restorasyon Anabilim Dalı
Konu:Mimarlık = Architecture
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/
Tez no: 422153 Pdf dosyası
Sultan Abdülaziz Dönemi kışla yapılarının Çanakkale Çimenlik Kışlası örneğinde korunmasına yönelik bir yöntem önerisi / A proposal of a method for evaluation and conservation of Abdulaziz Era military barracks based on the example of Çimenlik Barracks in Çanakkale
Yazar:İLKE AYTAR
Danışman: PROF. DR. OĞUZ CEYLAN
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Restorasyon Anabilim Dalı
Konu:Mimarlık = Architecture
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Çalışmada Uluslararası İstanbul Bienali’nin sergi mekanlarının kentteki yayılımı ve bienal kapsamında geliştirilen yeni mekânların kente etkileri tartışılmıştır. Otuz yılı aşan tarihiyle bienalin İstanbul gibi yer, zaman, kültür ve... more
Çalışmada Uluslararası İstanbul Bienali’nin sergi mekanlarının kentteki yayılımı ve bienal kapsamında geliştirilen yeni mekânların kente etkileri tartışılmıştır. Otuz yılı aşan tarihiyle bienalin İstanbul gibi yer, zaman, kültür ve tarihin katmanlaştığı bir kentte nasıl bir etki oluşturduğu, sergileme mekânları üzerinden değerlendirilmiştir. Çalışmada İstanbul’da bienal çerçevesinde kullanılan mekanların incelenmesi ve bienal kurumu İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı ile yapılan görüşme yoluyla elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Değerlendirmede bienal ölçeğinde kullanılan mekanlar kapsamında, konum, kullanım türü, yapısal özellikler, kent belleğindeki önemi, bienal sonrası geçirdiği değişim dikkate alınmıştır. Bienal sanatçılarının kente bıraktığı kalıcı eserler mekânsal anlamda değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçları müze olarak kullanılan tarihi yapıların bienal çerçevesinde daha çok tercih edilmiş olduğunu göstermektedir. Kente yayılım açısından tarihi yarımada ile birlikte Beyoğlu’nun mekânsal kullanımda ağırlıklı olduğunu söylemek mümkündür. Bununla birlikte, son yıllarda seçilen sergi mekânları, kentlinin Adalar gibi şehrin uzak noktalarını da bu kapsamda ziyaretini sağladığı söylenebilir.
Research Interests: Humanities and Bienal
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Çalışmanın Amacı: Kentin kıyı alanlarının hızla değişmesi ve yeniden üretilmesinin en önemli nedeni kıyı alanlarının yoğun kullanımıdır. Kentte yaşayanların kıyı alanlarının kullanımı doğrultusunda artan talebi kıyılara fiziki... more
Çalışmanın Amacı: Kentin kıyı alanlarının hızla değişmesi ve yeniden üretilmesinin en önemli nedeni kıyı alanlarının yoğun kullanımıdır. Kentte yaşayanların kıyı alanlarının kullanımı doğrultusunda artan talebi kıyılara fiziki müdahalelere neden olmaktadır. Araştırma, kıyı şeridi korunarak kentin kullanıcılarının kentle etkileşime girebilecekleri bir kamusal alan tasarlanabileceğini tartışmaya açmayı hedeflemektedir. Bu durumda şehirde yaşayan insanlar ve şehrin kendisi yeni deneyimler ve kimlik kazanacaktır.Kavramsal/Kuramsal Çerçeve: Tarihi Yarımada, İstanbul'un en önemli karma sit alanlarından biridir. Konu, kültürel mirasın korunması çerçevesinden ele alındığında koruma, kıyı şeridinin bütüncül koruma ilkeleri doğrultusunda korunmasını kapsamaktadır. Sit alanı ilan edilmiş, tarihi bir alanda dolgu yapılması durumu, ilana konu olmuş unsurlardan biri olan kıyı şeridinin şeklini değiştirmekte, dolayısıyla bütünsel korunmayı tehlikeye atmaktadır. Kıyı şeridini koruyan aynı zaman...
