Location via proxy:   [ UP ]  
[Report a bug]   [Manage cookies]                
Skip to main content
Erhan Buyukakinci
  • www.erhanbuyukakinci.com
    www.savasvebaris.com
Soğuk Savaş sonrası döneme geçerken yeni Vestfalyacı ya da Vesfalya ötesi tartışmalar yapılırken, Herfried Münkler'in önermesiyle Vestfalya öncesi bakış açılarına dair "ortaçağlaşma" kavramı ele alınmaya başlanmıştır. Makalemizde Soğuk... more
Soğuk Savaş sonrası döneme geçerken yeni Vestfalyacı ya da Vesfalya ötesi tartışmalar yapılırken, Herfried Münkler'in önermesiyle Vestfalya öncesi bakış açılarına dair "ortaçağlaşma" kavramı ele alınmaya başlanmıştır. Makalemizde Soğuk Savaş sonrasındaki uluslararası güvenliğin evrilmesinde Vestfalya öncesi değerlendirme elementlerinin gözden geçirilmesi ve günümüzle geçmiş tarih arasında karşılaştırmalı analiz yöntemiyle akışkan topraksallık/ülkesellik, karmaşık devlet-dışı aktörlerle sorgulanmaya başlanılan egemenlik, ekonomikleşme ve asimetrikleşme durumlarının tartışılması amaçlanmaktadır.
Mesut Hakkı Caşın, Sina Kisacık ve Can Donduran'ın editörlüğünde "21. Yüzyılda Tüm Boyutlarıyla Çin Halk Cumhuriyeti" başlıklı kitapta yer alan makalemizde Çin dış politikasının karar alma mekanizmaları ve bunların dönüşümünü ele almaya... more
Mesut Hakkı Caşın, Sina Kisacık ve Can Donduran'ın editörlüğünde "21. Yüzyılda Tüm Boyutlarıyla Çin Halk Cumhuriyeti" başlıklı kitapta yer alan makalemizde Çin dış politikasının karar alma mekanizmaları ve bunların dönüşümünü ele almaya çalıştık.
21. yüzyılın başında olduğumuz bu dönemde, insanlık olarak acilen öğrenmemiz ve geliştirmemiz gereken en önemli kabiliyetlerden biri, savaşa ve şiddete dair zihniyetimizi, düşünce tarzımızı radikal bir şekilde değiştirmek; bireysel,... more
21. yüzyılın başında olduğumuz bu dönemde, insanlık olarak acilen öğrenmemiz ve geliştirmemiz gereken en önemli kabiliyetlerden biri, savaşa ve şiddete dair zihniyetimizi, düşünce tarzımızı radikal bir şekilde değiştirmek; bireysel, toplumsal, yerel, ulusal ve uluslararası olmak üzere her bağlamda ve her düzeyde sorunların, uyuşmazlıkların ve çatışmaların yapıcı ve barışçı araçlarla çözülmesi yollarını bilimsel ve çok-disiplinli yöntemlerle öğrenmek ve öğretmek olmalıdır.
Her ne kadar geleneksel sosyal bilimler şiddet ve çatışma konularını kendi disiplinleri içinde araştırma konusu yapmış olsalar da, bunların her birisi insan davranışının kendi ilgi alanlarına giren dar bir kesiti ile ilgilenmişlerdir. Örneğin, tarihçiler daha çok çatışmaların tarihini; psikologlar insanları tek tek şiddete veya şiddetsizliğe götüren şartları; sosyal psikologlar, sosyologlar ve antropologlar şiddet-grup dinamiği ve şiddet-sosyal davranış ilişkilerini; siyaset bilimcileri ulusal veya uluslararası seviyedeki siyasi örgütlenmeleri; felsefeciler ve din bilimcileri ise çatışmaların ahlaki ve dini mahiyetini ve şiddetten nasıl ve neden kaçınmak gerektiğini araştırma konusu yapmışlardır. Biyologlar, zoologlar bile esasen insan doğasına yönelik şiddet üzerine araştırmalar gerçekleştirmişlerdir.
Ancak çıkış noktası olarak artık çatışma, şiddet ve savaştan ziyade, barış ve barışa ulaşmanın yolları, çatışmaların barışçıl çözümü olabilecek disiplinlerarası ve çok-disiplinli yaklaşımların üretilmesi, tartışılması ve uygulanması gerekmektedir. Bu da ciddi bir zihniyet ve paradigma değişikliğini gerekli kılmaktadır. Günümüzde bu ihtiyacı karşılama iddiasında olan akademik, bilimsel disiplin açılımı Barış Çalışmalarıdır.