Research Interests:
Kentin kıyı alanlarının hızla değişmesi ve yeniden üretilmesinin en önemli nedeni kıyı alanlarının yoğun kullanımıdır. Kentte yaşayanların kıyı alanlarının kullanımı doğrultusunda artan talebi kıyılara fiziki müdahalelere neden... more
Kentin kıyı alanlarının hızla değişmesi ve yeniden üretilmesinin en önemli nedeni kıyı alanlarının yoğun kullanımıdır. Kentte yaşayanların kıyı alanlarının kullanımı doğrultusunda artan talebi kıyılara fiziki müdahalelere neden olmaktadır. Araştırma, kıyı şeridi korunarak kentin kullanıcılarının kentle etkileşime girebilecekleri bir kamusal alan tasarlanabileceğini tartışmaya açmayı hedeflemektedir. Bu durumda şehirde yaşayan insanlar ve şehrin kendisi yeni deneyimler ve kimlik kazanacaktır. Kavramsal/Kuramsal Çerçeve: Tarihi Yarımada, İstanbul'un en önemli karma sit alanlarından biridir. Konu, kültürel mirasın korunması çerçevesinden ele alındığında koruma, kıyı şeridinin bütüncül koruma ilkeleri doğrultusunda korunmasını kapsamaktadır. Sit alanı ilan edilmiş, tarihi bir alanda dolgu yapılması durumu, ilana konu olmuş unsurlardan biri olan kıyı şeridinin şeklini değiştirmekte, dolayısıyla bütünsel korunmayı tehlikeye atmaktadır. Kıyı şeridini koruyan aynı zamanda mekânsal ihtiyaçları karşılayan farklı tasarım yaklaşımları mevcuttur. Bunlardan biri de New York'ta, tarihi referansı da bulunan Little Island'dır. Yöntem: Araştırmada veriler literatür araştırması, saha gözlemleri ve dokümantasyon yoluyla toplanmıştır. Dolgu alanları ile ilgili bilimsel yayınlar incelenmiş, HDPK Little Island yerinde gözlemlenmiş ve tespitler yapılarak konunun önemi korumacı bir bakış açısıyla tartışılmıştır.
Research Interests:
Research Interests:
In most of historical cities, some streets have been pedestrianised in order to facilitate pedestrian circulation. This situation affects functions of historical buildings and increases also pedestrian density of streets. Many historical... more
In most of historical cities, some streets have been pedestrianised in order to facilitate pedestrian circulation. This situation affects functions of historical buildings and increases also pedestrian density of streets. Many historical cities in the world are threatened by earthquake. It is important to consider earthquake related disasters for the pedestrianization practices in historical cities. The historical urban centers, most of have masonry buildings, may not perform well enough to overcome the risks. Building structural system, construction date, number of storey, maintenance and repair conditions and physical changes due to functional changes are similar factors affecting the performance of the building earthquakes. Although buildings have performed sufficiently structurally against earthquakes, nonstructural components damages may occur. In case of earthquake, poor performance of nonstructural components may cause loss of function, economic losses and especially loss of ...
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Çalışmada merdivenli sokaklarda sosyal mekân oluşum potansiyeli ve buna etki eden unsurlar tartışılmıştır. Çalışma kapsamında sokak, merdivenli sokak, sosyal mekân, kamusal alan, aidi- yet kavramları mimarlık literatüründe... more
Çalışmada merdivenli sokaklarda sosyal mekân oluşum potansiyeli ve buna etki eden unsurlar tartışılmıştır. Çalışma kapsamında sokak, merdivenli sokak, sosyal mekân, kamusal alan, aidi- yet kavramları mimarlık literatüründe araştırılmış, kentle ilişkilendirilerek, kavramsal bağlar kurulması amaçlanmıştır. Dünyanın birçok kentinde ziyaret edilen popüler merdivenli sokaklar olduğu gibi, İstanbul’un tarihi bölgelerinde de ilgi çeken merdivenli sokaklar bulunmaktadır. Nitel araştırma yöntemi ile merdivenli sokakların kamusal alan kullanımı ulaşılabilirlik, kon- for, etkinlik ve estetik parametreleri üzerinden incelenmiş, bu kapsamda sosyal mekân olarak kullanım başarısı, merdivenlerin potansiyelleri, yerinde gözlem ve ölçüm yöntemleri ile tespit edilmiştir. Çalışma kapsamında İstanbul tarihi yerleşim alanlarında bulunan merdivenli so- kaklardan Balat Merdivenli Mektep Sokak, Beyoğlu Hacı Ali Sokak ve Üsküdar Yeni Dünya Sokak fiziksel ve sosyal mekân özellikleri açısından ayrıntılı incelenmiş, tespitler çerçevesinde merdivenli sokakların bulundukları çevreye ve yaşam tarzına katkıları değerlendirilmiştir. Merdivenli sokakların sosyal mekân olarak var olmaları ve kent yaşamına katılmaları sosyal medyadaki görünürlüğü üzerinden, fotoğraf ve video paylaşım uygulaması “Instagram” üze- rinden araştırılmış, merdivenli sokakların sosyal medyada görünürlüğü kullanıcıların payla- şımları üzerinden değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçları merdivenli sokakların çevresindeki yapıların ve fiziksel özelliklerinin sosyal mekân oluşum potansiyeline büyük oranda katkı sağ- ladığını göstermektedir.
Research Interests:
In most of historical cities, some streets have been pedestrianised in order to facilitate pedestrian circulation. This situation affects functions of historical buildings and increases also pedestrian density of streets. Many historical... more
In most of historical cities, some streets have been pedestrianised in order to facilitate pedestrian circulation. This situation affects functions of historical buildings and increases also pedestrian density of streets. Many historical cities in the world are threatened by earthquake. It is important to consider earthquake related disasters for the pedestrianization practices in historical cities. The historical urban centers, most of have masonry buildings, may not perform well enough to overcome the risks. Building structural system, construction date, number of storey, maintenance and repair conditions and physical changes due to functional changes are similar factors affecting the performance of the building earthquakes. Although buildings have performed sufficiently structurally against earthquakes, nonstructural components damages may occur. In case of earthquake, poor performance of nonstructural components may cause loss of function, economic losses and especially loss of life and injury. The nonstructural components of building such as parapet, roof, chimney, eave, canopy and windows are considered as risk factors that may cause injuries during earthquake. In this study, nonstructural building components that may occur possibility of injury are discussed and brought forward proposals for pedestrianised streets safety located in Cezayir Street, Istanbul. The main factors affecting the choice of Cezayir Street are; its close location to the most important cultural center of Istanbul; Istiklal Avenue, being a renovated area and the intensive street usage. The nonstructural building components of historical building in the Cezayir Street were evaluated using data obtained on-site observation of building façade as parapets, ornaments, eaves, chimneys, windows and canopies. According to the research result, it can be said that the façade glazing which is located at mostly additional flats on the buildings may lead to risk during earthquake.
Research Interests:
Covid-19 Salgını sürecinde turizm üzerine pek çok araştırmalar yapıldı. Bu araştırmaların bazılarının sonuçlarında, kısıtlamalar sırasında yapılan anketler ile kısıtlama kalktıktan sonra insanların eylemleri arasında farklılıklar... more
Covid-19 Salgını sürecinde turizm üzerine pek çok araştırmalar yapıldı. Bu araştırmaların bazılarının sonuçlarında, kısıtlamalar sırasında yapılan anketler ile kısıtlama kalktıktan sonra insanların eylemleri arasında farklılıklar olduğu gözlemlenmiştir (Tekin, 2020). Genel olarak kısıtlamaların kalkması durumunda 2020 yaz aylarında tatile gitmeyeceğini bildiren sonuçlar sayıca daha fazla çıkmış olsa da, yaz aylarında bir çok ülkenin kısıtlamaları kaldırmasıyla halk doğa turizmine ve sahillere yoğun bir talep göstermiş, turizm Temmuz ve Ağustos aylarında oldukça hareketlenmiştir.