Prof. Dr. Havva KÖK ARSLAN
Ümit Özdağ ve Yelda Demirağ'ın "Türk Dış Politikasını Nasıl Bilirdiniz?" başlıklı derleme kitabında bu makalemiz yer almaktadır. Türkiye ve NATO'nun Suriye ve Ukrayna krizleri karşısındaki tutum farklılıkları ve bu çerçevede Rusya'ya... more
Ümit Özdağ ve Yelda Demirağ'ın "Türk Dış Politikasını Nasıl Bilirdiniz?" başlıklı derleme kitabında bu makalemiz yer almaktadır. Türkiye ve NATO'nun Suriye ve Ukrayna krizleri karşısındaki tutum farklılıkları ve bu çerçevede Rusya'ya bakışlarındaki farklılığın bu sürece etkisini değerlendirmeye çalışıyoruz.
"Savaş Kuramları – Temel Düşünürler ve Yaklaşımlar" çalışmamız savaşa dair bir tarih kitabı formatında hazırlanmamıştır; tam aksine savaşı farklı açılardan anlamak için düşünürlerin yaklaşımını bir araya getiren bir kılavuz kitap olarak... more
"Savaş Kuramları – Temel Düşünürler ve Yaklaşımlar" çalışmamız savaşa dair bir tarih kitabı formatında hazırlanmamıştır; tam aksine savaşı farklı açılardan anlamak için düşünürlerin yaklaşımını bir araya getiren bir kılavuz kitap olarak tasarlanmıştır. Dolayısıyla farklı düşünürlerden ve kültürlerden yola çıkarak savaşa olan bakış açılarının bir harmanlamasını yapmak istiyoruz. Bunu yaparken de uluslararası ilişkiler disiplinine Türkçe literatür katkısında bulunmak arzusundayız. Akademik literatürde uzmanlık alanında bağlı olarak Türkçemizi geliştirmek için uluslararası akademik teamüllere uygun olarak diğer sosyal bilimler branşlarından terminolojik destek almak (ekonomi, siyaset bilimi, iletişim, sosyoloji, vs.) çabasına girdik. Savaş gibi karmaşık bir konuyu tek bir teknik dille anlatmak yeterli değildir. Bu çaba-mızı ortaya koyarken özellikle İngilizce terminolojiyi de aktarmaya özen gösterdik, çünkü Türkçemizde yer alan birçok kuramsal çalışmada farklı terminolojik girişimlerle bir anlaşılmazlık sorunu karşımıza çıkıyor. Bu sorunu aşmak için uluslararası teknik literatürü de aktarmanın böylesi kapsamlı bir çalışmada zorunluluk olduğunu düşündük. 
Türkçemize akademik katkının ötesinde bu çalışmamızla sizlere geniş bir kaynakça olanağını da sunmayı amaçladık. Gerek ilgili düşünürlerden yola çıkarak gerekse ele aldıkları temaların ve tartışmaların çerçevesini aktararak bu konularda uzman olanları ve olmak isteyenleri yönlendirmek istedik. 
Kitabımız, Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler doktora programında yer alan Savaş Kuramları dersinden ilham alarak başlamış bir çabanın ürünüdür. Konuya ilişkin Türkçe kuramsal literatürün sınırlı olması bizlere böyle bir ihtiyacı hissettirmiştir. Dolayısıyla davranış-salcı bir çalışma metoduyla, sadece güvenlik ya da realist eksenlere odaklanmadan, çoğulcu görüşlere açık, dinamik ve genç akademisyenlerle yola çıkarak savaşı tanımlama ve tartışma adına eserleri ve görüşleriyle destek vermiş, çığır açmış ve entelektüel bir miras bırakmış düşünürler ve kuramcıları bu kitabımızda ele almak istedik.
Bu çerçevede kitabımız üç kısımdan oluşmaktadır. Öncelikle birinci kısımda Antik çağlardan yakın çağlara kadar uzanan tarih dilimine damgasını vurmuş, savaş ve strateji konusunu ele almış temel düşünürleri Klasik tartışmalar: Mutlak Savaş ve Stratejik Düşünce başlığı altında yer vermeye çalışıyoruz. Bu kapsamda bu düşünürleri detaylı olarak inceleyen ve tartışan akademisyenler ile araştırmacıları da ele almak istiyoruz. İkinci kısım çerçevesinde modern düşüncelere odaklanarak, Gelenekselcilikten Davranışsalcılığa; Sistem, Devlet ve Savaş başlığıyla, 20. yüzyılın ikinci yarısında, özellikle de Soğuk Savaş yıllarında realizm ve davranışsalcılığın ağır bastığı, gelenekselci görüşlere odaklanan ve tartışan düşünürleri incelemekteyiz. Üçüncü kısımımız tamamen farklı bir açıyı ele almaktadır: Savaşın Bilimsel Etüdü: Nedenler ve Korelasyonlar başlığı altında J.D. Singer ile başlayan salt davranışsalcı bakış açısıyla savaşın nedenselliğinden yola çıkarak süreci analiz eden ve kantitatif modellendirmelere yer veren düşünürleri ve araştırmacıları kapsamaktayız. Bu çerçevede Oyun teorisinden rekabete, Demokratik barıştan uluslararası krizlere kadar uzanan farklı kuramsal yaklaşımlarla günümüz akademik dünyasının tartışmalarını ve araştırmalarını sizlere aktarmak çabasındayız.