Talep gören turizm yapılarından biri de resort otellerdir. Club Patara Resort’un villa müdürü Ahmet Çakır ile yapılan sözlü görüşme sonucunda 2019 Temmuz – Ağustos doluluk oranı %70 iken bu oran salgın sürecinde 2020 Temmuz – Ağustos aylarında %100 ‘e ulaşmıştır. Bu çalışma ile Antalya Kaş’a bağlı Kalkan’da yer alan Club Patara Resort üzerinden resortların Covid-19 salgını sürecinde kullanıcı tarafından neden daha çok tercih edilebilir olduğunun sorusuna yanıt bulunmaya çalışılmıştır. Konu ile ilgili bir literatür araştırması yapılmış, henüz çok yeni karşılaşılan ve etkileri devam etmekte olan Covid-19 ile ilgili güncel sorunlar ve öneriler incelenmiştir. Club Patara Resort’un mimari Turhan Kaşo ile sözlü görüşme yapılarak tasarım öncelikleri ve çevre faktörleri hakkında bilgi toplanmıştır. Yerinde yapılan incelemeler neticesinde elde edilen bulgular çerçevesinde, turizm yapılarının mimari özelliklerinin pandemi sürecinde ‘yeni’ kullanıcı gereksinimlerini göz önüne alınarak mekânsal düzenlemeleri araştırılmıştır.
Talep gören turizm yapılarından biri de resort otellerdir. Club Patara Resort’un villa müdürü Ahmet Çakır ile yapılan sözlü görüşme sonucunda 2019 Temmuz – Ağustos doluluk oranı %70 iken bu oran salgın sürecinde 2020 Temmuz – Ağustos aylarında %100 ‘e ulaşmıştır. Bu çalışma ile Antalya Kaş’a bağlı Kalkan’da yer alan Club Patara Resort üzerinden resortların Covid-19 salgını sürecinde kullanıcı tarafından neden daha çok tercih edilebilir olduğunun sorusuna yanıt bulunmaya çalışılmıştır. Konu ile ilgili bir literatür araştırması yapılmış, henüz çok yeni karşılaşılan ve etkileri devam etmekte olan Covid-19 ile ilgili güncel sorunlar ve öneriler incelenmiştir. Club Patara Resort’un mimari Turhan Kaşo ile sözlü görüşme yapılarak tasarım öncelikleri ve çevre faktörleri hakkında bilgi toplanmıştır. Yerinde yapılan incelemeler neticesinde elde edilen bulgular çerçevesinde, turizm yapılarının mimari özelliklerinin pandemi sürecinde ‘yeni’ kullanıcı gereksinimlerini göz önüne alınarak mekânsal düzenlemeleri araştırılmıştır.
Research Interests:
Öz Tarihi Yarımada, İstanbul'da Haliç, Marmara Denizi, kara tarafında ise şehir surları ile sınırlı olan, günümüzde Fatih ilçe sınırlarını kapsayan bölgeye verilen isimdir ve 1995 yılında tarihi ve kentsel sit alanı olarak tescil... more
Öz Tarihi Yarımada, İstanbul'da Haliç, Marmara Denizi, kara tarafında ise şehir surları ile sınırlı olan, günümüzde Fatih ilçe sınırlarını kapsayan bölgeye verilen isimdir ve 1995 yılında tarihi ve kentsel sit alanı olarak tescil edilmiştir. İstanbul'da gerçekleşen sosyal ve fiziksel değişimler Fatih'e de yansımış, işlevini yitiren, terkedilen yapıların yerine ya da çevresine kentsel dokuya aykırı yeni yapılar yapılmıştır. Çemberlitaş semtinde anıtsal yapılar dışında XIX. yüzyıla tarihlenen sivil mimarlık örnekleri de bulunmaktadır. Konak/Konut olarak barınma amacı ile inşa edilen bu yapılardan bir kısmı günümüze kadar varlığını sürdürmeyi başarmış ancak 1960'lardan itibaren dönüşüme uğramaya başlamıştır. Artan turist sayısı ile birlikte barınma ihtiyacı doğmuş ve bölgede bulunan yapılar otel olarak kullanılmak üzere işlevsel dönüşüme uğramaya başlamıştır. Bu çalışma ile Çemberlitaş semti, Emin Sinan Mahallesinde yer alan korunması gerekli kültür varlıklarının belgelenmesi, semtin sosyal ve fiziksel dokusundaki değişimin tespit edilmesi ve işlevsel olarak konuttan otele dönüşüm geçirmiş bir yapı üzerinden değişimin belgelenmesi hedeflenmektedir. Çalışma alanı olan Emin Sinan Mahallesi Tarihi Yarımada içerisinde yer alan Çemberlitaş semtinde yer almakta ve tarihi konum olarak Roma döneminin önemli yerleşim bölgelerinden olması dolayısıyla Roma şehrinin önemli ana yolu Mese yoluna (bugünkü Divanyolu Caddesi), I.Constantinus zamanında yapılan Forum Constantini ve I.Theodosius zamanında yapılan Forum Tauri adlı meydanlara yakın bir konumdadır. Çalışma kapsamında Emin Sinan Mahallesi'nde alan ölçeğinde yapım tekniği, yapısal sağlamlık durumu, özgünlük durumu, işlev durumu, kat sayısı ve kullanım durumunu belirlemek amacıyla analizler yapılmıştır. Analizler çerçevesinde Emin Sinan Mahallesi'nde yer alan konuttan konaklama/otel'e dönüştürülen yapı, rölöve ve restitüsyon çizimleri üzerinden, yapısal ve mekânsal olarak incelenmiştir. Bölgenin tarihi yapılarının gelecekte benzer dönüşümler geçirmesi potansiyeli taşıması nedeniyle, elde edilen bulgular neticesinde önerilerde bulunulmaktadır. Abstract The Historical Peninsula is the name given to the region in Istanbul, which is limited by the Golden Horn, the Marmara Sea and the city walls on the land, covering the borders of Fatih district today and was registered as a historical and urban site in 1995. The social and physical changes that took place in Istanbul were also reflected in Fatih, and new buildings that were contrary to the urban texture were built in or around the 1 İstanbul Gelişim Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü
Research Interests:
Mekânın herkes tarafından kullanılabilir olması için mekânda kullanılan sabit ve hareketli mobilyaların fiziksel boyutlarının iyi tasarlanmış olması, mekânın bulunduğu yapının ulaşılabilirliği ve engelsiz erişime olanak tanıması... more
Mekânın herkes tarafından kullanılabilir olması için mekânda kullanılan sabit ve hareketli mobilyaların fiziksel boyutlarının iyi tasarlanmış olması, mekânın bulunduğu yapının ulaşılabilirliği ve engelsiz erişime olanak tanıması ve belki de en önemlisi o yapının bulunduğu çevre içerisinde erişebilir, ulaşılabilir olmasıdır. Mimarlık eğitiminde önemli bir eğitim olan erişilebilirlik/herkes için mimarlık, dersi yalnızca özel gereksinimli bireyler için değil aynı zamanda toplumda yaşayan her bireyin kentin tüm olanaklarından faydalanmasını kolaylaştırıcı çözümlerin tartışıldığı bir derstir. Ancak erişilebilirlik standartları, kendi içerisinde ayrıştırıcı rol da oynayabilen bazı kodlar içermektedir. Erişilebilirliği sadece engelli bireylerin binaya ya da mekâna erişilebilirliği için yapılacak bir giriş tasarımına indirgeyen yaklaşımlar, toplum içindeki engelli bireyleri diğerlerinden ayırarak yalnızlaştırmaktadır. Çalışma İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde açılan seçmeli ders olan Erişilebilirlik dersi kapsamında öğrencilerin öğrenim çıktılarına farklı bir öneri getirmektedir. Öğrencilere standartların kazandırılması amaçlanan derse, yeni bir hedef olarak bu süreci deneyimlemek, sorunları tespit edip çözüm önerileri getirmek ve bunun da ötesinde deneyimledikleri sorun ve çözüm önerilerini yetkili idari makamlarla paylaşarak etkileşim düzeyini arttırmak deneyimlenmiştir.
Research Interests:
Çalışmada Uluslararası İstanbul Bienali sergi mekânlarının kentteki yayılımı ve Bienal kapsamında geliştirilen yeni mekânların kente etkileri tartışılmıştır. Otuz yılı aşan tarihiyle Bienalin İstanbul gibi yer, zaman, kültür ve tarihin... more
Çalışmada Uluslararası İstanbul Bienali sergi
mekânlarının kentteki yayılımı ve Bienal kapsamında
geliştirilen yeni mekânların kente etkileri tartışılmıştır.