In this paper, we try to analyse how the idea of economic regionalism has developed within the framework of the interests of the Russian foreign policy, which adopted a Eurasianist rhetoric for nearly fifteen years. As the trends of... more
In this paper, we try to analyse how the idea of economic regionalism has developed within the framework of the interests of the Russian foreign policy, which adopted a Eurasianist rhetoric for nearly fifteen years. As the trends of globalization spread over the world after the end of the Cold War period, the regional integration movements also gained speed with different forms and contents. Meanwhile the countries in the post-Soviet geography adopted different political approaches towards regionalization and globalization by taking into consideration their own capabilities and interests. At its own side, Russia was in search of integration within the world economy by trying to implement its own regionalist policies both at the level of the CIS area and with the neighbouring countries like China and the EU. The Eurasianist discourse has no doubt such impact on Russian leadership’s choices of partners and orientations for economic regionalization. At this point, we want to discuss if it is possible to talk about some “Eurasianist model of regional integration” as a new idea which can combine, at one side, the institutional integration process within the CIS area and, at the other, the strong regional cooperation with the Asian economic partners like China. This model can be also Russia’s answer to embrace both globalism and regionalism by preserving its own hegemonic expectations after the Soviet legacy.
Yeni savaşlar tartışmasından yola çıkarak Soğuk Savaş sonrası dönemde karşımıza çıkan farklı çatışma türevleri, bunların dinamikleri, etkilenen aktörler ve ortaya çıkan sonuçlar, vaka etüdü çalışmalarıyla, bu derleme kitap çerçevesinde... more
Yeni savaşlar tartışmasından yola çıkarak Soğuk Savaş sonrası dönemde karşımıza çıkan farklı çatışma türevleri, bunların dinamikleri, etkilenen aktörler ve ortaya çıkan sonuçlar, vaka etüdü çalışmalarıyla, bu derleme kitap çerçevesinde ele alınmıştır. Vekalet savaşlarından hibrit savaşlara, siber güvenlik tartışmalarından özel askeri şirketlere değin yeni savaşlar tartışmasının birçok farklı boyutu bu kitap çerçevesinde değerlendirilmiştir.
The 1990s have witnessed many structural changes in the Central and Eastern European countries after the “Velvet Revolutions” and today all these states have been gradually becoming members of the EU and have also become involved in... more
The 1990s have witnessed many structural changes in the Central and Eastern European countries after the “Velvet Revolutions” and today all these states have been gradually becoming members of the EU and have also become involved in cooperation for an integrated European security architecture. In their domestic politics, it is also possible to consider the impact of the post-Communist transition on their political restructuring. As there have been many governmental changes in Central and Eastern European countries since the beginning of the 1990s, external factors have seemed to influence the political process at domestic level. To study all these phenomena, we prefer to limit our research to the Polish and Hungarian cases. The people in these countries are expecting such high sensitivity for their own socioeconomic concerns from the politicians in power, while the political structures, especially the neo-Communists, aim to restructure their own discourse in the political life. Give...
... ИНФОРМАЦИЯ О ПУБЛИКАЦИИ. Название публикации, SYNDROMES AND ALTERNATIVES FOR SLOVAK FOREIGN POLICY: THE PROCESS OF RESTRUCTURING AFTER THE 'VELVET DIVORCE'. Авторы, Erhan Buyukakinci. Журнал, East European Quarterly. ...
Research Interests:
Rus Uzakdoğusu ve Sibirya coğrafyasını ilgilendiren dış politika ve enerji güvenliği konularına dair uzmanlık çalışmalarımızla OAKA dergisinde özel sayı yayınlama şansına eriştik.
John Vasquez, savaş kuramlarının önde gelen yazarlarındandır. Savaşın bilimsel etüdü çerçevesinde ikili çatışma modellerinde toprak faktörünün önemini irdelemeye çalışmıştır. Bu makale çerçevesinde topraksallığın çatışma ve barış... more
John Vasquez, savaş kuramlarının önde gelen yazarlarındandır. Savaşın bilimsel etüdü çerçevesinde ikili çatışma modellerinde toprak faktörünün önemini irdelemeye çalışmıştır. Bu makale çerçevesinde topraksallığın çatışma ve barış kültürüne etkisini veritabanlarından hareketle incelenmesi söz konusudur.
Savaşın bilimsel etüdünün öncüsü olan J. David Singer'ın savaş çalışmalarına katkıları bu makalede ele alınmaktadır. Savaş kavramının tanımlanması ve kategorilendirilmesi, COW Projesi çalışmaları, bu çerçevede incelenmiştir.