Otuz yılı aşan tarihiyle Bienalin İstanbul gibi yer, zaman,
kültür ve tarihin katmanlaştığı bir kentte nasıl bir etki
oluşturduğu, sergileme mekânları üzerinden
değerlendirilmiştir. Bu kapsamda İstanbul’da Bienal sergi
mekânları ayrıntılı incelenmiş ve Bienal kurumu İstanbul
Kültür ve Sanat Vakfı ile yapılan görüşme yoluyla elde
edilen veriler değerlendirilmiştir. Bienalde en çok
kullanılan sergi mekânları; konum, kullanım türü, yapısal
özellikler, kent belleğindeki önemi, Bienal sonrası
geçirdiği değişim gibi konular ele alınmıştır. Bienal
sanatçılarının kente bıraktığı kalıcı eserler, mekânsal
açıdan değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçları, müze
olarak işlevlendirilmiş tarihi yapıların Bienal sergi mekânı
olarak daha çok tercih edildiğini göstermektedir. Bienal
sergi mekânları ağırlıklı olarak Tarihi Yarımada ile birlikte
Beyoğlu’nda yer almaktadır. Bununla birlikte, son yıllarda
seçilen sergi mekânları, kentlinin Adalar gibi şehrin uzak
noktalarına gidebilmelerine de olanak sağlamıştır.
mekânlarının kentteki yayılımı ve Bienal kapsamında
geliştirilen yeni mekânların kente etkileri tartışılmıştır.
Otuz yılı aşan tarihiyle Bienalin İstanbul gibi yer, zaman,
kültür ve tarihin katmanlaştığı bir kentte nasıl bir etki
oluşturduğu, sergileme mekânları üzerinden
değerlendirilmiştir. Bu kapsamda İstanbul’da Bienal sergi
mekânları ayrıntılı incelenmiş ve Bienal kurumu İstanbul
Kültür ve Sanat Vakfı ile yapılan görüşme yoluyla elde
edilen veriler değerlendirilmiştir. Bienalde en çok
kullanılan sergi mekânları; konum, kullanım türü, yapısal
özellikler, kent belleğindeki önemi, Bienal sonrası
geçirdiği değişim gibi konular ele alınmıştır. Bienal
sanatçılarının kente bıraktığı kalıcı eserler, mekânsal
açıdan değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçları, müze
olarak işlevlendirilmiş tarihi yapıların Bienal sergi mekânı
olarak daha çok tercih edildiğini göstermektedir. Bienal
sergi mekânları ağırlıklı olarak Tarihi Yarımada ile birlikte
Beyoğlu’nda yer almaktadır. Bununla birlikte, son yıllarda
seçilen sergi mekânları, kentlinin Adalar gibi şehrin uzak
noktalarına gidebilmelerine de olanak sağlamıştır.
Research Interests:
ABSTRACT: Every building has its own story. In the case of conservation we have to find a new function to keep the building alive, but it’s observed that, some new functions given to the buildings can never fit the existing building. The... more
ABSTRACT: Every building has its own story. In the case of conservation we have to find a new function to keep the building alive, but it’s observed that, some new functions given to the buildings can never fit the existing building. The facades can be perfect in details but the prob- lem is with the harmony of planning and the programme of the existing building and the addi- tions. It should has been questioned that ‘why do we conserve the historical buildings?’ So we have to turn back to the beginning of the conservation. The other important question is based on to remember the principles of the conservation, ‘How shall we conserve?’ With all the answers of the questions above, in the paper two examples of conservated buildings from Istanbul, are compared with each other and the selected buildings are examined due to the functions given to them.
Research Interests:
a course of study offered by ETHx, an online learning initiative of ETH Zurich
Research Interests:
Arkeolojik Varlıkların Korunması ve Kurtarılması
Research Interests:
a course of study offered by RWTHx, an online learning initiative of RWTH Aachen University. Prof. Dr.-Ing. Frank Lohrberg Chair of Landscape Architecture RWTH Aachen University Prof. Dr.-Ing. Anke Naujokat Chair of Architectural History... more
a course of study offered by RWTHx, an online learning initiative of RWTH Aachen University.
Prof. Dr.-Ing. Frank Lohrberg
Chair of Landscape Architecture
RWTH Aachen University
Prof. Dr.-Ing. Anke Naujokat
Chair of Architectural History
RWTH Aachen University
Prof. Dr.-Ing. Frank Lohrberg
Chair of Landscape Architecture
RWTH Aachen University
Prof. Dr.-Ing. Anke Naujokat
Chair of Architectural History
RWTH Aachen University
Research Interests:
Research Interests:
Von Moltke’nin kitabı ‘’ Briefe über Zustände und Begebenheiten in der Türkei aus den Jahren 1835 bis 1839 ‘’; Türkiye’deki şartlar ve olay- lara ilişkin mektuplar, 1835-39, çalıştığı çeşitli ülkelerden yazdığı sekiz ciltlik... more
Von Moltke’nin kitabı ‘’ Briefe über Zustände und Begebenheiten in der Türkei aus den Jahren 1835 bis 1839 ‘’; Türkiye’deki şartlar ve olay- lara ilişkin mektuplar, 1835-39, çalıştığı çeşitli ülkelerden yazdığı sekiz ciltlik bir mektup dizisinin son cildi olarak 1893’te yayınlanmıştır.
Moltke Istanbul’da günümüzdeki adları ile Sarıyer, Üsküdar, Kadıköy, Bakırköy, Fatih bölgelerinde edindiği izlenimleri, Türkiye’den Mektuplar adlı sonradan kitap haline getirilen mektuplarında paylaşmıştır. Bu izlenimleri arasında genel ifadelerle bazı gözlemleri bulunurken, özellikle uzunca ve detaylıca anlatmayı tercih ettiği yapılar da bulunmaktadır. Bu çalışma ile Moltke'nin kitabında yer verdiği bilgilerin ışığında İstanbul'un kitapta sözü geçen yerler üzerinden 180 yıllık değişiminin okunması hedeflenmiştir.
Moltke Istanbul’da günümüzdeki adları ile Sarıyer, Üsküdar, Kadıköy, Bakırköy, Fatih bölgelerinde edindiği izlenimleri, Türkiye’den Mektuplar adlı sonradan kitap haline getirilen mektuplarında paylaşmıştır. Bu izlenimleri arasında genel ifadelerle bazı gözlemleri bulunurken, özellikle uzunca ve detaylıca anlatmayı tercih ettiği yapılar da bulunmaktadır. Bu çalışma ile Moltke'nin kitabında yer verdiği bilgilerin ışığında İstanbul'un kitapta sözü geçen yerler üzerinden 180 yıllık değişiminin okunması hedeflenmiştir.
Research Interests:
Although they were designed to survive for centuries during the period they were built, some buildings have become unusable with the loss of importance of business lines and have been left to their fate in cities for many years. the... more
Although they were designed to survive for centuries during the period they were built, some buildings have become unusable with the loss of importance of business lines and have been left to their fate in cities for many years. the continuous change of production with today's technological speed and the loss of use of many industrial structures, which were used especially in the 19th century, brought the reuse of these structures and usage suggestions for different functions have been introduced.
Industrial heritage takes an important part in the sustainable development of the city. Olivetti's sustainable projects is mostly based on the link between an ethical concept and a development - oriented idea (Castano, Gallo, 2013). The spreading of industrial structures in the Olivetti campuses to the region, ensuring production and sales, attracted attention from service optimization to the quality of life and the environment. Understanding the philosophy of Olivetti Settlements, which look its place in the UNESCO World Heritage List in 2018, will contribute to the concept of the Industrial Heritage and the sustainable development of cities.
Industrial heritage takes an important part in the sustainable development of the city. Olivetti's sustainable projects is mostly based on the link between an ethical concept and a development - oriented idea (Castano, Gallo, 2013). The spreading of industrial structures in the Olivetti campuses to the region, ensuring production and sales, attracted attention from service optimization to the quality of life and the environment. Understanding the philosophy of Olivetti Settlements, which look its place in the UNESCO World Heritage List in 2018, will contribute to the concept of the Industrial Heritage and the sustainable development of cities.
Research Interests:
THE ARCHITECTURE OF THE 19TH CENTURY MILITARY BUILDINGS